Erdoğan'a Suikast Girişimi davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam edildi.

06.05.2017 21:07 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada ara karar verilmesi bekleniyor.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada ara karar verilmesi bekleniyor.

05.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince, adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının konferans salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar, geniş güvenlik önlemleri eşliğinde getirildi. Binanın bahçe kısmında araçlardan indirilen sanıklar, jandarmalar tarafından duruşma salonuna alındı. Salonda sanıkların yakınları ve taraf avukatları da hazır bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da aralarında olduğu 25 kişi ile Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün de müdahillik talebi kabul edilen davanın ikinci duruşması 28 Nisan'da verilen aranın ardından yeniden başladı.

Duruşmanın bugünkü kısmında tarafların deliller ve talepleriyle ilgili beyanlarını alacak mahkeme heyetinin ara kararını açıklaması bekleniyor.

İkinci duruşmanın ilk 5 gününde 18 tanık dinlenmişti.

Duruşmanın 5. gününde de dava dosyasına gönderilen deliller ve tanık ifadeleri okundu. Tarafların isteği ve mahkemenin bakacağı başka davaların da bulunması nedeniyle 28 Nisan'da ara verilen duruşmaya bugün devam edilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 25 kişi ile Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün de müdahillik talebi kabul edilen davanın, ikinci duruşmasında mahkeme heyeti bazı sanık ve sanık avukatlarını dinleyerek ara kararını açıklayacak.

Ara kararda, avukatları aracılığıyla davaya müşteki sıfatıyla katılma başvurusu yapan Başbakanlık'ın yanı sıra suikast girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ın taleplerinin de karara bağlanması bekleniyor.

Ara kararda ayrıca mahkemeye ikinci kez 'gizli tanık' olarak ifade vermek için başvuruda bulunan ve kimliği açıklanmayan kişinin bu talebinin kararlaştırılması öngörülüyor.

Mahkeme heyetinin açıklayacağı ara kararın ardından ikinci duruşmanın sora ermesi ve davanın üçüncü duruşmasının ise 5-9 Haziran tarihlerinde yapılması planlanıyor.

43 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi

İkinci duruşmanın sonlarına doğru davanın savcısı Ali Cenk Düzgün, toplanan delillerin yeterince açıklığa kavuştuğunu belirterek, esas hakkındaki mütalaasını sundu.

Mütalaasında eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in, Ankara'daki villada darbe planlarının hazırlandığı toplantıya katıldığına işaret eden Düzgün, sanığın bu toplantıda suikastı gerçekleştirmekle görevlendirildiğini belirtti.

Suikast girişimini planlamak ve yönetmekle suçladığı Sönmezateş'in operasyona katılacak ekibi belirlemek için sanıklardan eski Binbaşı Şükrü Seymen ve eski Binbaşı Taner Berber'e görev verdiğini kaydeden Düzgün, suikast girişimine katılan Özel Kuvvetler ekibini Seymen'in, Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibini ise Berber'in oluşturduğunu anlattı.

Davanın bir numaralı sanığı FETÖ'nün elebaşı firari Fetullah Gülen ile diğer firari sanıklar Özcan Karacan ve Burkay Karatepe'nin dosyalarının, mahkemenin karar verme sürecini uzatacağı gerekçesiyle bu davadan ayrılmasını isteyen Düzgün, mütalaasında sanıklardan 43'ü için ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Savcının mütalaasını erken açıklayarak savunma tarafını baskı altına alıp, adil yargılanma ilkesini çiğnediğini iddia eden sanık avukatlarından birisi, savcının mütalaasını sunmasına izin veren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ için 'reddihakim' istedi. Diğer sanık avukatları ise bu isteği yerinde bulmadıklarını vurguladı.

Duruşmaya verilen arada yapılan değerlendirme sonunda 'reddihakim' talebi reddedildi.

Tanık ifadeleri sanıkların ifadeleriyle çelişti

Dinlenen 18 tanıktan birçoğu, sanıkların daha önceki ifadelerini yalanladı.

Çiğli 2. Ana Jet Üssü'nde 15 Temmuz 2016 gecesi helikoptere bilerek arıza yaptıran ve suikast girişimine katılmayan Pilot Yarbay Bahattin Akgül'ün anlattıkları, Marmaris'e suikast timini götüren pilotlar eski 3. Kara Havacılık Alay Komutanı Albay Murat Dağlı ve Pilot Albay Zeki Göçmen'in teşebbüsten haberdar olmadıkları yönündeki iddialarının yalan olduğunu gösterdi. Akgül, ifadesinde, Göçmen'in girişim gecesi, 'Biz yarın ya kahraman olacağız ya da vatan haini.', Dağlı'nın ise 'Şu anda tarihe tanıklık ediyorsunuz hatta tarihin içindesiniz.' dediğini aktardı.

Mahkeme Başkanı Baştoğ, daha önce bilirkişiye çözümlenmesi için verilen suikast girişimi gecesi Marmaris'teki 112 Acil Servis hattına ait görüşme kayıtlarının saat 22.00 ile 03.00 arasındaki kısmının hazırlandığı kayıtları okudu.

Duruşmada okunan kayıtlara göre, bazı sanıkların iddialarının aksine bu saatler arasında Marmaris'te herhangi bir silahlı çatışma ve buna bağlı yaralanmayla ölüm olmadığı kaydedildi. Şehit polis memuru Nedip Cengiz Eker ile ilgili ambulans kayıtlarında ise saat 03.56'da ambulansın istendiği, 04.35'te olay yerinden ayrılan ambulansın 04.40'ta hastaneye ulaştığı belirtildi. Bazı sanıklar Eker'in kendileri Marmaris'e ulaşmadan hayatını kaybetmiş olabileceğini öne sürmüştü.

Marmaris Emniyet Müdürlüğünün darbe girişimi gecesine ilişkin 155 Polis İmdat hattı kayıtlarının da okunduğu duruşmada, ihbarlara göre sanıkları taşıyan helikopterlerin saat 03.03'te Marmaris'e geldikleri, 03.10'da helikopterlerden ateş açılmaya başlandığı netleştirildi. Bu kayıtlar da sanıkların suikast girişiminden önce başka bir grubun helikopterlerle bölgeye gelerek etrafı taradıkları iddialarını çürütmüş oldu.

'Adil Öksüz ile Sönmezateş'i villada birlikte gördüm'

FETÖ'nün darbe girişimi soruşturmasında 'Şapka' kod adıyla gizli tanıklık yapan ancak mahkeme sürecinde kimliğini açıklayan eski Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanvekili Albay Hakan Bıyık, darbe girişiminin planlandığı Ankara'daki 3 katlı villada yapılan toplantıya Sönmezateş'in de katıldığını söyledi. Villada Sönmezateş'i gördüğünü anlatan Bıyık, 'Adil Öksüz ile Sönmezateş, villanın mutfağındaki oturma grubunda sohbet ettiler.' dedi.

Davanın ikinci duruşmasının altıncı gününde toplanan deliller, tanık ifadeleri ve müşteki beyanlarıyla ilgili sanıkların savunmaları ile talepleri alındı.

Sanıklardan eski Özel Kuvvetler üyesi Yüzbaşı Bahadır Sagun, darbe girişimi gecesi boyunca televizyon ve telefonları açık olanların, hatta darbe planlarının yapıldığı toplantıya katılanların, emir komuta içerisinde yönetime el konulduğu düşüncesiyle hareket ettiklerini öne sürdü.

Gerçekler saklanarak personelin de Genelkurmay Başkanı'ndan geldiği söylenen emirlere uymasının sağlandığını iddia eden Sagun, kendisinin de bu kapsamda değerlendirilmesini istedi.

Eski Üsteğmen Enes Yılmaz, saldırının gerçekleştiği Marmaris Turban Yazıcı Otel'in sahibi Serkan Yazıcı ve AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ile bazı otel müşterilerinin tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Eski SAT (Sualtı Taarruz) ekibinden Üsteğmen Ali Sarıbey ise SAT Komutanı Turhan Ecevit ve eski Aksaz Deniz Üssü Komutanı Namık Alper'in tanık olarak ifadesine başvurulmasını istedi.

ByLock kullanıcısı olduğu suçlamasını kabul etmeyen Sarıbey, tespit yapılan telefon numarasının ağabeyine ait olduğunu iddia etti. Sarıbey, dijital ortama aktarılmış deliller ve ifadeleri incelemek için yeterli sürelerinin olmadığını öne sürerek, cezaevindeki odalarına bilgisayar konulmasını istedi.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, sanıkların delilleri incelemesi için süre verildiğini ve gerekirse bu sürenin uzatılacağını kaydetti. Cezaevindeki bilgisayarlarda sanıkların delilleri incelemesine imkan tanındığına işaret eden Baştoğ, her odaya bir bilgisayar konulması talebinin kendilerinin değil, cezaevi yönetiminin değerlendirebileceği bir konu olduğunu vurguladı.

Adli tıp ve balistik uzmanlarının bilirkişi olarak dinlenmesini isteyen sanıklar, savunma yapmak için ek süre talebinde bulundu.

Sanıklardan eski Özel Kuvvetler üyesi Yüzbaşı Bahadır Sagun, darbe girişimi gecesi boyunca televizyon ve telefonları açık olanların, hatta darbe planlarının yapıldığı toplantıya katılanların, emir komuta içerisinde yönetime el konulduğu düşüncesiyle hareket ettiklerini öne sürdü.

Gerçekler saklanarak personelin de Genelkurmay Başkanı'ndan geldiği söylenen emirlere uymasının sağlandığını iddia eden Sagun, kendisinin de bu kapsamda değerlendirilmesini istedi.

Eski Üsteğmen Enes Yılmaz, saldırının gerçekleştiği Marmaris Turban Yazıcı Otel'in sahibi Serkan Yazıcı ve AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ile bazı otel müşterilerinin tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Eski SAT (Sualtı Taarruz) ekibinden Üsteğmen Ali Sarıbey ise SAT Komutanı Turhan Ecevit ve eski Aksaz Deniz Üssü Komutanı Namık Alper'in tanık olarak ifadesine başvurulmasını istedi.

ByLock kullanıcısı olduğu suçlamasını kabul etmeyen Sarıbey, tespit yapılan telefon numarasının ağabeyine ait olduğunu iddia etti. Sarıbey, dijital ortama aktarılmış deliller ve ifadeleri incelemek için yeterli sürelerinin olmadığını öne sürerek, cezaevindeki odalarına bilgisayar konulmasını istedi.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, sanıkların delilleri incelemesi için süre verildiğini ve gerekirse bu sürenin uzatılacağını kaydetti. Cezaevindeki bilgisayarlarda sanıkların delilleri incelemesine imkan tanındığına işaret eden Baştoğ, her odaya bir bilgisayar konulması talebinin kendilerinin değil, cezaevi yönetiminin değerlendirebileceği bir konu olduğunu vurguladı.

Adli tıp ve balistik uzmanlarının bilirkişi olarak dinlenmesini isteyen sanıklar, savunma yapmak için ek süre talebinde bulundu.

Davada, helikopterdeki makineli tüfeği kullanan Astsubay Selman Çankaya'nın ek beyanı alındı. Çankaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bakanı Berat Albayrak'ın mahkeme huzurunda tanık olarak dinlenmesini talep etti.

'YORUM DEĞİL SAVUNMA YAPIN' UYARISI

SAT tim komutanı yüzbaşı Özay Cödel de ek beyanında duruşmaların çok uzun sürmesi nedeniyle herkesin uyuduğunu belirtip, 'Müebbetle yargılandığımız bu duruşmaların daha sağlıklı ortamda yapılmasını talep ediyorum. Ayrıca mahkeme üzerinde siyasi baskı olduğunu, bir an önce karar verilmesinin sağlanmaya başlandığını düşünüyorum' dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Melihşah Baştoğ, 'Üzerimizde siyasi baskı yok, siz yorum değil, savunma yapın' diye karşılık verdi.

Tanık olarak dinlenenler arasındaki Olcay Kurt'un karaktersiz olduğunu iddia ederek ek beyanına başlayan Astsubay Çavuş Ekrem Benli de 'Sanıklardan Zekeriya Kuzu'nun (astsubay) en çok ceza verdiği kişi benim. Asla kayırma yapmadı. Bunlar 5 yıl çalıştığım arkadaşlarıma sorulabilir. Hakkımda tanık olarak dinlenen kişiler bir şey olduğunda arkamızdan sallıyorlar. Olcay Kurt ve bunlar kripto FETÖ'cüdür' dedi.

MAK timinde görevli astsubay Serkan Elçi de 'Emir komuta zinciri içerisinde bu olaylara dahil oldum. Olan bir şeyi kanıtlamak kolaydır bunu yapabilirim ama olmayan bir şeyi nasıl kanıtlayacağımı bilmiyorum. Burada birçok tanık dinlendi. Kimse benim hakkımda 'FETÖ'cü' demedi. Siz bizden ne istiyorsunuz? Nasıl bir mahkeme formatı içerisindesiniz, öğrenmek istiyorum' dedi.

Sanıklardan eski Tuğgeneral Ünsal Coşkun, Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde aynı suçtan yargılandığını belirterek, dosyasının Muğla'daki davadan ayrılmasını ayrıca ifadeler ve delillerle ilgili zaman verilmesini talep etti.

Eski Dalaman Deniz Hava Üs Komutanı Albay Cenk Bahadır Avcı, yakıt ikmali yapılan helikopterin üslerinde yaklaşık 20 dakika kaldığını, bu sürenin 16 dakikasını 10'dan fazla telefon görüşmesi yaparak geçirdiğini iddia etti.

Telsiz anonsuyla helikoptere yakıt ikmali yapılması emrinin eski Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'dan geldiğinin bildirilmesinin ardından Kızılelma ile iki kez telefonda görüştüğünü öne süren Avcı, ifadesini şöyle sürdürdü:

'Yakıtın verilip verilmemesi konusunda olağanüstü bir gayret gösterdim. Helikoptere yakıt verilmesi konusunda komutanıma güvendim. Sıradan birisi değil, amiral rütbesinde ve bugüne kadar yüzlerce emir aldığım bir kişi. Bugüne kadar konusu suç teşkil eden bir emir vermemişti. Kızılelma'yı 2 defa arayarak teyit aldım, çekincelerimi söyleyerek yakıt ikmali yapılmaması ikazları konusunda gelen telefonlarla ilgili bilgilendirmede bulundum. Kızılelma, Deniz Kuvvetleri Hareket Merkezinin takip ettiğini, kendisinin üstünde bir konu olduğunu ve helikoptere yakıt verilmesi gerektiğini söyledi.'

Kızılelma: 'Emri ben vermedim'

Kızılelma ise Marmaris'teki saldırıyı gerçekleştiren helikoptere yakıt verilmesi emrinin kendisine ait olmadığını ileri sürdü.

Helikopter yakıt ikmalinin ortalama 3-4 dakika içinde tamamlanan bir işlem olduğuna işaret eden Kızılelma, 'Bahadır Albay'ın o esnada benimle iki defa telefon görüşmesi yaptığı tutarsız bir ifade. Bahadır Albay'ın benimle yaptığı görüşmeler bana bunların darbeci olduğunu söylediği anlamına gelmiyor. Beni ikinci arayışında 'Madem darbecilere ait bir helikopter, yakıt vermeyin.' dedim.' ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı da darbe girişimi günü birlikte yolculuk ettikleri, ifadesinde 'Emin Yarbay' olarak geçen eski Yarbay Emin Güven'in kendisiyle ilgili beyanlarını reddettiğini söyledi.

Yazıcı, tanık olarak dinlenen Güven'in, Muhafız Alayındaki toplantıda 10-15 kadar kişinin toplantı yaptıkları ve masada üzerinde ' Marmaris' yazılı hava fotoğraflarının yer aldığı ifadesini de kabul etmediğini kaydetti.

Güven'in birlikte yolculuk ettikleri sırada kendisinden neden korktuğunu anlamadığını da belirten Yazıcı, bu konunun da netliğe kavuşturulmasını istedi.

Sanık Yazıcı, 'Tahliyemi mahkemenin takdirine bırakıyorum. Ankara'da başlayacak duruşmama naklimi talep ediyorum.' dedi.

Eski Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibi üyesi Astsubay Çavuş Ekrem Benli de Çiğli 2. Ana Jet Üssünün 'imamı' olduğu belirtilen sanıklardan Zekeriya Kuzu'nun en çok ceza verdiği kişilerden birinin kendisi olduğunu iddia etti.

Sanık Benli, FETÖ'cülerle 'hiç işinin olmadığını' öne sürdü.

Davaya verilen aranın ardından sanık ek beyanlarının dinlenmesiyle devam edildi. Dalaman Deniz Hava Üs Komutanı Albay Cenk Bahadır Avcı ek beyanında iddianamede önemli bir yanlışlık olduğunu belirtip, şunları söyledi:

'Helikopterin Marmaris'ten Dalaman'a yönlendirildiği belirtiliyor ve bize yakıt verme talimatı verildiği söyleniyor. Ancak, böyle bir şey yok. Helikopterin birinci gelişi ve kalkışında kimse bize bir şey söylemedi. Darbecilere ait helikoptere yakıt vermekle suçlanıyorum. Bunların hiçbirinden haberim yok, çünkü ben birinci amirimden aldığım talimatları yerine getirdim. Alay Komutanı Albay Yavuz Özfidan'a helikopterin gelişini bizzat bildirdim. Çünkü üzerimdeki amirlerimden bu helikopterin darbecilerle ilgili olduğu yönünde hiçbir bilgi gelmedi. Duyduklarım sadece Marmaris üzerinde helikopterler olduğu ve halka ateş açtığı yönündeydi. Cumhurbaşkanının hangi saatte İstanbul'da olduğunu biliyordum. Cumhurbaşkanı İstanbul'dayken, tam bir saat sonra bana gelen helikoptere yakıt vermekle suçlanıyorum. Cumhurbaşkanı zaten İstanbul'da ben o helikoptere yakıt vererek nasıl darbeye yardımcı olduğumu anlayabilmiş, kavrayabilmiş değilim. FETÖ ile kendimi bağdaştıramıyorum. Yüksek mesai yaptığım arkadaşlarımın tamamına sorun birisi beni FETÖ ile bağdaştırırsa suçlamayı kabul edeceğim. FETÖ ile benim adımın yan yana gelmesi mümkün değil. Suç işleseydim, dibimde deniz var tekneye biner istediğim yere giderdim. Kaçmak isteseydim, kaçabilirdim. Ancak, aklımdan kaçmak gibi bir şey geçmedi, geçemez. Aleyhimdeki delilleri kabul etmiyorum. Bu adaletsizliğe de yüce mahkemenizin son vereceğini düşünüyorum.'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerini darbeci askerlere bildirdiği iddiasıyla yargılanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı ise ek beyanında açık havada toplantı yaptığı iddialarını reddettiğini belirtip, '22 Mayıs'ta Ankara'da başlayacak duruşmalar için naklimi talep ediyorum' dedi.

15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından 'Menfez Paşası' olarak anılan astsubay Zekeriya Kuzu'nun ek beyanına nereden, nasıl başlayacağını bilemediğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Melihşah Başol, 'İstediğin yerden başla' diye karşılık verdi. Bunu üzerine Kuzu, şöyle devam etti:

'Bu işin çok basit bir şey olmadığını biliyoruz. Bu devletin bekası içindir ki canımda ailem de devlet için feda olsun. Mahkeme heyetinin doğru karar vereceğine inanıyorum. Şu ana kadar açıklanan çok fazla çelişki var. Bu işin bir FETÖ bir de suikast ayağı var. Bu bir senaryodur. Bu senaryo gereği benim aleyhimde her şey yazıldı, çizildi. İçim çok rahat. Bu davada hakikatlerin ortaya çıkarılmasını ben de istiyorum. FETÖ'cü olduğuma dair 4-5 kişinin verdiği ifade var bunların hepsi yalan. İfadelerinde sadece Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Timleri'nde gruplaşma olduğu doğru. Ayrıca bu ifadeleri verdikleri söylenenler bu kabiliyetten yoksundur.Yönlendirme ile bu ifadeleri verdiklerine inanıyorum. İçerde olanlar FETÖ'cü, dışarıdakiler değilse, dışarıda olan arkadaşlarıma aynı soruların sorulmasını istiyorum. 3- 4 kişi, 'Çamur at izi kalsın' yoluyla gidiyor. 52 yaşındayım, ben istesem de terörist olmayı beceremem, Buradan daha çok malzeme çıkacak ama bu çok uzar. Cezaevinde şiir yazmaya başladım. Cem Yılmaz gibiler nasıl zengin oluyor şimdi daha iyi anlıyorum. Böyle senaryolarla zengin oluyorlar. İçki içtiğim söyleniyor. Evet, zamanında çok içki kullandım. Cumhurbaşkanı'na Allah uzun ömürler versin. Cumhurbaşkanımıza küfür etmedim, araştırılsın. Kendi halimde bir insanım. Dini sohbetlere katılmış olabilirim. Ama dini sohbetler kötü değildir' dedi.

'Benim için Hava Kuvvetleri'nde etkili öyleyse FETÖ'cüdür' diyorlar' diyen Kuzu, şöyle devam etti:

'Ne demek etkili olmak? Görevimi yaptım, ne etkim olabilir ki? İşin şakası bir yana, 1 doların dışında koleksiyonum olan paralar da vardı. Onların bana iade verilmesini istiyorum. Suçlu olduğuma inanmadığım için tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.'

Suikast timini yönetmekle suçlanan eski Özel Kuvvetler üyesi Binbaşı Şükrü Seymen, tanık N.K'nin kendisiyle ilgili 'FETÖ'cü olduğunu biliyorum' ifadesini reddettiğini söyledi.

N.K'nin devresi olduğunu belirten Seymen, 'Devrem olmasına rağmen kendisini uzaktan tanıyorum. Hangi şartlar altında neden böyle bir ifade verdiğini bilmiyorum. Maddi delil sunarak iddiasını somutlaştırmasını beklerdim.' dedi.

Daha önce 'Verilen emir üzerine darbeye katıldım' dediğini hatırlatan Seymen, ifadesinin bu kısmının çarpıtıldığını öne sürdü.

Savcının mütalaasında Sönmezateş ile suikast girişimi öncesi aynı uçakla seyahat ettikleri bilgisinin yer aldığına işaret eden Seymen, 'Sönmezateş ile tesadüfen aynı uçakta seyahat ettik. Uçakta veya havalimanında bir görüşmemiz olmadı. Havalimanının kamera görüntülerini talep ediyorum.' diye konuştu.

Kendilerini almaya gelen helikoptere ateş ettiğine ilişkin delili de kabul etmeyen Seymen, bu konuda hazırlanan hasar tespit raporunun incelenmesi talebinde bulundu.

Deliller ve tanık ifadelerini incelemek için süre isteyen Seymen, tahliye konusunu mahkemenin takdirine bıraktığını dile getirdi.

'KUZU VE ONUN GİBİLERİNİ TEMİZLERDİM'

Ankara'da darbe planlarının yapıldığı villadaki toplantılara katıldığı ve bu toplantılarda suikast görevi verildiği iddia edilen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ise daha önce 'Şapka' kod adıyla ifade veren ancak mahkeme aşamasında ismini açıklayan tanık Hakan Bıyık'ın, kendisini söz konusu villada gördüğüne dair beyanlarını reddetti.

Sönmezateş, 'Böyle bir villanın varlığı beni ilgilendirmiyor. Gizli tanık villada yapılan planlamayla ilgili hiçbir değerlendirmeye girmiyor. Benim orada olduğum kamera kayıtları ve parmak izleriyle ispat edilebilir. Bunların incelenmesini talep ediyorum.' diye konuştu.

Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibinden ayrıldığında bu ekibin sadece 110 kişiden oluştuğuna dikkati çeken Sönmezateş, 'Bu küçük topluluğun dedikodu kazanında ürettiği şeyleri dinliyoruz. Görevde kalsaydım Zekeriya Kuzu ve onun gibileri MAK'tan temizlerdim. MAK'ı gençlere bırakırdım' ifadelerini kullandı.

KUZU BİR DOLARINI GERİ İSTEDİ

Eski MAK üyesi Astsubay Zekeriya Kuzu da Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ'nün 'üs imamı' olduğunu mahkemede öğrendiği iddiasında bulundu.

Kuzu, MAK timlerinin birleştirilmesi hakkında üzerine atılan suçlamaları ve sanık ifadelerini kabul etmeyerek, bu konuda bilirkişi oluşturulmasını istedi. Cüzdanında ele geçirilen bir doların koleksiyon parası olduğunu iddia eden Kuzu, üzerinde bir dolar ve başka paralar olduğunu belirterek bu paraların kendisine iade edilmesini ve tahliyesini talep etti.

Sanıkların beyanlarının alınmasının ardından sanık avukatlarını dinlemeye başlayan mahkeme heyetinin sonrasında ara kararını açıklaması bekleniyor.

Duruşma, sanık avukatlarının talep ve beyanlarının uzun sürmesi nedeniyle ara verilerek ara kararın verilmesi için yarına ertelendi.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, ara kararın yarın 16.30'da açıklanacağını bildirdi.

05.05.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari, 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar verdi.

Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının konferans salonunda 24 Nisan'dan bu yana devam eden ikinci duruşmada, tutuklu sanıkların jandarmalar eşliğinde salona getirilmesinin ardından Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, mahkemenin ara kararını okudu.

Baştoğ, sanıkların üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, olay tutanakları, otopsi raporları, kriminal raporlar, yakalama ve el koyma tutanakları, görüntü kayıtları, radar kayıtları ve tüm soruşturma dosyası ile sanık savunmaları kapsamında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin mevcut olduğuna dikkati çekti.

Tanıkların tamamının dinlenmemiş ve delillerin tamamen toplanmamış olması, bu kapsamda tanıklar üzerinde baskı kurulması ve delillerin karartılma ihtimalinin mevcut olduğuna işaret eden Baştoğ, 'Sanıklara atılı suçlarla ilgili yasa maddelerinde öngörülen ceza miktarlarına göre sanıkların kaçma şüphesi altında bulunmaları ve bu itibarla adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacak oluşu ve tutuklamanın ölçülü bir tedbir olması göz önünde bulundurularak tüm sanıkların ve sanık müdafilerinin tahliye taleplerinin ayrı ayrı reddi ile tüm sanıkların ayrı ayrı tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.' şeklinde konuştu.

Mahkeme Başkanı, avukatları aracılığıyla davaya müşteki sıfatıyla katılma başvurusu yapan Başbakanlık ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın taleplerinin kabul edildiğini, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ın talebinin ise reddedildiğini söyledi.

Fetullah Gülen'in iadesi için evrak sonucu beklenecek

Firari sanıklar Fetullah Gülen, Burkay Karatepe ve Özcan Karacan hakkındaki yakalama emirlerinin devamına ve infazlarının beklenmesine karar verildiğini belirten Baştoğ, sanıklar Karatepe ile Karacan hakkındaki kırmızı bültenin ve sanık Fetullah Gülen'in iadesi için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilen evrağın sonuçlarının beklenmesinin kararlaştırıldığını kaydetti.

Baştoğ, telefonlarında ByLock tespit edildiği daha önce bildirilen sanıklar Haldun Gülmez ve Ali Sarıbey'in mesaj içeriklerinin temini hususunda Muğla Emniyet Müdürlüğüne yeniden yazılmasına karar verildiğini bildirdi.

Mahkeme Başkanı Baştoğ, İzmir Çiğli 2. Jet Ana Üs Komutanlığından gönderilen hard diskteki görüntü kayıtlarının resen atanacak bilirkişiye tevdi edilerek varsa MAK deposu ve helikopter bölgesindeki faaliyetlerin görüntülerden tespiti, bunların fotoğraf şeklinde basılarak rapor halinde dosyaya sunulmasının istenmesine hükmedildiğini vurguladı.

112 ihbar hattının kayıtları incelenecek

Baştoğ, şöyle devam etti:

'Dalaman Hava Meydan Komutanlığınca gönderilen görüntülerin içinde bulunduğu dijital materyalin resen atanacak bilirkişiye tevdi edilerek görüntüleri incelemek suretiyle varsa Ata Uçağı'na ait iniş, yolcu bindirme ve kalkış görüntülerinin fotoğraf karesi suretinde basılarak rapor halinde dosyaya sunulmasının istenilmesine, 112 ihbar hattına yapılan kayıtları içerir CD'nin yeniden bilirkişiye gönderilerek olay gecesi 22.00 ve 03.00 arasına ilişkin ihbar dökümlerinin yaptırılmasına karar verildi.'

Ara kararda sanıklar Ünsal Coşkun, Osman Kılıç, Ali Yazıcı ve Özcan Karacan hakkında Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan kamu davası ile bu dava arasında bağlantı bulunduğuna dikkati çeken Baştoğ, adı geçen sanıklar yönünden davaların Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyası üzerinde birleştirilerek görülmesine muvafakat edilip edilmediğinin Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinden sorulmasının kararlaştırıldığını bildirdi.

Dosya kapsamına yakın zamanda giren ve sanıklara tebliğ edilemeyen talimat cevapları, 112 ve 155 kayıtları, görüntü ve ses kayıtları ile gelen yazı cevaplarının sanıklara tebliğ için taranarak bulundukları ceza infaz kurumuna gönderilmesinin uygun görüldüğünü vurgulayan Baştoğ, ayrıca sanıkların daha evvel Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu bilgisayarlarına kurulan dosya muhteviyatı ile gönderilecek görüntü ve kayıtları inceleyebilmeleri için gerekli imkanların sağlanması hususunda yeniden Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına yazılmasına karar verildiğini kaydetti.

Baştoğ, Adli Tıp Kurumu Muğla Şubesi Müdürlüğünde görevli adli tıp uzmanı Çetin Seçkin'in bilirkişi olarak dinlenilmek üzere bir sonraki celse celbine, bu hususta yazılmasının kararlaştırıldığını belirtti.

İsmi geçen SAT Komutanı Mustafa Turan Ecevit'in sanık Özay Cödel'in beyanlarında geçen hususlarla ilgili tanık sıfatıyla bilgi ve beyanlarının tespiti için SEGBİS'le hazır edilmesi hususunda İstanbul Anayasal Suçlara Bakmakla Görevli Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına hükmedildiğini ifade eden Baştoğ, tanık Yılmaz Özkaya'nın olay gecesi Dalaman'da yaşanan olaylarla ilgili ve tanık Mete Kuş'un sanıkların FETÖ/PDY terör örgütü bağlantıları bulunup bulunmadığı hususunda varsa bilgi ve görgüsünün tespiti hususunda ayrı ayrı mahal mahkemelerine talimat yazılmasının uygun görüldüğünü vurguladı.

15 Temmuz gecesinin helikopter trafiğinin tespiti istendi

Sanıklardan Şükrü Seymen hakkındaki ifadesi dosyaya ulaşan Nazmi Kızıl'ın, sanığın FETÖ/PDY ile bağlantısı olup olmadığı hususundaki bilgi ve görgüsünün tanık sıfatıyla tespiti hususunda Anayasal Suçlara Bakmakla Görevli Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına karar verildiğini ifade eden Mahkeme Başkanı, alınan diğer kararları şöyle sıraladı:

'Dosyaya gönderilen MASE kayıtlarını içerir CD'lerin Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderilerek Hava Kuvvetleri Komutanlığından MASE kayıtları konusunda uzman bir bilirkişinin temin edilerek CD içerisinde gönderilen kayıtlar kendisine tevdi edilmek suretiyle darbe teşebbüsünün yaşandığı 15 Temmuz gecesi 00.00-06.00 saatlerinde Marmaris bölgesindeki helikopter hava trafiğinin tespiti ile sonucunun fotoğraf karesi olarak da eklenmek suretiyle bir rapor halinde dosyaya sunulmasının istenilmesine, sanıklar Hüseyin Yılmaz ve Tezcan Kızılelma'ya ait talep edilen HTS kayıtları da geldikten sonra dosya içerisinde bulunan sanıklara ait tüm HTS kayıtlarının Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın bir örneği dosyamız içerisine getirtilmiş olan iddianamesinde konsey üyeleri ile dosyamız sanığı Şükrü Seymen'e dağıtıldığı belirtilen açık hatlara ait numaralar ile Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlar Daire Başkanlığına gönderilerek dosyamız sanıklarının 14, 15, 16 Temmuz 2016 tarihlerinde birbirleri ile ve bu açık hatlarla görüşme kayıtlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile varsa arama kayıtlarının şema üzerinde gösterilmesi suretiyle düzenlenecek raporun duruşmadan evvel mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, 112 Merkezi'ne yazı yazılarak Ambulans Takip Sistemi'nden Marmaris ilçesi Turban Grand Yazıcı Otel'in içinde bulunduğu oteller bölgesine olay gecesi saat 00.00-05.00 saatlerinde gönderilen ambulanslara ilişkin kayıtların istenilmesine karar verildi.'

Olay mahalinde keşif yapılmasının gerekip gerekmediğine eksikliklerin tamamlanmasından sonra karar verilmesinin uygun görüldüğünü belirten Baştoğ, duruşmanın 13 Temmuz'a ertelendiğini bildirdi.

İDDİANAME

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu iddianamede, sanıkların, 'Cumhurbaşkanına suikast', 'anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme', 'mala zarar verme', 'nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali' ve 'nitelikli yağma' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Saldırıyı gerçekleştiren FETÖ'nün suikast timindeki biri firari 37 eski asker için en az altışar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediliyor.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'Muğla Darbede Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi 47 sanık' davası

(06 Mayıs 2017, 21:02)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: Göster/Gizle

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=10341