İstanbul'da, 15 Temmuz Darbe girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra'ya çıkan askerler hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. 30'u tutuklu 117 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, vatandaşın müdahalesi sonucu olay yerinden kaçmaya çalışan askeri aracın halkın arasına dalması ve bir askerin de teslim olmamak için polise silah çekmesi sonucu 11 vatandaşın yaralandığı belirtildi.
08.04.2017 17:55 Darbe girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra'ya çıkan askerler hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. 30'u tutuklu 117 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, vatandaşın müdahalesi sonucu olay yerinden kaçmaya çalışan askeri aracın halkın arasına dalması ve bir askerin de teslim olmamak için polise silah çekmesi sonucu 11 vatandaşın yaralandığı belirtildi.
8 Nisan'daki gelişmeye göre, 15 Temmuz darbe girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerde yaşanan olaylara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak, 30'u tutuklu 117 şüpheli hakkında, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, silahla kasten yaralama' suçlarından iddianame hazırlandı. İddianamede, olaylarda yaralanan 11 vatandaş ise müşteki olarak yer aldı.
23. Motorlu Piyade Alayı Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi personelleri olan şüphelilerin 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek iştirak ettikleri, darbe kalkışması faaliyetleri kapsamında 23. Motorlu Piyade Alayı, Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerinde görev aldıkları belirtildi. Stratejik öneme sahip olan Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerini kontrol altında tutmaya, söz konusu bölgedeki trafik akışını kontrol etmeye çalışan bazı şüphelilerle, Kartal Köprüsüne intikal eden bir kısım şüphelilerin ayrıca, kalkışmaya tepki göstermek ve engel olmak amacıyla çevrelerinde toplanan bazı vatandaşları kasten yaraladıkları ifade edildi.
23. Motorlu Piyade Alayı'nın, Sancaktepe General İsmail Hakkı Tunaboylu Kışlasında bulunmakta olup, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKTOD) görevi üstlenen askeri birliklerden birisi olduğu vurgulanan iddianamede, 23. Motorlu Piyade Alayının içerisinde yer alan 3. Taburun Komutanının, Silivri Ceza ve Tutukevi Kampüsünde intihar eden Yarbay İsmail Çakmak olduğu hatırlatıldı.
İddianamede, hakkında ayrı bir soruşturma yürütülen 23. Motorize Piyade Alay Komutanı Albay Ömer Faruk Özkese'nin darbe kalkışması öncesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında (Maltepe) gerçekleştirilen toplantıya katılanlar arasında bulunduğu ve toplantıya üniformalı olarak gelen tek kişinin Özkese olduğu bilgisine yer verildi.
'Whatsapp grubuna 'Sıkıyönetim direktifi geldi' mesajı attım'
23. Motorlu Alay Komutanı Ömer Faruk Özkese'nin şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde, olay tarihinde genelkurmaydan gelen mesaj emri üzerine birliğini alarm durumuna geçirdiğini ve Sancaktepe'de bulunan birliğinden bir bölüğü Kartal Köprüsü üzerine, diğer bir bölüğü de Samandıra gişelerinin olduğu bölgeye gönderdiğini söyledi. Her iki bölük tam çıkmak üzereyken Kara Harp Akademilerinden başlarında bir binbaşı öğretim görevlisi olmak üzere diğerleri öğrenci subay toplam 16 subayın birliğe geldiğini ve binbaşının verilen emir üzerine takviye amacıyla geldiklerini söylediğini belirten şüpheli Özkese, 'Gelmeleri benim olayların terör olayları olduğu kanaatini pekiştirdi. Her iki sevk ettiğim unsur piyade unsurlarıydı, land araçlarıyla silahlı bir şekilde her iki noktaya intikal ettiler, başlarında ise tabur komutanı İsmail Çakmak'ı görevlendirdim. Her iki unsurun çıkış saati 23.20 sıralarıydı. Genelkurmay'dan ise direktif 23.00'da geldi. Yaklaşık 00.00 sıralarında Akademiden gelen unsurların yarısı ile beraber her iki birliği denetlemeye gittim. Olay tarihinde oluşturulan whatsapp grubuna 'sıkıyönetim direktifi geldi' ibareli mesaj attığım doğrudur. Whatsapp grubundaki yazışmalardan ise saat 03.00 sıralarında sevk ettiğim her iki unsuru alaya geri çektikten sonra telefonuma bakınca haberdar oldum' dediği belirtildi.
ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi
'Benim unsur sevk ettiğim her iki noktada herhangi bir şekilde ölüm, yaralanma veya mala zarar verme olayları olmamıştır' diyen Özkese'nin ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği, makam odasında yapılan aramada ise 3 sayfa sıkıyönetim direktifi konulu mesaj, 14 sayfa gizli ibareli atama listesi, 10 sayfa sıkıyönetim mahkemeleri görevlendirme listesi bulunduğu belirtildi.
Polisler ve vatandaşlar aracın etrafını sardı
İddianamede şüphelilerin bölük komutanlarının emriyle hazırlanan birliklerin Kartal Köprüsündeki faaliyetleri gerçekleştirmesi için alaydan çıkış yaptıkları, Harp Akademileri Komutanlığında görevli kurmay öğrenci olan şüphelilerin de buradaki faaliyetler çerçevesinde emir komutayı almak ve faaliyetleri sevk ve idare etmek amacıyla Kartal Köprüsüne geldikleri anlatılarak, D-100 Karayolu Kartal Köprüsünün geliş gidiş istikametinin askerler tarafından trafiğe kapatıldığı, emniyet mensuplarının olay yerine intikal ettiği, öte yandan, vatandaşların da Kartal Köprüsüne ulaştıkları ve askeri araçların etraflarını sardıkları, köprüyü trafiğe kapatan askeri birliğe müdahale ettikleri, bir kısım askeri personelin geldikleri araçlarla olay yerinden ayrıldıkları, askeri araçta bulunan diğer şüphelilerin vatandaşların ve diğer güvenlik kuvvetlerinin elinden kurtulmak amacıyla Kartal Köprüsünden Kartal ilçe merkezine doğru hızla hareket ettikleri kaydedildi.
Askeri araç kaçabilmek için halk arasına daldı
Aracın kalabalık halk kitlesinin içerisine daldığı, 100 metre kadar gittikten sonra durmak zorunda kaldığı, aracın tekrar hareket etmek için geri-ileri manevralar yaptığı, bu olaylar sırasında askeri aracın çarpması sonucu bazı vatandaşların yaralandıkları muhafaza edilen şüpheliler Rüstem Üstünel'in tabancasını teslim etmek istemediği ve polise doğrulttuğu, görevli polis memurlarının silaha müdahale ettikleri ancak şüphelinin silahını ateşlediği, bu olay nedeniyle 6 kişinin çeşitli şekillerde yaralandıkları anlatıldı.
HER YÖNETİCİYE İMAM TAYİN EDİLDİ
İddianamede FETÖ'nün kendi içindeki yapılanmasına dair özetle şu çarpıcı bilgiler yer aldı:
“FETÖ'nün her devlet kurumu ve kamu idaresinin içindeki resmi yöneticiye, paralel örgüt tarafından tayin edilmiş imam yöneticileri vardır. Bu örgütün önemli bir yapılanmasını ‘Devair-i Devlet' yapılanması olarak ifade edilen devlet daireleri yapılanması oluşturmaktadır. Bu yapılanma bizzat Fetullah Gülen'in talimatı ile yurtiçi ve yurtdışında kurulmuştur. Örgütün kendi amaçları doğrultusunda kullanabileceği devlet kadrolarını idare eden birim, ‘Devair-i Devlet' olarak adlandırılmaktadır.
Örgüt içerisinde dahi gizli olarak faaliyet yürüten bu yapılanma, örgütün faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde devlet kadroları içerisinde hâkimiyet sağlamaya çalışmaktadır. Bu yapılanma, Gülen'in yönetiminde nihai olarak kainat imamlığına ulaşma amacını hedeflemektedir. Kamu idareleri içindeki örgüt mensupları, resmi yönetici olarak hareket etmek yerine, paralel hiyerarşik, cemaat örgütlenmesinin bir ajanı gibi hareket etmektedirler.
KİŞİYE ÖZEL TALİMATLAR
Örgüt yapılanması içerisinde, örgüt üyelerinin bile bilmediği, sadece Fetullah Gülen'in bildiği ve atamasını yaptığı, hayalet bir yapılanma bulunmaktadır. Hayalet yapının görevi örgüt içerisinde oto kontrol sistemi ile yapıyı denetlemek ve bizzat Fetullah Gülen'e rapor vermektir. Bu hayalet yapı mutlak itaat ile yukarıdan gelecek olan emir ve talimatları sorgulamadan eksiksiz olarak yerine getirmektedir. Bu yapı içerisinde talimatlar kişiye özel verilmektedir ve kimsenin haberi olmadan talimat yerine getirilmektedir. Bu hayalet oluşum aynı zamanda örgüt içerisinde çatlak seslerin ve örgütün düzenini bozacak kişilerin tespiti ve örgütten kısa sürede gönderilmesi görevini de üstlenmektedir.”
BYLOCK'DAN SONRA ASPHALT 8 AİRBONE
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 23. Motorlu Piyade Alayı ve komuta kademesi hakkında detaylı bilgilere yer verilerek, KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme) görevi üstlenen askeri birliklerden biri olan 3. Tabur Komutanının, tutuklandıktan sonra
Silivri Ceza ve Tutukevi Kampüsü'nde intihar eden Yarbay İsmail Çakmak olduğu anlatıldı. İddianamede şüphelilerden Mehmet Talan'ın telefonunda yapılan incelemede “Asphalt 8 Airborne” isimli uygulamanın yüklü olduğunun tespit edildiği belirtildi. İddianamede bu uygulamanın örgüt içerisindeki haberleşme ve talimatların iletilmesinde kullanıldığı, bu kapsamda cep telefonlarında araba yarışı oyunu izlenimi veren araba ikonlu ‘Asphalt 8 Airborne' ismini taşıdığı ve uygulamanın mesajlaşma programı olduğu belirtildi.
ÖZKÖSE GÖREVLENDİRİLDİ
İddianamede kalkışma öncesi 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen toplantılarda hakkında başka dosya üzerinden soruşturma yürütülen Kurmay Albay Ömer Faruk Özköse'nin alınan kararlar doğrultusunda Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerini kontrol altına almakla görevlendirildiği belirtildi. Alay Komutanı Ömer Faruk Özköse'nin şifreli haberleşme programı ByLock programı kullanıcısı olduğu belirtildi. İddianamede Kartal köprüsü ve Samandıra gişeleri bölgesinin, stratejik öneme sahip noktalar olarak kabul edildiği bunun nedeninin ise kalkışmada görevlendirilen birliklerin hedeflenen bölgelere rahatça ulaşabilmelerinin ve kalkışmaya müdahale etmesi muhtemel unsurların hareket kabiliyetlerinin sınırlandırılması olduğu anlatıldı.
'ARAÇ ÜSTÜMDEN GEÇTİ'
İddianamede, ifadesine yer verilen müştekilerden Ayhan Ayyıldız, televizyonda darbe bildirisinin okunmasının ardından Kartal köprüsüne gittiğini ve karşılarına çıkan bir aracın vatandaşların arasına daldığını söyledi: “Araç bana çarparak altına aldı ve aracın sağ lastikleri üzerimden geçti. Yaklaşık 45 gün hastanede kaldım. Doktorlar çoklu organ zedelenmesi olduğunu söylediler. Bu kalkışmayı yapan ve benim yaralanmama sebebiyet verenlerden davacı ve şikayetçiyim.”
İNTİHAR EDEN YARBAYIN İFADESİ DE GİRDİ
İddianamede Kartal Köprüsü'ne giden birliğin başında bulunduğu belirtilen Tabur Komutanı Yarbay İsmail Çakmak'ın, vatandaşların baskısı sonucu döndüğü birliğinde gözaltına alındığı ve tutuklanarak gönderildiği Silivri Cezaevi'nde intihar ederek öldüğü belirtildi. Çakmak'ın ifadesinde, 15 Temmuz gecesi Alay Komutanı Albay Ömer Faruk Köse'nin emri ile, ‘toplumsal olay var' denilerek birliği ile Kartal Köprüsü'ne gittiğini söylüyor: Kartal köprüsüne geldiğimizde vatandaş birikmesi yoktu. Gelen vatandaşlara da ‘olay ihbarı var' dedik. Sonrasında Alay Komutanı yanında 4 yüzbaşı ve 1 binbaşı ile geldi. Bana, ‘İhtilal oluyor arkadaşlar seni bilgilendirecekler. Talimatlara uyalım' emri verdi. Ben de Alay komutanına, ‘Ben bu işte yokum. Böyle bir emri kabul etmiyorum. Bu işe girişmem' diyerek birliklerime ‘geri dön emri' verdim. Ancak yol kesilmesinden dolayı kışlaya intikal edemeyen birliğimin bir kısmı Maltepe askeri lojmanlarına, bir kısmı da Tuzla'ya gitti. Ben de başka bir askeri araçla birliğe döndüm. Biz, Kartal köprüsüne giderken silahlarımızla değil kalkan ve coplarımızla gittik. Kesinlikle ihtilal gibi bir olaydan haberim yoktu.
Darbeci Askerleri 'Şehadet'Le Motive Etmeye Çalışmışlar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerine çıkarak burayı kontrol altına alınması girişimi ve bu sırada 11 kişinin yaralanmasına ilişkin 30'u tutuklu, 117 askere ilişkin hazırlanan iddianamede, Kara Harp Akademilerinden gelen bir yüzbaşının Samandıra gişelerindeki askerleri 'şehadet'le motive etmeye çalıştığı ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, darbe kalkışması kapsamında 23.18 - 23.28 saatleri arasında 23.Motorlu Piyade Alay Komutanlığından 2 subay, 3 yedek subay, 4 astsubay, 10 uzman erbaş ve 53 erle erbaşın askeri araçlarla TEM Otoyolu Samandıra gişelerine gittikleri, burada tedbir alan şüphelilerin yolun her iki tarafındaki gişeleri tek şeride düşürerek buradan geçen sürücülere 'terör olayları var, evlerinize dönün' şeklinde uyarılarda bulundukları belirtildi.
Vatandaşların tepki göstermesi ve güvenlik kuvvetlerinin olaya müdahale etmesi sonucu şüphelilerin 02.30 sıralarında buradan ayrılarak kışlalarına geri döndükleri ifade edilen iddianamede, hakkında başka bir darbe dosyası üzerinden soruşturma yürütülen Alay Komutanı Ömer Faruk Özköse tarafından Samandıra gişelerine, Harp Akademileri öğrenci subaylardan yüzbaşılar Serdar Erdoğan, Serkan Kocapınar ve Suat Can'ın da aralarında bulunduğu şüphelileri görevlendirdiği anlatıldı.
Askeri araçla Samandıra gişeler bölgesine geçen şüphelilerden Suat Can'ın olay yerinde askeri birliğe konuşma yaparak 'emir komuta bende' şeklinde sözler söylediği aktarılan iddianamede, Harp Akademisi öğrencisi olan üç şüphelinin bu aşamadan sonra gişeler bölgesindeki faaliyetleri sevk ve idare ettikleri, toplanan kalabalığa sıkıyönetim ilan edildiğini söyledikleri ve onlardan evlerine dönmelerini istedikleri ifade edildi.
Şüphelilerden Oğuz Gündoğdu'nun emniyetteki ifadesine de yer verilen iddianamede, şüphelinin, darbe girişiminden 2-3 gün önce KOKTOD faaliyeti için 10 bin G3 mermisi geldiğini, bunu nöbete giden askerlere mühimmat vermekle görevli olduğu için bildiğini anlattığı belirtildi.
Olay günü saat 21.00 sıralarında Bölük Komutanı Eyüp Cenker'in 'alarm verildi' mesajı göndermesi üzerine birliğe gittiklerini dile getiren Gündoğdu'nun, bölük komutanının içtima alanında 'Son zamanlardaki terör olaylarını biliyorsunuz, hafta sonu için terör saldırıları duyumları aldık, bu gece muhtemelen KOKTOD görevi için dışarı çıkabiliriz.' dedikten 5 dakika sonra çıkış yaptıklarını anlattığı aktarıldı.
Gündoğdu'nun, Harp Akademilerinden gelen subaylardan birinin, 'Alay komutanının emri ile emir komuta bizde, şehitlik herkese nasip olmaz en güzel şehitlik göğüs göğüse çarpışarak olmaktır, bazen de kahpece sırtından vurularak olursun' dediğini, söz konusu kişinin bu cümlesini bitirir bitirmez gişelerin yanında bulunan ormanlık alandan kendilerine taciz ateşi açılmaya başladığını söylediği kaydedildi.
İddianamede, olay yerinde yaklaşık 60 askerin bulunduğunu belirten Gündoğdu'nun, 'Ateş gelince askerleri beton blokların arkasına geçirdik, taciz ateşi 10 dakika ara ile 02.30'a kadar devam etti. Bazı vatandaşlar küfür ediyordu, bazı vatandaşlar 'helal olsun' diyordu, ben bu sırada amcamın oğluyla telefonla konuştuğumda 'darbe oldu neredesin, kendine dikkat et' deyince internete baktığımda darbeye teşebbüs olayı olduğunu öğrendim, gelen rütbeliler 'şarjör tak' emri vermişti. Ben de darbeye teşebbüs olduğunu öğrenince askerlere, gelen üç rütbeliye çaktırmadan çıkarmalarını söyledim.' dediği yer aldı.
Gündoğdu'nun, 150-200 kişilik bir vatandaş grubunun gelerek aleyhlerinde slogan attığını dile getirerek, kalabalığın artması üzerine kışlaya döndüklerini söylediği belirtildi.
Askerlere 'Nişan al' emri
Şüphelilerden Hakan Dündar'ın da emniyetteki ifadesinde, Samandıra gişelerine gittikten sonra üsteğmen Mustafa Özkula'nın yönlendirmesiyle askerlerin belirli noktalara yerleştirildiğini, kısa bir süre sonra yanlarına gelen ve daha önce görmediği 4 subaydan birinin megafonu alarak emir komutanın kendisinde olduğunu söylediğini anlattığı kaydedildi.
Dündar'ın, halkın birikmesiyle bu subaylardan birinin tellerin üzerine çıkarak halka bağırmaya başladığını, halkın daha fazla slogan atmasıyla bu kişinin halka silah doğrulttuğunu belirterek, 'Halk geri çekilmeyince 'asker nişan al' emri verdi. Ne bizim rütbeliler ne de askerler bu emri uyguladı, bölük komutanımız Gökhan Mengeç 'araç bin' emri verdi ve kışlaya geri döndük. Televizyon izlemeye başlayınca darbe teşebbüsü olduğunu anladık.' şeklinde beyanda bulunduğu iddianamede yer aldı.
Şüphelilerden Mesut Kama'nın da emniyetteki ifadesine yer verildi. Kama'nın, olay yerinde bölük komutanı Gökhan Mengeç'in askerlere hitaben 'Kesinlikle şarjörleri silaha takmayın, halka namlu doğrultmayın' dediğini anlatarak, halen ne olduğunu anlayamadıklarını söylediği belirtildi.
'Gerekirse polislere ateş edebilirsiniz'
Tepki gösteren halkın artmasıyla kendilerini komuta eden yüzbaşının ' Polis gelirse onların emrine uymayın, gerekirse polislere ateş edebilirsiniz' şeklinde talimat verdiğini anlatan Kama'nın, ancak bölüklerindeki rütbeliler ve bölük komutanı Gökhan Mengeç'le konuşarak bu emirlere uymama kararı aldıklarını savunduğu aktarıldı.
Şüpheli Kama'nın, Mengeç'in, söz konusu yüzbaşının talimatlarına uyulmayacağı emri verdiğini dile getirerek, şunları anlattığı iddianamede yer aldı:
'Daha sonra Gökhan Mengeç, komuta eden yüzbaşıya gişelerden ayrılmamız gerektiğini söyledi. Yüzbaşı da bizleri oyalayarak emir beklendiğini ifade etti. Halk bize tepkileri iyice artırmış, yanı başımızda bulunan tel örgülere kadar geldiler. Komuta eden yüzbaşı ile bir vatandaş arasında tartışma başladı, yüzbaşı beylik tabancası ile vatandaşa doğru hamle yaptı, ateş edeceğini düşündük. Bölük komutanımız Gökhan Mengeç yüzbaşıyı arkasından tutarak tel örgülerden aşağıya indirdi ve halka zarar vermemesini söyledi. Yüzbaşı bize hitaben 'namlu doğrultun' şeklinde talimat verdi ancak bizden kimse silahını halka doğru çevirmedi. Sonra da bölük komutanımız Gökhan Mengeç bize 'buradan ayrılıyoruz, araçlara binin' diye emir verdi.'
(08 Nisan 2017, 17:55), son güncel.: (09 Nisan 2017, 10:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: