2009'da Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarıyla başlayan ve devlet sırrı niteliğindeki belgelerin bulunduğu Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Bölge Başkanlığında günlerce süren aramalara ilişkin soruşturmada görev yapan hakim ve savcıların yargılandığı 8 sanıklı davada, Arınç'ın müdahillik talebi kabul edilmedi.
08.06.2017 17:52 2009'da Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarıyla başlayan ve devlet sırrı niteliğindeki belgelerin bulunduğu Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Bölge Başkanlığında günlerce süren aramalara ilişkin soruşturmada görev yapan hakim ve savcıların yargılandığı 8 sanıklı davada, Arınç'ın müdahillik talebi kabul edilmedi.
7 Haziran'da Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda yapılan yargılamada, heyete Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil başkanlık etti.
Duruşmaya, tutuklu sanıklar eski savcı Mustafa Bilgili, eski hakimler Nihal Uslu ve Halil İbrahim Kütük jandarma eşliğinde getirildi. Duruşmada, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca geçici olarak görevden uzaklaştırılan tutuksuz sanık hakim Abdullah Bahçeci de hazır bulundu.
Sanıkların yakınlarının da katıldığı duruşmada, Seferberlik Tetkik Komutanlığında o dönemde görev yapan Erkan Yılmaz Büyükköprü ile Osman Darıcı müşteki sıfatıyla yer aldı.
Savunma için söz verilen sanık Nihal Uslu, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, beraatini talep etti. Uslu, mahkemeye el yazısıyla hazırladığı 52 sayfalık savunma sundu.
Sanık Halil İbrahim Kütük ise davaya konu arama yapılan yerin 'kozmik oda' olmadığını savundu. Bu yerin 'kozmik oda' olabilmesi için gizli bilgiler içermesi gerektiğini ifade eden Kütük, asıl 'kozmik oda'nın Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığında olduğunu basından duyduğunu söyledi.
Söz konusu soruşturmada sadece Arınç'a suikastin değil, hükümeti devirme suçunun da bulunduğunu ifade eden Kütük, makul şüphe olduğu için seferberlik bölge başkanlığında arama kararı verdiğini öne sürdü.
Kütük, o dönem soruşturulan şüphelilerin Arınç'ın evinin yakınında yakalandığını, üzerlerinde sahte basın kartı çıktığını, bir şüphelinin de Arınç'ın evinin krokisini yutmaya çalışırken engellendiğini iddia etti.
Mahkeme Başkanı Eyüp Yeşil, Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre makul şüphe halinde arama yapılabileceğini hatırlatarak, arama için makul şüpheye nasıl ulaştığını sorması üzerine Kütük, şüphelilerin orada çalıştığını söyledi.
Yeşil'in 'Şüpheliler suikast belgesini oraya mı koydu diyorsun?' sorusuna karşılık Kütük, 'Demiyorum, şüphe var.' dedi.
Delil bulunup bulunmadığı yönündeki soru üzerine de Kütük, bir şüphelide sahte basın kartı ile siyasilerin kapı zilini gösteren fotoğraf bulunduğunu savundu.
Soruşturma sonucunda dava açılıp açılmadığı sorusuna karşılık Kütük, sahte basın kartına ilişkin dava açılmış olabileceğini, tam hatırlamadığını söyledi.
Başkan Yeşil, özel yetkili mahkemelerin, Kütük'ün dosyaya dahil olmasından önce tartışmalı kararlar verdiğini, Kütük'ün de bunu gördüğünü hatırlatarak, CMK'nın devlet sırrı niteliğindeki belgelerin incelenmesini düzenleyen 125/2. maddesini okudu.
Yeşil, buna göre, devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgelerin ancak mahkeme hakimi veya heyeti tarafından incelenebileceğini, bu belgelerde yer alan ve sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgilerin, hakim veya mahkeme başkanı tarafından tutanağa kaydettirileceğini anlattı.
Buna rağmen, 'kozmik oda'nın savcı tarafından aranması için karar verip vermediği sorulan Kütük, arama kararı verdiğini çünkü aranan yerin askeri mahal olduğunu savundu.
'Başbuğ'un dediklerini de mi duymadınız'
Savunma için söz verilen sanık Mustafa Bilgili ise hakkında açılan örgüt üyeliği davasının bu davayla birleştirilmesi taleplerinin değerlendirilmesi sonrasında savunma yapmak istediğini söyledi.
Daha sonra söz verilen müşteki Erkan Yılmaz Büyükköprü ise Kütük'e dönerek, 'Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, o kadar 'burada devlet sırrı var, buraya girmeyin' dedi. Bunu da mı duymadınız?' diye sordu.
Büyükköprü, 'mahkemeye yönelik konuşması gerektiği' uyarısının ardından, sahte basın kartı ve kroki yutma konusunun yalan olduğunu, bunun mahkeme kararıyla sabitlendiğini kaydetti. Büyükköprü, bu söylenenler gerçek olsa dahi, olay 2009'da yaşanmasına karşın neden 2013'e kadar dinlendiğini sordu. Diğer müşteki Osman Darıcı da haksız şekilde gözaltına alındığını ve uzun süre usulsüz dinlendiğini ifade etti. Her iki müşteki de şikayetçi olduklarını belirterek, müdahillik talebinde bulundu.
Daha sonra konuşan Başkan Yeşil, sanıklar arasında bulunan ve haklarında yakalama kararı çıkarılan firari Dündar Örsdemir ve Şadan Sakınan'ın halen yakalanamadıklarını belirtti. Yeşil, Arınç'ın da suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle müdahillik talebinde bulunduğunu söyledi.
Verilen aranın ardından ara karar okundu.
Buna göre, sanıklar hakkında 'terör örgütü üyeliği' suçundan açılan davanın bu davayla birleştirilmesine karar verildi. Arınç ve diğer bazı isimlerin yaptığı müdahillik taleplerinin reddedildiği belirtildi.
Duruşma 20 Eylüle bırakıldı.
SON SORUŞTURMA KARARI
İddianame yerine geçen son soruşturma raporunda, sanıkların, 'kozmik oda' soruşturması sürecinde FETÖ/PDY içerisinde yer alarak hareket etmek suretiyle devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin hukuka aykırı yollarla ele geçirilip askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin edilip açıklanması eylemine müşterek fail olarak katıldıkları belirtiliyor. Sanıklardan Bilgili, Uslu, Örsdemir, Sakınan, Kütük ve Bahçeci'nin, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'gizli kalması gereken bilgileri açıklama', 'görevi kötüye kullanma', Hasan Şatır ile emekli hakim Selahattin Türkeli'nin ise 'görevi kötüye kullanma' suçundan cezalandırılması isteniyor.
'Kozmik Oda'da ne olmuştu?
Eski Ankara Savcısı Mustafa Bilgili, kamuoyunda 'Kozmik Oda' olarak bilinen, Aralık 2009'da dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a 'suikast düzenleneceği' iddiası üzerine açılan soruşturmayı yürütmüştü.
Savcılık, Genelkurmay Başkanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığına ait 'devlet sırrı' niteliğindeki belgelerin bulunduğu 11 ve 16 numaralı odalarda (kozmik oda) arama yapmak istemiş, Genelkurmay Seferberlik Tetkik Dairesi Başkanlığı görevlileri ise çift kilitli çelik kapılarla muhafaza edilen odalardaki bilgi, belge ve arşiv kayıtlarının devlet sırrı niteliğinde, devletin güvenliğiyle ilgili doğrudan bilgiler içerdiğini belirterek, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddesi gereği cumhuriyet savcılığına bu odalara giriş izni verilemeyeceğini ifade etmişti.
Bunun üzerine savcılığın talebiyle o dönem Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olan ve FETÖ üyeliği suçlamasıyla halen aranan hakim Kadir Kayan, bu odalarda 20 gün boyunca arama yapmış, CD, dosya ve hard disklerden oluşan 'gizli belgeler' dışarı çıkarılarak FETÖ ile bağlantılı oldukları tespit edilen TÜBİTAK uzmanı bilirkişilere çözümletilmişti.
Yıllarca Bilgili'de bulunan dosya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki yeni iş dağılımının ardından Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosuna verilmişti. Büroda görevli savcı, 38 şüpheli asker hakkındaki soruşturmayı Mart 2015'te 'takipsizlik' kararıyla sonuçlandırmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, daha sonra 'kozmik oda' soruşturmasında, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline 'kumpas' kurulduğuna yönelik deliller elde edilmesi üzerine aralarında eski polisler ve TÜBİTAK personelinin de bulunduğu bazı zanlılar hakkında soruşturma açmıştı.
Sanıklardan Bilgili ve Şadan Sakınan'ın terör örgütünün gizli haberleşme programı ByLock kullanıcısı oldukları da ortaya çıkmıştı.
Paralel yapı-10 Nisan (2017) 'Ankara Kozmik Oda savcı ve hakimleri 8 sanık' davası (Yargıtay)
(08 Haziran 2017, 17:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: