Adli Tıp´ta ´millete komplo planı´nın altındaki ıslak imzanın sahibi olduğu tescil edilen Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek´in aslında belge olayı basına yansımadan bir hafta önce iki kez ifadeye çağırıldığı ancak ifade vermeye gelmediği daha doğrusu Genelkurmayca gönderilmediği öğrenildi. Daha sonra orjinal belgenin bulunduğu haberinin basına yansıyarak büyük tartışmalara sebep olması en çok Genelkurmay yetkililerini rahatsız etmiş görünüyor. Kontrolü giderek kaybettiği görülen genelkurmay yetkilileri, hem belgede imzası kanıtlanan Albayı ve olaya iştirak ettiği ileri sürülen diğer subayları ifadeye göndermiyor hem de olay daha sonra basına yansıyınca Ergenekon savcılarını ve soruşturmasını belgeyi basına sızdırmakla suçluyor, hatta tepkisini daha da artırarak savcıları ´yeni delil yaratmaya çabalamak´la itham ediyor.
Albayı ifadeye göndermeyen Genelkurmay olayın basına yansımasına kızdı
Adli Tıp´ta ´millete komplo planı´nın altındaki ıslak imzanın sahibi olduğu tescil edilen Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek´in aslında belge olayı basına yansımadan bir hafta önce iki kez ifadeye çağırıldığı ancak ifade vermeye gelmediği daha doğrusu Genelkurmayca gönderilmediği öğrenildi. Daha sonra orjinal belgenin bulunduğu haberinin basına yansıyarak büyük tartışmalara sebep olması en çok Genelkurmay yetkililerini rahatsız etmiş görünüyor. Kontrolü giderek kaybettiği görülen genelkurmay yetkilileri, hem belgede imzası kanıtlanan Albayı ve olaya iştirak ettiği ileri sürülen diğer subayları ifadeye göndermiyor hem de olay daha sonra basına yansıyınca Ergenekon savcılarını ve soruşturmasını belgeyi basına sızdırmakla suçluyor, hatta tepkisini daha da artırarak savcıları ´yeni delil yaratmaya çabalamak´la itham ediyor.
´Belgenin verileceği yer medya değil´ diyen Genelkurmay kamuoyunu yanıltıyor
Basında tartışmanın yaşandığı ilk gün kısa bir açıklama yapan Genelkurmay olayın öncelikle medyaya servis edildiğini ileri sürerek isim vermeden Ergenekon savcılarını eleştirmişti. Ancak bunun doğru olmadığı, savcıların olay belge basına yansımadan günler önce Adli Tıp´ta kriminal incelemeyi yaptırdığı, belgenin Albay Çiçek´e ait olduğu ortaya çıkınca da Genelkurmay´la temasa geçerek Albay Çiçek´i ve ihbar mektubunda adı geçen diğer 5 er ve erbaşı ifadeye çağırdığı öğrenildi. Ancak savcılığın iki kez yaptığı ifade verme davetine cevap vermeyen Genelkurmay, olay basına yansıyınca da duruma öfkelenip belgenin öncelikle medyaya servis edildiğini iddia etti.
Askeri savcının ´sır´ ziyareti
´Kaos Planı´nın orjinalinin Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderilmesiyle başlayan süreçte ilginç gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor. İstanbul Cumhuriyet savcılarının yeni belge ve bilgilerin kendilerine ulaşmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı´na davetiye çıkararak, mektupta adı geçenlerle ilgili geçen hafta ifadeye çağırma yazısı yazdıkları, birkaç gün sonra da haftanın son günü olan 23 Ekim Cuma günü olağanüstü gelişmeler yaşandığı öğrenildi. Bu kapsamda Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği´nden Askeri Başsavcı Yavuz Şentürk´ün, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan hemen önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin´i ziyaret ettiği ileri sürülüyor. İstanbul´a gelen Şentürk´ün, Başsavcı Engin ile İrtica İle Mücadele Eylem Planı´nın orijinalinin bulunması ve sivil savcıların sorgulama talebinde bulunduğu isimlerle ilgili görüşme yaptığı iddia ediliyor. Askeri savcılığın sorguya davet edilen erlerle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na olumsuz cevap verdiği ileri sürülüyor.
Gereğini yapmayan Genelkurmay olayın basına yansımasına tepki gösteriyor..
Genelkurmay hiç bu kadar zor durumda kalmamıştı
Dün akşam saatlerinde web sitesine bir açıklama koyan Genelkurmay, Çiçek´e ait olduğu ispat edilen ´Islak İmza´lı belge ile ilgili olarak ´basın organlarında değil de yetkili soruşturma makamlarında olması gerektiği´ni ifade ederken, adli makamlara gönderilen belgenin basına sızdırıldığını iddia ederek bunu ´gizliliğin ihlali´ olarak nitelendirdi, bilgi ve belge sızdıran kişilerin bulunarak cezalandırılmasını istedi.
Genelkurmay kontrolünü kaybediyor: Ergenekon savcılarını ´yeni delil yaratmaya çabalamakla´ itham etti
Ergenekon savcılarının 1 hafta kadar önce Albay Çiçek´i ifadeye çağırmalarına niçin hala yanıt verilmediğinden bahsedilmeyen basın açıklamasında Ergenekon soruşturma ve savcıları üstü kapalı olarak eleştirilmeye devam edildi. Hatta Genelkurmay yetkilileri tepkilerini daha da ileriye götürerek Ergenekon savcılarını yeni delil yaratmaya çabalamakla itham ettiler.
İşte Genelkurmay´ın son açıklamasındaki ilgili satırlar
?Şayet, ortada delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun bulunması gereken yerin basın organları değil, yetkili soruşturma makamları olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, 24 Ekim 2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı´nca yapılan açıklamada; adli makamlara gönderildiği öne sürülen ihbar mektubunun, soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilerek basına sızdırılmasının ve bunun ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığının düşünülmesi gereken bir nokta olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu tip davranışlar, soruşturmaların şüpheli hale gelmesine ve kurumlar arasında güvensizlik ortamının doğmasına neden olabilecektir. Yaşanan gelişmelerin, konuyla ilgili yeni deliller yaratmaya yönelik çabalar olarak algılanması dahi mümkündür ki, bu husus şüphesiz hukuk devleti ilkesi ile bağdaştırılamaz. Soruşturmalarda, soruşturmanın gizliliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin her zaman dikkate alınması gerekliliği açıktır. Bu kapsamda, soruşturma konusu olaylarla ilgili olarak yargısız infaz sonucunu ortaya çıkarabilecek davranışlardan kaçınılmalı, soruşturmanın gizliliğinin ihlali anlamına gelebilecek bilgi ve belge sızdırma eylemleri önlenmeli ve failleri cezalandırılmalıdır. Belirtilen bu hususlar, hukuk devletinin olmazsa olmazlarındandır ve bugün, bu konuda gelinen nokta vahimdir. Türk Silahlı Kuvvetleri, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.? ( Basın açıklamasının tamamı >>>)
İfadeye çağırılan Albay Çiçek sorguya gelmiyor
Adli Tıp´ta ´millete komplo planı´nın altındaki ıslak imzanın sahibi olduğu tescil edilen Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek´in geçen hafta ikinci kez ifadeye çağırıldığı öğrenildi. Ancak, Çiçek Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların Genelkurmay Adli Müşavirliği üzerinden yaptığı davete şu ana kadar icabet etmedi. Ergenekon savcılarına bir subay tarafından 5 sayfalık ihbar mektubuyla iki hafta kadar önce gönderilen ´Eylem Planı´nın orijinali, soruşturmanın seyrini de değiştirdi. Alınan bilgilere göre, savcılar daha olay basına yansımadan önce ilk olarak belgeyi, altındaki ıslak imzanın incelenmesi için Adli Tıp´a gönderdi. Kurum, imzanın ´Dursun Çiçek´in elinin ürünü´ olduğunu rapor etti. Bunun üzerine harekete geçen savcılar, daha önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Çiçek´in ikinci kez sorgulanmasına karar verdi. Bu amaçla geçen hafta Genelkurmay Adli Müşavirliği´nden, Çiçek´in ifade için İstanbul´a gönderilmesini istedi. Fakat, aradan geçen sürede Çiçek buna cevap vermedi. İhbar mektubunda, belgeleri imha etmekle görevli oldukları ileri sürülen rütbeliler ve 6 erbaşla ilgili yapılan yazışmalara ise Genelkurmay´dan dönüş olmadı. Mektupta ismi geçen ve çarşamba günü terhis olduğu belirtilen bir erbaşın, savcılara verdiği ifadede olayı tüm detaylarıyla doğruladığı ileri sürülüyor. Önümüzdeki günlerde Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılığın Çiçek´in polis zoru ile ifadeye getirilmesi amacıyla hakkında yakalama müzekkeresi çıkarabileceği öne sürüldü.
Genelkurmay´ın cevap vermemeyi sürdürmesi üzerine Ergenekon savcıları bu kez ihbarlı davetiye gönderdi
Genelkurmay Ergenekon savcılarınca ifadeye çağrılan Albay Dursun Çiçek ile 5 Er ve Erbaşı ifadeye göndermeyince savcılar harekete geçti ve ültimatom gibi bir ihtarlı mektup gönderdi. Mektupta belirtilen gün ve saatte gelmemeleri durumunda sözkonusu kişiler hakkında yakalama emri çıkartılacağı ve polis zoruyla ifadeye getirilecekleri bildirildi. Savcıların Dursun Çiçek dahil 6 er ve erbaş muvazzafı geçen hafta ifadeye çağırdığı ayrıca Genelkurmay karargahında belgenin hazırlandığı birimdeki 35 bilgisayarın incelenmek üzere getirilmesini talep ettiği ortaya çıkmıştı.
Genelkurmay ne yapmaya çalışıyor?
Ergenekon Savcıları Albay Dursun Çiçek ve 5 er ve erbaşla ilgili olarak davet usulü çağrıya cevap verilmeyince ihtarlı davet mektubu gönderdi. Mektupta belirtilen gün ve saatte gelmemeleri durumunda sözkonusu kişiler hakkında yakalama emri çıkartılacağı ve polis zoruyla ifadeye getirilecekleri bildirildi. Gönderilen mektup, bu personelin polis nezaretinde görüldüğü yerde tutuklanarak sorguya getirilmesini ön görüyor. Eğer buna da uyulmaz ise subaylar tutuklanarak sorguya götürülecekler. Genelkurmay Çiçek ve sözkonusu 5 er ve erbaşı ifadeye göndermeme konusunda direnç gösteriyor. Sözkonusu kişilerin geçtiğimiz perşembe günü ifade vermeye gelmeleri gerekiyordu. Ancak sadece terhis olan bir er geldi ve ihbar mektubunda yeralan, Genelkurmay´da belgelerin imha edildiği, harddisklerin temizlendiği bilgilerini doğruladı. Genelkurmay´ın diğer beş er ve erbaşın da olayı doğrulamasından endişe ettiği ve ifadeye bu nedenle göndermediği değerlendiriliyor.
Başka bir konu olsaydı Genelkurmay´ın nasıl ´hızlı ve kararlı´ hareket edeceğine dair bir örnek
, 03 Kasım 2009: ?´Islak imza´nın Albay Dursun Çiçek´e ait olduğunu 23 Ekim´de öğrendik. Aradan 10 gün geçti. Ne Genelkurmay başkanı, ne de adı geçen komutanlardan tek kelime açıklama var. Başka bir zemin olsaydı kim bilir neler söylenirdi. Yargı sürecinin beklenecek olması da kimseyi ikna etmiyor. Neden etmediğini en net biçimde Islak imza belgesini ortaya çıkaran ihbarcı subay anlatıyor. Prosedürün yerine getirilmediğine dikkat çeken ihbarcı subay şu kıyaslamayı yapıyor: Geçen yıl Ankara´da bilgi güvenliği ihlali şüphesiyle, ivedilikle mahkeme kararı çıkartılmış, Çiğiltepe Lojmanları´nda 40´a yakın eve baskın düzenlenip, askeri savcılarca arama yapılmış, bazı bilgisayar ve dokümanlara el konulmuş ve olayla ilgili bir şahıs gözaltına alınmıştır. Aynı mektupta bir örnek daha veriliyor: Yine bu yıl mayıs sonunda benzer bir durumdan dolayı Özel Kuvvetler Komutanlığı´ndan bir grup personelin evi, işyeri, arabaları gece yarısı yukarıdaki olaya benzer şekilde hız ve kararlılıkla aranarak gözaltına alınanlar olmuştur... Peki, aynı hız ve kararlılık neden AKP ve Gülen´i Bitirme Planını hazırlayanlar için gösterilmedi? Bu sorunun cevabını merakla bekliyoruz.?
(27 Ekim 2009, 12:10), son güncel.: (03 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Mahmut Övür, Sabah
´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
Askerlerin soruşturmalara müdahalesi
Askerlerin organize şekilde Ergenekon savcılarından delil kaçırmaları
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması
Şemdinli Davası´nın askerlerce örtbas edilmesi