Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen FETÖ/PDY davasında itirafçı olan örgütün 'polis imamı' Yaşar Öztürk, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çaptırıldı. Bu ceza da ertelendi. İtirafları ile 51 örgüt mensubunu deşifre eden Yaşar Öztürk, '2015 yılında cep telefonlarımıza yanlış pin kodu girildiğinde fabrika ayarlarına kendisini döndürecek şekilde program kurdular. Ben hiç rütbeli personel ile muhatap olmadım. Onlara örgüt içerisinde yüksek lisanslı denirdi' diye konuştu.
11.06.2017 10:40 Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen FETÖ/PDY davasında itirafçı olan örgütün 'polis imamı' Yaşar Öztürk, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çaptırıldı.
8 Haziran'da Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk celsede karar çıktı. Duruşma savcısı Yaşar Öztürk'ün 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan etkin pişmanlık hükümlerince cezalandırılmasını istedi. Son sözü sorulan Yaşar Öztürk, 'Hatam varsa pişmanım, af diliyorum' dedi. Mahkeme heyeti Yaşar Öztürk'ü silahlı terör örgütüne üye olmaktan 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Etkin pişmanlık hükümlerini uygulayan heyet, cezada 3/4 oranında indirim yaparak 1 yıl 3 ay hapis cezasına indirdi. Suçun terör kapsamında kaldığı dikkate alınarak yarı oranda arttırım yapılıp, 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çıkarıldı. Yaşar Öztürk için iyi hal indirimi uygulayan heyet, 1/6 indirim yaparak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına mahkum etti ve cezası 2 yıl süre ile ertelendi.
İTİRAFÇI OLDU
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan polis imamı Yaşar Öztürk, itirafçı oldu. Örgütün deşifresine yönelik çarpıcı bilgiler veren Yaşar Öztürk'ün ifadesi doğrultusunda 51 örgüt mensubu hakkında soruşturma başlatıldı. Yaşar Öztürk'ün teşhis ettiği 51 şüpheliden aktif görevdeki 5 emniyet personeli de görevlerinden alındı.
Hazırlanan iddianamede Yaşar Öztürk'ün 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme' suçundan 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapsi istendi ve etkin pişmanlık hükümlerince cezasında indirim yapılması talep edildi. Tutuksuz olarak yargılanan Yaşar Öztürk, ifadesinde örgütle ilgili bilgiler aktardı. İddianamede de yer alan ifadesinde Yaşar Öztürk şunları söyledi:
HİMMETLERİN YÜZDE 10'U PİKNİK VE MAÇA
'Erzurum'a geldikten sonra ilk 2008-2009 yıllarında çevik kuvvet grubuna sohbet vermeye yapmaya başladım. 2016 yılı başında sohbeti bıraktık. Toplantılarda Hüsnü Cemal Keleş'in yanında onun işlerine yardımcı olurdum. 2016 yılı Mart ayında Hüsnü Cemal Keleş bir toplantı için beni çağırdı. Gittiğim evin temizliğini ve çayını yaptım. Orada Erzurum il abisi olarak atanan Yasin Şengül'ü gördüm. Bana toplantının bölge düzeyinde olduğunu, toplantı odasına girmememi bildirdi. Polis memuru Ömer G., İzmir'deki bir operasyondan dolayı soruşturma geçirilmiş ve görevden uzaklaştırılmıştı. Telefonunda ByLock yüklüydü. Sürekli Hüsnü Cemal ile Musa Kula ile özel görüşüyordu. Ömer G., şubeden uzaklaştırılınca, Hüsnü Cemal ondan dava açmasını istedi. O dönem Ömer'in 1500 TL gibi bir paraya ihtiyacı oldu. Hüsnü Cemal'e söyleyince bana 'sendeki sohbete katılan arkadaşlardan toplanan himmetlerden veriyormuş gibi yap, o sana geri ödesin' dedi. Toplanan himmetlerin yüzde 10'unu piknik, yemek, maç gibi organizasyonlarda kullanılıyordu. Geriye kalanı ise bir üstteki sorumlumuza veriyorduk.'
'EVİMDE ARAMA YAPTILAR'
2014 yılında Erzurum'daki evine gelen Hüsnü Cemal Keleş ve Emrah kod adlı kişinin burada arama yaptıklarına dikkati çeken Yaşar Öztürk şöyle devam etti:
'Diğer herkese yaptıkları gibi evde arama yapıp örgüt ile alakalı bir belge flash bellek, CD olup olmadığına baktılar. Varsa bunları bize yok ettirdiler veya kendileri alıkoydular. 2015 yılında ise cep telefonlarımıza yanlış pin kodu girildiğinde fabrika ayarlarına kendisini döndürecek şekilde program kurdular. Ben hiç rütbeli personel ile muhatap olmadım. Onlara örgüt içerisinde yüksek lisanslı denirdi. Bende hiç bir zaman bilgi 'flash'ı olmadı. Bu flash veya bilgisayar bizde olmazdı, öğretmenlerde olurdu. Hüsnü Cemal de ise bilgisayar vardı. Bilgi belge sorumlusu ise Musa Kula'ydı. Harddisk veya flash bellekte toplantılara katılanların isimleri olurdu. Burada sohbetlere devam edip etmediği, himmet verip vermediği, keyfiyet durumu, puanı, çocuk sayısı ve en sonda ise tayine tabi olup olmadığı yazardı. Bir kişi tayine tabi olduğunu kabul ederse örgüt onu nerede gerekli görüyorsa oraya gönderirdi. Ona daha çok güvenilirdi. Ben hiç bir zaman sohbetlerde not tutmadım. Satılmış Şimşek Aziziye okullarında çalışıyor gözüküyordu. Oradan maaş alıyorlardı. Ama esas işi sohbet gruplarının hocalığını yapmaktı.'
(11 Haziran 2017, 10:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: