Aharun.8m.net|Kontrgerilla.com|HaberKanal.net|Haberver.in .. Terör, derin/paralel devlet, kontrgerilla ve bağlantılı konularda 2001'den beri yayındayız
JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever´in 1993 yılında öldürülmesinin ardında Ergenekon Terör Örgütü´nün olduğunu düşündüren bulgular var. Bazı çevreler Ergenekon´un 2001´de ortaya çıktığını belirtip, daha önceki tarihlerde var olmadığını ileri sürmekteler. Bu tartışma ayrı bir yazı konusu olabilir. Ancak örgütün daha önceki tarihlerde de var olduğunu kanıtlayan belgelerin Ergenekon davası sürecinde ele geçirilmiş olduğunu belirtmekle yetinelim ve Ersever olayında Ergenekon bağlantısı konusuna dönelim.
28.05.2012 12:10 1993 yılında öldürülen JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever, PKK ile derin devletin işbirliğini ve ihaneti farketmişti. Terörle mücadelenin niçin başarılı olamadığını ve giderek kötüleştiğini görmüştü. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´e çok yakındı. Baba oğul gibi oldukları söylenir, kapıyı vurmadan Bitlis´in yanına girebilirdi. Üst komutanlarını atlayarak doğrudan Bitlis´le sık sık görüşmekte, bu durum diğer JİTEM´ciler Veli Küçük ile Arif Doğan´ın tepkisine neden olmaktaydı. Bitlis de Ersever´e güvenmekte, sık sık ondan bilgi almaktaydı.
İddialara göre o da yargısız infazlarda bulunmuştur. Terörle mücadelede kontrgerilla yöntemlerini o da kullanmıştır. Güneydoğu´da çok sayıda faili meçhul cinayete adı karışmıştır. PKK´ya karşı yapılan gerilla ve istihbarat çalışmalarının tümünde yer almış, silahlı çatışmalara bizzat katılmış, tüm faaliyetleri yönetmiştir. Ancak bunu terörle mücadele amacıyla yapmıştır. Terörle mücadelede ihanet ve menfaat işbirliği içerisindeki askeri yetkililerin varlığını görmesi bakış açısını değiştirir.
En üst komutanı Eşref Bitlis´in 17 Şubat 1993 günü uçağının düşerek hayatını kaybetmesi, Ersever´i şok eder ve çok kritik bir karar vermesine neden olur. Olayın kaza değil bir suikast olduğuna inanan Ersever, kazadan 1 ay sonra 30 arkadaşıyla beraber ordudan istifa eder. Bu toplu istifa, çok büyük bir olaydır aslında.. İstifa mektubunda; Güneydoğu´da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir der. Bir gazeteye faksladığı özgeçmişinde ise; 1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve uygulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyor ve görüşmeler sonunda belirlenecek bir tarihte Türk basınıyla kamuoyu önünde Celal Talabani´nin ihanetleri, PKK ilişkileri, Güneydoğu´daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum der. Bir başka açıklamasında ise, Beni de tamamen illegal çizgiye getirdi bu adamlar. Susturmak istiyorlar ama susmayacağım der. Yaşanan gerçekleri ve PKK ile mücadelenin eksikliklerini kamuoyuna duyurmaya çalışacağını açıklar.
Dediğini de yapar. PKK ile psikolojik mücadele kapsamında, ´Ahmet Aydın´ takma adıyla, ´Üçgendeki Tezgah´ ve ´APO-PKK-Kürtler´ isimli kitapları yazar. Üçüncü kitabı ´Şam´daki Kemancı´yı ise tamamlayamaz.
Terörle mücadelede yaşanan ihanetleri açıklamaya çalışır. Kitaplar yoluyla dar bir kesime hitabı yeterli görmez. Basına açıklamalar yaparak da ihaneti anlatmak ister. Önce büyük tirajlı bir gazeteye gider. Ancak anlattıklarını yayınlamayı kabul etmezler. Devreye giren birilerinin yönlendirmesiyle, günümüzün Ergenekon sanığı Doğu Perinçek´in yayın organı Aydınlık gazetesine gider. Gazetede açıklama yaptığı kişi günümüzün diğer bir Ergenekon sanığı olan Soner Yalçın´dır. Aydınlık´a, Yeşil kod adlı tetikçi Mahmut Yıldırım ve bazı faili meçhuller ile ilgili bilgiler verir.
Veli Küçük, Ersever´i İzmit´e çağırır, ancak o gitmez. Öldürüleceği endişesiyle gizlenerek yaşamaya çalışır. JİTEM itirafçıları peşindedir. Kendisine birşey olursa Güneydoğu´dan tanıdığı Hanefi Avcı´ya haber verilmesini ister.
Aydınlık gazetesindeki açıklamalarından dolayı Jandarma Askeri Savcılığı´nca dava açılır. 26 Ekim 1993´teki duruşmada ifade vermek için Ankara´ya gitmesi gerekir. ´Sivil savcılık olsa tereddütsüz giderim´ diyen Ersever endişelidir. ´Şam´daki Kemancı´ isimli kitabının hazırlık çalışması için Ankara´daki yayıncısını arayarak ona Eşref Bitlis olayıyla ilgili ?Dur, bekle. Olayın arkasında öyle bir isim var ki söylesem bana deli dersin. Ama bekle, sana belgesini getireceğim. Kitabı öyle basalım? der. 24 Ekim 1993´de Ankara´ya doğru yola çıkar. Günlerce kendisinden haber alınamaz. 1 Kasım´da Ankara Çamlıdere´de sevgilisi Neval Boz´un, 2 Kasım´da Ankara Polatlı´da arkadaşı itirafçı Murat Demir´in, 4 Kasım 1993′de de Ankara Elmadağ´da kendisinin cesetleri bulunur. Üç farklı noktada bulunan cesetler üçgen teşkil etmektedir. Ersever´in ´Üçgendeki Tezgah´ kitabına karşı sanki mesaj verilmiştir.
Ersever´in itiraflarda bulunduğu Aydınlık gazetesi, halen Ergenekon davasının en önemli sanıklarından olan Doğu Perinçek´e ait. Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi suçlamasıyla yargılanan Perinçek´in PKK kampında Öcalan´la sarmaş dolaş görüntüleri ortaya çıkmış ve olay olmuştu. Ersever´in itiraflarda bulunduğu Soner Yalçın ise Ergenekon bağlantılı Odatv davasının sanığı. Diğer bir sanık ise Yalçın Küçük. Bu sanıklar ile Odatv´nin PKK´yı savunan yayınları ve faaliyetleri soruşturma sürecinde ortaya çıkmıştı. Ersever´in, PKK ile mücadeledeki ihaneti anlatmak için çok yanlış bir adrese gittiği açık. Farkında olmadan Ergenekon yöneticilerine itiraflarda bulunmasının sonunu hazırladığını söyleyebiliriz. İhanet şebekesine karşı donkişotvari tarzda çapından büyük bir mücadeleye girişmiştir. İhaneti anlatmak için çok yanlış bir yere gitmiş ve tuzağa düşürülerek öldürülmüştür.
Tuncay Güney´in 2001 yılında polise verdiği ifade, bu iddiamızı güçlendiriyor. Güney´in o ifadesi basında yer aldı. İfadenin tam dökümü (1) ve video kaydı (2) internette yer alıyor.
İfadenin dökümü okunduğunda 10. sayfada şu satırlar var:
Sorgucu (S) : En son bu Doğu PERİNÇEK le tanışma Veli KÜÇÜK le şu an EYMÜR arasındaki
Tuncay Güney (T.G.) : Ha Mehmet EYMÜR ün onlara onur kırıcı işkence yaptığını araya girmeyeceğini ama Doğu PERİNÇEK i Veli KÜÇÜK ve ekibi rahatlıkla kullanıyorlardı daha sonra ben oraya gide gele işleri çözmeye başladım mesela DOĞU PERİNÇEK in yanında bir sürü emekli subaylar var emekli albay var emekli Deniz Binbaşısı mesela Erol BİRBİLİK - Erol MÜTERCİM ler yakın tarihe göre bu insanların hepsi askeriyede sivrilmiş insanlar yani böyle sonra Soner YALÇIN la JİTEM diye konuşan Cem ERSEVER di hatırlıyorsunuz şimdi bu ilişkileri falan düşünüyorum mesela ben Cem ERSEVER öldüğünde Soner YALÇIN ı felan tanımıyordum zaten Soner YALÇIN ı Akşam Gazetesine geldiğimde Adnan AKFIRAT ...... söylemişti pardon Sabah Gazetesine geldi yani kendilerinde ...... popüler olduklarını kendi gruplarına ihanet ettiklerini söylediler sevmiyorlar ama düşünüyorum bu Soner YALÇIN ı buna kim gönderir General Veli KÜÇÜK ten başka hiçbir kimse göndermez ikincisi Doğu PERİNÇEK JİTEM le gelen bir adama sıcak bakmaz neden JİTEM onların adamını öldürdü kimdi onların adamı Kontra Hizbullah Kamplarını çıkartan Halit GÜNGÖR dü Halit GÜNGÖR ü öldürdüklerinde onların adamıydı çünkü bu örgütlenmeyi Teoman KOMAN Paşa yapıyordu
Sayfa 60´da ise şu satırlar yer alıyor:
S : Peki bu Soner YALÇIN la görüşmüşmüydü Cem ERSEVER
T.G. : Aydınlığa gelip gidiyo itirafta bulunduğunu zaten bütün medyanın yazdığı şeyler bunlar, Soner YALÇIN la
S : Görüşmüş
T.G. : Tabi görüşmüş görüşmese zaten çocuk öyle kitapları ve bilgileri birisinden alamaz
S : Aydınlığa gitmesinde Veli paşanın bi etkisi oldumu
T.G. : Veli paşa itmiştir zamanında ben o dönem yoktum zaten ama Soner le birisinin kucağına itiraflarda bulunması için bak bu çocuk ilk önce s.. gazetesine gidiyor ... hatırlıyorum, buna şey yapmıyorlar ondan sonra İlhan ÖZTÜRK Baki ÖZİLHAN var UBET te Ulusal bilmem ne teşkilatı UBET diye bunlarla ajans bu bunlarla şey yapıyor bu da onun üzerine telefon açıyo diyo ki Soner I çağırttırıyo Soner YALÇIN geliyo
S : Soner aslında Aydınlığın yazarı demi
T.G. : Tabi canım ... GÖKTÜRK te Soner YALÇIN da öyle C.Ç. işte döneklerden bi kaç kişi
S : İtiraflarda bulundu diyorsun peki Veli paşa gibi misyon yüklenmiş bi adamın itirafta bulunması normalmi
T.G. : Onu bilmiyorum insanın psikolajisinide bilmiyorum benim gibi bi adam çenç- oto iş yaparmı demekki bi şey oluyor kafanız karışıyor bi şey yapıyor yani ben çenç -oto yaptım yani düşün Veli KÜÇÜK bi şey söylemişti Sonar YALÇIN ın kitabıyla ilgili aklıma geldi dediki Cem ERSEVER kendi yaptıklarını hiç anlatmamış Soner e hep İbrahim BABAD la falan yaptıkları itirafçıların üzerine atılan suçlar kendi yaptıklarını anlatsaydı da dinleseydikya ölmüştü biliyorsunuz kitap çıkmıştı
S : Kitap öldükten sonra çıktı yani onu düşünemiyor
T.G. : Hayır bu kitabı okudum diyor tamam Cem ERSEVER bunları Soner YALÇIN´ a anlatıyor tamam ama anlattıkları itirafçılarla yaptıkları şeyler niye sırf kendi yaptıklarını anlatmıyor itirafçılar onun dünyüsında yokken Cem ERSEVER ve Jitem yokmuydu diyor mantıklı söyliyor aslında o hata yaptı diyor şey yapmıyor yani
S : Bu kitaptan sebeb öldürülmüş olabilirmi
T.G. : Yok canım kitap için falan degildir kitap icin Doğu PERİNÇEKin kucağına zaten şey itmişti paşa kendisi itmişti yani siz onu anlayamazsınız ama kendisi itmişti
S : Anlatta anlayalım
T.G. : Hayır biz anlayamayız yani ama paşa o yöne doğru itmiştir
S : Gözden çıkarmıştır manasındamı
T.G. : Tabi ki gözden çıkarmış yani Aydınlık tan başka bi yere gitmesi Veli paşanın işine yaramaz sonra Ali YALÇIN a anlattığı bütün bilgiler Doğu PERİNÇEKe kalır general Veli KÜÇÜK aleyhinde söylemiş olsa bile kitapta yazmazlar
S : Kitapta böyle bi şeyden bahsetmişmi
T.G. : Yok okumadınızmı kitabı öyle bi şey yok
Tuncay Güney´in ifadesinde verdiği bu bilgilere göre, Cem Ersever´in itiraflarda bulunmak için Aydınlık gazetesinden Soner Yalçın´a gitmesi birilerince ayarlanmış. Ersever´in anlattıklarının da tümü değil, ayıklanmış kısmı gazetede yayınlanmış. Bu iddialar doğruysa, Ergenekon örgütünün, Ersever´in kendileri hakkında ne bildiğini ve anlatacağını öğrenmenin bir yolu olarak, gazeteye kamuoyunun öğrenmesi amacıyla yapacağı ifşaatları gördüğü söylenebilir. Bu amaçla da Ersever tanıdık bir yayın organına yönlendirilmiştir. Bildikleri, hem basına yaptığı bu açıklamalarıyla gönüllü olarak, hem de yakalanarak çekildiği sorguda zorla elde edilmiştir. Basına yaptığı açıklamaları, Güney´in ifadesinde belirtildiği gibi örgüt hakkındaki hassas bilgilerden arındırılarak kısmen yayınlanmıştır. Ve son olarak da Binbaşı infaz edilerek öldürülmüştür. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Doğu ve Güneydoğu´da işlenen faili meçhul cinayetlerde adı gündeme gelen ancak hakkında açılan davalarda varlığı resmi makamlarca hep reddedilen JİTEM´in, bizzat kurucularından olan Binbaşı Cem Ersever´in 1993 yılında öldürülmesi olayında varlığının kabul edildiği belirlendi. Cinayet dosyasında Ersever´in öldürülme şeklinden de yola çıkılarak JİTEM´deki eski göreviyle bağlantılı olarak öldürüldüğü ifade edildi. Jandarma tarafından hazırlanan ancak halen aydınlatılamadığı için kapatılamayan cinayet dosyasında Ersever´den ´JİTEM Grup Komutanlığından emekli Binbaşı´ diye bahsedildiği ortaya çıktı.
Jandarma, Ersever dosyasında ´JİTEM´i kabul etmiş
Doğu ve Güneydoğu´da işlenen faili meçhul cinayetlerde adı gündeme gelen ancak hakkında açılan davalarda varlığı resmi makamlarca hep reddedilen JİTEM´in, bizzat kurucularından olan Binbaşı Cem Ersever´in 1993 yılında öldürülmesi olayında varlığının kabul edildiği belirlendi. Cinayet dosyasında Ersever´in öldürülme şeklinden de yola çıkılarak JİTEM´deki eski göreviyle bağlantılı olarak öldürüldüğü ifade edildi.Jandarma tarafından hazırlanan ancak halen aydınlatılamadığı için kapatılamayan cinayet dosyasında Ersever´den ´JİTEM Grup Komutanlığından emekli Binbaşı´ diye bahsedildiği ortaya çıktı.
JİTEM´in kurucularından olan Binbaşı Cem Ersever´in geçtiğimiz günlerde 17 yıl önce öldürülmesine ilişkin cinayet fotoğraflarının yayınlanmasının ardından bu kez de Ersever cinayeti dosyasında JİTEM´in varlığına ilişkin yeni ipuçları ortaya çıktı. Ergenekon´un tutuksuz sanıklarından Arif Doğan´ın JİTEM´i ben kurdum. 10 bin kişilik çekirdek kadro var. açıklamalarının ardından kamuoyunda JİTEM´in varlığı tekrar tartışılmaya başlandı. Yaşanan bu tartışmalar sırasında Arif Doğan gibi JİTEM´in kurucularından sayılan Cem Ersever´in cinayet dosyasında kendisinden JİTEM Grup Komutanlığı´ndan emekli binbaşı Ahmet Cem Ersever diye bahsedildiği görüldü. Söz konusu dosyada ayrıca o yıllarda Ersever cinayetinin faili meçhul kalmaması ve aydınlatılması için ´dar kapsamlı bir araştırma yapıldığı´ ileri sürüldü.
JİTEM´in rutin dışı faaliyetlerini kamuoyuyla paylaşacağı ifade edilen Cem Ersever 24 Ekim 1993´de Ankara´ya geldikten sonra kaybolmuştu. Ersever her yerde aranırken önce arkadaşı Neval Boz´un cesedi Ankara´nın ilçesi Çamlıdere´de, bir gün sonra JİTEM itirafçısı Murat Demir´in cesedi yine Ankara´nın başka bir ilçesi Polatlı´da bulunmuştu. Ersever´in cesedi ise 4 Kasım 1993´te de Elmadağ´da bulunmuştu. Kim yada kimler tarafından öldürüldüğü sır olarak kalan Ersever´in başkentteki evinde tuttuğu JİTEM arşivi de kaybolmuştu. Bugüne kadar açılan faili meçhul cinayetlere ilişkin davalarda JİTEM´in varlığı hep reddedilmişti. Ergenekon davalarının başlamasıyla birlikte mahkemenin böyle bir yapının ordu içinde olup olmadığı yönünde Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı´na başvurusu üzerine söz konusu kurumlar, resmi olarak, ´JİTEM yoktur´ diyerek yanıt vermişlerdi. Mahkemeye gönderilen cevapta JİTEM´in sadece alt birimlerde isim olarak kullanıldığı, zaman zaman da bu birimlerce ´JİT´ olarak da isimlendirildiğini beyan etmişlerdi.
Belgede açıkça JİTEM geçiyor
4 Kasım 1993 yılında cesedi Ankara´nın Elmadağ ilçesi Lalabel Gökpınar mevkiinde kireç dökülen bir arazide bulunan JİTEM kurucularından Binbaşı Ersever cinayetine ilişkin o dönemin Elmadağ İlçe Jandarma Komutanlığı ve Ankara İl Jandarma Komutanlığı arasında yapılan yazışmalarda JİTEM´in varlığı açıkça kabul ediliyor. Jandarmanın hazırladığı faili meçhul cinayet dosyasında ´JİTEM Grup Komutanlığı´ndan emekli binbaşı Ahmet Cem Ersever, eski göreviyle bağlantılı olarak elleri bağlı, ağzında bez, yüz kısmı bezle örtülü vaziyette, tabanca ile yakın mesafeden kafasının sağ tarafından iki kurşunla öldürülmüştür. deniliyor.
Ersever cinayetine dar kapsamlı araştırma
Halen kapatılamayan Ersever cinayet dosyasında o yıllarda arka arkaya işlenen üç cinayetinde aynı dosyada yer verilmesine rağmen Türkiye geneli bir balistik araştırma yapılmadığı iddia edildi. Ersever´in cesedini gören 1961 doğumlu Enver Çakmak isimli işçinin 4 Kasım 20111 günü saat 18.00´de jandarmaya haber vermesinin ardından oluşturulmaya başlanan cinayet dosyasında, Ersever´in yanında bulunan Çamlıdere´de öldürülen Neval Boz ile Polatlı´da cesedi bulunan Murat Demir´in cinayet dosyalarına birbiriyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle aynı faili meçhul cinayet dosyasında yer aldılar.
Mermilerin kriminal incelemesi sadece Ankara´yla sınırlı yapıldı
Olayın ardından Ersever´in başına isabet eden MKE yapımı 9 mm çapındaki mermilerin kovanları Jandarma´da kriminal laboratuvarında faili meçhuller arşivi bulunmadığı için Emniyete ait Merkez Kriminal Polis Laboratuvarına gönderilmiş. Ankara dahilinde işlenen faili meçhul cinayetlerle karşılaştırılması istenen kovanların, yapılan karşılaştırılmasında başka cinayetlerle bağlantısı bulunmadığı tespit edilmiş. Ankara dahilinde yapılan bu araştırmada 1992-1995 yıllarında işlenen faili meçhul cinayetlerin bölgesi olarak ifade edilen Batı´da Kocaeli, Sapanca, Düzce üçgeni ile Doğu´da Mardin, Batman, Diyarbakır üçgenindeki olaylarla karşılaştırılmasının yapılmadığı iddia ediliyor. Ersever´in dosyasında mermilerin balistik incelemesine ilişkin şu bilgilere yer veriliyor: Olayda kullanılan 9 mm çapında parabellum tipi mermi kovanları (jandarmada faili meçhul arşivi oluşmadığından) Ankara ili dahilinde meydana gelen Merkez Kriminal Polis Laboratuvarı arşivine intikal etmiş faili meçhul olaylara ait suç konusu mermilerin karşılaştırılmasında başka olaylara ilişkisi bulunmamıştır.Cinayet dosyasında ayrıca, cinayet mahallinin krokisine de geniş yer verildiği görüldü. (Cihan)
Ersever ve arkadaşlarının öldürülmesinde ´üçgen´ mesajı
JİTEM´in kurucusu olarak bilinen Binbaşı Ahmet Cem Ersever, PKK terörüyle etkin mücadele eden isimlerden biriydi. 17 Mart 1993´te ordudaki görevinden 30 arkadaşıyla birlikte istifa ederek ayrıldı. Daha sonra bazı gazete ve dergilere ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ve Güneydoğu´daki faili meçhullerle ilgili bilgiler verdi. Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993´te Ankara´ya giden Ersever´den bir süre haber alınamadı. 4 Kasım 1993´te Ankara Elmadağ´da cesedi jandarma ekipleri tarafından ensesinden kurşunlanmış olarak bulundu. Ersever´in ekibini oluşturan arkadaşlarından Nevval (veya Neval) Boz 1 Kasım´da, Murat Demir de 2 Kasım´da öldürülmüş olarak öyle yerlerde bulundular ki Cem Ersever´in cesedinin bulunduğu yer de göz önüne alındığında bir üçgen teşkil ediyordu. Bu üçgen cinayetleri, uçak kazasında ölen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´in en yakın adamı olarak bilinen Cem Ersever´in, devletin PKK ile mücadelesindeki yanlışlıkları ve terörün sürmesini isteyen menfaat çetelerini açıklayacağı ve yazımına başladığı ´Üçgendeki Tezgah´ kitabına karşı bir mesaj olarak algılanmıştı.
1993 yılında öldürülen JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever, PKK ile derin devletin işbirliğini farketmiş ve buna dair bir kitap yazmaktaydı. Aydınlık gazetesi ekibinden Soner Yalçın´a önemli itiraflarda bulunmak üzere Ankara´ya yola çıkan Ersever´in cesedi bir kaç gün sonra Ankara yakınlarında bulundu. Aynı şekilde en yakın iki arkadaşı da öldürülmüş olarak farklı yerlerde bulundu. Ersever´in itiraflarda bulunmak için gittiği Aydınlık gazetesi, halen Ergenekon davasının en önemli sanıklarından olan Doğu Perinçek´e ait. Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi suçlamasıyla yargılanan Perinçek´in PKK kampında Öcalan´la sarmaş dolaş görüntüleri ortaya çıkmış ve olay olmuştu. Cem Ersever´in, PKK ile mücadeledeki ihaneti anlatmak için çok yanlış bir adrese gittiği, farkında olmadan Ergenekon yöneticilerine açıklamalarda bulunmaya kalkışmasının sonunu hazırladığı iddia ediliyor.
Ersever itiraf için yanlış adrese mi gitti?
1993 yılında öldürülen JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever, PKK ile derin devletin işbirliğini farketmiş ve buna dair bir kitap yazmaktaydı. Aydınlık gazetesi ekibinden Soner Yalçın´a önemli itiraflarda bulunmak üzere Ankara´ya yola çıkan Ersever´in cesedi bir kaç gün sonra Ankara yakınlarında bulundu. Aynı şekilde en yakın iki arkadaşı da öldürülmüş olarak farklı yerlerde bulundu. Ersever´in itiraflarda bulunmak için gittiği Aydınlık gazetesi, halen Ergenekon davasının en önemli sanıklarından olan Doğu Perinçek´e ait. Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi suçlamasıyla yargılanan Perinçek´in PKK kampında Öcalan´la sarmaş dolaş görüntüleri ortaya çıkmış ve olay olmuştu. Cem Ersever´in, PKK ile mücadeledeki ihaneti anlatmak için çok yanlış bir adrese gittiği, farkında olmadan Ergenekon yöneticilerine açıklamalarda bulunmaya kalkışmasının sonunu hazırladığı iddia ediliyor.
Ergenekon davasıyla birlikte gündeme gelen faili meçhul cinayetler içinde Ersever cinayeti önemli bir yer tutuyor. 1990´lı yıllarda JİTEM bölge komutanı olarak PKK´ya karşı mücadele veren binbaşı Ersever, daha sonra JİTEM´den ayrılmış ve ´Gerçekler Türk milletinden gizleniyor´ diyerek o gün içinde olduğu yapıyla ters düşmüştü. Kamuoyuna PKK ve JİTEM´in iç yüzüyle ilgili açıklamalarda bulunması beklenen Ersever, bir süre sonra kaçırılmış ardından da Elmadağ yakınlarında cesedi bulunmuştu.
Elleri önde bağlı, ağzı bantsız, başında çuval
Basında ´Çok şey bilen adam elleri arkadan bağlı ve başına iki kurşun sıkılarak öldürüldü´ diye 4 Kasım 1993 ve sonrası günlerde haberler çıkmıştı. Ersever´in bugün ortaya çıkan ceset ve olay yeri görüntülerinde ellerinin arkadan değil önden bağlı şekilde öldürüldüğü anlaşılıyor. Elleri önden bağlı olan Ersever´in başından vurulduğu ve kafasının arkasından giren kurşunların yüzünden çıktığı tahmin ediliyor. Yerde cansız vaziyette yatan Ersever´in başının kanlar içinde olduğu ve başının altında da bir çuval olduğu görülüyor. Cinayete ilişkin haberlerde Ersever´in başına çuval geçirildikten sonra kafasından vurulduğu yazılıyordu. Cinayet yerinde başının altındaki çuval adeta olayı doğruluyor. O günün cinayet tutanaklarında akşam vakti güvenlik güçlerine ihbar telefonunun geldiği iddia ediliyor. Cesedin görüntüsünün gece karanlığında çekilmiş olması da ihbarın vaktini doğrular nitelikte. Görüntülerde dikkat çeken bir hususta kireç üzerinde cesedin yatıyor olması. Ersever´in ağzının ise görüntülerde basında çıkan haberlerin aksine bantlı olmadığı görülüyor. ( Cihan)
Ersever ve arkadaşlarının öldürülmesinde ´üçgen´ mesajı
JİTEM´in kurucusu olarak bilinen Binbaşı Ahmet Cem Ersever, PKK terörüyle etkin mücadele eden isimlerden biriydi. 17 Mart 1993´te ordudaki görevinden 30 arkadaşıyla birlikte istifa ederek ayrıldı. Daha sonra bazı gazete ve dergilere ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ve Güneydoğu´daki faili meçhullerle ilgili bilgiler verdi. Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993´te Ankara´ya giden Ersever´den bir süre haber alınamadı. 4 Kasım 1993´te Ankara Elmadağ´da cesedi jandarma ekipleri tarafından ensesinden kurşunlanmış olarak bulundu. Ersever´in ekibini oluşturan arkadaşlarından Nevval (veya Neval) Boz 1 Kasım´da, Murat Demir de 2 Kasım´da öldürülmüş olarak öyle yerlerde bulundular ki Cem Ersever´in cesedinin bulunduğu yer de göz önüne alındığında bir üçgen teşkil ediyordu. Bu üçgen cinayetleri, uçak kazasında ölen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´in en yakın adamı olarak bilinen Cem Ersever´in, devletin PKK ile mücadelesindeki yanlışlıkları ve terörün sürmesini isteyen menfaat çetelerini açıklayacağı ve yazımına başladığı ´Üçgendeki Tezgah´ kitabına karşı bir mesaj olarak algılanmıştı.
PKK-derin devlet bağlantısını anlatmak için yanlış yere gitti
Ersever´in itiraflarda bulunmak için gittiği Aydınlık gazetesi, halen Ergenekon davasının en önemli sanıklarından olan Doğu Perinçek´e ait. Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi suçlamasıyla yargılanan Perinçek´in PKK kampında Öcalan´la sarmaş dolaş görüntüleri ortaya çıkmış ve olay olmuştu. Cem Ersever´in, PKK ile mücadeledeki ihaneti anlatmak için çok yanlış bir adrese gittiği, farkında olmadan Ergenekon yöneticilerine açıklamalarda bulunmaya kalkışmasının sonunu hazırladığı iddia ediliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Hep gündemde kalmayı başardı
23 Ocak 2011:Yaşarken de öldükten sonra da gündemden düşmeyen Cem Ersever´in hayatından satır başları:
Güneydoğu Anadolu´da Jandarma subayı olarak görev yaptığı dönemde kaçakçılarla olan ilişkileri yüzünden bir çok kez soruşturmaya uğradı ancak hiçbirinden ceza almadı.
Ersever´in adını tüm Türkiye´ye duyurduğu ilk olay Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis´in kuşkulu bir uçak kazasıyla şehit edilmesinden bir ay sonra binbaşı rütbesindeyken 17 Mart 1993 günü 30 arkadaşıyla istifa etmesi oldu.
İstifa mektubunda ?Güneydoğu´da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir? diyordu.
Ahmet Aydın takma adıyla ?Üçgendeki Tezgah? ve ?APO-PKK-Kürtler? isimli kitaplar yazan Ersever´i, Türkiye´nin gündemine asıl sokan olay ise Aydınlık gazetesine verdiği röportajda Yeşil kod adıyla tanınan Mahmut Yıldırım ve bazı faili meçhuller ile ilgili bilgiler oldu.
Ersever´in JİTEM içindeki kavga nedeniyle Yeşil ve faili meçhullerle ilgili konuştuğu iddia edildi. Ersever, işadamı arkadaşı Alparslan Ertuğ´dan ?eğer kendisine birşey olursa Güneydoğu´dan tanıdığı Hanefi Avcı´ya haber vermesini? istiyordu.
Ersever, mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993´te Ankara´ya giden Ersever´in cesedi 4 Kasım 1993´de Elmadağ´da bulunmuştu. ( Star)
Bir JİTEM belgesi daha: Ersever bunun için mi öldürüldü?
JİTEM´in varlığını ispat eden bir dosya daha çıktı. Kürt sorunuyla ilgili raporda Ersever imzasının bulunması JİTEM komutanının bu nedenle öldürülmüş olacağını düşündürüyor.
Bir JİTEM belgesi daha: Ersever bunun için mi öldürüldü?
JİTEM´in varlığını ispat eden bir dosya daha çıktı. Kürt sorunuyla ilgili raporda Ersever imzasının bulunması JİTEM komutanının bu nedenle öldürülmüş olacağını düşündürüyor.
Jandarmanın yok dediği JİTEM teşkilatında, JİTEM 2. BRL-K adına Jandarma Genel Komutanlığı´na sunulan Binbaşı Cem Ersever imzalı yeni bir rapor ortaya çıktı. JİTEM´in varlığını bir kez daha gözler önüne seren rapor, JİTEM´in faaliyetlerine tepkisi nedeniyle faili meçhul cinayete kurban gittiği iddia edilen ve PKK´yla mücadeleyle görevli Binbaşı Cem Ersever´in PKK ve Kürt sorununa ilişkin çarpıcı ifadelerini de ortaya çıkardı.
Yaptığım eleştirilerin farkındayım
Yaptığı eleştirilerin farkında olduğunu belirten Ersever, raporunu ?Bir istihbaratçının kalemiyle kitlenin ´devlet babaya´ gerektiğinde belgeler ile teşvik edilebilecek seslenişi? sözleriyle bitiriyor. 17 Mart 1993´te ?Güneydoğu´da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının görülmesini engellemektedir? yazan mektupla istifa eden, 24 Ekim 1993´te kaybolan 4 Kasım 1993´te Ankara Elmadağ´da cesedi bulunan Ersever´in 5 Nisan 1990 tarihli raporda, şu ifadeler dikkat çekiyor:
Askeri tedbirler yeterli olmuyor
Örgüt mensuplarıyla mücadelenin ihalesi TSK´ya bırakıldığı içindir ki kırsal alanda büyük çabalarla sağlanan kısmi kontrol tedbirleri arzu edilen huzur ve kamu düzeninin kurulmasına yeterli olmamaktadır. Toplum milli demokratik devrim aşamasına PKK tarafından getirilmiştir.
Bölge halkının serzenişleri
Bölgede asayiş ve huzurun sağlanması için sadece askeri tedbirler ön planda tutulmuştur. Rapor halkın arasında yaşamanın gururunun ürünü olarak bölge halkının serzenişlerini dile getirmek maksadıyla hazırlanmıştır. Anlatım tarzı onların arzuları olup, değerlendirmede klasik üsluba uyulmamış ve konuların detaylarına girilmemiştir. Yazılması komutanlığın emirlerine maruz olan harekat ve istihbaratla ilgili düşünceler metinde yer almamıştır. Değerlendirmede belki yoğun eleştiri söz konusu olmakla birlikte yazılanlar bir istihbaratçının kalemiyle kitlenin ´devlet babaya´ gerektiğinde belgeler ile teşvik edilebilecek seslenişidir.
1 komutan 15 hesap 41 sandık
´JİTEM´i geçici emirle´ kurduğunu açıklayan emekli Albay Arif Doğan´ın Ankara 11´nci Ceza Hakimi Süleyman İnce´ye verdiği ifadede, ?Ben Jandarma istihbarat Grup Komutanlığı ve JİTEM Grup Komutanlığı görevlerinde bulundum. JİTEM üst düzey daha doğrusu yetkili komutanların bilgisi ve kararları doğrultusunda denenmek üzere kurulmuş bir yapılanmadır. Ben de bunun kurucusuyum. Faaliyet alanı Olağanüstü Hal Bölgesidir. Dışına taşınması söz konusu değildir ve kadrolu elemanı yoktur. Belgelerin bir kısmını muhafaza ettim, yukarıda da kısmen ifade ettiğim gibi benim değişik beyanlarımda olduğu, ancak evde kullanmadığım 41 sandığım vardı? demişti. Doğan´ın 15 ayrı banka hesabının olması da dikkat çekti. ( Star)
Ersever ve arkadaşlarının öldürülmesinde ´üçgen´ mesajı
JİTEM´in kurucusu olarak bilinen Binbaşı Ahmet Cem Ersever, PKK terörüyle etkin mücadele eden isimlerden biriydi. 17 Mart 1993´te ordudaki görevinden 30 arkadaşıyla birlikte istifa ederek ayrıldı. Daha sonra bazı gazete ve dergilere ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ve Güneydoğu´daki faili meçhullerle ilgili bilgiler verdi. Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993´te Ankara´ya giden Ersever´den bir süre haber alınamadı. 4 Kasım 1993´te Ankara Elmadağ´da cesedi jandarma ekipleri tarafından ensesinden kurşunlanmış olarak bulundu. Ersever´in ekibini oluşturan arkadaşlarından Nevval (veya Neval) Boz 1 Kasım´da, Murat Demir de 2 Kasım´da öldürülmüş olarak öyle yerlerde bulundular ki Cem Ersever´in cesedinin bulunduğu yer de göz önüne alındığında bir üçgen teşkil ediyordu. Bu üçgen cinayetleri, uçak kazasında ölen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´in en yakın adamı olarak bilinen Cem Ersever´in, devletin PKK ile mücadelesindeki yanlışlıkları ve terörün sürmesini isteyen menfaat çetelerini açıklayacağı ve yazımına başladığı ´Üçgendeki Tezgah´ kitabına karşı bir mesaj olarak algılanmıştı.
15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı15.7.2016
17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin
darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak
değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor.
Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken
canlı yayında darbe..
Tamamı17.07.2016
20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen
cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu
iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı.
Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe
yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı20.01.2015
11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı11.3.2014
19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı19.12.2015
12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı12.10.2015
18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı18.08.2015
09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı9.10.2016
24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına
katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek
verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele
Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir
ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı24.06.2013
16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine.. Tamamı16.12.2018
08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı8.11.2014
01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı1.11.2014
08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı8.2.2014
14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı14.1.2014
03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı3.11.2014
02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı2.12.2013
19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı19.6.2013
21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin
"şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında
"işkence ..
Tamamı21.11.2022
29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı29.11.2022
30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı30.11.2022
29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı29.11.2022
29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı29.11.2022
29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı29.11.2022
02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı2.12.2022
28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı28.11.2022
28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı28.11.2022
02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı2.12.2022
30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı30.11.2022
30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı30.11.2022
28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı28.11.2022
21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı21.11.2022
21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı21.11.2022