İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Hadımköy General Kani Akman Kışlası ve Cezaevinde meydana gelen olaylarla dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun derdest edilerek cezaevine götürülmesine ilişkin 11'i tutuklu 62 sanığın yargılanmasına başlandı.
15.07.2017 14:08 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Hadımköy General Kani Akman Kışlası ve Cezaevinde meydana gelen olaylarla dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun derdest edilerek cezaevine götürülmesine ilişkin 11'i tutuklu 62 sanığın yargılanmasına başlandı.
10.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Hadımköy General Kani Akman Kışlası ve Cezaevinde meydana gelen olaylarla dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun derdest edilerek cezaevine götürülmesine ilişkin 11'i tutuklu 62 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması başladı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince büyük salonda görülen duruşmaya 11 tutuklu, 45 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.
Sanıkların kimlik tespitlerinin yapıldığı duruşmada, iddianame özeti okundu.
Duruşma sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.
11.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince büyük salonda görülen duruşmaya 11 tutuklu, 37 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık, TBMM ve Milli Savunma Bakanlığı avukatları aracılığıyla davaya katılma talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti verdiği ara kararlarda Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık, TBMM ve Milli Savunma Bakanlığının davaya katılma talebini kabul etti.
Duruşmada savunma yapan ve Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nu derdest ettiği iddia edilen kişiler arasında olduğu öne sürülen tutuklu sanık eski yüzbaşı Kenan Keskin, 15 Temmuz günü mesainin olağan şeklinde başladığını, iddianamede üzerlerine atılı Hadımköy Askeri Cezaevinin emir komutasını alma iddialarının gerçeği yansıtmadığı iddiasında bulundu.
'Hasdal'a yanlış gelmişiz, konuma göre Hadımköy'e gittik'
Darbe girişimi günü tutuklu sanık eski binbaşı Erhan Savur'un kendisini aradığını kaydeden Keskin, 'Bana görevlendirmemiz var dedi, arabam müsait dedim. Kendisini belirttiği yerden aldım. Münir Sözeni de aldıktan sonra nizamiyeden çıkış yaptık. Benzin alıp yola çıkmaya düşündük. Binbaşı Sabur, Hadımköy'e cezaevine gideceğimizi, görevin içeriğini bilmediğini, cezaevi müdürünün bizi bilgilendireceğini söyledi. Yolu bilmediğimiz için Hasdal Kışlası'na gitmişiz. Erhan Savur'a telefon geldi, yanlış yere gelmişiz, konuma göre Hadımköy'e gittik.' iddiasında bulundu.
Kışlaya vardıklarında Savur'un kimliğini göstermesi üzerine içeri girdiklerini anlatan Keskin, dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun derdest edilmesine ilişkin şu şekilde savunma yaptı:
'Arabadan indikten sonra karşımızda Albay Mehmet Yorgancı ile tabur komutanı vardı. İç tarafta emir subayı ve Tahir Bekiroğlu vardı. Orada Bekiroğlu olduğu için, onun yanına kesinlikle yakınlaşmadık. Kışla komutanı Tahir Bekiroğlu'nun neden orada olduğunu bilmediğini ifade etti. Akademiye ait bir sivil araçla bizden 35 dakika önce cezaevine gittiğini öğrendik. Tahir Bekiroğlu, tavır ve davranışlarımızda askeri disiplinimiz olmadığı yönünde ifadede bulunmuş. Bekiroğlu, bahçe içinde serbest bir şekilde dolaşıyordu, emir subayına emirler veriyordu. Ara sıra cep telefonuyla konuşuyordu. Tanıklar da bunu ifade etmiştir. Erhan Savur 'siz yaklaşmayın' dedi, biz de arabayı park ettiğimiz yöne gittik.'
Bekiroğlu'nu rehin almadıklarını iddia eden Keskin, derdest etmeleri durumunda Bekiroğlu'nun ellerinin bağlı olması gerektiğini kaydetti.
'Rehin almış olsam kaçmaya bakardım' iddiası
Rehin almaları durumunda Bekiroğlu'nu kameraların olduğu dolaştırmayacaklarını savunan sanık Keskin, savunmasına şöyle devam etti:
'Genelkurmay ve kuvvet komutanlarının ellerinin bağlı olduğunu gördük, ancak Bekiroğlu'nda böyle bir şey yok. Saat 02.10'da tellerin dışına çıkıyor, dolaşıyor. Rehin alınmış olsa cep telefonuyla birileriyle görüşmez. Kalabalık gruba karşı emir veriyor 'hadi gidiyoruz' diye. Biz 4-5 kişiyiz emri dinlemeyecek pozisyondayız, zarar verebilecek pozisyondayız. Sağ salim niye geri bırakalım, rehin almış olsam kaçmaya bakardım.'
12.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce büyük salonda görülen duruşmaya 11 tutuklu, 26 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan Korgeneral Bekiroğlu'nun o dönemki emir subayı olan tutuklu sanık eski binbaşı Fatih Irmak, Bekiroğlu'nu derdest ederek cezaevine götürmediğini savunarak, Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen emrin kendisine iletilmesi sonucu Bekiroğlu'nu Hadımköy Cezaevine götürdüğü iddiasında bulundu.
Kendisine emri firari eski albay Uzay Şahin'in aktardığını kaydeden Irmak, 'Ben Korgeneral Bekiroğlu'nu derdest ederek götürmedim, Hadımköy'e gitmemiz emri verildi. Ben de o gün içinde birçok kere yol tarifi almak için telefon görüşmesi yaptım. Hadımköy'e geldiğimizde 'cezaevine gidin' emri verildi, onun üzerine oraya gittik' ifadelerini kullandı.
'Hayatın olağan akışına uyuyor mu, tanımadığın birinden sesli emir almak?'
Duruşma savcısı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Salih Sol ise sanık Irmak'ın bu şekilde savunma yapması üzerine, 'Hayatın olağan akışına uyuyor mu, tanımadığın birinden telefonla sesli emir almak? Albaydan aldığın sesli bir talimatla, ondan daha rütbeli korgenerali bir yere götürmen mümkün mü?' dedi.
Mahkeme heyeti tarafından sanığa, 'Yurtta Sulh' Whatsapp grubunda 'Fatih Binbaşı ekibini kontrol etmekte zorlanıyor, destek gerekebilir' ve 'Komutan Hadımköy Cezaevi'nde' konuşmaları hatırlatıldı.
Sanık Irmak, bu konuda bir bilgisi olmadığını savundu.
Sanık salondan çıkarıldı
Irmak'ın ardından, tutuklu sanık astsubay Okan Şentürk'ün savunmasına geçildi.
Şentürk'ün avukatı, müvekkilinin savunma yaptığı esnada, sanık Fatih Irmak'ın mahkeme salonundan çıkarılmasını talep etti.
Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, sanık Fatih Irmak'ın salondan çıkarılmasına, Irmak'ın avukatının duruşmada kalıp Şentürk'ün yaptığı savunmayı daha sonra müvekkiline aktarmasına karar verdi.
14.07.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmaya, 116'sı tutuklu, 121 sanık ve avukatları katıldı. Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Başbakanlık avukatlarının yanı sıra mağdur ve müştekilerin avukatları hazır bulundu.
Müşteki ve sanık yakınlarının da takip ettiği duruşmanın 9'uncu celsesinde, sanık ve avukatlarının tahliye talepleri alındı.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, 11'i rütbeli 62 asker sanığın 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan da 7 yıl altışar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Müşteki Bekiroğlu'nun derdest edilmesi eylemiyle ilgili tutuklu 11 rütbeli sanığın 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma'' suçundan 12 yıl altışar aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Yanlış cezaevine gidilmiş
Hadımköy Cezaevi'ni kontrol altında tutmakla görevlendirilen şüpheliler eski binbaşı Erhan Savur ile eski yüzbaşılar Kenan Keskin ve Münür Sözen'in, Hadımköy Kışlası yerine yanlışlıkla Hasdal Kışlası'na gittikleri anlatılan iddianamede, şüpheli Mehmet Yorgancı'nın telefon görüşmesinde şüpheli Erhan Savur'un Hasdal Kışlası'nda olduğunu öğrenmesi üzerine yanlış yerde olduklarını ve Hadımköy Kışlası'na gelmeleri gerektiğini söylediği belirtildi.
Müşteki Bekiroğlu'nu Hadımköy Kışlası'na getiren şüphelilerin, Mehmet Erol ve Arif Yıldırım ile tanık başçavuş Ümit Koyuncu'nun yanına giderek, ''Başçavuşum TSK yönetime el koydu, kapıları aç, emir veriyorum.' diyerek tutukluların geleceğini ve cezaevi kapısını açmasını söyledikleri belirtilen iddianamede, Koyuncu'nun böyle bir şeyin mümkün olmadığını, cezaevi müdürü ve savcısını araması gerektiğini aktardığı kaydedildi.
İddianamede, Koyuncu'nun telefon ile durumu aktardığı Askeri Cezaevi Müdür Vekili Bahadır Selvi'nin olaydan haberinin olmadığını, nöbetçi savcıyı arayarak durumu öğreneceğini ve kendisine döneceğini, bu zamana kadar kapıyı açmamasını emrettiği vurgulandı.
'Tümen komutanına söyleme'
Bu esnada şüpheli Mehmet Yorgancı'nın telefonla Bahadır Selvi'ye 'Bahadır, tutuklular gelecek, burayı açtırmanız lazım fakat Tümen Komutanı Kemal Başak'a söyleme.' dediği anlatılan iddianamede, ''Bu konuşmadan bir süre sonra şüpheli Mehmet Yorgancı, Koyuncu'ya 'Ya Ümit Başçavuş gelenler var, sen şu kapıyı açtır.' diyerek kapının açılmasını istemiştir. Başçavuş Koyuncu'nun 'Savcım var, amirim var, açtıramam.' şeklinde karşılık vermesi üzerine şüpheli Mehmet Yorgancı 'Sen nasıl adamsın, ne laf anlamaz birisin? 1. Ordu Harekat Başkanı Eyüp Paşa aradı diyorum kapıyı aç.' şeklinde tepki göstererek, ısrarcı olmuştur.'' denildi.
İddianamede müşteki Bekiroğlu'nun getirilmesinin ardından yaşanan diyaloglar şu şekilde yer aldı:
'Şüpheli binbaşı Fatih Irmak, tanık başçavuş Koyuncu'nun yanına gelerek 'Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu, cezaevi bölümünü aç, komutanı içeriye kapat.' şeklinde talepte bulunmuştur. Koyuncu, böyle bir şey yapamayacağını bildirmiştir. Bu sırada Koyuncu, tekrar Selvi'yi arayarak, darbe olduğunu söylediklerini, Akademi Komutanı'nı cezaevine koymak istediklerini bildirmiştir. Tanık Selvi de tutuklama müzekkeresi olup olmadığını, savcının imzalayıp imzalamadığını sormuştur. Olumsuz cevap alması üzerine tanık Ümit Koyuncu'ya müştekinin cezaevine alınmaması emrini vererek, nöbetçi savcıyı arayacağını söylemiştir. Bu sırada şüpheli Fatih Irmak, telefonu Koyuncu'dan alarak tanık Bahadır Selvi'ye 'Komutanım Genelkurmay Başkanı'nın emri ile TSK yönetime el koydu, kapama işlemi yapmamız lazım, emirlere uyun, buraya gelin.' şeklinde söylemde bulunmuştur. Selvi de gelmeyeceğini ve kanun ne diyor ise o işlemin yapılacağını söylemiştir.''
Anahtarları sakladı, yerini şüphelilere söylemeyerek yön değiştirdi
Müşteki Bekiroğlu'nun, Koyuncu tarafından cezaevine değil, dinlenme salonuna alındığı, şüphelilerin Koyuncu'ya 'Bak sıkıyönetim kanunları var, kapıları açman lazım, bizim emirlerimizi dinlemek zorundasın.' şeklinde ısrar ettiği ve baskı yapmaya çalıştıkları anlatılan iddianamede, şüphelilerin, Koyuncu'yu kovmaya çalıştığı kaydedildi. Koyuncu'nun bu sırada cezaevinin anahtarlarını saklaması için cezaevi santralinde nöbetçi olan tanık er M.K'ya emir verdiği, tanık M.K'nin da odanın anahtarı ile cezaevinin anahtarlarını çekmeceden alarak üzerinde sakladığı aktarıldı.
Şüpheliler tarafından tanık er M.K'nin dışarı çıkarılmasına engel olan Koyuncu'nun, tanık ere santrale geçmesi ve kapıyı içeriden kilitlemesi emrini verdiği belirtilen iddianamede, şüpheli Erhan Savur'un cezaevi idari kısmında açık olan televizyonda darbe girişimine ilişkin haberlerin verildiğini fark etmesi üzerine televizyonun alıcısını söktüğü vurgulandı.
İddianamede, 'Şüpheli Erhan Savur, tanık er M.K'ye cezaevinin anahtarlarının nerede olduğunu sormuştur. Er ise anahtarların kendisinde olmadığını, güvenlik subayının ise ne şekilde muhafaza ettiğini bilmediğini belirtmiştir. Bunun üzerine şüpheli Erhan Savur, cezaevi kapısını kontrol etmiş, kapıyı kırmak için keser aramış ve 'Anahtarları nerede saklıyorlar, yedekleri olsa da açsak.' şeklinde bir cümle sarf etmiştir.' ifadesi kullanıldı.
Müşteki Tahir Bekiroğlu'nun sabah 07.00 sıralarında tanık Koyuncu'dan darbe girişiminin başarısız olduğunu öğrendiği anlatılan iddianamede, 'Darbenin başarısız olmasının ardından sabaha kadar cezaevi nizamiyesinde darbeciler tarafından bekletilen Korgeneral Bekiroğlu'nun, Başçavuş Koyuncu'nun söylemlerinden cesaret alarak, kendisini rehin alan emir subayı ve astsubaylara, 'Yürüyün birliğe dönüyoruz.' dediği, onların da kalkışmanın başarısız olduğunu anladıklarından başlarını eğerek emre uydukları belirtildi.
İddianamede, Bekiroğlu ve beraberindeki şüphelilerin darbe girişimi başarısız olunca sabah saatlerinde Harp Akademileri Komutanlığı'na geldikleri anlatılarak, müşteki Bekiroğlu'nun burada şikayetçi olduğu şüphelileri polise teslim ederek, gözaltına aldırdığı aktarıldı.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Nisan (2017) 'İstanbul 62 sanık Darbe Yap./Hadımköy Kışlası' davası
(15 Temmuz 2017, 14:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: