Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine katıldıkları iddiasıyla tutuklu bulunan aralarında eski 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı'nın da bulunduğu askerlerin yargılanmasına devam edildi.
01.07.2017 14:01 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine katıldıkları iddiasıyla tutuklu bulunan aralarında eski 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı'nın da bulunduğu askerlerin yargılanmasına devam edildi.
28.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Edirne F Tipi Cezaevinden Edirne Adliyesine getirilen tutuklu sanıklar, duruşma salonuna alındı.
Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Tuğgeneral Arı'nın yanı sıra, tutuklu sanıklar Bülent Yılancı, Ali Soylu, Ramazan Altun, Ekrem Tekinaslan, Oğuzhan Çelik, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, 14 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, darbe girişimine ilişkin, 8'i tutuklu 22 asker hakkında, 'Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Yasama Organını Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs, Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Mahkemede savunma yapan tutuklu sanık Ali Soylu, darbe girişimi gecesi Süloğlu Harekat Eğitim ve İstihbarat Kısım Amirliği'nde görevli olduğunu söyledi. Kolordu Komutanı Alpaslan Erdoğan ile 2 kez telefonda görüştüğünü ve kendisine 'Vatansever misin, vatan haini mi?' diyerek kışladaki hareketlilik durumunu sorduğunu kaydeden Soylu, 'Erdoğan bana 'Zırhlı araçlar ve tanklar benden habersiz çıkmayacak' diye talimat verdi. Bunu doğrulatmak için emir aldığı Ekrem Tekinarslan ve sonrasında Tugay Komutanı Hidayet Arı'yı aradım. Tugay Komutanı Arı, bana 'Kuvvetten emir geldi. Bizim bu şekilde hazırlıkları tamamlamamız gerekiyor. Hazırlıkları tamamlayın' şeklinde talimat verdi. Eğer ben tanklara çıkış emri vermiş olsaydım, zaten üç birlikte zırhlı araç sayısı verilmişti. Ben bunlara emir verirdim. Gelen ve TRT'de okunan Yurtta Sulh Konseyi'ne ait sıkıyönetim emrini bilgisayar üzerinden okudum. Emrin çıktısını almadım. Emrin usule uygun olduğunu düşünseydim, emrin yanlısı olsaydım, fotokopiyle çoğaltıp, birliklere dağıtırdım, tebliğ ettirirdim' diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişiminde Süloğlu İlçesi'nde herhangi kötü bir şey yaşanmadığını anlatan tutuklu sanıklardan Bülent Yılancı ise savunmasında şunları söyledi:
'15 Temmuz'da darbeyi destekleyen şeylerde bulunmadım ve o gece Süloğlu'nda üzücü bir olay yaşanmadı. Tank üstü silahların emrini Arda Yüzbaşı'ya ben verdim. Çünkü Esat Albay bu şekilde net emir vermişti. Kışladan çıkan 6 tankın hazırlanma ve çıkış emirlerini de ben verdim. 05.44 civarı Tugay Komutanı'nı direkt aradım. Bana, 'çıktınız mı?' diye sordu. Alarm çıkış kapısından çıktığımızı ve Süloğlu ilçe istikametinde bulunduğumuzu söyledim. Durmamı emretti ve 'bekleyin' dedi. Bu konuşmadan 2 dakika sonra Tugay Komutanı Hidayet Arı direkt arayıp 'durum değişti, dönün' dedi. Makam aracıyla en öndeydim. Tanklara el işareti yaparak geri geri kışlaya dönmelerini söyledim.'
Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz bazı sanıklarda savunma yaparken, heyet duruşmayı yarın sabaha erteledi.
29.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Edirne F Tipi Cezaevinden Edirne Adliyesine getirilen tutuklu sanıklar, duruşma salonuna alındı. Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Tuğgeneral Arı'nın yanı sıra, tutuklu sanıklar Bülent Yılancı, Ali Soylu, Ramazan Altun, Ekrem Tekinaslan, Oğuzhan Çelik, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, 14 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Duruşmada ifadesi alınan tutuksuz sanıklardan Teğmen Şeref Karataş, darbe girişimi gecesini televizyondan takip ettiğini ve KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) kapsamında İstanbul'da darbecilere karşı durmak için hazırlık yapıldığını söyledi. Kendisinin darbeci olmadığını savunan Karataş şöyle konuştu:
'Darbe girişimi gecesi evimdeydim. Televizyondan köprünün kapatıldığını ve terör eylemi zannettim. Daha sonra başbakanın televizyonlardaki 'kalkışma' açıklamalarını izledim. Kendi içimizdeki Whatsapp grubundan herkesin kışlaya çağrıldığını ve alarm verildiğini öğrendim. Ben de saat 23.00 sıralarında kışlama geldim. Televizyondan gelişmeleri takip etmeye devam ettim. 1'nci Ordu komutanının açıklamalarını izledim ve ortadaki ciddiyeti anladım. Ali Soylu telefon ederek KOKTOD kapsamında hazırlık yapılmasını istedi. Ben de verilen emri teyit etmek için Ekrem Binbaşı'yı aradım ve 'böyle bir emir var gerçek mi?' diye sordum. Hatta 9 personelim olduğunu, yetersiz olduğunu söylediğimde Ekrem Binbaşı bana 'o zaman sen de gider yardımcı olursun' dedi. Ortak hareket etmek için Süloğlu İlçesi'ndeki 5 bağlı birlik komutanıyla toplantı yaptık ve yazılı emirle hareket etme kararı aldık. Ortada bilgi kirliliği vardı ve darbe girişimine karşı durmak için İstanbul'a gitmemiz halinde sıkıntı yaşanacağını düşündük. Sonra yapılan toplantıda Ali Soylu, 5'nci Kolordu ve Tugay Komutanlığı'nın emriyle KOKTOD kapsamında darbecilere karşı hazırlık yapılmasını ve 06.00'da çıkış için emir beklenmesini söyledi. O anda herkesin düşüncesi İstanbul'da darbecilere karşı çıkmaktı bu yüzden yazılı emri bir daha düşünmedik. Mühimmatları alıp hazırlık yaptık. 06.00 olduğunda çıkış emri verilmedi. Zaten çıkış emri yazılı olmasaydı ben de çıkış yapmayı düşünmüyordum.'
Darbe girişimini engellemeye yönelik hazırlık yapıldığını ve karşı gelmesi durumunda ayrıca suç işleyeceğini anlatan Teğmen Karataş, askerliğinin sorgulanmasının çok ağırına gittiğini ifade ederek şunları söyledi:
'Ortada gerçekleşmekte olan darbe girişimini engellemek, durdurmak ve müdahale etmeyi geri çevirmiş olsaydım ayrıca suç işlemiş olacaktım. Ben vatan, millet ve vazife uğruna seve seve hayatını vermeye hazır ve bu uğurda ant içmiş bir subay olarak meslek hayatım boyunca görevimi en iyi şekilde yapma gayretim oldu. Bunun sorgulanması bile çok ağrıma gidiyor. Suçlamaların hiç birini kabul etmiyorum, mahkemenizden beraatımı istiyorum.'
Mahkemede ifade veren tutuksuz sanıklardan üsteğmen Simam Çamur, Şırnak'ta görev yaptıktan sonra Edirne'nin Süloğlu İlçesi'ne görevlendirildiğini belirterek, 'Burada göreve başlamadan bir süre Kuzey Irak'ta görev yaptım. 14 Temmuz'da Süloğlu'ndaki görevime başladım. 15 Temmuz gecesi evimdeyken televizyondaki haberleri gördüm. Sonra Başbakan'ın açıklamasıyla 'kalkışma' olduğunu anladım. Gece 01.30 civarında kışlaya geldim. Verilen emirler doğrultusunda garajda hazırlık yaptık, bir süre sonra da personelime garajdan ayrılmamak şartıyla istirahat verdim. Saat 6.00 civarı hareketlilik var diye uyandırıldım. Tankların çıkacağı emrinin kimden geldiğini tam hatırlamıyorum ya Arda yüzbaşı ya da tabur komutanımız vermişti. Kendi tankıma bindim. Çalıştırılması emrini verdim. Binbaşı Bülent'in arkasından çıktık. Sonra tanklar geri döndü. Bölük bölgemize geri döndük' dedi.
Üsteğmen Çamur, Süloğlu Kışlası'nda bir yıl çalışmış gözükmesine rağmen görev yaptığı sürenin en fazla 1 ay olduğunu ifade ederek, 'Sıkıyönetim emrini görmedim, okumadım. Bana herhangi bir şekilde yazılı veya sözlü olarak darbe teşebbüsünü desteklemem şeklinde bir emir verilmedi. 15 Temmuz'dan önce ve sonra darbe girişimine yönelik bir toplantıya katılmadım, çağrılmadım. İddianamede benim hakkımda mühimmatlarla birlikte çıkış yapan birlikten olduğum belirtilmiş. Ben mühimmat almadım. Süloğlu Kışlası'nda tank mühimmatı yok. O gece tanklara herhangi bir yükleme yapılmadı' diye konuştu.
Mahkemede ifade veren tutuklu sanıklardan ordudan ihraç edilen eski kurmay yarbay Ramazan Altun ise, 15 Temmuz gecesi darbe girişimine yönelik herhangi bir hareketinin olmadığını ve verilen emirlerin darbecileri bastırmak olduğunu söyledi. KOKTOD kapsamında hazırlık yapıldığını ve gelen emirlerin İstanbul'daki darbecileri bastırmak üzere olduğunu söyleyen Altun, 'Her ne kadar KOKTOD için valilik talebi gerekiyor deniliyorsa da talebi valilik benden yapmaz. Ben tabur komutanıyım. Valilik beni arayıp da 'ey tabur komutanı, benim desteğe ihtiyacım var' demiyor. Kolordu komutanlığını ya da tugay komutanlığını arıyor. Örnek olarak daha önce yaptığımız mülteci gelişlerinde KOKTOD için beni tugay komutanı aradı, çağırdı biz de gittik ve mültecilerin gelişlerini durdurduk. Valilik talebi benden yapmaz. Ben olay günü ancak o dakika sahip olduğum bilgiye göre değerlendirme yapabilirim. Olaydan çok sonra savcılık elinde birçok bilgi varken, olaya yönelik değerlendirme yapıyor. Bu yanlış. 15 Temmuz gecesi bir kere bile kışlamı terk etmedim. Darbeyi bastırmak yönünde hareket edeceğimi herkese söyledim. 30-40 tane bu konuda ifade var. 15 Temmuz gecesi darbeyi destekleyecek bir tane bile hareketim olmadı. Benim kaçma kastım olduğu nasıl düşünülür. Ben 11 aydır bunu çözmeye çalışıyorum. Bize verilen emirler darbeyi bastırmak içindi' dedi.
Savunmasının sonunda 11 aydır tutuklu olduğunu anlatan Ramazan Altun, mahkemeden tahliyesini talep etti. Duruşma yarına ertelendi.
30.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Tuğgeneral Arı'nın yanı sıra tutuklu sanıklar Bülent Yılancı, Ali Soylu, Ramazan Altun, Ekrem Tekinaslan, Oğuzhan Çelik, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, 14 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
İddianamede adı sıkıyönetim komutanı olarak geçen, 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı, savunmasında iddianame hazırlanmadan aylarca tutuklu kaldıklarını, her bir olayın aleyhine kanıt olarak zorlandığını öne sürdü.
Sıkıyönetim komutanı olmadığını ve hiçbir zaman da böyle davranmadığını savunan Arı, konuşmasına şöyle devam etti:
'Hiçbir zaman sıkıyönetim komutanı olmadım. 15 Temmuz akşamı da emirlerimi bu şekilde vermedim. Her zaman olduğu gibi, tugay komutanı gibi davrandım. Edirne'de hiç kimsenin burnunun kanamasına izin vermedim. Buradaki personelimin de hiçbir suçu yoktur. Hepsi çok değerli insanlardır ama maalesef emrimdeki personelin ve ailelerimizin bu eylemden zarar görmesini engellemedik, üzgünüm. Çünkü her birinin değişik sorunları var. Birinin eşi rahatsız, biri yeni evlendi, diğerinin annesi rahatsız herkesin farklı sıkıntıları var. Buradakilerin hepsi silahlı kuvvetler için bir değer ama şunu bilin, bu arkadaşlar çok şey kaybetti ama silahlı kuvvetler bu arkadaşlarımızdan daha çok şey kaybetti, bu değerleri kaybetti. Ben aldığım her emri yasalara uygun bir şekilde yerine getirdim. Vatanıma saldırmadım ve saldırmayı da hiç düşünmedim. Kolordu komutanından emri ne şekilde aldıysam, emirleri de bu doğrultuda ilettim. 15 Temmuz gecesi darbe yanlılarını bastırmak üzere birlikler hazırlandı. Benzer araçlarla müdahale edileceğini düşündüm. Eğer İstanbul'daki kalkışma bastırılacak ise bu tankla olmalıydı.'
Verilen emir doğrultusunda, birliklerin sabah 06.00'da kışladan çıkış yapacak şekilde hazırlandığını anlatan Arı, çıkacak kuvvetlerin de subay, astsubay ve uzmanlardan oluştuğunu vurguladı.
Saat 05.40 gibi kolordu komutanıyla tekrar görüştüğünü, kendisine 'zırhlı birliklerin çıkmayacağını' ve '100 kişilik birliklerin çıkış yapacağı' emrini verdiğini anlatan Arı, bunun üzerine tabur komutanını arayarak Süloğlu'ndaki zırhlı birliklerin çıkışını durdurduğunu aktardı.
Kendisinin FETÖ üyesi olmadığını, böyle bir suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini savunan Arı, 'Kolordu komutanı benim FETÖ üyesi olduğumdan kuşkulanıyormuş. Fakat izne çıkarken kolorduyu teslim etmekte hiçbir sakınca duymuyor nedense. Ne ben ne de astlarım FETÖ üyesi değiliz. Kolordu ve 1. Ordu Komutanının kalkışmaya karşı birlik oluşturma talimatını canla başla yerine getirdik. Kolordu Komutanı buradaki arkadaşları tebrik ediyor, güzel iltifatlarda bulunuyor, iddianamede ithamlarda bulunuyor. 'Aslan, kaplan' dediğiniz tabur komutanına FETÖ'cü diyorsunuz. Bunlar bir insanın kolay kolay söyleyebileceği şeyler değil. Vicdan olması gerekiyor, Kolordu Komutanı Alparslan Erdoğan'ın karakteri demek ki... Bilemiyorum.' diye konuştu.
15 Temmuz gecesi Meriç Köprüsü üzerinde önü kesilen zırhlı askeri araca da değinen Arı, aracın köprü yanındaki askeri gazinoda görev yapan askerlerin güvenliği açısından gönderildiğini iddia etti.
Tuğgeneral Arı, zırhlı aracın yolunun kapatıldığını öğrendikten sonra aracın dönmesi için emir verdiğini anlattı.
Demokrasiye inanan bir asker olduğunu, vatana asla ihanet etmediğini ileri süren Arı, 'Demokrasiye son verecek bir kalkışmanın içerisinde olmadım. O gece onlarca yerden onlarca bilgi geliyordu, kime güveneceğimi bilmiyordum. Kolordu Komutanına bile güvenebileceğime emin değildim. Şimdi iddianameyi okuyunca hiç emin değilim. Gece sabaha kadar güvenlik amacıyla davrandım, gelişmeleri almaya çalıştım, kimseye zarar vermedim. Yanlış olduğunu düşündüğüm kararları da geri aldım. En önemlisi hiç suç işlemedim, emir komuta dışına çıkmadım. Kolordu Komutanlığının emirlerine uydum.' diye savunmasını tamamladı.
1.5 SAAT SAVUNMA YAPTI
Ordudan ihraç edilen 54'ncü Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı, yaklaşık 1.5 saat süren savunmasını sonunda, Karaağaç ve Süloğlu birliklerinden çıkış yapan tanklar için, Kolordu Komutanlığı'ndan İstanbul'daki darbecilere karşı birlik hazırlanması talimatıyla hareket ettiğini söyledi. Sabah 05.44 sıralarında yine kolordudan gelen talimatı üzerine çıkış yapan Süloğlu İlçesi'ndeki tankları durdurup, birliklerine geri gönderdiğini söyledi.
Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Arı'nın savunmasının ardından duruşmaya 1 saatlik yemek molası vererek, daha sonra sanıkların ifade alma işlerine devam etti.
15 Temmuz darbe girişiminde rol aldıkları gerekçesiyle Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında tutuksuz sanıklardan üsteğmen Harun Kiraz, ifadesinde KOKTOD planı kapsamında İstanbul'a darbecileri bastırmak için hazırlık yapıldığını söyledi. Kiraz, 'Gerekli hazırlıklar saat 05.30'a kadar yapıldı ve tanklar Ramazan Altun'un kılavuzluğu ile hareket edildi. Kışladan 150 metre çıktıktan sonra telsizden haber geldi ve manevra yaparak geri döndük. Tanklara uçaksavar mühimmatı yüklemesi yapılmadı. Tank topu vardı, ancak namluya sürülmedi. Daha önce yine KOKTOD kapsamında 2015 yılının Eylül ayında mülteci akınına yönelik faaliyette de emniyet eskort olarak gelmemişti. Terör örgütü ile herhangi bir bağım olmadı. Öğrencilik hayatında da Kredi Yurtlar Kurumu'na ait yurtlarda kaldım' şeklinde konuştu.
Davanın tutuksuz sanıklarından yüzbaşı Ayhan Atasoy da darbe girişimi gecesi kışlaya mesaiye geldiğini ve KOKTOD kapsamında hazırlık yapılarak bekleyişe geçtiklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
'Tabur Komutanı Ramazan Altun'u görmek için odasına gittiğimde burada sıkıyönetim emrini gördüm. Ben sadece göz ucuyla baktım. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Zaten o ana kadar Türkiye'deki gelişmelerden haberim yoktu. Hiçbir şey söyleyemedik. Şok halindeydim. Ramazan Altun da şok halindeydi. Ben ancak saat 03.00'e kadar televizyondan gelen bilgilerden darbe teşebbüsü olduğunu anladım. O ana kadar bana bir emir verilmemişti. KOKTOD'un darbe girişimine teşebbüse karşı hazırlandıklarını anladım. Ben askerim. Benim görev alanım bayrağımızın dalgalandığı her yerdir. İstanbul Valisi, Ordu Komutanı ile beraber açıklama yaptıktan sonra görev alanımızın İstanbul olduğunu düşündüm. Yaptığımız toplantılarda sıralı amirlerimin koordineli bir şekilde kendilerine telefonda verilen talimatları yerine getirdiklerini ve darbeye karşı bir KOKTOD uygulaması olduğunu düşündüm. Tanklarla çıkış yapılması konusunda suçlanıyorum. İstanbul'da köprülerde zırhlı araçlar var. Karşı müdahale ancak muadil araçlarla olur. Bu kapsamda hareket ettiğimiz düşündüm. Ben sözleşmeli subayım, gelebileceğim en son rütbe yüzbaşıdır. Kimseye de borcum, eyvallahım yok. Ailemin ve devletim dışında kimsenin üzerimde hakkı yoktur. Tarihimizin en sinsi terör örgütüne karşı zerrece irtibatım ve iltisakım yoktur. Bunların uşağı olacak, yardım etmemi gerektirecek bir durum yok. Her zaman yaptığım şeyi yaptım, emir komuta zincirinde hareket ettim. Verilen emirler darbeyi bastırmaya yönelikti. Ben de bu yönde emir verdim. Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum, suçsuzum' dedi.
Savunmaların ardından Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
DAVA
Geçen 12 Haziran'daki ilk duruşmalarda mahkemeye geçici olarak bakan heyet, 14 saatte iddianameyi okuyup tutuksuz 5 sanığın savunmasını almıştı. Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na atanan hakim Necati Görgülü'nün göreve başlamasının ardından bugün mahkemeye heyeti tutuklu sanıkların ifadelerini almaya başladı.
Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan 230 sayfalık iddianamede, aralarında ordudan ihraç edilen 54'ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede sanık Hidayet Arı'nın yanı sıra subay ve astsubay rütbelerindeki Ekrem Tekinarslan, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, Ramazan Altun, Ali Soylu, Bülent Yılancı, Ali Koç, Ayhan Atasoy, Ercan Çırak, Furkan Avcı, Harun Kiraz, İlkan Pekcur, Mehmet Sağlık, Mustafa Gençay, Oğuz Özcan, Oğuzhan Çevik, Özhan Yurdugüzel, Sinan Çamur, Şeref Karataş, Tahsin Arda Karabiber ve Zafer Dağdeviren yer aldı.
Sanıklar, 'Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Yasama Organını ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, bazı sanıklar hakkında da 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-15 Mart (2017) 'Edirne 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Darbe Yapılanması 22 sanık' davası
(01 Temmuz 2017, 14:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: