İzmir'de, Fetö'nün etkin olduğu dönemde TSK'daki rakiplerini devreden çıkarabilmek için açtığı askeri casusluk davasında masum sanıklara kumpas kurduğu iddiasını konu alan FETÖ/PDY soruşturması iddianamesinden çarpıcı detaylar çıkıyor. Etkin pişmanlıktan faydalanarak itirafçı olan mahrem imam Haluk Samay, FETÖ'nün medyadaki en önemli isimlerinden olan ve yurtdışına kaçan gazeteci Tarık Toros için 'Toros'la 1993'te Ankara'ya geldiğinde tanıştım. O dönemde Harp Okulu'nda okuyan ancak isimlerini bilmediğim bazı öğrencilerin sorumlu abisiydi. Askeri okullara girecek öğrencileri, FETÖ 'ye bağlılık derecelerine göre tespit ediyordu' dedi. Gizli tanık Ateş'in ifadesinde ise diğer bir Fetö gazetecisi yer aldı. Ateş, 'Plan doğrultusunda Tuncay Opçin aracılığı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde bulunan subay ve astsubaylara bayan temin ederek gizli görüntülerini çektiler. Daha sonra da bu kayıtları kullanarak (bu kişileri) tehdit ve şantajla örgüt içerisine çektiklerini biliyorum' dedi. Bir diğer gizli tanık Abdullah ise 'Askeri casusluk operasyonundan 1-2 ay önce cemaat abilerinden biri, 'Ruslarla takılan subay-astsubay tanıdığımın olup olmadığını sordu' diyerek detaylar verdi. İddianamede yer alan en çarpıcı tespit ise, bu soruşturma sürecinde örgütün hiyerarşik yapısının tam olarak deşifre edildiği, şüpheli sayısının fazla olması nedeniyle öncelikle Deniz Kuvvetlerindeki bir kısım örgüt üyesine yönelik 7 Temmuz 2016 günü İzmir'de operasyon yapıldığı, operasyonun diğer kuvvet komutanlıklarında veya diğer devlet kurumlarında yapılanan örgüt mensuplarına ve uzantılarına kayabileceği öngörüsünde bulunan Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ), TSK içerisinde uyuyan hücreleri harekete geçirerek 15 Temmuz darbe girişimini yaptığı bildirildi. Konuyla ilgi 1 hafta önce yayınlanan haberimizde, soruşturma savcısı Okan Bato'nun TSK'ya yazı yazarak çok sayıda isimle ilgili bilgi istediği, bu talepten 1 hafta sonra darbenin geldiği belirtilmişti. İddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız kalmasının ardından örgüt üyelerine 'Bylock' üzerinden 13 maddelik acil bir 'alınacak önlemler' mesajı gönderildiği bildirildi. Mesajda, darbe sonrası açılacak soruşturmaların yavaşlatılması için gözaltı ve sorgulamaya alınma durumunda nasıl davranılması gerektiğine dair "13 maddelik örgüt talimatları yer alıyordu. Yine iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt dışı evliliklerin önüne geçebilmek için hazırlattığı 'Evlilik Katalogu'nda, kadınların güzellik ve zeka seviyelerine göre kategorize edildiği, devletin önemli kademelerine sızan bekar militanlarını kontrol edebilmek ve örgüte bağlı kalmalarını sağlamak için onlara eş bulan FETÖ'nün, güzel ve zeki kadınları subay, savcı, hakim, MİT mensupları, rütbeli emniyet mensupları, genç bürokratlar ve örgüt içindeki zengin mütevelli esnafla evlendirdiği dile getirildi.<br><br>Örgüt, diğer kadınları ise FETÖ mensubu öğretmen, polis memuru, astsubay ve kamu kurumlarındaki düz memurlarla nikah masasına oturttu. Gizli tanık ifadeleriyle ortaya çıkan bu gerçek İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın, İzmir'deki 'Askeri casusluk' soruşturmasıyla ilgili hazırladığı FETÖ/ PDY iddianamesinde tüm detaylarıyla anlatıldı. İddianamede ifadelerine yer verilen gizli tanıklar 'Üst düzey kamu görevlileriyle evlendirilecek olan bayanlar FETÖ yapılanmasının birer ajanıdır. Çünkü evli olacakları veya evli oldukları eşlerin tüm mahrem bilgilerini, zaaflarını, hobilerini ve fobilerini FETÖ yapılanmasında bağlı bulundukları imamlara iletirlerdi' dedi.
13.05.2017 19:55 İzmir'de, Fetö'nün etkin olduğu dönemde TSK'daki rakiplerini devreden çıkarabilmek için açtığı askeri casusluk davasında masum sanıklara kumpas kurduğu iddiasını konu alan FETÖ/PDY soruşturması iddianamesinden çarpıcı detaylar çıkıyor.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt dışı evliliklerin önüne geçebilmek için hazırlattığı 'Evlilik Katalogu'nda, kadınların güzellik ve zeka seviyelerine göre kategorize edildiği, devletin önemli kademelerine sızan bekar militanlarını kontrol edebilmek ve örgüte bağlı kalmalarını sağlamak için onlara eş bulan FETÖ'nün, güzel ve zeki kadınları subay, savcı, hakim, MİT mensupları, rütbeli emniyet mensupları, genç bürokratlar ve örgüt içindeki zengin mütevelli esnafla evlendirdiği dile getirildi.
Örgüt, diğer kadınları ise FETÖ mensubu öğretmen, polis memuru, astsubay ve kamu kurumlarındaki düz memurlarla nikah masasına oturttu. Gizli tanık ifadeleriyle ortaya çıkan bu gerçek İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın, İzmir'deki 'Askeri casusluk' soruşturmasıyla ilgili hazırladığı FETÖ/ PDY iddianamesinde tüm detaylarıyla anlatıldı. İddianamede ifadelerine yer verilen gizli tanıklar 'Üst düzey kamu görevlileriyle evlendirilecek olan bayanlar FETÖ yapılanmasının birer ajanıdır. Çünkü evli olacakları veya evli oldukları eşlerin tüm mahrem bilgilerini, zaaflarını, hobilerini ve fobilerini FETÖ yapılanmasında bağlı bulundukları imamlara iletirlerdi' dedi.
ABLALAR DEVREDE
İddianamede , evlilik müessesi için özel kurulan sistemde, örgüt ablalarının sorumlu bulundukları bölgelerde itaatkar ve yapıyla sorun çıkarmayacak genç kızları kategorilere ayırarak, buna göre cemaatin çıkarları doğrultusunda evliliklerini sağladığı kaydedildi. Gizli tanık Zaman, 'Bayanlar üniversite 2. sınıftan itibaren güzellik ve zeka seviyelerine göre kategorize edilirler. En güzel ve en zekileri subay, savcı ve hakimlere, MİT mensuplarına, rütbeli emniyet mensuplarına, genç bürokratlara, savcı ve hakim olacak avukatlara ve zengin mütevelli esnaflara ayrılır. Bu meslek gruplarıyla evlendirilecek olanlar FETÖ yapılanmasının birer ajanıdır.
Çünkü evli olacakları veya evli oldukları eşlerin tüm mahrem bilgilerini, zaaflarını, hobilerini ve fobilerini FETÖ yapılanmasında bağlı bulundukları imamlara iletirler. Bu meslek gruplarındaki kişilerin en mahremleri yasa dışı olarak kayıt altına alınmak suretiyle büyük bir fişleme arşivi oluşturur.
Bu elemeden sonra kalan bayanlar ise FETÖ mensubu öğretmenler, polis memurları, astsubaylar diğer kamu kurumundaki memurlar ile evlendirilmek suretiyle arşivlemeye ve fişlemeye devam edilir. FETÖ yapılanmasında yer alan mensupların tamamına yakını bu şekilde evlendirilir. FETÖ yapılanmasının önem verdiği konumlara göre sırayla seçmeler yaptırılır. Elemelerden sonra en son kategoride yer alan evlendirilecek bayanların kataloğu 'Serrehberde' bulunur' diye konuştu.
KIZINI LİSTEYE EKLE
İtirafçı B.G, 'Örgüt mensubu sorumlu abi tarafından evlendirilecek şahsa önce evleneceği tebliğ edilmekte, akabinde cemaatin elinde bulunan ışık evlerinden yetişerek gelen cemaat mensubu bayanların resim ve bilgilerinin bulunduğu özel bir katalogdan seçim yaptırılmakta, sorumlu abi tarafından seçimi yapılan üç bayan cemaat mensubu evlendirilecek kişiye gösterilmekte ve evlenecek erkek şahıs bu üç kişiden biri ile evlendirilmektedir. Hemen hemen her cemaat mensubu bekar bayanın resim ve bilgileri bu kataloglarda yer almakta olup, evlilik çağı gelen çocuklarını evlendirmek isteyen şahıslar sorumlu abileri aracılığıyla çocuklarını bu kataloglara eklettirmektedirler' dedi. Gizli tanık Abdullah da, ' Cemaat abileri bu tarz evliliklere aracı olduklarında görüşme yapıldıktan sonra evliliği uzatmanın takva sahibi insana yakışmayacağını, bir an önce evlenmek gerektiğini söyler ve evliliği kısa sürede yaptırırlardı' diye konuştu.
ASKERE ÖZEL EŞ
İtirafçı H.Y ' Cemaat içerisinde evlilikler teşvik ediliyor, bekar olan polislere güçlü duygularla cemaat yapısı içerisinde bulunan bayanlar arasından eş bulunuyordu.
Askeri vazifeli yapı elemanlarının evliliği için özel bir sistem bulunmaktaydı. Her ilde bayan hizmeti sorumlularının, tam itaatkar ve yapıyla sorun çıkarmayacak bayanların resimlerinden oluşan katalog düzenliyorlardı.
Evlenecek askeri personele göre hangi bayanın uygun olduğu sorumlu birim tarafından tespit ediliyor ve ailede herkes yapıyla kesin bağlantılı oluyordu' dedi.
İddianamede örgüt mensuplarının deşifre olmaması için alınan önlemlere ilişkin dikkat çekici ayrıntılara yer verildi.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın 43'ü tutuklu 23'ü firari 102 sanık hakkında hazırladığı ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, gizli tanık 'Abdullah'ın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i Pensilvanya'daki ziyaretine ilişkin detaylar yer aldı.
Pensilvanya'da 7-8 gün kaldıklarını beyan eden gizli tanık, 'ikindi sohbetlerine' de katıldıklarını belirterek, eşi ile birlikte örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile görüştüklerini aktardı.
Gülen'e kurmaylık sınavlarını kazanamadığını, bunun için üzgün olduğunu anlattığını kaydeden gizli tanık, şu ifadelerde bulundu:
'Yaşadığım stresten bahsedince bana 'kazanan arkadaşlarımız için sevinelim' diyerek sarıldı. Bana sarılması ve samimi davranışı nedeniyle daha fazla bir şey söyleyemedim. TSK'dan ayrılmak istediğimi dile getirdim. Bana, 'Ayrılman doğru değil, hizmetteki her TSK mensubu hizmet hareketi içinde bizim için çok kıymetli, paranız daha bereketli olur.' dedi.
Eşim ise kurmaylık hakkı bittiği için kapanmak istediğini söyledi. O da eşime 'kapanman doğru olmaz, herkes sizi böyle tanıdı, bu şekilde çok daha fazla dikkat çekersiniz' diyerek müsaade etmedi. Eşimin diğer sorusu ise 'çocuklarımızı tedbir için cemaatin okullarına gönderemiyoruz ne yapmamız gerekiyor?' oldu. Kendisi, cemaatin olduğu anlaşılmayacak özel okullar kurduklarını, bu hususta talimat verdiğini belirterek, 'abilerinizle görüşün, Ankara'daki bu okullara sizi yönlendirsinler. Bu okullar sizin, hakim, savcı ve bürokrat kesiminden özel nitelikle arkadaşlarımızın çocukları okuyabilsin diye kuruldu.' dedi'
'Kanka muhabbeti'
Tanıklardan M.Y'nin Çiğli Ana Jet Üssünde çalıştığı dönemde Zekeriya Kuzu'dan önce 2 üs astsubayının görev yaptığına şahit olduğunu ancak hiçbirine Kuzu'ya tanınan ayrıcalığın tanınmadığını, kendisine cip tahsis edilen Kuzu'nun generaller ve yüksek rütbelilerle 'kanka muhabbeti' yapabildiğini gördüğünü kaydetti.
İddianamede, ifadelerine yer verilen sanık H.S. ise örgüt mensuplarının deşifre olmaması için gizli abdest alması ve ima ile namaz kılınması gerektiği konusunda yönlendirmelerde bulunulduğunu anlattı.
Etkinlik pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanıklardan B.G. de kendilerine ordu içerisinde yer alan 'kripto Ermeni ve Yahudi yapılanmasına karşı savunma niteliğinde İslami bir yapılanma' için görev verildiğinin anlatıldığını aktardı.
Flaş itiraf: Harp Okulu'nun ağabeyliğini gazeteci Tarık Toros yapmış
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Askeri Casusluk soruşturması kapsamında etkin pişmanlıktan faydalanarak itirafçı olan mahrem imam Haluk Samay, FETÖ'nün medyadaki en önemli isimlerinden olan ve yurtdışına kaçan Tarık Toros için 'Toros'la 1993'te Ankara'ya geldiğinde tanıştım. O dönemde Harp Okulu'nda okuyan ancak isimlerini bilmediğim bazı öğrencilerin sorumlu abisiydi. Askeri okullara girecek öğrencileri, FETÖ 'ye bağlılık derecelerine göre tespit ediyordu' dedi.
Yurtdışına kaçan Tarık Toros, daha önce yaptığı açıklamada 'Kaçmadım. Türkiye'deki yaşamımızı sonlandırma kararı aldık' demişti.
Darbeden 6 gün sonra Fetö üyelerine 13 maddelik talimat
İddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminden 6 gün sonra 'Bylock' üzerinden FETÖ üyelerine gönderilen 13 maddelik bildiri ile talimat verildiği de yer aldı.
İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya, İzmir'deki 'askeri casusluk' adıyla bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davası soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yaptıkları ve bazı bilgileri sızdırdıkları öne sürülen FETÖ/PDY üyesi 48'i tutuklu, 23'ü firari toplam 102 kişi hakkında iddianame hazırladı. Sanıkların 10 ila 15'er yıl hapis cezasına çarptırılması istenen iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen hafta kabul edilmesinin ardından, iddianamedeki ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. İddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra örgüt üyelerine 'Bylock' programı üzerinden 13 maddelik bildiri gönderildiği bildirildi.
Darbe girişimi sonrası 13 maddelik önlemde neler var?
İddianamedeki ifadelerde FETÖ üyelerine 'Bylock' programı üzerinden gönderilen 13 maddelik mesajın acil koduyla geçildiği belirtildi. FETÖ üyelerine, 'Bylock' programının silinmesi gerektiği ifade edilirken, telefonların da formatlanması gerektiği örgüt üyelerine bildirildi. Soruşturma kapsamında tutuklanan bir şüpheliye ait laptopta yapılan incelemede talimatla ilgili şu bilgiler yer aldı:
'1- 'Bylock' silinsin. 2- Telefonlar formatlansın. 3- Hanım ve çocuklar mümkünse memlekete gönderilsin. 4- Aramalarda kim refakat edecek hazır olsun. 5- Evimizde dijital hiçbir şey olmasın. 6- Bodymiz kimse irtibatlanılsın. 7- Gözaltı ve sonrasında emniyete hanımlar gitmesin. 8- Görüşmeleri avukatlar yapmalı, aileler avukatlar üzerinden bilgi almalı. 9- Arama kararının bir suretini alıp avukatı ile inceleyip hemen itiraz etsin ve hemen hakime çıkmak istediğini söylesin. 10- Aramalarda kesinlikle avukat istensin ve arama yapacak polislerin üzerinin aranmasını istesin. 11- Arama kararındaki saat ve adrese dikkat etmeli. Tutanak mutlaka okunmalı. İmza aşamasında gerekirse ben imzalamıyorum size güvenmiyorum diyerek imza atılmamalı, aramada usulsüzlükler yapılmışsa bunlar zapt altına alınmalı ve tutanağa geçirilmeli. 12- Bizzat soruşturma dosyasını okumadan kesinlikle ifade vermeyeceğim demeli ve polisin soracağı bütün soruları dinledikten sonra ifademi savcıya vereceğim desin ve susma hakkını kullansın. Savcıya geldiğinde dosyayı incelemek isteyip ondan sonra avukatı ile görüşerek ifade vereceğini söylesin ve itiraz dilekçesini dosyaya eklesin. 13- Ev aramalarında 3-4 tane hatta aramaya gelen polis adedince avukat veya refakatçi olmadan aramaya izin verilmesin. Odalar avukat veya refakatçi beraberliğinde aransın. Birileri aramaya nezaret ederken diğeri kamerayla kayıt yapmalı. Yatak odası mahremiyetinde yapılan aramalar için mutlaka bayan polis talep edilmeli.'
Gizli Tanık Fuhuş Tuzağını anlattı
İddianamede ifadelerine yer verilen gizli tanık Ateş, ticari hayatı gereği FETÖ mensuplarıyla uzun zaman irtibatı olduğunu belirterek, 'askeri gizli bilgi ve belge bulundurma' suçlamasıyla yargılandıkları davada beraat eden 357 sanık ve üst düzey askeri yetkililere kurulan fuhuş tuzağını anlattı.
GAZETECİ TUNCAY OPÇİN DE KUMPASTA ROL ALDI
'ŞANTAJLA ÖRGÜT İÇİNE ÇEKTİLER'
Gizli tanık Ateş, 'Plan doğrultusunda Tuncay Opçin aracılığı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde bulunan subay ve astsubaylara bayan temin ederek gizli görüntülerini çektiler. Daha sonra da bu kayıtları kullanarak (bu kişileri) tehdit ve şantajla örgüt içerisine çektiklerini biliyorum.' beyanında bulundu.
İddianamede, fuhuş tuzağına ilişkin ifadelerine yer verilen gizli tanık Abdullah da geçmişte örgüt içinde yer aldığını ancak bu yapıyla ilişkisini vatana ihanet içinde olduğunu anladıktan sonra 4 yıl önce kestiğini savundu.
GİZLİ TANIK ANLATTI
Gizli tanık, şunları kaydetti:
'Askeri casusluk operasyonundan 1-2 ay önce cemaat abilerinden biri, 'Ruslarla takılan subay-astsubay tanıdığımın olup olmadığını sordu. 'Neden?' diye sorduğumda, 'Bir kısım askeri personel, Rus kadınlar ile yatıyormuş, aslında bu kadınlar Rus casusuymuş, askeri bilgileri toparlıyorlarmış, polislerin abileri soruyor.' dedi. 'Vay canına, içimizde ne hainler varmış.' diyerek tepki göstermiştim ancak böyle bir tanıdığım olmadığı için de kimsenin ismini vermemiştim.
Daha sonra medyadan İzmir casusluk operasyonunu takip ettiğimde gerçekten gözaltına alınan askerlerin casusluk yaptığı algısına kapılmıştım.'
DARBEYİ TETİKLEYEN BU SORUŞTURMA OLDU
İzmir'deki 'askeri casusluk' soruşturmasının iddianamesinde yer alan bilgiye göre, 'İzmir askeri casusluk' soruşturması sonrasında örgütün hiyerarşik yapısının tam olarak deşifre edildiği, şüpheli sayısının fazla olması nedeniyle öncelikle Deniz Kuvvetlerindeki bir kısım örgüt üyesine yönelik 7 Temmuz 2016 günü İzmir'de operasyon yapıldığı belirtildi. Yapılan operasyon sonrası, operasyonun diğer kuvvet komutanlıklarında veya diğer devlet kurumlarında yapılanan örgüt mensuplarına ve uzantılarına kayabileceği öngörüsünde bulunan Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ), TSK içerisinde uyuyan hücreleri harekete geçirerek 15 Temmuz darbe girişimini yaptığı bildirildi.
İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya, İzmir'deki, 'askeri casusluk' adıyla bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davası soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yaptıkları ve bazı bilgileri sızdırdıkları öne sürülen, FETÖ/PDY üyesi oldukları belirtilen 48'i tutuklu, 23'ü firari, toplam 102 kişi hakkında iddianame hazırladı. Sanıkların 10 ila 15'er yıl hapis cezasına çarptırılması istenen iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen hafta kabul edilmesinin ardından, iddianamedeki ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. İddianamede, silahlı terör örgütü FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini tetikleyen operasyonun İzmir'de yapıldığı yer aldı.
Kendinden olmayanları tasfiye etmişler
İddianamede yer alan bilgiye göre, liderliğini Fethullah Gülen'in yatığı FETÖ/PDY terör örgütünün devletin yönetimini ele geçirmek için en önemli kurumlardan olan Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmeyi veya komuta kademesinin büyük bir bölümünü kontrol altına almayı 1970'li yıllarda planladığı belirtildi. Örgütün bu amacına ulaşmak için zaman zaman örgüt mensupları tarafından sahte olarak oluşturulan ihbarlarla adli soruşturma başlatıp örgütün amacı doğrultusunda hizmet etmeyecek kişilerin tasfiye edilmesini sağladığı, zaman zaman da yine ihbarlar veya sosyal medya hesaplarından yapılan karalama kampanyalarıyla birçok askeri personelin terfi almasını engellediği ifade edildi. Özellikle usulsüz raporlarla pilotların uçması veya pilot adaylarının pilot olmamasını sağlanarak TSK içerisinde hücre tipi yapılanmayı gerçekleştirdiği bildirildi.
15 Temmuz'u İzmir'de 7 Temmuz'da yapılan operasyon tetikledi
İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan iddianamede, '2013 yılı ve sonrasında gelişen bir kısım olaylar nedeniyle operasyonlar yapılmaya başlandı. ' İzmir askeri casusluk' sonrasında, örgütün hiyerarşik yapısının tam olarak deşifre edildiği ve soruşturma kapsamında Türk Silahlı Kuvvetler içerisinde yapılanan ve şüpheli sayısının fazla olması nedeniyle öncelikli olarak Deniz Kuvvetlerindeki bir kısım örgüt üyesine yönelik 7 Temmuz 2016 günü operasyon yapıldı. Sonrasında operasyonun diğer kuvvet komutanlıklarında veya diğer devlet kurumlarında yapılanan örgüt mensuplarına ve uzantılarına kayabileceği öngörüsünde bulunan örgütün TSK içerisinde uyuyan hücreleri harekete geçirerek 15 Temmuz 2016 günü darbe teşebbüsünde bulunuldu' ifadesi yer aldı.
Darbeden bir hafta önce yapılan operasyon
İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan sorumlu İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun sürdürdüğü İzmir'deki 'Askeri casusluk kumpası' soruşturmasında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli iki amiral ve dört binbaşı ifadeye çağrıldı. İfade vermeye gelen binbaşı H.Ö. mahkemece tutuklandı. İfadeye gelmeyen 5 subay için yakalama kararı çıkarıldı. FETÖ'cü polisler tarafından haber uçurulduğu ileri sürülen amirallerin kaçtığı ortaya çıktı. Operasyonda Binbaşı H.Ö ile birlikte M.K.C., H.K., Y.Ş., H.T., Ş.Y. ve F.D. tutuklandı. Tutuklanan 7 kişi cezaevine gönderilirken, tutuksuz yargılanmalarına karar verilen R.A. ve Z.D. hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirildi. Zanlıların ordudaki FETÖ üyesi subayların önünü kesen askeri personeli devre dışı bırakabilmek için sahte deliller üretip, bunları da sözde askeri casusluk çetesi üyesi eskort kızların askerle ilişki kurup elde etmiş gibi gösterdikleri ortaya çıktı. FETÖ üyelerinin sözde askeri casusluk operasyonunu düzenleyerek, TSK'da ulusalcı ve Atatürkçü etkin görevdeki subayları tasfiye etmek istedikleri bildirildi. Bu operasyonla FETÖ'nün TSK'daki hücresine ilk defa girildiği belirtildi.
Operasyon
İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında, 'İzmir'deki askeri casusluk soruşturması'ndaki usulsüzlükler ile bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin inceleme ve elde edilen belgeler doğrultusunda, İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ/PDY'ye yönelik farklı zamanlarda düzenlediği operasyonlarda, aralarında Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Mehmet Demirağ, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce ve bazı rütbeli askerlerin de bulunduğu çok sayıda şüpheli gözaltına alınmıştı.
Hakkında yakalama kararı bulunan örgüt elebaşı Fetullah Gülen, örgütün üst düzey yöneticileri Mehmet Ali Şengül, Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Hanefi Sözen, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi ile gazeteci Tarık Toros'un firari olduğu belirtilmişti.
İzmir'deki 'askeri casusluk' soruşturmasında, FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin aralarında meslekten ihraç edilen emniyet mensupları ve mülkiye müfettişlerinin de bulunduğu 68 sanığın yargılanmasına İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanılmıştı.
Gazeteci Toros 'Bylock'" Kullanıcısı Çıktı
15.05.2017 12:09 İzmir'de "askeri casusluk soruşturması"ndaki usulsüzlükler ile bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin iddianamede, firari sanık gazeteci Tarık Toros'un, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu tespitine yer verildi.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın 43'ü tutuklu, 23'ü firari 102 sanık hakkında hazırladığı ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık Toros'un, askeri okullara ve devlet kademesindeki bürokrasiye geçiş için üniversitelere girecek öğrencilerin tespitini yaptığı ileri sürüldü.
İddianamede, Toros'un örgüt mensubu öğrencileri devlet kurumlarına yerleştirdiği, harp okulunda eğitim gören öğrencilere "abi"lik yaptığı belirtilerek, sanığın örgütle bağlantılı öğrencilerin dershanelere kaydolmaları için faaliyetlerde bulunduğu bildirildi.
Toros'un örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarını yerine getirdiği vurgulanan iddianamede, "TSK'ya yerleştirilen FETÖ/PDY mensubu askeri öğrencilerin birimlerindeki askeri personel ve öğrenciler hakkında genel ve özel bilgileri (etnik kimlikleri, siyasi görüşleri, aile yapısı, alkol-kadın-para ve makam olarak adlandırılan zaafları vb.) hususunda raporlar düzenleyerek yapmış oldukları fişlemeleri örgüt içi sorumlularına ilettikleri göz önüne alındığında, örgüt yapısı içinde Tarık Toros'un sorumluluğu altındaki örgüt mensuplarına fişleme yapılması talimatını vererek TSK personeli hakkındaki bilgileri toplamış olabileceği anlaşılmaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Lise ve ortaokul sorumlusu
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanık H.S'nin Toros ile ilgili verdiği ifadeler de iddianamede yer aldı.
Sanık Toros ile 1994'te Ankara'nın Balgat bölgesinde örgüt adına faaliyet yürüttüklerini anlatan H.S, şunları kaydetti:
"Örgütte önemli görevleri bulunan sanık Toros, lise ve ortaokul öğrencilerinden sorumluydu. Örgütte lise ve ortaokul talebe mesulünün en önemli vazifesi, askeri okullara girecek öğrencilerin FETÖ'ye bağlılık derecesine göre tespitlerini yapmaktı. Yine üniversite sınavına girecek öğrencilerin de bağlılık derecelerine göre harp okulu, hukuk fakültesi, siyasal bilimler fakültesi gibi bürokrasiye geçiş sağlayacak öğrencilerin ve okulların tespitiydi. Lise mesulü bunun dışında üniversiteye hazırlık dershanelerine kayıt işlemlerini takip ederdi. Bunun amacı ise FETÖ'ye dershanecilik yoluyla kazanç temin etmekti."
İddianamede, 10 Mart 2016'da İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan yurt dışına çıktığı belirlenen Toros'un, örgütün gizli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı tespitine yer verildi.
Programın 10 Ekim 2014'te firari sanık Toros'un cep telefonuna yüklediğine ilişkin sorgu ekranı da iddianameye konuldu.
Firari olan, örgütün sözde üst düzey yöneticilerinden Mehmet Hanefi Sözen ve Toros arasında çok sayıda telefon görüşmesi kaydı bulunduğuna işaret edilen iddianamede, Toros ile ilgili MASAK raporu da delil olarak sunuldu.
Darbeyi tetikleyen o dava açıldı
Paralel yapı-07 Temmuz (2016) 'İzmir askeri casusluk kumpası ve TSK yapılanması 102 sanık' davası
Paralel yapı-Gizlenme taktikleri/teknikleri
(13 Mayıs 2017, 19:55), son güncel.: (15 Mayıs 2017, 12:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: