Van'da darbe girişimine destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanan üç rütbeli asker hakkında dörder kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
29.04.2017 21:57 Van'da darbe girişimine destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanan üç rütbeli asker hakkında dörder kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
25 Nisan'daki gelişmeye göre, Van Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Edremit ilçesinde askerleri hazır bekleterek, sözde 'sıkıyönetim direktifi' doğrultusunda hareket eden eski ilçe jandarma komutan vekili başçavuş Koray Acar, eski astsubay Sinan Filiz ve eski uzman çavuş Mutlu Samur hakkındaki soruşturmayı tamamladı.
Van 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin yapısı ve işleyişi hakkında bilgilere yer verildi.
İddianamede, tutuklu sanıkların 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', 'TBMM'yi ortadan kaldırma veya görevini engellemeye teşebbüs etmek', ' Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek', 'Silahlı terör örgütüne üye olmak', 'Askeri komutanlıkların gasbedilmesi' suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet ile on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
İddianamede, FETÖ/PDY mensuplarınca 15 Temmuz 2016'da ülke genelinde cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni, hükümeti ortadan kaldırmaya, yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs girişiminin, başta vatandaşlar olmak üzere emniyet ve silahlı kuvvetlerdeki darbe karşıtı kesimlerin mücadelesi sonucu başarısız kılındığı vurgulandı.
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarının aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulandığına yer verilen iddianamede, '(Fetullah Gülen) Ona göre, örgüte zarar gelmemesi için yalan söylemek, iftira etmek, hırsızlık yapmak, suç işlemek, dinen haram sayılan içki, kumar, fuhuş, zina gibi günahları işlemek mübahtır. Onun verdiği emre göre 'Gerekirse Allah'ı bile inkar etmek haşa mümkündür. Kısaca örgütün işlediği her günah veya kusurun, ayıbın, suçun kılıfına 'tedbir' denilmektedir.' ifadesine yer verildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, askeri hiyerarşi dışında, kendilerini 'Yurtta Sulh Konseyi' olarak tanımlayan örgüt üyesi 'üniformalı teröristler' tarafından 15 Temmuz 2016'da anayasayı askıya alarak, seçilmiş Cumhurbaşkanını görevden almak, meclis ve hükümeti ortadan kaldırmak amacıyla demokrasiye karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunulduğuna işaret edilen iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde halkın iradesinin tecelli ettiği, demokrasinin yansıması olan halkın temsilcilerinin bulunduğu TBMM'nin ilk kez bombalandığına işaret edildi.
İddianamede, söz konusu bombalamaların düşman devlet uçaklarından değil, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yer alan bir grup terörist tarafından gerçekleştirildiği bildirilerek, Türk milletinin elinde hiçbir silah olmadan sadece bayraklarıyla toplara, tüfeklere, uçaklara karşı demokratik değerlerini savunduğu kaydedildi.
'Devletin bütün kurumlarına el koyacağız'
Soruşturma kapsamında tanık olarak ifadeleri alınan Edremit İlçe Jandarma Komutanlığında görevli askerler, darbe girişiminin yaşandığı gece sanıklardan eski başçavuş Koray Acar'ın askerleri içtima alanında toplayarak, 'Darbe oldu, 'Yıldırım Harekat Emri' geldi şimdilik emrin teyidini bekliyorum her an çıkabiliriz, devletin tüm kurumlarına el koyacağız. Hiç kimseyle irtibat kurmayın, bütün telefonları kırın, imha edin.' şeklinde ifadeler kullandığını anlattı.
Tanık olarak dinlenen askerlerden N.O, ifadesinde, Acar'ın kendilerine tam teçhizatlı hazırlanmalarını, araçların çalışır vaziyette hazır olması şeklinde talimat verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
'Yıldırım Harekat Planı olarak söylediği emre göre hareket ederek gidip devlet kurumlarına el koyacağız, bunu da vatan ve milletin bekası ve artan terör olaylarının son bulması için yapacağımızı söyledi. Daha sonra bize hitaben 'telefonu olanlar o telefonları imha etsinler, aileniz ile kesinlikle irtibat kurmayacaksınız, hiçbir şekilde bilgi sızması olmayacak' diyerek bu şekilde hazır kıta beklememizi emretti. Bu sırada gazinodaki tek televizyonun da uydu alıcısının çıkarıldığını duydum. Nedenini sorduğumda ise astsubay Sinan Filiz'in uydu cihazını söktüğünü söylediler. Bu şekilde dışarıyla haberleşme imkanımız kesilmişti.'
'Polisle çatışabiliriz'
İddianamede yer alan tanık ifadelerinde, sanıklardan Mutlu Samur'un darbe gecesi İlçe Jandarma Komutanlığı nizamiyesine gelen zırhlı polis aracını içeri alan askerlere kızarak, 'Bunları neden içeriye aldınız, nöbetçileri uyarın kimseyi içeri almasın, belki polisler ile çatışacağız.' dediği kaydedildi.
Tanıklardan E.G. de 15 Temmuz günü istirahat ettiği sırada bir rütbelinin koğuşa gelerek darbe olduğunu herkesin tam teçhizatlı olarak gazinoda toplanmasını istediğini belirterek, ifadesinde şu bilgileri verdi:
'Gazinoda beklerken Koray Acar geldi ve sıkıyönetim ilan edildiğini bize de emir gelirse gerekli devlet kurumlarına gidileceğini ve verilen emirleri uygulayacağımızı söyledi. Sonrasında astsubay Sinan Filiz gazinoya geldi ve televizyonun fişini çekerek izlememizi engelledi. Biz askerler olarak durumdan şüphelendik kendi aramızda konuşarak bir karar aldık. Bizi dışarı çıkarmak isteyen ve herhangi bir devlet kurumuna göndermek isteyen komutan olursa hiçbir şekilde emrini yerine getirmeyeceğimizi ve gerekirse silahımızla karşılık vererek hiçbir şekilde bölük komutanlığımızdan dışarı çıkmayacağımız kararını aldık. Bir süre sonra polis zırhlı aracı bölükten içeri girdi. Mutlu Samur 'polis şortlantını kim içeri aldı, neden aldınız polisle her an çatışabiliriz' diyerek bize bağırdı.'
İfadeleri değiştirmek istediler
Tanık askerler, sanıklar Sinan Filiz ve Mutlu Samur'un yürütülen idari soruşturma kapsamında askerlerin ifadesini aldığını ancak verilen ifadelerin sanıklar lehine değiştirilerek askerlere imzalatılmak istendiğini anlattı.
İddianamede ifadesi bulunan tanıklardan C.K, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yürütülen idari tahkikat ile ilgili eski astsubay Filiz ve uzman çavuş Samur'un, kendisi ile diğer askerlerin ifadelerini aldığını söyledi. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını sanıklara anlattığını belirten C.K, savcılıktaki ifadesinde şunları kaydetti:
'Sinan Filiz, önceden hazırlanmış bir ifade formatı göstererek ona imza atmamı diretti ancak imza atmayarak ve ifademi vermeyerek yanından ayrıldım. Aynı günün akşamı mesai bitiminden sonra Koray Acar beni yanına çağırttı. 'Sizin anlattıklarınız gibi ifade verirseniz bizi anında açığa alırlar, benim çoluğum çocuğum var, bizi bu hainlerle aynı kefeye koymayın, ben size o gece hazır şekilde bekleyin birliğimize bir saldırı olursa birliğimizi savunuruz, sizin komutanınız öyle bir şey yapar mı demedim mi?' demesi üzerine ben de kendisine bu şekilde bir konuşma yapmadığını söyledim. Mutlu Samur'a muhakkiki olduğu soruşturmanın ifadesine imza atmayacağımı, devletimizin daha güvenilir kurumlarına ifade vereceğimi belirttim.'
İddianamede, 'Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirlerin Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname' ile görevlerinden ihraç edilen sanıkların, atılı suçlamaları kabul etmediği ancak istikrarlı ve birbirini doğrulayan tanık beyanları karşısında şüphelilerin savunmasına itibar edilmediği belirtildi.
Sanıkların, idari tahkikat esnasında matbu ifadeleri tanıklara imzalatarak atılı suçları örtbas etmeye çalıştıklarına işaret edilen iddianamede, dosya kapsamından haklarında kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşan eski askerlerin ilgili sevk maddelerince cezalandırılmaları talep edildi.
(29 Nisan 2017, 21:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: