Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan´ın Ergenekon davası hakkında kaleme aldığı bir köşe yazısı sebebiyle gözaltına alınmasına meslektaşlarından tepki geldi. En çok dava açılan gazeteler ise Taraf, Star ve Zaman oldu. Susurluk sürecinde iddiaların üzerine gidenler kahraman ilan edilirken, Ergenekon´un üzerine gidenler mahkeme kapılarında süründürülüyor. Anlaşılıyor ki, herkes kartlarını açmıştır. 2 bin civarındaki davanın büyük bölümü, henüz sonuçlanmadığı için olayların vahameti tam olarak bilinmiyor. Gazeteciler davaları ´yıldırma ve susturma kampanyası´ olarak görüyor ve şöyle diyorlar: ´Bazen ifade vermek için savcılığa gittiğimizde o sırada yeni bir soruşturma açıldığı bilgisine ulaşıyoruz. Daha da ilginci, hakkımızda dava açan ve suç duyurusunda bulunan hakim ve savcıların bulunduğu mahkemelerde yargılanıyoruz. Bir yandan taraf olanlar, diğer yandan bizimle ilgili kararı verme durumunda kalıyor. Bana dava açılıyor ama elinde yetkisi olan siyasetçiler, bürokratlar, hakimler, HSYK üyeleri hakkında yargıyı etkilemekten hiçbir soruşturma açılmıyor. Ali Suat Ertosun´u nasıl yargılayacağız mesela? Anayasa Mahkemesi başkan vekilinin eşi yargılanıyor, destek için Ergenekon duruşmasına gidiyor. Bu yargılamayı etkilemiyor, benim yazdığım haber etkiliyor. Kimse bir şey yapmıyor, çünkü kanunlar onları koruyor. Peki beni kim koruyacak? Benim şu anda devam eden 26 davam var. Onlar yapınca yargıyı etkilemek olmuyor, silah arkadaşını ziyaret oluyor, HSYK üyesi teklif sundu oluyor. Burada temel amaç bizi sıkıştırmak, bunaltmak, pes ettirmek.´
Yargıdaki Kontrgerillacılar davalarla gazetecileri susturmaya çalışıyor
Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan´ın Ergenekon davası hakkında kaleme aldığı bir köşe yazısı sebebiyle gözaltına alınmasına meslektaşlarından tepki geldi. En çok dava açılan gazeteler ise Taraf, Star ve Zaman oldu. Susurluk sürecinde iddiaların üzerine gidenler kahraman ilan edilirken, Ergenekon´un üzerine gidenler mahkeme kapılarında süründürülüyor. Anlaşılıyor ki, herkes kartlarını açmıştır. 2 bin civarındaki davanın büyük bölümü, henüz sonuçlanmadığı için olayların vahameti tam olarak bilinmiyor. Gazeteciler davaları ´yıldırma ve susturma kampanyası´ olarak görüyor ve şöyle diyorlar: ´Bazen ifade vermek için savcılığa gittiğimizde o sırada yeni bir soruşturma açıldığı bilgisine ulaşıyoruz. Daha da ilginci, hakkımızda dava açan ve suç duyurusunda bulunan hakim ve savcıların bulunduğu mahkemelerde yargılanıyoruz. Bir yandan taraf olanlar, diğer yandan bizimle ilgili kararı verme durumunda kalıyor. Bana dava açılıyor ama elinde yetkisi olan siyasetçiler, bürokratlar, hakimler, HSYK üyeleri hakkında yargıyı etkilemekten hiçbir soruşturma açılmıyor. Ali Suat Ertosun´u nasıl yargılayacağız mesela? Anayasa Mahkemesi başkan vekilinin eşi yargılanıyor, destek için Ergenekon duruşmasına gidiyor. Bu yargılamayı etkilemiyor, benim yazdığım haber etkiliyor. Kimse bir şey yapmıyor, çünkü kanunlar onları koruyor. Peki beni kim koruyacak? Benim şu anda devam eden 26 davam var. Onlar yapınca yargıyı etkilemek olmuyor, silah arkadaşını ziyaret oluyor, HSYK üyesi teklif sundu oluyor. Burada temel amaç bizi sıkıştırmak, bunaltmak, pes ettirmek.´
Olayı kınayan meslek grupları ve köşe yazarları, basın özgürlüğünün kısıtlanmasından duydukları endişeleri dile getirdi. Gazetecilerin fikirlerinden dolayı gözaltına alınmasının demokrasiyle bağdaşmadığına dikkat çeken İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar, Özgür bir toplum olmazsa demokrasinin bir ayağı daima topal kalacaktır. yorumunu yaptı. Gazeteci Emre Aköz, olayı ´skandal´ olarak tanımlarken, Ergenekon soruşturması hakkında pek çok gazetecinin yazı kaleme aldığını belirten Hasan Celal Güzel, meslektaşı Adem Yavuz Arslan´ın gözaltına alınmasını ´haksızlık´ olarak değerlendirdi. Güzel, Bu, çok yanlış ve çirkin bir davranış. Bir gazetecinin görevi sırasında gözaltına alınmasını kınıyorum. dedi.
Gözaltı olayı tam bir skandal
Türk Ceza Kanunu´nun (TCK) 285. maddesinde yer alan ´gizliliği ihlal´ ve 288. maddede yer alan ´yargılamayı etkileme´ suçları yüzünden basın kuruluşlarına yüzlerce dava yağıyor. Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar´ın mahkumiyet kararının ardından son çarpıcı mağduriyeti Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan yaşadı. Arslan, Bolu Gerede´de, Ergenekon davasıyla ilgili bir yazı yüzünden Jandarma tarafından gözaltına alındı. Eline tebligat ulaşmadığı için ifade vermeye gitmeyen Arslan´ın 9 saat gözaltında tutulması, meslektaşlarını üzdü. Olayı ´skandal´ olarak değerlendiren Emre Aköz, Trafikte kırmızı ışıkta geçip, MOBESE kameralarına yakalandığınızda ceza faturası evinize kadar getirilip imza karşılığı teslim ediliyor. Nasıl oluyor da haftanın 5 günü televizyonda program yapan, köşe yazarı bir gazeteciye tebligat ulaştırılamıyor? diye konuştu. Haberi okuyunca çok garipsediğini dile getiren Mehmet Altan ise gözaltına alma gerekçesinin bir eksik ve yanlışlıktan ziyade üretilmiş bir bahane olduğunu ifade etti. Gazetecilerin Ergenekon iddianamesine giren belgelere dayanarak yazılar kaleme aldığını vurgulayan Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, yayın yasağının bazı gazetecilere uygulanıp bazılarına uygulanmamasından duydukları rahatsızlığı da dile getirdi. Abakay, Devlet güçlerinin zafiyetinden dolayı gazetecilerin bedel ödemesini yanlış buluyor ve dernek olarak uygulamayı kınıyoruz. dedi.
Gazeteciler habere imza atmaya çekiniyor
Ergenekon´la ilgili haberlerde basın ve yayın kuruluşlarına açılan davaların neredeyse yüzde 80´i TCK 285. maddesinde düzenlenen ´gizliliği ihlal´ suçundan açılıyor. Bunu düşük bir oranda TCK 288. maddede yer alan ´adil yargılamayı etkileme´ suçu izliyor. Daha küçük bir kısmı ise Basın Kanunu 19. maddede düzenlenen hazırlık soruşturmasının gizliliği prensibinden dolayı takibata uğruyor. İstanbul Basın Savcılığı, devlet televizyonu TRT´ye bile, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in evinde bulunan kroki doğrultusunda Ankara´da yapılan kazıları canlı yayınladığı için soruşturma açtı. Ergenekon davası sürecinde halkın bilgilenmesi adına önemli bir görev üstlenen gazeteciler ise kendilerine açılan davaları yüzünden artık yazdıkları haberlere dahi imza atmaya çekiniyor. Davalardan bıkan gazeteciler, Ergenekon kelimesinin görüldüğü her habere dava açılmasından şikayet ediyor. Ergenekon´un Türkiye´nin son 50 yılına damgasını vurmuş konuların yargılandığı bir dava olduğunu belirten Bugün Gazetesi Haber Müdürü Güngör Ergün, davayla ilgili bütün detayların verilmesi gerektiğini savunuyor. Gazetecilere büyük görev düştüğünü ve bu yolda bazı bedellerin ödendiğini dile getiren Ergün, açılan davaların basının özgürlüğünü kısıtlayacak boyutlara ulaştığını, savcıların daha duyarlı davranması gerektiğini söylüyor.
Hakkında soruşturma açılan basın mensuplarından 11´ini sorumlu yazı işleri müdürü, 28´ini köşe yazarı, 167´sini muhabir, 85´ini de diğer basın mensupları oluşturdu. En çok dava açılan gazeteler ise Taraf, Star ve Zaman oldu. Daha çok muhabirlerin ceza almasına dikkat çeken Doğan Grubu hukuk müşaviri Günay Erkan şunları söylüyor: Basın Kanunu´nda da 19. maddede soruşturmanın içeriğiyle ilgili yayın yapma durumunda para cezası öngören bir madde var. Bundan değil de hapis cezası öngören TCK 285. maddeden açıyorlar daha caydırıcı olsun diye.
Susurluk´u yazanlar kahraman, Ergenekon´u yazanlar suçlu
Susurluk sürecinde iddiaların üzerine gidenler kahraman ilan edilirken, Ergenekon´un üzerine gidenler mahkeme kapılarında süründürülüyor. Anlaşılıyor ki, herkes kartlarını açmıştır. 2 bin civarındaki davanın büyük bölümü, henüz sonuçlanmadığı için olayların vahameti tam olarak bilinmiyor. Önümüzdeki 1 yıl içinde bu davalar sonuçlanabilir ve Türkiye, büyük bir krizle karşı karşıya kalabilir. Hükümet, AB reformları doğrultusunda ifade ve basın özgürlüğü adına af kanunu çıkarmak zorunda kalabilir.
Yıldırmak ve susturmak istiyorlar
Davaları ´yıldırma ve susturma kampanyası´ olarak görüyorum. Bazen ifade vermek için savcılığa gittiğimizde o sırada yeni bir soruşturma açıldığı bilgisine ulaşıyoruz. Daha da ilginci, hakkımızda dava açan ve suç duyurusunda bulunan hakim ve savcıların bulunduğu mahkemelerde yargılanıyoruz. Bir yandan taraf olanlar, diğer yandan bizimle ilgili kararı verme durumunda kalıyor.
Haftanın iki gününde sanık, üç gününde muhabir oluyoruz
2 yıllık Ergenekon soruşturması süresince, Ergenekon şüphelileri daha mahkemeye çıkmazken, biz sanık sıfatıyla hakim karşısına çıktık. Savcılar dava açmayı o kadar otomatiğe bağladılar ki, bir defasında Hrant Dink cinayeti davasının haberine açılan dava Ergenekon soruşturması kapsamında alınan gizliliğe dayandırıldı. Ergenekon davası sürüyor ancak muhabir arkadaşlarımızdan mahkumiyet alanlar oldu. Bu nedenle artık en basit rutin haberlere bile imzasını atmayan arkadaşlar var. Gizlilik kararı, gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü yok etmeye dönük, tamamen baskı aracı olarak uygulanıyor. Haftanın iki günü sanık, üç günü muhabir olarak ´sanık muhabir´ kategorisinde Ergenekon soruşturma ve dava haberleri yazmaya devam ediyoruz.
Onlarınki destek, benimki yargıyı etkilemek oluyor
Bana dava açılıyor ama elinde yetkisi olan siyasetçiler, bürokratlar, hakimler, HSYK üyeleri hakkında yargıyı etkilemekten hiçbir soruşturma açılmıyor. Ali Suat Ertosun´u nasıl yargılayacağız mesela? Anayasa Mahkemesi başkan vekilinin eşi yargılanıyor, destek için Ergenekon duruşmasına gidiyor. Bu yargılamayı etkilemiyor, benim yazdığım haber etkiliyor. Kimse bir şey yapmıyor, çünkü kanunlar onları koruyor. Peki beni kim koruyacak? Benim şu anda devam eden 26 davam var. Onlar yapınca yargıyı etkilemek olmuyor, silah arkadaşını ziyaret oluyor, HSYK üyesi teklif sundu oluyor. Burada temel amaç bizi sıkıştırmak, bunaltmak, pes ettirmek. ( Zaman)
Ergenekon haberlerini engelleme çabasında rekor o savcıda
´Küçük´ün ortağı´ savcı Çakır, ETÖ´yü haber yapan gazetecilerin canına okumuş. Ergenekon´la ilgili haber yapan gazeteciler için 2 bin 407 dava açıldı. Davaların yarıdan fazlası ?Mevkutelerin canına okuyoruz? diyen Ali Çakır´ın Basın Savcısı olduğu Bakırköy´de açıldı. Ergenekon silahlı terör örgütü´ iddiasıyla yürütülen soruşturma ve buna bağlı olarak açılan Ergenekon davaları devam ederken, ?soruşturmanın gizliliğini ihlal? ve ?adil yargılamayı etkileme? suçlamalarıyla Ergenekon konusunda haber yapan ya da yazı yazan gazetecilere binlerce dava açıldı. Adalet Bakanlığı´nın Nisan ayı itibariyle hazırladığı verilere göre; sadece bir ayda konuyla ilgili 2 bin 407 soruşturma açıldı.
Tüm savcılıkları ikiye katladı
Nisan ayı içerisinde açılan 2 bin 407 soruşturmanın başlatılma adresleri içinde Bakırköy Adliyesi diğer adliyelere fark atmış durumda. Soruşturmaların yarısından fazlasına imza atan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler hakkında bir ayda bin 566 işlem yaptı. 2 bin 407 soruşturmadan geriye kalanların 334´üne Şişli, 507´si ise Kadıköy, Üsküdar, Fatih ve Küçükçekmece savcılıklarına ait.
684´ü davaya dönüştürüldü
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülen bin 566 soruşturmadan 684´ü için dava açıldı. Şişli´de yapılan soruşturmalardan 311´inde kovuşturmaya yer olmadığına dair takipsizlik kararı verilirken 23 soruşturma sonucunda dava açılmış. Kadıköy, Üsküdar, Fatih, Küçükçekmece ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülen soruşturmalardan 223´ü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirken soruşturma sonucunda 106 dava açıldı.
493 gazeteci hakkında dava
Savcılarının, Ergenekon soruşturması kapsamındaki haber ve yazıları nedeniyle ?gizliliğin ihlali? ve ?adil yargılamayı etkileme? suçlamasıyla dava açtığı gazeteci sayısı ise 493 oldu. Hakkında soruşturma açılan basın mensuplarından 11´ini sorumlu yazı işleri müdürü, 28´ini köşe yazarı, 167´sini muhabir, 85´ini de diğer basın mensupları oluşturdu. En çok dava açılan gazeteler ise Taraf, Star ve Zaman oldu.
HABER MERKEZİ
Cinali´nin telefonundan ´mevkute´ muhabbeti
Bakırköy Basın Savcısı Ali Çakır´ın, 2006 yılında Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Başkanı Taner Ünal´ın yardımcısı Ahmet Cinali´nin telefonundan vali olduğu söylenen X şahısla telefon görüşmesindeki sözleri şok etkisi yapmıştı. VKGB soruşturması kapsamında dinlenen Cinali´nin telefonundan 4 Aralık 2006 günü Cinali´nin ?Valim? diye seslendiği ´X´ bir şahısla görüşüyor. X şahsa kendisini ´Bağcılar basın savcısı´ olarak tanıtan Çakır, 5 yıldır bu görevde olduğunu belirtiyor. X şahsın ?Ne güzel ne güzel!? demesi üzerine Çakır, ?Türkiye nüfusunun yüzde 60´ı bizde biliyorsunuz? diyor. X kişi, ?Tabii tabii yani mevkutelerin canına okuyorsunuzdur savcım heh heh...? diyor. Bunun üzerine Savcı Çakır, ?Biraz okumaya çalışıyoruz.? ifadesini kullanıyor. Çakır, kendisine bağlı 20-22 mevkutenin olduğunu belirtiyor.
İpek Çalışlar´a Vatanseverli sorgu
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır´ın, 2006´da Bağcılar cumhuriyet savcısı iken ´Latife´ adlı kitabı sebebiyle hakkında Atatürk´e hakaret davası açtığı İpek Çalışlar´ı, Vatansever çete davası ve Ergenekon sanığı VKGB Başkanı Taner Ünal´la birlikte sorguladığı ortaya çıkmıştı. Randevu alıp ifade vermeye giden İpek Çalışlar´ı Taner Ünal´la birlikte odasında ağırlayan Savcı Ali Çakır, Ünal´ı ?kitapta geçen ve dava konusu olan Topal Osman meselesinde uzman olarak? tanıtmış. Görüşme sırasında Çalışlar´ın yanında olan avukatı Yücel Döşemeci ´skandal sorgu´da ?Taner Ünal´ın sürekli sorular sorarak müvekkiliyle tartıştığını? söyledi. Savcı Ali Çakır ise Çalışlar´ın randevu almadan yanına gittiğini belirterek ?İpek Çalışlar ile Taner Ünal´ın karşılaşmaları tamamen tesadüf. Taner Ünal o gün başka bir işlem için yanıma gelmişti. Dava konusu olan kitapla ilgili konuşurken Taner Ünal ile bunlar tartışmaya başladılar, tartışma uzayınca ikisini de dışarıya davet ettim? demişti.
Küçük´ün ajandasındaki Çakır
Bakırköy Basın Savcısı Ali Çakır´ın ismi ´Ergenekon yöneticisi´ olarak yargılanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün ajandasından da çıkmıştı. Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan Veli Küçük´e ait 2007 tarihli ajandada, Savcı Ali Çakır´ın ismi dört kez not edilmiş. İşte o notlar:
7 Mayıs: ?Ali Çakır, C.Savcısı? notunun karşısına Çakır´ın iş ve cep telefonunu yazılmış.
11 Mayıs: Bir önceki notun karşısına bu kez Çakır´ın o dönem görevli olduğu mahkeme olan ?Bağcılar? notu düşülmüş.
30 Mayıs: Hasan Çetin (Savcı Ali Çakır gönderdi) elektronik görüntü sistemlerinin sahibi. 0 212. 434..., 0 532 414..., L. Türkan ile görüştüm. Türker Nakliyat ile görüşecek ve tekrar toplantı yapacağız ilk uygulamayı yapmak için....
1 Eylül: ?26 Şubat pazartesi akşam savcı Ali ve Hasan ile yemek yiyeceğiz ve ortaklık görüşülecek...?
Emeklilik istedi noter olacak
Bakırköy Basın Savcısı olarak onlarca gazete ve derginin soruşturmalarını yürüten Ali Çakır, hakkındaki çıkan haberlerin ardından yıllık izne ayrıldı. Son olarak Kürt açılımı ile ilgili açıklamaları nedeniyle Hülya Avşar hakkında soruşturma açınca tüm şimşekleri üzerine çeken Ali Çakır´ın 32 günlük yıllık izne çıkmadan önce emekliliğini istediği öğrenildi. Savcı Çakır´ın izninin bitmesinin ardından emekliye ayrılacağı ve noterlik yapmaya başlayacağı öğrenildi. ( Star)
(19 Ekim 2009, 11:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi