Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Hürriyet, Kanal D ve CNN Türk'ün bulunduğu Doğan Medya Center'in darbeci askerler tarafından basılmasına ilişkin 19 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
22.07.2017 15:04 Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Hürriyet, Kanal D ve CNN Türk'ün bulunduğu Doğan Medya Center'in darbeci askerler tarafından basılmasına ilişkin 19 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
17.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda 1 vatandaşın şehit edilmesine ilişkin bugün görülen davaya, 3'ü tutuklu olmak üzere toplam 17 sanık katıldı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar eski yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ile 14 tutuksuz sanık katıldı. Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Murat Yetkin, CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş ve Kanal D Haber Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar da "müşteki" sıfatıyla duruşmada hazır bulundu. Duruşma, kimlik tespitlerinin ardından iddianamenin özeti okundu.
Mahkeme başkanı, bazı müşteki yakınlarının Türk bayrakları ile geldiklerini söyleyerek "Türk bayrağı başımızın tacı. Ancak protesto amaçlı bu şekilde bulunmasını istemiyoruz. Bu salonda sabırla yargılamamızı yapacağız" uyarısında bulundu.
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, tüm tutuklu sanıklara evrakların gönderildiğini, imzaların mevcut olduğunu söyledi.
Çok sayfalı iddianameleri cd formatında yolladıklarını, sanıkların cezaevinde iddianameleri okuduklarını aktaran Dağ, "Bu davada iddianamelerin gönderimleri sağlanmıştır. Ancak gerektiği şekilde iddianamelerin sanıklara ulaştırılmaması yönündeki iddia doğru ise bu ortamı sağlamayan cezaevindeki kişiler hakkında mahkememizce işlem başlatılacaktır. Kişisel olarak verilmemesi söz konusu değildir, biz insanlar aralarında ayırım yapmıyoruz, cezaevi de böyle bir hakka sahip değildir. Yaklaşık 3 aydır bu mahkemede yargılama yapıyoruz, böyle bir şey ile karşılaşmadık. Tutuklu sanıklara iddianamenin tebliğ edildiğine dair belge var, yazı buradadır. Sanıklar bize bildirim yapılmıyor diye talepte bulunsaydı, biz gereğini yapardık. Tutuksuz sanıklar yönünden savunmalara devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Mühimmat vereceksin, öldürülmek mi istiyorsun"
Bu doğrultuda savunmasına başlayan tutuksuz sanık astsubay Muhammed Çınar, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında 1. Ordu Komutanlığı Acil Müdahale Mangası'nda mühimmat dağıtılan doldur boşalt istasyonunda nöbetçi astsubay olduğunu kaydetti.
Akşam saatlerinde daha önce kışla içinde görmediği rütbeli askerlerin kendisinden mühimmat istediğini söyleyen Çınar, "Olay gecesi daha önce görmediğim bir yüzbaşı, bana silahın dibiyle vurarak 'Mühimmat vereceksin, öldürülmek mi istiyorsun. Mühimmat vermezsen seni öldürürüm' diyerek kapıyı açmaya zorladı." dedi.
Mahkeme Başkanı Dağ'ın, "Bu kişi kimdi?" sorusu üzerine sanık Çınar, sanık sandalyesinde oturan yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'yı teşhis etti. Duruşma salonundaki müşteki yakınları eski yüzbaşı Kaya'ya tepki gösterdi.
"Aslanlarım, koçlarım mühimmat alın" emri
Sanık Kaya'nın, kendisini sürekli silahla tehdit ettiğini belirten Çınar, savunmasına şöyle devam etti:
" Üzerinde askeri kıyafet olan bir kişi, komutanım dememe rağmen bana silahla vuruyordu. Daha sonra 10-12 asker geldi, onlara 'Aslanlarım koçlarım mühimmat alın' diyordu. Ben yine dışarı çıkarmaya çalıştım. Dışarı attılar beni, ittirdiler. Çantaya mühimmatları koyup minibüse gittiler. Bütün mühimmatların tutanağını tuttum. Sayılarını aldım, beklemeye başladım. Görevli olan orada rütbeli birine ulaşmaya çalıştım. Daha sonra soyadını hatırlayamadığım Nurullah isminde kurmay binbaşı da mühimmat istedi. Ben de veremeyeceğimi, nöbetçi amirin emri olması lazım deyince. 'Nöbetçi amir benim, bana vereceksin' deyip silahı alıp nizamiye bölgesine gitti."
Mahkeme heyeti verdiği celse arası kararda, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, TBMM, Doğan Medya temsilcileri, Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar ile CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş ve şehit Vedat Bağcerci'nin yakınlarının vekilleri aracılığıyla yaptıkları müdahillik talebini kabul etti.
Savunma yapan tutuksuz sanık astsubay Muhammet Orhan Kaya da bölük komutanının kendisinden askerleri toplamasını istediğini, emir doğrultusunda askerleri topladığını belirtti.
FETÖ'ye ait hiçbir kuruluşla ilgisinin olmadığını kaydeden Kaya, "Vatanımı korumak için yemin ettim. Üstüm gelmiş, emir vermiştir. Askerlerin, ne maksatla götürüldüklerini bilmiyorum. Piste götürüldüklerini tahmin ettim. Kimseyi içeri alan ben değilim. Bu kişileri tanımıyorum. Benim için hain FETÖ/PDY içinde gösterilmek bile cezadır." dedi. da bölük komutanının kendisinden askerleri toplamasını istediğini, emir doğrultusunda askerleri topladığını belirtti.
FETÖ'ye ait hiçbir kuruluşla ilgisinin olmadığını kaydeden Kaya, "Vatanımı korumak için yemin ettim. Üstüm gelmiş, emir vermiştir. Askerlerin, ne maksatla götürüldüklerini bilmiyorum. Piste götürüldüklerini tahmin ettim. Kimseyi içeri alan ben değilim. Bu kişileri tanımıyorum. Benim için hain FETÖ/PDY içinde gösterilmek bile cezadır." dedi.
Daha sonra sanık Mehmet Akif Aslan'a söz verildi. Sanık Aslan, kendisine iddianamenin verilmediğini ileri sürerek savunmasını bir dahaki celse yapacağını belirtti. Diğer sanıklar da aynı şekilde beyanda bulununca Mahkeme başkanı, "Hiç böyle bir şikayetle karşılaşmadım. Elimizdeki belgelere göre gönderilmemiş bir iddianame yok" dedi. Bunun üzerine söz alan sanık avukatları da "Her cezaevinin bir yoğurt yiyişi var. Bazı cezaevi müdürü vermemiş olabilir" diye konuştu.
Daha sonra şikayetçi avukatlarından Köksal Bayraktar söz alarak "Sanık savunmaları alınmayacaksa müvekkillerimin her an yayın yapmaları nedeniyle beyanlarının alınmasını talep ediyorum" dedi. Mahkeme Başkanı, "Sanıkların iddiası önemli. Bu nedenle duruşmaya ara verip kararımızı bildireceğiz" dedi.
Duruşmada tutuksuz sanık er Burak Altıntaş savunmasında, olay günü kışladan helikopterlerle Hürriyet binasının önüne getirildiklerini söyledi. Kendilerine "Binayı boşaltıp emniyete alacağız" dediklerini söyleyen Altıntaş, binaya geldiklerinde yüzbaşı Süleyman Ateş Kaya'nın "Kapıları açın" diyerek ateş etmeye başladığını ifade etti.
Binanın önünde oldukları sırada bina dışındaki vatandaşların kendilerine küfür etmeye başladıklarını anlatan Altıntaş, "Yüzbaşı Süleyman Ateş Kaya da önce küfür edip sonra bu dışarıdaki kişilere G3 ile ateş etmeye başladı. Bize de 'Ateş edin, vurun' dedi. Biz korkuyorduk. Daha sonra bina içine girdik, Sülayman Kaya askerleri yerleştirdi. 'Katları kontrol edin, hiç insan kalmasın' dedi. Zaten fazla insan yoktu yukarıda. Bina boş gibiydi. Daha sonra geliyorlar demeye kalmadan binanın içinde kayboldu. Nereye gitti bilmiyorum. Biz içeri girişte kaldık. Binanın telefonundan 155'i aradık. 5 veya 6 askerdik. Gaz ve gözyaşartıcı bomba atılmaya başlandı. Sonra bir polis amiri bizi gördü. 'Gelin' dediler, sigara verdiler, gözümüze limon sürdüler. Bize anlattılar, ülke karıştı diye" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı'nın "Erlerden ateş eden oldu mu?" sorusuna sanık Altıntaş, "Bilmiyorum. Kendimi yere attım" dedi. Tam binanın önüne geldiklerinde yüzbaşı Süleyman Ateş Kaya'nın 'Kapıyı açın' demesi üzerine güvenlik amirinin kapının kurşun geçirmez cam olduğunu belirterek "Açılmaz, yapmayın çocuklara zarar gelir" dediğini de belirtti. Mahkeme Başkanı'nın sorusu üzerine sanık Altıntaş, "Helikopterden inmeden önce yüzbaşı Süleyman, 'Yanlış yapanı vurun emri' verdi. İçeride de 'Yaklaşan olduğunda ateş edin. Siz Türk askerisiniz dokunulmazlığınız var' dedi" şeklinde cevap verdi.
Tutuksuz sanık er Harun Darı ise "Spor salonu görevlisiyim. Mühimmat alınması söylendi. Sonra heliopter pistine götürdüler, biz ordu komutanını koruyacağımızı sandık. Binaya gideceğimiz söylendi. Komutana sorduk, 'CNN Türk binasına gidiyoruz, oranın güvenliğini sağlayacağız' dedi. Binaya geldiğimizde yüzbaşı Süleyman, piyade tüfeğiyle ateş etti. Güvenlik amiri geldi, 'Ne yapıyorsunuz' deyince Süleyman Ateş Kaya, 'Kapıyı açın' dedi. Güvenlik amiri 'anahtar yok. Binaya ateş ederseniz kurşun geçirmez, zarar görürsünüz' dedi. Sonra anahtarları bulup açtı. İçeri girdik, ama ne yapacağımızı bilmiyorduk. İçerideki görevlilerin elleri ensesindeydi. İnsanların bize karşı suç işleyecek bir durumu yoktu. Bazı kişilere binayı boşaltmalarını söyledim. Herkes zemin kata indi. Sonra binada ışıklar kesildi. Daha sonra yüzbaşı bizi Kanal D binasına götürdü. Bize çatışacak mühimmat var dedi. Sonra tekrar Hürriyet binasına gittik. Komutanım buraya geliş amacımız ne dedim. Polis geliyor ne yapacağız dedim. Ateş edin dedi. Biz ateş etmedik. Biz ateş etmeyince yola ve halka ateş etti. Bunun üzerine halktan biri 'Biz de askerlik yaptık' dedi küfür etti. Süleyman Ateş Kaya yere diz çöküp nişan aldı. 'Ne yapıyorsunuz' dedim. Ateş etmedi" şeklinde konuştu. Sanık Darı, şikayetçi avukatının sorusu üzerine "Ateş etmedim. Darbe olduğunu da düşünmedik. Binayı boşaltın dediğimizde, bir beyefendi 'Siz ne yapıyorsunuz? Böyle bir emir yoktur. Siz yanlış yapıyorsunuz' dedi. Yüzbaşı Süleyman Ateş Kaya da 'Sana mı soracağım emri' dedi. Buna şahit oldum" dedi.
Tutuksuz sanık er Abdullah Akar da CNN Türk binasına iner inmez, yüzbaşı Süleyman Ateş Kaya'nın havaya ateş ettiğini, çoğu insanın kaçtığını, kapılar açıldıktan sonra ikiye ayrılarak yüzbaşı Süleyman ile birlikte Hürriyet binasına girdiklerini, daha sonra herkese tek tek "Ablacığım, ağabeyciğim dışarı çıkın" dediklerini söyledi. akar, kötü niyetli olsaydım, orada temizlikçi olan ablayla konuşmazdım. Bana memleketimi sordular. Sonra yüzbaşı, herkesi dışarı çıkarmamızı söyledi. Herkesi dışarı çıkardık. Bir süre siper aldık. Yüzbaşı halka ateş etti. Dışarıdan 'Nasıl askersin, hain' diye bağırdı. Yüzbaşı, 'Ben Güneydoğu'da ne analar babalar gördüm, karşılığı bu mu" dedi, ateş etti. Polisler bize ateş ediyordu" diye konuştu. Olaylar sırasında 3 el havaya ateş ettiğini söyleyen Akar, amacının kendini korumak olduğunu belirtti.
Duruşma sanıkların ifadesi alınması için yarına ertelendi.
18.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda bir kişinin şehit edilmesine ilişkin 3'ü tutuklu, 19 sanığın yargılandıkları davanın ikinci duruşması tutuklu sanıkların savunmaları için ek süre istemeleri nedeniyle, 7-8-9 Ağustos'a ertelendi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar eski yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, iddianamelerin eline ulaşmadığını iddia eden tutuklu 3 sanığa savunmaları için süre isteyip istemediklerini sordu. Tutuklu sanıklar, savunmaları için süre talep etti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların savunmalarını yapmadan müştekileri dinlemenin yargılamaya bir katkı yapmayacağı kanaatine vardıklarını belirterek duruşmayı 7-8-9 Ağustos'a erteledi.
Heyet, tutuklu sanıklar eski yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'ın savunmalarının alınmamış olması, mevcut delil durumu ve üzerine atılı suçları dikkate alarak tutukluluk halinin devamına karar verdi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5'er yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
İddianamede, sanık Süleyman Ahmet Kaya'nın, Vedat Barceğci'nin ölümü nedeniyle "kasten öldürme" suçundan müebbet ile "silahla tehdit", 9 kez uygulanmak üzere "kasten öldürmeye teşebbüs", "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 125 yıldan 215 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenirken, sanık Mehmet Akif Aslan'ın "silahla tehdit", iki kez uygulanmak üzere "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar, sanık Erdal Şeker'in "silahla tehdit" ve "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 4 yıldan 12,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-16 Mart (2017) 'İstanbul 19 sanık Darbe Yap./CNN Türk İşgali' davası
(22 Temmuz 2017, 15:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: