Bazıları hala belge niye şimdi ortaya çıktı diyerek komplo belgesini yavuz hırsız misali ikinci plana atıyor ve gözden kaçırmaya çalışıyor. ´İrtica´ belgesinin Albay Dursun Çiçek imzalı orijinalinin ortaya çıktığı iddiası üzerine gözler Genelkurmay´a çevrildi. Komuta kademesinde belgenin gerçekliğiyle ilgili kuşkular sürüyor, özellikle 5 soruya cevap aranıyor. Üst kademe askerler, ´Belge´yle ilgili görüşlerini açıkça değil Vatan ve Akşam gazetelerinde ´üst düzey komutanlar´ adı altında aktarmayı tercih etmişler. Bu ´üst düzey´ için sorun belge değil ortaya çıkış zamanlaması. Belgenin niçin şimdi ortaya çıkarıldığını, niçin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına değil de İstanbul´a gönderildiğini, askeri suçların sivil mahkemelerde yargılanmasını düzenleyen anayasa değişikliğinin Anayasa mahkemesinde iptal edilme olasılığının olduğunu dolayısıyla bu karara varılmadan belgenin ortaya çıkarılmasının belge ve gerisindekilerin sivil mahkemelerde yargılanmak arzusuyla aceleye getirildiğini, belgenin basına servis edilerek kamuoyu baskısı oluşturulduğu, sınıflarını hep birincilikle bitiren Albay Dursun Çiçek´in böyle bir belge hazırlamış olmasının mantığa sığmadığı gibi TSK´nın üst kademesinden beklenmeyecek bir sığlıkta ve inanılmaz ölçüde cahilce cevaplarla güya komplo düzenlendiğini ima ediyorlar. Oysa asıl komplonun, belgenin kendisi olduğunu gözden kaçırmaya çalışıyorlar. Belki de bu görüşler gerçekten askeri yetkililere ait değildir, isimler de belirtilmediğine göre..
Birileri için sorun ´Belge´ değil, şimdi ortaya çıkmış olması
Bazıları hala belge niye şimdi ortaya çıktı diyerek komplo belgesini yavuz hırsız misali ikinci plana atıyor ve gözden kaçırmaya çalışıyor. ´İrtica´ belgesinin Albay Dursun Çiçek imzalı orijinalinin ortaya çıktığı iddiası üzerine gözler Genelkurmay´a çevrildi. Komuta kademesinde belgenin gerçekliğiyle ilgili kuşkular sürüyor, özellikle 5 soruya cevap aranıyor. Üst kademe askerler, ´Belge´yle ilgili görüşlerini açıkça değil Vatan ve Akşam gazetelerinde ´üst düzey komutanlar´ adı altında aktarmayı tercih etmişler. Bu ´üst düzey´ için sorun belge değil ortaya çıkış zamanlaması. Belgenin niçin şimdi ortaya çıkarıldığını, niçin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına değil de İstanbul´a gönderildiğini, askeri suçların sivil mahkemelerde yargılanmasını düzenleyen anayasa değişikliğinin Anayasa mahkemesinde iptal edilme olasılığının olduğunu dolayısıyla bu karara varılmadan belgenin ortaya çıkarılmasının belge ve gerisindekilerin sivil mahkemelerde yargılanmak arzusuyla aceleye getirildiğini, belgenin basına servis edilerek kamuoyu baskısı oluşturulduğu, sınıflarını hep birincilikle bitiren Albay Dursun Çiçek´in böyle bir belge hazırlamış olmasının mantığa sığmadığı gibi TSK´nın üst kademesinden beklenmeyecek bir sığlıkta ve inanılmaz ölçüde cahilce cevaplarla güya komplo düzenlendiğini ima ediyorlar. Oysa asıl komplonun, belgenin kendisi olduğunu gözden kaçırmaya çalışıyorlar. Belki de bu görüşler gerçekten askeri yetkililere ait değildir, isimler de belirtilmediğine göre..
´İrtica´ belgesinin Albay Dursun Çiçek imzalı orijinalinin ortaya çıktığı iddiası üzerine gözler Genelkurmay´a çevrildi. Komuta kademesinde belgenin gerçekliğiyle ilgili kuşkular sürüyor, özellikle 5 soruya cevap aranıyor. 4.5 ay önce fotokopisi ortaya çıkan irtica belgenin orijinalinin, bir ihbar mektubuyla birlikte İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´na gönderilmesi yeni bir tartışmanın kapısını açtı. Erdoğan Pakistan yolunda gazetecilere ?Takipçisi olacağız. Belge gerçek olabilir. Adli Tıp raporu o yönde. TSK da böyle bir lekeyi kabul etmez? demişti. Genelkurmay da kısa bir yazılı açıklamayla yetinmişti. Vatan gazetesinin elde ettiği bilgilere göre, komuta kademesinin olaya bakış açısı özetle şöyle:
?Bir Albay için koskoca Türk Silahlı Kuvvetleri zan altında bırakılacak değildir. Albay haklı ise, bu belge gerçekten sahte ise tabii ki Albay´ın yasal hakları sonuna kadar korunur. Ancak gerçek ise o zaman gereği de elbette yapılır. Ancak kamuoyunun bu olayda şu beş sorunun cevabını merak etmesi ve ilgililerin de bu konulara mutlaka açıklık getirmesi gerekir.
1) Bu ıslak imzalı belgenin herhalde bugünlerde ele geçtiğine inanmamızı kimse bizden ve kamuoyundan beklemesin. İkna edici olmaz. Bu halde neden bu gerçek dedikleri belgeyi şimdi ortaya çıkartıyorlar? Niye bu kadar beklediler?
2) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Albay Dursun Çiçek olayı ile ilgili olarak görevsizlik kararı verip dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na yollamıştı. Ne değişti? Dursun Çiçek´in görev yaptığı yer değişmedi. Genelkurmay da Ankara´dan İstanbul´a taşınmadı. Bu ihbar mektubunu neden gereği için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na yollamadılar.
3) Askeri personele sivil yargılama yolu açan TCK´daki değişiklik Anayasa Mahkemesi´nde değerlendiriliyor. Beklentilere göre Yüksek Mahkeme bu konudaki kararını Kasım ayı içinde verecek. Anayasa Mahkemesi kararını versin. Yargılamayı yapacak yargı makamı belli olsun. Neden bu kadar acele ediliyor?
4) Ellerindeki belgenin gerçekliğinden bu kadar eminlerse neden hukuk dışı yollara başvuruluyor? Neden basına servis yapılıp acele kamuoyu baskısı yaratılıyor?
5) Biz hala bu belgenin gerçekliğiyle ilgili şüphe taşıyoruz. Hukuk ve akıl dışı bu belgenin, sınıflarını hep birincilikle bitirmiş bir Kurmay Albay´ın hazırlamış olmasını mantığımız almıyor.
Üst kademe: TSK gereğini yapar
İrtica belgesinin fotokopisi ortaya çıktığında ´o belge şu an için bir kağıt parçası´ değerlendirmesi yapmıştık. O belge eğer gerçek çıkarsa Türk Silahlı Kuvvetleri olarak gereğini mutlaka yaparız.? ( Vatan)
(26 Ekim 2009, 12:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
Askerlerin soruşturmalara müdahalesi
Askerlerin organize şekilde Ergenekon savcılarından delil kaçırmaları
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması
Şemdinli Davası´nın askerlerce örtbas edilmesi