Savcı Zekeriya Öz'ün tehdit mesajları nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın şikayetini değerlendiren HSYK 3. Dairesi, inceleme için ne onay ne de ret kararı verdi. Kuruldaki paralel yapının üye sayısını bilinçli şekilde ayarlamasıyla oluşturulduğu ileri sürülen oylamada karar yeter sayısı olan 4 çıkmadı. Böylece onay ya da ret kararı çıkmamış oldu. Oylama kadük kalınca Adalet Bakanının devreye girmesi mümkün görülmüyor. Ardı ardına yaşanan bazı gelişmelere göre, HSYK'daki yapı, paralel yapı operasyonlarının kendisine yönelmek üzere olduğunu gördü. Engelleme hazırlıkları yapıyor.
26.07.2014 11:54 HSYK'dan önceki gün gelen şok tehdit hayata geçirildi. HSYK 3. Dairesi, Bolu Savcısı Zekeriya Öz hakkında, Twitter’da kullandığı hesap üzerinden ‘Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sonunun Kaddafi ve Saddam gibi olacağını’ ima ettiği iddiasıyla, bizzat Başbakan tarafından yapılan şikayeti karara bağlayamadı. Erdoğan’ın suç duyurusu üzerine toplanan dairede iki üye, ‘incelemeye gerek olmadığı’ yönünde oy kullandı. Bu nedenle karar yeter sayısı çıkmadı ve Öz hakkında soruşturma açılmadı.
İŞTE SAVCININ BAŞBAKAN ERDOĞAN'A TEHDİTLERİ
17 Aralık operasyonunun koordinatör savcısıyken tenzili rütbe ile Bolu Savcılığı’na atanan Zekeriya Öz, twitter üzerinden attığı mesajlarla gündeme oturmuştu. Erdoğan’ı ima ederek sonunun idam edilen Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve linç edilerek öldürülen Libya’nın eski lideri Kaddafi gibi olacağını öne süren Öz, 22 Temmuz’da gerçekleştirilen polis operasyonuna da tepki göstermişti. Öz, “Evindeki paraları sıfırlayamayanlar devletin ve milletin itibarını sıfırladılar. Şimdi de masumlara iftira atıp onları da sıfırlamaya çalışıyor”, “Tarihe hırsız ve zalim olarak geçmektense mazlum ve mağdur olarak geçmek şereftir. Hz Yusuf'u kuyuya atan kardeşleri kapısında dilenci oldular”, “IŞİD’in elinden rehineleri kurtaramayan acizler hırsızlığı örtmek ve hırsızları kurtarmak için polislere iftira atıp baskın yapıyorlar yerse” şeklinde çok sayıda tweet atmıştı. Bu mesajlara tepki gösteren Erdoğan ise “Bakın şimdi o dönemin savcılarından bir tanesi maalesef yani bir ülkede bir savcı kalkıp da ülkenin başbakanına tweetlerle tehdit sallayamaz, hakaret edemez. Ama şu anda tehdit sallıyor, hakaretler gönderiyor. Nerede HSYK?” diyerek kurulu göreve çağırmış, ardından ise Öz hakkında şikayette bulunmuştu.
HSYK ‘KARARSIZ’ KALDI
Erdoğan’ın suç duyurusu üzerine salı günü toplanan HSYK 3. Dairesi’nden Öz hakkında bir karar çıkmadı. 3’ü tatilde olması nedeniyle 4 üye ile toplanan 3. Daire’nin yüksek yargı kökenli sosyal demokrat üyeleri, Öz hakkında inceleme başlatılması yönünde oy kullandı. Ancak cemaate yakın iki üye ise bunun şahsi suç olduğunu ve savcılıklar tarafından soruşturulması gerektiğini öne sürerek ret oyu verdi. Cemaate yakın bir üye de Öz’ün mesajlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu öne sürdü. Toplantıdan Öz hakkında karar yeter sayısı olan 4 oy verilmediği için ret ya da inceleme kararı çıkmadı. Böylece Öz, tweetleri nedeniyle soruşturulmaktan şimdilik kurtulmuş oldu. Oylamadan olumlu olumsuz bir sonuç çıkmayınca yani oylama kadük kalınca Adalet Bakanının devreye girmesi de mümkün görülmüyor. Çünkü Bakan ancak kurulun ret ya da kabul kararlarına karşı 'olur/olmaz' şeklindeki son kararı verebiliyor. Sonuç olarak Savcı Öz'ün şimdilik inceleme ve soruşturmadan kurtulduğu belirtiliyor.
KURUL, YAPI İÇİN SON DİRENİŞ HATTI
HSYK'da en etkin şekilde örgütlendiği somut bulgularla ortaya çıkmış olan paralel yapının kritik oylamalarda sayıları bilinçli olarak ayarladığına dair çarpıcı örnekler 17 Aralık soruşturması sonrası savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi sürecinde yaşanmıştı.
İŞTE O İSİMLER
Yüksek yargı kaynaklarından gelen bilgilere göre, paralel yapı HSYK'da hala etkin. Kurul paralel yapının yokolmasının önündeki en büyük ve son direniş hattı olarak görülüyor. Kurul üyelerinden cemaat tabanlı paralel yapılanmaya dahil olduğu ileri sürülen üyelerin isimleri daha önce kurulda peşpeşe yaşanan iki kriz nedeniyle gündeme gelmişti. İki kritik toplantıyı kilitleyen ve cemaate yakın olduğu ileri sürülen isimler şu şekilde idi:
Ahmet Hamsici (HSYK Başkanvekili)
Nesibe Özer (üye)
Ahmet Berberoğlu (üye)
Hüseyin Sertel (üye)
Bülent Çiçekli (üye)
Resul Yıldırım (üye)
Teoman Gökçe (üye) (istifa ettiği halde kurulda bırakıldı)
Ahmet Kaya (üye)
O SAYI NASIL AYARLANDI ÖYLE?
17 ve 25 Aralık savcılarının görevden alınması sonrası Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, teamüllere göre ayda iki defa çarşamba günleri yapılan HSYK Genel Kurulu’nu 10 Şubat 2014 Pazartesi günü için olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Toplantıda seçim ayarlı 17 Aralık operasyonunun ardından yargıda yapılan tasfiyeler kapsamında HSYK Genel Sekreterliği ve Teftiş Kurulu’nda da kritik görev değişiklikleri yapılması bekleniyordu. Ancak Bakanlar Kurulu toplantısına bile girmeyerek HSYK toplantısına çok önem verdiği görülen Bozdağ’ın aksine başkanlık ettiği genel kurula bir çok üye katılmadı. Bozdağ’ın olağanüstü toplantıya çağırdığı HSYK Genel Kurulu iddiaya göre cemaate yakın üyeler tarafından 2. kez boykot edildi. Zira 1 hafta önce de aynı olay yaşanmıştı.
8 üyenin katılmadığı toplantı yeterli çoğunluk sağlanamadığı için iptal edildi. Cemaatçi üyelerin HSYK'nın yapısında aleyhlerine bir değişikliği engellemek için toplantıya toplu olarak katılmadıkları ileri sürüldü. 22 üyesi olan HSYK Genel Kurulu'nun toplanabilmesi için çoğunluk sayısı olan 15 üyenin hazır bulunması gerekiyordu. Ancak 14 üye geldi ve toplantı başlayamadan dağıldı. Görüldüğü gibi ikinci kez öyle ilginç bir sayı ortaya çıktı ki, eğer 8 üye değil 7 üye toplantıya katılmamış olsa idi çoğunluk sağlanacağı için toplantı yapılabilecekti. Buradan hareketle, boykotun organize olarak düzenlendiği ileri sürülüyor.
AYNI ANDA HASTALANDILAR!
Bu isimler toplantıya gelmeme gerekçesi olarak aldıkları raporları gösterdiler. Kritik sayıyı oluşturan aynı şahıslar bir hafta arayla iki kez hastalanarak(!) toplantıya gelemediler.
ÜYE 'İSTİFA ETTİM' DEDİ, ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMA YAPTI, AMA BIRAKMADILAR
Bir başka gelişme, hükümetin yaz kararnamesini protesto ederek istifa ettiğini geniş bir basın açıklamasıyla duyuran 1. Daire üyesi Teoman Gökçe olayında yaşandı. Gökçe'nin istifası ilerleyen günlerde ilginç şekilde geçersiz sayıldı. Gökçe 'istifa ettim' dediği ve zehir zemberek bir açıklama da yaptığı halde Kurul(daki yapı) onu bırakmadı. Bu olaya hukukçular büyük tepki gösterdi. Bu skandalın nedeni olarak kuruldaki paralel yapının gelecekte olabilecek kritik oylamalarda Gökçe'nin oyuna ihtiyaç duyması olduğu dile getirildi.
VE SON GELİŞME: HSYK BAŞKANI AÇIKÇA TEHDİT ETTİ
Son gelişme ise tüm bu gelişmelerle örtüşen skandal bir açıklama oldu. Önceki gün paralel medyaya açıklama yapan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, hükümete yönelik şok bir tehditte bulundu. Okur, paralel yapı operasyonunun yargı mensuplarına uzanması durumunda HSYK olarak devreye gireceklerini, engellemek mümkün olmazsa geciktirmeye çalışacaklarını açıkladı. Okur, bunun yolunu da, soruşturulmak istenen savcı ve hakimlerle ilgili kurula gelecek dosyanın oylanmasında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemek, karar yeter sayısının oluşmasını engelleyerek kadük bırakmak olarak gösterdi.
Görüldüğü gibi artık gizlenemeyen ve Okur'un açıkça işaret ettiği bu yöntem 17 Aralık'tan sonra peşpeşe iki kez uygulandı. Gökçe olayında gündeme geldi. Ve son olarak da Savcı Öz oylamasında hayata geçirildi. HSYK şimdi bu yöntemi 22 Temmuz operasyonlarının yargı ayağına uzanmasını engellemek için kullanmaya hazırlanıyor.
NE HÜKÜMET NE CEMAAT=YERSEN (PARDON, YARSAV)
Ulusalcı kesimlerin en çok tepki gösterdiği kişilerden biri olan Savcı Zekeriya Öz, şok tehditlerine rağmen HSYK'daki cemaatçi yapı tarafından korunmaya çalışılıyor. Bununla ilgili çok ilginç bir detay ya da ironi aktarılabilir: Ekim ayında yapılacak "HSYK'ya 11 üye seçimi"nde cemaatçi bu yapının, Yarsav gibi Balyoz ve Ergenekon operasyonlarına her fırsatta şiddetle tepki gösteren ulusalcı bir birliğin desteğini alacak olması..
Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu seçimlerini Yarsav'la ittifak yaparak kazanan cemaatin aynı taktikle daha önemli gördüğü HSYK seçimlerini kazanmayı da hedeflediği ileri sürülüyor. Seçimler için aday listesini açıklayan Yarsav, 'ne hükümet ne cemaat' sloganını tercih ettiğini açıkladı. Ancak Yarsav'la birarada düşünülemeyecek en az 3 ismin listede yer aldığı tespit edildi. Biri Balyoz Davası kararına onama isteyen raportör. Diğeri ÇHD Davası'na bakan ve o davada dernek avukatlarının tutukluluğunun devamına karar veren mahkemenin başkanı. Bir diğer isim ise görünüşe göre sıradan ancak yüzde yüz cemaat bağlantısı olduğu ileri sürülen bir hakim.
Görüldüğü gibi yeraltında ilkelerin olmadığı kirli ve karanlık bir ilişkiler ağı yürüyor.
KORSANIN ERGENEKONCUSU GİTTİ CEMAATÇİSİ GELDİ!
Cemaatin en derin adamlarından biri olduğu iddialarını önceki gün yaptığı açık tehditle güçlendiren HSYK Başkanı Okur'un paralel yapının yargı ayağını korumaya çalıştığı görülüyor. Ve bu durum HSYK'nın paralel yapı için en hayati ve son direniş hattı olduğu iddialarını da doğruluyor. Önceki HSYK, korsan kararname girişimleriyle sonuç alamayınca, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i "Gerekirse kurul olarak Bakansız toplanıp karar alır, Adalet Bakanını bypass ederiz" diyerek tehdit etmişti. Kamuoyundan sert tepki gören bu gelişmeler 2010 yılındaki HSYK konulu anayasa değişikliği referandumuna gidilmesinin en önemli gerekçeleri arasında yer almıştı.
Görünüşe ve paralel yapı tartışmaları sürecinde yaşananlara göre; referandum sonrası yeniden yapılanan HSYK'da ergenekoncu kesim tasfiye edilirken yargıda çok iyi örgütlenmiş ve sinsi olduğu için o dönem farkedilemeyen cemaatçi kesim HSYK'yı ele geçirmiş, "korsan yargı" vesayetini halkın iradesine karşı korumaya devam ediyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, hükümetin ve seçildiği taktirde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkın iradesine yönelik bu açık tehdit ve meydan okumaya nasıl cevap vereceği merak ediliyor.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
OKUR PANİKLEDİ
26.07.2014 16:45 Haberimizden bir kaç saat sonra açıklama yapan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur iddiaları yalanladı. Okur, yürütülmekte olan yargı süreçlerine ilişkin hiçbir değerlendirmesinin bulunmadığını, isminin bir algı operasyonuna malzeme edilmesinden rahatsızlık duyduğunu bildirdi. Okur, yaptığı açıklamada, bazı gazete ve internet sitelerinde, Mart ayında katıldığı bir televizyon programında söylediği sözlerin, bağlamından koparılarak ve kastettiği anlam dışında yorumlanarak, yeni yapılmış bir açıklama gibi yer aldığını belirtti. İbrahim Okur, açıklamasında, "Yürümekte olan yargı süreçlerine ilişkin hiçbir değerlendirmem olmamıştır. 4 ay önce söylediğim sözler de konuşmamın bütününe bakıldığında atılan başlıkları doğrulamamaktadır. Yürütülmekte olan soruşturmaları ve süreçleri etkilemeye dönük bir algı operasyonuna ismimin malzeme edilmesinden duyduğum rahatsızlığı kamuoyuyla paylaşmak isterim" ifadelerini kullandı.
Bu haberle doğrudan bağlantılı haberler:
HSYK Başkanından şok tehdit
Paralel yargıya operasyon geliyor
Yarsav listesindeki cemaat adayları
Gülen o savcıları da HSYK'ya şikayet etti
Adalet Bakanı HSYK'yı uyardı
Gülen, darbeyi başarmak üzere(2)
Gülen, darbeyi başarmak üzere
HSYK'dan o savcıya darbe girişimi
Paralel yapı için asıl seçim HSYK
Ve Gökçe, istifa etmemiş sayıldı!
Paralel kurul direniyor
Bir tevil de paralel kuruldan
Teoman'a istifa tepkisi
HSYK'da şok: 17 Aralık istifası
Paralel kuruldan intikam hazırlığı
Paralel arkadaş bu ne telaş
Adalet Bakanı´ndan HSYK´ya şok
İhsası rey var, HSYK inceleyemez
Paralel yapı-HSYK uzantıları manşetlerimiz
(26 Temmuz 2014, 11:54), son güncel.: (26 Temmuz 2014, 16:45)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: