Ergenekon soruşturmasında Avukat Serdar Öztürk´ün ofisinde ele geçirilen ve sahte olup olmadığı tartışmasının gölgesinde kalan AK Parti ve Toplumla Mücadele Eylem Planı aslında tek örnek değil. Planın altında imzası bulunan Albay Dursun Çiçek´in Mart 2006´daki bir başka planın da hazırlayıcısıydı ancak konu o günkü kadar büyük boyutlu tartışılmamıştı. Nazlı Ilıcak bugünkü yazısında son eylem planına benzer çok sayıda eylem planı veya andıç belgesini işlemiş. Birbirine neredeyse tıpatıp benzer içerikli bu andıç belgelerinin yanına son belge de konulduğunda sahte iddiasının geçersizliği ortaya çıkıyor. Albayın askeri savcılığa verdiği imza örneğinin şimdiye kadar 21 farklı evraktaki birbirine benzer imzalarından çok farklı olmasındaki espride olduğu gibi andıç´çı çevreler artık toplum tarafından rahat bırakılmıyor, altına imza attıkları belgeleri yalanlamak zorunda kalıyorlar. Nazlı Ilıcak´ın deyişiyle ´son gelişmelere bakınca, böyle gelmiş ama, böyle gitmeyecek diyebiliyoruz.´
Kontrgerillacılar Andıçlarını Kabullenmekten Çekinir Hale Geldi
Ergenekon soruşturmasında Avukat Serdar Öztürk´ün ofisinde ele geçirilen ve sahte olup olmadığı tartışmasının gölgesinde kalan AK Parti ve Toplumla Mücadele Eylem Planı aslında tek örnek değil. Planın altında imzası bulunan Albay Dursun Çiçek´in Mart 2006´daki bir başka planın da hazırlayıcısıydı ancak konu o günkü kadar büyük boyutlu tartışılmamıştı. Nazlı Ilıcak bugünkü yazısında son eylem planına benzer çok sayıda eylem planı veya andıç belgesini işlemiş. Birbirine neredeyse tıpatıp benzer içerikli bu andıç belgelerinin yanına son belge de konulduğunda sahte iddiasının geçersizliği ortaya çıkıyor. Albayın askeri savcılığa verdiği imza örneğinin şimdiye kadar 21 farklı evraktaki birbirine benzer imzalarından çok farklı olmasındaki espride olduğu gibi andıç´çı çevreler artık toplum tarafından rahat bırakılmıyor, altına imza attıkları belgeleri yalanlamak zorunda kalıyorlar. Nazlı Ilıcak´ın deyişiyle ´son gelişmelere bakınca, böyle gelmiş ama, böyle gitmeyecek diyebiliyoruz.´
5 Mayıs 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu belgesi: Bütün dernekler, vakıflar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları, yüksek öğretim kurumları, yurtlar, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyeleri, siyasi parti il ve ilçe teşkilatları yönetim kurulları, yerel tv, radyo, gazete, dergi ve diğer basın kuruluşları hakkında bilgi toplanacak; vali, kaymakam, büyükşehir belediye başkanları ve diğer mülki makamlarda bulunan görevlilere (müdür, daire başkanları) ait biyografiler ile bu kişilerin siyasi görüşleri tesbit edilecek; gizliliğe azami ölçüde dikkat edilerek, bütün bilgiler, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´na gizli/kişiye özel derecesinde gönderilecektir. Bu belge Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya tarafından hazırlanmıştı. Koramiral Kurmay Başkanı Aydan Erol´un imzasını taşıyordu.
Nisan 1998 tarihli Andıç: Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir´in talimatıyla hazırlanmıştı. Altında İstihbarat Başkanvekili Tümgeneral Fevzi Türkeri´nin imzası vardı. PKK´nın üst düzey teröristlerinden biri olan Şemdin Sakık´ın sözde verdiği ifadeye dayanarak, Türkiye´de bir dizi aydının ve sevilmeyen yapılanmaların suçlanması sağlanacaktı. Güçlü Eylem Planına göre, HADEP, Fazilet Partisi, İnsan Hakları Derneği, aşırı sol parti ve örgütler, Salim Ensarioğlu, Fethullah Erbaş, Sebgatullah Seydaoğlu, Muhittin Mutlu, Abdülmelik Fırat, Leyla Zana, Murat Bozlak gibi eski/yeni milletvekilleri, Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar, Yalçın Küçük, Mahir Kaynak, Yavuz Gökmen, Altan kardeşler gibi gazeteciler, kamuoyu nezdinde karalanacaktı. Örgütün, parayla her şeyi kendisine müzahir gazetecilere yaptırttığı propagandası yayılacaktı. Bu amaçla, etkin köşe yazarları ve bazı televizyonlar kullanılacaktı.
26 Ocak 2004 tarihli Sosyetik Fişleme Belgesi: Kara Kuvvetleri adına, İstanbul 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Maltepe, Kartal, Sultanbeyli kaymakamlıklarıyla bazı komutanlıklara bir yazı göndermiş ve fişlenmesini istediği kişileri şöyle açıklamıştı: Azınlıklar, kendini azıklık olarak görmeye eğilimli olan (Çerkez, Roman, Abaza, Arnavut ve Boşnak vs.) gruplar, yüksek sosyete grupları, sanatçıların mensubu olduğu gruplar, tarikatlar, satanistler, Ku Klux Klan, Masonlar, internet grupları, cinsellik, uyuşturucu, meditasyon, ruh çağırma grupları, bu grupların maksatları, maddi kaynakları, eylemleri, tehdit ve şantajla ilişkilerinin bağlantısı tesbit edilecek. Ayrıca, misyonerlik faaliyetlerinin yanı sıra AB ve ABD yanlısı kişi ve grupların izlenmesi de talep ediliyordu.
Mart 2006 tarihli Andıç belgesi: Konu, sivil toplum örgütleri. Harekat Başkanlığı´ndan Genelkurmay 2. Başkanı´na. Altındaki imza, Nisan 2009 tarihli belgedeki imzanın aynısı: Dursun Çiçek. Belgede şöyle deniliyordu: Sivil toplum örgütleri, ABD ve Almanya gibi ülkelerin hedeflerine uygun görüşlere hizmet ediyor. ABD´de, Başkan´a bağlı olarak faaliyet gösteren Ulusal Güvenlik Konseyi, National Endowment for Democracy ve Soros Vakfı gibi kuruluşlara maddi destek sağlıyor; bunlar da, Türkiye´deki bazı sivil toplum örgütlerine kaynak aktarıyor. Andıç´ta dışarıdan yardım alan kuruluşlar ya da müesseseler şu şekilde sıralanıyordu: TOBB, TÜSİAD, Adalet, Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlıkları, TESEV, Arı Hareketi, Sabancı Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Liberal Düşünce Topluluğu, KADER, AÇEV, Umut Vakfı, ENKA okulları, Robert Koleji, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Açık Radyo.
Eylül 2007 Lahika 1 belgesi: Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlıkları tamamlanan ve Eylül 2007´de yürürlüğe konan Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı uyarınca, irticacı hareketlerin sorumlusu olarak görülen hükümete, milli devlete karşı olarak nitelenen yeni anayasa paketine, terörist olarak adlandırılan DTP´ye karşı, kamuoyu Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşü doğrultusunda yönlendirilecekti. Bilgi Destek Planı´nın girişinde, Durum başlığı altında, AK Parti hükümeti irticai faaliyetlere zemin hazırlamak ve bizzat organize etmekle suçlanıyordu: İrticai faaliyetlerde tarikat ve dini grupların yürüttüğü çalışmalara ilave olarak, bu faaliyetlere zemin hazırlayan birçok gelişme, bizzat iktidar tarafından organize edilmektedir. İrticai grupların faaliyetlerini yasal zemine oturtmaya ağırlık verildiği görülmektedir. Planın bir bölümü de DTP ile ilgiliydi: DTP´nin, TSK tarafından terörist olarak görüldüğü ilan edilecek; Irak´ın Kuzey´indeki desteği kesmek için, bölge halkını, terörle mücadele bağlamında ´rahatsız edecek´ ve teröre yardım ettikleri sürece, bu rahatsızlığın devam edeceği mesajını verecek faaliyetler icra edilecek. Teröre sağlanan desteğin bedelsiz kalmayacağı, sıklıkla yapılacak aramalar, operasyonlar ile bölge halkına hissettirilecektir. TSK karşıtı fikir ve eylemleriyle bilinenler hedef alınacaktır. ( Nazlı Ilıcak, Sabah)
(24 Haziran 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: