Ankara'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Haymana İlçe Emniyet Müdürlüğünde darbecilere direnmek isteyen polisleri engelledikleri öne sürülen eski 7 polisin yargılanmasına devam edildi.
26.04.2017 16:44 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Haymana İlçe Emniyet Müdürlüğünde darbecilere direnmek isteyen polisleri engelledikleri öne sürülen eski 7 polisin yargılanmasına devam edildi.
24.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Eyüp Sami Duran, Serdal Bilgin, Hacı Ülger, İhsan Taha Demirci, Talip Çolak ve Tuncay Avcı ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı vekillerinin davaya katılma talebi olduğuna dair dilekçe verdiklerini bildirdi.
Sanıklardan Duran, olay tarihinde Haymana İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Amiri olduğunu, 15 Temmuz'da evinde televizyon izlerken İstanbul'da köprülerin tanklarla kapatıldığını gördüğünü, ailesinden ve meslektaşlarından da darbe girişimini bildiren telefonlar aldığını anlattı.
Duran, 'Silahımı alarak görev yerime giderken yolda kaymakamlık ve belediye binalarına baktım durum normaldi. Emniyete gittiğimde, nöbetçi personele silahlanmalarını söyledim. Ankara Emniyet Müdürlüğü anonsu sonrası izinli personeli de göreve çağırdım. Personele çelik yelek almasını ve silahlarını kontrol etmesini söyledim. Tedbirler sonrası İlçe Emniyet Müdürümüzü arayarak bilgi verdim.' ifadelerini kullandı.
Olay tarihinde, İlçe Emniyet Müdürü olan Serdal Bilgin'in kendisine 'Güzel bir çalışma yapmışsınız, Haymana'da bir gerginlik beklenmiyor. Personel fevri davranmasın, silahlar kontrolünde kalsın.' talimatını verdiğini ileri süren Duran, talimat üzerine silahları dolaba koyduğu belirtti.
'Gözaltına alınacağımı bile bile gittim'
Silahları kilitledikleri dolapların yedek anahtarını yanına alarak bahçeye çıktığını bildiren Duran, 'Çağırdığımız personel gelmeye başladı. Özel Harekat saldırısı olduğunda bize de saldırı olabilir diye ilçe emniyet müdürümüzle konuştuk. 'Burada beklenen bir şey yok, silahlar kontrolünüzde olsun, tüm personelle toplantı yapacağız.' dedi. Hala nedenini anlayamadığım bir şekilde, sıralı ikinci personel olmama rağmen müdür aşağıda beklememi söyledi. Müdürün beni toplantıya almaması üzerine kendi kararlarımı almaya başladım.' diye konuştu.
Olay tarihindeki kaymakamın ilçe emniyete geldiğini ve bilgi aldığını aktaran Duran, şunları kaydetti:
'Kendisine bilgi verdikten sonra tekrar bahçeye çıktım. Bahçedeyken Ankara'da ve Gölbaşı'nda saldırılar olduğunu duyunca tekrar içeri girip yaşananları aktardım. Ankara'ya gidip destek olmamız gerektiğini söyledim. Gece boyunca herkese 'Darbeciler başaramayacak.' diye telkinde bulundum. Sosyal medyada, girişim veya kalkışma gibi paylaşımlarda bulunularak işin yumuşatılmamasını, darbe yapılmaya çalışıldığını söyledim. Gün aydınlanana kadar hep bahçedeydim. Cumartesi, pazar çalıştım. Pazartesi müdür bey, çalışan arkadaşları toplayarak teşekkür etti. Pazartesi akşama doğru emniyetten aradılar ve hakkımda soruşturma olduğunu söylediler ve ifademi almak için çağırdılar. Gözaltına alınacağımı bile bile gittim.'
Darbe girişimine karşı tüm tedbirleri aldığını savunan Duran, 'FETÖ/PDY ile hiçbir alakam yoktur. Evde çocuğumda bile polis üniforması var. Silahları ben kilitlettim ve anahtarı yanıma aldım. Her şeyi Serdal Bilgin'in talimatıyla yaptım.' dedi.
Sanıklardan eski emniyet müdürü olan Bilgin de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, 'Olay tarihinde ilçe emniyet müdürü olarak görev yapıyordum. 15 Temmuz gecesi, Ankara Emniyet Müdürlüğünden gelen emirler doğrultusunda görev yerime gittim. Haymana'ya giderken yolda Emniyet Amiri Eyüp Sami Duran ile görüştüm. Tüm tedbirleri aldığını söyledi. İlçede darbe girişimine ilişkin en ufak bir tehdit olmadığını ve personelin yedek mühimmatı olduğu için silahları dolapta güvende tutulmasını söyledim.' ifadelerini kullandı.
Bilgin, hiçbir personeline kesinlikle 'Asker gelirse teslim olun, silahlarınızı teslim edin.' şeklinde emir vermediğini ileri sürerek, 'ByLock suçlamasını kabul etmiyorum, kullanmadım. Evimde yapılan aramada ele geçirildiği söylenen FETÖ CD'si de bana ait değildir. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyor ve beraatımı talep ediyorum.' diye konuştu.
Sanık Tuncay Avcı da FETÖ ile hiçbir bağlantısı olmadığını ileri sürerek,'Ortaokulda başarılı olunca Tekirdağ'da özel bir kolejin yetkilileri benle temas kurdular. Bayram isimli birisi bizimle ilgilendi, liselere girişi sınavında yüksek puan aldım. Fen Lisesi isterken bu kişilerin baskısıyla 2014'te Ankara'da polis kolejine kayıt yaptırdım.' ifadesinde bulundu.
Ankara'ya geldikten sonra ara sıra Bayram isimli şahısla görüştüğünü belirten Avcı, şöyle devam etti:
'Bayram bana 'Alkol alma, kızlardan uzak dur.' diye telkinlerde bulunuyordu. Bayram'ın konuşmalarından rahatsız olduğum için kolejde üçüncü sınıftan sonra bu kişilerle bir daha görüşmedim. 2012 Temmuz'da Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde işe başladım. Tekirdağ'da Fetullah Gülen grubundan olan Ali arayarak, Ankara'ya geldiğini ve benle görüşmek istediğini söyledi. Sıhhiye'de buluştuğumuzda yanında iki kişi daha vardı, bu kişilerin artık benimle görüşeceğini söyledi. Birkaç gün sonra birisi arayarak Fetullah Gülen grubundan olduğunu ima etti ve görüşmemiz gerektiğini söyledi. Birkaç defa daha aramalarına rağmen bahaneler uydurarak gitmedim. Birgün amirim, 'Kuşlar söyledi, gitmen gereken yerlere gitmiyormuşsun.' dedi. Beraatımı talep ediyorum.'
Sanıklardan İhsan Taha Demirci ise darbe girişimi gecesi eşinin hamileliği nedeniyle amirinden izin aldığı ve işe gitmediği için yargılandığını savundu.
ByLock kullanmadığını öne süren Demirci, 'Basından okuduğum kadarıyla zaten adli hukuki bir veri değil.' dedi.
Sanıklar Talip Çolak ve Hacı Ülger de haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatlarını talep etti.
Duruşmaya yarın tanık ifadeleriyle devam edilecek.
Öte yandan sanıklardan Seyit Ahmet Duman'ın ise firari olduğu öğrenildi.
25.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Eyüp Sami Duran, Serdal Bilgin, Hacı Ülger, İhsan Taha Demirci, Talip Çolak ve Tuncay Avcı ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Duruşmada sanıklar Tuncay Avcı ve Eyüp Sami Duran'ın talep ettiği tanıklar dinlendi.
Tanık Mehmet A, Avcı'nın kendisine FETÖ ile ilgili bilgi verdiğini anlatarak, 'Kendisinin de belli bir yıla kadar örgüt içinde kaldığını söyledi. Anlattıklarından bilmediğimiz tek şey darbeden sonra bize devresi FETÖ'nün sivil abisi olduğunu söylemesiydi. Diğer anlattıkları FETÖ/PDY ile ilgili bilinen şeylerdi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Fiziki Takip Bürosu'nda işe başlamıştı, burası işe başlanacak sıradan bir yer değil. Nasıl atandığını sorduğumda atamayla geldiğini söyledi. 2012'de bu kadar önemli bir büroya atanması çok normal değildi. FETÖ/PDY'nin aktif olduğu dönemdi. Çalıştığı büro ve diğer bürolarda çalışanlarla ilgili bilgiler verdi. Bu bilgiler, ileriye dönük yeni bilgiler değildi.' ifadelerini kullandı.
Tanıklardan Emin Ş. ise Avcı ile okuldan arkadaş olduklarını, okulda FETÖ ile ilgili hiç konuşmadıklarını belirtti.
Emin Ş, Avcı'nın 17-25 Aralık operasyonlarından sonra FETÖ aleyhine konuşarak, kendisine istihbarat birimine bildiklerini anlatmak istediğini belirttiğini, kendisinin de istihbarat bürosunda çalışan arkadaşlarıyla tanıştırdığı öne sürdü.
Cumhuriyet Savcısı Aytekin Cenikli, mütalaasında 65. hükümet ve Emniyet Genel Müdürlüğünün suçtan zarar görme ihtimaline binaen davaya katılma talebinin kabulüne, tanık beyanları, ByLock kayıtları ve atılı suçun niteliği göz önünde bulundurularak, sanıkların tutukluluk hallerinin devamın karar verilmesini talep etti.
Savcı Cenikli'nin mütalaası sonra görüşleri sorulan sanıklar haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatlarını talep etti.
Başbakanlık ve Emniyet Genel Müdürlüğünün davaya katılma talebinin reddine karar verilmesini isteyen sanık avukatları da müvekkillerinin beraatına hükmedilmesini istedi.
Mahkeme, firari sanık Seyit Ahmet Duman'ın yakalanmasının beklenmesine, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianame
Emniyet Genel Müdürlüğü ile 65. hükümetin mağdur olarak yer aldığı iddianamede, şüpheli polisler Eyüp Sami Duran, Hacı Ülger, İhsan Taha Demirci, Serdal Bilgin, Talip Çolak, Tuncay Avcı ve Seyit Ahmet Duman, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', ' Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak'la suçlanıyor. Şüphelilerden 6'sı tutuklu, eski komiser yardımcısı firari Seyit Ahmet Duman hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yer alan ve sivil bağlantıları da bulunan FETÖ/PDY mensupları tarafından, mevcut anayasal düzenin değiştirilmesi, seçilmiş meşru meclisin lağvedilmesi, seçimle gelmiş meşru 65. hükümetin devrilmesi, halkın oylarıyla seçilmiş meşru cumhurbaşkanının öldürülmesi amacıyla darbeye teşebbüs eyleminde bulunulduğu anlatılan iddianamede, çok sayıda rütbeli rütbesiz askerin yanı sıra çeşitli emniyet görevlileri ve sivil unsurlarında katıldığı bu kalkışmaya, dosya kapsamında şüpheli olarak yer alan şahısların da çeşitli eylemleriyle dahil oldukları ifade ediliyor.
İddianamede, silah dolabını kilitlenerek, uzun namlulu silah ve çelik yelek dağıtılmasının engellendiği, dağıtılan uzun namlulu silahların da toplatıldığı, bu şekilde oluşabilecek bir asker saldırısına karşı direnmelerinin engellenmeye çalışıldığı, şüphelilerin darbe eylemine iştirak ettiklerinin belirlendiği kaydediliyor.
Paralel yapı-13 Mart (2017) 'Ankara Emniyet Yapılanması/Darbeye destek 7 sanık' davası
(26 Nisan 2017, 16:44)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: