Dink dosyasında önemli gelişme.. Dosyayı inceleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bugüne kadar birçok delil ve iddianın araştırılmadığını, eski polis şefleri Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkındaki iddiaların da görmezden gelindiğini belirledi. Dink cinayeti soruşturması paralel kesimle bağlantılı olduğu ileri sürülen savcı ve emniyet müdürleri tarafından yürütülmüştü. Dosyanın kasıtlı olarak sürüncemede bırakıldığı iddiası, paralel yapı tartışmaları ortaya çıkmadan önce de sık sık tartışma konusu olmuş, iddialarda cemaat bağlantılı emniyetçilerin adı sık sık geçmişti.
15.07.2014 09:56 Örgüt bağlantısı ispat edilemediği belirtilen gazeteci Hrant Dink cinayeti soruşturmasında sümenaltı skandalı patlak verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Dink soruşturması dosyasında yaptığı incelemede pek çok delil ve iddianın eski savcılar tarafından sümenaltı edildiği anlaşıldı. İncelemede; paralel polis şefleri oldukları öne sürülen Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkındaki iddiaların görmezden gelindiği ve soruşturma savcısı Muammer Akkaş'ın da dosyayla ilgilenmeyip mesaisini 25 Aralık paralel darbe girişimi için harcadığı belirlendi.
Başsavcılık dosyayı inceledi
Paralel yapının yargı içindeki uzantılarının elindeki birçok kritik soruşturma dosyası, darbe girişimlerinin ardından yeni savcılara devredildi. Özel yetkili savcılık sisteminin kaldırılmasıyla da dosyalardaki usulsüzlük ve ihmaller de bir bir ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki kritik soruşturma olan AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti dosyası titizlikle incelendi. Yeni atanan savcılar, 2007’den bu yana süren Dink soruşturması dosyasına giren birçok delilin sümenaltı edilerek araştırılmadığını tespit etti. 2007’de paralel yapıya yakın savcılar tarafından sürdürülen soruşturma 2010 yılında 25 Aralık soruşturmasının başındaki savcı Muammer Akkaş’a devredilmişti. Akkaş’ın, paralel yapının talimatlarıyla 25 Aralık soruşturmasına hukuksuz deliller toplamaya çalışırken Dink soruşturmasını göstermelik olarak sürdürdüğü belirtildi.
Akyürek ve Yılmazer korundu
Savcı Yusuf Hakkı Doğan’da olan Dink dosyasında ifade alma süreci devam ederken, bir yandan da dosyada sümenaltı edilen unsurlar araştırılıyor. Soruşturma dosyasında sümenaltı edilen hususlardan bazıları şunlar:
-Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi’nin başındaki Ramazan Akyürek, cinayeti aydınlatacak emniyet içinde yaşanan trafiğin kayıtlarını sildirdi. Log kaydı olarak adlandırılan bu kayıtların silinmesiyle soruşturma ciddi tıkanma yaşandı. Akyürek hakkındaki iddialar işleme konulmadı ve ifadesi alınmadı.
-Dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in hakkında birçok iddia ve şikayet olmasına rağmen ifadesine başvurulmadı.
-TÜBİTAK ve Adli Tıp olay yeri görüntülerindeki incelemelerinde gereken hassasiyeti göstermedi.
-Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi, İstanbul Emniyeti, Trabzon Emniyeti ve Trabzon Jandarması’na dair iddialar tarafsız soruşturulmadı.
-Olay günü ve öncesinde sanıkların irtibatlarını netleştirecek telefon HTS kayıtlarının incelenmesinde İstanbul Emniyet’indeki yetkili kişiler titiz çalışmadı ve delil gizledi.
-Sanık ifadelerindeki çelişkilerin araştırılması soruşturulmadı.
İki isme yargı izni çıktı
Başbakan Erdoğan’ın, Dink cinayetine ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna ‘olur’ vermesiyle birlikte 2008 yılında Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkında ‘görevi ihmal’ iddiasıyla inceleme yapılmasının yolu açıldı. Ancak paralel yapıya yakın yargıçlar ne Akyürek ne de Yılmazer hakkında hiçbir işlem yapmadı. Aksine iddiaları sümenaltı ettikleri görüldü.
Hrant Dink cinayeti işlendiğinde Emniyet İstihbaratın başında olan Ramazan Akyürek’in ismi ilk olarak İstanbul ‘da görev yaptığı yıllarda gündeme geldi. Dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır tarafından siciline “Emniyetteki hizipleşme içinde irticai akımlara (Fethullah) yakın. Dikkat edilmelidir” notu düşülen ve 100 üzerinden 35 sicili verilen tek polis oldu. Akyürek 2004 yılında Trabzon’a Emniyet Müdürü olarak atandı. Bu süreçle birlikte Ramazan Akyürek’in bir taraftan yükseliş hikayesi başlarken diğer taraftan da görev yaptığı yerlerde önemli olaylar gelişti. Bunlardan ilki Trabzon’da 2004 yılında McDonald’s bombalanması olayı oldu. 29 Kasım’da Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Doç. Hicabi Cındık öldürüldü. 7 Ocak 2005’te yine KTÜ’den Prof. Dr. Sadettin Güner ve üç yaşındaki oğlu çapraz ateşle öldürüldü. 6 Nisan 2005’te TAYAD üyeleri yüzlerce kişi tarafından linç edilmek istendi. 19 Ocak 2006’da Kürt işçilerin gittiği bir kahveye molotofkokteyli ile saldırı oldu. 5 Şubat 2006’da Santa Maria Kilisesi’nin rahibi Santoro 16 yaşında bir lise öğrencisi tarafından öldürüldü. Rahip Santoro, Trabzon Emniyeti’nin yasal teknik takibi altındayken öldürülmüştü. Mayıs 2006’da Emniyet İstihbarat’ın başına getirilen Akyürek geçtiğimiz aylarda hakkında yapılan tahkikat sonucu Dink cinayetinde “Geçmiş yıllardaki işlem bilgilerini usulsüz imha etmek” yani log kayıtlarını silmek iddiasıyla açığa alınmıştı.
Yılmazer çok kritik operasyonları yönetti
Dink cinayetinin işlendiği dönemde istanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olan Yılmazer’in cinayetteki sorumluluğu Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından rapor edilmişti. Rapora göre, İstihbarat Şube cinayet işleneceği ihbarlarına “suikast notu” yerine “eylem notu” geçmişti. Dink öldürüldükten sonra İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdür Ahmet İlhan Güler görevinden alınmış ve bu koltuğa Yılmazer atanmıştı. Yılmazer Emniyet İstihbarat Dairesi’nde görevdeyken, Ergenekon, Danıştay baskını, Rahip Santoro cinayeti, Balyoz, Poyrazköy, Kafes, Islak İmza, Amirallere Suikast, Karargah Evleri, İnternet Andıcı, Emin Arslan, Casusluk, Hanefi Avcı ve OdaTv operasyonlarının başında yer aldı. (Star)
VALİ: PARALEL YAPI BİLGİLERİ GİZLEDİ
Dink cinayetinde örtbas iddiaları üzerine bir açıklama yapan dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir de önemli iddialarda bulundu. Sabah gazetesinden özgür Özdemir'in haberine göre; Paralel Yapı'nın Dink cinayetini kendisinden gizlediğini belirten Yavuzdemir, "Olayın öncesinde emniyet, jandarma ya da diğer birimlerden bana bilgi verilmedi. Eğer gelseydi, İstanbul Valisi'ne bunu özel ve gizli bir yazıyla bildirirdim. Böylece haberi olur, yazı savsaklanamazdı ve cinayet engellenebilirdi. Gerek rahibin öldürülmesi gerekse TAYAD olayları öncesinde de herhangi bir 'engelleme veya önleme' yönünde istihbarat bilgilendirilmesi yapılmadı. Bilge ve belgeler bana sunulmadı" dedi.
"Paralel Yapı'yı 30 yıldır biliyorum. Benim hayatım bu yapıyla mücadeleyle geçti. Her türlü engellemelerle karşılaştım. Bürokraside adım atmak kolay değildi, her şeyde karşımıza çıktılar" diyen Yavuzdemir, Akyürek'in Paralel Yapı'nın adamı olduğunu belirterek, "Şimdi ona birileri hesap soruyor. Ama soruşturmaları polis değil savcının bizzat kendisinin yapması lazım. Ergenekon'da gördük ki polis bu belgeleri uyduruyor, planlıyor. Sonra o insanlar içeride suçsuz yere yatıyor. Haliyle savcı bu soruşturmaları kendisi yürütürse çözülür. Bakın 12 Eylül'de ihtilal oldu ve cinayetler nasıl bıçak gibi kesildiyse Paralel Yapı ortaya çıktığından beri faili meçhullerin tamamı bitti" dedi.
AKYÜREK SONRASI OLAYLAR
Öte yandan EGM'nin yazısı üzerine Trabzon Emniyet Müdürlüğü Dink cinayetiyle ilgili özel bir ekip kurdu. Özel ekip Ramazan Akyürek'in 2004-2006 arası Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde yaşanan bu iki cinayetin yanı sıra, TAYAD'lılara linç girişimi, PKK'lı teröristlerin Maçka'ya kadar inip bombalı saldırı yapacakları sırada yakalanması, Mc Donald's'ın bombalanması, Kürt işçilerin gittiği kahvehaneye molotofkoyteylli atılması dosyalarını da raftan indirdi. Özel ekip Akyürek döneminde görevli polislerin, şube müdürleri ve müdür yardımcılarının da ifadelerine başvuracak. (Sabah)
Ramazan Akyürek sorgulanamadı
Yedi yıldır devam eden Hrant Dink soruşturmasına son olarak İstanbul cumhuriyet savcısı Hasan Yılmaz bakıyor. Yılmaz, geçtiğimiz aylarda Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun’un da aralarında yer aldığı pek çok kişinin ifadesine başvurdu. Dink soruşturmasını ilk olarak paralel yapıya yakın savcı Fikret Seçen ve bir başka savcı Selim Berna Altay yürütmüştü. Soruşturma daha sonra 25 Aralık yargı darbesinin baş aktörü savcı Muammer Akkaş’a aktarılmıştı. Akkaş’ın “usulsüz soruşturma yürüttüğü”nün tespit edilmesinin ardından dosya savcı Murat İnam’a verilmişti. Özel yetkilerin kaldırılması sonrası dosya İnam’dan da alınmıştı. Emniyette 2009 yılında kullanıcı işlemleri kayıtlarını usulsüz sildiği ve sızdırdığı gerekçesiyle açığa alınan Ramazan Akyürek hakkında hiçbir işlem yapılmaması da dikkat çekmişti.
Akkaş 3 yıl bekletti
O dönem, Akyürek hakkında “Dink cinayetinde delil karartma ve görevi ihmal” iddiasıyla işlem yapılması beklenirken paralel savcı Akkaş’ın 3 yıl hiçbir işlem yapmadığı ortaya çıkmıştı.
Hanefi Avcı: Cemaat Dink cinayetini kullandı
Emniyet eski müdürü Hanefi Avcı da “Cemaat, Dink cinayetini kullandı” demişti. Avcı, “Cemaat, Hrant Dink, Danıştay saldırısı, Malatya olayı gibi olayları kendi lehine kullanmıştır. Emniyette birçok önemli birime cemaat mensupları yerleştirilmiştir” demişti.
Dink davasının sanıklarından polis eski yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel de cinayetin aydınlatılmamasında Akyürek’i işaret etmişti. Tuncel, “Cinayeti işleyebilecek yapıyı sadece Akyürek kurabilir. Kendilerine ulaşılmaması için kayıtları sildirdi. Jandarmayla irtibatlı olduğum yalanını ortaya atıp polisle ilişkimi gizlemeye çalıştı” demişti.
Paralel medya panik içinde
Şimdi İstanbul savcılığının Dink dosyasındaki örtbas ve ihmalleri tespit etmiş olması Ankara'daki savcıları da yakından ilgilendiriyor. Fetullah Gülen liderliğindeki paralel yapılanma iddiaları üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geniş çaplı bir soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı Serdar Coşkun, 30 ilin emniyet müdürlüğüne gönderdiği talimatta, paralel yapı hakkındaki iddialarla ilgili delillerin toplanmasını talep etmişti. Bir başka talep de, yapılanmanın Dink cinayetiyle bağlantısına dair iddiaların araştırılması idi.
Paralel tartışmaları çıkmadan önce de Dink-cemaat bağlantısı gündemdeydi
Paralel medya, bu gizli talimatın orjinalini yayınlamış ve büyük tepki göstermişti. Oysa Dink soruşturmasında ihmallerin olduğu ve gerçek zanlıların ortaya çıkmaması için gayret gösterildiği şüphesi son yıllarda yoğun şekilde gündemdeydi. Dink dosyasının örtbas edildiği şüphesinde cemaatin adı bazı polis müdürleri ve savcılar nedeniyle sık sık gündeme gelmişti. Bu nedenlerle Dink cinayetinin cemaatle bağlantısının araştırılması talebine cemaat medyasının sert tepki göstermesi anlamlı bulunuyor. Hukukçular, paralel medyanın çok gizli resmi talimatı yayınlamasının, talimata ve Dink bağlantısına tepki göstermesinin ileride hukuki bir delil teşkil edeceğini belirtmişlerdi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Bu haberle doğrudan bağlantılı haberler:
Paralel panik delil olacak
İşte paralel inlere giriş talimatı
(15 Temmuz 2014, 09:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: