Acaba Alevi vatandaşlar millete karşı kurulmuş tuzakların, düzeneklerin neresindeler?.. Kara Türkler itilip kakılırken Aleviler birileri tarafından korunuyor, belli yerlerde etkinleşiyorlar mı?.. Derin kripto yapının oyunları, tuzakları deşifre edilirken, Heteredoks guruplar ve kesimler neden derinlerin yanında yer alıyor?.. Neden kendilerini tehlikeye atma, deşifre olma pahasına derin yapıları koruma, aklama ihtiyacı duyuyorlar ve bunu hukuku, adaleti, usulü hiçe sayarak, gözlerini karartarak yapabiliyorlar?.. Derinlerle Alevilerin ortak noktaları nedir?..
Yargıda Hukuku Katleden Dedeler Koalisyonu
Acaba Alevi vatandaşlar millete karşı kurulmuş tuzakların, düzeneklerin neresindeler?.. Kara Türkler itilip kakılırken Aleviler birileri tarafından korunuyor, belli yerlerde etkinleşiyorlar mı?.. Derin kripto yapının oyunları, tuzakları deşifre edilirken, Heteredoks guruplar ve kesimler neden derinlerin yanında yer alıyor?.. Neden kendilerini tehlikeye atma, deşifre olma pahasına derin yapıları koruma, aklama ihtiyacı duyuyorlar ve bunu hukuku, adaleti, usulü hiçe sayarak, gözlerini karartarak yapabiliyorlar?.. Derinlerle Alevilerin ortak noktaları nedir?..
Birinci dede derin devletin kısaltılması ?De-De?. Yani şu memleketin tepesine çökmüş inmek istemeyen, çetelerle, darbelerle, provokasyonlarla halkı ayrıştırıp-vuruşturarak hakimiyetini devam ettiren; bir zaman devletin heryerine hakim iken, şu anda yargıda ve orduda etkin olan ve kendisini oralardan savunan, Türkiye´yi oralardan katıp karıştırma çabasına devam eden; terörü azdırarak, şehitleri artırarak, Türk-Kürt ayrışmasını körükleyerek bir toplumsal cinnet oluşturmaya çalışan, gayrı milli Kripto ecnebilerin etkin olduğu yapı. İkinci dede, bildiğiniz Alevi dedeleri; Seyfi Oktay gibi. ?Sürün Sünnileri cephelere onlar ölsün? diye (Alevi) subaylara talimat veren ve bu beyanatları medyaya düşen, İstanbul´un tepesine çökecek, belediyelere el koyacak Balyozcu Paşa gibi. Erzincan´da İsmailağa ve Gülen Cemaatlerine komplolar kurup, evlerine silah-mühimmat bıraktırıp yeni bir ?irtica dalgası? oluşturarak memleketi birileri namına bloke etmek isteyen başsavcı gibi. Onu himaye eden ordu komutanı gibi. Senaryoya katkı ve destek veren MİT müdürü gibi. Suçüstü yapılmış bu dedeleri 72 milyonun gözünün içine baka baka, hukuku katlede katlede, vicdanları eze eze çıkaran (yüksek) yargıçlar gibi. Hukukun katline, imhasına sukut eden yüksek yargı başkanı gibi.
Yargıda son olanlar bu iki dedenin işbirliğinin, uyumunun mükemmel bir resitali gibi görünüyor. Resital; ?bir sanatçının tek bir müzik aleti üzerinden verdiği etkileyici konsere? deniyor. Son yargı operasyonunda derin dedeler ve diğer dedeler öyle uyumlu bir iş çıkardılar ki, sanki kemanıyla bütünleşmiş bir virtüözün kendinden geçmiş, dış dünyaya kulaklarını kapamış, sadece sonuca odaklanmış bir konserini izledik. Birilerini kurtarmaya odaklanmış dedeler koalisyonu ne 72 milyonun sesini dinlediler, ne hukuku taktılar, ne adaleti düşündüler, ne vicdanlarını dikkate aldılar; kendilerinden olan bazı suçluları herşeye rağmen kurtarmaya kilitlendiler ve kendinden geçmiş sanatçı edasıyla diğer seslere, sözlere, etkilere kulaklarını tıkayarak sonuca ulaştılar... Türkiye´de derin yapı ve onun operasyonel uzantısı Ergenekon örgütü, kripto ecnebilerin ve onların harici efendilerinin kontrolündedir. Bu yapıyı dışarıdan yönlendirenler Anglo-Yahudi ittifakıdır. Bu tablo her geçen gün açığa çıkarken, millet derin yapıların eylemlerinin-planlarının deşifre olmasına muttali olurken Alevilerin milletin geri kalanına karşı bu kesimlerle bu kadar içiçe olması, iş tutması, etkin oldukları noktalarda elemanlarını ve güçlerini derin cenahlara teslim etmeleri, Aleviler için dış bağlantıları da gündeme getirecektir.
Ortalama vatandaşlar; ?Acaba Alevi vatandaşlar millete karşı kurulmuş tuzakların, düzeneklerin neresindeler?? ?Kara Türkler itilip kakılırken Aleviler birileri tarafından korunuyor, belli yerlerde etkinleşiyorlar mı?? ?Derin kripto yapının oyunları, tuzakları deşifre edilirken, Heteredoks guruplar ve kesimler neden derinlerin yanında yer alıyor?? ?Neden kendilerini tehlikeye atma, deşifre olma pahasına derin yapıları koruma, aklama ihtiyacı duyuyorlar ve bunu hukuku, adaleti, usulü hiçe sayarak, gözlerini karartarak yapabiliyorlar?? ?Derinlerle Alevilerin ortak noktaları nedir?? diye soracaktır. Aleviler içinde sıradan bir adam olmadığı bilinen, yargıda bir dönem gerçekleştirilen kadrolaşmanın baş aktörü, dede Seyfi Oktay´ın Ergenekon sanıklarını ve derinlerin kullandığı adamları kurtarmak için devreye girmesini, Yargıtay´da, Danıştay´da devam eden kadrolaşma gayretlerini ortalama vatandaş, ?bir kişinin çabası ve vebali? olarak görmemektedir.
Derinliği tahmin dahi edilemeyen, 2 yıldır hastane odalarında kalan ve bir gün cezaevi yüzü görmeyen Haberal´ın kurtarılması için Seyfi Oktay´ın devreye girmesi; onu yargılayan, soruşturan hakimlerin savcıların aleyhinde hukuk tarihine bir skandal olarak geçecek davaların açılması ve baskı yapılması da, zihinlerde dedeler koalisyonunu akla getirmektedir. Herşeyi anladık; Karanlık ve karışık bir adam olan eski Esenyurt belediye başkanının kurtarılması kimin ne işine yarar? Birileri hesabına ?Kale? haline getirilen Yargıtay ve Danıştay gibi üst yargı kurumlarına sipariş atamaların yapılması; bu kaleyi Derinlerin ve dedelerin millete, TBMM´ye, adalete karşı müşterek savunmaları.... Dede ailesinden, terörden yargılanan darbeci bir paşanın hiç görülmemiş bir şekilde daha önce DHKP-C´lileri serbest bırakmış, öğrenciliğinde molotof atmaktan yargılanmış bir nöbetçi hakim tarafından salıverilmesi... Dede ailesinden üst düzey bir komutanın yargı önüne ısrarla çıkarılmaması... Dedelerden bir savcının nasıl-hangi yollarla kurtarılacağı medyaya, kamuoyuna düştüğü halde; planın, değişikliğe gitmeden, utanmadan sıkılmadan aynen, adım adım icra edilmesi, ortaya konan aymazlık, gözükaralık... Son yaşadıklarımız adalet mekanizması içine yerleştirilmiş birilerinin ne kadar militan, hedef odaklı olduklarını ortaya koyuyor. Ve sokaktan, dışarıdan bakıldığında bir ?dedeler koalisyonu? göze çarpıyor...
Alevilerin hepsini suçlamıyorum elbette. Pek çok Alevi dede ve dernek bizzat derinlerin, Ergenekon´un mağdurudur, Ergenekoncuların suikast listesindedir. Maraş olaylarından, Sivas katliamına, Gazi olaylarına kadar Alevileri mağdur eden, Alevi-Sünni çatışması hedefleyen karanlık olaylarda derinlerin parmağı olduğu artık gayet aşikar. Ortalama vatandaş gözüyle bakıldığında, en azından yargıda ve orduda derinlerle Alevilerin bir ittifakı varmış hissi uyanıyor insanda... Sağduyulu, Aleviliği bir inanç, ahlak yorumu olarak gören Aleviler, bazı Alevilerin derinlerle bu kadar kucak kucağa olmasını, bu kadar iş tutmasını sorgulamalılar. Derin, karanlık ilişkilerin gerçek Aleviliğe büyük zararlar verdiğini görmeliler!... Alevi dernekleri ve geniş Alevi kesimleri bence bu algıyı değiştirmeliler. Alevileri karışık, karmaşık, hukuk dışı işlerin içinde; suçluları aklayan, çeteleri koruyan, yargıyı ele geçirmeye çalışan örgütlerin ağında gösteren kişilere, dede de olsa tepki gösterebilmeliler. ( Yusuf Gezgin / Aktifhaber)
ERGENEKON´UN ALEVİ BAĞLANTILARI
Birinci Ergenekon davasının 47 numaralı sanığı Mehmet Adnan Akfırat´ın ikametgahında yapılan aramada ele geçen çok sayıdaki belge ve dokümanlar birinci Ergenekon iddianamesinde ayrıntılarıyla sıralanıyordu. İçlerinde alevilerden bahseden birkaç tanesi çok çarpıcı:
: İkamet adresinde yapılan aramada elde edilen ´Mayıs 1997 Yılında Genel Kurmay Hareket Dairesi Başkanı Çetin Doğan, K.K Eğitim Ve Okullar Daire Başkanı Volkan KAPLAMA ve Bazı Albay Rütbesindeki Alevi Komutanların da katıldığı bir gizli toplantıda alman kararlarda, ´Güneydoğuda Bizimkiler Postu Deldirmesin, Buna Yönelik Önlemler İçin Tayin Dairesi Mutlaka Elimizde Olmalı Cepheye Bizden Olmayan O Namussuzları Sürün, PKK Ya Karşı Savaşanlara El Altından Şu Mesajı Verin, Sakın Ha Ölmeyin Bırakın Atatürkçü Olsa da Sünniler Ölsün şeklinde doküman ile ilgili olarak; Bu dokümanların Hasan Celal GÜZEL tarafından 1997 yılında Ankara´da yapmış olduğu bir basın toplantısında dağıtmış olduğu belge olduğu, Aydınlık dergisinde haber olarak yayınladıklarını,
: Ülke tehlikede bunları durdurun ile başlayıp Bşçvş. Muharrem Keskin ile biten doküman incelendiğinde; Üst kısmında el yazması Hasan Celal Güzel´in provovakasyon yazan, ´ÜLKE TEHLİKEDE BUNLARI DURDURUNUZ´ başlığı ile başlayan, başlangıçta Alevilik söylemlerinin hoşuna gitmesi nedeniyle aralarına katıldığı grubun gerçekte Alevilikle alakalarının olmadığını ve Alevi söylemlerini kullanarak farklı amaçlar peşinde olduklarını anladığını, hedeflerinde vatansever insanlar ile ülke idaresi olduğunu, bu grubun bazı üst düzey generallerin de katıldığı Mayıs 1997´ de yapmış olduğu gizli bir toplantıda almış olduğu kararlan Ülke ve Devleti tehlikeye atacakları düşüncesiyle deşifre etmeyi kendisine bir görev kabul ettiğini, toplantıda çıkan kararların ise; Türklerin üstün bir Ulus olduğu safsatasının yıkın Atatürk´ ün alevi kürt köylerini katletti gibi sözleri durdurun, Atatürk´ ten başka kullanılacak neyimiz var. Güneydoğuda bizimkiler postu deldirmesin, buna yönelik önlemler alın. Tayin dairesi mutlaka elimizde olmalı. Cepheye bizden olmayan o namussuzları sürün. Kürt konusunda öne çıkmayın, ordu alevi köyleri boşaltıyor, devlet zulüm yapıyor deniliyormuş, bize aydın insan lazım bırak gebersinler.
: Alevi olmayana hiçbir zaman tam güvenmeyeceksin, alevi olmayan herkesin anti laik olma ihtimali uzun vadede de olsa olabilir. Dincilerin çok kızdığı ÇEVİK PAŞA ve DOĞU AKTULGA´ da dahil, bu adamların milliyetçilik duygusu sokaktaki adamınki kadar fanatik, dinlediğin zaman Faşist zannediyorsun asla güvenmeyecek ama kullanacaksın. Ordunun müdahalesini sağlamak için, orduda ve sivil toplumda etnik ve irticai faaliyetleri seyredin, yer yer körükleyim Ordudan altı ayda bir adam atarak, yarın darbe yapma gerekçenizi ortadan kaldırmayın, bırakın, tehlikeyi müdahale boyutunda büyütün. Herkes ne pahasına olursa olsun kendini gizlesin. Birliklerde bilinen ve deşifre olan varsa vitrin yapılsın, kendi söylemlerimizi seslendirsin. Her yerde irtica var kampanyası başlatılsın. Sadece eşi kapalı olan, namaz kılan değil, sağcı, milliyetçi, yarın irticaya kaçması veya size engel olması muhtemel herkesi yazın, ilgili mercilere şikâyet edin, onların adına dinci dergiler, gazeteler gönderin, akrabalarının adını öğrenin, onların isimleriyle başlarını belaya sokacak mektuplar, kartlar gönderin. Alevi olan birlik komutanları, yoksa Laikleri sıkıştırın, çokça eğlence düzenleyin, dansöz ve içkiyi zorlayın. Din ve milliyetçilik duygusunu zayıflatan yolların neler olduğu açık bunları kullanın. Okullarda öğrencilerin kız arkadaşlıklarını teşvik edin, yapabiliyorsanız, Osmanlı hayranlığını kırın. Cinsel konularda sınırlan zorlayın, çünkü bu konu insan zaafının başında gelir. Şeklinde olduğunun, devamında ´VE GİZLİ TOPLANTIDA KONUŞMA NOTLARI!´ başlığı altında Genel Kurmay Harekât Başkanı Korgeneral Çetin DOĞAN ile K.K.K.´ lığı Eğt. ve Ok. D.Bşk.Tuğg. Volkan KAPLAMA arasında geçen; Çetin DOĞAN´ın, Türkiye´nin idaresi ordunun kontrolünde değil, darbe yapmayacağını yemin eden bir ordunun etkisi ne kadar olabilir, Tansu ÇİLLER şu anda dini söylemleriyle rol yapıyor da olabilir, ciddi de olabilir çünkü geberesi kadın Sünni, Mesut YILMAZ için de aynı şey geçerli, irtica tehlikesi iyice büyüsün, din bizim için zararlıdır, TÜRKLERİN ÜSTÜN BİR ULUS OLDUĞU SAFSATASINI YIKIN, hanımlarınız dekolte giysin diğerlerinin hanımlarını açık giymeye teşvik etsin, ÇEVİK PAŞA´ NIN YERİNE BİZDEN AKILLI BİRİ OLSAYDI, KARADAYI SÜNEPESİNİN DAHA VERİMLİ OLMASINI SAĞLARDIK, Arkadaşlar çok çalışsın Bizim olmayan bu devlet mutlaka bizim olacaktır, Biz Türkiye´de İslam ile bağlantılı görülen ama bu dini tamamen değiştirecek bir Türkiye Aleviliği yaratmak zorundayız, Şeklinde beyanlarının olduğu konuşma metni, devamında ´VE AYNI GÜNLERDE BİR BAŞKA TOPLANTI´ başlıklı K.K.K.´ lığı Eğt. ve Ok. D.Bşk.Tuğg. Volkan KAPLAMA ile aynı dairede çalışan Kurmay Albay Turgay TEKMEN arasında geçen; Volkan KAPLAMA´ nın gerçek laiklik ancak alevi toplumda gerçekleşir, aptal komutanlar, her gün güdeme gelerek ülkedeki şeriatçı birikimi azaltarak bir müdahalenin önünü kesiyorlar, Doğu Paşa da ayrı
: Alevilik bu ülkede bir gurur kaynağı olana kadar, yani memleketi avucumuza alana kadar herkes kendisini gizleyecek..... ´Fisunoğlu, bana korgeneral iken, ´ben karımı oynata zıplata bu noktaya geldim´ demişti. Bizim için de ölçü bu olmalıdır´ Deşifre olmuş aleviler... Sevgi desinler insanlık desinler ama ülke için oynadığımız belli etmesinler. Alevi dışında hiç kimse ateist olsa bile güvenilmeyecek... Hal hatır soranlara, ´Allah´ a şükür´ densin. Bizi dinci sansınlar... PKK´ya karşı savaşanlara el altından şu mesajı gönderin, ´sakın ha ölmeyin, bırakın Atatürkçü olsa da sunniler ölsün´ Herkes, çalıştığı yerde irtica var yaygarası koparsın... irtica kokusu olan mektuplar iş adreslerine postalansın... Şeklinde olduğunun, bu yazılar ekinde; 1 sayfa orgeneral Doğu AKTULGA´ ya bağlı olduğu değerlendirilen birimler şeması, 1 sayfa istihbarat birimleri şeması, 1 sayfa Kara Harp Okulu şeması, 1 sayfa Kara Harp Okulu şeması, 1 sayfa 9 Şubat 1996 Saat:20.30´ da Ankara´ da yapılan toplantıya katılım listesi, 1 sayfa Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mezhepçi Yapılanma şeması, 1 sayfa K.K Destek Komutanlığı, 1 sayfa Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mezhepçi Yapılanma şeması, 1 sayfa Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda Mezhepçi Yapılanma ve DHKP-C ile irtibatlı subaylar şeması, 1 sayfa 1 Mayıs gibi aşın sol örgütlerin aktif yer aldığı olaylara katılan Astsubaylar şeması,
Balyoz darbesi mimarı Çetin Doğan´ın kimliği
Nazlı Ilıcak (Sabah): Darbe virüsü bir girdi mi, çıkmıyor. Çetin Doğan, 27 Mayıs döneminde, Genç Harbiyeliler arasındaydı. Hani, 27 Mayıs öncesinde, okul komutanı Sıtkı Ulay Paşa´yla, Atatürk Bulvarı´nda toplu halde yürüyüp, Zafer Meydanı´ndaki Atatürk heykeline çelenk koyan cesur ve kurtarıcı Harbiyelilerden biriydi. 28 Şubat sürecinde, herkesi fişleyen Batı Çalışma Grubu´nun başkanıydı. AK Parti iktidarının ilk yılında, Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında, Başbakan Abdullah Gül´e karşı ve ona Sen diye hitap ederek konuşma yapan da Çetin Doğan´dı. (Balbay´ın günlükleri) Eğer niyet 28 Şubat´ın intikamını almaksa pişman olursun. Bunun hesabını sorarız demişti. Ağustos 2003´teki YAŞ toplantısında ise, Başbakan Tayyip Erdoğan´a muhtıra ayarında bir konuşma yaptığı basına sızmıştı. Çetin Doğan, şöyle konuşmuştu: TSK´nın etkinliğini kaldırmayı, TSK´yı rencide etmeyi planlıyorsunuz. Türkiye´nin laik yapısının bozulmasına izin vermeyecek güçler birlikte hareket edecektir. Gerekirse, ordu-millet işbirliğiyle sonuç alınacaktır. Ergenekon delilleri arasından çıkan bir belgede de, Çetin Doğan´ın, gizli bir toplantıda, Alevilerin memleketi ele geçirmesi için yapılması gerekenleri sıraladığı görülüyordu: Gerçek laiklik, ancak Alevi toplumunda gerçekleşir. Biz Türkiye´de, İslâm dinini tamamen değiştirecek bir Türkiye Aleviliği yaratmak zorundayız. ( Sabah)
(21 Haziran 2010, 18:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon 1. İddianame, Sayfa.1595
Ergenekon 1. İddianame, Sayfa.1618
Ergenekon 1. İddianame, Sayfa.1619
Ergenekon 1. İddianame, Sayfa.1620
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Kontrgerilla örgütlenmesinde alevi bağlantıları