İzmir'deki 'Askeri Gizli Bilgi Belge Bulundurma Davası'nda yargılanan 49'u muvazzaf asker 357 sanık beraat etti. Mahkeme, tüm sanıklar hakkında 'Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması' sebebiyle esastan beraatına karar verildiğini açıkladı. Mahkeme, soruşturma aşamasında görev yapan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına da karar verdi.
28.02.2016 09:41 İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar ve avukatları katılırken, sanık yakınları da duruşmaya yoğun ilgi gösterdi. Sanıklar ve avukatların, adliye sosyal tesislerindeki duruşma salonuna dönüştürülen konferans salonunda yerlerini almasının ardından, daha önce son sözleri alınmayan sanık ve avukatlar savunma yaparak beraat talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, yargılamanın sonuna gelindiğini bildirerek, "Katip arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, fedakarca çalıştılar, iki haftadır mahkemede hazır bulunmaları için tek tek avukatlara ulaşmaya çalıştılar. Ama hala mazeret bildiren avukatların olduğunu gördük. Avukat Kemal Bey'in geçen celse davanın uzatıldığına dair ‘Mahkemede top mu çeviriyoruz?’ şeklindeki sözünün doğru olmadığını, buna sebebiyet verenlerin tarihe not düşülmesi için burada söylüyorum" sözlerinin ardından kararı açıkladı.
Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, tüm sanıklar hakkında "yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması" sebebiyle esastan beraatına karar verildiğini açıkladı.
Kızıltaş, soruşturma aşamasında görev yapan kamu çalışanları hakkında fezleke hazırlanarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına da karar verildiğini kaydetti.
Sanıklardan emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız'ın geçen yıl öldüğünü, bu nedenle hakkındaki davanın düştüğünü ve beraat ettiğini belirten Kızıltaş, davanın başından bu yana firari durumda olan ve hakkında yakalama kararı devam eden sanık Necdet Kılıç'ın da beraatine karar verilerek yakalama kararının kaldırıldığını bildirdi.
Kızıltaş, bu açıklamanın ardından hazırlanan 138 sayfalık karar metnini okumaya başladı. Kararın okunması 2,5 saat sürdü.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Kamuoyunda ‘İzmir Askeri Casusluk’ davası olarak bilinen ‘Askeri Gizli Bilgi Belge Bulundurma Davası’, 10 Ağustos 2010’da İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne ‘haleizmirhale@hotmail.com’ adlı adresten gönderilen bir ihbar maili’yle başladı. İddialarla büyük yankı uyandıran dava ana hatlarıyla şöyle gelişti:
m İhbar mail’inde İzmir’de genç kızları kandırarak zengin kişilere veya üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlayan bir çete olduğu, daha sonra bu kişileri seks görüntüleriyle tehdit ettikleri öne sürüldü.
PANDORA’DAN ÇIKANLAR
‘Çete lideri’ oldukları iddiasıyla Bilgin Özkaynak, Narin Korkmaz ve yabancı uyruklu kadınların aralarında bulunduğu zanlıları takibe aldı. Narin Korkmaz’ın, TSK’nın birçok bilgisine vâkıf olduğu öne sürüldü.
Korkmaz’ın evinden ‘bycasus’ ismi verilmiş harddisk içindeki ‘ajanda.xsl’ isimli belgede ‘Pandora’ veri tabanında yer alan verilerin birçoğunun askeri bilgi olduğu öne sürüldü.
2012’de 49’u muvazzaf asker 357 sanığın ifadesi alındı, 88 kişi tutuklandı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele de bir hafta tutuklu kaldı.
MÜEBBET HAPİS İSTENDİ
İddianame İzmir 12. Ceza Mahkemesi’nce 3 yıl önce kabul edildi. Savcı, 2 yıldan müebbete kadar cezalar istedi. İlk duruşma 2012 Nisan’da görüldü. Sanıklardan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘kişisel verilerin kaydedilmesi’, ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek’ suçlarından müebbet ve 9’ar yıl hapis cezası istendi. Özel yetkili mahkemeler kapanınca dava 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı.
DNA ÖRNEKLERİ UYUŞMADI
Bilirkişiler, dijital verilerin delil niteliği taşımadığı, ekleme ve çıkarmalar yapıldığına dair rapor verdi. İzmir Adli Tıp Kurumu da Albay Coşkun Başbuğ’un evinde ele geçirildiği öne sürülen harddisklerdeki DNA örneklerinin Başbuğ’a ait olmadığını, ancak sanıklardan Meryem Bağcı’nın Ankara’daki evinde bulunduğu iddia edilen harddisk ile Başbuğ’un evindeki harddiskte aynı erkeğin DNA’sının olduğu belirlendi.
SAVCI VE HÂKİM AÇIKTA
Soruşturmada görev yapan polislerden 27’si bir süre önce tutuklanırken HSYK 2. Dairesi de geçen hafta dönemin savcısı Zafer Kılınç’ı ‘usul ve yasaya aykırı işlem tesis ettiği’, davaya bakan eski hâkim Serdar Ergül’ü de ‘mesleğin şeref ve onurunu bozan eylemde bulunduğu’ gerekçesiyle geçici olarak görevden uzaklaştırdı.
VE BEKLENEN SON
İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün karar duruşması yapıldı. Başkan Hâkim Orhan Kızıltaş, 357 sanığın da beraat ettiğini duyurdu. Mahkeme, soruşturmada görev yapan kamu görevlileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
SANIKLAR SEVİNÇTEN AĞLADI
Kararı ayakta alkışlayan sanık ve yakınları duruşma salonunda birbirlerine sarılıp sevinç gözyaşı döktü.
Adliye çıkışında, yaptığı açıklamada davanın başından bu yana hiç bir zaman ağlamadığını dile getiren muvazzaf asker Nihat Demirhan'ın eşi Arzu Demirhan, "Eşimin arkasında sonuna kadar destekçi oldum. Ama şu an sevinç gözyaşları içinde ağlıyorum. Adalet geç olarak yerini buldu diyebilirim" dedi.
Salondan çıkan avukatlar da açıklamalarda bulundu. Avukat Atilla Ertekin, bir devrin sona erdiğini ve hukukun galip geldiğini belirtti. Cumhuriyet tarihinin en büyük kumpaslarından biriyle karşı karşıya olduklarını savunan avukat Mahir Işıkay, davadaki sanıklar ve dosyaya dahil edilen 5 bin bürokratın aklandığını belirtti. Işıkay, "Bundan sonra geriye dönüş, iftira atılan insanlara itibarlarının geri verilmesi, bu kumpasları kuranların Türk milleti önünde adil mahkemelerde hesap vermelerini görme zamanı" diye konuştu.
Avukat Aykanat Kaçmaz, temyiz sürecinin kısa sürede kendi lehlerine sonuçlanacağına inandığını kaydedip, "Delil yetersizliğinden beraat verilmesinden korktuk açıkçası. Çünkü böyle bir gol yiyebileceğimizi düşünmüştük. Milli Savunma Bakanlığı avukatları ve savcı tarafından kararın temyize götürülmesi durumu var" dedi.
KALBİMİZ KIRIK
Türkiye Emekli Subaylar Derneği adına konuşan emekli Albay Cengiz Tatar, "Türkiye'yi sarsan ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik iftira, yalan ve karalamalarla dolu davalardan birisinin daha adaletin süzgecinden geçerek, geç de olsa gerçeklerin su üstüne çıktığına buruk bir sevinçle de olsa tanıklık ediyoruz. Ergenekon, Balyoz, Payrozköy, 28 Şubat ve Casusluk davalarıyla aslında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne değil Türk milletine kumpas kurulmuştur. Bu süreçte Yunanistan Ege ve Akdeniz'de 16 adamızı işgal etmiş, İsrail Mavi Marmara gemisinde vatandaşlarımızı katletmiş, Rum, Yunan ve İsrail üçlüsü Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinde yabancı şirketleri dahil ederek petrol ve gaz aramaları yaptırmış, Rusya, İran, Irak ve Suriye ile savaş durumuna gelinmiş. Sınırlarımızda aşırı dinci ve terör örgütleriyle komşu haline gelinmiştir. Sözde mahkemeler heyeti Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefli Türk askerlerini tutukladılar. Bu davalarda Türk Silahlı Kuvvetleri personeli olarak kalbimiz kırık, çünkü yıprandık, hırpalandık, aşağılandık ve gönlümüz yaralı. Bu süreçte sığınacak liman olarak gördüğümüz kurum, kuruluş ve dost bildiğimiz kişiler tarafından yalnız bırakıldık" diye konuştu.
KUMPASIN KANITI: BU KADAR CASUSU FUHUŞÇUSU OLAN BİR ORDU OLUR MU?
Beraat edenlerden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, "Yalnız kaldığımız, adeta betona gömüldüğümüz dönemde 'Pardon diyecekler' dedim. Evet pardon denildi, yeter mi yetmez. Bizi buraya gönderenler, 'Hocam her hangi bir suçun yoksa korkma, Yüce Türk milletinin önüne gidiyorsun eğer bir suçun yoksa aklanırsın' dediler. Ben ve yargılanan bütün arkadaşlarımla aklandım. Beni buraya gönderenlere soruyorum; Siz hazır mısınız? Bizi buraya gönderenleri araştıracak mısınız? Bu kadar çok casusu fuhuşçusu olan bir ordu olur mu? Buradaki zaafı araştıracak mısınız? Eğer bunu yapmazsanız şüpheli olarak kalacaksınız ve tarihe hesap vereceksiniz" diye konuştu.
Avukat Murat Ergün ise " İzmir casusluk kumpası bugün hem bitmiş hem de yeniden başlamıştır. Bu kumpası düzenleyenlere şunu sormak istiyoruz; Adliye bağımsız ve hür olduğunda hakikat dışında hiçbir şeyden etkilenmez. Siz valizlerinizi hazırladınız mı? Çünkü hukuk önünde hesap verme günü geldiğinde bu insanların çektiklerinin fazlasını hukuk adına siz çekeceksiniz. Ayrıca bir şeyi daha hatırlatmak istiyorum. Devam eden son kumpas davası bugün bitti ama ilk kumpas davalarından Şemdinli Davası'ndan tutuklu sanıkları iki astsubay ile Atabeyler Davası'ndan tutuklu Yüzbaşı Murat Eren hala içerde. Dün akşam 90 günlük tutukluluk üzerine acilen toplanıp karar veren Anayasa Mahkemesi 5 yıldır tutuklu bulunan ve 40 aydır önlerinde dosyası bulunan Murat Eren dosyasını bir an önce dikkate alıp onları da özgürlüklerine kavuşturmalıdır. Adalet bir gün herkese lazım olacak" dedi.
ŞİMDİ KUMPASÇILARDAN HESAP SORMA ZAMANI
2 numaralı sanık Narin Korkmaz'ın avukatı Çağrı Çetin, "Bu kumpası kuranlardan hesap sorma zamanı geldi. Müvekkilim Narin Korkmaz'ın özel yaşamını ifşa eden savcı Zafer Kılınç'tan şikâyetçi olacağız" derken, avukat Andaç Zaloğlu ise "Bu kararla delillerin baştan sahte olduğu kanıtlanmıştır. Özel Yetkili Mahkemelerin ve savcıların yaptıkları hukuka ayrı işlemler ve kararlar, bu kararla yüzlerine vurulmuştur" dedi.
KAMERA KAYITLARI KUMPASI GÖSTERDİ
İşadamı Bilgin Özkaynak'ın örgüt lideri, üniversite öğrencisi Narin Korkmaz'ın da örgüt yöneticisi gösterildiği davada, aralarında dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele'nin de bulunduğu 49'u muvazzaf subay 357 kişi gözaltına alınmış, tutuklanan 79 sanıktan bazıları 2 yıl tutuklu kalmıştı. FETÖ kumpası davası, Narin Korkmaz'ın evinde yapılan polis aramasının usulsüzlüğü kanıtlanınca çökmüştü. O aramadaki usulsüzlüğü ilk olarak davaya bakan mahkemenin başkanı duruşmada bizzat gündeme getirmişti. İlerleyen günlerde başlatılan "sanıklara paralel örgüt tarafından kurulan kumpas" soruşturmasında aralarında dönemin İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da bulunduğu 17 kişi tutuklanmıştı.
TSK'DAN AÇIKLAMA: İNANÇ VE BEKLENTİLERİMİZ HAKLI ÇIKTI
29.02.2016 16:43 Genelkurmay Başkanlığı, kamuoyunda askeri casusluk davası olarak anılan davada verilen beraat kararlarına ilişkin açıklama yaptı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle;
"Kamuoyunda farklı isimlerle adlandırılan, sonrasında sahte delillerin kullanıldığı ortaya çıkan ve süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını derinden üzen davalar beklendiği şekilde beraat ile sonuçlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak; hukukun üstünlüğüne saygının gereği ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde, söz konusu yargılamaların hakkaniyete uygun neticeleneceğine olan inancımız sürekli olarak muhafaza edilmiş, verilen beraat kararları ile birlikte bu yöndeki inanç ve beklentilerimizin haklılığı tekrar ortaya çıkmıştır. Alınan bu kararlar çerçevesinde, beraat eden personelimizin, ailelerinin ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sevincini yürekten paylaşır, kendilerine sağlıklı ve mutlu günler dileriz."
Casusluk davası kapatılıyor mu: Hayır!
İzmir casusluk davasında savcı beraat talep etti
Yeniden görülen İstanbul Casusluk davası beraatle bitti
İzmir casuslukta DNA sanığın değil
Fetullah Gülen'e 4. kırmızı bülten İzmir casusluk davasından!
57. dakika kumpasına 57 gözaltı
Hakim kumpası böyle kanıtladı: '57. saniyeye dikkat edin'
İzmir'deki paralel kumpasa 2. dalga: 18 gözaltı, Savcı Seçen bağlantısı
Şok şok!!! Savcı Seçen de yurtdışına kaçtı!
İşte Safiye Köten'in evindeki arama görüntüleri: Casusluk poşeti böyle bulundu!
Paralel yapı-03 Kasım (2015) 'İzmir askeri casusluk kumpası' soruşturması manşetlerimiz
İstanbul ve İzmir casusluk davalarıyla ilgili manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
Paralel yapı-TSK uzantıları manşetlerimiz
İstanbul ve İzmir casusluk davalarıyla ilgili manşetlerimiz
İstanbul ve İzmir'deki casusluk davalarında ilginç benzerlikler
(28 Şubat 2016, 09:41), son güncel.: (29 Şubat 2016, 16:43)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: