Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paralel Yapı iddialarıyla ilgili 'İnlerine girdik ve giriyoruz. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahsedenlerin birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere bulaştığını dahi bugünlerde görüyoruz. Fazlası da çıkıyor. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de duyacaksınız' dedi. Erdoğan'ın şu sözleri dikkat çekiciydi: 'Eskiden müzik kutuları vardı, bozuk parayı atardınız 3-5 dakika o şarkı çalardı. İnanın bu ihanet şebekesine atan kendi istekleri yönünde bunları kullanıyor. Kimi zaman da bu şebeke yalanla şantajla siyaseti, medyayı, iş dünyasını kullanıyor Bu oyunları bozmak gerekiyor. Bunlara kim destek oluyorsa bayrağına, vatanına ihanet içindedir. Onlarla iş tutanlar da asla kazanamayacaklarını başarılı olamayacaklarını umarım görür..' Erdoğan, Osmanlıca'nın okullarda seçmeli okutulmasına karşı yapılan eleştirilere de tepki gösterdi. 'Osmanlı Tokadı' gibi nitelendirilen sert eleştirilerinde şu ifadeler yer aldı: 'Dünyada hangi millet vardır ki, medeniyetinin üzerine inşa edildiği yazıyı okuyamaz? Dünyada hangi millet vardır ki dedesinin mezar taşını okuyamaz, iftihar ettiği şairleri, yazarları, alimleri ilk kaynağından öğrenemez? Bu toprağın evladı, dedesiyle, ecdadıyla, kendi öz medeniyetiyle irtibat kurmaya yönelik her gayret karşısında azıcık da olsa heyecan duyar. Ne diyorlar, 'El uzaya gidiyor, biz Osmanlıcayı tartışıyoruz' diye meseleyi sulandırmaya çalışanlar var. Eğer sen, yüzlerce yıllık hafızanı, birikimini siler atarsan, işte sadece bazılarının uzaya gidişini seyredersin. Daha nice asırlar seyretmeye devam edersin.'
13.12.2014 15:33 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Paralel Yapı iddialarıyla ilgili “İnlerine girdik ve giriyoruz. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahsedenlerin birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere bulaştığını dahi bugünlerde görüyoruz. Fazlası da çıkıyor. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de duyacaksınız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu ile 365 oda ve borsa başkanını kabul eden Erdoğan, özetle şunları söyledi:
TENCERE-TAVALARI MI KAYBETTİLER
“Bahanelere, maskelere, görünüşe sakın itibar etmeyin. Gezi olayları dediler, bahane ağaçtı. Yalova’da Geziciler niye ortada yoklar? Taksim’de ağaç kesilmedi, 12 ağaç taşındı. Bir tanesi de çıktı ‘Mesele ağaç değil, anlamadın mı’ dedi. Bakırköy’de niye yoklar, ODTÜ’de niye yoklar? Yoksa tencere tavaları mı kaybettiniz? Mesele ağaç olsa bu ve benzeri olaylarda protesto görürdük. ‘Türkiye’de insan hakları ihlalleri var’ diye tüm dünyaya servis edenler, ABD’nin işkencelerine sınırsız hoşgörü gösteriyorlar. Uluslararası medya yalan üstüne yalan yazıyor. Uluslararası kredi kuruluşları desen vay hallerine. Bunlar belli odaklardan, merkezlerden idare ediliyor. Bu saldırılar son derece sistematik halde götürülüyor. Bizi yıpratmak ve eski Türkiye’ye geri dönmek amaç. Millet bunu gördü ve tepkisini de sandıkta çok net biçimde ortaya koydu. Türkiye’nin bağımsızlığına her ne şekilde olursa olsun, o namahrem elin uzanmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
KABİNE HAZIRDI
17 Aralık’ta yargı içindeki bazı odaklar harekete geçti. Maske yolsuzluk iddiasıydı. Maskelerin arkasındaki niyeti görmeseydik, 25 Aralık operasyonunu yapacaklardı. Bakanlar, Başbakan nasıl alınacak, işadamları nasıl alınacak hepsi hazırdı. Bizim alınmamızdan sonra kurulacak kabinedeki bakanlar da tek tek hazırdı. Yolsuzluk iddialarını gerekçe gösterecek, eski Türkiye’deki gibi rant ekonomisine hizmet edecek bir hükümet kuracaklardı. 17 Aralık’a, Gezi’ye darbe girişimi dediğimde kabul etmiyorlar. Gezi bir darbe girişimiydi. Mısır’da, Ukrayna’da işe yaradı, burada yaramadı. 17 Aralık bir darbe girişimiydi. İnlerine gireceğiz dedik. Girdik, giriyoruz.
GÜNEY'DEKİ SEVDİKLERİ ÜLKE PARALEL'İ KULLANDI
Bu Paralel Yapı hiçbir zaman yalnız hareket etmedi. Zaten tek başına böyle bir darbe girişimini tasarlayacak zekâya da sahip değiller. Maşa olarak kullanıldılar. Özellikle güneydeki sevdikleri ülke bunları maşa olarak kullandı ve hâlâ kullanıyor. Türkiye’de de muhalefet partileri, eski Türkiye’nin aktörleri bu yapıya destek çıktılar. İş dünyasından, medya dünyasından, siyasetten destek verenler oldu. Kim olursa olsun biz inlerine girdik, girmeye de devam edeceğiz. Bu ihanet şebekesini çökertecek ve hesap soracağız.
HER KURUŞ VATANA İHANETE GİTTİ
Eskiden müzik kutuları vardı. Bozuk parayı atarsınız, istediğiniz şarkıyı oradan dinlersiniz. Bu şebekeye bozuk parayı atan da istediği gibi kullanıyor. Kara para aklama bunlarda... Tüm bu oyunları bozmak gerekiyor. Bunların meselesi şahsımla değil, Türkiye’nin bağımsızlığıyla ilgili. Bu çevrelerle iş tutanlar da asla başarılı olamayacağını görsünler. Bunlara giden her kuruş vatana ihanete gitmiştir. Bu Paralel Yapı meselesi değil, vatanın bağımsızlığına kasteden çevrelerle mücadele meselesidir. O kadar önemli.”
Bu Saray’ın tekerleği filan yok
“GARİP garip şeyler söylüyorlar, ‘Giderken sarayı da aldı götürdü’ diye. Bu sarayın tekerleği filan yok. ‘Şu kadar para harcandı’ deniyor. Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay başta olmak üzere birçok binalar yapılıyor. Onlar bizim gurur meselemiz. İngiltere’de Westminster Sarayı restorasyona giriyor. Ayrılan para 5 milyar dolar. İngiltere Başbakanı Cameron’a sordum. ‘Yaygara koparan var mı’ diye... ‘Bunlar normal şeyler’ dedi.
İSTİŞAREYE DEVAM
İstişare süreci Cumhurbaşkanlığı’nda da aynen devam edecek. Yeni bir teşkilatlanmaya gidiyoruz. Farklı bir Türkiye için mevcut teşkilatlanmayı yeterli görmüyoruz. Ekonomiyi yakından takip edecek, eskisi gibi istişareleri sürdürecek ve çözüm üreteceğiz.
HESABINI VERECEKLER
Çözüm Süreci’nde de Türkiye önemli bir aşamaya geldi. Kuru tehditler, kirli ittifaklar Çözüm Süreci’ni rayından çıkaramaz. Sokakla, cadde ile dağ ile tehdit edenler, Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızda da itibar görmüyorlar. Öncelikle 6-7 Ekim’de ellerine bulaşan kanı temizleyecek, hesap verecekler. Bu kanlı elleri inşallah saf dışı edecek, sadece siyaset zemininde ilerleyeceğiz.”
SİSTEMATİK SALDIRI: 1.5 yıldır Türkiye içeriden ve dışarıdan belli operasyon ve girişimlerle hedef alınıyor. Sanmayın ki bunlar şahsıma yönelik. Bu operasyonların tamamı Türkiye'ye, varlığına, birliğine ekonomisine, bağımsızlığına yöneliktir. Bu operasyonların ve kullanılan taşeronların hedefi büyüyen Türkiye'dir.
ABD'YE HOŞGÖRÜ: Türkiye'de basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu yaygarasını koparanlar İsrail'in Gazze'de, Suriye'de rejimin öldürdüğü gazetecileri görmezden geldiler. Polisin elinde silah olan, molotof olan, cinayet işleyen teröriste karşı insan hakkı ihlali diye servis edenler ABD'nin işkencelerine suçunu itiraf etti diye sınırsız hoşgörü gösteriyorlar.
ESKİ TÜRKİYE'YE DÖNÜŞ YOK: Bu millet kendi istikametini kendisi çizecek. Sokak ve terör eylemleri, bir kısım medya ve iş çevreleri, rant ve faiz lobileri değil bu milletin rotasını sadece millet tayin eder. Eski Türkiye'yi diriltme umudu içinde yaşayanlar bu hayallerinden vazgeçsinler.
İNLERİNE GİRDİK GİRİYORUZ: Ben Gezi olaylarına, 17-25 Aralık olaylarına darbe girişimi dediğimde bazıları kabul etmiyor. Gezi darbe girişimiydi. Mısır'da işe yaradı, Ukrayna'da işe yaradı Türkiye'de bu iş bozuldu. Biz sağlam durduk, millet sağlam durdu. Kimse kusura bakmasın. Ben bazı acı gerçekleri hatırlatmak zorundayım. 17 Aralık sonrasında biz ne dedik inlerine gireceğiz dedik. 1 yıl geçti. Milletimizin de desteği ile inlerine girdik ve giriyoruz.
FAİLİ MEÇHULLERE BULAŞTILAR: Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının faili meçhul cinayetlere bile bulaştığını bugünlerde görüyoruz. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de görecek, duyacaksınız. Karşımızda sadece basit bir şebeke olmadığını, ulusal ve uluslararası şer odaklarının maşası olduğunun bilinmesini isterim.
GÜNEYDEKİ SEVDİKLERİ ÜLKE: Bu paralel yapı kendi başına yalnız hareket etmedi. Zaten tek başına böyle karmaşık darbe girişimi planlayacak zekaya sahip değiller. Paralel yapı bütün bu operasyonlarda sadece maşa olarak kullanıldı. Özellikle de güneydeki sevdikleri ülke yönetimi bunları maşa olarak kullandı ve hala kullanıyor. Yetmedi muhalefet partileri destek çıktılar, hala destek veriyorlar. İş ve medya dünyasından, siyasetten bu yapıya destek verenler oldu.
İHANET ÇETESİ ÇÖKERTİLECEK: Arkalarında yanlarında kim olursa olsun bu ihanet şebekesine hesabını soracağız.
ONLAR DA İHANET İÇİNDEDİR: Eskiden müzik kutuları vardı, bozuk parayı atardınız 3-5 dakika o şarkı çalardı. İnanın bu ihanet şebekesine atan kendi istekleri yönünde bunları kullanıyor. Kimi zaman da bu şebeke yalanla şantajla siyaseti, medyayı, iş dünyasını kullanıyor Bu oyunları bozmak gerekiyor. Bunlara kim destek oluyorsa bayrağına, vatanına ihanet içindedir. Onlarla iş tutanlar da asla kazanamayacaklarını başarılı olamayacaklarını umarım görür.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN DÜŞMANLARI: En zor meselede, Çözüm sürecinde Türkiye, artık çok önemli bir aşamaya geldi. Artık kuru tehditler, sabotajlar, kirli ittifaklar hamdolsun çözüm sürecini rayından çıkaramaz, istikametinden uzaklaştıramaz. Çözüm sürecini sokakla, caddeyle, dağ ile tehdit edenler artık Doğu, Güneydoğu'daki vatandaşlarımız nezdinde de itibar görmüyorlar. Bu kuru tehditleri savuranlar 6-7 Ekim olaylarında ellerine bulaşan kanı temizleyecekler. Ellerine, yüzlerine bulaşan o kanın hesabını verecekler. Göreceksiniz, ucuz ve kuru tehditlerinin de altında kalacaklar. Çözüm sürecine millet sahip çıkmıştır. Süreç bu kanlı elleri saf dışı edecek.
Erdoğan, "70-80 senede yaptığınız eser var mı? Ama biz 12 sene içinde yaptıklarımızla övgü alıyoruz almaya devam ediyoruz. Türkiye ekonomisine ilişkin çıkan haberlere temkinli yaklaşmanızı morallerinizi yüksek tutmanızı sizden rica ediyorum. 12 yıldır ne söyledilerse tersi oldu. Aylardır olumsuz haber yapıyorlar. Ne oldu ihracatta rekor kırdık" dedi.
OSMANLI TOKADI GİBİ SÖZLER: BU KAFAYLA SADECE UZAYA GİDENLERİ İZLERSİNİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Emine Erdoğan, Üsküdar Belediyesi’nce düzenlenen “Hattat Hasan Çelebi’ye Saygı Gecesi”ne de katıldı. Burada yaptığı konuşmada Osmanlıca’nın okullarda ders olarak okutulmasına karşı çıkanları eleştiren Cumhurbaşkanı şunları kaydetti: İsminin başında profesör olan, ama Osmanlıcanın bir yazı dili olduğunu bilmeyenler var. Ben şu soruyu sormak isterim: Dünyada hangi millet vardır ki, medeniyetinin üzerine inşa edildiği yazıyı okuyamaz? Dünyada hangi millet vardır ki dedesinin mezar taşını okuyamaz, iftihar ettiği şairleri, yazarları, alimleri ilk kaynağından öğrenemez?
SULANDIRILIYOR
Bu toprağın evladı, dedesiyle, ecdadıyla, kendi öz medeniyetiyle irtibat kurmaya yönelik her gayret karşısında azıcık da olsa heyecan duyar. Ne diyorlar, ‘El uzaya gidiyor, biz Osmanlıcayı tartışıyoruz’ diye meseleyi sulandırmaya çalışanlar var. Eğer sen, yüzlerce yıllık hafızanı, birikimini siler atarsan, işte sadece bazılarının uzaya gidişini seyredersin. Daha nice asırlar seyretmeye devam edersin. Kimse Osmanlıcanın öğrenilmesinden korkmasın. Bırakalım çocuklarımız o eskimeyen yazıyla yeniden buluşsun.
(13 Aralık 2014, 15:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: