Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve bağlı birliklerdeki eylemlere ilişkin 268 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İki hafta önce de aynı komutanlıkta, yani Ankara Mamak 28. Mekanize Tugayı'nda, Darbe Yapılanmasına karşı 38 sanıklı bir iddianame daha hazırlanmıştı. 268 sanıklı yeni iddianame, bu davanın devamı niteliğindeki ikinci dava olacak. İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Mamak'taki 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan çıkan 65 araç ile darbecilerin, Ankara'nın çeşitli kavşak ve noktalarına gittiği, çok sayıda sivil vatandaş ve polisin şehit edilmesi, yüzlerce kişinin öldürülmeye teşebbüs edilmesi eylemlerini gerçekleştirdiği belirtildi. Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün F-16'lar ile vurulması isteğinin orayı kontrol altına almak için giden darbeci Yarbay Ejder Yıldırım'dan geldiği, firari Tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun ise 'vur' emrini verdiği tespit edildi.
22.04.2017 12:56 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve bağlı birliklerdeki eylemlere ilişkin 268 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
19 Nisan'daki gelişmeye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin başlatılan soruşturmalar devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca 4. Kolordu Komutanlığı, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve bağlı birliklerdeki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede şüpheliler için "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", " Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "askeri komutanlıkların gasbı", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçlamalarından kamu davası açıldığı belirtildi.
İddianamede, 14 albay, 8 yarbay, 14 binbaşı, 11 yüzbaşı, 5 üsteğmen, 4 asteğmen, 16 astsubay, 36 uzman çavuş, 2 uzman erbaş, 106 er olmak üzere toplam 216 şüphelinin tutuklu bulunduğu, 1 binbaşı, 1 yüzbaşı, 1 asteğmen, 13 uzman çavuş ve 33 er olmak üzere toplam 49 şüphelinin ise adli kontrollü olduğu belirtildi. 1 tuğgeneral, 1 yarbay ve 1 albay olmak üzere 3 şüphelinin ise firari olduğu kaydedildi. Darbecilerin eylemleri sonucunda 16 vatandaşın şehit olduğu, 300 kişinin de mağdur olduğu ifade edildi.
İddianamede, bu dosya kapsamında şüpheli sıfatıyla yer alan şahısların da çeşitli eylemleriyle bu darbe girişimine dahil oldukları, bu kapsamda, çoğunluğu Ankara ilinde konuşlu 4. Kolordu Komutanlığı ve bünyesinde oluşturulan Komutanlıklarda görev yapan şüphelilere, Ankara'nın çeşitli noktalarını kontrol altına almak, birçok noktada yolu trafiğe kapatmak ve bu şekilde darbeye karşı geliştirilecek tepki ve direniş çabalarını önleme görevinin verildiği belirlendi.
İddianamede, aslen 4. Kolordu Komutanlığı veya bağlı birliklerde görev yapmayıp farklı birliklerde çeşitli rütbelerde görev yapan çok sayıda rütbeli askere de, "4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına giderek Yurtta Sulh Konseyi tarafından atanan sözde yeni 4. Kolordu Komutanı Osman Ünlü ve sözde yeni 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanı firari şüpheli Ali Kalyoncu ile oradaki diğer darbecilere destek olma görevi"nin verildiği aktarıldı.
Eski Topçu ve Füze Okul Komutanı Tümgeneral Osman Ünlü, Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin 245'i tutuklu, 330 sanığın yargılandığı davanın sanıkları arasında yer alıyor.
Olay akşamı 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına gelen bu askerlerin, Mamak'ta konuşlu Eşref Akıncı Kışlası içerisinde kalarak Osman Ünlü ve firari şüpheli Ali Kalyoncu ile kışlanın yönetimini devraldıkları, bir kısmının ise daha sonra kışladan çıkarılan zırhlı araçlara binerek çeşitli noktalarda gerçekleşen saldırı eylemlerinde bizzat yer aldıkları belirlendi.
İddianamede, "Nihayetinde, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan çıkan 65 araç ile Ankara'nın çeşitli kavşak ve noktalarına giden bir kısım şüphelilerce, amaçlanan 'Anayasal Düzenin Ortadan Kaldırılması, Seçilmiş Meşru Meclis ile Seçilmiş Meşru Hükümetin Ortadan Kaldırılması' suçlarının işlenmesi amacıyla, devletin teröre ve dış düşmana karşı kullanılması için verdiği silah, araç ve mühimmatları bu millete karşı kullanılmak suretiyle Mamak'ta, Ankara Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi ve civarında, Kızılay'da, Gençlik Caddesinde, Külliye ve Jandarma Genel Komutanlığı civarında, Genelkurmay Kavşağı ve yakınlarında çok sayıda sivil vatandaş ve polisimizin şehit edilmesi, yüzlerce kişinin öldürülmeye teşebbüs edilmesi, yaralanması, kamu/özel kişi ve kurumlara ait bina, eşya ve araçlara milyonlarca liralık zarar verilmesi şeklindeki araç suç niteliğindeki eylemlerin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır." denildi.
Bazı şüphelilerin ise bizzat zırhlı araçlarla kışla dışına çıkmasalar da bu eylemlerin planlanıp icra edilmesi noktasında emir/talimat verme, koordinasyonu sağlama gibi faaliyetlerle darbe eylemine katıldıkları tespit edildi.
441 sayfalık iddianamede, darbe girişimi şüphelilerinden Bilal Akyüz'ün 11 Temmuz 2016 tarihinde Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugay Komutanı Murat Aygün ile görüştüğü, harita üzerinde çalışma yaptıkları, yapılan bu çalışmalarda Ankara'da tespit edilen 10 ayrı kavşak noktası ile TİB ve TÜRKSAT'ın ele geçirilmesi görevlerinin 58. Topçu Alayına verildiği hatırlatıldı. Bu planlamaların ardından Akyüz'ün Ankara Altınpark civarında bulunan bir eve gittiği, bu evde saat 18.00 sıralarında yapılan toplantıya katıldığı, bu toplantıda firari şüphelilerden Ali Kalyoncu ve Ercan Türkben ile Savaş Kabaklı'nın hazır bulundukları belirtildi. Bir süre sonra başka davaların şüphelilerinden Ertuğrul Terzi ve Murat Yanık'ın da aynı yere geldikleri, akabinde toplantının başladığı ve Ali Kalyoncu ile toplantıya katılanların "yönetime el koyacağız, darbeye ilişkin planlama yapıyoruz" şeklinde konuşmalar yaptıkları kaydedildi.
Ankara haritasını çıkarıp görevlendirme yapmışlar
İddianamede, toplantıda önlerinde bulunan Ankara haritası üzerinden 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığının hangi noktaları nasıl ele geçirip kontrol edeceği, kritik noktalara, kurum ve kuruluşlara nasıl konuşlanacaklarının konuşulup, planlama ve çalışmasının yapıldığı anlatıldı. Planlama sonucunda 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı içerisinde yer alan tank taburunun açılan başka davanın şüphelilerden Nuri Büyükyazıcı komutasında Genelkurmay kavşağını kontrol altına alıp, Genelkurmay Başkanlığı Karargahını ele geçirmek ve sonrasında da güvenliğini sağlamak ile görevlendirildiği kaydedildi. Bu davanın şüphelilerinden Ejder Yıldırım'ın ise Akköprü ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğü bölgelerini kontrol altına alıp ele geçirmekle görevlendirildiği ifade edildi.
Darbecinin aracından harita ve planlar çıktı
4. Kolordu Komutanlığına bağlı komutanlıklarla Ankara'da çeşitli noktaları kontrol altına almak, kritik öneme sahip çeşitli kurumları ele geçirmek, Sıhhıye, Ulus, Kızılay gibi önemli kavşaklarda kontrolü ele almak gibi görevlerin verildiğinin anlaşıldığı vurgulandı. İddianamede, şüphelilerden Ejder Yıldırım'ın kullanımında olan araçta ele geçirilen dokümanlarda Ankara'daki çeşitli kavşak ve noktalara ilişkin hava haritalarının, intikal planı, hangi kavşak ve noktalara kaç araç sevkinin gerektiği, aralarında HSYK, emniyet, belediye gibi kurumların da yer aldığı kurumlara kaç araç ve personel sevkinin yapılacağına ilişkin intikal notlarının bulunduğu bildirildi.
İddianamede, bu görevlerin yerine getirilmesi için 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından olay akşamı toplam 65 aracın çıkış yaptığı, fakat kışladan çıkan araçların güzergahlarının tespit edilemediği kaydedildi. Çıkış yapan 65 araç ve görevlendirilen çeşitli rütbelerdeki askeri personelin yapılan planlama/iş bölümü ve görevlendirmeler gereğince Ankara'nın farklı noktalarına gönderildiklerinin anlaşıldığı vurgulandı.
Mühimmat yüklü araçlarla Ankara Emniyet Müdürlüğüne hareket ettiler
İddianamede, 4. Kolordu Komutanlığı bünyesinde faaliyet göstermekte olan 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, Mekanize Piyade Tabur Komutanlıklarında görev yapmakta olan bir kısım şüphelinin akşam saatlerinde 28. Mekanize Piyade Tugayı, Mekanize Piyade Taburu içtima alanında toplandığı bildirilerek şu tespitlere yer verildi:
"Olay tarihi itibarıyla aslında Genelkurmay Başkanlığı Cari Harekat Daire Başkanlığında görevli olan ve fakat akşam saatlerinde önceki görev yeri olan 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına gelerek 3. Mekanize Piyade Taburunun emir ve komutasını alan eski Tabur Komutanı şüpheli Yarbay Ejder Yıldırım'ın emirleri doğrultusunda garajlar bölgesinde hazırlanan zırhlı araçlara binerek, Ankara'nın çeşitli noktalarını kontrol altına almak amacıyla zırhlı araçlarla kışla dışına çıktıkları, bizzat Ejder Yıldırım'ın da içinde yer aldığı konvoyun, mühimmat yüklü olduğu halde, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ve Ankamall kavşağını kontrol altına almak amacıyla yola çıktıkları, araçlar yola çıkmadan önce, zırhlı muharebe araçlarına, uçaksavar mermisi ve benzeri ağır mühimmatın yüklendiği, konvoyun, eski tabur komutanı Ejder Yıldırım'ın sevk ve idaresinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü kontrol altına alıp ele geçirmek amacıyla Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önü ve civarına yaklaştıkları, burada, emniyet güçlerimiz tarafından darbecilerin Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne girişine engel olmak amacıyla yolu kesen TOMA'ların, Ejder Yıldırım'ın talimatı ile şüpheli Ferdi Özcan'ın sevk ve idaresindeki 092508 plakalı GZPT tarafından ittirilmek suretiyle yolun açıldığı, diğer zırhlı araçların açılan boşluktan ilerleyerek Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önü ve civarına konumlandıkları, en az bir Land araç ile 2 zırhlı aracın, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü istikametinde Ankamall karşısındaki köprü üzerinde bırakılarak, buradaki trafiğin emniyete gidiş yönünde kapatıldığı, bununla Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne yardım gönderilmesinin önlenmesinin amaçlandığının değerlendirildiği, köprü üzerinde Land tarzı araç ile zırhlı araçların bırakılmasının dışında ayrıca bu araçların yanına konvoyda yer alan askerlerden birkaçının da bırakıldığı anlaşılmıştır."
Darbeciden emniyeti "F-16'larla vurun" çağrısı
Şüpheli Ejder Yıldırım tarafından Ankara İl Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi içerisinde bulunan polislere teslim olmaları yönünde uyarılarda bulunulduğu, polislerin bu çağrıya olumlu cevap vermediği, bunun üzerine Yıldırım'ın talimatıyla polislere ve darbeye karşı koymak için olay yerine gelen vatandaşlara ateş edilmeye başlandığı vurgulandı. Polisin ve vatandaşların direnmesi üzerine Yıldırım'ın hava saldırısı talebinde bulunduğu, bu talep üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün F-16 savaş uçaklarıyla vurulduğu anlatıldı. F-16 uçaklarının vur emrini ise firari olan darbeci Tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun verdiğinin tespit edildiği belirtildi.
Darbeciler "Işid Polis Kıyafeti Giymiş Ateş Edin" Dedi, Toma'lar Hedef Haline Geldi
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianamede ilginç detaylara yer verildi. Şüphelilerden Ferdi Özcan ifadesinde, darbecilerin "IŞİD polis kıyafeti giymiş ateş edin" dediğini, bunun üzerine uçaksavarlarla TOMA'lara ateş açıldığını söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve bağlı birliklerdeki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianamede, darbe girişimine ilişkin ilginç detaylara yer verildi. İddianamede ifadesine yer verilen şüphelilerden Ferdi Özcan, olay günü içtima olduğunun söylendiğini, içtima alanına inildiğinde kamuflajlı ve silahlı olarak tekrardan içtimaya inmelerinin emredildiğini söyledi.
"IŞİD polis kıyafeti giymiş, ateş edin"
Özcan, şüphelilerden Üsteğmen Mustafa Fidan'ın kendilerini garajlar bölgesine göndererek araçları hazırlamalarını emrettiğini, darbeci Yarbay Ejder Yıldırım ve Üsteğmen Ümit Acar'ın HK33, uçaksavar ve tabanca mermisi getirerek gelen mühimmatı dağıttıklarını anlattı. Yıldırım'ın emri ile nizamiyeden çıktıklarını belirten Özcan, yolda şüphelilerden Başçavuş İdris Başkaya'ya nereye gittiklerini sorması üzerine Başkaya'nın tatbikat olduğunu söylediğini aktardı. Öndeki araçları takip ederek Akköprü'ye geldiklerini anlatan Özcan, şüpheli Acar'ın "IŞİD polis kıyafeti giymiş ateş edin" dediğini vurguladı. Bunun üzerine kulede bulunan Savaş Kurnaz'ın Ümit Acar'ın emri ile uçaksavarlarla TOMA'lara doğru ateş ettiğini aktaran Özcan, Acar'ın emriyle TOMA'ların iteklenerek yolun açıldığını, emniyetin önüne geldiğinde de arkasında bulunan araçlardan halkın üzerine doğru ateş açıldığını söyledi. -
Sanıkların ifadeleri
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 268 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, şüpheli beyanlarına yer verildi.
Şüphelilerden Mamak 28. Piyade Mekanize Tugayı eski Tabur komutanı Ejder Yıldırım'ın şoförü Kadir Yavaş, darbe girişimi sırasında vatandaşların tepkisi artınca Yıldırım'ın kendisine, "Ayaklarına ateş edin, sıkmayan olursa ben gelir size sıkarım." dediğini iddia etti.
Darbe girişiminde, Yıldırım'ın odasındaki ışıkların açık olduğunu gördüğü için odaya gittiğini anlatan Yavaş, "İçeride Ejder Yıldırım'ı gördüm. Bana, 'Genelkurmay Başkanlığına teröristler tarafından saldırı olduğunu ve İstanbul Boğaz Köprüsü'nün teröristler tarafından kesildiğini' söyledi. Bana 'Üzerini giyin gel ve silahımı al gel' dedi. Bende üzerimi giyindim. Silahlığa gittim. Yıldırım'ın silahını aldım. Kendime de bir HK33 silahı aldım." ifadelerine yer verdi.
"Tabur komutanı olarak atandım, emir komuta bende"
Yavaş, şoför olduğu için üzerine zimmetli silah olmadığını anlatırken, "Odaya geldiğimde, Ejder Yıldırım, yaklaşık 10 telsiz ve iki çantayı bana vererek araca koymamı emretti. 'Çıkıyoruz.' diyerek birlikte doldur boşalta geçtik. Doldur boşaltta 4 şarjör HK33 mühimmatı aldı. Bana da almamı emretti. Bende 6 şarjör aldım. Ejder Yıldırım, araç dışında yaklaşık 10-15 dakika telefonla görüştü. Sonra araca gelerek garajlar bölgesine geçmemizi emretti. Yıldırım, orada araçtan indi." ifadelerini kullandı.
Yıldırım'ın elinde bir kağıtla garajlar bölgesinde rütbelilerle toplantı yaptığına işaret eden Yavaş, "2. Bölük Komutanı Ekrem üsteğmen, Ali üsteğmen, Binbaşı Mustafa Çınaruygan ve karanlıktan göremediğim birçok rütbeli daha oradaydı. Ejder Yıldırım, onlara 'ZPT ve ZMA'ların üzerinde top olmayacak uçaksavar olacak.' diye talimat veriyordu. Binbaşı Mustafa Çınaruygan, Ejder Yıldırım'ı görünce 'Komutanım sizin ne işiniz var burada?' dedi. Yıldırım da ona 'Sen karışma benim işime.' İsmini hatırlayamadığım birisini söyleyerek, 'Onun emri ile tabura yeniden tabur komutanı olarak atandım, emir komuta bende' dedi." beyanında bulundu.
Yavaş, tugaydan bölükler halinde çıktıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Ejder Yıldırım, kullandığım araca bindi ve en önde biz, arkamızda diğer zırhlı araçlar ile beraber hareket ederek nizamiyeden çıktık. Yaklaşık yirmi dakika sonra bir köprü üzerine geldik. Köprü üzerinde bana araçla yolu kesmemi emretti. Ben de yolu kestim. 'Komutanım ne yapacağım?' diye sordum. O da bana 'Sen burada kal, yolu kes, buradan sivil araç ve vatandaş geçmesin.' dedi. Araçtan inerek arka taraftaki bir ZPT'ye bindi ve ZPT'nin uçaksavarına geçti. Ben orada köprü üzerine gelen sivil araçları, oradan terör saldırısı var diye geri çevirdim. Halk benim üzerime geldi. Bana küfürler ediyorlardı. 'Git buradan yaptığınız yanlış.' diyorlardı."
Bozulan bir askeri araçtaki yaklaşık 10 personelin takviye olarak yanına geldiğini belirten Yavaş, şunları kaydetti:
"Vatandaşlar üzerimize geliyorlardı. Uzman Çavuş Tarık Kaya önde, biz arkada vatandaşları uzaklaştırmaya çalışıyorduk. Vatandaşların tepkisi artınca Ejder Yıldırım'ı aradım. 'Komutanım vatandaşların tepkisi arttı ne yapalım?' diye sordum. O da bana 'Ayaklarına ateş edin.' dedi. Telefonu kapattı. Ben uzmanın yanına gidip Ejder yarbayı aradığımı söyledim. Verdiği emri ilettim. Bunun üzerine ben ve diğer köprü üzerinde bulunan personel havaya uyarı atışı yaptık. Bunun üzerinden yaklaşık yirmi dakika kadar geçti. Beni Ejder Yıldırım aradı. Durumumuzu sordu. Bende aynı olduğunu, vatandaşların çoğaldığını, üzerimize geldiğini söyledim. O da bana 'Ayaklarına sıktınız mı?' diye sordu. Ben 'hayır' dedim. O da bana 'Siz sıkmazsanız, gelir ben size sıkarım.' dedi. Biz havaya ateş etmeye devam ettik."
Şüphelilerden Tarık Kaya'nın yanlarına gelerek "kaçıyoruz" dediğini öne süren Yavaş, ifadesinde şunları belirtti:
"Araca bindik, çalışmadı. O sırada halktan birisi benim silahımı çekip elimden aldı. Silahım, vatandaşta kaldı. O esnada bomba atıldı. Oradan kaçtık, bilmediğimiz bir yöne gittik. Kaçarken bize ateş edildi, yere yattık sonra da kalkarak koşmaya devam ettik. Bilmediğim bir yere geldik, Uzman Çavuş Tarık Kaya birisini arayarak bir araç çağırdı. Bulunduğumuz yere gelen araçla bir eve gittik. O evde pazar günü öğlen saatlerine kadar kaldık, sonra da Tarık uzman 'Kışlaya gidiyoruz.' dedi. Kışlaya gittiğimizde girişlerin kapalı olduğu için tel örgülerden atlayarak kışlaya girdik. Kaçarken er Mesut vuruldu ve yanına tanımadığım bir kişiyi daha orada bıraktık. Ejder Yıldırım'ın emri ile hareket ettik. Güzergahı bilmiyorum ama Ankara Emniyet Müdürlüğünün oradaki köprüye gittik. Pazartesi günü merkez komutanlığı görevlileri geldi bizi gözaltına aldılar. "
Şüpheli İbrahim Uzun da beyanında Yavaş'ın köprüden hiçbir şekilde araç ve sivil geçişine izin verilmemesini Tarık Kaya'ya ilettiğini belirterek, "Hatta geçmek isteyen olursa önce havaya sonra ayaklarına sıkılmasını söyledi. Bunun üzerine halk üzerimize gelince havaya bir kaç el ateş ettik." şeklinde savunma yaptı.
Şüphelilerden Selçuk Öztürk ise Yavaş'ı, "Vatandaş yaklaşmasın diye havaya ve ayrıca elinde bayrak olan bir vatandaşa doğru ateş ederken gördüğü"nü iddia etti.
Birazdan Hava Kuvvetleri Burayı Bombalayacak"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, 4. Kolordu Komutanlığı ve Mamak 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına bağlı birliklerde yaşananlara ilişkin iddianamede ifadesine yer verilen şüpheli eski üsteğmen Mustafa Fidan, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önüne geldiklerinde eski yarbay Ejder Yıldırım'ın araç komutanlarına, "Birazdan hava kuvvetleri burayı bombalayacak, sonra bu binaya gireceğiz." dediğini öne sürdü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 216'sı tutuklu 268 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar şüphelilerin savunmalarına yansıdı.
Şüphelilerden eski üsteğmen Mustafa Fidan, iddianamede yer alan savunmasında, olay günü nöbetçi subay olduğunu, akşam 21.00'de alarm verildiğini ve ardından da eski yarbay Ejder Yıldırım'ın çağırması üzerine yanına gittiğini ifade etti.
Yıldırım'ın kendisine, "Askerler tam teçhizatlı olarak içtima yapsınlar, araçlar 3 numaralı nizamiye önünde yol durumu alsınlar." şeklinde emirler verdiğini aktaran Fidan, terör saldırısı olduğu gerekçesiyle saat 22.30 sularında birlikten teçhizatlı olarak araçlarla dışarı çıktıklarını beyan etti.
Kendisinin birlikten çıkan en son aracın komutanı olduğunu, araçtakilerin nereye gidildiğinden haberdar olmadıklarını iddia eden şüpheli Fidan, eski Üsteğmen Ümit Acar'ın kendisini telefonla arayarak, "teröristlerin sivil araçlarıyla yola barikat kurabilecekleri, böyle bir durumda araçların ezerek geçilmesi" yönünde emir verdiğini anlattı.
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önüne geldiklerinde eski Yarbay Yıldırım'ın araçtan inerek birileriyle konuştuğunu ve aracına tekrar geldiğinde herkese ateş emri vererek ateş etmeye başladığını, kendisi ve araçtakilerin bu emre uymadığını ifade eden Fidan, Yıldırım'ın araç komutanlarını aşağıya çağırarak, "Burası Ankara İl Emniyet Müdürlüğü. Birazdan hava kuvvetleri burayı bombalayacak, sonra bu binaya gireceğiz." dediğini öne sürdü.
Fidan, yaşananların terör saldırısı olduğundan şüphelenmesi üzerine görüştüğü eski binbaşı Mustafa Çınaruygan'ın ise kendisine, "Askerin polisi vur emri var, emrin gereğini yapın." dediğini belirtti.
Bunun ardından eski Üsteğmen Ali Görmez'in araçlarına binerek komutayı devraldığını kaydeden Fidan, Görmez'in kendilerine, "Emniyeti Fetullahçılar basmış, müdahale edeceğiz." dediğini, bunun üzerine Ankara İl Emniyet binasının nizamiyesinden Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) ile giriş yaptıklarını, Ali Görmez'in aracın dışına çıktığı esnada vurularak ZPT'nin içine düştüğünü, ilerleyen zamanda şüphelilerden Yıldırım'ın da kolundan yaralandığını kaydetti.
Yaşanan olayların ardından askerlere herhangi bir emir vermeden bölgeden ayrıldığını savunan Fidan, polislere durumu anlatarak teslim olduğunu beyan etti.
Şüphelilerden Ömer İşler ise iddianamedeki beyanında, Fidan'ın uçaksavarla ateş emri verdiğini öne sürdü.
Darbe girişiminde atılan mesajlar ortaya çıktı.. 'Ejder geri çekil'
4. Kolordu Komutanlığı ve 28 Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki darbe faaliyetine katılan şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 15 Temmuz gecesi “Türkiyem” isimli bir Whatsapp grubu üzerinden yazışmalar yaptıkları, talimatlar aldıkları ortaya çıktı.
15 Temmuz gecesi darbe girişimine kalkışan bir grup askerin 'Türkiyem' isimli grupta yapılan yazışmalar ortaya çıktı. 18:45'te kurulan Whatsapp grubunda konuşmalar arasında çarpıcı detaylar göze çarpıyor. İşte Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen dava dosyasından çıkan o mesajlar...
WHATSAPP GRUBU YAZIŞMALARI ÇIKTI
4. Kolordu Komutanlığı ve 28 Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki darbe faaliyetine katılan şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 15 Temmuz gecesi "Türkiyem" isimli bir Whatsapp grubu üzerinden yazışmalar yaptıkları, talimatlar aldıkları ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve bağlı birliklerden, 15 Temmuz darbe girişimine katılan toplam 268 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Dosyada şüphelilerin oluşturduğu "Türkiyem" isimli Whatsapp grubundaki konuşmalar girdi.
Söz konusu grupta firari Tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun saat 00.54'te "Hiçbir vatandaşın ZPT veya araçların üzerine çıkmasına müsaade edilmeyecek. Direkt müdahale edin indirin" talimatı verdiği görüldü. Kalyoncu tarafından aynı Whatsapp grubuna saat 00.41'de yazdığı mesaj da ise "Ejder geri çekil. Hava Kuvvetleri emniyete doğrudan müdahale edecek." şeklinde yazışma yaptığı belirlendi.
SAAT 18.54'TE KURULDU
İddianamede, Türkiyem isimli grubun Ertuğrul Terzi tarafından, saat 18.54'te kurularak aktif bir hale getirildiği, şüphelilerin bu grup üzerinde iletişim ve irtibata geçildiği kaydedildi.
İddianameye göre, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında yer alan 3. Mekanize Piyade Taburu bünyesinde Ejder Yıldırım tarafından hazırlanan personel ve zırhlı araçlar, Savaş Kabaklı'nın saat 23.53'teki talimatıyla Ejder Yıldırım'ın sevk ve idaresinde kışladan çıkış yaptı.
Kısa bir süre sonra da 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı bünyesinde yer alan Tank Taburunda tabur komutanı olarak görev yapan Nuri Büyükyazı'nın hazırlattığı tank ve personel, onun sevk ve idaresinde kışladan çıktı.
Darbe girişimi sırasında zırhlı araçlarla Ankara Emniyet Müdürlüğüne giden Yarbay Yıldırım, saat 00.05 itibarıyla "Emniyet hv" ve "kuvvet macunu" iletilerini göndererek emniyete hava saldırısı talep etti. Yıldırım, bir dakika sonra "hava" ve "ds" mesajlarıyla saldırı talebini yineledi.
"Hava Kuvvetleri emniyete doğrudan müdahale edecek"
Bunun üzerine Kabaklı, "Hava desteği başka yerde, elindekini kullan." yanıtını verdi. Bu yazışmadan 10 dakika sonra Ercan Türkben, gruba "Yeriniz neresi?" diye yazdı.
Tuğgeneral Ali Kalyoncu da saat 00.41'de gruba attığı mesajda, "Ejder geri çekil. Hava Kuvvetleri emniyete doğrudan müdahale edecek." ifadesini kullandı.
Kalyoncu, saat 00.54'teki mesajında ise "Hiçbir vatandaşın ZPT veya araçların üzerine çıkmasına müsaade edilmeyecek. Direkt müdahale edin, indirin." emrini verdi. Yıldırım da emre, önce "ok" sonra "ettik" yazarak karşılık verdi.
Bu kapsamda, Yıldırım'ın, Ankara Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi içindeki polislere teslim olmaları gerektiğini söylendiği, bu çağrıya olumlu cevap verilmemesi üzerine, yine Yıldırım'ın talimatıyla polisler ve darbeye karşı koymak için olay yerine gelen vatandaşlara doğru yakın mesafeden, öldürücü nitelikte silahlarla yoğun şekilde ateş edilmeye başlandığı ortaya çıktı.
Yıldırım'ın talebi sonrasında Ankara Emniyet Müdürlüğüne 01.00 sıralarında F-16 saldırısı gerçekleştirildi.
Ayrıca Yarbay Yıldırım'ın olay günü Akıncı'daki ana jet üs komutanlığında olduğu belirlenen Osman Doğan'a attığı "Abi, ne kadar zaman sürer, hadi." mesajlarıyla doğrudan hava desteği istediği tespit edildi
Asker ve Polis "Yalanlar"La Karşı Karşıya Getirilmeye Çalışılmış
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016 gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü önüne giden askerleri, polisle karşı karşıya getirmek için "IŞİD, polis kıyafeti giymiş", "Emniyet güçleri rehin, onları kurtaracağız", "Emniyet Müdürlüğünü teröristler işgal etti, onları temizleyeceğiz" gibi yalanlar ortaya attığı tespit edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 216'sı tutuklu 268 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, 15 Temmuz 2016'da Ankara Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi, Akköprü ve çevresinde bulunan şüphelilerin ifadeleri dikkati çekiyor.
Zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) şoförü olan şüpheli Ferdi Özcan, ifadesinde, olay günü Tabur Komutanı Yarbay Ejder Yıldırım'ın emri doğrultusunda mühimmat alarak, nizamiyeden çıktıklarını belirtti.
Nereye gittiklerini sorduğu Başçavuş İdris Başkaya'nın kendisine "Tatbikat var." dediğini aktaran Özcan, diğer araçlarla Ankara Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu Akköprü civarına geldiklerini ifade etti.
Bu sırada eski Üsteğmen Ümit Acar'ın kendilerine "IŞİD polis kıyafeti giymiş, ateş edin" emri verdiğine dikkati çeken Özcan, bunun üzerine aracın kule bölümünde bulunan Savaş Kurnaz'ın uçaksavarla TOMA'lara ateş ettiğini kaydetti.
Acar'ın emriyle TOMA'ları iterek yolu açtığını, Emniyetin önüne geldiğinde, arkasında bulunan araçlardan halkın üzerine ateş açıldığını gördüğünü anlatan Özcan, "Köprünün üzerine çıktık ve Acar'ın emriyle yolu kestik. Bu esnada Acar'ın 'HK-33' silahıyla havaya, helikopterin ateş ettiği yere ve emniyete doğru ateş ettiğini gördüm. Sonrasında köprü girişine bomba atıldı. Bunun üzerine İdris başçavuş, 'İşler farklı yere gidiyor' kışlamıza geri dönüş yapalım dedi ve kışlaya döndük." ifadelerini kullandı.
"TEM binasına girdik"
Sanık Yusuf Altundağ da eski Yarbay Yıldırım'ın içtima alanında konuşma yaparak "Emniyet güçleri rehin alınmış, onları kurtarmaya gideceğiz." dediğini, bunun üzerine mühimmatları alarak zırhlı araçla Akköprü civarına geldiklerini vurguladı.
Şüpheli Savaş Kurnaz ise 15 Temmuz günü Akköprü istikametine giderken neler olduğunu sorduğu Üsteğmen Ali Görmez'in "Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü teröristler işgal etti, yardıma gidiyoruz." dediğini aktardı.
Harun Batur da 15 Temmuz akşamı yat içtimasından sonra yeniden içtima alındığını, herkesin "tam teçhizatlı ve silahlı olarak garajda toplanması"nın istendiğini kaydetti. Rütbelilere, ne olduğunu sorduklarında, "Genelkurmay'a teröristlerce saldırıldığını, polisin yetersiz kaldığını, onlara yardıma gidileceğini" söylediklerini ifade eden Batur, sonrasında Yarbay Yıldırım'ın emri doğrultusunda Akköprü civarına geldiklerini bildirdi.
Yıldırım ile araçtan inerek, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) binasına girdiklerine dikkati çeken Batur, buraya, polis ve halkın gelmesi üzerine teslim olduklarını kaydetti.
"Ateş etmeyene ben sıkacağım"
Şüpheli eski Uzman Çavuş Caner Kaynar ise olay günü "Tatbikat var" diye çağırıldıklarını, Akköprü civarına gittiklerinde Yıldırım'ın, Uzman Çavuş Abdullah Çelen'e "TOMA'lara uçaksavarlarla ateş edin." emrini verdiğine işaret etti. Bu sırada, dışarıdan yoğun silah sesleri geldiğini belirten Kaynar, şu ifadeleri kullandı:
"Ejder Yıldırım'ın araç komutanlarını yanına çağırdığını, onlarla konuştuğunu gördüm. Sonrasında Uzman Çavuş Abdullah Çelen araca gelerek, 'Genelkurmay Başkanının rehin alındığını, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü teröristlerin ele geçirdiğini, görevlerinin Ankara İl Emniyet Müdürlüğündeki teröristleri temizlemek ve emniyet müdürlüğünün kontrolünü sağlamak' olduğunu söyledi. Zırhlı araçlardan bütün personel indi. Emniyet binasına Ejder Yıldırım ve Ali Görmez'in ateş ettiklerini gördüm. Yıldırım, ateş ederken, bizim de ateş etmemiz yönünde emir verdi. Emre uymadım, refüje geçerek kendimi korudum. Yıldırım ve Görmez, Emniyet Müdürlüğü binasına ateş etmeye devam ediyorlardı, emniyet binasından da karşılık veriliyordu. Bu sırada Görmez, bütün personele 'ateş edin, ateş etmeyene ben sıkacağım.' dedi."
Sanık eski Uzman Çavuş Kürşat Aydoğdu da zırhlı araçlarla geldikleri Akköprü'de Yıldırım'ın konvoyu durdurarak " Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ve Genelkurmay Başkanlığını FETÖ'cüler ele geçirmiş, biz de müdahale edeceğiz." dediğini kaydetti.
Darbe Girişimi Gecesi HSYK ve AA'yı da Basacaklardı
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi gecesi, Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne düzenlenen saldırının kilit isimlerinden eski Tabur Komutanı Yarbay Ejder Yıldırım'ın o gece kullandığı araçtan, aralarında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Emniyet, Belediye, Anadolu Ajansının da yer aldığı kurumlara kaç araç ve personel sevkinin yapılacağına ilişkin intikal notları çıktı.
Şüphelilerin, olay tarihi itibarıyla aslında Genelkurmay Başkanlığı Cari Harekat Daire Başkanlığında görevli olan fakat akşam saatlerinde önceki görev yeri 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına gelerek 3. Mekanize Piyade Taburunun emir ve komutasını alan eski Tabur Komutanı şüpheli Yıldırım'ın emirleri doğrultusunda, Ankara'nın çeşitli noktalarını kontrol altına almak amacıyla zırhlı araçlarla kışla dışına çıktıkları belirlendi.
Yıldırım'ın da içinde yer aldığı konvoyun, mühimmat yüklü olarak, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ve Ankamall Kavşağı'nı kontrol altına almak amacıyla yola çıktığı, zırhlı muharebe araçlarına uçaksavar mermisi ve benzeri ağır mühimmatın yüklendiği de tespit edildi.
İddianamede, darbeye iştirak eylemlerinde, 4. Kolordu Komutanlığına bağlı komutanlıklara, "Ankara ilinde çeşitli noktaları kontrol altına almak, kritik öneme sahip çeşitli kurumları ele geçirmek, Sıhhiye, Ulus, Kızılay gibi önemli kavşaklarda kontrolü ele almak, gerektiğinde yol tıkama ve darbeye karşı gelişebilecek olası bir direniş halinde, bunun bastırılması" görevinin verildiği yönünde kanaate ulaşıldığı belirtildi.
Şüphelilerden Yıldırım'ın sevk ve idaresinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne düzenlenen saldırı için oluşturulan konvoyda yer alan ve Yıldırım'ın kullanımında olan Land marka araçta ele geçirilen dokümanların incelenmesinde, Ankara'daki çeşitli kavşak ve noktalara ilişkin hava haritaları, intikal planı, hangi kavşak ve noktalara kaç araç sevkinin gerektiği, aralarında HSYK, Emniyet, Belediye, Anadolu Ajansının da yer aldığı kurumlara kaç araç ve personel sevkinin yapılacağına ilişkin intikal notları bulundu.
Darbeciler Ankara'yı İki Koldan Ele Geçirecekti
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminden 4 gün önce Altınpark'ta bir evde toplanan darbecilerin, Ankara şehir haritası üzerinde planlama yaptığı, burada ikiye böldükleri kentin yarısının Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Komutanlığı, diğer yarısının ise Mamak 'taki tugayın kontrolünde olmasını kararlaştırdıkları ortaya çıktı.
İddianamede, Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin 330 sanığın yargılandığı davanın sanıklarından ve olay tarihinde Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde Kurmay Albay rütbesi ile görev yapan Bilal Akyüz'ün, İstanbul'da Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisi Eğitimi kapsamında, 29 Şubat 2016-27 Temmuz 2016 tarihlerinde icra edilecek eğitime katılmak üzere görevinden ayrıldığı ancak 15 Temmuz 2016 öncesi hafta başında istirahatli olduğu gerekçesiyle Ankara'ya geldiği belirtildi.
Akyüz'ün, 11 Temmuz 2016 günü Ankara'dan Polatlı ilçesine gelerek, tuğgeneral rütbesiyle görev yapmakta olan dönemin 58. Topçu Tugay Komutanı Murat Aygün ile görüştüğü, şahısların harita üzerinde çalışma yaptığı aktarılan iddianamede, bu çalışmada, Ankara il merkezinde tespit edilen 10 ayrı kavşak noktası ile TİB ve TÜRKSAT'ın ele geçirilmesi görevlerinin, 58. Topçu Alayına verildiği anlatıldı.
Bu çalışmanın ardından Bilal Akyüz'ün Polatlı'dan ayrılıp Ankara'ya dönerek, Altınpark civarında bulunan bir eve gittiği ve bu evde saat 18.00 sularında yapılan toplantıya katıldığı belirtilen iddianamede, bu toplantıda, firari şüpheliler Ali Kalyoncu, Ercan Türkben ve Savaş Kabaklı'nın da bulunduğu ifade edildi.
Bir süre sonra, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında yer alan ve FETÖ çatı iddianamesinin sanıklarından Mamak'taki 28. Mekanize Tugay Komutanlığına bağlı eski 2. Mekanize Piyade Taburu Komutanı Yarbay Ertuğrul Terzi ve İstanbul'daki FETÖ çatı iddianamesi sanıklarından Murat Yanık'ın gelmesi ile toplantının başladığı vurgulandı.
Firari Ali Kalyoncu ve diğer katılanların, toplantıda, "Yönetime el koyacağız, darbeye ilişkin planlama yapıyoruz." şeklinde sözler sarf ettikleri ve önlerinde bulunan Ankara şehir haritası üzerinde, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığının hangi noktaları nasıl ele geçirip kontrol edeceği, kritik noktalara, kurum ve kuruluşlara nasıl konuşlanacaklarını konuşup planlama yaptıkları ortaya çıktı.
Bu planlama sonucunda, 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı içerisinde yer alan tank taburunun, Nuri Büyükyazıcı komutasında Genelkurmay kavşağını kontrol altına alıp, Genelkurmay Başkanlığı Karargahını ele geçirmek ve sonrasında güvenliğini sağlamak, Ejder Yıldırım'ın ise Akköprü ve Ankara Emniyet Müdürlüğü bölgelerini kontrol altına alıp ele geçirmekle görevlendirildiği belirlendi.
Murat Yanık'ın ifadesi
İddianamede, bu konuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan FETÖ çatı iddianamesinin şüphelileri arasında yer alan eski Kurmay Binbaşı Murat Yanık'ın ifadesine de yer verildi.
Buna göre Yanık, Harp Akademileri Komutanlığında öğretim üyeliği yapmakta iken 2016 yılı atamalarında 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına Tabur Komutanı olarak atandığını, 11 Temmuz günü sabah saatlerinde Ertuğrul Terzi'nin kendisini arayarak, "Ankara'ya gelip gelemeyeceğini" sorduğunu, kendisinin de olumlu yanıt verip aynı gün otobüsle Ankara'ya geldiğini anlattı.
Ankara'da Altınpark civarında bulunan bir evde Savaş Kabaklı, Ali Kalyoncu, Kurmay Albay Bilal Akyüz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, Mamak Tabur Komutanı Yarbay Ercan ve Ertuğrul Terzi ile bir araya geldiklerini belirten Yanık, burada Tuğgeneral Ali Kalyoncu ve diğerlerinin "Yönetime el koyacağız, darbeye ilişkin planlama yapıyoruz." şeklinde konuşmalar yaptıklarını aktardı.
Kalyoncu ve diğerlerinin, önlerinde bulunan Ankara şehir haritası üzerinde, "Mamak'taki tugayın hangi noktaları kontrol edeceğini, Ankara'da kritik noktaları ve kurum ve kuruluşlara nasıl konuşlanacaklarını" konuştuklarını dile getiren Yanık, Ankara'yı ikiye böldüklerini, "Yarısının Etimesgut'ta bulunan Zırhlı Birlikler Komutanlığı, diğer yarısının ise Mamak'taki tugayın kontrolünde olduğunu söylediklerini" ifade etti. Yanık, evdeki toplantı devam ederken, bir süre sonra Ejder Yıldırım'ın da, çağrılması üzerine saat 00.30 gibi geldiği, toplantının saat 03.30 gibi bittiği ifadesini verdi.
İddianamede, şüpheli Ejder Yıldırım'ın, "Murat Yanık'ı uzun süredir görmediğini" beyan ettiği ancak dosya içeriğine alınan HTS analiz raporlarına göre, her iki kişinin, aynen Yanık'ın ifade ettiği üzere aynı tarihte baz birlikteliklerinin bulunduğu tespiti de yapıldı.
Bilal Akyüz'ün, ayrıca firari general Ali Kalyoncu ile darbe gecesi saat 20.36 ile 16 Temmuz 2016 saat 06.25 saatleri arasında 27 kez görüşme yaptığı kaydedildi.
Darbeci Komutan Elinde Türk Bayrağı Olan Kadın ile Polisi Gözünü Kırpmadan Vurmuş
İddianamede, eski Tabur Komutanı Ejder Yıldırım'ın gözünü kırpmadan elinde Türk bayrağı olan bir kadın ile elleri yukarıda "Allah rızası için yapmayın" diyerek yaklaşan bir polis memurunu vurduğu belirtildi.
İddianamede ifadesine yer verilen şüphelilerden er Ferhat Sak, olay gecesi şüphelilerden eski Tabur Komutanı Ejder Yıldırım'ın talimatı ile araçlara bindiklerini, araçlara HK33 ve uçaksavar mühimmatı dağıtıldığını söyledi.
"Herkes sıkacak, sıkmayanın kafasına ben sıkarım"
Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün yanında bulunan Ankamall'a vardıklarında Ejder Yıldırım'ın telefonla konuştuğunu anlatan Sak, Yıldırım'ın telefonda "Komutanım ateş emri veriyorum" dediğini kaydetti. Daha sonra Yıldırım'ın diğer şüphelilerden eski Uzman Çavuş Abdullah Çelen'e dönerek "Herkes sıkacak, sıkmayanın kafasına ben sıkarım" dediğini aktaran Sak, bunun üzerine bazı askerlerin uçaksavarlarla ateş etmeye başladığını söyledi.
Sak, Ejder Yıldırım'a "Komutanım bunlar polis, polislere mi sıkacağız" sorusunu yöneltmesi üzerine Abdullah Çelen'in "Bunlar Fetullah'ın polisleri" cevabını verdiğini belirtti.
Darbeci komutan elinde Türk bayrağı olan kadına ateş etti
Yıldırım ve yanındaki bir grup askerin nizamiyede bulunan polislerin yanına gittiğini, "Buranın kontrolü bizde. Bırakın silahlarınızı" dediğini anlatan Sak, polislerin buna itiraz ettiğini söyledi. Bunun üzerine tekrardan araçlara dönüldüğünü kaydeden Sak, araca elleri yukarıda "Allah rızası için yapmayın" diyerek yaklaşan bir polis memuruna ve elinde Türk bayrağı olan bir kadına Yıldırım'ın ateş ettiğini vurguladı. Sak, Yıldırım'ın telefonla konuşarak, "Komutanım hava desteğine ihtiyacımız var" dediğini, 5 dakika sonra da emniyete bomba atıldığını kaydetti.
"Yaptığınız iş yasal, ateş edin"
Şüphelilerden er Mehmet Küney, Ejder Yıldırım'ın "Ateş et" emri üzerine iki, üç zırhlı araçtan ateş edildiğini belirterek, Abdullah Çelen'in "Bunlar gerçek polis değil, bunlar Fetullah Gülen'in polisleri. Yaptığınız iş yasal, ateş edin" dediğini söyledi.
DAHA ÖNCE 38 SANIKLI DAVA AÇILMIŞTI
4 hafta önce 6 Nisan tarihinde de yine aynı komutanlıkta, yani Ankara Mamak 28. Mekanize Tugayı'nda, Darbe Yapılanmasına karşı 38 sanıklı bir iddianame daha hazırlanmıştı. 38 sanık hakkında hazırlanan ve Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 6 Nisan'daki iddianamede, darbe girişiminden sonra Genelkurmay Başkanlığı karargah bahçesinde tank, zırhlı mekanize ve lastik tekerlekli araçlar bulunduğu, bunların 28. Mekanize Tugayından darbe için geldiklerinin belirlendiği ve soruşturmaya başlandığı, buradan hareket eden tanklarla ilgili olarak ayrı soruşturma yürütüldüğü, iddianamedeki şüphelilerin ise Genelkurmay Başkanlığına giden Kobra, Land, zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) ve zırhlı muharebe araçlarındaki (ZMA) askerler oldukları bildirilmişti. Darbe planlamasında 28. Mekanize Tugay Komutanlığına 'atanan' Ali Kalyoncu ve 4. Kolordu Komutanlığına 'atanan' Osman Ünlü'nün, darbe girişimi gecesi 28. Mekanize Piyade Tugayı ve 4. Kolordu Komutanlığına geldikleri, tugay ve kolordunun emir ve komutasını, darbeciler adına cebren ele aldıkları kaydedilen iddianamede, askerlerin de yanlarında yer almasıyla tugay ve kolordu üzerinde darbecilerce hakimiyetin sağlandığı belirtildi.
268 sanıklı yeni iddianame, bu davanın devamı niteliğindeki ikinci dava olacak.
32 TAHLİYE
24.04.2017 19:28 FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin soruşturmada 32 er tahliye edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Ender Coşkun, Jandarma Genel Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin soruşturma kapsamında tutuklu bulunan 32 erin tahliyesini talep etti.
Güvenlik kamerası görüntülerini izleyen savcı Coşkun, darbe girişiminde yer almadığı tespit edilen erler için nöbetçi sulh ceza hakimliğine başvurdu.
Talebi değerlendiren hakimlik, erlerin tahliyesine karar verdi.
Tahliye edilen erlerin FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 28. Mekanize Piyade Tugayından zırhlı araçlarla Jandarma Genel Komutanlığı'na gelen grubun içinde yer aldığı öğrenildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Nisan (2017) 'Ankara Mamak 28. Mekanize Tugayı Darbe Yap. 268 sanık' davası
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-06 Nisan (2017) 'Ankara Mamak 28. Mekanize Tugayı Darbe Yap. 38 sanık' davası
(22 Nisan 2017, 12:56), son güncel.: (24 Nisan 2017, 19:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: