FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüt lideri Fetullah Gülen ile kapatılan Rasanet Gençlik Vakfı yöneticileri ve FETÖ'nün Antalya imamları oldukları iddia edilen 97 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
05.04.2017 17:44 FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüt lideri Fetullah Gülen ile kapatılan Rasanet Gençlik Vakfı yöneticileri ve FETÖ'nün Antalya imamları oldukları iddia edilen 97 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
4 Nisan'da Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına 25'i tutuklu 52 sanık katıldı. Haklarında yakalama kararı bulunan FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'in de aralarında olduğu 45 firari sanığın dosyasının tefrik (ayırma) edildiği davanın ilk günkü duruşmasında 17 sanığın ifadesi alınabildi.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER
Duruşmada ifade veren sanıklar haklarındaki suçlamaları kabul etmezken, 15 Temmuz'daki darbe girişimini de lanetledi. Antalya'nın eski imamlarından olduğu iddia edilen Yahya Karadeniz, FETÖ üyesi değil öğretmen olduğunu söyledi. Antalya ve Çanakkale'de hakkında açılan davalar nedeniyle Eskişehir'de tutuklu bulunan Karadeniz, kendisi hakkında bazı gazetelerde çıkan haberlerden sonra soruşturma başlatıldığını ve tutuklandığını söyledi. Yeşil pasaport sahibi olduğunu, kaçma imkanı olduğu halde suçsuz olduğu için böyle bir girişimde dahi bulunmadığını anlatan Karadeniz, tahliyesini ve beraatını talep etti.
Sanıklardan tutuklu Ahmet Sözgen de Uluslararası Antalya Üniversitesi'nin mütevelli heyetinde Fettah Tamince'nin isteği üzerine görev aldığını savundu. Üniversitenin Rasanet Gençlik Vakfı ve FETÖ ile ilgisi olmadığını iddia eden Sözgen, FETÖ'nün Antalya imamı olduğu öne sürülen firari sanıklardan Hasan Tarık Şen ile hareket ettiğine ilişkin iddiaların da doğru olmadığını savundu.
Sözgen, 2009 yılında Antalya'ya geldiğini ve İrfan A.Ş isimli şirkette çalışmaya başladığını, daha sonra ise Uluslararası Antalya Üniversitesinin Fettah Tamince'yle birlikte çalışmaya başladığını söyledi.
Fettah Tamince'nin isteğiyle üniversitesinin kurucu vakfı olan Gaye Vakfı'nda görev yaptığını savunan Sözgen, 'Fettah beyin isteği doğrultusunda üniversitenin mütevelli heyetinde görev aldım, kendisinin temsilcisi olarak çalıştım. Gaye Vakfı üzerindeki malları üniversiteye devretti, 2014 yılından sonra turizm sektörüne geçtim.' dedi.
Sanık Sözgen, Uluslararası Antalya Üniversitesinin iddianamede FETÖ terör örgütüne ait bir üniversite olarak gösterilmiş ise de FETÖ örgütüne ait bir üniversite olmadığını, üniversitesinin Fettah Tamince'ye ait olduğunu ve 15 Temmuz'dan sonra kapatılan üniversiteler arasında yer almadığını öne sürdü.
Antalya imamı olduğu iddia edilen Hasan Tarık Şen'le birlikte hareket ettiği iddiasını kabul etmediğini anlatan Sözgen, şöyle devam etti:
'Kendisi üniversiteye benden sonra gelmiştir, mütevelli heyetinde görev almıştır. Kendisi sürekli tartıştığımız kavga ettiğimiz bir insandır. Son üç yılda kendisi ile hiçbir araya gelmedik. Rasanet Vakfı'nın üniversite ve benimle hiçbir ilgisi yoktur. Hasan Tarık Şen'in üniversiteye kaynak sağladığına şahit olmadım. Üniversitenin maddi işleri ben ve Fettah Tamince tarafından yürütülmüştür. Hasan Tarık Şen'in maddi işlerde görevi yoktur. Üniversitenin mütevelli heyeti üyeleri kurumun sahibidir. Ramazan Yükseloğlu üniversitenin kurucularındandır, mütevelli heyeti üyesidir. Uluslararası Antalya Üniversitesine 500 bin dolar taahhütte bulunmuştur. Üniversitenin yatırım faaliyetinin büyük bir bölümünün Fettah Tamince karşılamıştır. Ramazan Yükseloğlu maddi durumunun iyi olmadığını ve taahhütünü yerine getiremeyeceğini söyledikten sonra kendisi ile uzun bir süre görüşmeme kararı aldık.'
'Oğlumun ikinci ismi Fetullah'
Sanıklardan İsmail Şahin, berberlik mesleğini yaptığını, Antalya Rasanet ve Gençlik Vakfında 2004-2016 yılları arasında muhasip üye olarak görev aldığını ve vakfın idari işleri ile ilgisinin olmadığını ileri sürdü.
Vakıf üyeliğinin bulunduğunu ama alınan kararları okumadan imzaladığını iddia eden Şahin, 'Yaklaşık olarak 3-4 yıl önce Rasanet Gençlik Vakfından ayrılmak istediğimi bildirdim. Şubat 2016 tarihinde istifam kabul edildi, işleme konuldu. Oğlumun ikinci ismi Fetullah'tı, ismi mahkeme kararı ile silinmiştir. Tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere ismim hiçbir yerde geçmemektedir. Bu konuların asıl muhatabı vakıf başkanıdır. Polis ev aramasına geldiğinde sadece Fetullah Gülen kitaplarını almıştır. Bu kitaplar eskiden yasak değildi, her yerde satılıyordu ama bu kitapları okumuş değilim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık İsmet Akıl, iddianamede terör örgütü yöneticisi olarak yer aldığını belirterek, bu suçlamayı kabul etmediğini söyledi.
Toros Özel Eğitim A.Ş'nin yönetimi tarafından 2009 yılında başkan seçildiğini anlatan Akıl, daha sonra ortaokul mezunu olma, teknolojiyi hakim olmaması, bürokrasiden anlamadığı ve okulun maddi durumun kötüye gitmesi nedeniyle görevinden ayrıldığı kaydetti.
Sanık Akıl, terör örgütü üyesi olmadığını belirterek tahliyesine karar verilmesini talep etti.
07.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Antalya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'yla (FETÖ/PDY) bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan Antalya Rasanet Gençlik Vakfı yöneticilerinin de aralarında bulunduğu, 97 kişinin yargılandığı davada, tutuklu 25 sanıktan 7'si tahliye edildi.
Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 25'i tutuklu, 6'sı tutuksuz sanık, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Karar öncesi son savunması alınan sanıklardan Ramazan Keskin, vakfın terör örgütü ile bağlantısının olmadığını savundu. 1999 yılına kadar vakıfta çalıştığını anlatan Keskin, sonraki yıllarda vakıfla ilgili belgelerde kendisine ait imza bulunmadığını iddia etti.
Sanık Mehmet Menderes Keskin, 17-25 Aralık sürecinin ardından vakıftaki görevinden ayrıldığını ileri sürdü. Suçsuz olduğunu savunan Keskin, mal varlıklarının üzerindeki tedbir kararının kaldırılması ve tahliyesini talep etti.
Sanıklardan Yusuf Karabulut ise öğrencilerin burslarının yatırıldığı banka hesap kartlarını almadığını savunarak, yaşanan olayda kendisinin mağdur edildiğini iddia etti.
Duruşma sonunda mahkeme heyeti, sanıklardan Eyyup Sabri Hamamcıoğlu, Cezmi Atan, İsmet Akıl, Celil Durmaz, Şeref Ünal, Cevdettin Serik, Mehmet Ali Söyler'i yurt dışına çıkış yasağı uygulayarak tahliye etti.
DAVA
50 müştekili davada, hayırseverlerden öğrencilere burs verileceği, yurt yapılacağı söylenerek bağış toplayıp, gayrimenkul aldıkları iddia edilen sanıklardan bir kısmının FETÖ/PDY'nin kriptolu haberleşme programı 'ByLock' kullandığı öne sürüldü.
Antalya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan Antalya Rasanet Gençlik Vakfının, tüm ticari faaliyetlerini örgüte ait şirketlere yaptırarak adeta bir 'saadet zinciri' oluşturduğu iddianamede yer aldı.
Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 'Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme', 'Terör örgütüne üye olma', 'Kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' ve 'Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama' gibi suçlardan yargılanan aralarında Antalya Rasanet Vakfı yöneticilerinin de bulunduğu 24'ü tutuklu 97 sanıkla ilgili hazırlanan iddianamede, Antalya'da yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteren vakıf aracılığıyla örgütün finansal kaynak elde ettiği vurgulandı.
İhtiyaç sahibi öğrencilere burs ve Kurban Bayramı zamanı kurban bağışı şeklinde para toplama faaliyetine başlayan vakfın, bunun yanı sıra özelikle yaşı ilerlemiş kişilere ait taşınmaz malları 'bağış' adı altında vakfa devretmesini sağladıkları, bu süreçte para toplayan örgüt üyelerinin, insanların dini duygularını istismarda herhangi bir sınır tanımadığı belirtildi.
Kurban bağışı adı altında toplanan paraların, Kurban Bayramı dışında talep edilmediği, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs adı altında toplanan paraların ise yıl içine yayıldığına işaret edilen iddianamede, bu vesileyle örgütün para toplamak için başka bir bahane aramasına gerek kalmadığı ifade edildi.
Vakıf üzerinden para toplamayı sürdüren örgüt üyelerinin, daha sonra eğitim sektöründe şirketler kurduğu, bu şirketleri kuran ve yöneten şüphelilerin, aynı zamanda örgüte ait farklı şirket ve vakıfları kuran veya yöneten kişiler konumunda bulundukları, birçoğunun örgütün iş adamları mütevelli heyeti üyesi oldukları ve terör örgütünü kalkındırmak adına il genelinde aktif faaliyet gösterdikleri vurgulandı.
46 kurumun örgütle bağlantısı tespit edildi
İddianamede, Toros AŞ, İrfan AŞ, Süvari AŞ ve Antalya Rasanet Gençlik Vakfı gibi vakıf, dernek ve şirket olmak üzere toplam 46 kurumun örgüte ait olduğu, Antalya merkez ve ilçelerinde faaliyet gösterdiklerinin tespit edildiği bildirildi.
Kurulan bu özel şirketlerin sadece özel okul ve dershane açmadığı, vakıf tarafından yaptırılmasına karar verilen okul ve yurt binaları içinde de birden fazla şirketten teklif alındığına değinilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
'Örgüte ait şirketlerin de bu yapım ihalelerine sözde teklif verdiği, vakfın çıkarlarını koruyacak teklifi veren şirkete işin yapımını ihale etmiş izlenimi yarattığı, oysa yapım işlerinin adrese teslim işlemler olduğu, vatandaşların dini duyguları istismar edilerek vakıf tarafından bağış olarak alınan taşınmazların satışından elde edilen gelirlerin örgüte ait özel okulların yapılmasında kullanılmak üzere şirketlere aktarıldığı, finanse edilen şirketlerin de okullara kayıt edilen öğrencilere paralı eğitim verdiği bu şekilde örgüte ayrıca finansman sağlandığı belirlendi.'
Paranın, yapının dışına çıkışı engellenmiş
İddianamede, Antalya Rasanet Gençlik Vakfına ait el konulan bağış makbuzları üzerinde isimleri bulunan kişilerin ifadelerinde, bağışları dini vecibeleri gereğince yardıma muhtaç öğrencilerin ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla burs olarak verdiklerini, bu paraların amacı dışında kullanılması durumunda kendilerini dolandıranlardan davacı ve şikayetçi olduklarını söyledikleri aktarıldı.
Antalya Rasanet Gençlik Vakfının sahibi olduğu bütün mal varlıklarını aynı örgüte ait özel şirketlere ya kiraya vermesi ya yap işlet devret modeli ile devretmesi ya da kıymetli taşınmazlarını örgüt tarafından kurulan özel şirketlere ait daha az değere sahip mallar ile takas etmesiyle söz konusu terör örgütüne maddi destek sağlamak amacıyla kurulan bir vakıf özelliği taşıdığı öne sürüldü.
Ticari işletmelere de sahip olan vakfın ticari tüm faaliyetlerini ya örgüte ait şirketler ya da şirkete müzahir şahıslara ait şirketlerle yaptırarak vatandaşlardan bağış olarak toplanan veya kendine ait ticari işletmelerden elde edilen paraların örgütün değişik kademelerinin finansmanında kullanılarak paranın yapı dışına çıkışının bu şekilde engellenmiş olduğu iddia edildi.
İddianamede, 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün farklı sektördeki iş adamlarının ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri birbirinden satın alarak ticari bir işbirliği ve dayanışma içerisinde olduğu, bu vesileyle örgütün en önemli para kaynaklarının başında yer alan kendisine ait şirketlerin ticaret hacimlerini artırmayı ve sektörlerinde daha güçlü şirketler haline gelerek kazançlarını yükseltmeyi hedefledikleri anlaşılmıştır.' ifadelerine yer verildi.
Paralel yapı-05 Nisan (2016) 'Antalya örgüte finansal destek 97 sanık' davası
(05 Nisan 2017, 17:44), son güncel.: (08 Nisan 2017, 12:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: