Ergenekon davası sanıklarından Osman Yıldırım, Birinci Ergenekon davasında savunma yapmaya devam ediyor. Yıldırım dün ve bugünkü ifadelerinde çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıların Veli Küçük´ün emri ile yapıldığını, atılan bombaları da Muzaffer Tekin´in verdiğini söyledi.
FLAŞ!!! Yıldırım: Cumhuriyet işi Küçük´ten bombalar Tekin´den
Ergenekon davası sanıklarından Osman Yıldırım, Birinci Ergenekon davasında savunma yapmaya devam ediyor. Yıldırım dün ve bugünkü ifadelerinde çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıların Veli Küçük´ün emri ile yapıldığını, atılan bombaları da Muzaffer Tekin´in verdiğini söyledi.
Birinci Ergenekon davasının 121. duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda yapılmaya devam ediliyor. Yargılamanın bugünkü duruşmasında, mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese tarafından Osman Yıldırım´ın daha önce verdiği ifadelerin okunmasına devam edildi. Bu ifadelerine ilişkin söz verilen Yıldırım, İfadelerimdeki doğru olmayan kısım, Cumhuriyet gazetesine yaptırdığım eylemleri inkar etmemdir dedi. Yıldırım, Alparslan Arslan´ı kullananlar Veli Küçük´tür, Muzaffer Tekin´dir. Bunları üstü de Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve Fikri Karadağ´dır şeklinde konuştu. Hakim Özese´nin Bunu nereden biliyorsun? sorusuna Yıldırım, Sürekli bana gelen adamı kimin kullandığını bilmeyecek miyim? dedi. Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırı konusunda da Cumhuriyet gazetesine yapılan eylemlerde işi veren Veli Küçük´tür. Bombaları veren Muzaffer Tekin´dir şeklinde iddialarda bulundu. ( Sabah)
Ataşehir´de bombaları aldıktan sonra çok kalmadan çıktım
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, Ataşehir´deki toplantıda çok kalmadım. Bombaları aldım, çıktım, götürdüm dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasında daha önce verdiği ifadeleri üzerine konuşan Yıldırım, Cumhuriyet Gazetesine yönelik bombalı saldırıyla ilgili olarak Ataşehir´de bir yerde toplantı yapıldığını iddia etti.
Ataşehir´deki toplantıya kimler katıldı?
Mahkemeye başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese´nin, Bu toplantıya kimler katıldı? Anlatır mısın? diye sorduğu sanık Yıldırım, Daha önce ifade ettiğim kişiler katıldı. Daha önce söylediğim isimlerin arkasındayım diye konuştu. Özese´nin birkaç sefer daha ısrar ederek, Osman Yıldırım, bildiklerini açık açık söyle. Mahkemenin amacı gerçekleri ortaya çıkarmaktır demesi üzerine Yıldırım, Ataşehir´deki toplantıya tekrar söyleyeyim, Muzaffer Tekin, Hüseyin Görüm´ün yeğeni, Oktay Yıldırım, Fikri Karadağ, Orhan Kadı, Alparslan Arslan ve tanımadığım başka kişiler vardı dedi. Özese´nin, O toplantıda neler oldu? sorusuna da tutuklu sanık Yıldırım, Fazla kalmadım, 5 dakika kaldım. Bombaları aldım, çıktım, götürdüm. 2 tane bomba aldım. Alparslan Arslan 1 tane aldı. Muzaffer Tekin verdi bombaları şeklinde konuştu. Yıldırım, Mahkeme Başkanı Özese´nin, Kim götürdü sizi oraya? sorusuna da Resmi basına yansımayan tanımadığım bir kişiydi. Resmini görürsem tanırım karşılığını verdi.
Semih Tufan Gülaltay da bu işlerin tam ortasında
Cumhuriyet gazetesine yönelik eylemden sonra Semih Tufan Gülaltay´ı aradığını söyleyen Yıldırım, Alparslan Arslan orada çıkıyor. Ben olmayan bir şeyi konuşmam. Bu işi yaptıran kendileridir. Çıkar amaçlı yaptığım bir eylemdir diye konuştu. Alparslan Arslan, Muzaffer Tekin, Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Zekeriya Öztürk ve Fikri Karadağ, bunlar Semih Tufan Gülaltay´ın yanına gitmediler mi? Açıklasınlar diyen Yıldırım, Beşiktaş´ta Alparslan Arslan´ı bıraktığım yerde Veli Küçük´ün yazıhanesi var. Her eylemden sonra Alparslan Arslan´ı oraya bıraktım dedi. ( Star)
İfademden vazgeçmem için 2 milyon dolar teklif edildi
Birinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, Doğu Perinçek´in kendisin ´İfadeni geri çek sana yardımcı oluruz´ dediğini ileri sürdü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği bazı dilekçelere ilişkin açıklamalar yapan Yıldırım, davanın tutuklu sanıklarından İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında iddialarda bulundu. Yıldırım, ´Doğu Perinçek, içeride bana ´ifadeni geri çek sana yardımcı oluruz´ diyor. Sen kimsin bana yardımcı olacaksın?´ diye konuştu. Osman Yıldırım, kendisinin de Perinçek´e, ´Alakası olmayan bir suikastın nasıl üzerine yıkıldığı´ şeklinde cevap verdiğini söyledi. Yıldırım´ın daha sonra ´Doğu Perinçek bana böyle bir şey söyledi mi, söylemedi mi? Açıklama yapsın´ şeklindeki sözleri üzerine Hakim Özese, cevap verip vermemenin Perinçek´in takdirinde olduğunu, istediği zaman cevaplayabileceğini belirtti. Bunun üzerine Perinçek, sonra beyanda bulunacağını dile getirdi.
Erhan Timuroğlu Yıldırım´ı yalanladı
Bunun ardından söz alan tutuklu sanık Erhan Timuroğlu, Yıldırım ile cezaevinde önceden aynı koğuşta kaldığını, Yıldırım´ın sürekli kendisini tahrik ettiğini ve bunun ardından koridorda yattığını öne sürdü. Timuroğlu, ´Yıldırım bana ´bunlara söyle bana 2 milyon dolar versinler, konuştuklarımın hepsinin yalan olduğunu söylerim´ dedi. Ataşehir toplantısının yapıldığı iddia edilen tarihte biz Osman Yıldırım ile beraber Sultançiftliği´ne adam vurmaya gitmiştik, birlikteydik´ dedi. Osman Yıldırım da, ´Kamera görüntülerine bakıldığında Erhan Timuroğlu´nu kimlerin ne şekilde ikna ettiği anlaşılır. Ataşehir toplantısında zaten yanımda değildi. Timuroğlu bombaları nereden, kimden aldığımı görmüş mü?´ diye sordu.
Veli Küçük´ün kızı ve avukatıyla Zekeriya Öztürk Yıldırım´a itiraz etti
Tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün avukatı olan kızı Zeynep Küçük de, söz alarak, Yıldırım´ın somut, hiçbir şeye dayanmadan insanları töhmet ve zan altında bırakan sorular sorarak açıklamalarda bulunduğunu iddia ederek, somut delil ve tespitlerini açıklamasını istedi. Küçük, Yıldırım´ın soru sorar şekilde beyanda bulunmasının usule aykırı olduğunu ileri sürdü. Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk de, Yıldırım´ın beyanlarına ilişkin, ´Bu adamın bu şekildeki beyanları bizi ne halde bırakacağının farkında değil misiniz? Başlıklar halinde söylüyor, ayrıntılı açıklama yapması gerekir´ dedi. Mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese de, sanık Osman Yıldırım´ın dilekçesinde bahsettiği konuların Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay üyelerine saldırı olaylarıyla ilgili olduğunu, duruşmadaki açıklamalarının da bu konuları içerdiğini söyledi. Yıldırım da, dilekçesinde doğru olmayan konulara açıklık getirdiğini kaydetti. Osman Yıldırım, tutuklu sanık Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül´ün ´Alparslan Arslan ile ilişkisini anlatmasını´ istedi. Bunun üzerine gülüşmeler olunca Yıldırım, ´Gülecek bir şey mi var?´ diyerek Ergül´e tepki gösterdi. ( Zaman)
Doğu Perinçek mahkeme tuvaletinde Osman Yıldırım´a ifadesini geri çekme teklifi yapmış
11 Kasım 2009:Osman Yıldırım, Ergenekon savcılarına gönderdiği dilekçede, 19 Ekim tarihli duruşmaya ara verildiği sırada, Erhan Timuroğlu aracılığıyla mahkeme tuvaletine çağıran Doğu Perinçek´in yaptığı teklifi ayrıntılarıyla anlattı.Savunmasını yapmadan önce, Doğu Perinçek´in kendisini yönlendirmeye çalıştığını belirten Yıldırım ´Perinçek, bana ´ifadeni geri çek sana yardımcı oluruz´ diyor. Sen kimsin bana yardımcı olacaksın?´ diye konuştu. Yıldırım´ın ´Perinçek bunları söyleyip söylemediğini açıklasın? dedi. Perinçek ise sonra açıklama yapacağını söylemekle yetindi.
Tarih: 19 Ekim 2009, Yer: Silivri Mahkeme Tuvaleti
Osman Yıldırım, kapalı kapılar arkasında yaşadığı bir takım olaylarla ilgili 22 Ekim 2009 tarihli dilekçesinde 19 Ekim´de görülen duruşmada verilen ara sırasındaki yaşananları şöyle anlattı: ?Lavaboya gittiğimde Erhan Timuroğlu bana ´Abi Doğu Perinçek seninle görüşmek istiyor´ dedi. ´Nerede´ dedim. ´Yan lavaboda´ dedi. ´Olur görüşelim´ dedim. Doğu Perinçek bana ´İfadelerini geri çek ve gizli tanık olma. Sana yardımcı oluruz. Bu davayı bitir´ teklifinde bulundu. Ben de kendisine ´siz neden televizyonlardan duyduğum bir olayı yaptırım uygulayarak üzerime yıktırıyorsunuz´ dediğimde gülümsedi ve sustu. Koridor kamerası incelendiğinde bu kısa görüşme görülecektir.´
´Osman´a tavır alın´ talimatı
Yıldırım, sanık Erhan Timuroğlu´nun 21 Ekim günü oturuma verilen arada ´Abi, Veli Küçük ve Muzaffer Tekin (Osman´a tavır alın, söylediklerini yalanlayın gibi telkinlerde bulundular. Haberin olsun) dedi´ iddiasında bulundu. Ergenekon davasında ilk söz aldığında bekleme odasına yaşananları da anlatan Osman Yıldırım ?ErhanTimiroğlu, Alparslan´a (duruşmada Mehmet Demirtaş, Osman ağabeyin aleyhine konuşuyor) deyince Alparslan Arslan da Erhan´a hitaben (Mehmet Demirtaş isimli ş... söyle bir sandık bombaya sahip çıkamıyor. Herkesi içeri tıkamış. Bir de ş... mi yapıyor) dedi´ iddiasında bulundu. ( Star)
Veli Küçük ve Alparslan Arslan sık sık Üsküdar´daki Katibim Çay Bahçesi´nde buluşuyordu
11 Kasım 2009: Danıştay ve Cumhuriyet saldırısının Veli Küçük, Fikri Karadağ ve Muzaffer Tekin´in de katıldığı toplantılarda planlandığını anlatan Yıldırım ?Veli Küçük ve Alparslan Arslan sık sık Üsküdar´daki Katibim Çay Bahçesi´nde buluşuyordu? dedi. Osman Yıldırım bombaları getiren kişiyi bu fotoğraftan teşhis etmişti. Osman Yıldırım´ın cezaevinde Ergenekon savcılarına anlattığı itiraflar Danıştay ve Cumhuriyet saldırılarının arkasında örgütün olduğunu ortaya çıkardı. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün Sincan F Tipi Cezaevinde ifadesini aldığı Yıldırım, kendisine gösterdiği fotoğraftan Muzaffer Tekin´in talimatı ile bombaları getiren Hüseyin Görüm´ün yeğeni Rasim Görüm´ü teşhis etti. İlk kez Yeni Şafak´ın yayınladığı fotoğraflarda Yıldırım´ın el yazısıyla Görüm için ?Bombayı getiren koruma? ibaresi yazdığı görülüyor.
Bunları Cumhuriyet´e at kimse ölmesin
Osman Yıldırım ikinci Ergenekon davasının iddianamesine de giren itiraflarında 26 Nisan 2007´de Ataşehir´deki toplantıda Cumhuriyet´in bombalanması olayının planlandığını söyledi. Yıldırım toplantıda Muzaffer Tekin´in kendisine el bombaları verilirken ?Bunlar Cumhuriyet Gazetesi´ne atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde olsun? dediğini anlattı.
Çay bahçesinde buluştular
Toplantıda bombalama talimatı veren emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan´la Üsküdar´daki Katibim Restoran´ın yanındaki çay bahçesinde buluştuğunu zaman zaman kendisinin de yanlarında bulunduğunu söyledi. Yıldırım gizli tanık olarak verdiği ifadesinde ise ?Alparslan Arslan 2003 yılından itibaren Veli Küçük ve Muzaffer Tekin´e danışmadan hareket etmez. Danıştay saldırısı öncesinde de Veli Küçük ve Muzaffer Tekin´den talimat aldı? demişti. (Yenişafak)
Ergenekon´u Danıştay´a bağlayan 9 köprü
Savcı Öz´ün ortaya koyduğu delillere göre, Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan´ın, Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Fikri Karadağ ile yakın ilişkisi var. Osman Yıldırım´ın itirafları önemli delil. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´Türban nedeniyle yapıldı´ diye karara bağladığı Danıştay ve Cumhuriyet gazetesi saldırıları, yargılama sürecinde dikkate alınmayan bulgular ve yeni delillerle Ergenekon iddianamesine girmişti. ?Sanıkların birlikte hareket etmelerinin, önce Cumhuriyet gazetesine, birkaç gün sonra da Ankara´ya gelerek Danıştay Hakimlerine saldın için plan yapmalarının örgütlü bir yapı içerisine girdiklerini gösterdiği, bu yapının türban örtüsü ile ilgili olarak kendi görüşlerine göre türban aleyhine karar veren ya da davranan kurumlara ders vermek amacını taşıdığı, sanık Alparslan Arslan liderliğindeki bu yapının aynı zamanda toplum üzerinde baskı kurularak ses getirecek eylemler yapmak için bir araya geldiği, sanıklar Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi ve Erhan Timuroğlu´nun bu örgüte üye olarak katıldıkları, sanıkların eylemden önce plan yapıp biraraya geldikleri, eylemlerin türbanla ilgili olduğu.? Cumhuriyet gazetesinin 5 Mayıs, 10 Mayıs ve 11 Mayıs 2006´da üç kez peş peşe bombalanması ve Danıştay binasına 17 Mayıs 2006´da düzenlenen baskında yargıç Mustafa Yücel Özbilgin´in öldürülüp dört yargıcın da yaralanmasıyla ilgili açılan davanın 13 Şubat 2008 günkü duruşmasında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Orhan Karadeniz kararı bu cümlelerle açıkladı. Mahkemenin, aylar süren yargılama sonucundaki kanaati, Cumhuriyet ve Danıştay saldırılarının ?türbana karşı olanların cezalandırılması? amacı taşıdığı yönünde olmuştu. Bazıları yargılama safhasında ciddiye alınmayan, bazıları da yeni elde edilen deliller ışığında Danıştay ve Cumhuriyet gazetesi saldırılarına yeni bir yaklaşım getiren savcı Zekeriya Öz, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin aksine, söz konusu eylemlerin Ergenekon tarafından gerçekleştirildiği kanaatinde. Öz´ün, mahkemenin ciddiye aldığı ´türban´ gerekçesini bir kisve olarak gördüğünü iddianameden anlamak mümkün. Savcı Öz hazırladığı iddianamede, Danıştay binası ile Cumhuriyet gazetesine düzenlenen saldırıları, dosya kapsamındaki dokuz delil sayesinde ilişkilendiriyor. Devamı >>>
Osman Yıldırım´ın çapraz sorgusuna başlandı
12 Kasım 2009: Ergenekon ana davasıyla birleştirilen Danıştay davasının tutuklu sanığı Osman Yıldırım´ın 3 gün süren savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon ana davasının 122. duruşmasına tutuklu sanıklardan Ümit Sayın ve Hayrettin Ertekin ile başka suçlardan tutuklu sanıklar Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay katılmadı. Tutuklu 23 sanık ile tutuksuz sanıklardan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk, duruşmada hazır bulundu.
Timuroğlu ve Sağır´ıı Danıştay olayında ilgisiz olduğunu söylüyorum onlar bana saldırıyor
Önceki oturumda Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ne verdiği dilekçelerin okunmasına ara verilen Danıştay davası tutuklu sanığı Osman Yıldırım, savunmasına devam etmek üzere sanık kürsüsüne çağrıldı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 1 Nisan 2006 tarihinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ne verdiği dilekçesini okuyarak, Yıldırım´a bu dilekçe içeriği hakkında bazı sorular sordu. Sorulara cevap vermeden önce bir açıklama yapacağını belirten Osman Yıldırım, Buradaki insanların, kelime haznesi 5-10 kelimeden ibaret olan bir kişiden medet ummaları ne kadar zor durumda olduklarını gösteriyor. Ben dünkü ifademde Erhan Timuroğlu ile İsmail Sağır´ın, Danıştay saldırısı olayıyla ilgilerinin bulunmadığını söylemeye çalıştım. Ama bunu dahi idrak edemiyorlar. dedi. Yıldırım, Timuroğlu´nun, Kimse bomba almadı. O tarihte İbrahim Genç isimli birisini vurmaya gitmiştik. şeklindeki sözleriyle kendisini yalanladığını, ancak el bombalarını alırken bu kişinin yanında olmadığını belirterek, İbrahim Genç´i sevmiyor olabilirim. Olay başka. dedi. Yıldırım, Timuroğlu´nun sözlerini de eleştirerek Bir barın sahibi olduğunu söylüyor. Ancak o işlettiği bar aslında dayısının bir alacağına karşılık benim yardımımla aldıkları, hatta üzerine geçirmediği bir yerdir. dedi.Timuroğlu tarafından kendisine hırsız iddiasında bulunulduğunu belirten Yıldırım, bunun bir iftira olduğunu söyledi. Böyle bir sabıkasının bulunmadığını 25 yıldır cezaevlerinde yattığını belirten Yıldırım, Her vilayetten insan tanırım. Onun yaşı kadar hapis yattım. Kendisini Cumhuriyet gazetesinin bombalanması işine bulaştırdığım doğrudur. Bundan dolayı üzgünüm. Yattığı ceza da bu suçu karşılıyor. dedi.
Yıldırım bazı şeyleri yine açıklamak istemedi
Sanık Osman Yıldırım, 1 Nisan 2008 tarihinde el bombalarını Veli Küçük´ten aldığına, Ergenekon´un Susurluk´un uzantısı olduğuna ilişkin bilgileri verdiği savcılık ifadesine ilişkin soruları da cevapladı. Başkan Şengün, ifadesine ilişkin konuşmasını isteyerek, O kadar adam hakkında ne biliyorsun. Hasan´ı öldürecekler, Mehmet´i vuracaklar. Nedir onlar? diye Yıldırım´a sordu. Yıldırım da bu isimlerin, kendisinin de bulunduğu sohbet ortamında geçen isimler olduğunu söyledi. Şengün´ün Kim bunlar sorusuna Yıldırım, onu şimdilik söyleyemem dedi. Şengün´ün Bunlar sırayla mı olur demesi üzerine de Yıldırım, şimdilik cevap veremeyeceğini söyledi.
Bombaları Veli Küçük´ten almadım, savcılık ifadesi yanlış geçmiş
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Burada el bombalarını Muzaffer Tekin´den aldığını söyledin ama bu savcılık ifadende Veli Küçük´ten aldığını söylüyorsun. Bunu açıklar mısın? diye sordu. Yıldırım bu soruya Ben böyle bir şey söylemedim. cevabını verdi. Başkanın, Burada öyle dediğin yazıyor. demesi üzerine Yıldırım, Yanlış geçmiştir. cevabını verdi. Veli Küçük´ten işi aldığı şeklinde bir ifadesi olduğunu belirten Yıldırım, Bombaları Veli Küçük´ten aldığım, kısmı doğru değildir diye konuştu. Yıldırım, ifadesinde iddia ettiğinin aksine Ergenekon´un Susurluk´un bir devamı olamayacağını belirterek, Aslında Susurluk, Ergenekon´un bir devamıdır. Susurluk sadece bir iki kişiden ibarettir. diye konuştu.
Yıldırım Ataşehir´deki evi tarif etti ama odaları hatırlamadı
Başkan Şengün, Ataşehir Migros önünde Alparslan Arslan´ın arabasına binerek toplantının yapıldığı yere, Arslan´ın yanına gelmesine ilişkin sorular sordu. Başkan Şengün´ün, İki yer arasındaki mesafe 500 metre. Neden arabayla aldırdı sizi? şeklindeki sorusuna Yıldırım, bilmediğini söyledi. Başkan Şengün´ün, toplantının yapıldığı evi ve odalarını tarif etmesini istedi. Bunun üzene Yıldırım, evin site ya da villa olmadığını, yeni yapılan 2-3 katlı bir bina olduğunu söyledi. Yıldırım, odaları konusunda ise İnsan ilk kez gittiği bir evin odalarını araştırmaz. dedi. Muzaffer Tekin´in özel eğitim almış bir asker olduğu, kendisi deşifre olmak pahasına böyle bir işi neden kendisine verdiği, bu güveni nasıl sağladığı şeklindeki soruyu da Yıldırım, Kendisine sormak lazım. diye cevapladı.
Otel kayıtlarında adı geçmeyen Yıldırım bunu yalanladı detaylar verdi
Sanık Yıldırım, Danıştay saldırısıyla ilgili olarak Selvi Otel´de kalmadıklarına ilişkin verilen bir tanık ifadesini de yalanladı. Muzaffer Tekin tarafından dünkü oturumda okunan bu ifadeleri kendisinin mi ele geçirdiğini yoksa mahkemeden mi temin ettiğini sordu. Yıldırım, bu ifadeleri Muzaffer Tekin´in kendisine de vermesini istedi. Bunun üzerine Başkan Şengün, bu ifadelerin dava dosyası içerisinde bulunduğunu belirterek, Selvi Otel´den kayıtlarını istedik. Sen orada kaldığınızı söylüyorsun ama kayıtlarda sadece Erhan Timuroğlu ile İsmail Sağır´ın kaldığı yazıyor. Sizin isminiz yok. dedi. Bunun üzerine kayıtların yalan söylediğini belirten Yıldırım, otelde kaldığını ispat etmek için bazı detaylar verdi. Bu detaylarda, otel görevlileriyle yaptığı diyalogları anlattı.
Rahat uyuyabilmek için kendi kendimi ihbar ettim
Başkan Şengün daha sonra, Yıldırım´ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na 4 Ekim 2008 tarihinde müşteki sıfatıyla verdiği ifadesini okudu. Yıldırım, bu ifadesinde kendisini ihbar ettiğini ve hakkında dava açılmasını istediğini belirterek, Danıştay dosyası karar bağlanmadan başkalarının işlediği suçun bedelini ödememek, haksızlıktan kurtulmak, uyku hapı almadan cezaevinde rahat uyumak için geçmişte işlediğim suçlarla ilgili beyanda bulundum. Kimse dava açmadı. diye konuştu.
Yıldırım´a çok sayıdaki kendi eski cep telefonu numaraları soruldu
Verdiği dilekçelerin okunmasının tamamlanmasının ardından Yıldırım´ın çapraz sorgusuna geçildi. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Yıldırım´a 2006-2007 yılları arasında kullandığı cep telefonu numaralarını söylemesini istedi. Ancak Yıldırım, başındaki 3 rakamlarını hatırladığını, son numaralarını ise hatırlamadığını söyledi. Savcının ilk sorulan telefon numarasının kendi numarası olduğunu söylemesinin ardından Yıldırım, diğer sorulan telefon numaraları hakkında ise Evet öyle bir numaram vardı. cevabını verdi. Bunun üzerine Başkan Şengün, Hemen benimdir diyorsun. Hafızanda o kadar numara kayıtlı mı? diye sordu. Yıldırım da, sadece ilk numaralarını hatırladığını tekrarladı.
Yıldırım Esen´le 11 telefon görüşmesini hatırlamadı
Pekgüzel´in Süleyman Esen´i tanımadığını söylüyorsun. Ancak Esen ile 4-8 ve 9 Mayıs 2006 tarihlerinde 11 tane telefon görüşmeniz var demesi üzerine de, Esen´i hayatı boyunca hiç görmediğini tekrarladı. Bu telefon görüşmelerini de hatırlamadığını dile getiren Yıldırım, bu görüşmelerin yapıldığı tarihlerde arkadaşlarına ait kulüplerde kumar oynadığını ve sabahladığını söyledi.İfadesinde Süleyman Esen´i tanımadığını beyan ettiğini hatırlatan savcı 4-8 ve 9 Mayıs 2006 tarihlerinde yaptığı görüşmeler tespit edildiğini bu durumu nasıl açıklayacağını sordu. Yıldırım, Esen´i hayatım boyunca tanımadım. Telefon görüşmesini ise nasıl olduğunu hatırlamıyorum. dedi. Bu cevabın ardından savcı, Esen de sizi tanımadığını beyan etmiş. Ancak bu saatte ve tarihlerde Arslan ile görüştüğünü beyan etmiş. Bunlar Cumhuriyet Gazetesi´ne atılan bombalardan sonraki tarihe denk geliyor. dedi. Yıldırım ise zaman zaman cep telefonunu arkadaşlarına bıraktığı bilgisini verdi. Savcı, Arslan´ın her hangi bir istihbarat servisi ile irtibatı olup olmadığını da Yıldırım´a sordu. Yıldırım, bilmediği cevabını verdi. ( Star)
Sedat Peker´le işim olmaz
Yıldırım, savcı Taşkın´ın, ´İsmail Sağır, Ankara´ya giderken ´arabada Vakit gazetesini görmüştüm. Orada kararı alan üyelerin fotoğrafları vardı´ diyor. Ne diyorsun?´ sorusuna, gece olduğu için arabada böyle bir gazeteyi görmediğini söyledi. Taşkın´ın, ´Eylemden bir gün önce 16 Mayıs 2006´da Alparslan Arslan, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu´nun otelden ayrıldığı ve hesapları kapattıkları, daha sonra geri döndükleri görülüyor. Neden, biliyor musun?´ sorusuna Yıldırım, ´O konuda bilgi sahibi değilim´ karşılığını verdi.Yıldırım, savcı Taşkın´ın, ´Alparslan Arslan´ın saldırıdan bir gün önce keşif yaptığını biliyor musun?´ sorusunu da ´Hayır, bilmiyorum´ diye yanıtladı.Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel´in, ´Alparslan Arslan, sizinle beraber yemek yedi mi? Arslan uyuşturucu kullanıyor muydu?´ sorularına da Yıldırım, ´Hayır, yemek yemedi. Nefesi pis kokuyordu Alparslan´ın. ´Midem ağrıyor´ demişti. Uyuşturucu kullandığını bilmiyorum ancak uyuşturucu kullanmış gibi yüz ifadesi vardı´ karşılığını verdi.Pekgüzel´in, ´Sedat Peker´i tanıyor musun, bir irtibatınız oldu mu?´ sorusunu Yıldırım, ´Biliyorum. İrtibatımız olmadı. İnsan bileğinin hakkıyla kabadayı olmalı, başkalarının iradesiyle kabadayı olmamalı. Öyle biriyle işim olmaz´ diye yanıtladı.Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Yıldırım´ın çapraz sorgusuna ara vererek, duruşmayı yarın saat 09.30´a bıraktı. ( Star)
Tekin´den Osman Yıldırım´a sorular
13 Kasım 2009: Birinci ´Ergenekon´ davasının bugün görülen 123. duruşmasında tutuklu sanıklardan Osman Yıldırım´ın çapraz sorgusuna devam edildi. Yıldırım, çapraz sorguda savcıların ardından tutuklu sanık Muzaffer Tekin´in sorularını da cevaplandırdı. Duruşmaya az önce talepler nedeniyle ara verildi.
İtirafçı ben değilim Alparslan Arslan´dır
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen Yıldırım, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın´ın ´İsmail Sağır´ın geçmişiyle ilgili bir şey biliyor musunuz? Uyuşturucu kullanıp kullanmadığı konusunda bilginiz var mı?´ sorusuna, ´Sağır, uyuşturucu kullanan birisine benziyor ama kullanırken görmedim. Parası olduğu konusunda bilgim yok´ cevabını verdi. Yıldırım, Savcı Taşkın´ın ´İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu neden sizin hakkınızda ´bu itirafçı, yalan söylüyor´ diyorlar?´ şeklindeki sorusunu üzerine de ´Allah insanı cahil insanlarla muhatap etmesin. İtiraf eden Alparslan Arslan´dır´ dedi. Yıldırım, Timuroğlu ve Sağır ile onların tanımadıkları kişilerin isimlerini veren kişinin Arslan olduğunu ifade etti. Taşkın´ın, ´Veli Küçük´ü 1993´ten beri tanıdığınızı, İbrahim Genç´in ofisine gelip gittiğini söylüyorsunuz. O dönemde Veli Küçük´ün nerede görevli olduğunu biliyor musunuz?´ sorusuna Yıldırım, Küçük´ün Ağrı, Manisa ve Karadeniz´de bazı bölgelerde görevli olduğunu bildiğini söyledi. Taşkın´ın ´Veli Küçük, İbrahim Genç´in yazıhanesine ne amaçla geliyordu?´ sorusunu ise Yıldırım, ´Bunu cevaplamıştım´ diyerek yanıtlamadı. Savcı Taşkın, Yıldırım´a ´Suç dünyasının içinden geldiğinizi söylüyorsunuz. Bir gazete binasına 3 bomba atılması için vaat edilen 500 bin dolar çok değil mi?´ şeklinde soru yöneltti. Yıldırım da ´Suç dünyasından geldiğimi ben söylemedim. Başkaları söylüyor ama karşı da çıkmıyorum. Gazeteye o kadar paranın az olduğunu düşünüyorum´ dedi.
Muzaffer Tekin´in Yıldırım´a soruları
Savcıların sorularını tamamlanmasının ardından sanıklardan Muzaffer Tekin de Yıldırım´a sorular yöneltti.
Tekin´in bomba sorularını tereddütsüz cevapladı
Yıldırım, Tekin´in Ataşehir´deki evden bombaları nasıl aldığı, bombaların tipi ve renklerinin nasıl olduğu şeklindeki sorularına, aynı tip ve aynı renkte 3 bomba olduğunu, kendisinin önce sehpaya koyulan 2 bombayı, Alparslan Arslan´ın da üçüncü bombayı aldığını, el bombalarının siyah renkli ve parça tesirli olduğunu söyledi. Tekin, Yıldırım´ın kendisinin attırdığı 2 el bombasının patlamamasının cevabını almaya çalıştığını söylediğini ifade ederek, ´Bombayı sana kim verdiyse ona soracaksın´ dedi. Yıldırım´ın ´Bırakın soruyu herkes işlediği suçu inkar ediyor´ demesi üzerine Tekin, ´Haklısın. O zaman gördüğümüze itibar edeceğiz´ diye konuştu. Tekin´in ´Bombalar patlamayınca bu oyunun nasıl olduğunu öğreneceğim diyorsunuz. Çıkar amaçlı iş aldığınızı söylediniz. Ankara´ya kadar ısrarla bu konuyu takip ediyorsunuz, niçin?´ sorusu üzerine de Yıldırım, Ankara´ya kendisini kamufle etmek için gittiğini ve bu konuyu öğrenmek için çabaladığını dile getirdi. Tekin´in ´Patlayıp kan gövdeyi mi götürsün, niçin patlamayan bombaları araştırdınız?´ sorusuna da Yıldırım, ´Patlayıp kan gövdeyi götürsün değil. Niçin patlamadıklarının bir nedeni olmalı´ karşılığını verdi. Tekin´in bir sorusu üzerine de Yıldırım, adaletin tecellisi açısından gerçeklerin ortaya çıkması için ifade verdiğini söyledi. Yıldırım´ın, Alparslan Arslan´ın ´Üçüncü bombayı da atalım paramızı alalım´ ifadesini kullandığını söylediğini belirten Tekin, Arslan´ın parayı kimden alacağını sordu. Osman Yıldırım´ın ´Ağası kimse ondan´ şeklinde cevap vermesi üzerine Tekin, ´Bomba atılması konusunda size para teklif ediliyor. Bu çelişkili değil mi?´ dedi. Yıldırım ise ´Bizi beraber görüyorlar. Ondan herhalde´ karşılığını verdi.
Şeriatçı mısın tartışması
Tekin´in sorusu üzerine Yıldırım, Sedat Peker´i eskiden İstanbul´daki bazı mekanlarda 3-5 defa gördüğünü dile getirdi. Yıldırım, Tekin´in ´Siz Alparslan Arslan ile aynı görüşte, imanlı, inançlı, dindar insan mısınız? Ankara´daki duruşmada, şeriat istediğinizi söylediniz´ sözleri üzerine de şöyle konuştu: ´Ben şeriatın gelmesini istemedim. Arslan, dindar bir insan değildir. Devletini sevdiğini hissediyordum. Sadece bu açıdan aynı görüşte olabiliriz. Bende bir değişim yok. Ankara´da hazırlanan tezgah ve oyun karşısında hala ´Elhamdülillah Müslümanım´ demeye çekiniyorum. İslamiyete, Müslümanlığa niçin bu kadar kin duyduğunuzu anlamış değilim. Bunu benim üzerimden niye yapıyorsunuz?´ Tekin de Yıldırım düşmanı olmadığını belirterek, iftiraya uğradığını ve en çok zarar görenin kendisi olduğunu söyledi. Tekin´in, Müslüman olduğunu söylediğini, ancak ifadelerinde değişiklikler bulunduğunu belirtmesi üzerine Yıldırım, ´Ben Müslümanım diyorum, bunlar beni kökten dinci ilan ediyor. Sonra da turizm işi yaptığımı söylüyorum. Alparslan dindar değil. Müslümanlık sıfatıyla TSK´yı, yargıyı tehdit ediyor´ diye konuştu. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Tekin´in bazı sorularının yorum olduğunu belirterek, müdahale etti.
Üyesi değilsen Ergenekon´u nereden biliyorsun?
Tekin´in ´Sözde Ergenekon örgütünün varlığını biliyor musunuz?´ diye sorduğu Yıldırım, ´Ergenekon´u biliyorum, örgüt olup olmadığını bilmiyorum´ dedi. Yıldırım, Tekin´in ´Bu örgütün üyesi misiniz?´ sorusunu ise ´Değilim´ şeklinde cevaplandırdı. Tekin´in de ´Üyesi olmadığın halde nereden varlığını biliyorsun?´ diye sorduğu Yıldırım, ´Biliyorum´ derken, toplantılarına da katılmadığını anlattı. Tekin de Yıldırım´a ´Danıştay cinayeti Ergenekon işi diye nasıl bilgi veriyorsunuz?´ sorusunu yöneltti. Yıldırım, bu soruya da ´Ergenekon ismiyle faaliyet gösteren sizsiniz. Alparslan Arslan seninle hareket eden bir insan´ karşılığını verdi. Tekin´in ´Bunu somut olarak ortaya koyar mısın? Hayatımda ilk defa seni, bu salonda gördüm´ demesi üzerine Yıldırım, ´Ben seni her yerde gördüm´ dedi. Yıldırım, geçmişten bugüne kadar yaptıklarını devlete yıkmadığını, çıkar amaçlı suçları devlete yıkan insanlar gibi olmadığını savundu.
Eğer Ergenekon bir örgütse, Semih Tufan ile tanışıyorsan, o da bakkala, manava bomba attırıyorsa, mesele yok
Tekin´in ´İbrahim Genç Ergenekon yapılanması içinde midir?´ diye sorduğu Yıldırım, ´Tanışmıyor musunuz´ dedi. Tekin de hayatında hiç görmediğini belirtmesi üzerine Yıldırım, ´Sedat Peker ile ilişki içinde değil mi?´ diye sordu. Tekin de ´Bilmiyorum, benim ilişkilerim çok sınırlı ve seviyelidir´ diye konuştu. Yıldırım da ´Tanışıyorlar, biliyorum´ dedi. Tekin´in, ´Güçlü bir örgüt, basit bir bomba işini, büyük bir meblağ ile örgütün dışındaki bir kimseye attırır mı?´ sorusuna da Yıldırım, ´Semih Tufan Gülaltay ile tanışıyor musunuz?´ şeklinde cevap verince Tekin ´Tabii ki tanışıyorum´ dedi. Yıldırım da ´Eğer Ergenekon bir örgütse, Semih Tufan ile tanışıyorsan, o da bakkala, manava bomba attırıyorsa, mesele yok´ diye konuştu. Tekin ise 2003 yılından beri Gülaltay ile görüşmediğini, bakkala ve manava bomba attırdığını bilmediğini, bunları Yıldırım´ın bildiğini söyledi. Muzaffer Tekin´in ´İbrahim Genç ile beni ne zaman, nerede gördün? Mekan, tarih söyler misin?´ diye sorduğu Osman Yıldırım, bazı mekanlarda gördüğünü, tarih ve yerini hatırlamadığını söyledi. Yıldırım, Tekin´in ´Beni ilk, ne zaman ve nerede gördünüz?´ sorusuna da ´Bazı yemekli toplantılarda sanırım. Zaman ve mekan hatırlamıyorum. Avrupa yakasında olabilir. Arkadaşlar tanıştırmıştı. Telefon ve adres verdiğinizi hatırlamıyorum´ diye cevap verdi. Tekin´in ´İrtibatlaşalım dedim mi?´ sorusuna Yıldırım, ´O zaman demediniz´ dedi. Yıldırım, Tekin´in ´Beni Veli Küçük ve İbrahim Genç ile bir arada gördünüz mü?´ sorusunu, hatırlayamadığı şeklinde cevaplandırdı.
Gizli Tanık ifadesiyle ilgili Tekin´in sorularına Hakim itiraz etti
Tekin´in ´Özer Çiller´i tanıyor musunuz?´ sorusuna ´Tanıyorum´ karşılığını veren Yıldırım, ´Kimin vasıtasıyla tanıdınız?´ sorusunu ise ´Önemli değil´ şeklinde cevaplandırdı. Yıldırım, Tekin´i Özer Çiller ile görmediğini anlattı. Yıldırım, Tekin´in el bombalarının verildiği Ataşehir´deki evle ilgili ayrıntılı sorularını ise çok net hatırlayamadığı gerekçesiyle cevaplamadı. Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bu konuların gizli tanık beyanları olduğunu belirterek, gizli tanık bölümünden soru sorulamayacağını kaydetti. Tekin de ´Ben bu olayın içinde değilim. Ben kendimi aklamaya çalışıyorum. O zaman siz aklayın´ dedi. Şengün de bu beyanlar okunduğunda bu kısımdan soru sorabileceğini söyledi.
Tartıştılar özür dilediler
Tekin, ´Neden bu kişiler size eylemi yaptırdılar? Askerler de var. Bombaları niye onlara attırmıyorlar diye sormadın mı?´ diyerek yüksek sesle sorusunu yöneltti. Yıldırım´ın da ´Sesini yükselterek konuşma´ demesi üzerine Tekin, ´Bana talimat veremezsin. Mahkeme aracılığıyla soru soruyoruz´ dedi. Başkan Şengün de Yıldırım´a ´Senin de sesini yükselttiğin, çok yukarı çıktığın oluyor. Heyecanlandı. Sen üzerine alınma´ diye konuştu. Bunun üzerine Yıldırım ve Tekin birbirlerinden özür diledi. Başkan Şengün, çapraz sorguya ara vererek, sanıkların taleplerini almaya başladı. ( Haber7)
(10 Kasım 2009, 11:15), son güncel.: (13 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: