HSYK'nın dün açıklanan 2224 kişilik atama kararnamesi ve hemen öncesinde kurul üyesi Teoman Gökçe'nin hükümeti protesto eden açıklama yaparak istifa etmesi, HSYK'da paralel yapılanma olduğu iddialarını bir kez daha tartışmaya açtı. Cemaat tabanlı paralel yapılanmaya dahil olduğu ileri sürülen kurul üyelerinin isimleri daha önce kurulda yaşanan bir kriz nedeniyle gündeme gelmişti. Gökçe, o isimlerden biriydi. O kriz ve isimler bir kez daha gündemde.. Gündemde olan bir başka detay daha var. O da Gökçe'nin 1. Daire'den istifa ettiği ancak HSYK üyeliğinin devam ettiği şeklinde. Oysa Gökçe, tüm ümidini kaybettiğini, bu nedenle istifa ettiğini açıklamıştı. Beddua olayındaki tevili hatırlatan bu durum için paralel yapının kritik bir gerekçesi olduğu ileri sürülüyor..
13.06.2014 15:54 HSYK'nın 2014 yaz kararnamesi dün sabah erken saatlerde kamuoyuna açıklandı. Irak'taki konsolosluk baskını nedeniyle gölgede kalan kararname ile 2224 hakim ve savcının görev yeri değişti. Bazı isimler ile değişen görev yerleri dikkat çekti.
Adana'da MİT TIR'larının durdurulması talimatını veren 3 savcı başka illere atandı.
Paralel yapının işi olarak görülen bu TIR durdurma olayını ve yine paralel yapının işi olarak görülen yasadışı dinleme olaylarını soruşturan bir başsavcıvekili ise İstanbul'a atandı. Adana'da şu ana kadar iki dava açan ve paralel yapının belalısı olarak nitelendirilen Adana Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne getirildi. Bu atama ile daha geniş bir çalışma alanına kavuşan Doğan'ın paralel yapıya karşı giderek yoğunlaşması beklenen yeni soruşturmalara imza atmasının beklendiği söylenebilir.
17 ve 25 Aralık darbe girişimlerine imza atan savcılar Zekeriya Öz ve Muammer Akkaş daha önce atandıkları yerlerde kaldı.
Paralel yapının bir başka belalısı olan ve 17 Aralık'a 'darbe girişimi' diyen savcı Mehmet Demir'in görev yeri değişmedi. Kararname öncesindeki beklenti, paralel yapının onu başka bir ile sürgün için atayabileceği şeklindeydi. Ancak yerinde kaldı. Bu önemli görülüyor. Çünkü halen görev yaptığı Edirne'ye geçici görevle gelmişti. Son duruma göre, Demir geçici görevini tamamlayınca İstanbul'daki eski yerine dönebilecek.
Kararnamede, Adalet Bakanlığı Bürokratlarına yönelik tasarruflar da dikkat çekiyor. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanları, Başsavcılar, Başmüfettişler ile Adalet Komisyonu başkanları, Türkiye'nin değişik yerlerinde düz hakim ve savcı olarak görevlendirildi.
Kararname ile 204 hakim ve savcının yetkileri alınarak ünvansız olarak adliyelere görevlendirildi. başsavcı, başsavcı vekili, ağır ceza mahkemesi başkanı ve asliye ceza mahkemesi duruşma savcıları, ünvanları alınarak düz savcı ve hakim olarak görevlendirildi.
Tenzili rütbeye uğrayan bu makamdaki isimlerin, paralel yapının adliyelerdeki hakimiyetini sağladığı iddia ediliyor.
PARALEL MEDYA KARARNAMEYE TEPKİLİ
Kararnameyle gelen atamalara değişik bir açıdan bakılabilir. Paralel medya olarak nitelendirilen yayın organlarına bakıldığında atamaların tasfiye olarak değerlendirildiği ve tepki gösterildiği gözleniyor.
Öte yandan kararname daha kamuoyuna açıklanmadan sürpriz bir gelişme yaşandı. Atama kararnamelerinin görüşüldüğü HSYK 1. Daire'de üyelerden Teoman Gökçe istifa etti. Bir yazılı basın açıklaması yapan Gökçe, hükümete tepki gösterdi. 2014 yılı yaz kararnamesine tepki olarak istifa ettiğini ifade eden Gökçe, "Türk yargı tarihine 'kıyım kararnamesi' olarak geçecek 2014 yılı yaz kararnamesiyle 16 Ocak'tan daha hukuksuz ve daha ilkesiz atamalar gerçekleştirilmiştir" dedi. Bu şekilde Gökçe, sadece son kararnameye değil 17 Aralık operasyonu sonrası çıkarılan diğer HSYK kararnamelerine de tepki göstermiş oldu. Açıklamasında Gökçe'nin; durumun düzeleceğine dair ümidini tamamen kaybettiği için istifa yolunu seçtiğini belirtmesi de oldukça dikkat çekiciydi.
İşte bu şekilde son kararname ile yapılan geniş çaplı atamalar ve hemen öncesinde gelen Gökçe'nin istifası, HSYK'da Fetullah Gülen liderliğindeki paralel yapılanmanın etkin olduğu şüphesini bir kez daha tartışmaya açtı. Son gelişmeler bu şüpheyi güçlendirdi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Türkiye'deki tüm hakim ve savcılardan sorumlu olan kurul.. İddialara göre, 2010 yılında yapılan anayasa değişiklikleri referandumu sürecinde çok sinsi hareket eden paralel yapılanma, HSYK'daki ve yüksek yargıdaki kritik kadroları elde etmeyi başardı. Bu konumlara ulaştıktan sonra -zamanlamaya da dikkat edildiğinde- yapılanmanın önce 2012'de MİT krizi, ardından 2013'te 17 Aralık krizleriyle hükümete doğrudan saldırıya geçtiği söylenebilir.
17 Aralık soruşturması üzerine Başbakan Erdoğan'ın hemen karşı atağa geçmesinin, 'inlerine gireceğiz' diyerek yapılanmaya karşı çok açık, sert ve kararlı bir tavır almasının paralel hesapları alt üst ettiği söylenebilir.
Kronolojik olarak bakıldığında son bir kaç yılda yaşanan konuyla ilgili tüm gelişmelerin iddialarla örtüştüğü söylenebilir. Ayrıca daha önemlisi, 17 Aralık sonrası paralel yapıya karşı başlatılan yasal mücadele sürecinde ortaya çıkan somut deliller var. Şu ana kadar Adana'da iki dava açıldı. Çeşitli illerde çok sayıda başka soruşturmanın yürütüldüğü de biliniyor. İddia olunan paralel yapılanmanın lideri Fetullah Gülen'in ses kayıtları ile Gülen kaynaklı diğer delillerin ise paralel yapıyı en tepeden vuracak delilleri teşkil ettiği söylenebilir.
İşte tüm bu gerilimin merkezinde yer alan HSYK gerçekten de çok kritik bir öneme sahip. Türkiye'deki tüm hakim ve savcılardan sorumlu olan bir kurul.. Sadece adliyeler gibi alt yargıya değil Danıştay ve Yargıtay gibi üst yargıya da şekil veriyor.
HSYK'DAN KORSAN BİLDİRİ
Hatırlanacağı gibi, 17 Aralık'tan 1 hafta sonra hükümete yönelik ikinci sivil darbe girişimi 25 Aralık soruşturması ile geldi. Yerel seçimlere çok kısa süre kala gelen bu soruşturmalar öylesine büyük etki yaptı ki, bazı kesimlerde, "Tamam, AK Parti'nin işi bu kez bitti, onu kimse kurtaramaz" denmeye başlandı.
Ancak Başbakan Erdoğan çok sert açıklamalar yaparak mücadele edeceklerini belirtti. İçişleri Bakanlığı'na bağlı polis teşkilatında çok sayıda görev değişiklikleri yaşandı. İlerleyen günlerde Adalet Bakanı'nın başkanlık ettiği HSYK'nın devreye girmesi ile savcılar soruşturmalardan alındı. Yerlerine yeni savcılar görevlendirildi.
25 Aralık soruşturması kapsamında gözaltı dalgası başlatmak isterken görevden alınan savcı Muammer Akkaş, İstanbul Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaparak durumu protesto etti. Onun bu protestosuna bir destek, HSYK'dan geldi. Korsan olduğu daha sonra açığa çıkan bir açıklama ile bazı HSYK üyeleri, görevden almaları eleştirdi. HSYK'nın bu tepkisine Danıştay da katıldı.
Ancak bu kurumların tepkisi skandal olmaktan öteye geçemedi. Çünkü yeni atanan savcılar, eskilerin şok eden hukuksuz uygulamalarını kısa sürede ortaya çıkardılar. Örneğin Başbakan Erdoğan'dan diğer devlet yöneticilerine ve muhalefet partileri mensuplarına, hatta toplumca tanınmış manken ve sanatçılara kadar kamuoyunda şaşkınlığa yol açan binlerce isim, terör örgütü üyeliği şüphesiyle bir kaç yıldır gizli dinlemeye alınmıştı. Örneğin, 25 Aralık soruşturması kapsamında Savcı Muammer Akkaş çok sayıda kişinin gözaltına alınmasını polisten istemiş, ancak hiçbir hukuki gerekçe göstermemişti. Yeni savcılar, Akkaş'ın 25 çuvallık delil torbasını hiç açmadığını, böylece gözaltıları keyfi olarak yaptırmaya çalıştığını ortaya koydu. Adana'da MİT tırlarının durdurulması, hakim ve savcıların dahi terör şüphesiyle dinlenmesi ve diğer bazı olaylar ardı ardına yaşanan diğer skandallar oldu. Bu süreçte ortaya çıkan somut deliller, paralel yapılanmanın bir komplo iddiası olmaktan öte somut bir şüphe olduğunu ortaya koydu.
Anlaşılıyor ki, paralel yapı 2010'daki referandumu bulunmaz bir fırsat bildi. Referandumda evet oyu verilmesi için cemaat mensuplarının nasıl gayret gösterdiğinin, ev ev dolaşıp oy istediğinin o kesim tarafından dile getirildiğini hatırlayalım. Bu gayretin özel bir nedeni olduğu son olaylarla daha iyi anlaşılıyor. Referandumda istediğine kavuşan yapılanma hızla kurulda ve yargıda kadrolaştı.
İddialara göre o tarihten sonra paralel yapı adına faaliyet gösteren yargıçlar, paralel yapının etkin çoğunluğu elde ettiği HSYK'daki paralel üyeler tarafından en kritik noktalara atanmaya, paralel yapıdan olmayanların sicil notları ise basit gerekçelerle düşürülmeye ve pasif görevlere getirilmeye başlandı.
Yüksek yargı kaynaklarından gelen bilgilere göre, HSYK'da paralel yapı hala etkin.
İŞTE O İSİMLER
Kurul üyelerinden cemaat tabanlı paralel yapılanmaya dahil olduğu ileri sürülen üyelerin isimleri daha önce kurulda yaşanan bir kriz nedeniyle gündeme gelmişti.
Yukarıda da belirtildiği gibi 17 ve 25 Aralık savcılarının görevden alınması sonrası Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, teamüllere göre ayda iki defa çarşamba günleri yapılan HSYK Genel Kurulu’nu 10 Şubat 2014 Pazartesi günü için olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Toplantıda seçim ayarlı 17 Aralık operasyonunun ardından yargıda yapılan tasfiyeler kapsamında HSYK Genel Sekreterliği ve Teftiş Kurulu’nda da kritik görev değişiklikleri yapılması bekleniyordu. Ancak Bakanlar Kurulu toplantısına bile girmeyerek HSYK toplantısına çok önem verdiği görülen Bozdağ’ın aksine başkanlık ettiği genel kurula bir çok üye katılmadı. Bozdağ’ın olağanüstü toplantıya çağırdığı HSYK Genel Kurulu iddiaya göre cemaate yakın üyeler tarafından 2. kez boykot edildi. Zira 1 hafta önce de aynı olay yaşanmıştı.
KRİTİK SAYI NASIL AYARLANDI ÖYLE?
8 üyenin katılmadığı toplantı yeterli çoğunluk sağlanamadığı için iptal edildi. Cemaatçi üyelerin HSYK'nın yapısında aleyhlerine bir değişikliği engellemek için toplantıya toplu olarak katılmadıkları ileri sürüldü. 22 üyesi olan HSYK Genel Kurulu'nun toplanabilmesi için çoğunluk sayısı olan 15 üyenin hazır bulunması gerekiyordu. Ancak 14 üye geldi ve toplantı başlayamadan dağıldı. Görüldüğü gibi ikinci kez öyle ilginç bir sayı ortaya çıktı ki, eğer 8 üye değil 7 üye toplantıya katılmamış olsa idi çoğunluk sağlanacağı için toplantı yapılabilecekti. Buradan hareketle, boykotun organize olarak düzenlendiği söylenebilir.
Bu isimler toplantıya gelmeme gerekçesi olarak aldıkları raporları gösterdiler. Kritik sayıyı oluşturan aynı şahıslar bir hafta arayla iki kez hastalanarak(!) toplantıya gelemediler. Toplantıyı kilitleyen bu isimlerin cemaate yakın isimler olduğu belirtiliyordu. İşte o isimler:
Ahmet Hamsici (HSYK Başkanvekili)
Nesibe Özer (üye)
Ahmet Berberoğlu (üye)
Hüseyin Sertel (üye)
Bülent Çiçekli (üye)
Resul Yıldırım (üye)
Teoman Gökçe (üye)
Ahmet Kaya (üye)
TEVİLİN NEDENİ O KRİTİK SAYI MI?
Bu arada dünden bugüne ilginç bir iddia gündeme geldi. Buna göre; Teoman Gökçe, aslında sadece görev yaptığı 1. Daire'den istifa etmiş. HSYK Genel Kurulu üyeliği ise devam ediyormuş..
Gökçe'nin istifa ettiği gün yaptığı geniş kapsamlı açıklaması okunduğunda (1) buna dair hiç bir ifadenin yer almadığı görülebilir. Kaldı ki hukuken böyle tuhaf bir istifa mekanizmasının olamayacağı ise hukukçular tarafından dile getirildi.
Örneğin Yeni Akit gazetesinin aynı zamanda avukatı da olan hukukçu yazarı Avukat Ali İhsan Karahasanoğlu dünkü yazısında istifa eden eski HSYK üyesi Teoman Gökçe'yi adeta yerden yere vurmuştu. Karahasanoğlu, Yeni Akit'te bugün yayınlanan yazısında Gökçe'yi eleştirmeye devam etti. Karahasanoğlu, ayrıca Gökçe'nin 1. Daire'den istifa ettiği ama HSYK üyeliğinin devam ettiği söylentilerine de tepki gösterdi ve böyle bir şeyin hukuken mümkün olmadığını belirtti. (2)
Karahasanoğlu, yazısında istifa tevili için paralelcilerin gerekçesini de gösterdi. Bu, yukarıda açıklamaya çalıştığımız toplantı yeter sayısının sağlanmasıyla da doğrudan alakalı bir gerekçe. Karahasanoğlu, tevilin gerekçesini, paralelcilerin kritik bir anda Gökçe'nin muhalefet oyuna duyabilecekleri ihtiyaç olarak gösterdi. Katılıyoruz, bize göre de paralel yapı 'kıvırma/tevil' yoluna bu nedenle gidiyor.
Açıklamasında (1) Gökçe, tüm ümidini kaybettiğini ve bu nedenle istifa ettiğini söylüyor. Ama anlaşılan bağlı olduğu imam ya da abileri, onun bir kişilik oyunun ileride çok önemli olabileceği ve ümit kesilmemesi düşüncesinde. Bu nedenle sonradan devreye girip tuhaf bir istifa tevili yoluna gidiyorlar. Tıpkı canlı yayında apaçık beddua edip sonra da "o beddua değildi, başka bir şeydi" demelerinde olduğu gibi. Alıştık artık paralel tevillere.. Yaşadıkça bakalım daha neler göreceğiz. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Paralel yapının HSYK uzantıları manşetlerimiz
(1) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=6021
(2) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=6026
(13 Haziran 2014, 15:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: