T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu TUTUKLU -YAKALAMA EMİRLİ Soruşturma No : 2014/133596 KISITLILIK KARARI BULUNMAKTADIR Esas No : 2015/34757 İddianame No : 2015/2872 İ D D İ A N A M E İSTANBUL AĞIR CEZA MAHKEMESİNE DAVACI : K.H. MAĞDUR : 1- ALİ KARAKALE, 2- ALİ FUAT URAL MÜŞTEKİLER : 1- MEHMET DOĞAN, 2- MEHMET NURİ TURAN, 3- SAİM AŞÇI, 4- MEHMET SÜRURİ KALE 5- MUHAMMET SAİT HIZIROĞLU 6- RIDVAN DEĞİRMEN, 7- MURAT ÖZTÜRK, 8- ÜNAL TÜRKAL, HAMDİ Oğlu SABRİYE'den olma, 28/08/1956 doğumlu, Çalılıöz Mah. 363 Sk. No:21 İç Kapı No:25 Merkez/ KIRIKKALE ikamet eder. 9- HASİP DANIŞ, 10- SADRETTİN BÜTE,
SAYFA: 1   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

11- ABDULMENNAN ÖZMEN, 12- ALİCAN ALTIN, 13- YAFES İNAL, 14- TURGUT YILDIRIM 15- MEHMET FARUK BAYDİLLİ 16- MUHLİS ERGEN, 17- MUSTAFA KAPLAN 18- LÜTFÜ KARADAĞ, 19- SAİT HAN, 20- MUHAMMET EMİN KARAKAYA, 21- MAHMUT DOĞAN, 22- CEZMİ ÇATALKAYA, 23- YUSUF SELAMİ ÇAKAROĞLU, 24- AYDIN KELEŞ, 25- BURHAN BOZGEYİK 26- ENGİN TAVUKÇU, 27- KENAN ÖZEROĞLU, 28- KÖKSAL SAĞDIÇ, 29- ADNAN MİRZE, 30- ALİ CAN ÖZMEN, 31- MEHMET SALİH ÖZMEN, 32- ERCAN ŞAHİN, 33-FUAT ÇAVUŞ 34- KEMAL ÇATALKAYA, . 35- FARİS MAĞIN 36- FIRAT ŞEREFETTİN 37- DAVUT TOZLU, 38- HACI TUNAY YAMAN 39- ABDULBAKİ AKKUŞ, 40- İSMAİL AVCI, 41- MAHSUM YEŞİLIRMAK 42- MUSTAFA SERKAN SARAÇ 43- VAHDETTİN HIZIROĞLU,
SAYFA: 2   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

44- HALİS SALTIK, 45- ALİ TOK, 46- ABDULHAK AKPOLAT 47- BÜNYAMİN ATEŞ, 48- HİLMİ AZBAY, 49- MEHMET YILMAZ DÜŞÜNÜKLÜ, 50- NACİ MUMCU, 51- HÜSEYİN BÜYÜKFIRAT 52- SEYFETTİN ÇAVUŞ, 53- HUDAVERDİ BÜTE, 54- SÜPHAN AKARSU, 55- AZİZ BOZDEMİR, 56- ALİ ÖZHAN 57- ALİCAN KARACA, 58- SABAHATTİN RECEPOĞLU, 59- MUSTAFA ABANOZ, 60- SEZAİ ALKAN, 61- MAHMUT EREN, 62- AHMET KARAN, 63- ZEKERİYA SOSAN, 64- HÜSEYİN DEMİR, ŞÜPHELİ : 1- FETULLAH GÜLEN, MÜDAFİİ :AV. NURULLAH ALBAYRAK /ANKARA SUÇ : Silahlı Terör Örgütü Kurma, Zincirleme Resmi Belgede Sahtecilik, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ VE YERİ : 06/04/2009 ve sonrası iftira ve sahtecilik suçu yönünden, 17/09/2015 ve öncesi silahlı terör örgütü SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/1, 3713 SKM 5, 53,63, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) YAKALAMA EMRİ TARİHİ :19/12/2014 (İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/12/2014 tarih ve 2014/3025 Değişik iş sayılı yakalama kararı)
SAYFA: 3   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

ŞÜPHELİ : 2- HİDAYET KARACA, KADİR Oğlu FERİDE'den olma, 18/08/1963 doğumlu, ÇANKIRI ili, KORGUN ilçesi, HICIP köy/mahallesi, 109 cilt, 47 aile sıra no, 63 sıra no'da nüfusa kayıtlı Aşağı Dudullu Mah. Bengisu Cad. No:4E İç Kapı No:18 Ümraniye/ İSTANBUL ikamet eder. (Halen Silivri Kapalı Cezaevinde tutuklu olarak bulunmaktadır.) MÜDAFİİ : Av. FİKRET DURAN, İSTANBUL Av. NİHAT YILDIRIM, İSTANBUL Av. DOĞAN AKKURT, İSTANBUL Av. MUSTAFA GÜVENÇ, İSTANBUL Av. BAHADIR ESAT TEMİZ, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütü Yönetme, Resmi Belgede Sahtecilik, Zincirleme Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 09.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri arası (4 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : 18/12/2014 İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/12/2014 tarih 2014/334 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/1, 3713 SKM 5, 53,63, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 3- ALİ FUAT YILMAZER MÜDAFİİ : Av. YURTKAN YÜCEL, İSTANBUL Av. BÜLENT ÖZKAN, İSTANBUL Av. HÜSEYİN ATAOL, İSTANBUL Av. MEHMET AKİF KÜÇÜK, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 03.12.2008, 22.01.2010 ve sonrası TUTUKLAMA TARİHİ : 27/12/2014 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/12/2014 tarih 2014/385 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 267/2, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 4- TUFAN ERGÜDER MÜDAFİİ : Av. HÜSEYİN ATAOL, İSTANBUL Av. MEHMET AKİF KÜÇÜK, İSTANBUL SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 sonrası
SAYFA: 4   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

TUTUKLAMA TARİHİ : 18/12/2014 İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/12/2014 tarih 2014/334 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 63 267/2, 53,63 (32 kez) GÖZALTI SÜRESİ 14/12/2014/- 18/12/2014 arası(4gün) ŞÜPHELİ : 5- EROL DEMİRHAN, MÜDAFİİ : Av. MEHMET AKİF KÜÇÜK, İSTANBUL Av. HÜSEYİN ATAOL, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 03.12.2008, 22.01.2010 ve sonrası TUTUKLAMA TARİHİ : 27/12/2014 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/12/2014 tarih 2014/385 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, TCK 53, 267/2, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 6- MUTLU EKİZOĞLU, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma SUÇ TARİHİ VE YERİ : 29.04.2009 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 17.12.2014 tarihleri arası (3 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, TCK 53, 63 ŞÜPHELİ : 7- YURT ATAYÜN, MÜDAFİİ : Av. CEMALETTİN MUTLU, İSTANBUL Av. ÖMER TURANLI, İSTANBUL SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası TUTUKLAMA TARİHİ : 27/12/2014 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/12/2014 tarih 2014/385 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 267/2, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 8- ÖMER KÖSE, MÜDAFİİ : Av. MEHMET SAMİ SELÇUK, İSTANBUL
SAYFA: 5   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Av. KEMAL ŞİMŞEK, İSTANBUL SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası TUTUKLAMA TARİHİ : 27/12/2014 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/12/2014 tarih 2014/385 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 43/1, 53, 267/2, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 9- ERTAN ERÇIKTI, MÜDAFİİ : Av. ÖMER TURANLI, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 sonrası TUTUKLAMA TARİHİ : 18/12/2014 İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/12/2014 tarih 2014/334 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 267/2, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 10- MUSTAFA KILIÇASLAN MÜDAFİİ : Av. MUSTAFA AYDİN, İSTANBUL Av. SELAMİ KURT, İSTANBUL SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 15.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri arası (3 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : 18/12/2014 İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/12/2014 tarih 2014/334 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63 204/2, 3713 SKM 5, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 11- KAZİM AKSOY, MÜDAFİİ : Av. MURAT ERDOĞAN, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 sonrası
SAYFA: 6   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

TUTUKLAMA TARİHİ : 27/12/2014 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/12/2014 tarih 2014/385 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 53, 3713 SKM 5, ŞÜPHELİ : 12- YASİN KOYUNCU, SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira (Halen Silivri Kapalı Cezaevinde tutukludur.) SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri (4 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : 21/06/2015 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/06/2015 tarih 2015/264 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 267/2, 43/1, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 13- ALİ CİHAN, MÜDAFİİ : Av. MURAT AKKOÇ, İSTANBUL Av. ABDULLAH SORAN, İSTANBUL SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri arası (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 14- HÜSEYİN NOHUT, MÜDAFİİ : Av. BÜLENT ÖZKAN, İSTANBUL Av. YURTKAN YÜCEL, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 10.07/2015 ile 11/07/2015 tarihleri (1 gün) ve 14/07/2015 ile 15/07/2015 tarihleri (1 gün) arası TUTUKLAMA TARİHİ : 15/07/2015 İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2015/1922 D.İş sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez)
SAYFA: 7   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

ŞÜPHELİ : 15- EKREM ÇELİK, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : 21/06/2015 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/06/2015 tarih 2015/264 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 16- SELÇUK OCAKTAN, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 sonrası GÖZALTI TARİHİ : 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : 21/06/2015 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/06/2015 tarih 2015/264 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 17- UFUK YILDIRIM SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma,Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği , Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : 21/06/2015 İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/06/2015 tarih 2015/264 sayılı kararı SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 267/2, 43/1, 53 (32 kez) ŞÜPHELİ : 18- AHMET ÖZTÜRK, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 04.07.2015 ile 05.07.2015 tarihleri arası (1 gün) TUTUKLAMA TARİHİ : İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 23/07/2015 tarih ve 2015/3231 sayılı sorgu kararı ile
SAYFA: 8   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 19- TOLGA GÜZELTAŞ MÜDAFİİ : Av. YURTKAN YÜCEL, İSTANBUL Av. BÜLENT ÖZKAN, İSTANBUL SUÇ :Nitelikli İftira, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 sonrası SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 20- ADEM AKPINAR, GÖZALTI TARİHİ : 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 ve sonrası SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 21- MEHMET ALİ DOĞAN, MÜDAFİİ : Av. SELAMİ KURT, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği,, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2,53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 22- RECEP GÜLEÇ, MÜDAFİİ : Av. OSMAN ERTÜRK, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği,, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI SÜRESİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) ve 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 267/2, 53 (32 kez)
SAYFA: 9   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

ŞÜPHELİ : 23- MUSTAFA ALTUNBULAK, MÜDAFİİ : Av. BARIŞ ÇELİK, İSTANBUL Kartaltepe Mah. Ahu Sk. Ömür Saray Ap. 1. Blok No:13 D:12 Incırlı ... Bakırköy / İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 24- ÇETİN ÖZTÜRK SUÇ : , Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği.Nitelikli iftira SUÇ TARİHİ :29/4/2009 .22/1/2010 ve sonrası SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2 , 3713 SKM 5, 43/1,53,63, 267/2,53 (32 kez) GÖZALTI SÜRESİ :14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) ŞÜPHELİ : 25- RIFAT ASLAN SUÇ :Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, , Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) ve 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 26- ERDEM KISA SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 VE sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) ve 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arası (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez)
SAYFA: 10   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

ŞÜPHELİ : 27- HALİT AKBULUT MÜDAFİİ : Av. SELAMİ KURT, İSTANBUL SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği,Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 28- YAKUP ERGÜN MÜDAFİİ : Av. ŞAHİN ÇARŞANBALI, İSTANBUL SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53,63 267/2, 53,63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 29- BAYRAM ÖZBEK, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma SUÇ TARİHİ VE YERİ : 09/04/2009 ve sonrası SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53,63 GÖZALTI TARİHİ : 05/07/2015-07/07/2015 (2gün) ŞÜPHELİ : 30- ABDULLAH SEYYİD ATEŞCİ SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 ve sonrası SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) GÖZALTI TARİHİ : 05/07/2015- 07/07/2015 tarihleri arası (2 gün)
SAYFA: 11   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

ŞÜPHELİ : 31- TALAT BURAK KARALTI, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 sonrası GÖZALTI TARİHİ : 17.06.2015 ile 21.06.2015 tarihleri (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 32- AYTEKİN AĞÖREN, SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, İftira SUÇ TARİHİ : 21/01/2010 ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 05.07.2015 ile 07.07.2015 tarihleri arası (2 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 63, 267/2, 53, 63 (32 kez) ŞÜPHELİ : 33- MUSTAFA UYANIK, SUÇ : Zincirleme Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Nitelikli İftira SUÇ TARİHİ : 29.04.2009, 22.01.2010ve sonrası GÖZALTI TARİHİ : 14.12.2014 ile 18.12.2014 tarihleri arası (4 gün) SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 SKM 5, 53, 204/2, 3713 SKM 5, 43/1, 53, 267/2, 53 (32 kez) DELİLLER : Müşteki iddiası, Tanık beyanları, Kısmi şüpheli ikrarları, Ekspertiz raporları, Nüfus ve sabıka kayıtları, HTS analiz kayıtları, İletişim tespit tutanakları, Teknik araçlarla izleme tespit tutanakları, tüm dosya kapsamı SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ: İddianamenin metin kısmı toplam 333 sayfadan oluşması uyap döküman sisteminde bu kapsamda evrakın açılıp incelenmesi gecikmelere sebebiyet verdiğinden iddianame 4 ek olacak şekilde (1. Kısım 84 sayfaya, 2. Kısım 191. sayfaya, 3. Kısım 262. Sayfaya ve 4. Kısım 332. Sayfaya kadar bölümlere ayrılarak ek şeklinde) gönderilmiştir.17/09/2015
SAYFA: 12   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

16/05/2014 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne internet üzerinden müşteki Mehmet Nuri TURAN'ın kendisi ve Tahşiyeciler Grubu ismi ile adlandırılan gruba yönelik olarak İstanbul CMK Cumhuriyet Başsavcılığı 250. maddesi ile Yetkili Biriminin 2009/1016 soruşturma sayılı evrakı ile yürütülen soruşturmada delillerin uydurulduğu, iddiası nedeni ile Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturmaya başlanmış olup soruşturmanın devam eden aşamasında izah edileceği üzere şüpheli Fetullah GÜLEN'e bağlı olan basın ve medya kuruluşları ile İstanbul Emniyet Müdürlüğünün değişik birimlerinde, farklı rütbelerde görev yapan kolluk amirleri ve memurları hakkında soruşturma yürütülmüş olup bu soruşturmada tahşiye ismi verilen gruba mensup olduğu iddia edilen kişilere yönelik soruşturma işlemlerinde kasten delil uydurulduğu, kamuoyunda şüpheli Fetullah Gülen'e bağlı yayın organlarında örgütlü yapılanma içinde kasten, aleyhe algı oluşturulduğu, soruşturmanın alt yapısının tamamen şüpheli Fetullah Gülen'in emir ve talimatları altında kasıtlı olarak oluşturulduğu, iddiasını doğrular nitelikle delilllere ulaşılması nedeni ile bir kısım şüpheliler hakkında izahatı gelecek paragraflarda yapılacak olan eylem ve suçlar nedeni ile kamu davası açılması yoluna gidilmiş olup, halen bir kısım şüpheliye ilişkin olarak araştırma ve inceleme devam etmekte olup soruşturmada tutuklu şüphelilerin bulunması bu şüpheliler hakkında yargılama yapılmasını gerektirir yeterli deliller elde edilmesi nedeni ile bir kısım şüpheliler yönünden soruşturmanın tefrikine karar verilerek soruşturmaya devam edilmiş olup, iddianame tanzim edilmişir. Soruşturmada suç örgütü lideri olduğu iddiası ile hakkında soruşturma yürütülen şüpheli Fetullah Gülen hakkında yakalama kararı verilmiş olup, devam eden soruşturma sürecinde atılı suçun örgütlü yapılanma içerisinde işlendiğine dair başkaca bulgulara ulaşılmakla birlikte gerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız nezdinde gerekse diğer Cumhuriyet Başsavcılıkları nezdinde yürütülen soruşturmalar kapsamında şüpheli Fetullah GÜLEN hakkında aynı şekilde silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçu yönünden soruşturmalar yürütülürken yakalama kararları çıkarılmış olduğunun anlaşılması, suç örgütü kurmak ve yönetmek suçunun da temadi eden suçlardan olup, bu suça münhasıran kamu davalarının birleştirilerek birlikte görülmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan yargılama sürecinde şüphelinin isnat edilen tüm eylemlerine ilişkin olarak Amerika ülkesinden iade talebinin uygun olacağı değerlendirildiğinden bu aşamada suçluların iadesi işlemlerine tevessül edilmememiştir, Tanzim iddianamede konuların daha iyi anlaşılabilmesi için bölümlere ayrılmış olup; Birinci bölümde (01-11. Sayfalar arası) Müşteki Mehmet DOĞAN ve kanaat önderi olduğu, İstanbul Emniyet Müdürlüğünce tahşiye grubu ismi ile adlandırılan gruba ilişkin kısa bir açıklama yapılacağı, İkinci bölümde (11-68. Sayfalar arası) müşteki Mehmet DOĞAN ve diğer müştekilere yönelik Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2009/1016 sayılı soruşturmasının özellikle tahkikat aşamasını da içerecek şekilde nasıl başladığı, nasıl devam ettiği ve sonuçlandırıldığı, hali hazırda soruşturulanların
SAYFA: 13   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

hukuki durumunun ne olduğu hususunda kronolojik sıraya uygun olarak açıklama yapılıp müştekilerin şikayetine yer verileceği, Üçüncü bölümde (68-221. Sayfalar arası) Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2014/133596 sayılı soruşturmasına hangi tarihte, ne şekilde başlandığı, ilk aşamadan sonra kamuoyundaki tabiri ile kumpas, komplo soruşturmasına ne sebeple devam edildiği, devamında da 2009/1016 soruşturmada, soruşturmanın konusunu oluşturan iftira, sahtecilik, kişinin hürriyetinden yoksun kılınmasına vücut veren suçlarının nasıl oluştuğu, hangi mağdur ve müştekilere yönelik suçların işlendiği hususunda açıklamalar yapılacağı, Dördüncü bölümde (221-279. Sayfalar arası) Şüpheli Fetullah Gülenin oluşturduğu yapılanmanın niteliğine ilişkin açıklama yapılıp Emniyet Genel Müdürlüğü Terör Mücadele Daire Başkanlığınca yapılanmaya ilişkin kayıtların derlenmesinden oluşan cevabi yazı iddianameye konu edilerek açıklamalar yapılacağı , Beşinci bölümde (279-332. Sayfalar arası) şüphelilerin hangi suçları işlediğine dair kısaca izahat yapılarak sevk maddeleri gösterilerek iddianameye son verilecektir. İddianamede devlet mekanizmasını tümüyle ele geçirmeyi amaçlayan yapılanmanın 40 yılı aşkın süreçte amaçların gerçekleştirmek için geldiği aşama dikkate alındığında tüm yönlerinin ve gerçekleştirdiği eylemlerinin irdelenmesinin mümkün olmaması bu hususta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca örgütlü yapılanmaya yönelik ana soruşturmanın yürütülmekte olduğu bilinmekte olup müşteki Mehmet Doğan ve çevresindeki gruba yönelik grubu çökertip etkisiz hale getirilmesi amacı ile yapılan eylemler baz alınarak örgüt yapılanmasına ilişkin açıklamalar yanında örgütün medya yapılanması ile emniyet genel müdürlüğü hassaten de İstanbul Emniyet Müdürlüğünün İstihbarat Ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğündeki yapılanmadan ve eylemlerinden bahsedilecektir. Haddizatında da 40 yıllık süreçte kurulup gelişen nihai aşamada Meşru hükümeti çalışamaz hale getirip devlet egemenliğini ele geçirmeyi amaçlayan bu örgütün tüm eylem ve işlemlerinin aynı dosya üzerinden soruşturulmasının daha öncesindeki Ergenekon Balyoz ve Casusluk yargılamalarında olduğu gibi karışıklığa ve belirsizliğe yol açabileceği ,terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği harcindeki diğer suçların anlaşılamamasına neden olabileceği değerlendirildiğinden örgütlü yapılanmaya ilişkin diğer soruşturmalarla birleştirilmesi düşünülmeyip yeri geldikçe eylemlerin anlaşılabilmesi yapılanmanın daha iyi açıklanabilmesi amacı ile özellikle Cumhuriyet Başsavcılığımız nezdinde yürütülen soruşturmalara atıf yapılarak açıklamalar yapılacaktır.
SAYFA: 14   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

1. BÖLÜM MÜŞTEKİ MEHMET DOĞAN'IN ÇEVRESİNDE OLUŞAN GRUBA VE MÜŞTEKİLERE İLİŞKİN AÇIKLAMA; Kamuoyunda Bediüzzaman lakabı ile tanınan ve Risale-i Nur eserlerinin Müellifi olan Said Nursi'nin 1960 yılında ölümü sonrasında çevresinde bulunan kişilerin bir çok gruba ayrıldığı, bu grupların çoğu kendilerine Said Nursi'nin Nurculuk yolunu takip ettiklerini, eserlerini temel alarak ehli sünnet çizgisinde hayatlarını sürdürdüklerini beyan etmelerine rağmen bir kısım gruplar arasında yakın, bir kısım gruplar arasında çok uzak görüş farkları bulunmak suretiyle grupların varlıklarını sürdürdüğü, bu kapsamda Said Nursi'nin talebelerinden olan emekli Albay Hulusi YAHYAGİL'in de sağlığında Said Nursiye tabi olduğu, ölümü sonrasında çevresinde ayrı bir grup meydana geldiği, 1986 yılına kadar grubun liderliğini yaptığı, 1986 yılında ölümü sonrasında o dönem itibari ile aslen Muş ilinde bulunup, Elazığ ilinde imamlık yapmakta olan müşteki Mehmet Doğan'ın, grubun kanaat önderi olduğu, çevresinde hoca abi sıfatı ile tanındığı, 1996 yılında emekli olması sonrasında Muş iline yerleştiği, faaliyetlerine buradan devam ettiği, Said Nursi'nin Müellifi olduğu Risale-i Nur Külliyatına dipnot, açıklama, şerh anlamlarına gelebilecek olan Haşiyeler yazarak konuları kendi görüşüne göre açıklayıp izahatlarda bulunduğu, yapılan bu açıklama işlemlerine de Tahşiye adının verildiği, gruba mensup kişilerin ağırlıklı olarak Muş ili ve çevresinde olmak üzere tüm ülke çapında yayıldığı, çeşitli il ve ilçelerde ders yahut sohbet evi ismi verilen evler oluşturduğu, bu evlerde grup üyelerine yönelik olarak bilgi ve görgüsü daha fazla olan kişilerin hocalık sıfatı ile dersler verdiği, özellikle müşteki Mehmet DOĞAN'ın fikirleri ve görüşleri ile yazmış olduğu Haşiyeler grup üyeleri tarafından takip edildiği, ilerleyen süreçte bu işlemlerin daha sistematik ve derli toplu olabilmesi amacı ile müşteki Mehmet DOĞAN'ın onayı ile bu gruba yakın olan müştekiler; Mehmet Nuri TURAN, Mustafa KAPLAN, Burhan BOZGEYİK ve Bünyamin ATEŞ'in 2004 yılında BMB yayın grubunu kurdukları, bu grubun çatısı
SAYFA: 15   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

altında Tahşiye, Rahle, Cihangiran yayın evlerinin marka tescillerinin yapıldığı, bu yayın evlerinin yayınladıkları eserlerde, Kuran-ı Kerim, Sünnet, İcma-i Ümmet ve kıyası esas aldıklarını belirttikleri, eserleri Kültür Bakanlığı'nın izni ile bandrollü olarak yayınladıkları tespit edilmiştir. Üst paragrafta belirtildiği üzere Said Nursi'nin ölümü sonrasında bir çok grubun teşkil ettiği, bunlardan ülke ve dünya gündeminde en etkili ve tanınan grubun 1970'li yıllardan itibaren şüpheli Fetullah Gülen'in kanaat önderi olduğu, kamuoyunda kendilerine hizmet hareketi ismini verdikleri grubun olduğu, bu grubun ilerleyen paragraflarda da belirtileceği üzere 40 yılı aşkın süreçte ülke siyasetine, bürokrasisine, kültür sanat hayatına, ekonomik hayatına yön veren niteliğe kavuştuğu, özellikle de eğitim alanında okul ve dershaneler marifeti ile yapmış oldukları çalışmalar ile insan gücü elde ederek ilerleyen dönemlerde devlet modeline uygun bir paralel örgütlenme ile devletin tüm kurumlarına sızarak Türkiye devletinin bütün anayasal kurumlarını ele geçirmek için örgütlenme yöntemi uygulamış oldukları, toplumun dini duygularını istismar ederek himmet adı altında topladıkları paralar ile örgütün yurt içi ve yurt dışında finans iş ve işlemlerinde kullandıkları, Müştekilere ait tahşiye yayınevinin yayınladığı kitapların içeriği incelendiğinde de, öncülüğünü şüpheli Fetullah Gülen'in yaptığı; ''dinler arası diyalog , baş örtüsü, zekat ve kurban'' düşüncelerine Cihadname, İkazname, İcazül Kuran, Reddül Evham, Mesarifu'z Zekat isimli kitaplarla ilmi ve islami olduğunu belirttikleri delillerle eleştirel yorumlar getirdikleri, gizli bir zındıka komitesi tarafından dinler arası diyalog düşüncesi ile Kuran-ı Kerim'in tahrip edilmeye çalışıldığı, islamiyette çok başlılık yaratılarak yeni bir dini akımın ortaya çıkarılmaya çalışıldığı, başörtüsünün furuattan (teferruattan) ibaret olmadığı, Kuran-ı Kerimde belirtildiği üzere dini bir vecibe olduğu ve yerine getirilmesi gerektiği, yine zekat ve kurban olayının ise Kuran-ı Kerimde emredildiği şekilde yerine getirilmesi gerektiği, kurban'ın kesilmeden bedelinin yurtlara, dershanelere, vakıflara, kurumlara verilemeyeceği yine zekatın kuran-ı kerimde belirtilen sekiz sınıftan birisine verileceği diğer kişi ve kurumlara verilmesinin caiz olmadığı, şüpheli Fetullah Gülen'in özellikle dinler arası diyaloğ girişim ve faaliyetleri ile tıpkı hristiyan aleminde olduğu gibi İslam Ülkeleri içerisinde kısacası islam aleminde önderlik rolü verilmesi çabasının olduğu, bu sayede islam dininin şüpheli Fetullah Gülen'in kuran ve sünnete uygun olmayan çarpıtılmış görüşlerinin islam toplumlarının hayatına hakim kılınabileceği şeklindeki görüşleri olduğu, Bu noktada dikkat edilmesi gereken hususun yaklaşık kırk yıl öncesinde Diyanet İşlerine bağlı camide vaizlik yaparak çok az kişi ile faaliyetlerine başlayan şüphelinin kurban, zekat, sadaka ve himmet adını verdikleri temel finans kaynaklarına müşteki Mehmet DOĞAN'ın yapmış olduğu eleştirinin bu sebeple çok ciddiye alındığı, Diğer taraftan soruşturma sürecine ilişkin ilgili kısımda açıklanacağı üzerine gerek müşteki Mehmet Doğan gerekse gruba mensup diğer kişilerin tahşiye ve diğer yayınevlerinden çıkan eserlerine bakıldığında terörle mücadele şube müdürlüklerinin açıkça yakın şiddet çağrısı yapıldığı, görüşünün aksine hali hazırda mevcut anayasal düzene sert eleştirilerin getirildiği, hatta bu anayasal düzenin kuran ve sünnetin öngördüğü düzene uymadığı, devlet yöneticilerinin gerekli vasıfları taşımadıklarına ilişkin görüş ve değerlendirmelerin olduğu, ancak bunun haricinde doğrudan anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik olarak hedef ve yöntemleri belirlenen şiddet çağrısının olmadığı, birçok dini eserlerde olduğu gibi müşteki Mehmet Doğan'a ve gruba ait eserlerde cihat olgusunun detaylı olarak işlendiği, farziyeti yani gerekliliği konusunda detaylı yine kendilerince ilmi olduğu belirtilen deliller gösterilerek açıklamalar yapıldığı, bu açıklamalar ve görüşlerin hali hazırda yayınlamış ve okunmakta olan izinli eser ve yayınlar içeriği ile benzerlik gösterdiği, hatta Kuran-ı Kerim, İncil , Tevrat gibi dini metinlerde dahi cihat olgusunun işlendiği ve dini yaymak için yapılan savunma ve mücadeleye ilişkin emirlerin yer aldığının görüldüğü,
SAYFA: 16   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Müşteki Mehmet DOĞAN grubunun yayınlanan eserlerine ilişkin olarak Alt başlık altında kısa bir inceleme ve değerlendirme yapıldığında ; CİHADNAME isimli eserin yapılan incelemesinde; İslam dünyasında ''Hoşgörü, Dinler Arası Diyalog, İttifak'' adları altında bir plan yürütüldüğü, tahrip edilen diğer kitaplar (Tevrat,İncil) gibi Kuran'ı Kerim'in de tahrip edilerek, Hristiyanlık ve Yahudilik ile İslamiyet arasındaki derin farkların ortadan kaldırılmak suretiyle Tevrat ve İncil ile aynı seviyeye getirilmeye çalışıldığı, İslamiyet'in ve Kuran'ın diğer kitaplardan sonra ortaya çıktığı, diğer kutsal kitaplarda yapılan tahribatların Kuran'da yapılamayacağı, diğer bütün dini literatürlerde olduğu gibi Kuran'ı Kerim'de de cihadın mevcut olduğu, Kuran'ı Kerim'in indirildiği son peygamber olan Hz. Muhammed'in (S.A.V) hayatı boyunca İslamiyet'in yayılışını engellemeye çalışan Müslüman olmayanlarla (kafirlerle) savaşlar yaptığını, savaşa karar verme konusunda Müslümanlara 3 seçenek sunduğu, bu üç seçeneğin; -İslamiyet'i kabul edip, dahil olmak -(Eğer ehl-i kitab iseler) kendi dinleri üzere kalıp, cizye vermek, akd-i zimmet etmek -Bu şartları kabul etmedikleri takdirde, onlarla savaş yapmak şeklinde olduğunun belirtildiği Bu kapsamda öncelikli olarak cihat'ın teşvik edilmediği, cihat'ın en son çare olduğu, Cihat'ın maddi ve manevi olmak üzere iki türlü olduğu, manevi cihat'ın; ilimle, hikmetle, hakka davet ederek, nefis ve şeytanla mücahede ederek yapılan mücadeleden oluştuğu. Maddi cihadın ise devletlerin işi olduğu, şahıslara bina edilemeyeceği, eğer şahıslar üzerinden yapılırsa bunun zulüm ve yanlış olduğu vurgulanmış, kitabın içeriği genel olarak ele alındığında Said Nursi'nin görüş ve düşünceleri ile Kuran'ı Kerim'de geçen surelere ve ayetlere yer verildiğinin tespit edildiği, Ayrıca Cihadname isimli yayının içeriği incelendiğinde dinler arasındaki farklılıkların ele alındığı, her hangi bir terör örgütünü öven yada destekleyen bir söylemin, yazının olmadığı, insanların örgüt kurarak yada örgüte üye olarak bir ülkeye yada gruba karşı cihat etmesi, cihat bölgesine gitmeleri konusunda telkinde yada teşvikte bulunulmadığı, şiddet içeren eylemlere yönlendirmenin olmadığının değerlendirildiği. ESRARNAME isimli eserin yapılan incelemesinde; Geçmiş ve gelecek zamana ait olayların Kuran da belirtildiği, geçmiş ve gelecek zamanda ki bu olayları da Duhan ve Tevbe Surelerinin açıklanan ayetlerinde izahatının yapıldığı, Yahudi hahamları ve Hristiyan rahiplerin Tevrat ve İncili terk ederek batıl bir din oluşturduklarından, Tevrat ve İncil'in değiştirilerek tahribata uğratıldığı gibi, İslamiyet'in ve Kuran-ı Kerimin nurunun söndürülmeye çalışılarak tahrip edilmeye çalışıldığından, insanların Allah yolundan saptırılmaya çalışıldığından bahsedildiği, Bediüzzaman Said Nursi'nin izahatlarına yer verildiği, Said Nursi'nin ifadelerinin Kuran, Hadis, Fıkıh ve Risale-i Nur'a göre tahlilinin yapıldığının tespit edildiği Ayrıca esrarname isimli yayının içeriği incelendiğinde her hangi bir terör örgütünü öven yada destekleyen bir söylemin, yazının olmadığı, insanların cihat etmesi, cihat bölgesine gitmeleri konusunda telkinde yada teşvikte bulunulmadığı, şiddet içeren eylemlere yönlendirmenin olmadığının değerlendirildiği İKAZNAME isimli eserin yapılan incelemesinde; bütün dünya devletlerini idare eden, gizli bir komitenin olduğu ve bu komitenin Yahudi hükümetinin reisi olan haham tarafından yönetildiği, bu komite tarafından ''Hoşgörü'' ve ''Dinler Arası Diyalog'' adı altında bir planın çevrildiği ve İslam Alemi içine çeşitli vasıtalarla bu planların sokulduğu, bunun sonucunda Müslümanların, Hristiyan ve
SAYFA: 17   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Yahudilerle birer dost gibi gösterilmeye çalışıldığı, bu kapsamda Tevbe ve Bakara Suresinden çeşitli ayetlere yer verilerek bu hususların izahının yapılmaya çalışıldığı, Müslümanların çoğunluğunun her ne kadar bazı bozulmalar olsa da Yahudilik ve Hristiyanlığın, Tevrat ve İncil'e bağlı semavi bir din olduğunu zannettiği, oysa ki Yahudi ve Hristiyan alimlerinin Tevrat ve İncil'i terk ederek, tamamen kendi kafalarından uydurma bir din icad ettiklerinden, eskiden yüz senede bir toplanarak Tevrat ve İncil'in dışında yeni hükümlerin konduğu fakat şu dönemde onbeş-yirmi senede bir toplanarak asra göre Tevrat ve İncil'e yeni hükümlerin eklendiğinden bahsedildiği, Yahudilerin adab ve muamelat kitabı olarak bilinen ve Tevrat'ın yorumundan oluşan 36 cildden müteşekkil ''TALMUD'' namındaki kitaplarında, diğer insanların Yahudi ırkına hizmet etmek için yaratıldığı ve köle olarak görüldüğü, Yahudi olmayanların köpek olarak görüldüğü, Yahudi olmayanların mallarının çalınmasının caiz olduğu, Yahudi olmayanları aldatmanın mübah olduğu, Yahudiler için yalan yere şahitlik yapılabileceği ve Yahudi ırkının sürekli ön plana çıkarıldığına dair bazı hükümlerin varlığına vurgu yapılarak, Yahudi olmayan insanlara karşı bu tarz düşüncelere sahip olduğu belirtilen kimselerden dostluk beklenilemeyeceği, tek hedefleri diğer insanları aldatmak ve kendi emellerine hizmet etmek için kullanmayı düşünen kişilerden hoşgörü beklenilemeyeceği, diyalog yapılamayacağı, böyle kimselere karşı can, mal ve ahlak güvencesinin olmadığının belirtildiği, Hristiyan ve Yahudilerin rahip ve hahamlarının, doğru yoldan saptırarak ve kandırarak Kuran'dan evvel Tevrat ve İncil'in nurunu söndürdüklerini, şimdi de ''Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü'' tezinin ortaya atılarak Kuran'ın nurunu söndürmek amacıyla çalışmalar yapıldığı, hiç bir kimsenin Kuran ve sünnetin gösterdiği İslam dinini bozmaya gücünün yetmeyeceğine dair açıklamalardan oluştuğunun tespit edildiği Ayrıca ikazname isimli yayının içeriği incelendiğinde dinler arasındaki farklılıkların ele alındığı, İncil ve Tevrat'ta yapılan tahribatlara vurgu yapılarak, her hangi bir grup ya da dine mensup olan kişi ya da kişilere karşı düşmanlık hislerini körükleyici yorum ve yönlendirmelerin olmadığının değerlendirildiği İCAZ'ÜL KURAN isimli yayının yapılan incelemesinde; genel olarak Al-i İmran suresinin ayeti kerimelerinin tefsiri ve izahatından oluşan bu eser, ikazname, esrarname, cihadname gibi eserlerde sıklıkla bahsedilen ve bu kitapların yazılmasının sebebi olarak gösterilen İslamiyet karşıtı olarak hareket eden, Tevrat ve İncil de yapılan tahribatın aynısının Kuran'ı Kerim'de de yapılmaya çalışıldığından, bu tahribatları yaparak İslamiyet'in nurunu söndürmek isteyen gizli bir komitenin varlığından bahsederek, Müslüman olan kimselerin bu oyunlara kanmamaları ve alet olmamaları konusunda dikkati çekilerek uyarılmaya ve ikaz edilmeye çalışıldığı, bu uyarının yapılmasının Müslüman olarak en tabi görevler arasında bulunduğu, bunları yaparken de her hangi bir devletin, cemaatin, tarikatın hedef alınmadığı, tüm Müslümanların muhatap alındığı, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli gibi bazı İslam alimlerinin ''Ne olursan ol, gel'', ''Yaratılanı severiz Yaratan'dan ötürü'' gibi sözlerinin suiistimal edilerek dinler arası diyalog ve hoşgörü düşüncelerinin pekiştirildiği, bunun ise Kuran'ı Kerim'in tahrip edilmeye yönelik olarak gerçekleştirildiği Müslümanların birlik içerisinde olması, anlaşmazlıklara düşmemeleri. Kuran'ı Kerim'in Müslümanların haysiyet ve şerefi olduğu, Kuran'ın birleştirici gücü olduğu, Hz. Ömer'i Ömer yapanın, Fatih Sultan Mehmet'i Fatih yapanın o birlik ruhundan, Kuran ve sünnete olan inançtan kaynaklandığı, en büyük musibetin kavgalara, anlaşmazlıklara, uyuşmazlıklara düşülmesi olduğu, Müslümanların ihtilafa girmesi halinde birliklerinin bozulacağı, alçalıp düşecekleri ve esarete mahkum olacaklarından bahsedildiği Gizli komiteye mensup olanların ortaya attığı ve bir kısım Şiilerin de desteklediği Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman tarafından Kuran'ı Kerim'e eklemeler ve çıkarmalar yapıldığına dair
SAYFA: 18   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

bir tezin İslam dünyası içerisinde yayılmaya çalışıldığı, bunun organize bir şekilde bilinçli olarak yapıldığından bahsedildiği Müslüman olmayanların organizesinde oluşturulan gizli komiteye mensup kişilerin Risale-i Nur'un içeriğinde ve diğer cemaatlerin yapısında tahribat oluşturmak için hoşgörü tezi ortaya atılarak Risale-i Nur'un ve cemaatlerin suiistimal edildiği Osmanlı devletinin son döneminde gerçek kimliğini gizleyerek ve Müslüman gibi görünerek gizli bir şekilde devletin önemli mekanizmalarına sızanların devletin çöküşünü hızlandırdığı, geçmişte devletin içerisine sızan art niyetli kişilerin hala aynı amaç doğrultusunda hareket ettiği, Diğer tüm dini literatürlerde de olduğu gibi, cihad kavramına dair açıklamaların mevcut olduğu, bu açıklamaların Kuran'ı Kerim'e dayandırılmak suretiyle yapıldığı, İslam dünyası yada İslam devleti işgal altındayken Kuran'da da açıklandığı üzere savaş yapmanın yani cihat etmenin mecburiyetten dolayı farz olduğundan bahsedildiği Dini esaslar doğrultusunda eğitim verdiğini iddia eden okulların, kuran hükümlerinden uzak Tağutların ve dinden yoksun odakların emri altında olduğu, Tağutların emri altına giren bu okulların kurtarılması gerektiğinden bahsedildiği Her bireyin bilmesi gerektiği gibi iki zıt insanın bir araya gelmesinin zor olduğu, Müslümanları yok etmek için mücadele veren kişilerle bir dostluk bağı oluşturulmaya çalışıldığı, bunu din adına yaptığını iddia eden ve bu batıl inancı Müslümanlar arasına yaymaya çalışan, gizli komite ve onun talimatlarıyla hareket edenlerin İslam dünyasına ''Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü'' düşüncesini yerleştirmeye çalıştıkları Bediüzzaman Said Nursi'nin geçmiş dönemde yaşadığı olaylara değinerek, birtakım mücadeleler verdiği ve bunun karşılığında bedeller ödediği, hurafelere ve hak yoldan çıkarmaya çalışan sapkın düşüncelere karşı İslamiyet'in hakikatlerine değinerek, Kuran'ın icrası ve tatbiki için mücadeleler verdiği, bunu yaparken de asla taviz vermediği, Said Nursi'nin İslam birliğini bozan her türlü oyun ve tefrikalarla mücadele ettiği, bu mücadelelere eserlerinin şahit olduğu ve vermiş olduğu bunca mücadele ve ödediği bedellere rağmen şu anda bir zatın (Fetullah GÜLEN) eserlerinin ''Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü'' tezleriyle batılıya hizmet ederek, Said Nursi ve Kuran davasına büyük iftirada bulunduğundan bahsedildiğinin tespit edildiği Reddül Evham isimli eserin yapılan incelemesinde; Eserin yazılış gayesinden bahsedilerek İslamiyet'in ve Nurculuğun aslından uzaklaştırılmaya çalışıldığı, İslamiyet'in içerisine fesat sokarak, aslını bozmaya teşebbüs eden her türlü inanç, söz ve harekete, Müslümanlar arasına nifak tohumları ekmeye çalışan gizli komitelere karşı mücadele edilmesinin imanının gereği olduğu, Risale-i Nur okuyan ve hayatını bu doğrultuda devam ettiren kişilerin saplantılara düşmemesi eğer saplantılara düşenler var ise bu düşünceden uyandırılmasının gerekliliğine vurgu yapıldığı Kuran hesabına nurculuk davasında bulunduğu halde, Hristiyanlığı İslam dini gibi hak din olarak gören ''hoşgorü ve diyaloğ'' adı altında yapılan toplantılarda, diğer dinlere mensup din adamlarının (rahiplerin, hahamların) kurtuluşa eren dava adamları olduğunun belirtildiği, Kelime-i Şehadet getirmeyen Yahudi ve Hristiyanların cennete girebileceğini telaffuz ederek, Müslümanların gizli komiteler ve komitelerin çıkarları doğrultusunda hareket edenler tarafından kandırılmaya ve uyutulmaya çalışıldığı, uyutulmaya çalışılan bu Müslümanları, uyarmak görevinin ise tüm müminlere farz olduğu,
SAYFA: 19   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

İslam dinine karşın düşmanca davranışlar içerisinde bulunan gizli din düşmanlarına karşın ömrünü çilehanelerde, hapishanelerde geçiren, idam sehpasına çıkmayı iftihar olarak gören, her türlü fedakarlığı yapan Bediüzzaman Said Nursi'nin gizli komitenin sinsi çalışmaları neticesinde halka yanlış takdim edilerek, eserlerine yanlış manalar verilerek, eserlerin tahribata uğratıldığı ve Nur davasının maksadından saptırılmaya çalışıldığı, Bediüzzaman Said Nursi'nin geçmiş dönemde yaşadığı olaylara değinerek, birtakım mücadeleler verdiği ve bunun karşılığında bedeller ödediği, hurafelere ve hak yoldan çıkarmaya çalışan sapkın düşüncelere karşı İslamiyet'in hakikatlerine değinerek, Kuran'ın icrası ve tatbiki için mücadeleler verdiği, bunu yaparken de asla taviz vermediği, Said Nursi'nin İslam birliğini bozan her türlü oyun ve tefrikalarla mücadele ettiği, bu mücadelelere eserlerinin şahit olduğu ve vermiş olduğu bunca mücadele ve ödediği bedellere rağmen şu anda bir zatın (Fetullah GÜLEN'in) eserlerinin ''Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü'' tezleriyle batılıya hizmet ederek, Said Nursi ve Kuran davasına büyük iftirada bulunduğundan bahsedildiğinin tespit edildiği Mesarifu'z Zekat isimli eserin yapılan incelemesinde; Tevbe Suresinin Ayetlerinin izahatından oluşan açıklamalara yer verilerek Yahudi ve Hristiyan din adamlarının batıl yollarla topladıkları servetleriyle hak dinleri tahrip ederek Kuran'ın nurunu söndürmeye çalıştıklarından bahsederek, iman eden Müslümanların buna karşı uyarılması, Tevbe suresinin ise İslamiyet adına kirli emelleri olan kimselerin maskesini indirdiği ve Müslümanları uyardığına işaret ediliyor Başta Yahudi ve Hristiyan din adamları olmak üzere bir çok din adamının insanları kandırarak çeşitli hilelerle onların mallarını yedikleri ve insanların servetlerini kendi ellerinde biriktirdikleri, bu serveti, Allah yolunda değil de; tam aksine Allah'ın yolundan insanları alıkoymak ve o yolu kapatmak için harcadıkları, Yahudi ve Hristiyan din adamlarının UNESCO ve KIZILHAÇ adı altında insanlardan bağışlar topladıkları, bütün bunların başında da dünya devletlerini idare eden 300 kişiden oluşan bir gizli zındıka komitesinin olduğu, toplanan bu bağışlarla İslamiyet'in ve Kuran'ın nurunun söndürülmeye çalışıldığı, o gizli zındıka komitesinin bütün dünyanın servetine el koyduğu, Tevbe Suresinin 60. Ayetinde de belirtildiği üzere Allah tarafından tespit edilen sınıfların hakkı olan zekatın 8 sınıfa taksim ve tahsis edildiği belirtilerek bu sekiz sınıfa dair ayrıntılı açıklamalara yer verildiği, farz ve vacib olan sadakanın yalnızca bu sekiz sınıfa mahsus olduğu, Gizli zındıka komitesinin Müslümanlardan toplanan zekât, sadaka, teberruat, nezir ve kurbanları kendi arzu ve emellerine göre kullanarak, Müslümanlara ait petrollere el konulduğu gibi bunlara da el konulduğu, İslam aleminde Alim olarak geçinen bir kısım kişilerinde gizli örgütün teşkil ettiği Unesconun tesiri altında kalarak zekatın nasıl ve nerelere verilmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulunan Kuran'ı Kerim'de ki ayetlerle ilgili kasıtlı olarak farklı manalar verdiği ve aslını bozmaya çalıştığı, bu sayede zekatın farklı mecralara sevk edilmek istendiği, Gizli örgütün tesiri altında kalan Alim olarak geçinen bir kısım kişilerin başta Kuran-ı Kerim'e ve sünnete, bunları izah eden icma ve kıyas-ı fukahaya muhalefet ederek zekatın farklı yerlere verileceği düşüncesini savunarak ''Vakıflara, Derneklere, Örgütlere, Cemiyetlere, Cemaatlere, Basın-Yayın Organlarına, Camilere, Medreselere, Tekke ve Dergahlara, Okullara, Kuran, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Akaid gibi şer'i ilimlerle meşgul olmayıp fen, felsefe ve sanatla meşgul olanlara'' zekât verileceğini iddia ettikleri, bunun da Kuran hükümlerine göre doğru olmadığı ve zekat olarak kabul görmeyeceğinin izah edildiği, Zekatın Kuran'da belirtildiği üzere verilmesi gereken sekiz sınıfın dışında da farklı yerlere verilebileceği tezinin gizli komite tarafından İslamiyet'in içerisine yerleştirilmeye ve insanların dini duygularının istismarına yönelik olduğu,
SAYFA: 20   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Giriş kısmında da belirtildiği üzere eserin ortaya konuluş gayesinin; zekatın verileceği yerlerin tespitini yapan Tevbe Suresinin Ayetleri hakkında gizli örgütlerin yapmış oldukları yanlış izahatların ve yorumlamaların önüne geçebilmek adına, zekatın vakıflara, derneklere, örgütlere, cemaatlere, cemiyetlere, mescitlere, medreselere, tekkelere, dergahlara, okullara, benzeri kurum ve kuruluşlara verilemeyeceğini beyan ederek, şahsi fikirlere yer verilmeden Zekat kavramının Kuran'ı Kerim'de emredildiği gibi Müslümanlara nakledildiği, Müslümanların tenkiti için değil de Allah'ın rızasına nail olmak için eserin kaleme alındığının belirtildiği tespit edilmiştir. Eserin yapılan incelemesinden de anlaşılacağı üzere Zekat ve kurban konusuyla ilgili özellikle de zekatla ilgili yapılmış olan izahatların direk olmasa da Fetullah GÜLEN'in öncülüğünü yaptığı düşüncelere ve hareket tarzına aykırı ve eleştirel bir bakış açısı getirdiği görülmekle birlikte, Fetullah GÜLEN grubunun Müslümanların kurban vecibelerini yerine getirmeleri olayında, kişilerden kurban bedelini almaları, okul, yurt, dershane ve öğrenci evlerine aktarılmak üzere zekat yada himmet adı altında topladıkları paraların yada bağışların bu kitapta yazılan izahatlardan etkilenebileceği, Fetullahcı yapılanmanın para kaynaklarının kesilebileceği düşüncesinin örgütün liderinin, yöneticilerinin ve üyelerinin dikkatini çekebileceğini değerlendirildiği DEĞERLENDİRME 2009/1016 sayılı soruşturma kapsamında suç ve suç unsuru niteliği taşıdığı değerlendirilen BMB yayıncılığa ait 6 kitapla ilgili yapmış olduğumuz tespitlerde görüleceği üzere her hangi bir cemaat yada tarikatla ilgili küfür ve hakaret içerikli yazıların olmadığı, cemaat yada tarikatlara karşı kafir olarak nitelendirmenin yapılmadığı, mağdurların kendileri ve çocuklarının devlet okullarında okuduğu, bir çoğunun lisans düzeyinde öğrenime sahip olduğu göz önüne alındığında, çocukların devlet okullarına gönderilmemesiyle ilgili bir yönlendirmenin yapılmadığı, yine mağdurların bir kısmının diyanet işleri başkanlığına bağlı olarak devletin camilerinde resmi imam olarak görev yapması düşünüldüğünde, devletin imamlarının arkasında ve devletin camilerinde namaz kılmamak konusunda bir yönlendirme yada davranış içerisinde bulunmadıkları, Türkiye Cumhuriyeti Devletini tanımayarak hilafet devleti tarzında bir yapılanmayı savunarak mevcut anayasal düzenin yıkılması ve şer'i esaslara dayalı bir düzenin kurulması konusunda düşüncelerin ve hareket tarzının olmadığı, her hangi bir terör örgütünü öven yada destekleyen bir söylemin, yazının olmadığı, insanların örgüt kurarak yada örgüte üye olarak belli bir yer gösterilerek bir ülkeye yada gruba karşı cihat etmesi, cihat bölgesine gitmeleri konusunda telkinde yada teşvikte bulunulmadığı, şiddet içeren eylemlere yönlendirmenin olmadığı, diğer tüm dini literatürlerde bahsi geçtiği gibi savaş yada cihat konularıyla ilgili Kuran'ı Kerim referans alınarak kendi görüşlerine göre birtakım açıklamalar yapıldığının değerlendirildiği, Diğer taraftan gerek 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde gerekse hali hazırdaki soruşturmamız ( 2014/133596) sürecinde müşteki Mehmet Doğan'ın kanaat önderi olduğu grubun aktif ve nitelikli terör eylem ve faaliyetleri içerisinde olup olmadığı hususlarında araştırmalar yapıldığında 29/04/2009 tarihinde terörle mücadele şube müdürlüğünce tahkikat başlatıldığı döneme kadar gerek Mehmet Doğan grubu gerekse tahşiye yahut diğer adlar altında bombalama, yaralama, öldürme, hırsızlık, cebir ve şiddet içerikli eylemlerinin tespit edilemediği, gerek 2009/1016 sayılı soruşturmaya ilişkin kamu davası açıldığında 14. Ağır Ceza Mahkemesine Cumhuriyet Başsavcılığımızca da mevcut soruşturmamızda 15/11/2014 tarihli müzekkeremize Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi tarafından verilen cevaplarda grubun bilinen terör örgütü grupları içerisinde olmadığı ve aktif eylemlerine rastlanılmadığı şeklinde cevap verildiği, Her ne kadar 2009/1016 sayılı soruşturmada terörle mücadele şube müdürlüğünce hazırlanan raporda Mehmet DOĞAN grubunun
SAYFA: 21   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

01- www.tahsiye.com 02- www.muhammediler.com 03- www.diriliszamani.com 04- www.cihaderi.net 05- www.mehdigeliyor.8m.com 06- www.hamim.sayfasi.com 07- http://hamim.blogcu.com 08- http://site.mynet.com/tahsiye 09- http://site.mynet.com/bakhadi 10- http://siyahsancakli.blogcu.com 11- http://miratunnur.blogcu.com Adlı internet siteleri vasıtası ile ne sahip oldukları, bu internet siteleri, grubun fikir ve görüşlerini yaydıkları belirtilmiş ise de, yapılan araştırmada bu sitelerden sadece Tahsiye.com adlı internet sitesinin BMB yayıncılık adına kayıtlı olduğu, diğer internet sitelerinin soruşturulan kişiler ile ilgi ve irtibatlarının olmadığının tespit edildiği gibi bu gruba ait internet sitesinde herhangi bir şiddet çağrısının yapılmadığı, özellikle tahsiye.com adlı internet sitesinde grubun yayın evine ait eserlerin tanıtımının yapıldığının tespit edildiği, Bu tespitlerden ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere Anadolu topraklarında gerek Anadolu Selçuklu Devleti zamanında gerekse Osmanlı Devleti zamanında cemaat , tarikat ve diğer oluşumların dini hükümlerin farklı yorumlanması ve algılanması nedeniyle varolan yapılar olduğu, Cumhuriyetin ilanından sonrada tekke ve zaviyelerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, sağlığında Said Nursi 'nin çevresinde Nur Talebesi ismi ile anılan grubun oluştuğu gibi diğer isim ve adlar altında bu iddianamede isimleri yazmaya gerek görülmeyen bir çok grubun oluştuğu, bu oluşumların toplumun sosyolojik gerçeği olduğu, üst paragraflarda belirtildiği üzere müşteki Mehmet Doğan etrafında da bu sosyal , bu toplumsal gerçekliğin bir parçası olarak nevi şahsına münhasır ancak daha öncesinde terör eylem ve faaliyetleri ile irtibatlandırılamayan grubun oluştuğu,bu grubun şekillenen kendi inanç ve düşünce tarzına göre Risale-i Nur adlı eserin öğrenilmesi, hayata tatbik edilmesini esas alan eylem ve faaliyetlerinin bulunduğu anlaşılmıştır,
SAYFA: 22   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

SAYFA: 23   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

İKİNCİ BÖLÜM CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ BAŞSAVCILIĞIN 2009/1016 SAYILI TAHŞİYE GRUBUNA İLİŞKİN YÜRÜTTÜĞÜ SORUŞTURMA NIN SAFAHATI, Üst paragraflarda belirtildiği üzere daha öncesinde daha öncesinde her hangi bir terör örgütü ile irtibatı tespit edilemeyen gruba ilişkin ilkin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünce şube müdür yardımcısı Erol Demirhan' ın imzası ile 29/04/2009 tarihinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yazı yazıldığı, bu yazının bizzat Şube Müdür Yardımcısı şüpheli Ertan Erçıktı ismi yazılarak gönderilmesi sonrası tahkikat işlemlerinin başlatıldığı, yazının içeriğine bakıldığında , Yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere, ileride gruba yönelik olarak yapılacak tahkikat ve soruşturmaya alt yapı oluşturmak amacı ile sanki çalışma ve araştırma yapılmışcasına gruba ilişkin hazırlanan bilgi notunda müşteki Mehmet Doğan ve diğer 19 müşteki hakkında dini motifli şiddet söylemi olan grubun şiddet eylemleri gerçekleştirebilecekleri, toplumda bu hususta farklılaşma meydana getirebilecekleri diğer cemaat ve grupları dine aykırı faaliyetlerinden dolayı eleştirdikleri, dini ve fikri çatışmaları boyutlandırabilecekleri belirtilerek elde edilen istihbari bilgilerin terörle mücadele şube müdürlüğüne sunulduğu, bu soyut, başkaca hiçbir bulguyla desteklenmemiş sunum üzerine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce bu yeni yapılanmaya ilişkin daha öncesinde başkaca bir soruşturma yapılmamış olmasına rağmen herhangi bir araştırma yapılmadan şüpheli Ertan Erçıktı imzası ile 04/05/2009 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının CMK 250. Maddesi ile yetkili bölüme
SAYFA: 24   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

istihbarat şube müdürlüğü yazısı adeta kopyalanarak Radikal Tahşiye Grubu faaliyetleri konusu belirtilerek soruşturma izni verilmesi talebinde bulunulduğu, bu talep yerinde görülerek 05/05/2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma izni verildiği belirtilerek soruşturma ve tahkikat yapılması hususunda Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, devam eden süreçte bu müzekkereye istinaden bu kez 05/05/2009 tarihinde sağ terörle mücadele büro amiri Kazim AKSOY imzalı, daha öncesinde yazılan yazılar içeriği tekrar edilerek teknik büro amirliğine hitaben teknik takip çalışmalarına ilişkin gerekli işlemlerin yapılması hususunda yazı yazıldığı, bu yazılara istinaden de 06/05/2009 tarihinde yani 1 günlük araştırma ile istihbarat şube müdürlüğü raporunda belirtilen 20 kişinin kullanımında bulunan telefon hat numaraları tespit edilerek Şüpheli Ertan ERÇIKTI imzası ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından CMK 135 maddesinde yazılı tedbirlerin uygulanması için mahkemeler nezdinde gereğine tevessül edilmesi talebinde bulunulduğu, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/545 teknik takip nolu kararı ile 20 kişiye ilişkin CMK 135/6 maddesindeki tedbirin uygulanmasına karar verildiği, Devam eden soruşturma sürecinde aynı şüphelilere ilişkin olarak Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün talep yazıları üzerine 03/08/2009 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/1216 teknik takip nolu kararı ile 04/11/2009 tarihinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/1772 teknik takip nolu kararı ile 06/12/2009 tarihinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/1520 teknik takip nolu kararları ile iletişim dinlemesine dair tedbir kararının uzatılmasına karar verildiği, Bu kararların yanı sıra devam eden soruşturma sürecinde haklarında iletişim dinleme kararı verilen şüphelilerin gelecek bölümde detayı açıklanacağı üzere yapmış oldukları görüşmelerde, görüşüp konuştukları, irtibat kurdukları, kişilerin de yapılanmaya dahil oldukları, terör eylem ve faaliyetlerinde bulunabilecekleri gerekçesi ile soruşturmalara dahil edilerek haklarında iletişim dinleme taleplerinde bulunulması sonrası ilgili Ağır Ceza Mahkemelerinden iletişim dinleme kararı verildiği, yine bu soruşturma sürecinde 03/08/2009 tarihinden itibaren soruşturulan kişiler hakkında talep üzerine mahkemelerden CMK 140. Maddesinin uygulanmasına dair teknik araçlarla izleme tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, karar süreci bittiğinde yetkili ve görevli mahkemeden yenileme talebinde bulunularak tedbirin uzatılmasına karar verildiği, nihayetinde toplam 66 kişi şüpheli sıfatı ile soruşturmaya dahil edildiği, Bu soruşturma sürecinde örnekleri gelecek paragrafta gösterileceği üzere toplam 66 şüpheli hakkında iletişim dinlemesi ile 97 telefon hattının dinlenmesine, 19 mail adresi ile 15 şüphelinin internet ve mail iletişiminin takibine 64 şüphelinin teknik araçlarla izlenmesine karar verilmesi nedeni ile CMK 135.-140. maddesi kapsamında kalan tedbirlerin uygulandığı, Devam eden soruşturma sürecinde yeterli delil ve bulgulara ulaşıldığının değerlendirilmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesinin 21/01/2010 tarihli 2010/7 değişik iş sayılı kararı ile 38 farklı adreste toplam 32 şüpheliye ilişkin eş zamanlı yakalama,arama,el koyma kararı verilmesi üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün koordinesinde İstanbul ili ile ülke çapındaki diğer 8 ilde eş zamanlı arama, el koyma ve yakalama işlemlerinin icra edildiği ve 30 kişinin gözaltına alındığı, o dönem itibariyle suç unsuru olduğu değerlendirilen adreslerden elde edilen materyallere el konulduğu, bu adreslerden birinin de müşteki Turgut Yıldırım'ın ölen kardeşine ait olup, insiyatifinde bulunan grubun ders, sohbet ve taziye evi olarak kullandığı, Bahçelievler ilçesi Siyavuşpaşa mahallesi Barbaros caddesindeki Dündar Apartmanının 9 numaralı dairesinde el bombaları, fişek ve sis kutusu ile bomba düzeneği görünümünde olan materyeller olduğu, Gözaltına alınan 32 şüpheliden 13 kişi Cumhuriyet Başsavcılığınca doğrudan serbest bırakılırken, 18 şüpheli silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak ithamı ile nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmesi üzerine İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/7 Sorgu kararına istinaden 8 şüphelinin tutuklama talebi rededilirken şüphelilerden Mehmet Doğan,Mehmet Nuri
SAYFA: 25   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)