Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerinin kontrol altına alınmaya çalışılması ve 11 kişinin yaralanmasına ilişkin 50'si tutuklu 117 askerin yargılanmasına devam edildi.
22.07.2017 16:52 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerinin kontrol altına alınmaya çalışılması ve 11 kişinin yaralanmasına ilişkin 50'si tutuklu 117 askerin yargılanmasına devam edildi.
18.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmaya 45 tutuklu, 27 tutuksuz sanık katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yakup Harun Sarıkaya, Kara Harp Akademileri'nde öğrenim gördüğünü, duruşmada sanık olarak bulunmasına neden olan FETÖ/PDY terör örgütünün kendisi ve ailesiyle kesinlik irtibatının olmadığını söyledi.
Sanık Sarıkaya, 15 Temmuz günü akademide rutin ders faaliyetlerini icra ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Kurmay Binbaşı Zafer Özleblebici amfiye gelerek, Genelkurmay'dan emir geldiğini söyledi. Toplantı 5-10 dakika sürdü. Derslerden sonra seminere gittik. 23. Motorlu Piyade Alayı'na gideceğim ve terör olaylarının olabileceği söylendi. Öğretim elemanı olan biriyle alaya gittim. Personel eksikliği kapsamında Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişeler'e gideceğimiz söylendi. Bana ve bazı arkadaşlarıma görevlendirme yapılmadı. Binada beklemeye başladık."
Eşinin kendisini aradığını, bomba patladığını ve televizyonlarda kalkışma haberlerinin verildiğini anlatan sanık Sarıkaya, internetten haberlere baktığını, Cumhurbaşkanı, Başbakan'ın açıklamalarını gördüğünü, öğrendiklerini arkadaşlarıyla paylaştığını söyledi.
Sanık Sarıkaya, kendilerine verilen emirlerle, olaylar arasında bağ kuramadığını ifade ederek, "3. Kolordu Komutanlığı, alay komutanına, birliklerin alaya dönmesi konusunda emir verdi. 34 dakika birliklerin alaya dönmesini bekledik. Biz de kışlaya döneceğiz düşüncesiyle sivil kıyafetlerimi giydim. Akademiye dönmemizin en iyisi olacağını düşündüm. Köprülerin ve yolların kapalı olduğunu gördük. Karargah binasında bu olayı arkadaşlarla konuşmaya başladık." diye konuştu.
Yağış nedeniyle ara
Sanık Sarıkaya'nın savunması alınırken, duruşma salonunda elektrikler kesildi. Elektrik kesintisinin duruşma salonunun bulunduğu binadaki su baskını sebebiyle olduğu öğrenildi. Duruşmaya kısa bir ara verildi.
Elektrik kesintisinden sonra devam eden duruşmada, sanık Yakup Harun Sarıkaya savunmasını tamamladı.
Tutuklu sanık Serkan Kocapınar savunmasında, 20 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üniformasını taşıdığını belirterek, hakkındaki mesnetsiz iddiaları kabul etmediğini söyledi.
Kocapınar, 2014'te girdiği Kara Harp Akademileri'nden 15 Temmuz'dan 2 hafta sonra mezun olacağını anlatarak, 15 Temmuz'da planlı derslerine girdiklerini, Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın talimatıyla amfide toplandıklarını, Binbaşı Zafer Özleblebici'nin gelerek 23. Motorlu Piyade Alayı'na gidileceğini söylediğini kaydetti. Törene katıldıktan sonra evine gittiğini, hasta olduğunu aktaran Kocapınar, şunları anlattı:
"21.30 sıralarında lojman bahçesinde toplandık. Çıkış yaptıktan sonra hastalığım sebebiyle yolculuğu uyuyarak geçirdim. Radyodan köprünün kapatıldığını duydum, terör algımız pekişti. 23.15'te alaya vardık. Alay Komutanı Ömer Faruk Özköse, terör eylemlerinin beklendiğini, destek olmak için gidebileceğimizi söyledi. Ben, Serdar Erdoğan, Suat Can ve Şenol Deveci, Samandıra Gişeleri'ne gönderildik. Trafiğin kontrollü kapatıldığını gördük. Bir üsteğmene durumu sordum. Bana emniyet için bekletildiğimizi söyledi. Rahatsızlığım devam ediyordu. Lavaboya yakın yerde bekliyordum. Bir ara ateş sesi duyduk. 01.50 sıralarında bir grup köprüde toplanmaya başladı. Cep telefonumdan internete baktım. Köprünün kapatıldığına, sıkıyönetimin ilan edildiğine dair haberler vardı. Neler yaşadığımıza dair bir kanıya varamadım."
"Kışlaya dönünce olayın vahametini anladım"
Ortada bilgi kirliliği olduğunu, neler olduğunu anlamaya çalışırken duran şüpheli bir araçtan kirli sakallı birinin inerek kendilerine hakaret ettiğini dile getiren sanık Kocapınar, bu kişinin uyuşturucu almış gibi davrandığını, elini beline koyduğunu, bu sırada kendisinin de silahını çektiğini, tehlike arz etmeyi bıraktığında bu kişinin silahını indirdiğini kaydetti.
Sanık Kocapınar, "Bir sorun yaşanmadı. Binbaşı 'araca bin' emri verdi. Biz de geri döndük. Kışlaya dönünce olayın vahametini anladım. Darbe teşebbüsünü yapmaya çalışan hainler tarafından kullanılmaya çalıştım. Olayın asıl mağduru biziz. Hain terör örgütüyle hiçbir bağım yoktur." dedi.
Mahkeme Başkanı Ali Öztürk'ün, "Daha köprüye varmadan, 9 kere eşini aramışsın. Herkes açıklama yapıyor televizyonda. Mesajlaşmalarınız var. Eşin sana hiç söylemedi mi bu durumu?" sorusu üzerine Kocapınar, "Eşim televizyon izlemez. Ne zaman geleceğimi sordu, yatacağını söyledi. Endişelenmesin diye göreve gideceğimi söylemedim." dedi.
Bir diğer tutuklu sanık Mehmet Ertaş da savunmasında, Genelkurmay'dan emir gelmesi üzerine yola çıktıklarını ve 23.08'de alaya girdiklerini belirterek, Alay Komutanı Ömer Faruk Özköse'nin terör olayları nedeniyle birlikleri görevlendirdiğini, kendisine ve bazı arkadaşlarına görev verilmediğini ve bahçede oturduklarını söyledi.
Ailesinin kendisini aradığını, telefonundan internete girdiği zaman olayları öğrendiğini anlatan sanık Ertaş, bir süre sonra arkadaşlarının kışlaya döndüğünü, akademiye dönme kararı aldıklarını, halk kışlanın girişini kapattığı için çıkamadıklarını aktardı.
Mahkeme Başkanı Öztürk'ün, "Ülkede saat 22.00'de bu işin silahlı darbe teşebbüsü olduğu haberleri geçmeye başladı. Bu durumu ailen, akrabaların, askeri personelden biri sana söylemedi mi?" sorusuna sanık Eltaş, "Doğru düzgün görüşemedim. Ailemin merakını gidermek için yapılan görüşmelerdi." yanıtını verdi.
Tutuklu sanık Ahmet Serdar Topalca da savunmasında, akademide öğretim elemanlığı yaptığını belirterek, FETÖ ve illegal yapılanmalarla bir ilgisinin bulunmadığı, hiçbir planlı toplantıya katılmadığını, 15 Temmuz'da askeri hiyerarşi, usuller, mevzuat, emir ve talimatlara şüpheye düşünceye kadar mutlak itaat ettiğini söyledi.
"13 yaşındaki maceraların iddianame konusu değil"
Başkan Öztürk, sanık Topalca'yı, Pakistan'daki görevleri, derslerde anlattığı konuları ve öz geçmişini anlatması üzerine, "13 yaşındaki maceraların iddianame konusu değil. Silahlı darbe teşebbüsüyle ilgili isnat edilen suçlamalara cevap ver. İddianame kapsamında konu. İddianamenin dışına çıkılmasına izin vermem. Afganistan'ın, Pakistan'ın kültürel yapısından bahsediyorsun. Konuya dön." sözleriyle uyardı.
Bunun üzerine sanık Topalca, 15 Temmuz'un askeri hayatın olağan akışında geçtiğini, derslere girdiğini, Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın emir talimat verdiğini, terör tehdidine yönelik bir grup öğrencinin görevlendirildiğini, kendisinin de subaylarla gitmesi gerektiği şeklinde plan yapıldığını, herhangi bir toplantıya katılmadığını söyledi.
Olay günü kışlada alay komutanına kendisini tanıttığını, şüphelendiği bir durumun olmadığını, terör şüphesinin olduğunu, alay karargahında kıyafetlerini değiştirdiğini dile getiren Topalca, "Gelişigüzel görevlendirme yapıldı. Benim görevlendirme yapmam imkansız. Alay komutanı var çünkü. Tek yetkili şahıs o. Ömer Faruk Özköse, 8 arkadaşımızı alıp gitti. Bana kısa bir bilgilendirme dışında bir şey söylemedi. Biz alayda kaldık, oturup konuştuk. Polisler bizi alana kadar kışla dışına çıkmadım. Durumu arkadaşlara ulaşarak anlamaya çalıştık." şeklinde konuştu.
Duruşma yarına ertelendi.
19.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada savunma yapan eski Üsteğmen Kadir Çopur, darbe günü Kara Harp Akademisi Ögˆretim Bas¸kanı Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın askeri öğrencileri topladığı amfide, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen bir emir gereği isimleri okunacak kişilerin, 23. Piyade Alayı'na gideceğini söylediğini anlattı.
Emri altına girdikleri rütbeliye neden gideceğini sorduklarında konuyu tam bilmediğini ancak muhtemel bir terör operasyonu olabileceğini ifade ettiğini aktaran Çopur, sıkıyönetimi çağrıştıran herhangi bir emir ve ifade duymadığını öne sürdü.
Çopur, kendisinin kışla dışına çıkmadığını savunarak, "Televizyonlarda darbe kalkışması olduğu haberi geçtikten sonra eşim aradı ve duyduklarını iletti. Bunun üzerine oradaki personelle durum değerlendirmesi yaptık. Bilgi almaya çalışıyorduk, dışarıdakiler, halkın askerlere tepki gösterdiğini anlatıyordu. Bunun farkına vardığımda emir komuta içinde buralara kadar getirilmiştik ancak bizi bir parçası haline getirmek istedikleri bu kalkışmanın karşısında olacağımıza karar verdik ve kamuflajlarımızı çıkardık." diye konuştu.
Bu saatten sonra akademiye dönmenin koşullarını aradıklarını anlatan Çopur, darbeye karşı duruş sergileyerek hukuk dışı emirleri yerine getirmediklerini savundu.
Sanık Çopur, sabah saatlerinde kışla girişine gelen polislere teslim olduklarını öne sürerek, "Kesinlikle bir direniş veya ateş açma eylemim olmadı. Kışla dışına çıkmamıştım zaten. Darbeyle ilgili herhangi fiilim olmadı. Darbeyi ve FETÖ'yü lanetliyorum, tahliyemi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı'nın, "Kafanızda şüphe oluşan birliğe neden dönme ihtiyacı hissediyorsunuz?" sorusu üzerine sanık Çopur, "Birliğin şüphe oluşturacak, darbe kalkışmasına ilişkin bir eylemi ile karşılaşmadım. Kalkışmayı yöneten bir faaliyet içinde olsalar, kışlaya dönmememiz gerektiğini düşünürdüm." dedi.
Tutuklu sanık Musa Astarcı da olay gecesi kendilerine terör eylemi olabileceğinin söylenmesi üzerine dışarı çıktıklarını savundu.
Kartal Köprüsü mevkisine geldikten bir süre sonra halkın kendilerine tepki gösterdiğini dile getiren Astarcı, olayın darbe girişimi olduğunu anladıktan sonra tekrar 23. Mekanize Piyade Alay Komutanlığı'na döndüklerini öne sürdü.
Astarcı, FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını savunarak tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık Hasan Hüseyin Öner, 15 Temmuz 2016'da evinde iken saat 21.00 sıralarında cep telefonuna gelen mesajla herkesin kışlaya çağrıldığını belirterek, alay içtima alanına gittiklerinde bölüklerin hazır bekletildiğini gördüğünü anlattı.
Saat 23.00 sıralarında bölük komutanının "Araçlara binin" s¸eklinde emir verdiğini dile getiren Öner, teçhizatları alarak bindikleri araçlarla Samandıra gişelerine gittiklerini söyledi.
Olay yerine vardıklarında tabur komutanlarının kendilerine "Trafiği tek s¸eride düs¸ürerek gelen araçlardaki kis¸ilere terör olayları var, evinize gidin." demelerini istediğini savunan Öner, saat 00.00 sıralarında bulundukları yere gelen ve daha önce tanımadıkları bir yüzbaşının askerlere hitaben, "Arkadas¸lar alay komutanının emri ile buranın emir komutası bizde." dediğini aktardı.
Sanık Öner, bir süre sonra yanlarına gelen vatandaşların, "Asker kışlaya, yanlış yapıyorsunuz." şeklinde söylemlerde bulunduğunu ifade ederek, bunun üzerine telefonlara baktıklarında haberlerden olayın farklı olduğunu anladıklarını söyledi.
Bunu fark ettiği andan itibaren yanlarındaki askerlerle gişelere doğru çekildiğini savunan Öner, saat 02.00 sıralarında kıs¸laya dogˆru hareket ettiklerini belirtti.
Öner, olayı daha sonra televizyonlardan takip ettiğini ve darbe olduğunu öğrendiğini öne sürerek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Duruşmada söz alan bazı tutuklu sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi.
20.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmada savunma yapan tutulu sanık Süleyman Şentürk, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında bağlı bulunduğu 23. Motorlu Piyade Alayı'nda görevli bulunduğu bölükte nöbetçi olduğunu ve mesai süresince olumsuz bir durumla karşılaşmadığını söyledi.
Şentürk, saat 08.30 sularında alarmın verildiği anlatarak, "Bir hafta öncesinden sürekli KOKTOG kapsamında alarmın verileceği söyleniyordu. Alarm verilince askerler toplandı. Askerlerle birlikte hazır bir şekilde bölük ve tabur komutanını bekliyorduk. Komutanlarımız gelince benim de yetkim bitmiş oluyordu. saat 22.00 civarında bütün personel toplanmıştı. Sabiha Gökçen Havalimanına bombalı saldırı yapıldığı yönünde bilgi gelmişti. Terör eylemi olduğunu düşünüyorduk" diye konuştu.
Samandıra gişelerini tutmaya ve trafiği ters istikamette yönlendirdiklerini anlatan Şentürk, şöyle devam etti:
"Konvoy olarak saat 22,30 sularında birlikten çıktık. Samandıra gişelerine doğru gidiyorduk. Bölük komutanın emriyle tek şeridi kapatarak trafiği kontrollü bir şekilde yönlendiriyorduk. Bu sırada bir vatandaş aracından inerek bağıra bağıra yanımıza geliyordu. Bu sırada subaylardan biri ona silah doğrulttu. Üsteğmen Gökhan Mengeç, bu subayın elinden silahı aldı. Tabii halkın tepkisi arttı. Durumun ne olduğunu anlayamadık ve kışlaya döndük. Darbe haberlerini televizyondan görünce öğrendim. Ben emirleri uyguladım, emri ise bölük komutanımız verdi."
Savunmasını tamamlayan tutuklu sanık Fatih Tekin de darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günün kışlada olağan dışı bir hareketlilik görmediğini ifade etti.
Kartal Köprüsü'nde sadece güvenliği sağlamak amacıyla talimat aldıklarını söyleyen Tekin, "Olay yerinde yaklaşık bir saat durduk, sonra geri döndük. Dönüşe geçtiğimizde vatandaşlar önümüzü kesmişti. Bu yüzden bir süre daha beklemek zorunda kaldık. Bulunduğum yerde silah sesi duymadım. Bu sırada bölük komutanımızın yanına gittim döndüğümde ise yabancı subayları bir daha görmedim." dedi.
Tekin, 88 gün cezaevinde yattığını, daha sonra tahliye edildiğini ve darbe girişimiyle bir ilgisinin bulunmadığını öne sürerek tahliye talebinde bulundu.
Duruşma, sanık savunmalarının tamamlanması için yarına ertelendi.
21.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, sanık avukatlarının tahliyeye ilişkin talepleri alındı.
Taleplerden sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını kararlaştırarak, suçtan zarar görme ihtimallerine binaen Başbakanlık ve TBMM'nin müdahillik talebinin kabul edilmesine hükmetti.
Mahkeme, Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişeleri'ndeki kameraların 15 Temmuz 2016 tarihindeki kayıtlarının istenerek bilirkişiye gönderilmesine ve rapor alınmasına karar verdi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılarak, Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişeleri'nde 15 Temmuz'da görev yapan sivil polislerin isimlerinin bildirilmesine ve bu kişilerin tanık olarak dinlenilmesine de hükmeden mahkeme, duruşmayı 11 Aralık'a erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 Temmuz'da Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerini kontrol altına almaya çalışan 23. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi personeline ilişkin hazırlanan iddianamede, 29'u tutuklu 117 sanık yer alıyor.
İddianamede, tüm sanıkların "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede ayrıca "kasten yaralama" suçundan sanıklar üsteğmen Ersin Gelen ve yüzbaşı Süleyman Yıldırım hakkında 6 yıldan 18'er yıla kadar, sanık yüzbaşı Rüstem Üstünel hakkında 4 yıldan 11 yıla kadar, sanık Ali Özler hakkında da 9,5 yıldan 28 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mahkeme, davanın 5'inci duruşmasında tutuksuz 23 sanığın tutuklanmasına karar vermişti, bu sebeple tutuklu sanık sayısı 50'ye yükseldi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Nisan (2017) 'İstanbul 117 sanık Darbe Y./Kartal Köprü&Samandıra İşgali' davası
(22 Temmuz 2017, 16:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: