Duruşmalardaki tuhaf hareketleri sebebiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi´ne sevk edilen Ergenekon sanığı Alparslan Arslan akıllı çıktı. Yaklaşık üç hafta süren kontroller sonunda Arslan´ın kendini hasta gibi göstermeye çalıştığı (simülasyon) tespit edildi. Bunun üzerine sağlık kurulunun, Alparslan Arslan için ´sağlam raporu´ verdiği öğrenildi.
Alparslan Arslan akıllı çıktı: ´Kendini hasta göstermeye çalışıyor´
Duruşmalardaki tuhaf hareketleri sebebiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi´ne sevk edilen Ergenekon sanığı Alparslan Arslan akıllı çıktı. Yaklaşık üç hafta süren kontroller sonunda Arslan´ın kendini hasta gibi göstermeye çalıştığı (simülasyon) tespit edildi. Bunun üzerine sağlık kurulunun, Alparslan Arslan için ´sağlam raporu´ verdiği öğrenildi.
Uzman doktorları kandırmayı başaramadı
Alınan bilgilere göre, 28 Ağustos 2009 tarihinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi´ne getirilen Arslan için çok yönlü testler yapıldı. Kamera takibindeki hareketleri incelendi, olaylara verdiği tepkiler ölçüldü, gözlemler yapıldı. Bire bir görüşmelerde basit sorular yöneltildi. Çekilen elektrokardiyografisi, yapılan biyokimyasal tetkikleri (kan tahlilleri) ve psikolojik testlerin hepsinde sonuçlar normal seviyelerde çıktı. Kendini hasta gibi göstermeye çalıştığı anlaşılan Danıştay katili Arslan, yeniden Silivri Cezaevi´ne geri gönderildi. Arslan´a, 6 ay önce de Ankara Numune´den benzer bir rapor verilmişti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi´nin ´sağlam raporu´yla Danıştay davasını sekteye uğratma çabaları bir kez daha boşa çıktı.
Danıştay provokasyoncuları çok akıllı bir tetikçi seçmişler
Edinilen bilgilere göre, doktorların Lütfen oturun´ sözüne Arslan´ın cevabı, Ben özgürüm, oturmak istemiyorum.´ oldu. Bugün günlerden nedir, hangi ayda ve yıldayız?´ sorusunu ise, Hangi gün bilmiyorum. Ama ağustos ayı ve yıl 2009.´ şeklinde mantıklı olarak cevapladı. Arslan´a sorulan sorulardan biri de, Şu an neredesin, burası neresi? Aklınızla ilgili sorunlarınız mı var?´ oldu. Sanığın verdiği cevap gayet netti: Akıl hastanesindeyiz. Aklım yerinde. Niye buraya getirdiler bilmiyorum.´ Bu görüşmelere ek olarak Arslan´ın hastanede çekilen elektrokardiyografisi, yapılan biyokimyasal tetkikler (kan tahlilleri) ile psikolojik testleri normal seviyelerde çıktı. Daha sonra bütün bilgiler ışığında Bakırköy´de kurul toplanarak, raporunu tamamladı. Kurul, Arslan´ın ´simülasyon´ yaptığına, yani kendini hasta gibi göstermeye çalıştığına karar verdi. ´Sağlam´ raporu hazırlandı. Arslan daha sonra Silivri´ye geri gönderildi. Arslan, 6 ay önce de Ankara Numune Hastanesi´nde ´hasta olmadığına´ dair benzer bir rapor almıştı. ( Zaman)
Alparslan Arslan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´le tartışması sonrası Bakırköy´e sevkedilmişti
Ergenekon davası kapsamında yargılanan Alparslan Arslan, 27 Ağustos 2009 tarihli duruşmada Mahkeme Başkanı´yla tartıştı. Beyinsel rahatsızlığım var diyen Arslan, Bakırköy Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi´ne sevkedildi. Danıştay Saldırısı sanığı Alparslan Arslan, sol eli pantolonun cebinde mahkeme salonuna girdi. Birkaç dakika sonra dışarı doğru giden Arslan´a mahkeme başkanı nereye gittiğini sordu. Arslan, rahatsız olduğunu söyleyince mahkeme başkanı, Ne rahatsızlığın var dedi. Arslan´ın Beyinsel rahatsızlığım var demesi üzerine Mahkeme başkanı, Oturtun yerine diye jandarmalara seslendi. Arslan mahkeme başkanının sözleri üzerine, Size mi kaldı bu memleket. Sana ne oluyor. Çoluk çocuk sahibi adamsın yüzlerce kişiyi buraya toplamışsınız. Bırakın gitsinler diye konuştu. İşte Mahkeme Başkanı Şengün ile Alparslan Arslan arasında geçen diyalog:
?Arslan: Hastayım, oturamıyorum. Anladınız mı? İçeride yatıyorum, uzanıyorum. Şengün: Otur. Arslan: Ben defalarca dilekçe yazdım. Hastayım. Şengün: Nedir hastalığın, 50 tür hastalık var.Arslan: Beyinsel problemlerim var. Sana ne? Şengün: Otur, ne konuşmak istiyorsan söyle. Arslan: Sen kimsin ya? Şengün: Otur yerine. Arslan: Oturmuyorum. Şengün: Elin nerede? Arslan: Size mi kaldı bu memleket? Oturmuyorum. Şengün: Otur.Arslan: Oturmuyorum. Şengün: Otur. Arslan: Oturmuyorum. Şengün: Oturtun onu! Arslan: Çoluk çocuk sahibi adamsın. Yüzlerce insanı doldurmuşsun buraya hepsi hasta. Bırak gitsin. Şengün: Otur. Arslan: Hastayım, oturamıyorum. Kes kafamı at gitsin. Şengün: Oturtun.? Bunun üzerine Alparslan Arslan, bir jandarma görevlisi tarafından oturtuldu ve jandarma görevlisi eliyle Arslan´ı kalkmaması için tuttu. Gergin tavırları duruşma boyunca devam eden Arslan, Bakırköy Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi´ne sevkedildi. ( Hürriyet)
10 doktorun imzaladığı rapor belli oldu: Hekim yanıltma çabası olarak simulasyon (temaruz) var
29 Eylül 2009: Alparslan Arslan´ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Servisi´ni yanıltmaya çalıştığı ortaya çıktı. Hastaneden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilen 3 sayfalık raporda Arslan´ın psikiyatrik hastalığının bulunmadığı belirtildi. 10 doktorun imzasının yer aldığı raporun sonuç bölümünde şunlar yer aldı:
?Sonuç olarak kişinin sergilediği tutum ve davranışlar herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflık bulgusu olarak değerlendirilmedi. Psikiyatrik tedavi düzenlenmedi. Tutum ve davranışlarıyla hekim yanıltma çabası olarak simülasyon (temaruz) tanısı ile değerlendirildi. Kişide halen tedaviyi gerektiren bir psikiyatrik hastalık bulgusu saptanamadığı tıbbi kararını bildirir sağlık kurulu raporu oy birliği ile verildi.?
Raporun gözlem kısmında ise Alparslan Arslan´ın hastanedeki gözetim sürecinde bağırıp çağırdığı ve hiçbir uyarıyı dikkate almadığı belirtildi. Bu durumda Arslan´ın sakinleştirilmesi için ellerinin ve kollarının bir süre bağlandığı ifade edilerek Arslan´ın görevlilerin üstüne saldırdığı kaydedildi. Sık sık cinsel organını çalışanlara gösterdiği ve sağa sola küfrettiği belirtilen raporda, Arslan´ın elini eşofmanın içinden hiç çıkarmadığına dikkat çekildi. ( Star)
Raporun ürperten ayrıntıları.. Yanıltma çabası için Arslan´ın katlandığı ve gözden kaçırdığı ancak 6 doktorun dikkatle izleyip ortak teşhise vardığı davranışları
01 Ekim 2009: Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği Adli Sağlık Kurulu´nun, bu hastanede 12 gün kalan Arslan hakkında 6 doktor tarafından düzenlenen ve başhekimin onayladığı rapor, davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne ulaştı. Raporda, yapılan psikiyatrik muayeneleri sonucunda Arslan´ın, servise ilk alındığı dönemde bilincinin açık, özbakımının kötü, saçı ve sakalının uzamış olduğu, göz teması kurmadığı, iletişime girmediği belirtilerek, amaçsızca cama ya da kapıya yönelerek hareket ettiği kaydedildi. Görüşme odasına gelmeyi ve oturmayı reddeden Arslan´ın raporunda ´Negativist bir tutum içinde, eliyle, kadın sağlık ekibinin ´başının kapalı olmadığı ve görüşmek istemediği´ şeklinde yorumlanan işaretler yapıyor. Öfkeli bir tutum sergiliyor, abartılı mimikler ve jestler yapıyordu. Ağzını açmadan dişlerini sıkarak kızdığını belirten anlaşılmaz sesler çıkardığı gözlemlendi´ denildi. Raporda, Arslan´ın gözlem odasında yakın takibe alındığı ifade edilerek, burada sol elinin sürekli pijamasının içinde olduğu, zaman zaman güldüğü ve bağırdığı, odanın içerisinde sürekli dolaşarak birileri ile konuşuyormuş gibi yaptığının gözlendiği bildirildi.
Sigara izmariti yemiş
Kan ve idrar vermeyi, arteryel kan basıncı ölçümünü reddeden Arslan´a daha sonra ikna edilerek işlemler yapıldığı dile getirilen raporda, şu ifadelere yer verildi: ´Başını duvara vurmaya başlaması ve sözel olarak ikna edilememesi üzerine kişinin kendisine zarar vermesini engellemek amacıyla, kısa süreli el ve ayak bileği tespitine alındı. Tespite alınırken canının yandığını belirtti. Bir süre sonra tespitine son verildi. Kendine zarar verici davranışı tekrarlamadı. Herhangi bir ilaç uygulanmadı. Takip edilen gözlemlerinde sigara izmariti yedi. Pijamasını çıkarıp cinsel organını kameraya gösterdi. Cinsel organını tutarak odada yürüdü. Odaya gaitasını yaptı. Görüşme odasına gelmeyi reddettiği için gözlem odasında yapılan doktor görüşmelerinde anlamsız sesler çıkarıyor, gülüyor, zaman zaman kahkaha atıp, zaman zaman bağırıyor. Eliyle ´git´ manasına gelen işaretler yapıyor. Eliyle başını gösterip deli işareti yapıyor. Ağzını açıp kısa süre hareketsiz kalıyor. Namaz kılar gibi yapıyor. Yerde emekleyerek dolaşıp, derin derin nefes alıyor. Dilini dışarı çıkarıp havlama taklidi yapıyordu. Eliyle parmaklarıyla sayma hareketleri yapıyordu. Kişi, idrarını ve gaitasını odaya yapmaya devam etti.´
Arslan´ın diğer hastaları odasından işaretle tehdit ettiği belirtilen raporda, bu şekildeki işaretle tehditleri zaman zaman sağlık ekibine karşı da gerçekleştirdiği, yatan hastalardan birisine ´Senin kafanı koparırım´ ve ceza infaz memuruna ´Memur bey beni çözer misiniz?´ dediği vurgulandı. Yapılan doktor görüşmesinde konuşmayı reddeden Arslan´ın bu şekildeki davranışlarına devam ettiği anlatılan raporda, BT´si çekilirken kısa süreli ellerini ve ayaklarını yukarı kaldırma hareketleri yaptığı, ancak BT´si çekilirken hareketsiz durduğu, EEG çekimi esnasında oturması söylendiğinde baş hareketi ve dişlerini sıkarak oturmayacağını belirttiği yer aldı. Raporda, bu işlemin ne olduğu açıklanarak tekrar oturması istenen Arslan´ın sağlık personelinin üzerine yürüdüğü, tekme atmaya çalıştığı, ancak jandarma tarafından engellendiği belirtildi. Arslan´ın vurmaya çalıştığı ve sarf ettiği küfürler ve yaptığı hareketlere yer verilen raporda, sanığın bu davranışları üzerine EEG´sinin çekilemediği bildirildi.
Doktorlar: Arslan´ın görüşme sırasında tutumu, davranışları, mimikleri, görüşme odasına girerken ve çıkarken sergilediği davranışlar, aşırı abartılı ve teatral özellikler taşımaktaydı
Küfür edip tehditlerde bulunmuş
Arslan´ın psikiyatrik muayene için görüşme odasına alındığında da oturmak istemediği ve küfür etmeye başladığı ifade edilen raporda, Arslan´ın ´Sen kimsin kendini ne sanıyorsun. Bırakın beni dışarıda bunu sizin yanınıza bırakmam´ diyerek tehditte bulunduğu vurgulandı. Psikometrik incelemeyle ilgili ise raporda, aşırı negativist tutumu nedeniyle iletişim kurmaya isteksiz olan Arslan´ın görüşmeye ilgisiz gibi olmakla birlikte, kendisine soru sorulduğunda öfkeli bakarak, ağzı kapalı bir şekilde ´sus´ işareti, boğazını keser gibi yapma ve vurur gibi hareketlerde bulunduğu kaydedildi. ´Bireyin görüşme sırasında tutumu, davranışları, mimikleri, görüşme odasına girerken ve çıkarken sergilediği davranışlar, aşırı abartılı ve teatral özellikler taşımaktaydı´ ifadelerine yer verilen raporun sonuç bölümünde de şu tespitlere yer verildi: ´Kişinin sergilediği tutum ve davranışlar herhangi bir akıl hastalığı yada zayıflığı bulgusu olarak değerlendirilmedi. Psikiyatrik tedavi düzenlenmedi. Tutum ve davranışlarıyla, hekimi yanıltma çalışması olarak similasyon (temaruz) tanısıyla değerlendirildi. Kişide halen tedaviyi gerektiren bir psikiyatrik hastalık bulgusu saptanmadı.´ ( Zaman)
Alparslan Arslan: Ben basit bir hasta değilim
01 Ekim 2009: Birinci ´Ergenekon´ davasında mahkeme heyeti, tutuklu sanık Alparslan Arslan´a, ´Hastayım, savunma yapamayacağım´ şeklindeki beyanı üzerine, savunmasını hazırlaması için süre verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından Birinci ´Ergenekon´ iddianamesinde yer alan Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin bölümlerin okunması tamamlandı. Duruşmada daha sonra Alparslan Arslan´ın savunmasına geçildi. Askerler eşliğinde duruşma salonundaki kürsüye getirilen Alparslan Arslan´ın ayakta durmakta güçlük çektiği gözlenirken, ´Konuşamayacağım´ dediği duyuldu. Arslan, daha sonra ´Ben burada ne anlatayım. İdam hakkı istiyorum. Öldürün beni. Türkiye´ye nükleer bomba lazım´ şeklinde sözler sarf etti. Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Arslan´a, suçlandığı konularla ilgili konuşup konuşmak istemediğini sordu. Arslan, ´Hepsini bırakın evlerine gitsin´ diye konuşurken, mahkeme başkanına da ´Ağabey´ diye hitap etti. Alparslan Arslan, Şengün´e hitaben ´60-70 yaşında adamsın. Paşalar yargılandı. Doğu Perinçek 80 yaşında. Siz de buraya gelirsiniz. Yazık olur size, sizin için ağlarım´ sözleri dikkat çekti. Köksal Şengün de Arslan´a, yasal hakları ile ´susma hakkına sahip olduğunu´ hatırlatarak, suçlandığı konularla ilgili konuşmasını istedi. Bir ara gülümsediği gözlenen ve suçlandığı konulara ilişkin konuşmayan Arslan, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün isteği üzerine sandalyeye oturtuldu.
Avukatının Bakırköy teşhisine itirazı reddedildi
Bunun ardından duruşmada söz alan Arslan´ın avukatı Oğuz Kayıran, müvekkilinin özgür iradesine dayanarak savunma yapacak durumda olmadığını ileri sürdü. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin raporunun isabetli olmadığını düşündüğünü ifade eden Kayıran, Arslan´ın şizofrenik davranışları olduğunu, psikolojik ruhsal durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesini talep etti. Bu sırada Arslan´ın, ´Ben basit bir hasta değilim´ dediği duyuldu. Avukat Kayıran, hastanenin raporunun son derece kuşkulu ve yetersiz olduğunu, doktorların kamuoyu baskısıyla böyle bir rapor oluşturduklarını öne sürerek, CMK´nın 148/1 maddesine göre sorguya geçilmesinin doğru olmadığını savundu. Kayıran´ın talepleri üzerine görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de, hastanenin raporunun yeterince bilimsel, açık olduğunu ve yeterli bulunduğunu ifade ederek, Arslan´a savunmasını yapması için süre verilmesini talep etti. Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, sanığın oturumlarda gözlenen hali, bugünkü davranışları, muayene sonucu hastaneden gelen raporu dikkate alarak, Arslan hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talebini reddetti. Savunmasının başında ´Hastayım, savunma yapamayacağım´ şeklindeki beyanını dikkate alan mahkeme heyeti, Arslan´a süre verilmesini hükme bağladı. ( Zaman)
(18 Eylül 2009), son güncel.: (01 Ekim 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Danıştay soruşturması sil baştan
Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi manşetlerimiz