Birinci Ergenekon davasının 120. duruşmasında Osman Yıldırım savunma yapmaya başladı. Yıldırım savunması esnasında tutuklu sanık Sevgi Erenerol için ´10 bin Türk´ü Hıristiyanlaştırdı´ dedi. Duruşma boyunca gergin olduğu gözlenen sanık Alparslan Arslan, Yıldırım´ın bu sözleri üzerine küfür ederek Yıldırım´ın üstüne yürümeye kalkıştı. Bunun üzerine Alparslan Arslan mahkeme başkanının emriyle jandarmalar tarafından salon dışına çıkarıldı.
Ergenekon davasında kavga: Arslan Yıldırım´a saldırdı
Birinci Ergenekon davasının 120. duruşmasında Osman Yıldırım savunma yapmaya başladı. Yıldırım savunması esnasında tutuklu sanık Sevgi Erenerol için ´10 bin Türk´ü Hıristiyanlaştırdı´ dedi. Duruşma boyunca gergin olduğu gözlenen sanık Alparslan Arslan, Yıldırım´ın bu sözleri üzerine küfür ederek Yıldırım´ın üstüne yürümeye kalkıştı. Bunun üzerine Alparslan Arslan mahkeme başkanının emriyle jandarmalar tarafından salon dışına çıkarıldı.
Silivri Cezaevi´ndeki görülen 94 sanıklı birinci Ergenekon davasının bugün görülen 120´inci duruşmasına Ergün Poyraz ve Selim Akkurt katılmadı. Duruşmada, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin de aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk ve Rafet Arslan da geldi. Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, rahatsızlığı dolayısıyla sesinin biraz kısık olduğunu belirterek, tutuklu sanıklardan Osman Yıldırım´ı savunmasını yapması için duruşma salonundaki kürsüye çağırdı. Jandarmalar eşliğinde kürsüye gelen Osman Yıldırım´a yasal hakları hatırlatıldı.
Tutuklu sanık Osman Yıldırım: Bu bir tezgahtır, bir oyundur. Halen de bu ülke tehlikenin eşiğindedir. Ben yokum, bu tezgahta işim olmaz
Ergenekon Davası´nda Gizli Tanık 9 olduğu öne sürülen Osman Yıldırım Danıştay suikastine ilişkin suçlamaları kabul etmedi. Kendisi üzerinden oyun oynanmaya çalışıldığını öne süren Osman Yıldırım, Bu bir tezgahtır, bir oyundur. Ülkemizin birliğine, dirliğine kasıt edilmiş bir davadır. O zaman emellerine ulaşamamışlardır. Ama hala bu ülke bu tehlikenin eşiğindedir. Ben yokum, bu tezgahta işim olmaz dedi. Devletine saldıranlarla aynı safta yer almayacağını belirten Osman Yıldırım, Devlet benim ailemdir. Devletime ters düşersem sokakta kalırım. Gidecek başka yerim yok. Devletime, milletime bir şey olmasın. Menfaat maddiyat bu dünyanın kiridir. Benim yakamı bırakın diye konuştu. Alparslan Arslan´ın içerde Allah´a küfür ettiğini, duruşma salonunda ise Allah´a sığındığını öne süren Osman Yıldırım, Bu Allahın bir mucizesidir. Bu tetikçi var ya insanoğluna bir mesajdır. Bunun foyası 3 yıl sürdü. Kimlerden güvence almışsa, aldığı talimatlar doğrultusunda devam ediyor dedi.
Ulan sahtekar kefere
İşlediği suçun sadece Cumhuriyet Gazetesi´ne bomba atmakla sınırlı olduğunu ifade eden Osman Yıldırım, Cumhuriyet Gazetesi´ne bomba atılması olayına nasıl ve niçin bulaştığını bilmediğini söyledi. Cumhuriyet Gazetesi´ne bomba atma eylemini gazetenin ortakları ile arasında anlaşmazlık olduğu gerekçesi ile çıkara dayalı bir eylem olduğu için kabul ettiğini sözlerine ekleyen Osman Yıldırım, siyasi bir eyleminin olmadığını öne sürdü.
Arslan´ın çıldırdığı an
Osman Yıldırım´ın Ergenekon ana davasının tutuklu sanığı Sevgi Erenerol´un 10 bin Türk´ü Müslüman yaptığını söylemesi üzerine Danıştay suikastini gerçekleştirdiği iddiasıyla yargılanan Alparslan Arslan oturduğu yerden bağırmaya başladı. Alparslan Arslan´ın kendisine bağırması üzerine Osman Yıldırım da Kes, lan diye bağırdı. Bunun üzerine Alparslan Arslan da Senin ananı s...... diye Osman Yıldırım´a küfür etti. Osman Yıldırım´ın Alparslan Arslan´a Kahpe diye bağırması üzerine Osman Yıldırım da küfürlü bir şekilde bağırdı. Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan arsında küfürleşmeler devam edince mahkeme başkanı Köksal Şengün Arslan´ın salondan çıkartılmasını istedi. Arslan Salondan çıkartılırken de Ulan sahtekar, kefere diye bağırmaya devam etti. ( Vatan)
Danıştay´la ilgim yok
Danıştay saldırısını Alparslan Aslan´ın tek başına gerçekleştirdiğini ve kendisinin televizyondan öğrendiğini ifade eden Yıldırım, NTV´de yayınlanan Danıştay saldırısıyla ilgili yayınlanan görüntülerle ilgili bazı ses kayıtlarının silindiğini iddia etti. Ara verilen duruşmaya öğleden sonra devam edilecek.( Sabah)
Osman Yıldırım´dan ilginç ifadeler
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, savunmasını yapan Yıldırım, 2000-2001 yılları arasında askerlik yaptığını, bir komutanıyla yaşadığı sorun nedeniyle cezaevinde kaldığını, bu olayla bağlantılı olarak GATA´dan kendisi hakkında bir rapor verildiğini söyledi. Yıldırım, ?Benim kişilik bozukluğum yok, gayet sağlıklıyım. Ama bu durumu kullanıyorlar? diye konuştu. Kendisine kişilik bozukluğu yakıştırması yapanların, işledikleri suçların arkasında olmayanlar olduğunu öne süren Yıldırım, devletten başka gidecek bir yerinin olmadığını, devletiyle bir probleminin bulunmadığını, kimsenin vatan sevgisini sorgulayamayacağını ifade etti. Siyasi anlamda bir suç işlemediğini savunan Osman Yıldırım, ?Sauna Çetesi? davasında yargılanan Kasım Zengin ile aynı nezarette kaldığını, Zengin´in üç ay öncesinden ?Danıştay´a saldırı davası kararını kendisine söylediğini, bu kişinin Ankara´daki Mahkeme Başkanı (Orhan Karadeniz) ile irtibatlı olduğunu? öne sürdü. Danıştay davası sırasında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığını yapan emekli hakim Orhan Karadeniz´in Sauna Çetesi lideri Kasım Zengin´le aile dostu olduğunu ileri sürdü. Karadeniz´in Kasım Zengin´in ailesine ´Danıştay davasında üç tahliye ve beraat olacak´ dediğini iddia eden ve bunu nezarette Zengin´den duyduğunu söyleyen Yıldırım, Orhan Karadeniz´e hakaret ettim. Çünkü kamu görevini yapmıyordu. Ben davadan kaç beraat çıkacağını çete liderinden duyuyordum. Bu adalet mi? diye konuştu. ( Zaman)Kendisinin bir iş adamı olduğunu belirten Yıldırım, Antalya´da bir otelin altında ve Konya yolunda iki restoran, İstanbul´da da bir kıraathane işlettiğini belirterek, kumar oynattığını, aylık kazancının da 30-40 bin lira olduğunu söyledi.
Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması
?Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olayına nasıl ve niçin bulaştığımı da bilmiyorum? diyen Yıldırım, şöyle devam etti: ?Ancak benim, hasımlarımla ve bir iki holdinge yönelik olumsuz düşüncelerim vardı. Bu esnada ilk olarak etrafıma baktım, kendimi güçlü hissettim. Hasımlarıma yönelik kin ve intikam duygusu var bende. Cumhuriyet gazetesi işini ortakları arasında bir anlaşmazlık var diye çıkara dayalı olarak aldım. Kendi işlerimi yürütürken en son gazete işi ortaya çıktı, kabul etmek durumunda kaldım. Önce holdinge yönelik bir suç işledim ama kimse fark etmedi. Patlamayan bombaları, holdingin bahçesinden adamıma aldırttım. Pimini çektim, birini Tekin Irşi´ye, diğerini de İsmail Sağır´a vererek Cumhuriyet gazetesine attırdım. Ancak kimsenin hayatına yönelik olmayacak, bahçeye atılacaktı, kimsenin canı yanmayacaktı. O bombalar patlamadı. Niçin patlamadığını anlayamadım. Gittiğim her yerde, bindiğim takside bu işin provokatörler tarafından yapıldığı ifade ediliyordu. Kafamdaki soru işaretlerinin yüzde 50´si netleşmişti. Bu konuda burnuma pis koku geldi. ´Bunlar kendilerini bana cimciklettiriyor. Bu şikedir´ dedim. 11 Mayıs 2006´da Alparslan Arslan ile görüştüğümüzde, gidip bombayı atacağını söyledi. Ben ´olmaz´ dedim, ´patlamıyor´ dedim.? Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, türban giydirilmiş domuz karikatüründen de gazetenin bombalanmasından bir gün önce haberi olduğunu ileri süren Yıldırım, ?Alparslan Arslan ´bombayı atacağım´ diyor, ben de ´patlamıyor, bozuk´ diyordum. ´Seni yakalarlar, avukatsın, yazık olur´ dedim. Gündüz atmak istediğini söyledi. ´Gece atarsın´ dedim. ´Baskıya yetişsin´ dedi. ´Gidip atalım, paramızı alalım´ dedi. ´Ben bu eylemleri tasvip etmiyorum. Buraya kadar´ dedim. Benim suçum sadece Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasına iki kez azmettirmekle sınırlıdır, başka suçum yok? diye konuştu.
Danıştay saldırısı
Kendisine bir oyun oynandığını ve bunu öğrenmeye çalıştığını öne süren Yıldırım, Cumhuriyet gazetesi olayından sonra İstanbul´dan çıkması gerektiği ve bu oyunu çözmek istemesi nedeniyle Alparslan Arslan´ın Ankara´ya gitme teklifini kabul ettiğini anlattı. Arslan´ın, Danıştay´da bir işi olduğunu söylediğini ifade eden Yıldırım, Arslan ile o gece aynı odada kaldıklarını, ertesi sabah uyandığında Alparslan Arslan ile birlikte Ankara´ya geldikleri Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır´ın otelde olmadığını gördüğünü söyledi. Arslan´a telefon açarak buluştuklarını, Arslan´ın kendisine Danıştay Başkanı´nın telefonunu nasıl öğreneceğini sorduğunu ifade eden Yıldırım, ?(Bana bunu anlatma, gerçeği anlat. Bana bu oyunu niçin oynadınız) diyorum, cevap vermiyor. ´İki genci alıp gidiyorsun, nereye gittiğin belli değil´ diyorum? dedi.Bunun nedenini öğrenmek için Arslan´a çok ısrar ettiğini, Arslan´ın da bütün ısrarına rağmen çantasından Danıştay´ın türban yasağına ilişkin çıkan gazetedeki bir haberi gösterdiğini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: ?Arslan, ´benim işim bunlarla´ dedi. ´Bunları geç´ dedim. ´Bu işi sana kim vermişse, bunu söyle. Çağır gelsin bir de bana teklif etsinler bakalım´ dedim. ´Ben seni, inançlı ve vatanını seven bir kişi olarak görüyorum. Bu çelişkiyi sana kim vermiş, çağır gelsinler´ diyorum. İşine gelmedi, cevap vermeyip odadan çıktı gitti. Erhan ile İsmail´i odaya çağırıp, ´her ne işin peşindeyse ben yokum, ben karışmam, haberiniz olsun. Benden habersiz hareket ederseniz kimsenin sorumluluğunu taşımam´ dedim. Ne Alparslan ne de başka bir kişi Danıştay olayını teklif etmedi. Etseler karşılığında cevabını alırlar. Bir teklif olmamış, ben Danıştay suikastı ile ilişkilendiriliyorum. Bu insanlar neye dayanarak konuşuyorlar.17 Mayıs sabahı saat 12.00 ya da 14.00 gibi uyandım. Lobiye indim. Alparslan Arslan yoktu. Restoranda yemek yerken, Alparslan´ın Danıştay suikastını yaptığını televizyondan öğrendim. Erhan ile İsmail´i aradım. Lobiye indiler. Orada kalmamızın bir anlamı yoktu. Ticari taksiyle AŞTİ´ye gittik. Onları İstanbul otobüsüne bindirdim.? Danıştay saldırısını kınadığını ve lanetlediğini ifade eden Yıldırım, ?Bu suikastı yaptıranlar alçaktır, şerefsizdir. Arkasında durmayanlar, üzerime yıktıranlar da şerefsizdir? dedi.
İşlediğim suçlar sadece İstanbul ile ilgili
Danıştay saldırısının ardından gözaltına alındığını, ancak bu suçtan sorgulanmadığını ileri süren Yıldırım, ilk önce Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasını inkar ettiğini, telefon görüşmelerinin çıkması üzerine kabul ettiğini söyledi. İşlediği suçların sadece İstanbul ile ilgili olduğunu belirten Yıldırım, attırdığı bombalara da bir kılıf uydurduğunu ve Mardinli Ahmet´ten aldığını söylediğini kaydetti. Alparslan Arslan´ın kendisinin ve diğer kişilerin isimlerini açıkladığını dile getiren Yıldırım, ?Alparslan´a bunları verdiren de bellidir. Arslan, adeta aldığı talimatı uygularcasına beni ve çevresindekileri karşısındaki kişilere asli kalkan yapma çabasına girmiştir. Salih Kurter´i görmedim, ismini de duymadım, Arslan bu durum karşısında pişman mı olmuş, yok. Bu isimleri neden veriyor? Yaşlı, yolda yürüyemeyen insanın ismini niçin veriyor? Olmayan dini örgüt varmış gibi yaşlı adam bu iddianamenin omurgasını oluşturuyor? şeklinde konuştu. ( Hürriyet)
NTV´deki konuşmaların bazı bölümleri kesilmiş
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında savunma yapan sanık Osman Yıldırım, Ankara Otogarı AŞTİ´de yaptığı telefon görüşmelerinin bazı basın organlarında yanlı olarak verildiğini ve bilerek bazı bölümlerinin kesildiğini savundu. Osman Yıldırım, AŞTİ´deki güvenlik kamerası görüntülerinin NTV´de çarpıtılarak yayınlandığını ifade etti. Yıldırım, NTV, AŞTİ´de bir arkadaşımla konuşurken Alparslan´ın ´Allah´ın askerleri´ dediğini söylediğimi aktarıyor. Ben orada ´Televizyondan duydum, Allah´ın askeriyim diyor.´ demiştim. Bu söz bana ait değildi. Sadece televizyondan duyduğumu aktarmıştım. açıklamasında bulundu. ( Zaman)
Ankara´daki mahkemede Kuran´dan ayet okusaydım ülke kaosa sürüklenirdi
Ülkenin kaderini değiştirmek isteyenler tarafından kullanıldığını söyleyen Yıldırım, bu haksızlık bu zulüm karşısında 4 yıldır uyuyamadığını söyledi. Kendisine oyun oynandığını ifade eden Yıldırım, Cumhuriyet Gazetesi´ne atılan bombaların cezası 20 ay, siz bana 5 yıl verin ki geceleri rahat uyuyabileyim. dedi. Kendisine ve devlete oyun oynandığını söyleyen Yıldırım, duyduğu bir olayın, üzerine yıkıldığını iddia etti. Yıldırım, Ankara 11. Ceza Mahkemesi´nde Kuran´dan bir ayet okusaydım bu ülke çoktan kaosa sürüklenirdi. Bu ülke kaosa sürüklenmesin, devletimizin başına bir şey gelmesin diye mücadele verdim. şeklinde konuştu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde ifade veren bir tanığın tetikçinin yanında 2 kişiyi gördüğü şeklinde ifadesi olduğunu belirten Yıldırım, ancak mahkemenin bu 2 kişinin kim olduğunu sormadığını söyledi. Yıldırım, Tanıkların ifadelerine rağmen tetikçiye yardım edenler kim? Onların suçunu mu üstleneceğim? Robot resimleri çizilmiş mi? dedi. Süzer Holding´ten alacağı olduğunu ileri süren Osman Yıldırım, Holdingin bünyesindeki Kentbank verdiği ve yasal yollardan geri alamıyordu. Ben bu kredileri tahsil ediyordum. Alacağım da bundan kaynaklanıyordu. diye konuştu.
Osman Yıldırım: Gizli tanık değilim
Danıştay saldırısı sanığı Osman Yıldırım, Ergenekon ana davasının sanık ve avukatları tarafından Gizli tanık 9 olduğu yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söyledi. ´Gizli tanık 9´ olduğu yönündeki iddiaları da yanıtlayan Osman Yıldırım, İftiracılık yapmadım. dedi. Yıldırım, YARSAV´ın saldırıyı aydınlatmak yerine faili meçhul bırakmak adına faaliyet yürüttüğünü iddia etti.
Danıştay´a saldıranlar geçmişlerine bakılmaksızın radikal islamcı ilan edildi
Davanın öğleden sonraki oturumunda Yıldırım hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak savunma yapmaya devam etti. Kendisinin mahkemede İstanbul´da işlenen Cumhuriyet Gazetesi´nin bombalanması ile ilgili olarak bulunduğunu belirten Yıldırım, Radikal İslamcılıkla suçlandığını Müslüman olduğunu ancak radikal olmadığını söyledi. Yıldırım, Danıştay saldırısından sonra 80 yaşındaki Salih Kurter´in de gözaltına alınmasını eleştirdi. Yıldırım, 80 yaşında bakıma muhtaç kişiyi göz altına almak mı Müslümanlık? Bu milletin gözünün içine baka baka alay ediliyor. diye konuştu. Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği iddia edilen kişilerin geçmişine bakmaksızın radikal İslamcı ilan edildiğini ifade eden Yıldırım, Bunlar uzaydan mı geldi? Çevreleri, aileleri belli nasıl radikal İslamcı olurlar? diye konuştu. Danıştay davası sanıklarından Aykut Metin Şükre için ise iddianamede silah temin etmek suçunun yazıldığını anlatan Yıldırım, Silah satın almanın da bir raconu var. Temiz çıkarsa benim, kirli çıkarsa satanındır. Yani suçun sonunda silahın başka işe de karıştığı ortaya çıkarsa satıcının ismi verilir. Bu işte silah temiz çıkmıştır. Şükre, isminin verilmesine bir tepki de vermemiştir. O zaman silahlar satılmamış, verilmiştir. Bu işin özü budur. dedi.
Gülaltay ile tanışıklığımızı Tokat Cumhuriyet Savcısı´na sorun
CHP ve Deniz Baykal´a yüklenen Yıldırım, Cumhuriyet savcılarına saldıranlara nasıl avukatlık yapıyorsun? Milletimiz bunları izliyor. dedi. Akın Birdal Suikastı hükümlüsü Semih Tufan Gülaltay´ın kendisini tanımadığı yönündeki ifadesini de yalanlayan Yıldırım, Bizim tanışıklığımızı Tokat Cumhuriyet Savcısı´na sorun. Gülaltay, parti çalışmaları çerçevesinde 3 yıl Alparslan Arslan ile çalışmıştır. Ama bu tanışıklıkları bana söylenmemiştir. ifadelerini kullandı.
Tansel Çölaşan Danıştay davasının Ergenekon´la birleştirilmesini istemedi
Eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan´ın Danıştay saldırısı ile Ergenekon davasının birleşmemesi yönünde görüş açıkladığını da hatırlatan Yıldırım, Bunlar hakkında davayı faili meçhule götürmeye çalışmaktan dava açılmalıdır. Ama her ne hikmetse açılmıyor. İşlediğim suçun bedelinden başkasını ödemek istemiyorum. Danıştay saldırısını işleyenlerin gözümde bir sinek kadar değeri yoktur. dedi.
Herşeyi burada anlatamam
Suçu işleyen Alparslan Arslan´a kimsenin saldırmadığını söyleyen Yıldırım, basının ise kendisinin üzerine gelmesinden şikayet etti. Sanık Yıldırım´ın, bütün gördüklerini, bildiklerini burada ifade edemediğini belirtmesi üzerine Başkan Şengün, Neden ifade edemiyorsun? Burası açık duruşma. Her şeyi söyle. Burada çelik çomak oynamıyoruz. dedi. Osman Yıldırım, bu soruya da, Yarın ne olacağını kestiremiyorum. Onun için söylemiyorum diye cevap verdi. Başkan Şengün, Osman Yıldırım´ın daha önceden savcılık ve emniyette verdiği ifadeleri okumaya başladı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdiği dilekçenin okunmasının ardından buna ilişkin diyecekleri sorulan Osman Yıldırım, 11 Ağustos 2006´da duruşmaya çıktığımızda Alparslan Arslan´ın benim aleyhime konuşması ve üzerime ifade vermesi bardağı taşıran son damla oldu. Bu dilekçede yazdığım şeyler duruşmadan sonra bu oyunu bozabilmek için mahkemenin beni dinlemesini sağlaması amacıyla yazdığım şeylerdir. O dilekçede yazdığım isimlerden Süleyman Esen ve özel harekatçı arkadaşını da tanımıyorum. dedi. ( Zaman)
(09 Kasım 2009, 11:45), son güncel.: (10 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Osman Yıldırım´la ilgili tüm manşetlerimiz
Osman Yıldırım´a anti-sosyal kişilik bozukluğu teşhisi konuldu iddiaları
Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi manşetlerimiz
Danıştay soruşturması sil baştan