Edirne'de aralarında ordudan ihraç edilen 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 askerin darbe girişimine katılmasıyla ilgili hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün 'üst düzey' görevliler için 'zeki ve güzel' kadınları önceden tespit ederek evlendirdiğini ve bu yolla kadınların eşlerini 'fişlediğini' yazdı.
07.04.2017 17:57 Edirne'de darbe girişimi gecesinde yaşananlara ilişkin aralarında ordudan ihraç edilen 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 şüpheli asker için iddianame hazırlandı.
6 Nisan'daki gelişmeye göre, Edirne'de 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde rol aldığı iddiasıyla haklarında soruşturma açılan ve aralarında ordudan ihraç edilen 54'ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 askerin soruşturması tamamlandı. Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan 229 sayfalık iddianamede, sanıklar hakkında 'anayasal düzeni, meclis ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlamasıyla 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Edirne'de askerlere yönelik iddianame Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan 229 sayfalık iddianamede, aralarında ordudan ihraç edilen 54'ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede sanık Hidayet Arı'nın yanı sıra subay ve astsubay rütbelerindeki Ekrem Tekinarslan, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, Ramazan Altun, Ali Soylu, Bülent Yılancı, Ali Koç, Ayhan Atasoy, Ercan Çırak, Furkan Avcı, Harun Kiraz, İlkan Pekcur, Mehmet Sağlık, Mustafa Gençay, Oğuz Özcan, Oğuzhan Çevik, Özhan Yurdugüzel, Sinan Çamur, Şeref Karataş, Tahsin Arda Karabiber ve Zafer Dağdeviren yer aldı.
3'ER KEZ ÖMÜR BOYU HAPİS TALEBİ
Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede ordudan ihraç edilen Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 22 asker için 'Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Yasama Organını ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, bazı sanıklar hakkında da 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. İddianamede sanıklar için örgüt üyeliğinden 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve verilecek cezaların yarı oranında da arttırılması talep edildi.
MAHREM YAPI VURGUSU
İddianamenin giriş bölümünde, 15 Temmuz gecesi meydana gelen darbe girişimine yönelik ülke genelinde yaşanan olaylarla eş zamanlı olarak, Edirne'de gerçekleşen eylemlerin irtibatlandırıldığı belirtildi. Ayrıca Edirne'de yaşanan olayların 'asıl merkez ve odak' noktasının Tugay Karargahı olduğu ifade edilerek, 7 aylık sürede FETÖ/PDY yapılanmasının en 'mahrem' unsurlarından olan, askeri yapılanması hücre tipi örgütlenmenin tüm unsurlarının ortaya konarak tespit edildiği ifade edildi.
İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün oluşumundan bugüne kadar gelen faaliyetlerine geniş yer verildi.
İddianamenin FETÖ yapılanmasında mevki-makam isimleri, görevleri ve sorumlulukları bölümünde kıta imamlarından, bölge imamlarına kadar tüm görevler detaylı olarak anlatıldı. Bu kısımdaki 'evlendirme mesulü' ise dikkat çekti. İddianamede yer alan bilgilere göre, FETÖ yapılanması içerisinde yer alan kadınlar, üniversite ikinci sınıftan itibaren güzellik ve zeka seviyelerine göre kategorize ediliyor. En güzel ve en zeki kadınlar, örgütün subay, savcı, hakim, MİT mensubu, rütbeli emniyet mensupları, genç bürokratlar, savcı, hakim olacak avukatlara ve zengin mütevelli esnaflarına ayrılıyor.
'EŞ DEĞİL AJAN YERLEŞTİRMİŞLER'
Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal'ın hazırladığı iddianamede 'güzel ve zeki' kadınların askerlerle evlendirilip başlarının açtırıldığı, kadınların evli oldukları eşlerini 'fişledikleri' bilgisine yer verildi. İddianamede, evlendirme mesulü başladığı altında şunlar kaydedildi:
'Asker şahıslar ile evlendirilecek olanların başları açtırılır, tesettürlü giyimden vazgeçirilir. Bu meslek gruplarıyla evlendirilecek olanlar FETÖ yapılanmasının birer ajanıdır. Çünkü evli olacakları veya evli oldukları eşlerin tüm mahrem bilgilerini, zaaflarını, hobilerini ve fobilerini FETÖ yapılanmasında bağlı bulundukları imamlara iletirler. Bu meslek gruplarındaki kişilerin en mahremleri yasa dışı olarak kayıt altına alınmak suretiyle büyük bir fişleme arşivi oluşturur. Bu elemeden sonra kalan bayanlar ise FETÖ mensubu öğretmenler, polis memurları, astsubaylar diğer kamu kurumundaki memurlar ile evlendirilmek suretiyle arşivlemeye ve fişlemeye devam edilir. FETÖ yapılanmasında yer alan mensupların tamamına yakını bu şekilde evlendirilir. Hatta bu evlenme işlemlerinde kullanılmak üzere önce özel bir katalog oluşturulur. Bu katalogda FETÖ yapılanmasına bağlı aşırı itaatkar bayan mensupların fotoğrafları, fotoğrafları altında özel bilgileri bulunur. FETÖ yapılanmasının önem verdiği konumlara göre sırayla seçmeler yaptırılır. Elemelerden sonra en son kategoride yer alan evlendirilecek bayanların kataloğu Serrehberde bulunur.'
Darbe Girişiminden 1 Gün Önce Toplantı Yapılmış
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin başlatılan soruşturmada, ordudan ihraç edilen eski 54. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın, darbe girişiminden önce Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde 'darbeye ilişkin toplantıya katıldığı' tespiti yer aldı.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde rol aldığı iddia edilen eski 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı'nın da aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 22 asker hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan ve Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, darbe girişimi öncesi hazırlıkların tespitine de yer verildi.
İddianamede, sanık Arı'nın, ordudan ihraç edilen Binbaşı Murat Çelebioğlu, firari Albay Uzay Şahin ile Babaeski'de Tugay Komutanlığı resmi konutunda toplantıya katıldığı, aynı gün Edirne'ye dönüşünde de ordudan ihraç edilen, tutuklu eski 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Bekir Koçak'la bir araya geldiğinin belirlendiği bilgisi yer aldı.
İddianamede, buluşmalara ilişkin ayrıntılara da yer verildi.
Arı'nın buluşmalara ilişkin ilk ifadesinde bu durumdan bahsetmediği daha sonraki ifadesinde ise şöyle beyanda bulunduğu kaydedildi:
'Şu an tam tarihini hatırlamıyorum, ancak 15 Temmuz tarihinden bir gün kadar önce, beni resmi cep telefonundan Uzay isimli, rütbesini bilmediğim bir kişi aradı. Bana 'Muzaffer Albay'dan size bir şey getireceğim, selamı var, Babaeski tugay komutanlığı lojmanında buluşalım' şeklinde bir teklifte bulundu. Benim de kendisiyle bu konuda paylaşacağım bilgiler olduğu için bu teklifi kabul ettim. Bunun üzerine 15 Temmuz tarihinden bir veya iki gün önce Arif uzman ile birlikte Babaeski tugay komutan vekilinin lojmanına, saat 18.00-19: 00 sıralarında gittim. Tugay komutan vekili, lojmanında yoktu. Uzay isimli kişi, yanında ismini ve rütbesini bilmediğim, hatta asker olduğunu da bilmediğim bir kişiyle birlikte lojmanda bulunuyorlardı. Ben, bu proje ile ilgili görüşüleceğini zannederek görüşmeye gittim. 5-10 dk proje ile ilgili görüşüldü. Daha sonra herhangi bir görüşme yapılmadı.'
İddianamede, 'Arı'nın savunmaları göz önüne alındığında, beyanlarının gerçekle bağdaşmadığı, Uzay isimli rütbesini dahi bilmediğini beyan ettiği bir kişinin, telefonla yaptığı davet üzerine il dışına çıkarak, bu kişinin telefonda kendisine bir şey vereceğini beyan ettiğini ifade etmesine rağmen, toplantı sonucu hiçbir şey almaksızın veya yine kendisinin beyan ettiği üzere, sadece bir proje teslimi için toplantı yapmasının askeri işleyişe ve devlet ciddiyetine uygun düşmediği, yanlarında bulunan diğer kişinin asker olup olmadığını dahi bilmediğini beyan ettiği, bu toplantının askeri kalkışmaya ilişkin olduğunda şüphe bulunmadığı' tespiti yapıldı.
Uzay Şahin'in kalkışma içerisinde aktif rol üstlenen bir subay olduğu, Trakya birliklerine ilişkin, 'Sayı 20 bin Trakya birlikleri dahil', ' Trakya birlikleri yolda' şeklindeki mesajlarının Trakya bölgesine hakimiyetini, 'Emniyet Müdür Yardımcıları emre itaat ediyor. Polis arkadaşlarıma iletiniz. Gözlerinden öpüyorum.' 'Köprüyü aç, ortaya zırhlı araç koy, polisler geçmesin', 'Askeri uçak kalksın', 'AKP il teşkilatı bölgesinde önayak olanları vurun', 'Müzahir yayın organlarını hava kuvvetleri vurmalı, talimat verin', 'Arkadaşlar, her şey planlandığı gibi devam ediyor', 'Vatanı gerekiyorsa vurun' gibi mesajların ise İstanbul ve Marmara bölgesine ilişkin olarak, darbeyi yöneten kişilerden biri olduğunu ortaya koyduğunun belirlendiği, iddianamede yer aldı.
-Plaka değiştirmişler
Tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan Arı'nın makam şoförünün ise 14 Temmuz günü Arı'nın kendisine, eve gidip sivil kıyafetler giymesi ve aracın sivil plaka ile değiştirilmesi emrini verdiğini ifade ettiği yer alan iddianamede, tanık şoförünün 'Yola çıktıktan sonra Hidayet Arı bize, 'buraya gittiğimizi kimseye haber vermeyin' diye söyledi' beyanına yer verildi.
İddianamede, Babaeski'deki toplantının ardından Arı'nın, Bekir Koçak'la Edirne Meriç Askeri Gazinosu'nda bir araya geldiği tespiti de yer aldı.
-Telefonun fişlerini çekmişler
54. Mekanize Tugay Komutanlığında karargahta haberci olarak görev yapan tanık askerin ifadesinde, 15 Temmuz kalkışmasından 2 gün önce Arı'nın makam odasındaki 2 ahizeli telefonun fişlerinin çekik olduğunun dikkatini çektiği gözlemi de iddianamede yer aldı.
Hatıra Defterinde Fetö İzleri
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Edirne'de başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, ordudan ihraç edilen Edirne'de görevli üsteğmenin askeriyedeki odasında bulunan ve 'FETÖ üyelerinin yaygın olarak kullandığı terimleri içeren hatıra defteri'ne yönelik bilgiler de yer aldı.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde rol aldığı iddia edilen eski 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı'nın da aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 22 asker hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan ve Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, kalkışmada rol aldığı iddia edilen tutuklu, ordudan ihraç edilen eski üsteğmen İsmet Sezgin'in odasında bulunan hatıra defterine de yer verildi.
İddianamede, Sezgin'in çalıştığı odada, 'FETÖ üyelerinin yaygın olarak kullandığı terimleri içeren' ve üzerinde 'İman insanı insan eder belki insanı sultan eder Bediüzzaman' etiketinin yer aldığı, hatıra defteri olarak kullanılan bir ajandanın bulunduğu belirtildi.
Ajandada 2001'de çeşitli kişilerce yazılan 'Sevgili şakird kardeşim İsmet', 'Hizmet içinde bir elçi olman dileğiyle', 'Senin gibi şakird bir arkadaşıma yazmam nasip oldu' 'Şakird? Şakird sus didim' hitaplarının yer aldığı aktarılan iddianamede, Sezgin'in eşinin defterle ilgili şu ifadelerine yer verildi:
'İçerisinde hoşuma gitmeyen ifadeler olduğunu görünce eşime 'Bu neden burada?' diye sordum. Hatta şu an bu yapının terör örgütü olduğunu, bunu imha etmesi gerektiğini söyledim. Hatta o dönem böyle anılmasa da bu dönem tehlikeli bir yapı olduğunu kendisine ifade ettim. Bu kişilerle görüşüp görüşmediğini sordum. Görüşmediğini söyledi. Çocukluk çağından kalan bir anı defteri olduğunu söyledi. 'Ben anı defteri bile olsa bu sıkıntı yaratabilir' şeklinde kendisine ifade ettim. Bu defteri evden çıkardı. Ben imha edeceğini düşünüyordum.'
Sezgin'in ajandaya verdiği önemin imha etmeyip askeriyedeki iş yerinde saklamasıyla anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen, FETÖ/PDY'nin 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ile il ve ilçelerdeki askeri birlikler içerisindeki subaylara yönelik 'mahrem yapının' açığa çıkarılabilmesi için sürdürülen çalışmalarda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle verdiği savunmasında 'subay abisinin', Sezgin'i teşhis ettiği de yer aldı.
3'ER KEZ ÖMÜR BOYU HAPİSLERİ İSTENDİ
İddianamede sanık Hidayet Arı'nın yanı sıra subay ve astsubay rütbelerindeki Ekrem Tekinarslan, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, Ramazan Altun, Ali Soylu, Bülent Yılancı, Ali Koç, Ayhan Atasoy, Ercan Çırak, Furkan Avcı, Harun Kiraz, İlkan Pekcur, Mehmet Sağlık, Mustafa Gençay, Oğuz Özcan, Oğuzhan Çevik, Özhan Yurdugüzel, Sinan Çamur, Şeref Karataş, Tahsin Arda Karabiber ve Zafer Dağdeviren yer aldı. Tüm sanıklar için 'Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve yasama organını ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, bazı sanıklar hakkında da 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. İddianamede sanıklar için örgüt üyeliğinden 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve verilecek cezaların yarı oranında da arttırılması talep edildi.
FETÖ’CÜ SAVCI SORUŞTURMADAN AKLAMIŞ
Edirne’de 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde tankların çıkması emrini verdiği ve eyleme katıldığı gerekçesiyle hakkında 3 kez ömür boyu hapis cezası istenen dönemin 54’ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın, 1 yıl önce ‘FETÖ/PDY’ şüphelisi olarak ifadesinin alındığı ortaya çıktı. Tuğgeneral Arı’nın, darbe girişiminin ardından tutuklanan ve o dönem Genelkurmay askeri savcısı olan Binbaşı Kurtuluş Kaya tarafından ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı vererek akladığı tespit edildi.
Edirne'de darbe girişimi gecesinde yaşananlara ilişkin, aralarında ordudan ihraç edilen 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 şüpheli asker için hazırlanan iddianame, Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal'ın hazırladığı 229 sayfalık iddianamede, dönemin 5’nci Kolordu Komutanı Korgeneral Alparslan Erdoğan’ın da ‘tanık’ sıfatıyla ifadesi alındı.
Geçen yıl Ağustos ayındaki YAŞ kararıyla emekliye ayrılan Korgeneral Erdoğan, darbe girişimi gecesi Tuğgeneral Hidayet Arı’yı arayıp kesinlik kışlalardan asker çıkmayacağını emir olarak kendisine ilettiğini ve karşılığında ‘Komutanım emredersiniz, sizin emrinize göre hareket edeceğim’ cevabı aldığını söyledi. Ancak buna karşın, iddianamede tankların çıkış emrinin tutuklu olan Tuğgeneral Hidayet Arı tarafından verildiği kaydedildi.
Savcılıkta tanık ifadesi alınan dönemin 5’nci Kolordu Komutanı emekli Korgeneral Alparslan Erdoğan, ‘Fetullahçı Terör örgütü ile daha önce irtibatı olduğunu bildiği bir kişi bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Hidayet Arı’nın adını verdi. Sicil dosyasının kendisinde olduğunu ve darbe girişiminden 1 yıl önce FETÖ şüphelisi olarak Arı’nın ifade verdiğini anlatan Erdoğan, 'Buna konuda Edirne bazında bildiğim Tuğgeneral Hidayet Arı idi. Bunu nereden biliyordum. Hidayet Arı'nın sicil dosyası bende, benim makamımda, ben muhafaza ediyorum. Sicil vereceğim zaman dosyayı bir kez daha açıp baktım ve inceledim. Dosyada şunu fark ettim, bir sene önce 5 tane tuğgeneralin Genelkurmay Başkanımızın emriyle Fetullahçı oldukları şüphesiyle ifadeye çağırmışlar. Genelkurmay sayın savcıları. Genelkurmay askeri savcılığında ifadeleri alınmış. Hepsi bu suçlamaları reddetmişler ve ifadeyi alan savcı binbaşı Kurtuluş Kaya, bunlar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş. Ancak bu savcı, bu darbe girişimini yapanların yayınladığı görevlendirme listesinde Binbaşı olmasına rağmen Albay görevine, Jandarma Genel Komutanlığı Adli Müşavirliği'ne atanıyor. Bu da Fetullahçı, daha sonradan anlaşıldı ki, Genelkurmay Askeri Savcılığı'ndaki bütün işleri koordine eden şahıs bu ve şu anda tutuklu bu şahısta' dedi.
KOLORDU KOMUTANIN TELEFONLARA CEVAP VERMEDİ
İddianamede tanık ifadelerinin ardından tespitlerde bulunan Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal, Hidayet Arı’nın eşi adına kayıtlı cep telefonu numarasıyla darbecilerin kurduğu ‘yurtta sulh’ adlı whatsApp grubuna katıldığı belirtilerek, 'Kolordu Komutanının net ve açık biçimde verdiği emirler Hidayet Arı tarafından uygulanmamış, Hidayet Arı, saat 05.34 itibariyle Kolordu komutanının aramalarına cevap dahi vermemiştir. 'Yurtta sulh' isimli whatsapp grubu yazışmaları göz önüne alındığında, bu saatler İstanbul'daki kalkışma yanlısı askerlerin Trakya'dan yardım istediği saatlerdir, tam da bu noktada ilimizde bulunan birliklerden tank ve zırhlı araçlarla kışla dışına çıkış yapılmıştır' denildi.
İTİRAFÇI TEĞMENİN ANLATTIKLARI
Edirne'de 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde rol aldığı belirlenen aralarında ordudan ihraç edilen 54'ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı'nın da bulunduğu 8'i tutuklu 22 şüpheli hakkında hazırlanan ve Edirne 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 24 yaşındaki Teğmen Furkan Avcı'nın ifadesi dikkat çekti. Adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edilmesinin ardından etkin pişmanlık yasasından yaralanarak 'itirafçı' olan Teğmen Avcı, FETÖ terör örgütüyle olan 10 yıllık bağlantısını tüm ayrıntılarıyla anlattı.
Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından yazılan iddianamede yer alan Furkan Avcı'nın ifadelerine göre, FETÖ ağabeylerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ele geçirmek için sınav sorularının çalınması, annelerinin başlarını açmalarını 'mübah' gördüklerini söyledi. Askeriye içerisinde gizlenmek için imayla göz namazı kıldıklarını anlatan Teğmen Furkan Avcı, şöyle dedi:
'Evde bize de kod ismi vermeye başladılar. Benim kod ismim Enes'ti. Bu kod isimlerinin gerekçesini de size sahabelerden isim veriyoruz, siz de onlar gibi olun derlerdi. Bu evdeki eğitim bir yıl sürdü. O zaman yürürlükte olan OKS sınavına ve askeri lise sınavlarına hazırlanıyorduk. Yine bize Fetullah Gülen'in videolarını izletiyorlardı. Askeriyenin din karşıtı kişilerin elinde olduğunu, bizler gibi muhafazakar kişilerin askeriye içerisinde görev alması gerektiğini, bu amaçla annemizin dahi başının açılabileceğini, sınav sorularının dahi ele geçirilmesinin mübah olduğunu, zira düşmanın silahıyla hareket etmemiz halinde mücadele edilebileceğini ve bunun da mübah olduğunu söylüyorlardı. Bu sayede askeri okullara girmek için bize motivasyon sağlıyorlardı. Bu konuşmaları bize her iki H. abi de yapıyordu. Zaman zaman özellikle Ramazan aylarında iftar ve yemek veren hayırsever kişilerin yemeklerinde de bu konuşmalar oluyordu.'
'İMAYLA NAMAZ'
Kara Harp Okulu'na girdikten sonraki yaşadıklarını anlatan Teğmen Furkan Avcı, FETÖ örgüt üyelerinin askeriye içerisinde tedbir amacıyla imayla (göz ve başla) namaz kıldıklarını belirterek şunları söyledi:
'Şu aşamada son olarak cemaat abilerinin tedbir amacıyla namazımızı imayla yani gözümüzle veya başımızla, hatta yattığımız yerden de kılabileceğimiz yönünde bize telkinde bulunduğunu, abdestimizi tuvalet ve banyonun fayanslarında teyemmüm yoluyla alabileceğimizi söylediklerini de belirtmek istiyorum. Ben özellikle bu tarz telkinlerin bende yarattığı tepki ile yapıyı sorgulamaya başlamam nedeniyle 2014 yılında cemaatten kopmaya başladım. Namazlarımı imayla kılmayı bıraktım, zira bu şekilde namazın geçerli olduğuna inanmıyordum. Cemaatten olan bizim gibi askerlere basit eğitimler uygulanıyordu. Diğerleri için ise ambulansın müdahalesini gerektirecek kadar ağır eğitimler veriliyordu. Biz buna şok uygulama diyorduk.'
'O JANDARMALAR DARBEDE GÖREV YAPTI'
15 Temmuz darbe girişiminde 2014 yılında mezun olan örgüte bağlı jandarmaların görev aldığını anlatan Teğmen Furkan Avcı, ifadesini şöyle sürdürdü:
'2014 yılında dikkat çekici biçimde bizim bölüğümüzdeki işletme okuyanların çoğu jandarma olmuştu. Her bölüğün 5 kısmı olurdu. Bu 5 kısımdan bir tanesi 'süper' kısım olurdu. Örneğin benim bölüğümde süper kısım işletmeydi. 2014 yılında süper işletme kısmındaki arkadaşlarımın çoğu dikkat çekici şekilde jandarma oldu. Diğer bölüklerde de süper kısım başka bir alan olurdu. Örneğin 4'ncü bölükte süper kısım kamu yönetimiydi. O sene her bölüğün süper kısımlarından çok sayıda jandarma personeli çıktı. Bu darbe planlamasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda darbeci olarak görev alanların çoğunun jandarma olduğu dikkatimi çekti. Dolayısı ile o dönem ki jandarma atamalarının bu olay ile bağlantısı olabileceğini düşünüyorum. Şunu da belirtmek istiyorum. Süper kısımda olanlar geleceği daha parlak ve kredisi daha yüksek olan öğrencilerdi.'
İddianamede tutuksuz yargılanan Teğmen Furkan Avcı'nın FETÖ/PDY üyesi olduğu ancak olay günü askeri kalkışmaya destek yönünde aktif bir eylemi bulunmadığı belirtilerek, alacağı cezalardan 'etkin pişmanlık yasası' gereği indirim yapılması istendi.
Darbe Gecesi 'Cephanelik Anahtarı' Tartışması Yaşanmış
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 8'i tutuklu 22 asker hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, darbe girişimi gecesinde kentteki bir hastanede askerler arasında cephanelik anahtarı tartışması yaşandığı kaydedildi.
Darbe girişimine ilişkin, eski 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Hidayet Arı'nın da aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 22 asker hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan ve Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, kalkışmanın başladığı saatlerde eski astsubay Mustafa Gençay'ın üniformalı olarak Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesine gelerek, acil serviste yatan cephanelik sorumlusundan mühimmat odası anahtarını aldığı sırada yüksek sesle tartışma yaşandığı belirtildi.
İddianamede, 54. Mekanize Tugay Komutan Yardımcılığı Karaağaç Kışlası atış payı mühimmat mal sorumlusu başçavuş Ümit Asıkan'ın tanık olarak verdiği ifadeler yer aldı.
Asıkan'ın, darbe girişimi gecesinde hastanenin genel cerrahi servisinde yaşanan hadiseyi şöyle anlattığı kaydedildi:
'15 Temmuz günü saat 21.30 civarında acil polikliniğinde genel cerrahi servisine yatırıldım. Yatırıldıktan kısa bir zaman sonra iş yerinden cep telefonu ile arandım ve mesaiye çağrıldım. Ne için çağrıldığımı sorduğumda bana kesin olarak bir sebep söylemediler. Ben de hastanede yattığımı, gelemeyeceğimi bildirdim.
Aynı gece saat 23.20 sularında Tank Astsubay Mustafa Gençay kendi cep telefonundan beni arayıp benim sorumluluğumda olan atış pay mühimmat cephaneliği anahtarlarının gerekli olduğunu, anahtarların yerini söylememi istedi. Ben de kendisine cephaneliğin anahtarlarının benim çalışma odamda olduğunu, ancak çalışma odamın anahtarlarının yanımda olduğunu söyledim. Bana hastaneye geleceğini ve hangi odada yattığımı sordu. Ben de yerimi tam olarak bildirdim.'
'Edirne ele geçirilecek'
Darbe girişimine hastane odasında yüksek sesle bağırarak karşı çıktığını belirten Asıkan'ın şunları beyan ettiği belirtildi:
'Yaklaşık yarım saat sonra Mustafa Gençay hastanede yanıma geldi. Üniformaları giyilmiş şekildeydi. Kendisine cephaneliğin anahtarlarının neden lazım olduğunu sordum. Bana ülkede askeri darbe olduğunu gece saat 03: 00' e kadar tüm Edirne'nin ele geçirilmesi için emir verildiğini, hatta kendisinde yazılı olarak bu emrin olduğunu söyledi. Ayrıca emirde 'emre uymayanı vurun' şeklinde talimat olduğunu söyledi.
Ben de kendisine 'sakın bu emre uymayın, darbecilerle birlikte olmayın, verilen emirleri yerine getirmeyin, size bu emri vereni vurun' diye söyledim. Hatta gelen arkadaşa 18 yaşındaki oğlumun şu anda Saraçlar Caddesi'nde darbe karşıtı gösteriye katıldığını belirtip, 'Ne yani kendi çocuklarımızı mı vuracaksınız?' dedim. Kendisi bana 'emir böyle, anahtarları almak zorundayım' dedi. Ben de kendisine 'birlikteki tüm erleri uyarın bu oyuna gelmesinler' deyip anahtarları teslim ettim.'
Asıkan'ın 17 Temmuz'da cephaneliğin sayımı için birliğine gittiği ve buranın açılmadığını tespit ettiği beyanı da iddianamede yer aldı.
İddianamede, hastanede olaya şahit olan hastaların ifadelerinde bunu teyit ettikleri bilgisi verildi.
ARAMA TARAMA MESULLERİ (ATM)
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 8'i tutuklu 22 asker hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, örgütteki kişileri ve kurumları denetleyen 'arama tarama mesulleri'ne (ATM) ilişkin bilgilere de yer verildi.
Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan iddianamede, ATM'lerin coğrafi bölge imamına bağlı olarak görülse de tamamen FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e bağlı oldukları belirtildi.
Türkiye'deki en büyük ATM'nin 5 kişiden oluştuğu, bu kişilerin tüm illeri sırasıyla gezerek gerekli tedbirlerin alınması için sınırsız yetkiye sahip oldukları tespitine yer verilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
'Arama tarama mesulleri 'Hamza' kod adıyla bilinir. Özel olarak krem renkte bir pardösü (Fetullah Gülen pardösüsü) giyer. Özel programlar ve yöntemler ile FETÖ yapılanmasında olan tüm kişilerin evinde, iş yerinde, üstünde, aracında, kişisel eşyalarında arama yapar. Ayrıca FETÖ yapılanmasına ait okul, kolej, yurt, dershane, vakıf, dernek gibi tüm müesseselerde zamanlı ve zamansız olarak arama yapabilir. Arama sırasında sınırsız yetkiye sahiptir. En üst düzey imamlar dahi bu kişiler tarafından aranabilir. Şahısların yatak odalarına bile girerek erkek olmalarına rağmen bayanların bile kişisel eşyalarına ve özel eşyalarına kadar arayabilir.'
'Geri dönüşü olmayan cezalar verilir'
İddianamede, ATM'lerin ceza verme yetkisinin de olduğu ifade edildi.
ATM'lerin özel bilgisayar programları kullanılarak bilgisayar, telefon, tablet, USB bellek gibi dijital materyalleri de incelediği vurgulanan iddianamede, şu bilgilere yer verildi:
'İçerikleri silinmiş dahi olsa tüm belgeleri özel programla geri getirir. FETÖ yapılanmasına ilişkin arşiv niteliğinde oluşturulan tedbirsiz evrakları tespit etmeye çalışır. Eğer tespit ederse bulunulan evrakın önemine göre bu kişi tarafından ceza alması sağlanır. (sürgün edilme, görevden alınma, hizmetten atılma, maaş cezası, yurt dışı sürgünü gibi) En basit ceza ise en az 3 aylık kampa alınma olur. Fiziki olarak kağıt üzerinde silinen ya da kazınan veya yazılan kağıtların altında iz kalan not defterleri özel olarak hazırlanmış bir toz vasıtasıyla okunur. Bu belgelerin FETÖ yapılanmasına zarar verecek derecede bulunup bulunmadığı tespit edilir. Emniyet ve asker tarafından yapılacak bir operasyondan önce bilgi geldiği için arama yapılacak olan yerin bu kişi tarafından tedbir amaçlı aranması yapılır.'
İddianamede, arama yapılan ev, iş yeri gibi yerlerin didik didik en ince ayrıntısına kadar arandığı, FETÖ yapılanmasına ait bilgi, belge gibi evrak içeren tüm materyallerin bu kişi tarafından alınıp imha ettirildiği vurgulandı.
ATM'ler tarafından yapılan aramadan sonra bu yerlerin toplanmasının 2-3 günü bulduğu, ayrıca bu kişilerin operasyonlardan önce arama yaptığı gibi yılda 2 defa (eylül-nisan) olmak üzere FETÖ yapılanmasının oto kontrolünü sağlamak için genel arama yaptığı aktarılan iddianamede, 'Bu aramada ele geçirdiği bilgi ve belgeleri delil poşetine koyarak bu bulguyu ele geçirdiği kişinin sorumlu olduğu hiyerarşik bir üst imamına bilgi verir. O imam tarafından bulguyu evinde ya da sorumluluğunda bulunan yerde bulunduran kişi ilk etapta sorumlu olduğu imamı tarafından cezalandırılır.' ifadelerine yer verildi.
Arama tarama mesulünün yaşanan olayı direkt FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e rapor ettiği vurgulanan iddianamede, şu tespitler yer aldı:
'Bu rapora göre ise Fetullah Gülen tarafından şahıs olayın ehemmiyetine göre birkaç ay sonra ayrıca cezalandırılır. Fetullah Gülen tarafından verilen nihai cezanın geriye dönüşü hiçbir suretle mümkün değildir. En üst düzey imamlar dahi bu cezanın iptalini sağlayamaz. FETÖ yapılanmasına ait kurum ve kuruluşların bilgisayarları ile bu yerlerde çalışan kişilerin özel olarak kullandıkları tüm bilgisayarlarda düzenli olarak ya hard diskler değiştirilir ya da hazırlanan özel programla tüm bilgiler geri getirilmeyecek şekilde siler. Özellikle emniyet ve askeri birimlerin geri getirmeyeceği şekilde silinme işlemi yapılır.'
(07 Nisan 2017, 17:57), son güncel.: (09 Nisan 2017, 10:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: