Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, 3. Ana Jet Üs Komutanlığı ile Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinden 29'u tutuklu 31 sanığın yargılanmasına başlandı.
22.07.2017 17:59 Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, 3. Ana Jet Üs Komutanlığı ile Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinden 29'u tutuklu 31 sanığın yargılanmasına başlandı.
19.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar, yakınları ve avukatlar katıldı.
Tutuklu sanıklardan eski teğmen Ahmet Tarık Aydın, 135. MAK timinde depo sorumlusu olarak görev yaptığını söyledi.
Darbe girişimi günü iki helikoptere makineli tüfekler de dahil olmak üzere mühimmatın taşınması emri aldığını anlatan Aydın, kalkışmanın, tatbikat ve eğitim olduğunu düşündüğü öne sürdü.
Sanıklardan eski astsubay Çağlar Arık da helikopterlerin teçhizatlandırılmasıyla ilgili emri, filo komutanından aldığını iddia etti. Arık, harekat subayları ile tim komutanlarının dışında görevin içeriğinin bilinmediğini savundu.
Üzerinde çıkan "1 doları" bankadan almış
Sanık eski astsubay Çağlayan Çetin ise 15 Temmuz'da filo komutanının, askerlerin cep telefonlarının toplatılması emrini verdiğini belirtti.
Darbe girişimini televizyondan izlediğini ifade eden Çetin, "Arkadaşlarla gelişmeleri takip ediyorduk. Cumhurbaşkanının, televizyondan halkı sokaklara çağırmasının ardından Astsubay Başçavuş Enes Aksu, bize dönerek, 'Şimdi Cumhurbaşkanını paketleyecekler' dedi. Ben de ona 'Ağabey sen ne diyorsun' diye karşılık verdim." şeklinde konuştu.
Çetin, darbe girişiminin ardından gözaltına alındığı gün cebinde "1 dolar" bulunduğunun hatırlatılması üzerine, parayı bir bankadan makbuz karşılığında aldığını öne sürdü.
Duruşma yarın devam edecek.
20.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar, yakınları ve avukatlar katıldı.
Tutuklu sanıklardan eski teğmen Ahmet Vurgun, 135. MAK timinde depo sorumlusu olarak görev yaptığını söyledi.
Darbe girişimi günü iki helikoptere makineli tüfekler de dahil olmak üzere mühimmatın taşınması emri aldığını anlatan Vurgun, kalkışmanın, tatbikat ve eğitim olduğunu düşündüğü öne sürdü.
Sanıklardan eski astsubay Çağlar Arık da helikopterlerin teçhizatlandırılmasıyla ilgili emri, filo komutanından aldığını iddia etti. Arık, harekat subayları ile tim komutanlarının dışında görevin içeriğinin bilinmediğini savundu.
Üzerinde çıkan "1 doları" bankadan almış
Sanık eski astsubay Çağlayan Çetin ise 15 Temmuz'da filo komutanının, askerlerin cep telefonlarının toplatılması emrini verdiğini belirtti.
Darbe girişimini televizyondan izlediğini ifade eden Çetin, "Arkadaşlarla gelişmeleri takip ediyorduk. Cumhurbaşkanının, televizyondan halkı sokaklara çağırmasının ardından Astsubay Başçavuş Enes Aksu, bize dönerek, 'Şimdi Cumhurbaşkanını paketleyecekler' dedi. Ben de ona 'Ağabey sen ne diyorsun' diye karşılık verdim." şeklinde konuştu.
Çetin, darbe girişiminin ardından gözaltına alındığı gün cebinde "1 dolar" bulunduğunun hatırlatılması üzerine, parayı bir bankadan makbuz karşılığında aldığını öne sürdü.
21.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanıklardan eski Yarbay Mustafa Coplan, FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında 3. Ana Jet Üssü'ndeki pistin kapatıldığını ve araç giriş çıkışlarının engellendiğini bildiğini öne sürdü.
Tutuklu sanıklardan eski Binbaşı Ömer Murat Özal da olay günü kendisinin üste olmadığını, üssün alarm seviyesi kırmızıya çıkarıldığı zaman komutanları tarafından çağrıldığını savundu.
Üsse gireceği sırada yanında iki silah bulunmasıyla ilgili soru üzerine sanık Özal, evden aldığı çantadaki diğer silahı fark etmediğini öne sürdü.
Özal, şunları dile getirdi:
"Olayın yaşandığı akşam, üssün girişinde güvenlik önlemi alan polisler, beni aramaya başladı. Silahın biri yanımdaydı. Diğer silahım 'toplu tabanca' adı verilen silahtır. Bu silahı çantanın içerisinde, mermileri de yuvasında takılı vaziyette gören polis, 'Siz ne yapıyorsunuz ulan? Darbe mi yapacaksınız?' diye karşılık vererek beni etkisiz hale getirmeye çalıştı."
Özal, cüzdanından bir dolarlık banknot çıkmasına ilişkin de cüzdanında sadece dolar değil, avro da bulunduğunu, parayı 2013 yılında alarak sakladığını, FETÖ/PDY ile bağlantısını bilmediğini iddia etti.
Tutuklu sanıklardan Albay Şahin Aykaş da 15 Temmuz günü programların rutin şekilde devam ettiğini savunarak, "Akşam televizyondan tankları gördüğüm zaman bunun bir terör eylemi olduğunu düşündüm. Daha sonra üsse acilen çağrıldık." şeklinde konuştu.
Aykaş, üsse girdikten sonra gelişmeleri televizyondan takip ettiklerini öne sürdü.
Darbe girişiminden önce 2 helikopterin üsten ayrılığını öğrendiğini iddia eden Aykaş, şunları kaydetti:
"Üsse giriş yaptığım vakit eski 3. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Mustafa Ertürk'ü gördüm. Ona 'Albayım hayırdır, cuma günü ne uçuşu bu? Uçuşlar cuma günü sona ermiyor mu?' diye sordum. O da bana 'Onlar Beyşehir'e uçuşa gitti. Dönerler, siz merak etmeyin.' yanıtını verdi. Daha sonra televizyondan olan bitenleri şaşkınlıkla izledik. Ertesi sabah ise üsten ayrılan iki helikoptere ulaşılamadığı bilgisini aldım.
Öğleden sonra Muharip Hava Komutanlığından uçak, helikopter ve araçların durumu hakkında bizden bilgi istendi. Yetkililere iki helikopterin eksik olduğu bilgisini verdik."
Duruşmada yargılanan tutuklu sanıklardan eski Kurmay Yarbay Ersin Kayhan, 15 Temmuz gecesi 3. Ana Jet Üssü'nün giriş çıkışlara kapatıldığını belirterek, saat 23.35'e kadar olaylardan haberdar olmadığını, sabaha kadar gelişmeleri askeri personelle beraber televizyondan takip ettiklerini savundu.
Tutuklu sanıklardan eski Astsubay Ertuğrul Önal da FETÖ/PDY ile alakası olduğuna ilişkin suçlamaları reddederek, "Benim Amerika'ya vizem var. Darbenin yapıldığı tarihten yaklaşık 1 ay sonra tutuklandım. FETÖ/PDY üyesi olsam neden bu zaman aralığında kaçmayayım." dedi.
Tutuklu sanık eski Binbaşı Göksel Dağadası ise üste bulunan uçakların hazır bekletilmesi emrini filo komutanlarının verdiğini iddia etti.
Üste hazırlanan 2 helikopterin faaliyetlerinin filo tarafından belirlendiğini anlatan Dağadası, "Helikopterlere malzeme aktarılması emir-komuta doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Benim bunun dışında herhangi bir yetkim olamaz. Helikopterlere malzeme aktarılması, rutin bir iş olarak talep edildi. Bu araçların malzemelerinin her zaman tam olması istenirdi. Dolayısıyla sıklıkla malzeme aktarımı yapılırdı." diye konuştu.
Dağadası, eski 3. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Mustafa Ertürk'ün emriyle, alarm seviyesinin kırmızıya çıkarıldığı bilgisini aldığını belirtti.
Üsse dönmeleri istenen askeri personele, neden döndükleri ile ilgili detaylı bilgi verilmediğini anlatan Dağadası, şunları kaydetti:
"Üsse geldiğimizde bizimle bir görüşme yapılmadı. Uçuş pisti uçuşa elverişsiz hale getirildikten sonra, gelişmeleri televizyondan takip etmeye başladık. Valilik ve Emniyet Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmelerin ardından, araç ve uçakların çalışmasını sağlayan ekipmanları söküp muhafaza altına aldık, başına da bir nöbetçi koyduk. Daha sonra bize, Hava Komutanlığı Harekat Merkezi'nden gelen emirlere uymamamız gerektiği bilgisi Eskişehir'den iletildi. Çünkü darbe girişiminin yaşandığı sırada Ankara'nın devre dışı olduğunu öğrenmiştik."
Tutuklu sanık eski Üsteğmen Kenan Şahin ise darbe girişimin olduğu 15 Temmuz'da kardeşini kaybettiğini, istese o gün çok kolay şekilde izin alıp kardeşinin cenazesine gidebileceğini, fakat gitmediğini öne sürdü.
Konya 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 15 Temmuz darbe girişimi günü 3’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’nda gündüz gerçekleştirilen eğitim uçuşları sırasında, bir savaş uçağının düşme tehlikesi atlattığı ortaya çıktı.
15 Temmuz’da İstanbul’daki Moda Deniz Kulübü'ndeki düğün basan timlerin bulunduğu 2 helikoptere Konya 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'nda silah ve mühimmat yükleyen askerlerin de aralarında bulunduğu 29'u tutuklu 31 askerin 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma' suçlarından yargılanmasına devam edildi. Konya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ifade veren Uçak Sistemleri Komutanı Albay Şahin Aykaş, 15 Temmuz darbe girişimi günü üste yaşananları anlattı. Mahkemedeki ifadesinde sabah rutin olarak göreve başladığını ve eğitim uçuşları için hazırlık yaptıklarını belirten Albay Aykaş, gündüz gerçekleştirilen eğitim uçuşları sırasında bir savaş uçağının düşme tehlikesi atlattığını söyledi. Aykaş, uçuş sırasında motoru duran uçağın son anda motorunun yeniden devreye girip çalışmasıyla inişini gerçekleştirdiğini belirtti.
Üste 15 Temmuz günü programların rutin şekilde sona erdiğini ve lojmanına gittikten sonra akşam evde televizyondan İstanbul Boğazı'ndaki tankları gördüğünü söyleyen Albay Aykaş, bunun bir terör eylemi olduğunu düşündüğünü söyledi. Daha sonra üsse acilen çağrıldıklarını ve Başbakan Binali Yıldırım’ın televizyondaki açıklaması ile olayın kalkışma olduğunu öğrendiklerini savunan Aykaş, daha sonra da üste uçakların kalkmaması için tedbir aldıklarını ifade etti. Üsse yeniden geldikten sonra 2 helikopterin üsten ayrılığını öğrendiğini iddia eden Aykaş, şunları söyledi:
"Üsse giriş yaptığım vakit eski 3'üncü Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Mustafa Ertürk’ü gördüm. Ona 'Albayım hayırdır, cuma günü ne uçuşu bu? Uçuşlar cuma günü sona ermiyor mu?' diye sordum. O da bana Beyşehir’e uçuşa gittiklerini merak etmemem gerektiğini söyledi. Yaşanan olayın bir kalkışma olduğunu öğrenince de üsteki uçakların kalkış yapmaması için tedbirler aldık. Daha sonra olayları televizyondan izledik. Ertesi sabah ise üsten ayrılan iki helikoptere geri gelmediği bilgisini aldım. Öğleden sonra Muharip Hava Komutanlığından uçak, helikopter ve araçların durumu hakkında bizden bilgi istendi. Yetkililere iki helikopterin eksik olduğu bilgisini verdik."
Görevinden ihraç edilen tutuklu sanıklardan eski Binbaşı Ömer Murat Özal da mahkemeye verdiği ifadede akşam saatlerinde üssün alarm seviyesi kırmızıya çıkarıldığı zaman komutanları tarafından üsse çağrıldığını öne sürdü. Üsse girerken polis tarafından gözaltına alındığını dile getiren Özal, "Olayın yaşandığı akşam, üssün girişinde güvenlik önlemi alan polisleri gördük. Silahın biri yanımdaydı. Diğer silahım da toplu tabanca olduğu için çantanın içerisinde, mermileri de yuvasında takılı vaziyette duruyordu. Polis giriş noktasında aracımızı durdurunca çantamdaki kimliğimi çıkarırken içerisindeki silahımı gördü. Ardından 'Siz ne yapıyorsunuz ulan? Darbe mi yapacaksınız?' diyerek beni etkisiz hale getirip gözaltına aldı. O gün hiç kimsenin ne olduğunu anlamadığı saatlerde ilk gözaltına alınan kişi benim" dedi.
Cüzdanından çıkan 1 dolarla ilgili de savunma yapan Özal, 2013 yılında üsteki çalıştığı birimde saymanlık görevini devralırken bozuk paralarla birlikte kendisine verildiğini ve bozdurma gereği duymadığı için de sakladığını ileri sürdü. 15 Temmuz’dan sonra 1 doların FETÖ ile ilişkilendirildiğini öğrendiğini iddia eden Özal, "Öyle olduğunu bilseydim o 1 doları yerdim" diyerek kendisini savundu.
Duruşma, Pazartesi günü sanık savunmalarıyla devam edecek.
(22 Temmuz 2017, 17:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: