HSYK'nın, paralel yapıyla ilgili en büyük soruşturmayı başlatan Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun hakkında inceleme kararı vermesine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan uyarı geldi. Bozdağ, 'Gizli bir soruşturma var. Ama bakıyorsunuz soruşturmayla ilgili paralel yapının bir takım servisleri var. Arkasından HSYK inceleme başlatıyor. Soruşturma gizli. HSYK bir tehdit mercii değildir. Hakim ve savcıların, görevlerini bağımsız yapmasının sigortasıdır. Ben kurul başkanı olarak daha ortada bir şey yokken HSKY'nın böyle bir inceleme başlatmasını soruşturma yürüten savcı bakımından bir tehdit olarak algıladığımı buradan ifade etmek istiyorum. HSKY'nın böyle bir görevi yok.' şeklinde konuştu. Bozdağ, savcı Zekeriya Öz hakkındaki inceleme kararını ise desteklediğini açıkladı. Öz hakkında sert açıklamalar yapan Bozdağ, incelemenin yeterli olmadığını belirtti ve soruşturma aşamasına geçilmesini ima etti. HSYK'nın iki savcı hakkında oy çokluğuyla aldığı inceleme kararı Adalet Bakanı Bozdağ'ın olurunu bekliyor. Bozdağ'ın Öz'le ilgili incelemeye olur derken Coşkun'la ilgili olan kararı ise reddetmesi bekleniyordu.
19.07.2014 22:14 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK’nın, Zekeriya Öz ve Fetullah Gülen ile ilgili soruşturmayı yürüten savcı Serdar Coşkun hakkında inceleme kararı almasını değerlendirdi. Bozdağ, 'olur'una sunulan kararlara olur verip vermeyeceğine dair tutumunu gösteren önemli mesajlar verdi.
Anadolu Yayıncılar Birliği’nin organize ettiği ve AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen Anadolu Soruyor programına konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, soruları cevapladı. Zekeriya Öz’ün Türkiye’de yargı içinde en çok tartışılan kişilerden biri olduğunu ifade eden Bakan Bozdağ, yaptıklarıyla bağımsız bir yargı görevlisi olma vasfını kaybettiğini söyledi. Bakan Bozdağ, “Yani yaptığı görevi tarafsız ve bağımsız yapabilme kabiliyeti yoktur. Attığı tweetlere baktığımızda içinde kin ve öfke birikmiş ve bunu frenleyemeyen bir durumda, ülkenin başbakanını tehdit edebilecek kadar kendinden geçmiş durumda. Bolu’da savcı olabilir, Adalet Bakanı olarak savcı özelliklerini taşıdığına inanmıyorum. Çünkü adalet dağıtacağına inanmıyorum. Cumhuriyetin savcısı olma vasfını yitirdiğine inanıyorum. Bu noktada HSYK’nın görevini yapması lazım. Dünyanın hangi ülkesinde, bir cumhuriyet savcısı öznesini belirtmeden adresi belli tehditler savuracak ve orada görevini sürdürecek. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını imha edenler, bu tip görevlerinin gereklerine uymadan hareket eden savcılardır. HSKY’yı göreve davet ediyorum. İnceleme başlatmak yetmez. Gereğini yapmak lazım. Başbakan’a bunu yapan, sıradan bir vatandaşa ne yapar acaba” dedi.
"HSYK TEHDİT MERCİİ DEĞİL"
Paralel yapıyla ilgili soruşturmayı yürüten savcı Serdar Coşkun hakkında HSYK tarafından incelemenin neden başlatıldığını bilmediğini dile getiren Bakan Bozdağ, “Gizli bir soruşturma var. Buna ilişkin gizlilik içinde yürütülen bir şey var. Ama bakıyorsunuz o soruşturmayla ilgili paralel yapının bir takım servisleri var. Arkasından HSYK inceleme başlatıyor. Soruşturma gizli. HSYK bir tehdit mercii değildir. Hakim ve savcıların, görevlerini bağımsız yapmasının sigortasıdır. Ben kurul başkanı olarak daha ortada bir şey yokken HSKY’nın böyle bir inceleme başlatmasını soruşturma yürüten savcı bakımından bir tehdit olarak algıladığımı buradan ifade etmek istiyorum. HSKY’nın böyle bir görevi yok” şeklinde konuştu.
"ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Bakan Bozdağ, yargı görevi yapan herkesin milletin hakimi-savcısı olduğunu bilmesi ve ona göre hareket etmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Bakan Bozdağ sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim hukuk devletini tam anlamıyla tesis edecek, herkesin hukukun içinde ve hukuka uygun hareket etmesini temin edecek bir yargı yapısını oluşturmamız ve bunun oluştuğun dair inancı da herkese kabul ettirmemiz lazım. Adil olmaz, adaleti ayakta tutmak, hakka ve eşitliğe, yasalara uymak son derece önemlidir. Türkiye’de bugün devam eden bazı yargılamalara baktığımızda; Okyanus yargılaması dediniz, bana da geldi, baktım. Benim de vicdanım sızlıyor. Sadece Okyanus değil, pek çok dava ile ilgili Türkiye ikiye bölünmüş durumda. Bir yargılama yapıldığında elbette taraflar olacak. Sonuçta bu karardan herkes memnun olmayacak. Ama bunun davanın taraflarıyla sınırlı kalması lazım. Toplumun ‘hak yerini buldu’ demesi lazım. Ama öyle değil. Türkiye’de son yıllarda görülen davalara baktığınızda Türk toplumu ikiye bölünmüş durumda. Yargı yaptığı işlerde toplumu böyle karpuz gibi ikiye bölmemeli. Bağımsızlık ve tarafsızlık sadece Anayasa’ya, hukuka, kanuna, vicdana bağlı olmak, bunun dışındaki bağlılıkları reddetmektir. Türkiye’nin yargısına karşı insanlarda endişe başladı. Paralel hakimler ve savcılar, Fetullah Gülen’in hakimleri, savcıları gibi. Bizim yargımıza yapılan en büyük kötülük budur. Yargı görevi yapan herkesin milletin hakimi-savcısı olduğunu bilmesi ve ona göre hareket etmesi son derece önemlidir. Bundan sonraki yapacağımız çalışmalarla, yargıya olan güveni yeniden tesis edeceğiz. Yargının birilerinin yargısı olmasına asla izin vermeyeceğiz. Ben hakim ve savcıların Fetullah Gülen’in hakim ve savcıları olarak anılmasından rahatsızım. Hakim ve savcılar bu konuda benden daha çok rahatsız olmalı. Bu konuda hep birlikte çalışmamız gerekli. Muhalefetin de buna destek vermesi gerekir.” (İHA)
ADLİYEDE PARALEL OYUN SKANDAL KARARLARLA BELGELENDİ
20.07.2014 16:05 Bakan Bekir Bozdağ'ın konuşmasında başka ayrıntıların da yer aldığı ortaya çıktı. Buna göre; Mardin ve Tekirdağ İdare Mahkemeleri, görevleri değiştirilen il emniyet müdürlerinin tekrar aynı görevlerine atanması yönünde kararlar verdi. İki farklı başvuru için verilen kararların birebir aynı olması dikkat çekti.
İçişleri Bakanlığı Şubat ayında çıkardığı kararnameyle içinde Mardin İl Emniyet Müdürü Derviş Karar ile Tekirdağ İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz’ın da bulunduğu bir çok emniyetçinin görev yerlerini değiştirdi. İki emniyet müdürü de idarenin işlemine karşı yürütmeyi durdurma ve iptal başvurusu yaptı.
Takdir yetkisi kullanıldı
İçişleri Bakanlığı idare mahkemesine gönderdiği savunmada atamanın görev değişikliği olduğunu belirterek, “Davacı, görev ünvanı dışında bir görev ile görevlendirilmedi. Davacı İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atanırken nasıl takdir yetkisi kullanıldıysa, bu görevden alınırken de aynı şekilde takdir yetkisi kullanıldı” dedi. Kararlardaki sorunlu üslup ile Tekirdağ ve Mardin İdare mahkemesinin verdiği kararlardaki birbirinin aynı ve sorunlu üslup da dikkat çekti. Kararda, “İşlemin sebebine dayanak gösterilen olay ve nedenlerin gerçeği yansıtmadığı, İşlemin tesisi için yeterli olmadığı, takdir yetkisinin kamu yararına aykırı” olduğu gibi ifadeler yer aldı.
Hükümet gibi davrandı
İdare mahkemelerince verilen yürütmeyi durdurma kararlarında başvurucunun eşdeğer bir göreve atanması istenir. Ancak bu iki kararda da başvurucuların tekrar eski görevlerine getirilmeleri, atandıkları görevlerde bir ihtiyaç olmadığı belirtilerek, yerlerine atanan kişilerin uğrayacağı mağduriyet ise hiç hesaba katılmadı. Bu konuda şu ifadeler dikkat çekti: “Davacının anılan görevde başarısızlığına veya başmüfettişlik kadrosuna atanmasına ilişkin bir ihtiyaca dair somut birlemede bulunulmaksızın görevden alınmasına, başmüfettişlik kadrosuna ve yerine Mehmet Şahin’in atanmasına ilişkin işlemlerde kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”
Tek merkezden mi yazıldı
Tekirdağ ve Mardin İdare Mahkemeleri, görevden alınan il emniyet müdürleriyle ilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararlarında adeta bir skandala imza attı. İki farklı başvuru için Türkiye’nin farklı uçlarında yer alan iki mahkemenin (Mardin-Tekirdağ) verdiği kararlardaki ifadelerin neredeyse tamamının aynı olması dikkat çekti. Hukuku ayaklar altına alan bu durum kararlar tek merkezden mi veriliyor sorusunu akla getirdi.
Başka bir yerde mi yazıldı
Adalet Bakanı Bozdağ, Mardin ile Tekirdağ İdare Mahkemeleri’nin ‘paralel kararlarına’ tepki gösterdi. Bozdağ, önce KON TV’de ardından Hukuk ve Değişim Derneği’nin iftarında açıklamalar yaptı.
İSİM VE TARİH HARİÇ AYNI
İdari yargı ile ilgili iki tane karar var. İki ayrı ilin kararı. İsim ve yerler hariç kararların cümleleri dahi aynı. Bana göre ikisi de hukukun ayaklar altı alındığı kararlar. Nasıl oluyor da en batıdaki idare mahkemenin kararıyla en doğudaki idari mahkemenin kararının gerekçeleri isim ve tarihler hariç noktası virgülü değişmeden aynı oluyor? Ankara’dan mı yazılıyor bu kararlar, başka yerlerde mi yazılıyor? Eğer mahkemesinde yazılıyorsa bu karar aynilik asla olamaz. (Star)
Bu haberle doğrudan bağlantılı haberler:
HSYK'dan o savcıya darbe girişimi
İşte paralel inlere giriş talimatı
Paralel yapı savcıyı HSYK'ya şikayet etti
Paralel yapı-HSYK uzantıları manşetlerimiz
(19 Temmuz 2014, 22:14), son güncel.: (20 Temmuz 2014, 16:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: