Türkiye'den bir grup avukat, senatör Schummer, savcı Bharara, Michael Rubin ve Graham E. Fuller'in de aralarında bulunduğu ABD'li 17 üst düzey kişi hakkında FETÖ'yle bağlantılı oldukları veya yardım ettikleri iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dilekçeyi işleme koydu ve suçlanan ABD'liler hakkında inceleme başlattı. Suç delillerinin de sıralandığı dilekçenin kabul edilmesi ve soruşturma başlatılması üzerine, ilerleyen süreçte şüpheliler hakkında uluslararası gözaltı ve tutuklama kararları verilmesi olasılığı belirdi. Bu gerçekleştiği taktirde, şüphelilerin Türkiye'ye girmeleri halinde tutuklanabilecekleri bildiriliyor. Mavi Marmara olayında İsrail'i en çok endişelendiren hususlardan biri, soruşturmada haklarında tutuklama kararı verilen İsrailli yetkililerin Türkiye ya da diğer bazı ülkelerde tutuklanabilmeleri ihtimali olmuştu. Bu nedenle, suç duyurusunun ABD'li yetkilileri çok rahatsız ettiği belirtiliyor.
15.04.2017 12:44 New York Senatörü Charles (Chuck) E. Schummer, savcı Preetinder Singh Preet Bharara, OFAC Başkanı David Cohen, Türk Amerikan Birliği Başkanı Faruk Taban, Michael Rubin ve Graham E. Fuller'in de aralarında bulunduğu 17 kişi hakkında Fetullahçı Terör Örgütü'yle iltisaklı oldukları veya yardım ettikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dilekçeyi işleme koydu ve suçlanan ABD'liler hakkında inceleme başlattı.
14 Nisan'daki gelişmeye göre, Mehmet Sarı ve Rıza Saka'nın da aralarında yer aldığı bir grup avukat, FETÖ'yle iltisaklı olduğu veya yardım ettiği öne sürülen yurt dışındaki bazı tanınmış isimler hakkında hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sundu.
Dilekçede, kumpas davaları, MİT tırlarının durdurulması, 17/25 Aralık operasyonları, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar geçen süre içerisinde Türkiye'nin ''yeni bir istiklal harbinin şartları'' içerisinde çok yönlü saldırılara maruz kaldığı belirtilerek, 15 Temmuz darbe teşebbüsünü planlayan, iştirak eden, yabancı televizyon kanalları ve internet ortamı dahil bütün medya mecralarında destekleyen ve yardımda bulunan kişiler arasında 'müttefik' diye bilinen ülkelerin istihbarat, dışişleri, ordu, emniyet ve hatta yargı mensuplarının da yer aldığı kaydedildi.
'İzahını Kendilerinin Yapması Gerektiği...'
NATO üslerinde görev yapan dost ve müttefik olarak bilinen ülkelerin kongrelerine, parlamentolarına kadar sızan veya iş birliği sağlayan FETÖ şüphelisi şahısların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, Cumhurbaşkanı'na, Hükümet'e, orduya, polise ve her bir ferdine karşı işledikleri suçların aydınlatılması gerektiği vurgulanan dilekçede, ''OFAC bünyesi içerisindeki bir grup, bazı kumpas operasyonlarının parçası olmuştur. 17/25 Aralık operasyonları, 15 Temmuz darbe girişimi, Gezi olayları gibi bu tür eylemlerle kendilerini göstermişlerdir. Nitekim orduya, hükümete, bazı kişilere, derneklere, bankalara, kurumlara ve Türkiye Cumhuriyetince yürütülmekte olan kamu projelerine karşı engelleme faaliyetleri yapılmıştır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti iç hukukuna yönelik olarak yapılan bu tür eylemler cezalandırılmalıdır. Yine bunların işbirlikçileri de sorumlu tutulmalıdır. Halihazırda Türk Ordusu mensubu olarak NATO bünyesinde görev yapan 462 subaydan 237'sinden yurda dönmesi istenmiş, 200 subay bulundukları yerlerde (örneğin Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu gibi zanlılar NATO müttefiki ülkelerde) izahını kendilerinin yapması gerektiği tarzda darbe teşebbüsüne ilişkin soruşturmalardan himaye edilmektedir.'' denildi.
Dilekçede, FETÖ/PDY silahlı suç örgütü tarafından kurulan PII ve TCC gibi kuruluşların mensuplarınca milyonlarca dolarla beslendiği ABD resmi kayıtlarında da açıkça görülen, Amerikan devlet organları içine FETÖ elemanlarının sızmaları, ABD'de oturma, çalışma müsaadelerinin alınmasında, vatandaşlık ve sığınma hakkı sağlanması gibi konularda suistimalleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yargı ve hükümet organlarına baskı yapılması için başkan ve yardımcıları dahil Amerikan devlet organlarını kişisel menfaat ve ilişkilerinde araç etmeye yönelik eylemleri nedeniyle cezalandırılması gerektiği öne sürülen şüpheliler şu şekilde sıralandı:
''Senatör Charles (Chuck) E. Schummer, Preetinder Singh Preet Bharara, OFAC Başkanı David Cohen, TAA / Turkic American Alliance; Türk Amerikan Birliği Başkanı Faruk Taban, TCC / Turkish Cultural Center; Türk Kültür Merkezi Avukat Zafer Akın, TCAE / Turqouise Counsil Of Americans And Euroasians; Avrasya Amerikalılar Turkuaz Konseyi Kemal Öksüz, Rumi Formundan Emre Çelik, Michael Rubin, eski emniyet müdürü Ahmet Sait Yayla, Henry Barkey, Graham E. Fuller, Mid Atlantic Federation Of Turkic American Associations (Orta Atlantik Türk Amerikan Federasyonu) Mahmut Yeter, TABN (Türk Amerikan İş Grubu) Talha Saraç, Recep Özkan, Burak Yeneroğlu, Ralph Peters ve CIA Direktörü John Brenan.''
Dilekçede, kumpas davalarından 15 Temmuz darbe girişimine kadar Türkiye Cumhuriyet Devleti ve milletine karşı işlenen suçlardan dolayı kendi ülkelerinin hukuk sistemleri içerisinde kendi yurttaşlarına ve devlet düzenine karşı işledikleri ağır suçlar nedeniyle suç duyuruları ve şikayetlerin orada da yapılacağı ifade edilerek, ''Yurttaşı olmaktan onur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, başkaca bir devletin tahakküm ve hukuk düzenine uymak zorunda olmayan yüce Türk Milletimizin kumpas ve darbelere muhatap bırakılmış fertleri olarak, şüpheliler ülkemize girdiği andan itibaren gözaltına alınarak gerekli sorgulamaların yapılmasını talep ediyoruz'' ifadesine yer verildi.
Dilekçedeki Kilit İsimler
Dilekçede, şüpheliler hakkında gerekli soruşturma yapıldıktan sonra ''cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' ve ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından dava açılması istendi.
Yurt dışında bulunan ve FETÖ'yle iltisaklı oldukları veya yardım ettikleri öne sürülen kişiler hakkında hazırlanan suç duyurusu dilekçesinde, ABD'de önemli görevlerde bulunan bürokratlar, siyasetçiler, istihbaratçılar ve akademisyenlerin yanı sıra Türkiye'den kaçarak faaliyetlerini ABD'de sürdüren ve terör örgütü FETÖ yapılanması içerisinde önemli konuma sahip olduğu iddia edilen isimler bulunuyor.
ABD'deki önemli isimlerin başında Demokrat Partinin New York Senatörü olan Charles Ellis 'Chuck' Schummer geliyor. Schummer, terör örgütü FETÖ'den aldığı milyonlarca dolara ulaşan bağışlarla ve örgütün ABD siyaseti içerisinde savunuculuğunu yapmasıyla tanınıyor.
Listede Savcı Bharara Da Var
Rıza Sarraf davası ile dikkati çeken eski New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara da FETÖ yapılanmasına destek verdiği ve örgütle yakın ilişkiler içinde olduğu ortaya çıkan bir diğer önemli isim.
ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarlığı ile Bakan Yardımcılığı yaptıktan sonra CIA Direktör Yardımcılığına atanan David Cohen de Halkbank'a yönelik başlatılan mali operasyon ve FETÖ ile olan bağlantılarıyla ön plana çıkan isimlerin başında geliyor.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'de ikamet etmesi için yaptığı yeşil kart başvurusuna kefil olan eski CIA Direktörü ve RAND düşünce kuruluşu danışmanlarından Graham Fuller ile Wilson Center Ortadoğu Programı Direktörü ve Türkiye uzmanı Henry Barkey de dilekçede isim geçen önemli kişiler arasında.
Savcıyı Katleden Terörist İle Akraba Çıkan Fetö Şüphelisi
Dilekçede ismi geçen bir diğer önemli isim de Amerikan Girişimcilik Enstitüsünün (AEI) uzmanlarından Michael Rubin. Terör örgütü FETÖ ile son yıllardaki yakınlığıyla dikkati çeken Rubin, 15 Temmuz darbe girişimini öven, Türkiye ile ilgili tartışmalı söylemleri ve yazılarıyla gündeme gelen, yeni muhafazakar (neo-con) ve İsrail yanlısı kimliğiyle tanınan bir isim.
'Kumpas Kurulduğu İddiası İle...'
Dilekçede dikkati çeken bir diğer önemli isim ise Türkiye'den ABD'ye kaçan eski emniyet müdürü Ahmet Sait Yayla. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden Şafak Yayla ve terör örgütü DHKP-C bölge sorumlusu Bulut Yayla ile de akraba olan ve 'Kozmik Oda' olarak bilinen soruşturmada TSK personeline FETÖ tarafından 'kumpas' kurulduğu iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada firari olarak aranan Yayla, Türkiye aleyhine yazdığı yazılar ve katıldığı konferanslarda yaptığı konuşmalarla tanınıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde ayrıca terör örgütü FETÖ'nün New York, Washington DC, Chicago, Atlanta, Houston ve Los Angeles'taki 6 farklı federasyonunu çatısı altında toplayan Türk Amerikan Birliğinin Başkanı Faruk Taban, FETÖ'nün 'dinler arası diyalog' söylemi üzerinden 'barış' iddiasıyla birçok faaliyette bulunan Rumi Forum Başkanı Emre Çelik ve FETÖ'ye bağlı önemli kuruluşlardan sayılan Barış Adaları Enstitüsü Başkanı Avukat Zafer Akın gibi isimler de yer alıyor.
ABD Rahatsız
Suç delillerinin de sıralandığı dilekçenin kabul edilmesi ve soruşturma başlatılması durumunda, şüpheliler hakkında uluslararası gözaltı ve tutuklama kararları verilmesi olasılığı bulunuyor. Bu gerçekleştiği taktirde, şüphelilerin Türkiye'ye girmeleri halinde tutuklanabilecekleri de bildiriliyor. Mavi Marmara olayında İsrail'i en çok endişelendiren hususlardan biri, soruşturmada haklarında tutuklama kararı verilen İsrailli yetkililerin Türkiye ya da diğer bazı ülkelerde tutuklanabilmeleri ihtimali olmuştu. Bu nedenle, suç duyurusunun ABD'li yetkilileri rahatsız ettiği belirtiliyor.
VE SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ!
Suç duyurusunun ertesi gün önemli bir gelişme yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, bir savcı görevlendirdi ve dilekçede suçlanana ABD'li isimler hakkında inceleme başlattı.
FETÖ'ye yardım ettikleri iddiasıyla aralarında ABD'li savcı Bharara, CIA'in eski Başkan Yardımcısı, Orta Doğu ve Türkiye uzmanı Henri Barkey ve Michael Rubin gibi isimlerin de bulunduğu 17 kişi hakkında inceleme başlatıldı.
Türkiye'den bir grup avukatın, New York Senatörü Charles (Chuck) E. Schummer, savcı Preetinder Singh Preet Bharara, OFAC Başkanı David Cohen, Wilson Center Ortadoğu Programı Direktörü Henry Barkey, Türk Amerikan Birliği Başkanı Faruk Taban, Michael Rubin ve Graham E. Fuller'in de aralarında bulunduğu 17 kişi hakkında Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) iltisaklı oldukları veya yardım ettikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulunması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.
17 Kişi Hakkında Suç Duyurusu
Aralarında Mehmet Sarı ve Rıza Saka'nın da yer aldığı bir grup avukat, FETÖ'yle iltisaklı olduğu veya yardım ettiği öne sürülen ABD'de yaşayan tanınmış 17 kişi hakkında, hazırladıkları dilekçeyle suç duyurusunda bulundu.
Başvurunun ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca bir savcı görevlendirilerek, senatör Charles (Chuck) E. Schummer, savcı Preetinder Singh Preet Bharara, OFAC Başkanı David Cohen, Türk Amerikan Birliği Başkanı Faruk Taban, Türk Kültür Merkezinden avukat Zafer Akın, Avrasya Amerikalılar Turkuaz Konseyinden Kemal Öksüz, Rumi Formundan Emre Çelik, Michael Rubin, eski emniyet müdürü Ahmet Sait Yayla, Henry Barkey, Graham E. Fuller, Orta Atlantik Türk Amerikan Federasyonundan Mahmut Yeter, Türk Amerikan İş Grubundan Talha Saraç, Recep Özkan, Burak Yeneroğlu, Ralph Peters ve CIA Direktörü John Brenan hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve ' Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' ile 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından işlem başlatıldığı kaydedildi.
17 Temmuz'da Yapılan Toplantı Soruşturma Dosyasına Girdi
Savcılığın, söz konusu kişilerin Türkiye'ye giriş-çıkış kayıtları, FETÖ şüphelileriyle irtibatları, söz konusu irtibat neticesinde kalkıştıkları veya icra ettikleri bir eylemin olup olmadığına ilişkin araştırma yapılması için ilgili kurumlara talimat verdiği öğrenildi. Savcılığın, aynı zamanda şüphelilerin FETÖ lehine yaptıkları açıklama, konuşma ve sosyal medyadan paylaştıklarını da soruşturmaya dahil ettiği belirtildi.
Adı geçen bazı şüphelilerin 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı gün Büyükada'da yapılan toplantıya katıldıkları, yine 17 Temmuz'da Karaköy'de bir restorandaki toplantıya iştirak ettikleri ve savcılığın söz konusu toplantıları da araştırdığı aktarıldı. Savcılığın yapacağı araştırma ve tahkikat sonucunda, gerekirse yurt dışında bulunan şüpheliler hakkında kırmızı bülten için gerekli işlemlere başvuracağı da öğrenildi.
SUÇ DUYURUSU YAPAN AVUKATLARDAN AÇIKLAMA
18.04.2017 14:29 FETÖ'ye yardım ettikleri iddiasıyla aralarında ABD'li savcı Bharara, CIA'in eski Başkan Yardımcısı Graham Fuller, Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Henry Barkey gibi isimlerin de bulunduğu 17 kişi hakkında suç duyurusunda bulunan avukatlardan Mehmet Sarı, Doğan Haber Ajansı'na konuya ilişkin değerlendirmede bulundu. Sarı, "Bu iş sadece Fetullahçıların yapmış olduğu bir mesele değil. Uluslararası parçası olmadan bu işin gerçekleşmesi imkan dahilinde değildi" dedi.
İstanbul Barosu'na kayıtlı bir grup avukat, FETÖ ile irtibatlı oldukları ve yardım ettikleri iddiasıyla aralarında ABD'li savcı Preet Bharara, CIA'in eski Başkan Yardımcısı Graham Fuller, Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Henry Barkey'in de bulunduğu 17 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ellerindeki bazı bilgi ve belgelerin de sunulması üzerine savcılık, söz konusu kişiler hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve " Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçları kapsamında soruşturma başlattı.
Suç duyurusunda bulunan avukatlardan Mehmet Sarı, 15 Temmuz darbe girişiminin sadece Fetullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çekerek bu işin arka planında bir üst akıl olduğunu söyledi.
"Bu İş Sadece Fetullahçıların Yapmış Olduğu Bir Mesele Değil"
Sarı, "Türkiye 15 Temmuz'da çok ciddi bir kalkışmayla karşı karşıya kaldı. Fetullahçı Terör Örgütü mensupları bu işin aktörüydü. Fakat bu işin geri planında daha da işbirlikçi ve bu işin planlayıcıları olduğunu düşünüyoruz. 11 avukat meslektaşımızla birlikte söz konusu sürecin üst akılı olan, itifak eden kimler var diye yaptığımız çalışma neticesinde şunu gördük ki, bu iş sadece Fetullahçıların yapmış olduğu bir mesele değil. Uluslararası parçası olmadan bu işin gerçekleşmesi imkan dahilinde değildi" dedi.
İncirlik Üssü...
Mehmet Sarı, "İncirlik üssündeki NATO uçaklarını düşünün, bunlar aslında Amerika'dan kontrol edilen, gerektiğinde ateşleme sistemi Amerika'dan kilitlenen ve hiçbir suretle hareket etme kabiliyeti bulunmayan uçaklar bunlar. Bu uçaklar eğer bugün darbeye karışmışsa, tanker uçaklarla bu sürecin parçası olmuşsa burada bu işin derinlerinde gerçek işbirlikçilerin ortaya çıkarılmasını biz Türk yargısı adına bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
15 Temmuz Akşamı Büyükada'da Toplantı Yapıldı
Avukat Sarı suç duyurusunda bulundukları bazı isimlerin 15 Temmuz'da Türkiye'ye giriş yaptıklarına dikkat çekerek, bu kişilerin aynı günün akşamı Büyükada'da toplandı yaptıkları, iki gün sonrasında da Karaköy'de toplantı yaptıklarını öne sürdü. Bu kişilerin darbe girişimi sürecinin önemli aktörleri olabileceğini ifade eden Sarı, bu kişilerin araştırılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.
"Hanry Barkey 15 Temmuz Günü İstanbul'a Geldi Darbe Başarısız Olunca Gitti"
Ortadoğu Uzmanı Hanry Barkey'in 15 Temmuz sabahı saat 10.45'te Atatürk Havalimanı'ndan giriş yaptığını, darbenin başarısız olmasının ardından da 19 Temmuz sabahı saat 04.45'te Türkiye'den ayrıldığını iddia eden Sarı, bu kişilerin, ABD'de bulunan ve örgütle bağlantılı bazı kuruluşların temsilcileriyle toplantılar da yaptıklarının bilindiğini söyledi. Bu kişilerin gerek uluslararası medyaya düşen gerekse de, sosyal medya paylaşımları ile belli başlı delilleri de savcılığa sunduklarını belirten Sarı, "Zannediyorum Türk yargısının da yapacağı araştırma sonucu bu sürecin daha da açıklığa kavuşacağını düşünüyorum" dedi.
Millet İlk Defa Darbeyi Bastırdı
15 Temmuz'un kendi içinde soft bir darbe olmadığını belirten Sarı, "Milletin ilk defa darbeyi bastırmasıyla bazı gerçeklerin de ortaya çıktığını söyledi. Sarı, "Şu hep vardı. 1982'deki darbede ifade edilen, 'darbe olmuş Türkiye'de, kim yapmış. bizim çocuklar mı... o zaman problem yok" anlayışı değil, artık buna karşı, 'bizim çocuklar darbeyi başaramadı'nın ve bunun yanında bir de yargı önünde hesabının verilmesini söylüyoruz" diye konuştu.
"Gerekirse Kırmızı Bülten De Çıkarılır"
Avukat Mehmet Sarı, soruşturma sürecine ilişkin ise şu bilgileri verdi; "Soruşturma makul şüphe üzerine başlar. Yeterli seviyeye ulaşırsa gerekli tedbirler alınır. Kişilerin yakalanması, sorguya alınması... Bunlar savcılık makamının yapacağı işlemler ama, işin icabı gerekli kılan hallerde gerekirse kırmızı bültenle de bu kişilerin soruşturulması, ifadelerinin alınması gibi tedbirlerde öngörülebilir. Bu durum savcılık makamının yetkisi ve takdiri çerçevesinde olacaktır"
Türk milletinin bir ferdi olarak, kamu vazifesi adına girişimde bulunduklarının altını çizen Sarı, süreci takip ettiklerini bundan sonra da elde edecekleri delilleri de savcılığa sunacaklarını belirtti.
Savcılık Darbe Girişimi Günü Büyükada'da Yapılan Toplantıyı Araştırıyor
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığı tarafından başlatılan soruşturmada, şüphelilerin Türkiye'ye giriş çıkış yaptıkları tarihler ile FETÖ yöneticileriyle irtibatlarının bulunup bulunmadığının incelendiği, 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı gün Büyükada'da yapılan toplantıya kimlerin katıldığı ve söz konusu toplantının ne amaçla yapıldığının araştırıldığı belirtildi.
O İsimler
Hakkında soruşturma başlatılan isimler şöyle;
Senatör Charles (Chuck) E. Schummer, Preetinder Singh Preet Bharara, OFAC Başkanı David Cohen, TAA / Turkic American Alliance; Türk Amerikan Birliği Başkanı Faruk Taban, TCC / Turkish Cultural Center; Türk Kültür Merkezi Avukat Zafer Akın, TCAE / Turqouise Counsil Of Americans And Euroasians; Avrasya Amerikalılar Turkuaz Konseyi Kemal Öksüz, Rumi Formundan Emre Çelik, Michael Rubin, eski emniyet müdürü Ahmet Sait Yayla, Henry Barkey, Graham E. Fuller, Mid Atlantic Federation Of Turkic American Associations (Orta Atlantik Türk Amerikan Federasyonu) Mahmut Yeter, TABN (Türk Amerikan İş Grubu) Talha Saraç, Recep Özkan, Burak Yeneroğlu, Ralph Peters ve Eski CIA Direktörü John Brenan.
Paralel yapı-ABD bağlantıları
(15 Nisan 2017, 12:44), son güncel.: (18 Nisan 2017, 14:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: