Giderek köşeye sıkışan ve sürekli olumsuz gelişmelerle karşılaşan Ergenekoncuların sinirleri bozuldu.. Danıştay davasına bakan yerel mahkeme, Yargıtay´ın ´Danıştay saldırısının yerel mahkemenin verdiği karardaki gibi başörtüsüyle alakalı olmayıp Ergenekon Terör Örgütü ile alakalı olma olasılığının eldeki delillerle anlaşıldığını ve bu sebeple verilen mahkumiyet kararlarının bozularak davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi gerekir´ şeklindeki kararına uydu. Ama bu karar davanın başsanığı Alparsalan Aslan´ı çıldırtmaya yetti. Duruşmada olay çıkaran Aslan, öldürdüğü yargıtay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin´in oğluna saldırarak ve başörtüsünü kimse yasaklayamaz diye bağırarak bozma kararına tepki gösterdi. Danıştay´a saldırı davasının İstanbul´da görülen Ergenekon davasına eklenmesi kararı çok kritik bir karar. Çünkü Danıştay saldırısı, hem Ergenekon Terör Örgütü´nün işlediği iddia edilen en somut terör olaylarından birisi hem de saldırı Ankara´da gerçekleştiği için Ergenekon davasının da Ankara´da görülen Danıştay davasına eklenmesinin gerektiği Ergenkon davasını eleştiren kesimlerce iddia ediliyordu. Uzun zamandır kamuoyunda tartışmalara sebep olan bu durum da böylece netlik kazanmış oldu. Şimdi birleşme sürecinde son bir resmi ayrıntı kalıyor: Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır ceza Mahkemesi´nin Danıştay Davası´nı bünyesine aldığını açıklaması. Bunun da yapılacağına eldeki delil durumuna göre kesin gözüyle bakılıyor.
FLAŞ!!! Mahkeme Danıştay davasının Ergenekon´la birleştirilme talebine uydu
Giderek köşeye sıkışan ve sürekli olumsuz gelişmelerle karşılaşan Ergenekoncuların sinirleri bozuldu.. Danıştay davasına bakan yerel mahkeme, Yargıtay´ın ´Danıştay saldırısının yerel mahkemenin verdiği karardaki gibi başörtüsüyle alakalı olmayıp Ergenekon Terör Örgütü ile alakalı olma olasılığının eldeki delillerle anlaşıldığını ve bu sebeple verilen mahkumiyet kararlarının bozularak davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi gerekir´ şeklindeki kararına uydu. Ama bu karar davanın başsanığı Alparslan Arslan´ı çıldırtmaya yetti. Duruşmada olay çıkaran Arslan, öldürdüğü yargıtay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin´in oğluna saldırarak ve başörtüsünü kimse yasaklayamaz diye bağırarak bozma kararına tepki gösterdi. Danıştay´a saldırı davasının İstanbul´da görülen Ergenekon davasına eklenmesi kararı çok kritik bir karar. Çünkü Danıştay saldırısı, hem Ergenekon Terör Örgütü´nün işlediği iddia edilen en somut terör olaylarından birisi hem de saldırı Ankara´da gerçekleştiği için Ergenekon davasının da Ankara´da görülen Danıştay davasına eklenmesinin gerektiği Ergenkon davasını eleştiren kesimlerce iddia ediliyordu. Uzun zamandır kamuoyunda tartışmalara sebep olan bu durum da böylece netlik kazanmış oldu. Şimdi birleşme sürecinde son bir resmi ayrıntı kalıyor: Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır ceza Mahkemesi´nin Danıştay Davası´nı bünyesine aldığını açıklaması. Bunun da yapılacağına eldeki delil durumuna göre kesin gözüyle bakılıyor.
Alparslan Arslan´ın sinirleri bozuldu, babası İdris Arslan ise oğlunun kullanıldığını da iddia etti
İşte Danıştay saldırısı davasındaki önemli karar... Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın yargılandığı Danıştay saldırısı davasında Mahkeme Yargıtay´ın bozma kararına uydu. Sanıklar karar açıklanırken birbirine girdi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın yargılandığı davaya ilişkin bozma kararına uyulmasını kararlaştırdı.
ERGENEKON DAVASI´NIN BİR PARÇASI OLDU
DURUŞMAYA KİMLER KATILDI?
Davanın bugünkü duruşmasında, sanık Alparslan Arslan´ın avukatı Hüseyin Kubilay Üstüner, mahkemenin daha önceki kararında direnmesini talep ederek, ayrıca müvekkilinin akıl ve ruh sağlığı konusunda hastaneye sevkini istedi. Diğer tutuklu sanıkların avukatları da daha önceki beyanlarını tekrarlayarak, müvekkillerinin tahliyelerine karar verilmesini talep etti. Sanıklardan Süleyman Esen, söz alarak, Mahkemeden, yapılan yanlışlığa bir son vermesini istiyorum. Adalete sığınıyorum, adalet istiyorum. Tahliyeme ve beraatıma karar verilsin dedi. Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, celse arasında verdiği yazılı mütalaadaki gerekçeler doğrultusunda, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilamına uyulması ile Ergenekon davasını gören İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme yönündeki muvafakatlarının sorulmasını istedi. Taştan, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Davanın ikinci celsesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Alparslan Arslan, Erhan Timuroğlu, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Tekin İrşi ile sanık ve müdahil avukatları katıldı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, ´Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna´ işaret ederek verdiği bozma ilamına uyulmasını kararlaştırdı. Heyet, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme yönündeki muvafakatlarının sorulmasına da karar verdi.
DAVA DOSYASI İSTANBUL´DA BİRLEŞTİRİLSİN
Mahkeme Heyetinin yaptığı başbaşa değerlendirmenin ardından, Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararına uyulmasına karar verildiğini kaydetti. Hasan Şatır, dosya kapsamı, delil durumu, bozma ilamındaki gerekçeye göre, yapılan değerlendirmede; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, Ergenekon davasında, bir terör örgütü olduğu ve bunların ülke çapında eylem ve faaliyetlerde bulunduğunun ileri sürüldüğünü belirtti. Bahse konu örgütün ana çatısı ve örgüt yapısının tarif edilerek nitelendirildiğini, ayrıca örgüt eylemlerinin de dava konusu edildiğini ifade eden Şatır, Mevcut duruma göre, mahkememiz dosyasındaki Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayının, İstanbul´daki yargılamaya konu örgütün yaptığı eylemlerden biri olarak iddia edildiği, bu haliyle mahkememizde görülen ve örgütün yaptığı eylemlerden bir tanesi olarak nitelenen eylemin yargılamasının da örgütün genel tanım ve tarifinin yapıldığı ve diğer eylemlerinin yargılandığı dosyada birleştirilerek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/209 esas sayılı (Ergenekon davası) dosyasında yapılması, delillerin birlikte değerlendirilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından, dosyanın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmesi konusunda muvafakat istenilmesine karar verildi dedi. Sanık Alparslan Arslan´ın, akıl ve ruh sağlığı yönünden rapor aldırılması talebinin reddine karar veren mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı erteledi. Bu arada, Mahkeme Heyeti tutukluluğun devamı konusundaki ara kararı oy çokluğuyla aldı. Üyelerden Hakim Kadir Kayan, bozma kararı sonrasında ortaya çıkan yeni süreçte, sanık Süleyman Esen ile ilgili ortaya çıkan durumun, tutuklu kalması halinde sanığın mağduriyetine neden olabileceği gerekçesiyle Esen hakkında verilen tutukluluğun devamı kararına muhalefet şerhi düştü.
Alparslan Arslan OLAY ÇIKARDI KAÇMA GİRİŞİMİNDE BULUNDU
Tutuklu sanıklardan Alparslan Arslan, verilen ara sırasında olay çıkardı. Sanık sandalyesinde oturan Arslan birden ayağa kalkarak, Başörtüsünü yargılayanları keserim, sırayla gelin diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, kendi mahkemelerinde görülen Danıştay davasına ilişkin görüşün sorulmasını içeren müzekkerinin mahkemeye ulaştığını bildirdi. Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep etti. Mahkeme bütün talepleri görüşmek üzere ara verdi. Duruşma başlamadan önce oldukça neşeli gözüken ve yanındaki diğer sanıklarla sohbet eden Alparslan Arslan, verilen arada ayağa kalkarak küfürler yağdırmaya başladı. Başörtüsünü yargılayanı keserim, sırayla gelin şeklinde bağıran Alparslan´ hakaretler yağdırmaya devam etti. Davanın müdahil avukatlarının olduğu tarafa yönelen Arslan, Danıştay saldırısında hayatını kaybeden Mustafa Özbilgin´in avukat olan oğlu Gökhan Özbilgin´e saldırmak istedi. Araya giren jandarma, olayı önledi. Alparslan Arslan, bu olay sonrası duruşma salonundan çıkarılırken, diğer sanıklar da birbirine girdi. Bütün sanıklar salondan çıkarıldı.
Mahkemenin kararını açıkladığı sırada, sanık Erhan Timuroğlu, Osman Yıldırım´ın üzerine yürümek istedi ve Bu şerefsiz itirafçının söyledikleri yalan dedi. Sanık İsmail Sağır da Yıldırım´a yönelik sözler söyledi. Bunun üzerine Osman Yıldırım da Erhan Timuroğlu ve diğer sanıklara yönelik küfürlü sözler sarf ederek, Size kaç para verdiler diye konuştu. Sanıklar, jandarmanın müdahalesinin ardından salondan çıkartıldı. Diğer taraftan duruşmaya verilen arada, Alparslan Arslan´ın annesi Porsor Arslan, oğlunun taşkınlık yaparak duruşma salonundan çıkartılmasının ardından, Birileri GATA´ya gidebiliyor. Benim oğlum 3 yıldır bu halde. Ne biçim Türkiye bu. Böyle hakaret olmaz. İstediğini söyleyebilir şeklinde konuştu. Arslan´ın babası İdris Arslan ise davanın görülmesinin ardından, oğlunun rahatsız olduğunu, tedavi edilmesi için ilgili mercilere başvuruda bulunduğunu ifade etti. Oğluyla bir yıldır görüşemediğini savunan Arslan, oğlunun kullanıldığını da iddia etti.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay´ın bozma kararına uydu. Danıştay Davası´nın, Ergenekon davası ile birleştirilmesinin önü açıldı. Mahkeme davanın İstanbul´da görülmesini istedi.
Hukukçulara göre karar doğru
Doç. Dr. Mustafa Şentop (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı): ´Yargıtay´ın bozma gerekçesine uyularak doğru karar verildi. İstanbul´da davanın görülmesi olumlu bir sonuçtur, fayda vardır. Hem Danıştay Davası yeni belgeler ışığında yeniden ele alınacak hem de Ergenekon´un en önemli iddialarından biri görülmüş olacak. Bu da davanın daha somutlaştırılmasına, daha hızlanmasına neden olacak.´
Ümit Kardaş (Emekli Askeri Hakim): ´En makul olanı davanın İstanbul´da görülmesi. Çünkü İstanbul´daki hakim ve savcılar Ergenekon soruşturmasına ilişkin pekçok bilgi ve belgeye sahipler.´
Prof. Mustafa Kamalak (Anayasa Hukukçusu): ´İstanbul´daki mahkemenin Ergenekon bilgi ve belgelerine sahip olması ve konuya hakimiyetleri nedeniyle davanın İstanbul´da görülmesi doğru bir karar.´
Danıştay saldırısının Ergenekon eylemi olduğuna dair 9 delil
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, ´terör örgütü´ iddiasıyla hazırladığı 2455 sayfalık ilk iddianamede Danıştay saldırısı ile Ergenekon Terör Örgütü arasındaki bağlantıları gösteren delilleri tek tek sıralamıştı. İşte o bağlantılar:
1) KATİL İLE YAKIN İLİŞKİ: Alparslan Arslan hem Ergenekon tutuklusu Muzaffer Tekin ile Hüseyin Görüm´ün avukatlığını yapıyor hem de Muzaffer Tekin´in ortağı Ayhan Parlak´ın avukatı. Arslan´ın bürosunda 16 sayfalık Ergenekon dökümanı bulundu.
2) TELEFON TRAFİĞİ: Katil Arslan´ın kullandığı 0532 671 34 39 nolu GSM hattının; Muzaffer Tekin´in kullandığı 0532 291 92 93 telefon numarasıyla 35, Muzaffer Tekin´in ortağı Ayhan Parlak ile 108 kez konuştuğu belirlendi.
3) KÜÇÜK-ARSLAN YAN YANA: Arslan´ın Veli Küçük´le İsveç´teki Azerbaycan kongresinde yan yana çekilmiş resimleri çıktı.
4) YILDIRIM ANLATTI: Danıştay hükümlüsü Osman Yıldırım, ´Veli Küçük ile Arslan´ın İstanbul Üsküdar´da bulunan Katibim Restoran´ın yanındaki çay bahçesinde buluştuklarını biliyorum, zaman zaman ben de yanlarında bulundum´ dedi.
5) BOMBALARI TEKİN VERDİ: Osman Yıldırım ifadesinde ´Ataşehir´deki villada Muzaffer Tekin üç el bombasını getirterek (Bunlar Cumhuriyet´e atılacak. İş bitince sana 500 bin dolar vereceğiz) dedi. İki el bombasını cebime koydum, birini de Arslan çantasına koydu´ dedi.
6) EMEK´İN KARDEŞ BOMBALARI: Fikret Emek´in annesine ait evde bulunan el bombalarıyla Cumhuriyet´e atılan bombalar kardeş çıktı.
7) BANKA HESAPLARI COŞTU: Katliamın ardından Sanıklardan Alparslan Arslan´ın anne ve babası ile Osman Yıldırım´ın akrabalarının ve İlhan Parlak´ın banka hesaplarında toplam 300 bin YTL tutarında artış oldu.
8) GÜLALTAY´IN SEKRETER: Ergenekon sanığı Semih Tufan Gülaltay´ın sekreteri, büroya sık sık gelen şahıslardan birisinin Muzaffer Tekin diğerinin Alparslan Arslan olduğunu anlattı.
9) İLİŞKİNİN RESMİ İMZASI: Hüseyin Görüm´ün Edirne´deki süt fabrikasını yönetmesi için yeğeni Rasim Görüm´e verdiği belgede avukat olarak Arslan´ın imza ve kaşesi çıktı.
Veli Küçük´ten birleşmeye dikkat çeken itiraz
Danıştay saldırganı Alparslan Arslan´la baba-oğul gibi yakın oldukları iddialarına karşın Veli Küçük, Arslan´la yanyana gelmeyi hiç istemiyor. Ergenekon davasında başka ayrıntılarda gayret göstermeyen Veli Küçük mahkemeye dilekçe yazarak davaların birleştirilmesine şiddetle karşı çıktı ve Danıştay saldırısında sanık olan ve Ergenekon davasında ise gizli tanık olarak ifade veren Osman Yıldırım´a ağır hakaretlerde bulunarak güvenilmez bir kişi olduğunu vurguladı. Veli Küçük´ün bu gayreti şaşırtıcı çünkü Danıştay saldırısının Ergenekon Terör Örgütü´yle bağlantısı konusunda Ergenekon savcısı Zekeriya Öz´ün birinci iddianamede yer verdiği 9 delilden sadece ikisinde kendi adı geçiyor. Delillerden biri İsveç´te Arslan´la yanyana fotoğraflarının olması, diğeri de Osman Yıldırım´ın ifadesinde Veli Küçük´ten bahsetmesi. 9 delilden biri olan yanyana fotoğraf olayında bir tuhaflık var. Veli Küçük´ün fotoğrafın montaj olduğunu iddia ettiği bildirilmesine karşın Perinçek´in dergisi Aydınlık ise montaj ifadesine yer vermeyip fotoğrafın gerçek olduğunu ancak o kişinin Alparslan Arslan değil ona benzeyen Azeri uyruklu ve Mehmet isimli bir kişi olduğunu iddia ediyor. Fotoğrafı çeken bayan muhabir ise kişinin Turan A. isimli birisi olduğunu açıklamıştı. Aydınlık´ın bu iddiasının doğruluğu şimdilik belli değil, çünkü var olduğu iddia edilen Azeri uyruklu kişinin varlığı, hakkında hiçbir bilgi olmadığı için doğrulanamıyor. Hangisinin doğru olduğu dava sürecinde ortaya çıkacak.
Veli Küçük birleşmeye karşı çıktı: Osman Yıldırım´ın ifadelerinin yalan olduğu Ergenekon davasında kanıtlanmış!..
Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan Veli Küçük, Danıştay saldırısı davasının Ergenekon ile birleştirilmesine karşı çıktı. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu dilekçede, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin verdiği bozma kararına uyulmamasını talep etti. Küçük, avukatı Zeynep Küçük aracılığıyla sunduğu dilekçede, Yargıtay kararının, ortaya çıkan yeni delil ve olaylar dikkate alınarak değerlendirilmesi ve bozma kararına uyulmaması gerektiğini kaydetti. Her iki dava arasında irtibat kurulmasını teminen var edilen tek gerekçenin, Osman Yıldırım´ın gerek tanık ve gerekse gizli tanık olarak alınan beyanları olduğunu belirten Veli Küçük, Yıldırım´ın ifadelerinin yalan olduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama esnasında kanıtlanmıştır dedi.
´Osman Yıldırım her türlü yalanı söyleyebilecek, illegal ilişki kurulabilecek bir kişi´
Dilekçede, Yıldırım´ın, menfaati söz konusu olduğunda her türlü yalanı söyleyebilecek ve her türlü iş birliğine açık, her türlü illegal ilişkinin rahatlıkla kurulabilecek bir kişi olduğu ileri sürüldü. Yıldırım´ın, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada hüküm giymesinin ardından, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarca cezaevinde ziyaret edildiği iddia edildi. Osman Yıldırım´ın bu görüşmede, bir takım iddialarda bulunduğu ifade edilen dilekçede, Osman Yıldırım´ın, Ataşehir´de gerçekleştirildiğini iddia ettiği toplantının olmadığının, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki yargılama sırasında dosyaya getirtilen ilgili kişilerin cep telefonu baz istasyon kayıtları ile ispatlandığı kaydedildi. Dilekçede, Dosyada, her iki dava arasında irtibat bulunduğu yönünde Osman Yıldırım´ın bu beyanları haricinde hiçbir bilgi, kanıt, beyan bulunmamaktadır denildi.
Saldırı türban işi diyen eski hakim: ´Gelen belgelerde bağ yoktu. Olsa da diyecek bir şey yok. Bu zaten bir örgüt davası. Öcalan davasıyla tüm PKK davaları birleşti mi? Öyle işin içinden çıkılmaz olur´
Saldırıyı türbana bağlayan eski DGM hakimi Ergenekon´la bağı bir türlü kuramamış(!) itirazları da reddetmişti
Bir üyenin hayatını kaybettiği kanlı Danıştay baskını ve Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ilişkin davayı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi karara bağlamıştı. Sanık avukatlarından Mehmet Ener´in bütün itirazlarına rağmen, mahkeme Danıştay davası ile Ergenekon soruşturması arasında bağlantı bulunmadığını, işaret ederek dosyayı karara bağlamıştı. Emekli Mahkeme başkanı Orhan Karadeniz kararında ardından yaptığı açıklamalarda, Ergenekon soruşturması ile Danıştay davası arasında bağlantı kuramadıklarını, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz´ün bağlantıyı gösteren herhangi bir belge göndermediğini açıklamış, Öz´ün bağlantıyı gösteren kanıtları içeren yazı yazdığı ortaya çıkınca da hatırlamadığını söylemişti.
Saldırıda başörtüsü tezi çöktü. Kemalistler kemalistleri kemalizm adına öldürüyor..
Danıştay davasına bakan 11. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık ve müdahil avukatların ısrarlarına rağmen saldırıda Ergenekon bağlantısı olmadığına karar vermişti. Başkanlığını sonradan emekli olan Orhan Karadeniz´in yaptığı mahkeme heyeti, gerekçeli kararda saldırının başörtüsü için yapıldığına hükmetmişti. Yargıtay´ın kararı bozması, ´başörtüsü tezini´ çürütürken, örgüt bağlantısını ortaya koydu.
YEREL MAHKEME KARARI
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davada sanık Alparslan Arslan´ı, ´cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek´ suçundan Türk Ceza Kanunu´nun (TCK) 309/1. maddesi uyarınca ve ´Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin´i, tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek´ suçundan TCK 82. maddesinin (a) ve (g) bentleri uyarınca ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırmıştı. Mahkeme, sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında da ´Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek´ suçundan TCK´nın 309/1, maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş, cezalar TCK´nın 62. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çevrilmişti. Sanık Süleyman Esen de ´Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs etmek amacıyla kurulan silahlı suç örgütünün üyesi olmak´ suçundan Türk Ceza Kanunu´nun (TCK) 314/2. maddesi ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası´nın 5. maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanığın duruşmadaki olumlu hal ve tavrını göz önünde bulunduran mahkeme, TCK´nın 62. maddesi uyarınca Esen´in 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına karar vermişti. Mahkeme, Esen´i ayrıca ´patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak´ suçundan TCK 1/2 ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 11 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı.Sanıklar hakkında ´Patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak´, ´kişiler arasında korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak´, ´tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüse yardım etmek´ suçlarından çeşitli hapis cezaları da veren mahkeme, sanıklardan Aykut Metin Şükre, Ayhan Parlak ve Salih Kurter´in de üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlarına karar vermişti.
Danıştay davası yargıcı Orhan Karadeniz müsterihti!!!
Danıştay davasını 19 Temmuz 2008´de karara bağlayan Ankara 11. Ağır Ceza´nın eski başkanı Orhan Karadeniz, ´İddianame beklense, Ergenekon´la Danıştay bağı görülebilirdi´ tezine katılmıyor ve Gelen belgelerde bağ yoktu. Olsa da diyecek bir şey yok. Bu zaten bir örgüt davası. Öcalan davasıyla tüm PKK davaları birleşti mi? Öyle işin içinden çıkılmaz olur. diyordu.
Ergenekon iddianamesi açıklanırken iki eylemden bahsedilmişti: Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması. Ancak Ergenekon iddianamesinde kurulan bağlantı, bu eylemlerin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´de görülen davasında kurulamadı(!). Danıştay saldırısı davası ?Ergenekon iddianamesi beklenilseydi Danıştay saldırısı ile Ergenekon arasındaki bağlantı görülebilirdi? şeklinde eleştirildi. Nitekim dava bittikten sonra sanık Osman Yıldırım 10 saat boyunca Ergenekon savcısına itiraflarda bulundu. Radikal´e konuşan eski 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Orhan Karadeniz, ?Biz re´sen sorduk, orda 3-4 ay bekledik ve 3-4 ay sonra ellerindeki bütün belgeleri gönderdiler. O belgelerle dava ile bir bağlantı kuramadık. Olsa da diyecek bir şey yok. Bu zaten bir örgüt davası. Sen ona bakarsan Öcalan, hakkında dava açıldığından bütün Türkiye´deki ilgili davaların İmralı´daki dava ile birleştirilmesi gerekirdi. Vicdanen müsterihim? dedi. Danıştay saldırısı-Ergenekon bağlantısı konusundaki en somut iddiaların Danıştay saldırısı sanığı Osman Yıldırım´ın 11 Mart´ta Savcı Zekeriya Öz´e verdiği ifadelerle ortaya çıktığı görülüyor. Sanık Yıldırım´ın verdiği ifadelerin yaklaşık 10 saatlik kaset kaydı olduğu öne sürülüyor. Yıldırım Danıştay saldırısının aktörleri ile Ergenekon örgütü üyeleriyle tanışıklığını ve ilişkilerini bütün detaylarıyla Öz´e anlattı. Sanıklardan Süleyman Esen´in avukatı Mehmet Ener, duruşmalarda Ergenekon bağlantısında en çok ısrar eden kişiydi. Ener ?İddianame beklenilseydi ilişkinin tümünün açığa çıkma ihtimali daha fazla olacaktı. Ancak mahkeme, Ergenekon soruşturmanın tümünü görmeden, eksik belgelerle sonuca gittiği için bağ kuramadı? diye konuşmuştu. ( Radikal)
Ergenekon Terör Örgütü´nün en sarsıcı eylemlerinden biri
Ergenekon terör örgütünün amaçlarından biri ´kaos ortamı oluşturacak eylemler yapmak´. Bu cümleyi en iyi anlatan eylem de Danıştay saldırısıdır. Cinayet gününü ve ardından cenaze töreninde yaşananları hatırlamakta fayda var. Özellikle Kocatepe´de kılınan cenaze namazında yaşananları... Cami avlusunda toplanan kalabalık, ´Türkiye laiktir laik kalacak, kahrolsun şeriat´ sloganları atıyordu. Hükümet üyeleri, sanki cinayetin failleriymiş gibi saldırıya maruz kalıyordu. Bazı bakanların korumalar eşliğinde koşmaları hala hafızalardaki yerini koruyor.
Başbakan´a küfreden savcı Ergenekon bağlantısını ısrarla görmezlikten gelmişti
Katil Alparslan Arslan, ısrarlı bir şekilde cinayeti cami avlusuna atmak istiyordu. Sağlık sorunları bulunan ihtiyar bir adamı ´şeyh´ yaptılar. Ama kısa sürede Alparslan Arslan´ın gerçek yüzü ortaya çıktı. Cinayeti birlikte planladığı arkadaşları öyle dindar görüntülü kimseler değildi. Kimi şarapçı, kimi silah kaçakçısıydı. Üstelik, saldırı planını birahanede yapmışlardı. Üstünde çıkan kimlikler, kayıtlara geçen telefon trafiği, iş ilişkileri, takip ettiği davalar, hepsi ulusalcı kesime işaret ediyordu. Muzaffer Tekin başta olmak üzere Ergenekoncularla yakın ilişkileri vardı. Ne yazık ki medyaya yansıyan, aylarca tartışılan bu konular mahkeme sürecine, davaya, duruşma salonuna yansımadı. Çünkü bir davada bu tür iddiaları gündeme getirecek isim savcılardır. Bu davanın savcısı ilginç bir isimdi. Başbakan Erdoğan´a ve bürokratına küfre varan sözleri sarf eden biriydi. Savcı Salim Demirci´nin Youtube´a düşen konuşmalarını duymayan kalmadı. Demirci´nin saldırıdaki Ergenekon bağlantısını görmesi mümkün olmadı tabii. Kararı veren mahkemenin başkanı değişti, savcı da farklı bir görevde.
(20 Nisan 2009), son güncel.: (21 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi manşetlerimiz