Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Pensilvanya'da yaşayan paralel devlet yapılanması (PDY) lideri Fetullah Gülen'in iadesi için Adalet Bakanlığı aracılığıyla, Dışişleri Bakanlığı'na 'gizli' ibareli yazı yazdı. Böylece iade için resmi süreç başlamış oldu. Öte yandan savcılığın, Gülen'in iade sürecine ilişkin hazırlıklara başlaması, soruşturmanın olgunlaştığı işaretini de verdi. Başsavcılığa yakın kaynaklar, sona yaklaşılan soruşturmanın üç temel suçlama ve bu suçlamalarla bağlantılı yan suçlar kapsamında yürütüldüğünü vurguluyor.
31.05.2014 13:54 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 17 ve 25 Aralık tarihli darbe girişimlerine karşı başlattığı soruşturmada kritik gelişme. Başsavcılık, soruşturma dosyasında bir numaralı “şüpheli” olan ve ABD'nin Pensilvanya Eyaleti'nde yaşayan Fethullah Gülen hakkında "iade" talebinde bulunmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede ilk adım, Adalet Bakanlığı aracılığıyla Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen "gizli" ibareli resmi yazı ile atıldı. Başsavcılığa bağlı Anayasal Suçlar Bürosu'nun yazısında, "Türkiye Cumhuriyeti İle ABD Arasında Suçluların Geri Verilmesi Ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşması" hatırlatılarak, bu anlaşma kapsamına giren suçlar ve izlenecek prosedür soruldu.
SEÇİMDEN ÖNCE HAZIRLANACAK
Başsavcılık ayrıca, suçluların iadesi ve adli yardımlaşma konusunda ABD ile Türkiye arasında daha önce gerçekleşen işbirliği örneklerinin bildirilmesini de istedi. Paralel örgüt soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isim belirtmeden gerçekleştirdiği yazışmaya verilecek yanıtın ardından, iade dosyası için çalışma başlatılacağı ifade edildi. Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları aracılığı ile ABD Adalet Bakanlığı'na gönderilecek dosyanın, 10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce tamamlanması bekleniyor. Pensilvanya'da yaşayan Fethullah Gülen, ABD Devleti'nin verdiği "yeşil kart" sayesinde sürekli oturum hakkına sahip. Ancak bu kart, "ABD vatandaşlığı" anlamına gelmiyor.
'YEŞİL KART' ENGELLEYEMEZ
Bu nedenle Gülen hakkında yapılacak "iade" talebinde, "ABD vatandaşlığı" gibi bir engel söz konusu olmayacak. Paralel örgüte yönelik üç temel iddiayı ise "seçimle işbaşına gelmiş hükümeti devirmeye teşebbüs", "anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs" ve "casusluk" suçlarının oluşturduğu öğrenildi. Bu üç ana suçla bağlantılı olarak, "suç örgütü kurmak", "örgüt yöneticiliği ve üyeliği", "özel hayatın ihlali", "iletişimin yasa dışı yollarla dinlenmesi", "tehdit" ve "şantaj" iddiaları da soruşturma kapsamında yer alıyor. Paralel örgüt şemasını da oluşturan savcılığın, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın paralel yapıya yönelik hazırladığı raporları beklediği, bu raporların ulaşmasının ardından operasyonlar için düğmeye basılacağı vurgulandı.
ESKİ DEFTERLER DE RAFTAN İNDİ
Başsavcılığın Anayasal Suçlar Bürosu'nun Gülen ve paralel yapıya ilişkin geçmiş yıllara ait dosyaları da raftan indirdiği ve bu dosyalar arasında dönemin DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından açılan davanın iddianamesinin de bulunduğu öğrenildi.
ÜÇ TEMEL SUÇLAMA
Türkiye ile ABD arasındaki suçluların iadesi ve adli yardımlaşma anlaşması, "siyasi suçları" kapsamıyor. Hukukçuların yorumu, anlaşmadaki bu istisnanın da "iade" talebine engel teşkil etmeyeceği yönünde. "Siyasi suç" kavramının darbe gibi demokrasinin kesintiye uğradığı süreçler düşünülerek oluşturulduğunu söyleyen hukukçular, "Demokrasinin bütün kurumlarıyla işlediği bir ülkede, seçimle gelmiş hükümeti devirme girişimi siyasi suç değildir" görüşünü dile getiriyorlar.
Savcılığın, Gülen'in iade sürecine ilişkin hazırlıklara başlaması, soruşturmanın olgunlaştığı işaretini de verdi. Başsavcılığa yakın kaynaklar, sona yaklaşılan soruşturmanın üç temel suçlama ve bu suçlamalarla bağlantılı yan suçlar kapsamında yürütüldüğünü vurguluyor. (Akşam)
(31 Mayıs 2014, 13:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: