İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
![]() ![]() ![]() |
21.01.2018 13:26 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
15.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 130 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada, savunma yapan tutuklu sanık Orhan Biçen, nöbet tuttuğu sırada bölüğün toplandığını, tugay komutanı Özkan Özdoğdu'nun rütbelilerle konuştuktan sonra tankların çıkmaya başladığını aktararak, 'Tanklar çıkmaya başladı. ZPT'ye bindirildik. 23: 30'da nizamiyeden çıktık. Bize birşey söylenmedi. Birşey de soramıyoruz. Saat 00: 00-01: 00 gibi köprüye gelmişiz. Bize Sabiha Gökçen Havaalanı'na gideceğimiz söylenmişti, terör olayları için. Köprüde ZPT içindeydim. Bir uzman çavuş dışarı baktı, bir kadın 'Ne yapıyorsunuz burada' dedi. 3-4 saniye sonra silah ateşlendi. Saat 03: 00-03: 30 gibi tank patladı. ZPT'nin içindeydik. Saat 06: 30 gibi teslim oluyoruz denildi. Bir uzman çavuş 'Sabaha kadar ateş ettik. Niye teslim oluyoruz' dedi. Polisler geldi.' diye konuştu.
Duruşma, sanık Biçen'in savunmasının alınmasıyla devam etti.
Duruşmada, savunma yapan tutuklu sanıklar Selim Kocabaş, Şamil Akın ve Fuat Türkmen, hava harp okulu öğrencileri olduklarını, 15 Temmuz 2016'da gruplara ayrıldıklarını ve otobüslere bindirildiklerini, aracın durduğunu ve kendilerini güvene almak için bir askeri aracın altına yattıklarını, 4 saat aracın altında yattıklarını, Bayrampaşa Çevik Kuvvet'e götürülerek gözaltına alındıklarını ve olayları görmediklerini savundu.
Sanıklar, savcılıkta verdikleri ifadelerini söylemediklerini belirtti.
Tutuklu sanık Arif Sun savunmasında, nizamiyeden çıktıktan sonra otobüste uyuduğunu, otobüse taşlar çarpınca uyandığını, otobüsten inerek kaçmaya başladıklarını, askeri kamyonların altında yattıklarını ve daha sonra teslim olduklarını anlattı.
Olayın darbe girişimi olduğunu karakolda öğrendiğini, hiçbir şekilde ateş etmediğini öne süren sanık Arif Sun, üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmediğini bildirdi.
Sanık, savcılık ifadelerini inkar etti
Mahkeme Başkanı Taner Akıncı'nın, savcılık ifadelerini okuması üzerine sanık Sun, 'Böyle bir şey demedim.' diyerek reddetti.
Başkan Akıncı'nın 'Bayağı ayrıntılı anlatmışsın. Anlattıklarının hiçbirini görmedin mi?' diye sordu. Sanık Sun da 'Bunlar başkalarından duyduklarımdı.' dedi.
Katılan avukatının 'Savcılık ifadende 'Gazi Odacı ve Ali Akçay silah kullanma emri verdi' demişsin. Neler diyeceksin?' sorusu üzerine sanık Sun da 'Yanlış yazılmış.' cevabını verdi.
Başka bir katılan avukatı ise söz alarak, 'Bir savunma manipülasyonuyla karşı karşıyız. İfadesi alınmayanlar yönlendiriliyor. Geçen hafta ve bu hafta dinlenen sanıklar, köprüde hiç olay olmamış, kimse şehit olmamış, gazi olmamış, maddi hasar meydana gelmemiş gibi konuşuyor. Bir muamma haline getiriliyor. Buna fırsat verilmemesini istiyoruz. Soru şu, Yalova'dan çıktınız, köprüye ulaştınız. Otobüsünüzün camı kırılıyor, size engel olunmaya çalışıyor. Vatandaşların faaliyeti engel olunma faaliyetidir. Bize tersini anlatmaya çalışmayın. Otobüsünüz camı kırıldığında, komutanlarınıza ne oluyor, bu halk otobüsün camını niye kırıyor? Neden yapıyorlar? diye sormadınız mı?' şeklinde soru sordu.
Sanık Sun da 'O şokla ne yapacağımızı bilemedik.' dedi.
Köprüdeki olaylar esnasında yaralanarak gazi olan davanın mağduru Emin Oğuz Ayanoğlu, 'Komutanlar bunları yaparken, bu hainler ileride subay olacaktı, Neden korkup Unimog'un altına yattın?' diye sorması üzerine sanık 'Olayın şokuyla yattık.' diye cevap verdi.
Bir diğer tutuklu sanık Hayati Gültekin savunmasında, 15 Temmuz'dan önce idari işler astsubayı olduğunu, öğrencilerle altlık ve üslük bir durumunun olmadığını, olay günü odasında uyuyakaldığını, 23.00 gibi uyandığını ve acil durum olduğunun kendisine söylendiğini aktardı.
'Whatsapp'ta Ananas Grubu'
Sanık Gültekin, Binbaşı Gazi Odacı'nın, terör olaylarının olacağını söylediğini ifade ederek, 'Otobüste internete baktım, yurt genelinde terör tehdidi gibi gibi şeyler okudum. Bazen trafiğe takılarak, ilerlemeye devam ettik. Köprüye yaklaşınca otobüs taşlanmaya başladı. Öndeki araca çarptık. Binbaşı Gazi, ben ve Ali astsubay havaya ateş ettik. Videoları izledik, o zaman anladım, buradaki insanlara ateş edilmiş. Gişelerden koşmaya başladık. Zırhlı aracın oraya gittim. Refüjün oraya yattım. Kendimi korumaya aldım. 06.30 gibi 'teslim oluyoruz' diye bağırdılar, rahatladım.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ömer Faruk Karagüzel'in, 'Binbaşı Ecir Şık'ın üzerinden çıkan listede darbeye iştirak edecek rütbeli askerin ve Hava Harp Okulu öğrencilerinin adı yer almaktaydı. Senin de listede adın, İstanbul Valiliği'ni işgal edecek askerlerin arasında yer alıyordu. Siz İstanbul Valiliği'ne gidecektiniz ama halkımız sizi durdurdu. Bu listeden haber var mıydı?' diye sorması üzerine sanık Gültekin 'Haberim yoktu.' şeklinde cevap verdi.
TBMM avukatı Mehmet Alagöz, sanık Gültekin'e, whatsappa üye olduğu bir grubun adının 'Ananas Grubu' olduğunu belirterek, bu grubun neden 'Ananas Grubu' olduğunu, Fetullah Gülen'le ilgili bir şifre olup olmadığını sorması üzerine sanık da 'Benimle dalga geçen bir arkadaşım vardı, onun üzerine bu grup kuruldu.' dedi.
Bunun üzerine avukat Alagöz de bir dönem ananasların gidip geldiğini, bu durumun bir şifre olduğunu söyledi.
Duruşma, yarına ertelendi.
16.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 127 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu Öğrencisi Vahit Samed Yılmaz, 15 Temmuz'da Yalova Hava Meydan Komutanlığı'nda kampta olduğunu, otobüsle kamptan çıktıklarını ve köprüye geldiklerinde otobüse saldırı olduğunu iddia etti.
Eski Binbaşı Gazi Odacı'nın otobüsü boşaltma emri vermesi üzerine araçtan indiğini anlatan Yılmaz, otobüsün orta kapısından indiğini, bu sırada kendisine yönelik bıçaklı saldırı yapıldığını, yüzünden yaralandığını ve daha sonra köprüye doğru gittiğini kaydetti.
Köprüdeyken bir askerin ölmesi üzerine askeri kamyonun arkasına gittiğini, yaralı olması nedeniyle yere uzandığını ve başını sabaha kadar hiç kaldırmadığını öne süren Yılmaz, köprüde hiç ateş etmediğini savundu. Kendisinde her birinde 10 mermi bulunan dört şarjör olduğunu belirten Yılmaz, Mahkeme Başkanı Taner Akıncı'nın, köprüde kime bir şarjör mermi verdiğini sorması üzerine, 'Üç dört metre uzaktan bir ses geldi, mermi istedi. Kafamı yerden kaldırmadan sesin geldiği yere bir şarjör mermi attım. Kim olduğunu bilmiyorum, bu kişiyi görmedim. Sesinden de ayırt edemedim.' ifadelerini kullandı.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddederek, tahliye talebinde bulundu.
Duruşma, yarına ertelendi.
17.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 129 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Tutuklu sanık eski Hava Harp Okulu öğrencisi Hasan Alperen Karalı, yaptığı savunmasında, 15 Temmuz'da Yalova Hava Meydan Komutanlığı'nda kamp yaptıklarını, daha sonra otobüsle dışarı çıktıklarını ve köprüye gittiklerini söyledi.
Köprüdeyken yanındaki askerin nereden geldiği belli olmayan bir mermiyle öldüğünü iddia eden Karalı, bunun üzerine korktuğunu, askeri kamyonun altına yattığını ileri sürdü.
Üzerine daha sonra mermiler yağdığını, tutuklu sanık eski öğrenci Selim Kocabaş'ın silahını aldığını ve köprünün ayağında ateş eden bir kişi gördüğünü öne süren Karalı, daha sonra bu kişiye ateş etmediğini öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, sanığa savcılıktaki ve Sulh Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadelerdeki, 'Selim Kocabaş'ın silahını alıp köprünün ayağına dört el nişan alarak ateş ettiği'ni belirttiği sözlerini sorması üzerine Karalı, 'Kabul etmiyorum, bunlar benim beyanlarım değil. Bunların nasıl yazıldığını bilmiyorum.' ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı Akıncı, Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki ifadenin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla verildiğini vurgulaması üzerine Karalı, polislerin kendisine kötü davrandığını, mahkemede baskı hissettiğini ve bu yönde ifadesinin alındığını iddia etti.
Tutuklu sanık eski öğrenci Hakan Gündüz de hakkındaki suçlamaları reddederek tahliye talebinde bulundu.
Sanık Hakan Gündüz'ün avukatı Zerrin Duralı'nın beyanında, 'Tuttuğumuzu ilkel yargılama ve intikam alma duygusuyla yargılamamak gerekir.' sözlerini kullanmasına Mahkeme Başkanı Taner Akıncı tepki gösterdi.
Akıncı'nın, 'İlkel yargılama'yla neyi kastettiğini sorması üzerine Duralı, bu sözü genel, felsefi bir ifade olarak kullandığını ve bu davayı kastetmediğini ileri sürdü.
Akıncı ise 'ilkel yargılama' sözünün mahkeme heyetine yönelik söylenmiş bir söz olduğunu belirterek avukattan sözünü geri almasını istedi.
Avukat Zerrin Duralı da tepki üzerine sözünü geri aldı. Akıncı da 'Tekrar etmeyiniz, sözlerinize dikkat ediniz.' şeklinde uyarıda bulundu.
Duruşma, yarına ertelendi.
18.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmaya, 127 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Duruşma sanıkların savunmalarıyla sürdü.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, darbe girişiminin ardından '15 Temmuz Şehitler Köprüsü' olarak adı değiştirilen Boğaziçi Köprüsü'nde darbe girişimine tepki gösteren ve sanıklara müdahale eden vatandaşların üzerine tabanca ve uzun namlulu silahlarla ateş edilmesi ve konuşlanan tanklardan birinden dört kez top atışı yapılması sonucunda ikisi polis memuru, aralarında reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 32 sivil vatandaş olmak üzere şehit olan 34 kişi 'maktul', 424 kişi ise 'müşteki' olarak yer alıyor.
TSK'ya yuvalanan FETÖ mensubu sanıkların, darbe kalkışması esnasında İstanbul'daki stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları anlatılan iddianamede, yapılan toplantılarda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü ele geçirerek İstanbul trafiğinin kontrol altında tutulması görevinin Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'na verildiği, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın da bu birliğe takviye olması yönünde karar alındığı belirtiliyor.
İddianamede, köprüyü kontrol altına almak için Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı'ndan saat 21.23'te hareket eden sanıklardan oluşan askeri birliğin, 21.52'de ulaştıkları köprüde trafiği kapattığı, vatandaşların üzerine silah ve topla ateş ettiği, 8 saat 23 dakika sonra 06.15'te de teslim olduğu ifade ediliyor.
Darbe girişimine karşı tepki göstermek amacıyla saat 00.40 ve sonrasında Boğaziçi Köprüsü'ne gelen çok sayıda vatandaşın, kolluk görevlileriyle tank ve zırhlı araçların bulunduğu yere ulaştıkları, saat 01.05 sıralarında darbeye tepki göstermek üzere hem Avrupa ve Anadolu ayağında toplanan halktan bir kısmının da tank ve zırhlı araçların bulundukları yere doğru ilerledikleri, sanıkların yoğun şekilde ateş etmesi sonucu birçok vatandaşın şehit olduğu ve yaralandığı vurgulanıyor.
Yedi darbeci etkisiz hale getirildi
Toplamda 151 kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü aktarılan iddianamede, darbecilerin emniyet güçlerine ateş açması sonucunda çıkan çatışmada Üsteğmen Vedat Yıldız, Astsubay İbrahim Gül, Uzman Çavuş Mustafa Çelik, askeri öğrenciler Murat Tekin, Ragıp Enes Katran, erler Burak Dinler ve Kurtuluş Kaya'nın etkisiz hale getirildiği, ölmeleri nedeniyle de bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiği belirtiliyor.
İstenen cezalar
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu 30 rütbeli asker, 47 askeri öğrenci olmak üzere toplam 135'i tutuklu 143 sanığın, 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ile 'kasten öldürme' suçlarından 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Ayrıca bazı sanıkların 'silahla kasten yaralama', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar verme' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-14 Temmuz (2017) 'İstanbul 143 sanık Darbe Yap./15 Temmuz Köprüsü' davası
(21 Ocak 2018, 13:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: