Kırklareli'de, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, İstanbul'daki darbe girişimine destek vermek amacıyla 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından çıkma hazırlığı yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan ve ilk kez hakim karşısına çıkan 15 tutuklu eski askeri personelin yargılanmasına başlandı.
13.05.2017 20:37 Kırklareli'de, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, İstanbul'daki darbe girişimine destek vermek amacıyla 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından çıkma hazırlığı yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan ve ilk kez hakim karşısına çıkan 15 tutuklu eski askeri personelin yargılanmasına başlandı.
08.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
TSK'dan ihraç edilen 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak'ın da aralarında olduğu 15 tutuklu sanık, ceza infaz kurumu ring araçlarıyla yoğun güvenlik önlemleri altında salona getirildi. Halk Eğitim Merkezi'nde oluşturulan 2. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu çevresinde İl Emniyet Müdürlüğü'nce, geniş güvenlik önlemleri alındı. Sanık yakınları, salon girişinde oluşturulan polis kontrol noktasından geçirilerek içeri alındı.
Sanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe tarafından iddianame okundu.
Öte yandan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz da, mahkemeye iddia makamı olarak katıldı.
İddianamenin okunması sonrası duruşma, TSK'dan ihraç edilen 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak'ın savunmasıyla devam etti.
Koçak, savunmasında üzerine atılı bulunan suçlamaları reddederek, FETÖ ile ilgili hiçbir bağının olmadığını ileri sürdü.
Büyük bir yanlış anlaşılma sonucu 10 aydır tutuklu bulunduğunu öne süren Koçak, kendisinin terörle mücadele kapsamında yıllarca dağlarda çatışmalara girdiğini, kolu ve göğsünden vurularak, bir gazi, bir subay olarak görevinin başında bulunduğunu söyledi.
'FETÖ soruşturmaları kapsamında at izi ile it izinin birbirine karışmış' durumda olduğunu savunan Koçak, soruşturmaların titizlikle yapılması gerektiğini belirtti.
Darbe girişiminden önce askeri birliklere yönelik terör saldırısı olacağı istihbarat bilgisine ulaştığını anlatan Koçak, '12 Temmuz'da Kırklareli Valiliğinde düzenlenen asayiş ve güvenlik toplantısında MİT tarafından terör örgütlerinin Çorlu'da eylem yapılacağı bilgisi verildi. Alınan duyum kritik bir bilgiydi. Tehlikenin sadece Çorlu değil, hedef yanıltmak için güvenlikleri az olan hudut karakollarına olabileceğini düşündüm. Ardından hudut karakollarına giderek incelemelerde bulunmak istedim.' diye konuştu.
Darbe girişiminden bir hafta önce ailesinin tatil yapması için İğneada'da jandarma misafirhanesinden yer ayırttığını ifade eden Koçak, 14 Temmuz'da kendi sivil aracı ile ailesini İğneada'ya götürdüğünü bildirdi.
İğneada'da hudut bölüğünü de ziyaret ederek incelemelerde bulunduğunu dile getiren Koçak, savunmasını şu şekilde sürdürdü:
'14 Temmuz gecesi Edirne'ye giderek Kolordu Komutan Vekili Hidayet Arı ile yemek yiyerek görüş alışverişinde bulunduk. 15 Temmuz günü normal mesaime gittim. Öğleden sonrada yeniden incelemelerde bulunmak üzere resmi aracım ile İğneada'ya gitmek üzere yola çıktım. İncelemelerin ardından ailemin bulunduğu misafirhaneye geçtim. Daha sonra ailemle birlikte sahile giderek denize girdik. Misafirhaneye geri döndüğümde halamın eşinin vefat ettiği bilgisini aldım. Cenaze törenine katılmak üzere geri dönmeye karar verdim. Şoförümü arayarak geri döneceğimi ve gelirken acele etmelerini ve dikkatli olmalarını istedim. Bu arada darbe girişimine yönelik haberler çıkmaya başlamıştı. Bu gelişmeleri gördüğümde cenazeye gitmeyi bırakıp tugayın başına dönmeye karar verdim.'
'Darbe girişimine asla destek vermedim'
Darbe girişiminin yaşandığı gece görevinin başında olduğunu aktaran Koçak, kendisine kapalı zarf içerisinde verilen sıkı yönetim emirlerine uymadığını ileri sürdü.
Kendisini üst komutanlıklardan arayarak darbe girişimine destek vermesi yönündeki hiçbir emri yerine getirmediğini öne süren Koçak, kışla içerisinde eylem yapılabileceğinden dolayı tüm personeli göreve çağırdığını ve tedbirlerin arttırılması yönünde emirler verdiğini ifade etti.
5. Kolordu Komutanı Alparslan Erdoğan'ın talimatı ile darbecileri bastırmak amacıyla KOKTOD ekibini hazırlattığını vurgulayan Koçak, 'Ancak hiçbir personelin ve askeri aracın kışladan çıkması için emir vermedim. O gece yanlış anlaşılma olmaması için nöbet değişimini bile gerçekleştirmedim. Sıkı yönetim komutanları listesinde ismimin neden olduğunu bilmiyorum. Belki Kırklareli'nde tek general olduğum için olabilir, bu durum darbeye destek verdiğim anlamına gelmez. Listede olmam tutuklanmak için bir sebep olamaz. Darbe girişimine asla destek vermedim.' dedi.
Üzerinden çıkan 1 dolar ile 5 doların rahmetli· annesi·ni·n hac dönüşü kendi·si·ne verdiği hatıra olduğunu veya yurt dışı görevi sonrasında kalmış olabileceğini bildiren Koçak, bu paraların FETÖ ile bir bağının olmadığını savundu.
Darbe girişiminin yaşandığı gece birlikteki tanların çalıştırılmasından haberdar olmadığını iddia eden Koçak, tankların dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı çalıştırılmış olabileceğine aktardı.
Öğle arasından sonra devam edilen duruşmada, TSK'dan ihraç edilen 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak, sabah başladığı savunmasını sürdürdü.
Koçak, savunmasında, iddianamede yer alan darbe girişiminden sonra 'Komutanı kimseye vermeyin' cümlesini kendisinin söylemediğini ileri sürdü.
Kendisinden başka birinin böyle bir emir verip vermediğinden bilgisinin olmadığını belirten Koçak, savcı ve polise direnme gibi bir niyetinin bulunmadığını da kaydetti.
'Komutanı kimseye vermeyin' cümlesinin söylenmiş olsa bile, kötü niyetle söylenmiş olabileceğini düşünmediğini ifade eden Koçak, 'Darbeye katkı sağlayacak hiçbir fiilim olmadı. Kelleyi koltuğa alarak, emirlerini yerine getirmedim. İmkan olduğu halde kaçmadım. Ben asla böyle bir emir vermedim. Zaten ben böyle bir emir vermiş olsaydım, kendim gidip teslim olmazdım. Ben, o gece bana verilen emir gereği diğer personeli göreve çağırdım. Bunun sorumlusu ben değilim. Bunun sorumlusu dönemin komutanı Alparslan Erdoğan ile Ümit Dündar'dır.' diye savunma yaptı.
Koçak, ağabeyi ile arasındaki para transferlerinin ise yaşlı babasının bakımı için olduğunu savundu.
Görevinden ihraç edilen tutuklu sanıklardan astsubay Ahmet Bulutlu da savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Darbe girişimi ile ilgili hiçbir ilgisinin bulunmadığını iddia eden Bulutlu, üzerine atılan iftiralar nedeniyle burada bulunduğu öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe'nin 'Savunmanız bittiyse yerinize geçebilirsiniz' demesi üzerine Bulutlu, 'emredersiniz komutanım' demesi salondaki tutuklu sanık, avukat ve dinleyicilerin gülmesine neden oldu. Bulutlu, mahkeme heyetinden özür dileyerek, yerine geçti.
Tutuklu sanıklardan bölük komutanı Ahmet Şahin de darbe girişiminin yaşandığı gece telefonla aranması üzerine göreve gittiğini ve Fetullah Gülen'in şarlatan ve gözü dönmüş biri olduğunu vurguladı.
'Polis, savcı ve hiç kimseyi içeriye almayın'
Tutuklu sanıklardan ve görevinden ihraç edilen 2. bölük komutanı Dahi İbrahim Bilgiataç ise darbe girişiminin yaşandığı gece nöbetçi amiri olarak görevli olduğunu belirtti.
Üst komutanı İ.D'nin kendisine verdiği 'Polis, savcı ve hiç kimseyi içeriye almayın' emrini nöbetçilere aktardığını anlatan Bilgiataç, verilen emrin darbe ile bir bağının bulunduğunu düşünmediğini aktardı.
O gece kışlada emir ve komutanın kendisinde olduğunu ifade eden Bilgiataç, maksadının kışlanın güvenliğini sağlamak olduğunu iddia etti.
Duruşma, topçu tabur komutanı Efendi Haspolat'ın savunmasının alınmasının ardından sona erdi. Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Tutuklu sanıklar, salondan geniş güvenlik önemleri altında çıkarılarak ceza infaz kurumuna götürüldü.
09.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
TSK'dan ihraç edilen 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak'ın da aralarında olduğu 15 tutuklu sanık, ceza infaz kurumu ring araçlarıyla yoğun güvenlik önlemleri altında salona getirildi. Halk Eğitim Merkezi'nde oluşturulan 2. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu çevresinde İl Emniyet Müdürlüğünce, geniş güvenlik önlemleri alındı. Sanık yakınları, salon girişinde oluşturulan polis kontrol noktasından geçirilerek içeri alındı.
Duruşma TSK'den ihraç edilen üsteğmen Gökhan Bayniş'in savunmasıyla başladı.
Bayniş, hakkındaki suçlamaları reddederek, FETÖ ile hiçbir bağının bulunmadığını ileri sürdü.
Darbe girişimin yaşandığı gece Şehit Haydar Süner Kışlası'nda nöbetçi amir olarak görevli olduğunu belirten Bayniş, 15 Temmuz gecesi saat 22.30 sıralarına kadar hiçbir askeri hareketlilik olmadığını söyledi.
Gece eski Tuğgeneral Koçak'ın kendisini arayarak kışlaya geleceğini ve kriptolu telefonla görüşme yapacağını söylemesi üzerine santral odasına gittiğini ifade eden Bayniş, kriptolu telefonların arızalı olması nedeniyle görüşmeler yapılamadığını anlattı.
İlerleyen saatlerde sıkı yönetim emri geldiğini dile getiren Bayniş, 'Darbe girişiminin yaşandığı gece Suriye ile savaşa girdiğimizi sanarak tedbirleri attırdık. Darbe olacağını hiç düşünmedim. O gece KOKTOD ekiplerininde hazırlığını gördüğümde tedbirlerin arttırılmasında acele edilmesi gerektiğine kanaat verdim. Bu sırada 'Harekat yıldırım' ikazıyla sıkı yönetim mesajı geldi. Mesaja baktığımda sıkı yönetim emrini gördüm ve çok şaşırdım. Baştan tatbikat sandım ama bu tatbikatı da bir hafta önce yapmıştık.' şeklinde savunma yaptı.
Ani müdahale mangasının nizamiyede hazır bekletildiğini anlatan Bayniş, manga komutanına dışarı çıkmamaları konusunda emir verdiğini bildirdi.
Savcı, askeri personel ve polisin kendisinden habersiz kışlaya giriş çıkış yapmaması yönünde emir verdiğini dile getiren Bayniş, 'O gece kimin kazanacağını görmeden tarafımı belli ettim. Ben hep darbecilerin karşısında durdum. Mühimmat alınmaması yönünde talimat verdim. Koçak, toplantı düzenlediğinde de sürekli darbecilerin karşısında olduğunu söylemesi üzerine hiçbir durumdan şüphelenmedim.' dedi.
Darbeci komutanı korumak için tedbir alınmış
Tutuklu sanıklardan bölük komutanı Emin Aksu ise darbe girişiminin yaşandığı gece eski tuğgeneral Bekir Koçak'ı korumak için tedbirleri arttırdıkları bilgisini paylaştı.
Komutanı korumak için 4 uzman çavuşu görevlendirdiklerini anlatan Aksu, uzman çavuşlara ikişer şarjör mühimmat verdiklerini söyledi.
Görevlendirilen uzman çavuşların tecrübeli ve soğukkanlı kişilerden seçildiğini aktaran Aksu, şöyle devam etti:
'Görevim karargahın emniyetini almaktı. Amacım asla darbeci bir komutanı korumak değildi. Faaliyetlerin her birini emirler çerçevesinde yaptım. Koçak'ın darbeye karşı olduğumuzu söylemesi ve bu maksatla KOKTOD hazırlığı yapılması nedeniyle verilen müteakip emirleri hiçbirinin darbe saiki ve art niyetli olduğunu düşünmedim. Faaliyetlerin hiçbirini suç kasıtlı ve art niyetli yapmadım.'
Öğle arasından sonra devam eden duruşmada, binbaşı İlker Birel'in savunması alındı.
Birel, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, hiçbir terör örgütü ile bağının bulunmadığı öne sürdü.
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece tugay nöbetçi amiri olarak görev yaptığını belirten Birel, o gece gelen sözde sıkıyönetim emrini ilk sayfasını okuduktan sonra eski tuğgeneral Bekir Koçak'a vermek üzere zarfladığını ifade etti.
Ardından Koçak ile cep telefonu ile görüştüklerini anlatan Birel, 'Komutanım çok önemli bir emir var. Okumadan zarfladık. Size vermeyi bekleyeceğim' dedim. Komutan da 'emir mi var' diye sordu. 'Evet ben de ne olduğunu anlayamadım' dedim. 'Personeli mesaiye çağırın kışla emniyet tedbirlerine dikkat edin ben geliyorum' dedi. Ardından telefonu kapadı.'
Koçak'ın gelmesinin ardından makam odasında toplantı düzenlendiğini aktaran Birel, o gece hiçbir aksi harekette bulunmadıklarını ileri sürdü.
Birel, nizamiye görevlilerine 'Savcı, polis doğrudan içeriye alınmasın, giriş çıkış olmasın' diye talimat verdiğini ifade etti.
Duruşmanın ikinci gününde 9 sanığın savunmaları tamamlandı.
Sanıklar geniş güvenlik önemleri altında duruşma salonundan çıkarılarak ring aracına bindirildi.
10.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
TSK'dan ihraç edilen 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak'ın da aralarında bulunduğu 15 tutuklu sanık, ceza infaz kurumu ring araçlarıyla yoğun güvenlik önlemleri altında salona getirildi. Halk Eğitim Merkezi'nde oluşturulan 2. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu çevresinde İl Emniyet Müdürlüğünce, geniş güvenlik önlemleri alındı. Sanık yakınları, salon girişinde oluşturulan polis kontrol noktasından geçirilerek içeri alındı.
Sanıkların tamamının katıldığı duruşmada, TSK'dan ihraç edilen Babaeski 1. Zırhlı Tugay Komutanı eski Kurmay Albay Güngör Gündoğdu'nun savunması alındı.
Darbe girişimiyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri süren Gündoğdu, darbe girişiminin yaşandığı gün Kuşadası'nda tatil yaptığını söyledi.
FETÖ'ye bağlı askeri personelin 'Trakya sorumlusu' olduğu öne sürülen 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı eski Albay Uzay Şahin'in devre arkadaşı olduğunu belirten Gündoğdu, zaman zaman Şahin ile görüştüklerini anlattı.
Şahin'in 14 Temmuz günü kendisini aradığını belirten Gündoğdu, savunmasını şöyle sürdürdü:
'Devre arkadaşım Uzay Şahin 14 Temmuz'da beni arayarak, ailesiyle Yunanistan'a tatile gittiğini ve bu nedenle Babaeski'de bir süre dinlenmek istediğini belirtti. Ben de konutumu kendilerine tahsis ettim. Daha sonra Uzay Şahin, beni arayarak 'Teşekkür ederim, bir dahakine beni daha iyi karşılamanı bekliyorum. Bu arada ailemle gelmedim, sana şaka yaptım. Edirne'den araba almaya geldim' dedi. Ben de 'Oğlum ne yaptığını anlayamadım' dedim ve telefonu kapadık. 16 Temmuz'da görevime geldiğimde, Uzay Şahin, Hidayet Arı ile Murat Çelebioğlu'nun evimde buluştuklarını öğrendim. Arkadaşımın beni kandıracağını nereden bileyim ki?'
Türk milleti aleyhine hiçbir eylem ve söylemde bulunmadığını iddia eden Gündoğdu, 'Uzay Şahin, Hidayet Arı ve Murat Çelebioğlu'nun FETÖ ile bağlantılı olduklarını bilmiyordum. Uzay Şahin zaten o gün resmi bir görevle gelmedi. Bu nedenle ben de yardımcımı arayarak resmi tören yapılmaması konusunda uyarıda bulundum.' dedi.
Darbe girişiminin yaşandığı gece sabaha kadar uyuyamadığını ifade eden Gündoğdu, konutunu devre arkadaşına iyilik yapmak amacıyla tahsis ettiğini sözlerine ekledi.
Duruşmaya daha sonra TSK'dan ihraç edilen astsubay Eyüp Hamedan'ın savunmasıyla devam edildi.
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece kışlada nöbetçi astsubay olarak görev yaptığını belirten Hamedan, o gece emirsiz hiçbir usulsüz faaliyette bulunmadığını söyledi.
Bazı askeri personelin ATM'den para çektiğini gördüğünü anlatan Hamedan, gelen uyarılar sonrası ATM'nin önünün boşaltıldığını sözlerine ekledi.
Öğle arasının ardından devam eden duruşmada, tutuklu sanık İl Jandarma Komutan Vekili Mehmet Metin Omur'un savunması alındı.
Savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddeden Omur, hiçbir terör örgütü ile bağının bulunmadığı öne sürdü.
Omur, 9-16 Temmuz tarihlerinde İl Jandarma Komutanlığına vekalet ettiğini aktararak, darbe girişiminin yaşandığı gece resmi mesajlaşma kanalıyla gelen 'sıkı yönetim emri'ni görerek, bilgi almak amacıyla 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Bekir Koçak'ın yanına gittiğini söyledi.
Gelen sıkı yönetim emrini işleme koymadığını ifade eden Omur, 'O gece hiç kimse darbenin başarılı ya da başarısız olunacağına dair bir tahminde bulunamaz. Kalkışmanın olacağını ön görmem, il jandarma komutanının izne ayrılmasını sağlamam mümkün değildir. Olay tarihinde jandarma komutanı görevinin başında olsaydı, bana vereceği emirlere göre hareket edecektim. Jandarma Genel Komutanlığı ve Edirne Jandarma Komutanlığını arayana kadar, gelen sıkı yönetim emrinin kanunsuz bir emir olduğu yönünde hiçbir bilgi gelmedi. Tugay komutanlığına talimat ya da icazet almak maksadıyla değil, bilgi almak maksadıyla gittim. Tugay komutanlığına gitmemden dolayı darbeci ilan edildim. Sorgulanacak tek hareketim, tugay komutanlığına bilgi almak için gitmemdir.' diye konuştu.Omur, tugay komutanlığına gitmeden önce ve gittikten sonra darbe girişimiyle ilişkilendirilecek hiçbir söyleminin ya da eylemim olmadığını ileri sürdü.
Bir üstüne danışmak için tugay komutanlığına gittiğini savunan Omur, şunları kaydetti:
'Herkes bilir ki böyle durumlarda rütbece büyüğe danışmak en doğal davranıştır. Tugay komutanının odasına girdim kendisine sıkı yönetim emrini bilgisi olup olmadığını sordum. Koçak bana evraktan haberi olmadığını, yeni gördüğünü ve inceleyeceğini söyledi. Ben de sayın valimizin kriz merkezinde beni beklediğini ifade ederek tugaydan ayrıldım. Evrakta Bekir Koçak'ın sıkı yönetim komutanı olduğunu görmüştüm. Kırklareli Valisi Esengül Civelek'in aramalarını açmamamda herhangi bir kastım yoktur. Makam telefonundan çok fazla arama gelmediği için dikkat etmemiştim. Cevap vermemem, tamamen aramaları fark etmememdir. Vali hanım, geç kaldığımı ve nerede olduğumu sordu. Ben de 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına sıkı yönetim emri hakkında bilgi almaya gittiğimi söyledim.'
Duruşmada, eski kurmay başkanı Murat Erdoğan'ın savunması alındı.
Erdoğan, savunmasında, hiçbir terör örgütü ile bağının bulunmadığını iddia etti.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Erdoğan, darbe girişimini televizyondaki haberlerden öğrendiğini ileri sürdü.
Darbe girişiminin yaşandığı gece kendisini eski tuğgeneral Koçak'ın göreve çağırdığını anlatan Erdoğan, tugay nöbetçi amirinden 4 adet sözde sıkı yönetim emri geldiğini öğrendiğini belirtti.
Sıkı yönetim emrini bir süre incelemesinin ardından yasal olmadığını düşündüğünü ifade eden Erdoğan, harekat yıldırım koduyla geldiğini bildirdiği emre karşılık hiçbir işlem yapmadığını öne sürdü.
Emri zarf içerisine koyarak Koçak'a teslim ettiğini bildiren Erdoğan, 'Sıkı yönetim emrini tugay komutanı tugaya gelir gelmez verdim. Makamına geçerek kriptolu telefondan kolordu komutanıyla görüşmeye çalıştı. Daha sonra birlik komutanlarıyla makamında toplantı yaptı. Bir yandan da sıkı yönetim emrini inceledi. Emrin kanunsuz 'Kanunsuz saçma bir emir uygulamayın' diye söyledi. O akşam ben hiç kimseye kanunsuz bir emir vermedim.' diye savunma yaptı.
Duruşmanın üçüncü gününde 12 sanığın savunmaları tamamlandı.
Sanıklar geniş güvenlik önemleri altında duruşma salonundan çıkarılarak ring aracına bindirildi.
11.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
TSK'dan ihraç edilen 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak'ın da aralarında bulunduğu 15 tutuklu sanık, ceza infaz kurumu ring araçlarıyla yoğun güvenlik önlemleri altında salona getirildi. Halk Eğitim Merkezi'nde oluşturulan 2. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu çevresinde İl Emniyet Müdürlüğünce, geniş güvenlik önlemleri alındı. Sanık yakınları, salon girişinde oluşturulan polis kontrol noktasından geçirilerek içeri alındı.
Duruşmada 15 sanığın ve avukatlarının savunmaları ile 3 tanığın ifadeleri tamamlandı.
Kurmay albay Osman Nuri Yıldırım, savunmasında, FETÖ terör örgütü ile hiçbir bağının olmadığını ileri sürdü.
Oğlunun 2014 yılında FETÖ ile bağlantılı bir dershaneye gittiğini kabul eden Yıldırım, o dönemde o dershanenin FETÖ ile iltisaklı olduğunu bilmediğini iddia etti.
Tek amacının oğlunun kaliteli bir eğitim almasını sağlamak olduğunu savunan Yıldırım, oğlunun eğitim görmesi sebebiyle dershaneye ücret ödediğini, hiçbir şekilde himmet vermediğini öne sürdü.
Kırklareli'de kimseyi tanımadığını ifade ederek dershaneleri kısa süreli araştırma sonucunda herkesin bu dershaneyi önermesiyle oğlunu kaydettirdiğini savunan Yıldırım, 'Etrafımıza sorduk soruşturduk. Gerek halktan gerekse kızımı kayıt yaptırdığım devlet okulu personelinden en iyi dershanenin bunlar olduğunu öğrendik. Ben de terör örgütü ile bağlantısını bilmediğimden dershaneye oğlumun ve kendimin isimlerimizle kayıt yaptırdım. Kendi kredi kartımla ödeme yaptım. Amacım onlara destek olmak değildi. Darbe girişiminden sonra ne olduğunu öğrendim. Ödediğim ücret himmet olsaydı ya da örgütle ilişkilerini bilmeme rağmen kayıt yaptırsaydım sahte bir isimle kayıt yaptırarak ya da hiç kayıtsız olarak göndermez miydim?' sözlerini kendini savundu.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Yıldırım, 10 gün önce görevinden ihraç edildiğini belirterek, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmanın dördüncü gününde 15 sanığın ve avukatlarının savunmaları ile 3 tanığın ifadeleri tamamlandı.
Sanıklar, geniş güvenlik önemleri altında duruşma salonundan çıkarılarak ring araçlarıyla cezaevine götürüldü.
İDDİANAME VE DAVA
Askeri personelin Trakya sorumlusu olduğu öne sürülen ve kırmızı bültenle aranan 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı Albay Uzay Şahin'in de aralarında bulunduğu sanıklar hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
'20 bin asker hazır' mesajı
Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede FETÖ'ye bağlı askeri personelin 'Trakya sorumlusu' olduğu öne sürülen 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı eski Albay Uzay Şahin'in, darbe girişiminden bir gün önce WhatsApp'tan 'Trakya'da 20 bin asker hazır' mesajı gönderdiğine yer verildi.
Darbecilerin oluşturduğu WhatsApp grubunda bulunan ve 15 Temmuz gecesi yapılan görüşmelerde çeşitli talimatlar verdiği belirlenen Şahin'in, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı eski Tuğgeneral Bekir Koçak ve diğer askeri personel ile bağlantı kurup toplantı için hazır olmaları talimatı verdiği belirtildi.
Öte yandan iddianamede, Koçak'ın FETÖ terör örgütlerince Babaeski, Edirne ve İğneada'daki toplantılara katılarak, kışladaki birliklerin İstanbul'a gitmek üzere hazırlatıldığını bilgisine yer verildi.
Koçak'ın isminin sıkı yönetim komutanların listesinde isminin bulunduğunun belirtildiği iddianamede, darbe girişiminin yaşandığı gece valilikte düzenlenen toplantıya katılmadığı ve tutuklandıktan sonra üzerinde, terör örgütü içerisindeki hiyerarşide şifre amaçlı kullanıldığı değerlendirilen '1 dolar' ve '5 dolar' ele geçirildiği bildirildi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen Koçak, 17 Temmuz'da gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanmıştı.
İLK DAVADA 81 SANIK YARGILANIYOR
Öte yandan Kırklareli'ndeki Darbe faaliyetleri konusunda daha önce açılan bir başka dava daha var. Lüleburgaz 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı kışladan kalkışmaya destek verdikleri iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında eski Tuğgeneral Cemalettin Doğan ve eski Yarbay Latif Çiçek'in de aralarında bulunduğu, 38'i tutuklu 81 sanığın yargılanması sürüyor. Davada, darbe girişimi sırasında Lüleburgaz 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı kışladan, zırhlı askeri araçlarla İstanbul'a gitmek üzere yola çıkan ve vatandaşlar tarafından otoban girişinde durdurulan askeri personel yargılanıyor.
Paralel yapı-13 Mart (2017) 'Kırklareli Darbe Yapılanması 16 sanık' davası
Paralel yapı-27 Aralık (2016) 'Kırklareli Darbe Yapılanması 81 sanık' davası
(13 Mayıs 2017, 20:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: