Bolu'da, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ile ikisi de firari olan eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin ve Fetullah Gülen'in doktoru kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'nın da yer aldığı 77 sanıklı davaya başlandı. Tutuksuz sanık Doç. Dr. Mehmet Fatih Özlü, 2015 yılının Mayıs ayında Pensilvanya'da örgüt lideri Fetullah Gülen'in evindeki toplantıda devlet, hükümet ve Atatürk aleyhindeki söylemleri duyunca örgütten koptuğunu ileri sürdü. Özlü, Pensilvanya'ya bir daha gitmeyeceğini Kadiyoloji Bölümü'nde birlikte görev yaptığı Gülen'in doktoru firari sanık Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'ya söylediğini; Yazıcı'nın, 'Pensilvanya'ya gitmeyeceksen, o zaman hacca da gitme' diyerek tepki gösterdiğini belirtti.
19.05.2017 22:40 Bolu'da, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ile ikisi de firari olan eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin ve Fetullah Gülen'in doktoru kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'nın da yer aldığı 77 sanıklı davaya başlandı.
15.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
15 Mayıs'ta, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ile ikisi de firari olan eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin ve Fetullah Gülen'in doktoru kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'nın da yer aldığı 31'i tutuklu, 10'u firari, 77 sanıklı davanın ilk duruşmasına Belediye Nikah Salonu'nda devam edildi. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından yargılanan sanıklardan tutuksuz Doç. Dr. Mehmet Fatih Özlü savunmasını yaptı. Soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak tahliye olan Özlü, firari sanıklar Mehmet Yazıcı, Kenan Gümüştekin, Fahrettin Talay'ın örgütün Bolu'da ki üst düzey isimleri olduğunu ileri sürdü.
17-25 Aralık sürecinden sonra 2015 yılının Mayıs ayında örgüt lideri Gülen'in Pensilvanya'daki evine gittiğini söyleyen sanık Özlü, şöyle konuştu:
'Eğitim ve hayır işleri yaptığını zannettiğim örgüt tarafından kandırıldım. Vatanıma ve milletime asla ihanet etmedim. 2015 yılında ABD'de büyük bir kardiyoloji kongresi vardı. Mehmet Yazıcı, Pensilvanya'ya da gitmemi istedi. Gülen'in evine giderek geniş bir salonda toplantısına katıldım. Orada devlet, hükümet ve Atatürk aleyhine söylenen söylemler beni rahatsız etti. Kin ve nefret dolu söylemler beni örgütten soğuttu. ABD'den dönüşte Yazıcı'ya örgütten bağımı kopardığımı, Ben Müslümanla Müslüman arasındaki kavgada taraf olmak istemiyorum. Bağlarımı tamamen koparmak istiyorum. Bir daha Pensilvanya'ya gitmeyeceğimi' söyledim. O da bana 'Pensilvanya'ya gitmeyeceksen hacca da gitme' diyerek tepki gösterdi. Sonrasında bana karşı olan tavırları da değişti. ABD'ye bir dahaki gidişimde Pensilvanya'ya gitmedim.'
Uzun süre örgütün toplantılarına katıldıktan sonra Yazıcı tarafından kendisine görev verildiğini belirten Özlü, 'Belirli bir grupla toplantılara uzun süre katıldıktan sonra Mehmet Yazıcı, Köroğlu Devlet Hastanesi'nde bulunan bazı kişilerin isimlerini vererek, onlarla toplantı yapmamı istedi. Sanırım beni bir üst seviyede kullanmak istiyordu' şeklinde konuştu. Özlü, 'Salı toplantılarını oradaki isimlerle birlikte yapmaya başlamıştık. Kenan Gümüştekin, Mehmet Yazıcı ve Fahrettin Talay da ara sıra toplantılara katılırdı. Ama onlar örgüt hiyerarşisinde daha üstteki isimlerdi ve o toplantılara iştirak ederlerdi. Üniversitede yapılan rektörlük seçimlerinde Hayri Coşkun'u destekleyecekleri yönünde söylemleri vardı. Seçim öncesi bu yönde telkinler oldu. Fakat Coşkun'un rektör olarak seçilmesinin ardından kendilerine sırt çevirdiğinden de bahsettiler' dedi.
16.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Adliyesindeki mahkeme salonlarının yeterli olmaması nedeniyle Bolu Belediyesi Nikah Salonu'nda devam eden duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu 29 akademisyen, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçti.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, aralarında eski rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun'un da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar da katıldı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan AİBÜ Bolu Meslek Yüksek Okulu eski müdür yardımcısı Murat Özkan, ifadesinde atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etti.
Özkan, telefon hattı üzerinde ByLock tespitinin yapıldığı, AİBÜ Rektörlüğünün araştırma raporunda aleyhte tespitlerin yer aldığı, MASAK raporunda tespitlerin yer alıp banka hesaplarında şüpheli hesap hareketlerinin olduğu, aktif Bank Asya hesabının bulunduğu ve bankaya destek olmak amacıyla çektiği 50 bin lirayı Bank Asya hesabına yatırdığı, her iki çocuğunu da örgüt ile iltisaklı olan Özel Fatih Kolejine gönderdiği, örgüt ile iltisaklı Bolu Sanayici ve İş Adamları Derneği ile Küresel Doktorlar Derneğinde üyeliklerinin bulunduğu, Kimse Yok mu Derneği ile FETÖ ile ilgili soruşturmaları devam eden şüphelilere para gönderdiği, Avrupa Birliği Projeleri kapsamında proje hazırlayarak, genelde örgüte yakın kişileri dahil ettiği ve bu projelerde yapıya müzahir şirketlerle çalışarak bir proje kapsamında yaptıkları Estonya gezisindeki katılımcılarının çoğunun da bu doğrultuda soruşturmalara konu edilmiş kişiler olduğu için hakkında soruşturma açıldığını kaydetti.
İfadesinde ByLock'u indirmediğini, kullanmadığını ve kimsenin de indirilip kullanılmasına da müsaade etmediğini ileri süren Özkan, 'Bu programı kullanarak iletişime geçtiğim kişiler ve mesajlarımızın içeriğinin belirlenmesini istiyorum. ByLock kullandığım iddia edilen telefonun IMEI numarası ile benim telefonumun IMEI numarası eşleşmiyor. MİT'in hackerlik yaparak elde ettiği ByLock kayıtlarının mahkeme tarafından delil olarak kabul edilmesini doğru bulmuyorum. Bunun uluslararası anlaşmalar gereği bu programın servis edildiği server tarafından gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum.' dedi.
Özkan, ByLock'un altyapısının akademisyenler ve alanında uzman kişiler tarafından çözümlenerek elde edilen bilgilerin bu şekilde mahkemeye sunulmasını istediğini belirterek, 'Bu inceleme sonucunda benim kimlerle iletişim sağladığım ve mesajlaşmalarımızın içeriğinin görülerek yargılamanın bu şekilde yapılmasını talep ediyorum.' şeklinde konuştu.
İddiaları reddetti
Avrupa Birliği Projeleri kapsamında yaptıkları Estonya gezisine örgüte yakın kişileri dahil ettiği iddialarını da reddeden Özkan, 'Estonya gezisini Bolu Sanayici ve İş Adamları Derneği için hazırladım. O dönemde projeye dahil olabilmem için dernek üyesi yapıldım. Geziye katılan kişileri bu dernek belirledi. Ben sadece projenin yürütücülüğünü yaptım. Ben Bolu'da 20 tane proje hazırladım bu projelerin hiçbirinde sıkıntı yaşamadım.' ifadesini kullandı.
Özkan, kendisine Bank Asya ve diğer bankalar üzerinden gönderilen paraların da hazırladığı Avrupa Birliği Projeleri kapsamında gönderildiğini ileri sürerek, 'Hazırladığım projeler kapsamında projeye katılacak kişiler bazı masrafları bana gönderdi. Ben de bu paraları ilgili yerlere, seyahat acentelerine ve hava yolu şirketlerine gönderdim. Bu projelere dahil olan ve bana para gönderen kişilerle benim çalıştığım seyahat acentelerinin FETÖ ile ilgisinin olduğunu bilmiyordum. Ben Bank Asya'ya örgütün çağrısına uyduğum için değil işlerim gereği para yatırıp çektim.' şeklinde konuştu.
Kendisinin örgütün öğretmenlerden sorumlu abisi olduğu iddialarına da yanıt veren Özkan, 'Benim öğretmenlerden sorumlu abi olduğum iddia edilmiş. Benim daha sonra da bu görevi Davut Alcı'ya teslim ettiğim belirtilmiş. Ben Davut Alcı'yı öğretmen olduğu için tanırım. Onun dışında bir tanışıklığım yoktur. Ayrıca benden daha yaşlı olan birine görev vermem uygun olmazdı sanırım. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum.' diye konuştu.
FETÖ elebaşı Gülen'in doktoru ile 108 kez görüşmüş
Daha sonra dinlenen tutuklu sanıklardan Mevlüt Kurt ise FETÖ ile hiçbir ilgisi ve alakası olmadığını öne sürdü.
Hakkında ifadede bulunan Mehmet Fatih Özlü'nün kendisine iftira attığını ifade eden Kurt, 'Benim kendisini Hacettepe Üniversitesinde iken Tıpta Uzmanlık Sınavlarına girme noktasında takip ettiğimi belirtmiş. Ben kendisi ile o dönemde tanışmadım. Bu ifade doğru değildir. Bolu'ya 2013 yılında geldim. Ben Bolu'ya geldiğimde onun ifadesine göre kendisi yurt dışındaymış o nedenle Bolu'da da karşılaşmadık. Belki çok kısa bir süre beraber çalıştık.' dedi.
Kurt, evinde bulunan CD ve kitaplar ile teşekkür belgelerinin çocuğuna ait olduğunu ve eğitim gördüğü Fatih Koleji'nden verildiğini de sözlerine ekledi.
Mahkeme heyeti, Kurt'un telefon HTS kayıtlarını okuyarak, Murat Özkan ile 378, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in doktoru olduğu ileri sürülen Mehmet Yazıcı ile de 108 defa telefonla görüştüğünün tespit edildiğini bu görüşmelerinin içeriğinin ne olduğunu sordu.
Kurt, Murat Özkan ile yaptığı görüşmelerin Özkan'ın üzerinde çalıştığı bir proje hakkında olduğunu, Mehmet Yazıcı ile de annesi ve amcasının sağlık problemleri nedeniyle görüşmüş olabileceğini belirtti.
Tutuksuz sanıklardan Semahat Ahmetoğlu Duran da üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, 'Eşimden dolayı oluşan ön yargı nedeniyle burada olduğumu düşünüyorum. Cezanın ve suçun şahsiliği ilkesinin ihlal edildiğini düşünüyorum.' dedi.
Duran, banka hesapları ve çocuklarının eğitimi ile eşi Arif Duran'ın ilgilendiğini belirterek, 'Oğlumuz doktor olmak istiyordu. Bolu'da bulunan Fatih Kolejini bitirdikten sonra uygun bir liseye yerleşemediği için Düzce'de bulunan ve örgüte ait olan Özel Fen Lisesine gönderdik. Bankaya destek olmadık. O dönemde ben ve oğlum için hac kaydı yapmıştık. Ben de elimde bulunan tasarrufları bu nedenle bankaya yatırdım.' ifadesini kullandı.
Hacer Karagülle isimli bir kişinin düzenlediği örgüt toplantılarına katıldığını da reddeden Duran, 'Ben ayda 8-10 nöbet tutan bir hemşireyim. Eşime ve oğluma bile vakit ayırmakta zorluk çekiyorum. Sohbet grubuna nasıl gideyim. Suçlamaları kabul etmiyorum.' şeklinde konuştu.
Duruşma, yarın diğer sanıkların dinlenilmesiyle devam edecek.
17.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Adliyesi'ndeki mahkeme salonlarının yetersiz olması nedeniyle Bolu Belediyesi Nikah Salonu'nda devam eden duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu 29 akademisyen, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçti.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, aralarında eski rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun'un da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar da katıldı.
Duruşmada kullandığı telefonda 'ByLock' bulunduğu tespit edilen, AİBÜ Rektörlüğünün araştırma raporunda FETÖ ile ilişkisinin belirlenmesinin yanı sıra MASAK raporunda hesaplarına FETÖ ile irtibatlı kişi veya kuruluşlardan para gönderildiği tespit edilen, Bank Asya'ya destek olmak amacıyla 05 Eylül 2014 tarihinde başka bir bankadan çektiği 50 bin lira krediyi yatırdığı kaydedilen bu nedenle de bankaya destek olduğu gerekçesi ile teşekkür plaketi aldığı öne sürülen tutuklu sanık Doç. Dr. Serkan Çakır dinlendi.
Hakkındaki iddiaları reddeden Çakır, 'ByLock' kullanmadığını ve FETÖ ile irtibatının olmadığını ileri sürdü.
FETÖ ile irtibatlı olduğunu daha önceden bildiği Işık Yayınevinden tarafına para gönderildiğini kabul eden Çakır, 'Işık Yayınlarından bana para gönderildiği doğrudur. Bu para, yazdığım ve o yayınevi tarafından basılarak piyasaya sürülen kitabımla ilgili bir ödemeydi. Bu yayınevinin FETÖ ile irtibatlı olduğunu ve o gruba mensup kişilerin takip ettiğini biliyordum.' şeklinde konuştu.
Çakır, çevresindeki insanlardan gelen talep üzerine bir kitap yazmaya karar verdiğini anlatarak, 'FETÖ ile irtibatlı olan Işık Yayınevini takipçilerinin hem dinci hem de fazla olması nedeniyle tercih ettim. Amacım kitabımın ilk baskısının çok satmasıydı. Helal gıda ile ilgili olan 'Yedikleriniz helan olsun' isimli kitabımı 2013'de bu yayınevine gönderdim. Kitabım 2014'de piyasaya çıktı. Ama o dönemde malum grup hakkındaki iddiaların çoğalması nedeniyle kitabım istediğim satış rakamlarına ulaşmadı.' ifadesini kullandı.
FETÖ ile irtibatlı kuruluşlardan biri olan Samanyolu TV'de yayınlanan programlara konuşmacı olarak katıldığını da anlatan Çakır, Samanyolu TV'deki programa gelen davet üzerine katıldığını ileri sürerek, 'İlminin zekatını vermek adına bu programlarda yer aldım. Başka bir yerden davet gelse oralara da katılırdım.' dedi.
Kullandığı telefon hattında 'ByLock' tespitinin yapıldığı, AİBÜ Rektörlüğünün araştırma raporunda FETÖ üyeliğinin tespit edildiği ve bu nedenle görevden ihraç edildiği, aktif Bank Asya hesabının bulunduğu ve bankaya destek olmak amacıyla toplam 144 bin lira para yatırdığı, Bank Asya hesabından kurban parası gönderdiği iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Şükrü Kılıç ise, hakkındaki iddiaları kabul etmedi.
FETÖ ile bir bağının olmadığını kaydeden Kılıç, geçimini sağlamak için örgütün idare ettiği kurumlarda çalıştığını kaydetti.
Turgut Özal Üniversitesinde çalıştığı sırada Süleyman Demirel Üniversitesinde doktorasını yaparak Abant İzzet Baysal Üniversitesine akademisyen olarak kabul edildiğini kaydeden Kılıç, 'Daha sonra yapılan bir inceleme sonucunda doktoram usulsüz olduğu gerekçesi ile iptal edildi. Bu nedenle AİBÜ ile ilişiğim kesildi. Ama AİBÜ tarafından hakkımda FETÖ üyeliği ile ilgili rapor hazırlanmış.' ifadelerini kullandı.
ByLock kullandığı iddialarının da gerçek olmadığını ileri sürerek beraatini talep eden Kılıç, mahkeme heyetinin 'Zaman Gazetesi aboneliğiniz oldu mu?' sorusuna, üniversitede çalıştığı esnada zorlamalarla bu gazeteye bir süre abone olduğunu söyledi.
Mahkeme heyetinin 'Feza isimli bir şirkette çalışmışsınız. Burası neresi?' sorusuna ise Kılıç, şu şekilde cevap verdi:
'Feza, Zaman Gazetesinin sahibi olan şirketin ismidir. Okulum bittikten sonra bir komşumuzun gazetenin o dönemki genel yayın yönetmeni olan Hüseyin Gülerce üzerine baskı yapmasıyla bu şirkette idareci olarak işe başladım. 1997-2001 yılları arasında Zaman Gazetesinde yöneticilik yaptım. Hüseyin Gülerce oradan ayrıldıktan sonra gazetede onun işe soktuğu kişilerin temizlenmesi için çalışma başlatıldı. Çok iyi ve verimli çalışmam nedeniyle işime son vermekten vazgeçtiler. Daha sonra bir yönetici ile kavga ederek ben istifa ettim. Daha sonra Turgut Özal Üniversitesinde çalışmaya başladım.'
Kılıç'a, 15 Temmuz sonrasında yurt dışına çıkmak üzereyken havaalanında gözaltına alındığını anımsatan mahkeme heyeti, 'Neden yurt dışına çıkmak istediniz?' sorusunu yöneltti.
Yurt dışına çıkış amacının iş aramak olduğunu öne süren Kılıç, '15 Temmuz öncesinde Zaman Gazetesi ve Turgut Özal Üniversitesinde yönetici olarak çalışmam nedeniyle Türkiye'de çalışamayacağımı anladım. O nedenle Belarus ya da Ukrayna'ya giderek iş bakacaktım. Çalışmadığım için aile içinde sorunlar yaşanıyordu. Bu sayede bir şeyler yapıyor gibi görünecektim.' dedi.
Duruşma, yarın sanıkların dinlenmesi ile devam edecek.
- İddianameden -
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 72 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Kemal Gümüştekin'in, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçundan 15 yıldan 22 yıl beşer aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede ayrıca 8'i firari, 30'u tutuklu, aralarında Hayri Coşkun'un da bulunduğu 37'si tutuksuz 75 sanık hakkında ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Paralel yapı-27 Mart (2017) 'Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Yapılanması 77 sanık' davası
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
(19 Mayıs 2017, 22:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: