15 Temmuz Darbe girişimi gecesi CIA ajanlarının toplandığı Büyükada'da bu kez de İnsan Hakları örgütleri adı altında ikinci bir Gezi kalkışması planının yapıldığı ortaya çıktı. Yapılan baskında 2'si Alman ve İsveç vatandaşı 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan İlknur Üstün'ün temsilcisi olduğu Alman Heinrich Böll Stiftung Derneği Gezi olaylarında başroldeydi. İdil Eser'in de yine Türkiye direktörü olduğu Af Örgütü PKK'nın hendek olaylarında hem de Gezi kalkışmasında provokatif eylemleri meşrulaştıran raporlar hazırlamıştı. Gözaltına alınanlardan bir diğeri de KHK kapsamında FETÖ bağlantısı nedeniyle Çukurova Üniversitesi Ceza Hukuku öğretim üyesi iken ihraç edilen ve açılan Fetö davasında halen yargılanan Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun. Şüpheliler, 'silahlı terör örgütü üyeliğiyle' suçlanıyor. Zanlıların hangi örgüte üyelikle suçlandıklarına ilişkin olarak ise henüz bir açıklama yapılmadı.
09.07.2017 10:36 İnsan hakları savunucuları olduğu iddia edilen bir grup 5 Temmuz akşam Büyükada Ascot Otel'de bir araya geldi. 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi CIA'cilerin toplandığı Büyükada'daki gizli toplantı bilgisini alan polis harekete geçti.
5 Temmuz'daki gelişmeye göre, İstihbarat ve terör polisinin takibinde olan dış ülkelerle bağlantılı, terör örgütlerini destekleyen dernek ve grup temsilcilerinin Büyükada'da yeni bir Gezi kalkışmasının provoke edilmesi ile ilgili toplantı yaptığı bilgisi üzerine baskın düzenlendi. İkisi Alman ve İsveç vatandaşı olmak üzere 10 şüpheli gözaltına alındı.
KILIÇDAROĞLU'NU BEKLİYORLAR
Toplantının konusunun Büyükada Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konvoyunun İstanbul'a yaklaştığı sırada Gezi benzeri eylemler organize edilmesi olduğunu belirledi. Gözaltına alınanlardan İlknur Üstün'ün temsilcisi olduğu Alman Heinrich Böll Stiftung Derneği Gezi olaylarında başroldeydi. İdil Eser'in de yine Türkiye direktörü olduğu Af Örgütü PKK'nın hendek olaylarında hem de Gezi kalkışmasında provokatif eylemleri meşrulaştıran raporlar hazırlamıştı.
FETÖ'NÜN AKADEMİSYENİ DE OTELDEYDİ
Gözaltına alınanlardan birisi de KHK kapsamında FETÖ bağlantısı nedeniyle Çukurova Üniversitesi Ceza Hukuku öğretim üyesi iken ihraç edilen ve hakkında dava açılan Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun. Kurşun FETÖ üyeliği suçlamasıyla Adana'da yargılanıyor. İnsan Hakları Gündemi Derneği üyesi Günal Kurşun'un Today's Zaman gazetesinde FETÖ ve elebaşı Gülen'i koruyan yazılara imza attığı ortaya çıktı.
ÖRGÜT YANLISI YAZILAR
FETÖ'yü koruyan yazıları ise Gülen kendi resmi internet adresinden yayınladı. Kurşun, Today's Zaman'daki 24 Aralık 2014 tarihli yazısında 17-25 Aralık'ın ardından o dönem İçişleri Bakanlığı'nın, Gülen hakkında INTERPOL'e gönderdiği elebaşının ABD'den iadesine yönelik kırmızı notayı eleştiriyor.
15 TEMMUZ TOPLANTISINI AKILLARA GETİRDİ
Büyükada'da bir otelde, 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı gün giriş yapan, çoğunluğu yabancı 17 kişilik grup, 2 gün boyunca toplantı yapmıştı. Toplantıda CIA'ya çalışan ABD'li profesör Henri Barkey'in de bulunması dikkat çekmişti.
GÖZALTINA ALINAN İSİMLER
Operasyonda gözaltına alınan 10 isim şu şekilde: Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve aynı örgütten Veli Acu, Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden Nalan Erkem, Özlem Dalkıran, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Günal Kurşun, Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden Nejat Taştan'ın yanı sıra Şeyhmuz Özbekli, Ali Garavi ve Peter Steudtner.
Foto: Soldan sağa üst sıra: İlknur Üstün, İdil Eser, Özlem Dalkıran. Soldan sağa alt sıra: Nejat Taştan, Nalan Erkem, Günal Kurşun.
GÖZALTINDAKİLER TEM'E SEVKEDİLDİ
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Büyükada'da gözaltına alınan Uluslararası Af Örgütü üyesi 10 kişinin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne sevk edildiğini duyurdu.
Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polis ekipleri, Adalar Sulh Ceza Hakimliği'nin kararına istinaden Büyükada'da bir otelde eğitim programı düzenleyen toplantıya baskın yapmış, operasyonda 8'i Türk, 1'i Alman, 1'i İsveç vatandaşı olan toplam 10 kişi gözaltına almıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünden Büyükada'da gözaltına alınan Uluslararası Af Örgütü üyeleriyle ilgili yapılan açıklamada, “8'i Türk vatandaşı 1'i Alman, 1'i İsveç vatandaşı olan 10 şahıs Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmıştır” denildi.
Açıklamada gözaltına alınanların avukatlarıyla görüştürülmediği ve ilaçlarının kullandırılmadığı yönündeki iddialara ilişkin, “Adalar Sulh Ceza Hakimliği'nin kararına istinaden, gözaltına alınan şahısların avukatları ile görüşmeleri 24 saatliğine kısıtlanmış, 6 Temmuz 2017 günü saat 14.30'dan itibaren CMK'nın ilgili maddeleri gereğince gözaltında bulunan şahısların avukatları ile görüşmeleri sağlanmış ve gözaltına alındıkları andan itibaren yemek ve ilaç ihtiyaçları karşılanmıştır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca gözaltı süresi boyunca herhangi bir sağlık sorununun yaşanmadığı da belirtildi.
ABD: GÖZALTILARDAN DERİN ENDİŞE DUYUYORUZ
ABD ise gözaltılara tepki gösterdi. Operasyonla ilgili yapılan açıklamada ABD'nin duyduğu rahatsızlık dile getirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü gözaltılarla ilgili şu açıklamayı yaptı:
'Amerika Birleşik Devletleri, Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye Şubesi ve diğer saygın kuruluşların önde gelen insan hakları savunucularının 5 Temmuz'da gözaltına alınmalarından derin endişe duymaktadır.'
ERDOĞAN: O OTELDE NEDEN TOPLANDILAR?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hamburg'da düzenlenen G-20 sonrası yaptığı açıklamalarda Büyükada'daki baskına da değindi. 8 Temmuz'daki açıklamalarında Erdoğan, 'Acaba Büyükada'daki bir otelde niçin toplanmışlardı. 15 Temmuz'un devamı niyetinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdi' dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarındaki ilgili kısım şu şekilde:
'Basın mensupları herhalde sınırsız özgürlüğe sahip değildir. Basın mensupları da suç işler. Öyle olursa da yargı gerekli değerlendirmeyi yapar. Ben şiir okuduğum için cezaevine girmiş bir insanım. O yüzden fikir özgürlüğünü iyi bilirim. Bu noktada çok hassasım. Bütün yasalarımız bu şekilde hazırlanmıştır. Basın mensupları dediklerinizin çoğu teröre yardım ve yataklık yapmıştır. Yargı bu konuda gerekli kararları verir.
Alman yönetimi, eyaletler vesaire, benim burada salon toplantısı yapmama müsaade etmediler ve buna tahammül edemediler. Acaba bunu hangi özgürlük anlayışı ile bağdaştıracağız. Eğer özgürlükler dünyasında yaşıyorsak, Türkiye Cumhuriyeti'nin halkının yüzde 52'sinin oyunu alan bir Cumhurbaşkanına Almanya'da bir salon toplantısında konuşma müsaadesi vermeyenler, kusura bakmasınlar özgürlüklerden bahsedemezler. Bu bir siyasi intihardır. Şu anda bir telekonferansla bile konuşma arzumuza dahi tahammül edememişlerdir. Ancak PKK'nın dağdaki eşkiyalarına müsade etmişlerdir. Onları polis kordonu altında yürütenler, buradaki meşru derneklere müsaade etmiyorlar.
İnsan hakları savunucusu dediklerinin benimle ilgili yapmış oldukları açıklamanın neticesi ne oldu? Neticesi benim 4 ay 10 gün hapiste yatmış olmamdı. Yaptığım sadece bir şiiri okumaktı. Söyledikleriniz Büyükada'da niye toplanmıştı. Onlar adeta 15 Temmuz'un devamı niteliğinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdir. Gelen istihbarat üzerine gözaltına alınmıştır. Buradan bir yargı süreci başlayabilir. Onların yapmış oldukları çağrıyı, şu anda da yapıyorlar. Siz de bu soruyu sorarak bu çağrıya destek veriyorsunuz. Ama benim bir tasarrufum yok. Kararı yargı verecektir.'
BİR GELİŞME DE TAKSİM MEYDANI'NDAN
6 Temmuz'da çok ilginç bir başka gelişme daha yaşandı. Taksim'de Gezi Parkı'na bakan bir oda tutan Alman vatandaşı otel odasına akıl almaz bir düzenek kurdu. Tuttuğu odaya internet ağı, kamera sistemi ve yazıcı kuran Alman vatandaşı gece yarısı otelden dışarı çıktı. Sabah olduğunda ise Alman vatandaşı Enden Morius S.'nin tuttuğu otelin penceresinden siyasi içerikli caddeye bildiri yağmaya başladı. Olaya ait görüntüler ise Alman basını tarafından yayınlandı.
Olay Beyoğlu Gezi Parkı karşısında bir otelde meydana geldi. Otele gelen Alman vatandaşı Enden Morius S. (26), Gezi Parkına bakan bir oda tuttu. Enden Morius S. gece saatlerinde otelden dışarı çıktı. Sabah olduğunda otel odasından caddeye doğru bildiri yağdığını gören otel görevlileri durumu polise bildirdi.
POLİSİ ŞAŞKINA ÇEVİREN DÜZENEK
Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri bildirinin hangi odadan atıldığını tespit ederek odaya girdi. Otel odasına giren polis ekipleri akıl almaz bir düzenekle karşılaştı. Odada otelden ayrı internet ağı, kamera sistemi ve yazıcıdan oluşan düzenek bulan ekipler büyük şaşkınlık yaşadı. Otel odasında inceleme yapılması için Olay Yeri İnceleme ekipleri çağrıldı. Olay Yeri İnceleme ekipleri odada detaylı bir inceleme yaparak delil topladı. Polisler, düzeneğin özel olarak kurulduğunu uzaktan kumanda ile çalıştırıldığını tespit etti.
Enden Morius S.'nin hazırladığı bildiriyi dağıtmak için internet üzerinden yazıcıya komut vererek bildirilerin sokağa düşmesini sağladığı tespit edildi. Odadaki kamera sistemi ile de bütün bu sistemin çalışıp çalışmadığını kontrol ettiği anlaşıldı. Polis siyasi içerikli bildirinin atıldığı düzenekle ilgili Enden Morius S.'yi arıyor. Polis, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.
NEDİR BU 'ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ' VE NEDEN FETÖ'CÜLERİN YANINDA SAF TUTTU?
Peki Büyükada'da toplantı düzenleyen Uluslararası Af Örgütü nedir? Bu sorunun yanıt için 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimine geri dönmek ve Af Örgütü tarafından yapılan bazı açıklamaları hatırlamak gerekiyor.
Uluslararası Af Örgütü, TSK içerisindeki cuntacı askerlerin başarısız darbe girişiminin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'de 'insan haklarının tehlike altında olduğunu' ifade etti.
Örgüt, darbe sonucu cuntacılar tarafından öldürülen ve yaralanan masum sivillerin yanında olmaktansa soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan ve görevlerinden uzaklaştırılan darbeci FETÖ'cüleri savundu.
Uluslararası Af Örgütü, Ankara ve İstanbul'da gözaltına alınanların, gözaltında kötü muamele ve avukatlara erişimin engellenmesi gibi 'ciddi ihlallere' maruz kaldığına dair haberleri de soruşturduğunu duyurdu.
Örgüt, “Toplu gözaltı ve görevden almalar, Türkiye hükümeti tarafından barışçıl fikir ayrılıklarına yönelik giderek artan tahammülsüzlük bağlamında oldukça endişe vericidir, ayrıca bu baskının gazetecileri ve sivil toplum aktivistlerini kapsayacak biçimde uygulanması ihtimali de mevcuttur.' açıklaması ile darbe girişimiyle ilgili tarafını net şekilde gözler önüne serdi.
FETÖ'CÜ İŞKENCE İDDİALARINI TEKRARLADILAR!
Londra merkezli insan hakları kuruluşu Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine FETÖ'cülerin söylemlerini de benimsemeyi tercih etti.
Örgüt, Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası gözaltına alınanların bazılarının dövülüp işkenceye maruz kaldığı yolunda 'güvenilir kanıtlar' olduğunu bildirdi.
Af Örgütü, 'Olabileceklerin korkutucu habercisi olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi askıya alınmıştır.' açıklamasında bulundu.
FRANSA'YA FRANSIZ
Ancak bu 'korkutucu' uygulamanın aynısını, olağanüstü hal ilan eden ve bunu 2015'ten beri halen 2 yıla yakın süredir devam ettiren Fransa'ya benzer bir uyarı yapılmaması dikkat çekti. Fransa polisinin gözaltına aldığı şahıslara yoğun dayak ve işkence uyguladığı iddiaları sık sık ileri sürülüyor. Çarpıcı bir örnek olarak sokak olaylarını görüntülemeye çalışan bir bayan muhabire yönelik polisin çok sert şiddeti tv yayınlarına haber olmuştu. Ancak bu polis şiddetine yönelik Uluslararası Af Örgütü'nün tepkisi gözlenmiyor.
KENDİ ÜLKELERİNE KÖR, TÜRKİYE'DEKİ OLAYLARA FİİLEN KATILACAK KADAR DUYARLI
Benzer bir çelişki, 2013'teki Gezi olayları sürecinde de yaşanmıştı. İngiltere ve ABD'de çok sayıda göstericinin öldüğü ve yaralandığı sokak olaylarıyla yakın günlerde gerçekleşen Türkiye'deki Gezi olaylarında Batı Basını ve insan hakları örgütlerinin yaklaşımı pes dedirtmişti. Taksim meydanına canlı yayın araçları kuran BBC ve CNN'nin olaylara dair yalan haber vermekten kaçınmayan taraflı ve kışkırtıcı yayınları, hatta muhabirlerinin dahi olaylara doğrudan katılımı, buna karşın ülkelerinde o günlerde yaşanan polis şiddetine ise sessizlikle yaklaşımları kamuoyunu sarsmıştı.
Yine o günlerde, Hatay'da, Gezi olaylarına katılmaları için halka para dağıtan iki insan hakları örgütüne baskın yapılmıştı. 5 Temmuz 2013'te basına yansıyan gelişmeye göre, Hatay'da Gezi Parkı eylemcilerine para dağıtılarak provokasyon yapıldığı ihbarı üzerine 'casus evlerine' ikiz baskın düzenlenmişti. DSP'li eski bir bakanın kızının da aralarında bulunduğu Alman Arche Nova ve İngiliz MapAction üyesi 8 kişi gözaltına alınmış, 6 yabancı ajanlık suçlamasıyla sınır dışı edilmişti. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
BELGESEL: GEZİ'NİN ARDINDAKİLER
Taksim Gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
(09 Temmuz 2017, 10:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: