Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki (İTÜ) akademik yapılanmasına ilişkin, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 22'si tutuklu, 3'ü firari 35 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 15'er yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı.
20.05.2017 17:00 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki (İTÜ) akademik yapılanmasına ilişkin, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 22'si tutuklu, 3'ü firari 35 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 15'er yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı.
17.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, 22 tutuklu, 8 tutuksuz sanık ile avukatlar katıldı.
Duruşmada sanıkların kimlik tespiti yapıldı ve iddianamenin özeti okundu.
Duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam etti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edildi.
Tutuklu sanık Doç. Dr. Fatih Özbay savunmasında, FETÖ üyesi olduğuna ilişkin iddiaları kabul etmedi. Öğrenciliğinden doçentliğe kadar olan eğitim-öğretim sürecinden bahseden Özbay, bir dönem üniversitede rektörün danışmanı olarak çalıştığını söyledi.
Bugüne kadar hiçbir idari soruşturma dahi geçirmediğini belirten Özbay, Bylock kullandığı iddiası ve Banka Asya'daki hesaplara ilişkin beyanlarda bulundu. Sanık Özbay, Bylock programının her yerden indirilebildiğini, gizli bir program olmadığını iddia ederek, 11 Ağustos 2014 yılında söz konusu programı yüklediğinin belirtildiğini ancak Bylock programının da kendisinin hiçbir zaman indirmediğini öne sürdü.
Özbay, Bank Asya'dan 2008 yılında hesap açtığını, 2015 yılına kadar hesabının var olduğunu belirterek, örgüt elebaşısı Fetullah Gülen talimatı doğrultusunda hesap açtırmadığını veya hesabına para yatırmadığını iddia ederek, tahliyesine karar verilmesini istedi.
İddianamede, Bylock kullandığı belirtilen diğer tutuklu sanıklar, böyle bir programı kullanmadıklarını ayrıca bu programın herkes tarafından indirildiğini savundu. Tutuklu sanıklar, örgüt talimatı sonrasında Bank Asya'da hesap açtırmadıklarını veya var olan hesaplarına yüklü miktar para yatırmadıklarını öne sürerek, soruşturma sırasında evlerinde bulunan örgütsel dökümanları da hatırlamadıklarını iddia etti.
Bu arada 6 tutuklu sanık da hasta olduklarını ve ilaç kullandıklarını ifade ederek, tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, sanık savunmalarına ara vererek duruşmayı yarına erteledi.
19.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince büyük salonda yapılan duruşmada, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 15 sanığın ifadeleri alındı. Bir kısım sanıkların savunmalarının hazır olmadığını beyan etmesi üzerine tutuklu sanık ile avukatlarının talepleri alındı.
Taleplere ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Doç. Dr. Selçuk Aktürk, Yrd. Doç.Dr. Ertan Öznergiz, Abdulkerim Saraçoğlu, İbrahim Aydın ve Suat Demir'in üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumunu dikkate alarak yurt dışına çıkamama ve hafta bir kez karakola giderek imza atmak suretiyle adli kontrol uygulanarak tahliyesine karar verdi.
Heyet, Doç. Dr. Fatih Özbay, Doç. Dr. Hatice Dinçer, Doç. Dr. Mehmet Şahin, Doç. Dr. Yaşar Hanifi Gedik, Ahmet Tekin, Bayram Türk, Cafer Uyanık, Dursun Ayhan, Esra Şerife Pampal, Hafize Tokgöz, Hülya Yeltepe, İbrahim Kılıç, İnci Çoşkuner, Mahmut Türk, Murat Özkan, Sultan Sönmez ve Volkan Çakır hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin bulunması, eylemlerin yoğunluğu, adli kontrol hükümlerinin yeterli ve etkili hukuksal denetim sağlanmayacak oluşunu dikkate alarak tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Yakalamalı sanıklar Abdullah Arslan, Yusuf Volkan Aydoğdu ve Şuheda Yetim'in yakalamalı halinin devamını kararlaştıran heyet, ByLock kullandıkları bildirilen sanıkların yazışma trafiğinin tespiti için kullandığı telefon numarası, IMEI ile ilk tespit tarihleri yazılarak HTS kayıtlarının gönderilmesi için Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumuna yazılan yazının cevabının beklenilmesine, yine bir kısım sanıklar tarafından ByLock'u kullandıkları tarihleri gösterir rapor tutanaklarına ilişkin evrakın istenmesine karar vererek, duruşmayı 10 Ağustos'a erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 233 sayfalık iddianamede, diğer FETÖ/PDY iddianamelerinde olduğu gibi, örgütün mali, kültürel, yargı, askeri ve emniyet yapılanması ile Türkiye'deki eylemleri anlatılıyor.
İddianamede, İTÜ Rektörlüğü tarafından darbe girişiminin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen 25 Temmuz 2016 tarihli yazıda, '15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından darbe kalkışması başlatıldığı, halen devlet imkanları kullanılarak çeşitli fiili saldırı ve tehdit yöntemleriyle kaos ortamı yaratılarak sürdürülmeye çalışıldığı' bilgisine yer verilerek, bu örgütle bağı kuvvetle muhtemel olan ve üniversite imkanlarını bu hain amaç için kullanma şüphesi bulunan personel hakkında idari işlem başlatıldığı, söz konusu kişilerin de savcılığa bildirildiği ve bu şekilde soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.
'FETÖ/PDY'nin, amacına ulaşabilmek için üniversitelerde en katı şekilde örgütlenme içine girdiği' vurgulanan iddianamede, örgütün Türkiye'de 17 üniversiteyi bizzat kurup faaliyete geçirdiği, bu üniversitelerin daha sonra 23 Temmuz 2016'da 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı hatırlatıldı.
Yurt dışında faaliyet gösteren üniversitelerin de sıralandığı iddianamede, üniversitelerde okuyan öğrencilere örgüt tarafından ev ve yurtlar tahsis edildiği, öğrencilerin buralarda 'ağabey' ve 'ablalar' tarafından örgütsel eğitime, denetime tabi tutulduğu, ışık evlerinden, dershanelerden yetiştirilen öğrencilerin, örgütün istediği bölümler için üniversiteye hazırlandığı ve üniversite sınavlarında bu bölümlere girebilmeleri için her türlü sınav yolsuzluğunun yapıldığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
'Üniversiteye giren bu öğrenciler, örgütün üniversite imamları tarafından korunmuş ve örgüt hiyerarşisi içerisinde ileride tayin edilecek görevler için özel olarak yetiştirilmiştir. Üniversite sonrası yüksek lisans, doktora, yurt dışı eğitimleri almak için her türlü hukuk dışı yollar kullanılmıştır. Örgüt, akademik kadrolara kendi üyelerini yerleştirmek için Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sorularını ele geçirerek örgüt üyelerine sızdırmıştır. Yüksek lisans, doktora ve ALES sınavlarında çaldığı sorular sayesinde üniversitelere 2002-2013 yılları arasında 8 bin 500 civarında akademisyen yerleştirildiği tahmin edilmektedir.'
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinin FETÖ'nün akademideki yapılanmasını bir kez daha gözler önüne serdiği vurgulanan iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:
'Bank Asya'nın mevduat varlığının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 24 Aralık 2014'te el koymadan önce 15 milyar liradan 6,9 milyar liraya gerilediği belirtilmişti. BDDK verilerine göre, bu mevduatın yüzde 20'sinin akademisyenlere ait olduğu, aynı tarihte Bank Asya'da 168 akademisyen ve eşlerine ait toplam 1 milyar 132 milyon lira bulunduğu tespit edilmiştir.
Bank Asya'yı kurtarmak için FETÖ'nün, akademisyenlerini de harekete geçirdiğinin ortaya çıktığı, Fetullah Gülen'in talimatıyla bankayı kurtarmak için harekete geçen FETÖ'nün, himmet paralarını 5 bin akademisyen üzerinden bankaya yönlendirdiği, bankaya 5 milyar lira yatırıldığı, örgütün Bank Asya'yı kurtarmak için 'himmet akademisi'ni kullandığının ortaya çıktığı, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra bankaya, 5 bin akademisyen üzerinden yaklaşık 5 milyar lira fon yönlendirildiği, bir araştırma görevlisinin hesabından 42,5 milyon lira çıktığının tespit edildiği, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) uzmanlarının 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında Bank Asya hesaplarına yönelik incelemelerinin, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nda (DDK) raporlaştırıldığı görülmüştür.'
İddianamede, 'Şüphelilerin büyük çoğunluğu örgütle bağlantıları nedeniyle ihraç edilmiş ya da hakkında disiplin soruşturması uygulanması nedeniyle olası adli tahkikatta delil bırakmamak için ikametlerinde, dijital materyallerde ve örgütsel dokümanlarda temizlik yaptıkları değerlendirilmiştir.' denildi.
İddianamede, hakim kararı ile el konulan şüphelilere ait dijital materyallerin incelemelerinin henüz tamamlanmadığı ve yoğunluk ile zaman alacağı bilgisi bulunduğundan, dosyanın sürüncemede kalmaması için bu konuya ilişkin rapor geldiğinde derhal mahkemeye sunulmak üzere, beklemeden kamu davasının açılmasının zaruri olduğu vurgulandı.
İtirafçı şüpheliler ByLock'u kabul edip, isim verdiler
İddianamede, 7'si doçent, 16'sı araştırma görevlisi, 12'si memur olmak üzere toplam 22'si tutuklu 3'ü firari 35 şüpheliden, 28'inin örgütün şifreli haberleşme programı olan 'ByLock' kullanıcısı olduğu vurgulanarak, 3 şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanarak hem ByLock programını kullandıklarını kabul ettikleri ve söz konusu programı kimin aracılığıyla indirdiklerini anlattığı kaydedildi. Şüpheli itirafçıların ifadesine de yer verilen iddianamede, örgüte ilişkin bilgilere ve örgüt içerisinde 'ağabey' ve 'abla' konumunda bulunan şüphelilerin isimlerine de yer verdikleri belirtildi.
Şüphelilerin ByLock isimli programı kullanmaları, örgütün çağrısı üzerine Bank Asya'ya yeni hesap açıp ya da açılmış olan hesaplara yüklü miktarda para yatırmaları, örgütsel simge olan 1 doların ele geçirilmesi ve yine örgüt çağrısı üzerine Digitürk platformundan çıkmaları delil olarak gösterilen iddianamede, tüm dosya kapsamında şüphelilerin hakkında yeterli delillerin bulunduğu ve bu nedenle 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Paralel yapı-20 Ocak (2017) 'İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Yapılanması 35 sanık' davası
(20 Mayıs 2017, 17:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: