HSYK tarafından açığa alınan İstanbul eski Başsavcıvekili, Çorum Savcısı Fikret Seçen hakkında adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan talep mahkemece kabul edildi. Seçen hakkında İstanbul askeri casusluk davasında 'Görevi kötüye kullanmak', 'Resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme' suçlarından soruşturma yürütülmekteydi. Seçen hakkında daha geniş iddiaların söz konusu olduğu, onu Paralel Yapının yargıdaki beyin takımından olduğu dile getiriliyor. Benzer bir durumda, hakkında soruşturma yürütülen eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz yurtdışına kaçmış, kanun koruyucusu diye bilinen ve efsane haline gelmiş olan böyle bir savcının yurtdışına kaçması kamuoyunu şok etmişti.
26.11.2015 23:10 Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi'nin hakkındaki soruşturma sebebiyle geçici olarak görevden aldığı eski Özel Yetkili İstanbul Başsavcıvekili, Çorum Savcısı Fikret Seçen hakkında adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı getirildi.
Tahkikatı yürüten HSYK Başmüfettişi Yunus Nadi Kolukısa'nın talebi üzerine harekete geçen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Fikret Seçen hakkında "Görevi kötüye kullanmak", "Resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme" suçlarından yürütülmekte olan soruşturma kapsamında yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararı alınmasını talep etti.
Talebi değerlendiren Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kuvvetli suç şüphesinin mevcudiyeti, kaçma şüphesinin bulunması ve soruşturmaya konu eylemlerin vasıf ve mahiyeti gereği talebi kabul ederek Fikret Seçen hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararı aldı. Fikret Seçen'in yurtdışına çıkışı böylece yasaklanmış oldu.
HSYK Başmüfettişi Yunus Nadi Kolukısa tarafından hazırlanan müfettiş raporunda, Fikret Seçen'in İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'nda, sanıklar lehine verilen TÜBİTAK raporunu dosyaya koymadığı, bir örgüt soruşturması başlatarak hakimlerin yanı sıra birçok kişiyi dinlettiği ve Dursun Çiçek ismini taşıyan farklı kişileri dinlettiği belirtilmişti.
PARALEL YARGININ BEYİN TAKIMINDAN
Öte yandan Fikret Seçen hakkında sadece İstanbul askeri casusluk davasından sanıkların lehine olan belgeleri örtbas etmek suçlamasının değil daha geniş ölçekte iddiaların var olduğu belirtiliyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi'nin geçici olarak görevden aldığı eski İstanbul Başsavcıvekili, Çorum Savcısı Fikret Seçen'in, "kumpas soruşturmaları" olarak bilinen Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve usulsüz dinlemelere ilişkin yürütülen soruşturmalarda rol aldığı ve Paralel Devlet Yapılanması'nın (PDY) yargı içindeki beyin takımından olduğu tespit edildi.
HSYK Başmüfettişi Yunus Nadi Kolukısa'nın hazırladığı müfettiş raporu üzerine görevden uzaklaştırılan Seçen'in İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'nda, sanıklar lehine verilen TÜBİTAK raporunu dosyaya koymadığı, bir örgüt soruşturması başlatarak hakimlerin yanı sıra birçok kişiyi dinlettiği ve Dursun Çiçek ismini taşıyan farklı kişileri dinlettiği de belirlendi.
RAPORU DOSYA YERİNE 'ADLİ EMANET'E BIRAKTI
Raporda, Seçen'in İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'nın sanığı olan bir kişi hakkında mahkeme tarafından talep edilen bilirkişi raporunun görülmesini engellediği tespiti yer aldı. Seçen'in normalde mahkeme dosyasına konulması ve tarafların görmesi gereken TÜBİTAK raporunu "adli emanet"e kaydettirdiği bilgisi raporda yer aldı.
PYD'NİN EMNİYETTEKİ UZANTILARI İLE DİNLEME KARARI ALDI
Geçici olarak görevden alınan Seçen'in PDY'nin emniyetteki uzantıları aracılığıyla usulsüz dinlemelere imza attığı da ortaya çıktı.
AYNI SİMİ TAŞIYAN FARKLI KİŞİLERİN DİNLENMESİ
HSYK tarafından görevden uzaklaştırılan Seçen'in bir başka davada daha usulsüz dinlemeye imza attığı tespit edildi. Seçen'in, "Dursun Çiçek" isminden hareketle iki ayrı Dursun Çiçek hakkında usulsüz dinleme kararı aldığı da belirlendi.
HSYK 2. DAİRE GÖREVDEN UZAKLAŞTIRDI
Seçen, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 77. maddesinde "hakkında soruşturma yapılan hakim ve savcının göreve devamının, yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğine kanaat getirilirse, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmasına karar verilebileceği" hükmündeki "yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceği" gerekçesiyle görevden uzaklaştırılmıştı.
İŞTE SEÇEN'İN GİZLEDİĞİ O BELGE
28.11.2015 11:58 Askeri Casusluk davasında yargıdan belge sakladığı gerekçesiyle HSYK tarafından geçici olarak açığa alınan ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulan Paralel savcı Fikret Seçen'in başını yakan belge ortaya çıktı.
Sabah'ın haberine göre; emekli mühendis yarbay Yücel Çipli, 2010'da, TÜBİTAK Bilgi Güvenliği Daire Başkanlığı yaparken, Emniyet ve Yargıdaki Paralel ekibin bir operasyonuyla tutuklandı. Çipli, cezaevindeyken, TÜBİTAK'a gönderdiği bir yazıda, suçlanmasına neden olan dijital verilerin delil niteliğine ilişkin sorular yöneltip, bilimsel bir mütalaa hazırlanmasını istedi. TÜBİTAK, Çipli'nin sorularına 29 Kasım 2010 tarihli yazıyla yanıt verdi. Ancak bu yazı, Çipli ve avukatı yerine, "gizli" damgası ile soruşturma savcısı Fikret Seçen'e gönderildi. Yazıda "dijital verilerin delil olarak kullanılamayacağı" belirtiliyordu. Savcı Seçen, bu bilimsel mütalaa gereği dijital verileri dosyadan çıkarmak yerine belgeyi sumenaltı etti ve Paralel Yapı tarafından üretildiği öne sürülen dijital delillere dayanarak iddianame hazırladı. Seçen, davanın seyrini değiştirebilecek nitelikteki TÜBİTAK'ın yolladığı belgeyi, 7 Şubat 2011 tarihli talimatıyla adli emanete kaldırttı. Çipli, TÜBİTAK yazısının neden kendisine ulaşmadığını sordu. TÜBİTAK yazının "gizli" damgalı olarak savcı Seçen'e gönderildiğini bildirdi. Çipli savcılıktan yazıyı istedi, ancak yanıt alamadı. Bunun üzerine Çipli, davanın görüldüğü, dönemin özel yetkili İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Yazışmalarda, TÜBİTAK yazısının adli emanette tutulduğu ortaya çıktı.
TÜM DAVALARI ETKİLEYEBİLİRDİ
Sumenaltı edilen TÜBİTAK'ın bilimsel mütalaasında, sadece "Askeri Casusluk" değil, tüm Paralel kumpasları etkileyecek değerlendirmeler yer alıyor. TÜBİTAK'ın BİLGEM birimince hazırlanan mütalaa, dijital dosyaların oluşturulma ve değiştirilme tarihi, oluşturan kişi, son kaydedici gibi üst veri bilgilerinin delil niteliği taşımadığı, çünkü bu bilgilerin yanıltıcı mahiyette düzenlemelerle, sahteciliklere imkân tanıdığı belirtiliyor. "Dijital dosyalardaki üst veri bilgileri manipülasyona açıktır ve delil niteliği taşımaz" ifadesi yer alıyor.
MAHKEME DE UMURSAMADI
TÜBİTAK'ın hazırladığı belge Çipli'nin ısrarı sonucu mahkeme kararıyla emanetten çıkarılarak avukatlara verildi. Ancak yargılamayı yapan özel yetkili mahkeme, TÜBİTAK mütalaasındaki bilimsel gerçekleri gözardı ettiği gibi, bu mütalaa üzerine bilirkişi raporu hazırlanması taleplerini de reddetti. Dosya hiçbir bilirkişi raporu alınmadan karara bağlandı. Dijital delillere dayanılarak 43 sanık "suç örgütü kurma, yönetme, üye olma", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri kullanma" gibi suçlardan mahkûm edildi. Anayasa Mahkemesi, 9 Ocak'ta oybirliğiyle, yargılanmada "hak ihlali yapıldığına" karar vermişti. (Sabah)
İŞTE O BELGE
SEÇEN'İN SAKLADIĞI BELGE TUTUKLU HAKİM ÖZÇELİK'İN YÖNETTİĞİ DURUŞMADA GÜNDEME GELDİ
Savcı Fikret Seçen'in mahkemeye göndermediği sanık Yücel Çipli ile belge İstanbul askeri casusluk davasının 22 Nisan 2011 tarihinde görülen duruşmasında gündeme gelmişti. Mahkeme heyetinin başkanlığını ise paralel yapı şüphelisi polis müdürlerini "kamikaze" ya da "korsan" olarak nitelendirilen usulsüz tahliye kararı ile serbest bırakmaya çalışmak suçlamasıyla tutuklanan hakim Metin Özçelik yapmaktaydı. Sanık Yücel Çipli'nin avukatının sözleri duruşma tutanağında şöyle geçmekteydi:
"Şimdi ve bu süreçte soruşturma sürecinde CMK 160/2 bildiğiniz üzerine soruşturmanın amacının ve savcının görevinin, maddi gerçeğin araşıtırılması ve onunla aynı değerde adli bir yargılamanın sağlanabilmesini emrettiği için ve aynı şekilde müdaafiye verdiği yetikiyi yine savcıya da şüphelinin haklarını korumakla yükümlü kıldığı için yaklaşık ellinin üzerinde delilin toplanması talebinde bulunduk ve bu deliller suyun akış yönünü değiştiebilcek güçte ve kuvvet olduğu delilerdir. ancak bu delillerden hiç birisi hakkında bir karar verilmemiş bir delilimiz toplanmamıştır. acaba bu delillerden hiç birisi mi bu nitelikte değildir diye düşünüyoruz ve bunu üstüne aksine bizim TÜBİTAK'ın bize gönderdiği ve sorularımızı içeren bir cevap doğrudan savcılığa bizim sunduğumuz benim ofime gelmiş olan bir cevap ile TÜBİTAK'ın bana vermediği ve ben bunları ancak savcılığa bildiririm dediği cevaplarda adli emanette gitmiştir ki bunu anlamak mümkün değildir. Eğer bu 5271 sayılı kanun 47/1 açık suç olgusuna ilişkin olgular devlet sırrı olarak muhakemeye karşı gizli tutulamaz deniliyor o nedenle bunların mutlaka mahkemeye gönderilmesi gerekir diye düşünüyoruz ve bu konuda belli şüphelerimizin oluştuğunu ifade etmek istiyoruz. ben bu yazılardan bir tanesini size birazdan takdim edecem bu yazılardan bana geleni takdim edecem ancak 09.12.2010 tarihli TÜBİTAK cevabının da adli emanetten alınarak dosyaya konulmasını talep ediyorum ve sayın savcıma bu talebin kabülüne ilişkin görüşü dolayısı için müteşekkirim şimdi suçlamanın hemen içerisine geçtim ve 100 madde diyorki olmazsa olmaz koşul lazım ne lazım kuvvetli suç şüphesine ilişkin olgu lazım diyor. peki suçlamanın kaynağı olan nedir suçlamanın kaynağı olan bir CD'dir, bir taşınabilir bellektir. peki bu nedenli sağlıklıdır diye sorduğumuzda kurum bu konuda bir cevap verdi , dediki dünde iki gündür tekrar ediliyor, detayına girmeyeceğim ama şu söyleniyor bunlar üst veri bilgileridir, bunların hiç bir kesinliği yoktur ne zaman yönünden ne kişi yönünden bir belirlilik kesinlikle arz etmemektedir diyor bunu kim söylüyor benim talebim üzerine TÜBİTAK'ın başvurduğu benim tanımadığım Burak BAYOĞLU isimli bir arakadaş söylüyor. ben iznizle Burak BAYOĞLU’nun CMK 177/214 ve 1-68 maddeler hepsi bunların hepsi bu konuda uzman kişi olsun bilir kişi olsun bunların mahkeme davetini öngeren düzenlemelerdir. ben Burak BAYOĞLU’nun sayın mahkemezine bir sonraki duruşma için celbini yani davet edilmesine onun bu huzurda bu konudaki görüşünü açıklamasını istirham ediyorum."
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Savcı Seçen ve 3 hakim açığa alındı
İstanbul ve İzmir casusluk davalarıyla ilgili manşetlerimiz
Paralel yapı-03 Kasım (2015) 'İzmir askeri casusluk kumpası' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
İzmir casusluk hakimlerine inceleme
(26 Kasım 2015, 23:10), son güncel.: (28 Kasım 2015, 11:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: