İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik ilk açılan davada, 15 Temmuz'da görev yerine gitmedikleri ve halkın darbecilere karşı direncini kırmaya çabaladıkları iddia edilen 16'sı tutuklu 29 polis sanığın yargılanmasına devam edildi.
08.04.2017 17:00 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik ilk açılan davada, 15 Temmuz'da görev yerine gitmedikleri ve halkın darbecilere karşı direncini kırmaya çabaladıkları iddia edilen 16'sı tutuklu 29 polis sanığın yargılanmasına devam edildi.
4 Nisan'da İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu 16 sanık, tutuksuz 10 sanık ve sanık avukatları katıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan kişiler, bu kez mahkemeye çağrılarak 'tanık' olarak dinlendi.
Tanıkların dinlenilmesinin ardından, savcı sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesi talebinde bulundu.
Savcının talebinin ardından, sanıklar ve avukatlarının beyanı soruldu.
Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere özel harekat polislerini Huber Köşkü'ne götürmesi yönündeki talimata uymadığı iddia edilen tutuklu sanık pilot Ender Küçükağ, HTS kayıtlarını talep ettiğini belirterek, 'Eğer HTS kayıtları gelirse her şey daha da netleşir. Uygar Elmastaşı telefonda bir kez görüştüğümüzü söylüyor. Ancak HTS kayıtları geldiğinde 2 kez görüştüğümüz gözükecektir. 2. kez görüşmemizden sonra koşarak helikoptere gittiğimiz bellidir. Ben 'yazılı emir isterim' gibi saçma sapan şeyler demedim. Helikoptere bindik Mehmet Tok'un talimatıyla uçuşu kestik.' dedi.
Aynı talimatı alan ve 2. pilot olan tutuklu sanık Tolga Gültekin de üzerinde 1 dolar bulunmasına ilişkin yaptığı savunmasında, doların eğitimlerine ödediği ücretten arta kalan dolarlar içinde bulunduğunu öne sürdü.
Sivil uçuş lisansı için bin 620 dolar eğitime ayırdığını, eksik dersler için kendilerinden 9 dolar talep edileceğini belirten Gültekin, 'Ama bizden bin 620 dolar aldılar. Eksik dersleri, kaçırdığımız dersleri biz hallettik fazla ücret ödemenize gerek yok dediler. Üzerimde 2 bin dolara yakın para vardı, oradan bir miktar para arttı. Yurt dışı eğitiminde de 538 dolar para aldı. Paradan arttırdığım miktarı evde çekmeceye attım. Devletten aldığım parayı devlet soruyor.' diye konuştu.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tanıkların dinlenilmesinin ardından sanıkların beyanları alındı.
Mahkeme heyeti, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine izafeten Başbakanlığın davaya katılan olarak, avukatlar İsmail Yeşil, Güray Özsu ve Akif Özkan'ın katılan vekili olarak duruşmalara kabulünü kararlaştırdı.
Heyet, Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu İstanbul Bölge Başkanlığından 3 flash bellek içerisinde gönderilen WhatsApp ekran çıktıları ve konuşma kayıtlarının, tutanağa geçirilmesi için bilirkişiye teslim edilmesine karar verdi.
Tutuklu bulunan 16 sanığın bu halinin devamına ve bir sonraki duruşmanın Silivri Açık Cezaevi'nde bulunan duruşma salonunda yapılmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 13 Haziran'a erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Evliya Çalışkan'ın hazırladığı 59 sayfalık iddianamede, çeşitli rütbelerde ve birimlerde görevli 29 sanık polis yer alırken, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi anlatıldı.
Darbe teşebbüsünü durdurmak için, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere üst düzey devlet yetkililerinin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne direnilmesi ve karşı konulması şeklinde çağrı yaptığı belirtilen iddianamede, bu çağrılara ve tüm ilgili amirlerin talimatlarına rağmen, sanık polislerin ya göreve gelmedikleri ya da darbe girişimine direnen arkadaşlarını ve vatandaşları vazgeçirmeye çalıştıkları ifade edildi.
İddianamede, bazı emniyet mensuplarının örgüte yardım etmenin ötesinde, ülkenin geleceğine ve yaptığı göreve ihanet ettiğine vurgu yapılarak, şöyle denildi:
'Doğru zamanda doğru yerde bulunan tek bir kişinin, dik bir duruşun, yerinde söylenen cesur bir sözün ve hepsinden önemlisi doğru ve yerinde kullanılan tek bir kurşunun ülkenin kaderini çizdiği, kadınların kucaklarında çocuklarıyla kendilerini tanklara, bombalara siper ettiği, erkeklerin kendilerini tankların önüne attığı, yaşlısı genci, kadını erkeği velhasıl toplumun her kesiminden vatandaşın yoksunluklar içinde adeta yalın el, çıplak ayak terör örgütüne kahramanlık ve direniş dersi verdiği bir ortamda, TSK dışında devletin elindeki tek meşru silahlı güç olan emniyet teşkilatına mensup bir kısım personelin, çeşitli bahanelerle görev yerine gelmemek, terör örgütüne direnmemek, terör örgütüne direnen vatandaş ve kolluk görevlilerinin şevk ve cesaretini kırmak için mesaj, söz ve davranışlarıyla bozgunculuk yapmak türü eylemlerde bulunmuşlardır.'
Sanıkların, vatandaşların darbeci askerlere müdahale etmek için yardım isteklerine karşılık vermedikleri gibi, polis memurlarına içeride kalıp direnmeden teslim olmaları konusunda uyarıda bulundukları ifade edilen iddianamede, sanıkların bu şekilde terör örgütü lehine bozgunculuk yaptıkları belirtildi.
İddianamede, darbe girişimi gecesi Özel Harekat Müdürünün, saat 22.30 sıralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere Huber Köşkü'ne Özel Harekat timinin sevk edilmesini istediği kaydedilerek, Havacılık Şube Müdürü Mehmet Kurt'un, sanık polis Ender Küçükağ ile pilot Mehmet Barış Aktaş'ı helikopterle Özel Harekat timini Huber Köşkü'ne götürmek üzere görevlendirdiği ancak sanıkların 'Özel Harekatçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar.' diyerek talimata karşı çıktığı anlatıldı.
İddianamede, sanıkların talimata uymamaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı korumak üzere çıkan ekiplerin, helikopter yerine neredeyse tamamı kapalı olan karayoluyla Huber Köşkü'ne gitmek zorunda kaldığı aktarıldı.
Polislerin mesajları
İddianamede, sanık polis Muhammet Işık'ın evinde yapılan aramalarda, kullandığı cep telefonunda 'Eagle' isimli haberleşme programı bulunduğu ve burada 'ABD'den haber; Erdoğan'a darbe yapılacak.' altında da 15 Temmuz 2016 gününe ait takvim yaprağının kayıtlı olduğu belirtildi.
Yine sanık polis memurlarından İshak Erol, WhatsApp grubundan asker fotoğrafı paylaşarak 'Bunların anlamını biliyor musunuz, yarın kamuflajları hazırlayın, yarın asker oluyoruz.' şeklinde mesaj attığı kaydedilen iddianamede, sanık Eyüp Şahin'in telefonunda FETÖ yöneticileri tarafından gönderildiği anlaşılan şu mesaj yer aldı:
'Herkes arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olunmasını temin etsin. Direnmesinler, direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Özellikle Özel Harekat ve Çeviktekiler askere teslimiyet gösterin. Emniyetten gelen emirleri de yerine getirmeyin. Ankara'da kim varsa silahını alıp direnen herkesi indirsin.'
İddianamede, darbe girişimi başarısız olunca darbeye destek veren polislere gönderilen mesajın ise bir başka sanık Ersan Gönül'ün telefonundan ele geçirildiği aktarıldı. İddianamede, yer verilen '16 Temmuz 2016 günü 05.20'de 'bölge imamları' kaydıyla gönderilen mesajda, 'Çok acil duyuru… Durum kötü. Tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklama yapsın. Meydanlara inip kendisini kamufle etsin, resim çekilip sosyal medyada paylaşılsın, seçilmiş irade falan desinler ama asla hoca efendinin adı geçmesin.'' ifadelerinin yer aldığı kaydedildi.
Söz konusu mesajda, hükümete ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı asla olumsuz bir paylaşım yapılmaması uyarısında da bulunulduğu bilgisine yer verildi.
Ceza istemi
İddianamede, bir kısmı 'ByLock' kullanıcısı olduğu tespit edilen 21 sanık polisin, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' ile 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçlarından, üçer kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, diğer 8 polis hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-23 Ekim (2016) 'İstanbul Darbe Yap./Destek veren polisler 29 sanık' davası
(08 Nisan 2017, 17:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: