Hakim ve Savcılar Yüksek kurulu´nun verdiği karar ilk etapta 10 bin hakim ve savcıyı, sonrasında da tüm Türkiye´yi etkiliyor. Kararlara itiraz yolu kapalı. Hal böyle olunca mutlak güç HSYK´nın. Savcıların cesaretini kıran önemli bir faktör bu durum. Ergenekon savcıları da sürekli ´Sarıkaya gibi olacaksınız´ tehdidine muhatap oluyorlar. Ergenekon savcılarının HSYK´nın gündemine getirilmesi için yoğun kulislerin olduğu Ankara´da sıklıkla konuşuluyor.
15.12.2008 10:02 Biz ekonomik kriz, yerel seçim ve Baykal´ın çarşaf açılımını konuşurken AİHM çok önemli bir karara imza attı. Malum, eski savcı Sacit Kayasu, Kenan Evren hakkında iddianame hazırladığı için HSYK tarafından ´görevi kötüye kullandığı´ gerekçesiyle ihraç edilmişti. Tıpkı Ferhat Sarıkaya gibi. Kayasu, 2001´den bu yana sürdürdüğü mücadelesini kazandı. Konu, 12 Eylül darbesi üzerinde tartışıldı ama Avrupa´nın en yüksek yargı organı Türkiye´deki yargı kriziyle ilgili çarpıcı tespitler ortaya koydu. AİHM´in 48 yargıcından birisi olan Andras Sajo´nun yazdığı ´Kayasu Kararı´nın 121. paragrafı HSYK´yı ciddi şekilde eleştiriyor. Kararın özü şu:
HSYK mevcut yapısıyla anti demokratik bir kurumdur. Bir başka ifadeyle AİHM ´kral çıplak´ dedi. Kurulun yapısı ve işleyişine ciddi eleştiriler var. Malum HSYK, adalet bakanı, müsteşarı ve 5´i asil 10 üyeden oluşuyor. Üyeler Yargıtay ve Danıştay´dan seçiliyor. Cumhurbaşkanının sadece atama yetkisi var. Danıştay ve Yargıtay üyelerini ise HSYK seçiyor. Yani bir birini seçen bir yapı var. En çok eleştirilen bakan ve müsteşarın kurul üyeliği ise sembolik denebilir. Çünkü birbirini seçen yapıda hakim görüş neyse kararlarda o yönde çıkıyor. Toplam 7 kişiden 4´ünün verdiği karar ilk etapta 10 bin hakim ve savcıyı, sonrasında da tüm Türkiye´yi etkiliyor. Kararlara itiraz yolu kapalı. Hal böyle olunca mutlak güç HSYK´nın. Savcıların cesaretini kıran önemli bir faktör bu durum. Ergenekon savcıları da sürekli ´Sarıkaya gibi olacaksınız´ tehdidine muhatap oluyorlar. Ergenekon savcılarının HSYK´nın gündemine getirilmesi için yoğun kulislerin olduğu Ankara´da sıklıkla konuşuluyor. HSYK´nın süren davalara müdahalesi sadece savcıyı ihraçla olmuyor. Hakimleri değiştirerek de müdahale edebiliyor.
Örnekleri mevcut. Susurluk Davası´nın hakimi Sedat Karagül 3.5 yıl boyunca baktığı davadan karar aşamasına gelindiğinde alındı. Yerine Metin Çetinbaş atandı. Çetinbaş da yüzlerce klasörlük davayı 3 ayda sonuçlandırdı. Ayhan Çarkın müebbet beklerken 4 yılla kurtuldu. Çetinbaş da emekli olduktan sonra Kemal Alemdaroğlu´nun avukatı oldu. Batık banka davalarının uzmanı Mustafa Akın´ın mahkeme başkanlığından alınması ise hala tartışmalı. Görünürde rutin bir atamaydı ama bu karar dönemin Bakanı Cemil Çiçek´i bile isyan ettirmişti. Konunun uzmanları mevcut yapının bizzat kendisinin antidemokratik olduğunda hemfikir. Yeni ve kapsamlı bir sivil anayasa ile HSYK´nın yeniden düzenlenmesi şart. (Adem Yavuz Arslan / Bugün)
HSYK tarafından savcılıktan atılan ve avukatlık yapmasına dahi izin verilmeyen Sacit Kayasu; 1982 Anayasası Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´na (HSYK) öyle bir zırh tanıdı ki, bazıları adeta dokunulmaz hale geldi. Onların verdiği kararlara itiraz edilemedi. Bugün bile ancak kendi içlerinden itiraz edilebiliyor. Eğer bir hakimin ya da savcının tayinine, terfisine HSYK karar verecekse o hakim üstlerinin hoşuna gitmeyecek bir karar alamaz. Hakimlerin özlük haklarının mutlaka HSYK´dan hatta Adalet Bakanlığı´ndan ayrılması gerekli. Öylesine kapatılmış ki yollar, Yargıtay üyeleri hakkında şikayetçi olamıyorsunuz. Makamımı kaybedeceğim, terfi edemeyeceğim, ilden ilçeye tayin edileceğim endişesi olmazsa o hakim tarafsız olur. Şimdi hukuk bilgisi ne olursa olsun çeşitli endişeleri var. Terfi tayin vs. özellikle hakimlerin mutlak surette ekonomik bağımsızlığını sağlamak lazım. Terfilerin bugünkü sistemden çıkartılmasıyla mı olur bilmiyorum ama dünyanın hiçbir yerinde hakimler bu kadar kıskaç altında değil.
(15 Aralık 2008, 10:02)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: