Kars'ta Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karıştıkları iddia edilen, o dönem 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı 1. Mekanize Piyade Taburu'nda görevli eski Binbaşı Deniz Yiğitbaş'ın da aralarında yer aldığı 6'sı tutuklu 15 askeri personel, ilk kez hakim karşısına çıktı.
20.05.2017 20:20 Kars'ta Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karıştıkları iddia edilen, o dönem 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı 1. Mekanize Piyade Taburu'nda görevli eski Binbaşı Deniz Yiğitbaş'ın da aralarında yer aldığı 6'sı tutuklu 15 askeri personel, ilk kez hakim karşısına çıktı.
15 Mayıs'ta Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu yargılanan eski Binbaşı Yiğitbaş, uzman çavuşlar Abdulrahim Kaya, Mehmet Acar, Murat Dülger, Rahim Vurucu, tutuksuz 7 sanık ile avukatları ve tanıkları hazır bulundu.
Tutuklu yargılanan eski Üsteğmen Evren Bektaş ise duruşmaya Van T Tipi Cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından savunma yapan sanıklardan eski Binbaşı Yiğitbaş, birliğine 13 Temmuz'da katıldığını belirterek, bu tarihten itibaren birliğe terör saldırısı olacağı yönünde istihbarat geldiğini öne sürdü.
15 Temmuz gecesi saat 22.30 civarında aranması ve birliğe gelmesi gerektiğinin söylenmesi üzerine kışlaya gittiğini ifade eden Yiğitbaş, 'Kışlaya geldiğimde zırhlı araçlar çalışır vaziyette ve hareketlilik vardı. Tabur komutanı araçlara binilmesi emrini vererek herkesin görev yapacağı yerleri söyledi. Ben İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çevik Kuvvet yerleşkesine görevlendirildim. Buraya giderek buranın güvenliğini aldım.' diye konuştu.
'Askerlere şarjör takma emri verdim'
Yiğitbaş, bir süre sonra yerleşkeye gelen vatandaşların kendilerine tepki gösterdiğini söyledi.
'Burada askerlere şarjör takma emrini verdim ama emrim olmadan ateş etmeme emrini de verdim.' diyen Yiğitbaş, şunları kaydetti:
'Vatandaşlar, korna çalarak tepki gösteriyordu, kimisi 'Asker kışlaya' kimisi 'En büyük asker bizim asker' sloganları atıyordu. Tugay Komutanı Yarbay Ali Ercan Ormanoğlu'nu aradım, vatandaşların geldiğini ve niye geldiğini sordum. Kendisi bana hiçbir cevap vermedi. Askerleri uyararak münakaşaya girmemelerini söyledim. Saat 01.30'da vatandaşlar, kalabalıklaştığı sırada camilerden sela okunuyordu. Vatandaşlara durumu izah ettim, emniyete destek olmak için geldiğimizi söyledim.
Olayların terör olayı, Gezi olaylarına benzer olmadığını düşündüm ve araçlara bindik.'
Ormanoğlu'nun polislerce gözaltına alınması sonrası darbe girişimine ilişkin başka bir dava kapsamında tutuklu olan Kurmay Başkanı Yarbay Serkan Polat'ın kendilerini aradığını anlatan Yiğitbaş, şunları dile getirdi:
'Kurmay Başkanı Yarbay Polat, beni arayarak nerede olduğumu sordu. Kışlaya doğru gittiğimizi söyleyince 'Kardeşim, senin orada ne işin var? Tabur komutanın rehin alındı, git, onu kurtar.' dedi. Polat, 'Taburun emir komutası sende, git, kurtar.' dedi, ben de 'İnsanları mı öldüreceğim, polisleri mi ezeceğim?' dedim. O da 'Evet kardeşim, gerekirse insanları da öldüreceksin, emniyeti de yıkacaksın, komutanın nerede olduğunu bulup onu getireceksin.' dedi.
Askerlere konuyu söyledim, kimisi 'İstifa ederiz.' dedi ve emirlere uymayarak geri döndük.'
Yiğitbaş, darbeyi vatandaşlardan öğrendikten sonra herhangi bir eylemde bulunmadıklarını beyan ederek tahliyesini istedi.
Davada tutuksuz yargılan uzman çavuş Abidin Öner Konya'dan, asteğmen Hüseyin Alper Met ise Giresun'dan SEGBİS sistemiyle katılarak savunmalarını yaptı. Tutuksuz yargılanan diğer sanıklar ise duruşmada hazır bulundu.
Kars Adliyesi çevresinde ve duruşmanın yapıldığı salonun etrafında güvenlik güçlerince yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Tutuklu sanıklardan eski uzman çavuş Abdulrahim Kaya, savunmasında Emniyet Müdürlüğü ile Çevik Kuvvet yerleşkesinde terör saldırısı olacağı yönünde ihbarların olduğunu, kendilerinin de buraya güvenlik önlemi almak için gittiklerini savundu.
Başka bir davadan tutuklu olarak yargılanan eski yarbay Ali Ercan Ormanoğlu'nun darbe girişiminin yaşandığı gecede tüm rütbelileri topladığını ifade eden Kaya, şunları kaydetti:
'Yarbay bize hitaben, 'Yazılı emir aldık. Bu bir mutlak itaattir. Çevik Kuvvet ve Emniyet Müdürlüğümüze terör saldırısı düzenlenecek. Biz de onları korumaya gidiyoruz' dedi. Daha sonra biz 2 araç Çevik Kuvvete geldik. Bu sırada vatandaşlardan kimse yoktu. Arkadaşlarla ne olup biteni konuşuyorduk. Vatandaşlar ellerinde bayraklarla gelmeye başladı. 'Asker kışlaya' diye slogan atmaya başladılar. Vatandaşlarla konuşmaya başladık. Bazıları çok tepkiliydi. Oradan bir vatandaş, 'Oğlum geri gidin, başınızı yakacaksınız' dedi. Niçin geldiğimizi sordu. Ben de durumu anlattım. O da darbe girişiminin olduğunu söyleyerek geri dönmemizi söyledi. Durumu öğrendikten sonra Deniz binbaşının emriyle kışlaya dönmeye çalıştık.'
Kaya, kışlaya dönerken yolların kapalı olması nedeniyle farklı yollardan gitmeye çalıştıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Kışlaya dönerken bazı vatandaşlar yolumuzu kesti. Bir süre sonra yola devam ettik, Deniz binbaşıyı Serkan Polat aradı. Yolda durduk. 'Deniz binbaşı, Kurmay Başkanının kendisini aradığını ve yarbay Ali Ercan Ormanoğlu'nu gidin kurtarın diyor' dedi. Kimse gitme taraftarı değildi. Bende gerekirse istifa ederim dedim. Deniz binbaşı 'Bu saatten sonra istifa işe yaramaz. Emre itaat etmiyoruz ve kışlaya geri dönüyoruz' dedi. 02.30 civarlarında kışlaya geri döndük. Araçların akülerini söktük.'
Tutuklu sanıklardan uzman çavuş Murat Dülger de kışlaya gittiklerinde araçların çalışır vaziyette hazır beklediğini belirtti.
Çevik Kuvvette güvenlik önlemi almak amacıyla kışladan ayrıldıklarını anlatan Dülger, 'Kışladan Çevik Kuvvet yerleşkesine gitmek üzere yola çıktık. Niçin gittiğimizi sorduğumda kimse bilmediğini söyledi. Çevik Kuvvet yerleşkesine gittiğimizde kimse yoktu. Güvenlik önlemi aldık. Bir süre sonra vatandaşlar ellerinde bayraklar, slogan atarak gelmeye başladı. Vatandaşlarla konuştuktan sonra olayı anladık ve kışlaya geri dönmeye çalıştık. Yolda Serkan Polat, Deniz binbaşıyı aradı, emirlerini bize iletti. Biz de emre itaat etmeyerek kışlaya girdik.' şeklinde ifade verdi.
Duruşmada, tutuklu sanıklardan uzman çavuş Rahim Vurucu ile tutuksuz yargılanan uzman çavuş Abidin Öner Konya'dan, asteğmen Hüseyin Alper Met ise Giresun'dan SEGBİS sistemiyle katılarak savunmalarını yaptı.
Tutuklu sanıklardan eski üsteğmen Evren Bektaş, yaptığı savunmada, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece Ordu Evi'nde kaldığı odaya gelen askerlerin kendisine kırmızı alarm verildiğini ve herkesin kışlada toplandığını söylediklerini belirtti.
Kışlaya gelip üstünü giydikten sonra dışarıya çıktığını anlatan Bektaş, 'Kışlada herkes koşuşturma halindeydi. Askeri araçların yolda hazır olduğunu gördüm. Bizde Çevik Kuvvet yerleşkesinde güvenlik önlemi almak maksadıyla geldik. Burada bana görev verilmedi. Beklediğimiz sırada telefonumdan internete girme fırsatı buldum. Bu yaşananların bize söylendiği gibi olmadığını ve askeri darbe girişimi yapıldığını gördüm. Haberler açık bir halde cep telefonumu Deniz Binbaşı'na götürüp gösterdim. Deniz Binbaşı 'oyuna geldik' şeklinde ifadeler kullandı. Ben de darbeye karşı olduğumu söyledim. Deniz Binbaşı, yine 'oyuna geldik, oyuna geldik' diyordu. Deniz Binbaşı askerlere dönerek silahlar boş olsun emrini verdi.' savunmasını yaptı.
Bektaş, yaşananlarla ilgili vatandaşların kendilerine tepki gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
'Yanımıza bir araç yanaştı. Araçtan inen bir binbaşı polislerin olduğu yere gitti ve bir şeyler konuştular. Ben uzakta olduğum için ne konuştuklarını duymadım. Bu sırada vatandaşlar araçlarla korna çaldı, yaya vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla slogan atarak bulunduğumuz alana doğru gelmeye başladı. Vatandaşlar bize yaklaştığında Deniz Binbaşı askerlere 'müdahalede bulunmayın' emrini verdi. Bu emri ben de diğer personellere ilettim. Kışlaya dönmek için buradan ayrıldığımız sırada Deniz Binbaşı arayarak Kurmay Başkan Serkan Polat'ın kendisini aradığını 'tabur komutanınız tutuklandı. Gerekiyorsa silahlı çatışmaya girin, komutanınızı kurtarın' emrini verdiğini söyledi. Ben de kendisine 'komutanım bunlar kudurmuş ne yapmaya çalışıyorlar? Polisle mi çatışmaya gireceğiz. Yiyorsa gitsinler kendileri kurtarsın ben gidiyorum' dedim. Ardından araç sürücüsüne verdiğim emirle kışlaya gittik.'
Tüm sanıklarının savunmalarının alınmasının ardından bazı tanıklar dinlendi.
Duruşmada sanık avukatları, müvekkillerinin FETÖ ile bağlantısının olmadığını, asker olmaları nedeniyle kendilerine gelen emirleri uyguladıklarını öne sürerek, bu nedenle tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, haklarında adli kontrol şartı bulunanların da adli kontrol şartının devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianameden
Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 103 sayfalık iddianamede tutuklu bulunan eski Binbaşı Deniz Yiğitbaş, eski Üsteğmen Evren Bektaş, eski uzman çavuşlar Abdulrahim Kaya, Mehmet Acar, Murat Dülger, Rahim Vurucu ile tutuksuz 9 uzman çavuş, 'sanık' sıfatıyla yer alıyor.
FETÖ/PDY'nin ortaya çıkışının yanı sıra örgütün devlet kurumları ve Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) yapılanması ile darbe teşebbüsü sırasında yaşananlar hakkında bilgiler aktarılan iddianamede, darbe girişiminde eski Genelkurmay Personel Planlama Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından 'Harekat Yıldırım' adı altında 'Yurtta Sulh Konseyi Başkanı' imzasıyla Kars'a gönderilen sıkıyönetim direktifine göre dönemin 14. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Avcı'nın Kars'ta 'sıkıyönetim komutanı' olarak görevlendirildiği anlatılıyor.
İddianamede, darbe girişiminin, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ/PDY karşısındaki emin duruşu ile Türk milletinin, tank veya tüfek dinlemeden özgür iradesine yapılmaya çalışılan bu darbe teşebbüsünü bertaraf etmek için kahramanca direnmesi sayesinde başarısızlıkla sonuçlandığı vurgulanıyor.
14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı 1. Mekanize Piyade Taburu'nda görevli eski Binbaşı Yiğitbaş'ın da aralarında yer aldığı 6'sı tutuklu 15 askeri personelin 'Anayasa'yı ihlal', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet, 'terör örgütü üyesi olma' suçundan da 10 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
(20 Mayıs 2017, 20:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: