Mavi Marmara gemisine saldırı davasında flaş karar.. Gazze'deki Filistinlilere insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010'da İsrail askerlerince düzenlenen ve 9 Türk vatandaşının öldürüldüğü saldırıya ilişkin davada 4 İsrailli üst düzey komutan hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Bunlar şu isimlerden oluşuyor: Dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi.. Davaya bakan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, haklarında tutuklama kararı çıkarılan sanıkların yakalanmalarının uluslararası düzeyde yapılmasına ve bu infaz için sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkartılmasına hükmetti.
26.05.2014 15:43 Gazze’ye 31 Mayıs 2010'da insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerince düzenlenen saldırıya ilişkin davada, aralarında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Ashknazi dahil dört komutan hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada ara kararlar alındı. Bugün dinlenen müştekiler İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 7 kişinin davaya katılmalarına karar verildi. Mahkeme heyeti, vefat ettiği anlaşılan müşteki mağdur Uğur Süleyman Söylemez'in ölüm kaydının bağlı olarak eş, çocuk, anne, baba ve kardeşlerini gösterir aile kayıt tablosunun UYAP'tan çıkarılarak dava dosyasına konulmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında, bu zamana kadar duruşmaya gelmedikleri Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen davetiyelere bu güne kadar cevap verilmediği, makul sürenin beklenildiği buna rağmen sanıkların duruşmaya gelmedikleri ve kaçak durumuna düştükleri belirtilerek yokluklarında tutuklanmalarına ve haklarında yakalama kararı çıkarılmasına karar verildi.
KIRMIZI BÜLTEN İLE ARANSINLAR
Davanın görüldüğü 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi, haklarında tutuklama kararı çıkarılan sanıkların yakalanmalarının uluslararası düzeyde yapılıp ve bu infaz için sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkartılmasına ve bunun yerine getirilmesi için kırmızı bülten belgelerinin düzenlenmesine hükmetti.
Duruşma 9 Aralık saat 10.00'a ertelendi.
SANIKLARI BARO AVUKATI TEMSİL ETTİ
Duruşmaya İHH başkanı Bülent Yıldırım ve gazeteci Hakan Albayrak’ın da arasında bulunduğu bazı mağdur ve müştekiler katıldı. Dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi’yi ise İstanbul Barosu’ndan atanan avukat temsil etti. Duruşmaya bazı yabancı avukatlar da izleyici olarak katıldı.
'NÖBETÇİLER HEP TÜRK OLDUĞU İÇİN TÜRKLER ÖLDÜ'
İHH BAŞKANI YILDIRIM İFADE VERDİ
Duruşmada mağdur sıfatıyla ifade veren Bülent Yıldırım, Mavi Marmara gemisine İsrail'in düzenlediği saldırıda yaralanan ve 4 yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez'in geçen günlerde vefat ettiğini hatırlatarak, acılarının büyük olduğunu söyledi.
Yıldırım, savaş döneminde Bosna-Hersek'e gittiğini ve oradaki ortamdan etkilendiğini ifade ederek, dini, dili, etnik yapısı ne olursa olsun zulüm gören herkese yardım etmeye karar verdiğini, bu amaçla İHH'yı kurduklarını anlattı.
Şu an 140 ülkeye yardım çalışması yaptıklarını aktaran Yıldırım, "Kaçırılan kadın ve yetimleri bulduk. Gazze ve Filistin'de 11 bin yetime bakıyoruz. Dünya çapında ise 144 bin yetime bakıyoruz" dedi.
Yıldırım, 2008'de İsrail'in, Gazze'ye saldırdığını ve yasak olan silahların kullandığını, buna ilk tepkiyi de Taksim'e çıkan vatandaşların gösterdiğini dile getirerek, ''Biz de savaş sırasında orada olmaya karar verdik. Gazze'ye yardım götüren ilk yardım kuruluşuyuz. Gazze'ye vardığımızda her yere bomba atıldığını gördük. İsrail'in sadece insanları değil, çevreyi katlettiğini ve hayvanları öldürdüğünü gördük. İsrail'in amacı, insanların yiyeceğe ulaşmasına engel olmaktı'' diye konuştu.
Gazze'ye yardım filosu düzenleyen ilk kuruluş olmadıklarını, daha önce de 8 yardım filosunun bölgeye gittiğine işaret eden Yıldırım, bazı yardım filolarının içeri girdiğini, bazılarının ise girmesinin engellediğini kaydetti.
Yıldırım, Mavi Marmara gemisiyle Gazze'ye gitmeden önce 600 ayrı programda Gazze'ye niçin gittiklerini anlattıklarını belirterek, "İsrail kanalları ile röportaj yaptım. İsrail'e çağrıda bulundum. Ambargoya dikkati çekmek için Gazze'ye geleceğimizi söyledim. İsrail'e, 'Geliyoruz, gemimizde silah yok' dedik" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Parlamentosu'nun kendilerine destek açıklaması yaptığını dile getirerek, şöyle devam etti:
''Siyasi partilerin hepsi destek verdi. O dönem CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal'a o tuzak yapılmasaydı CHP'den de çok önemli bir temsilci Mavi Marmara gemisine binecekti. Gemide olup biten her şeyin listesi tutuldu. Süpürgelerin üzerinde bulunan sopaları bile çıkardık. Geminin her köşesini gösteren kamera sistemini kurduk. Gemide 70'in üzerinde medya kuruluşu vardı. Medya aracılığıyla yine İsrail'e çağrıda bulundum, 'İzin verirseniz 2-3 gün içinde yükümüzü boşaltıp döneceğiz. Bizi vurmaya kalkarsanız dünya bundan haberdar olur, zarar görürsünüz' dedim. Hatta 80 yaşındaki papaz da İsrail'e çağrıda bulundu.
Dünyada mermer kalple karşılaştık. İsrail'in ölüm kusabileceğini, saldıracağını düşünemedim. Zodyakların Mavi Marmara gemisine saldıracağını hiç düşünmedim. Çünkü gemide her ülkeden aktivist vardı. Gemidekilere çağrıda bulundum, 'Askerleri gemiye çıkarmamaya çalışın ama çatışmaya girmeyin. Çünkü bir İsrail askerinin burnu dahi kanasa, İsrail propaganda yapacak ve bizi haksız çıkaracak. Filistin davamızı haksız ilan ederler' dedim."
Yıldırım, İsrail askerlerinin hiçbir uyarı yapmadan gemiye saldırdığını söyleyerek, ''İsrail askeri karanlığın içinde öyle bir çıkış yaptı ki... Üstümüzde helikopter uçuyor. Zodyaklar etrafımızı sarmış. Bu da yetmezmiş gibi denizaltı getirmişler. Birden yoğun bir şekilde gaz, sis, ses ve ışık bombası attılar. Etrafta öyle mermi atılıyordu ki... Beyaz gömleğimi çıkardım İbranice bilen bir arkadaşa verdim. 'Bunu salla ve İsrail askerlerine teslim olduğumuzu söyle' dedim. Yaralı arkadaşlarımızı teslim ediyoruz almıyorlar. Katliamın boyutunu öğrendiğimde vicdan azabı çektim. Çünkü İsrail'in bu kadar şiddetli bir saldırıda bulunacağını tahmin etmemiştim'' diye konuştu.
Saldırı ihtimaline karşı gemideki temsilcilerle toplandıklarını ve görüştüklerini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
''Bize saldırırlarsa nasıl cevap vereceğimizi konuştuk. Sadece iki kişi 'sert cevap verelim' dedi. Diğer tüm arkadaşlarımız, gemiye almamaya çalışalım diye karar verdik. Ayrıca saldırı olması ihtimaline karşı nöbetçi koymaya karar verdik. Yalnız bunların sadece Türk vatandaşlarından olmasını istedik çünkü dil sorunu yaşamamak için. Bu nedenle hep soruyorlar, 'neden hep Türk öldü?' diye. İşte bu nedenle oldu.''
Yıldırım, İsrail'in uluslararası sularda hiçbir uyarı yapmadan gemiye saldırdığını aktararak, geçen günlerde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Süleyman Uğur Söylemez'in, olay sırasında bir gemiden uzun menzilli silahla vurulduğunu ifade etti.
''Ölseniz bile öldürmeyeceksiniz''
Bülent Yıldırım, olay sırasında herkese "ölseniz bile öldürmeyeceksiniz" talimatı verdiğini bildirdi.
Saldırının aslında İskenderun'da başladığını, daha sonra Mavi Marmara gemisine saldırıldığını belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Aynı gece 00.30'da İskenderun'da askerlerimiz şehit edildi. Bu olayla ilgili yakalanan zanlı Tel Aviv ile olan ilişkisini anlattı ve bu ifadeler basında da yer aldı. Aynı gece saat 04.30 da gemimize saldırı yapıldı. Bu ülkenin, milletin devletin ve askerin bir onuru var. Bunun dikkate alınması gerekir. Ben de bir avukatım, bu kadar çok tanığı veya şikayetçisi olan böyle bir dava var mı? Bizler adaletin var olup olmadığını sorguluyoruz. Bir kişi öldürülünce zanlı hakkında yakalama kararı çıkarılır. Ama hala bu davada bir karar çıkmadı. Heyecanla çıkmasını bekliyoruz. Birçok ülkede, Türkiye'de olduğu gibi dava açmaya çalışıyoruz ve Türkiye'yi örnek gösteriyoruz."
''Dünyadaki mazlumlar, Türkiye'de yargıçlar var diyecek''
Yıldırım, mevcut davanın açılmasının da geciktiğine işaret ederek, "Kaç yıl geçti, bir karar verilemedi çünkü gördüğüm kadarıyla anlaşma haberleri yüzünden bazı şeyler gecikti. İsrail buradan da karlı çıkmaya çalışıyor. Bu siyonizm belası hepimize zarar veriyor. Bizde cesur savcı ve yargıçlar var. Bütün dünyadaki mazlumlar Türkiye'de yargıçlar var diyecek. Bu dava, hukuk fakültelerine tez ve tarihe mal olacaktır. Hepimiz heyecanla karar çıkmasını bekliyoruz'' ifadelerini kullandı.
İsrail gündemini iyi takip ettiklerini dile getiren Yıldırım, İsrail'in kamuoyuna "davalardan vazgeçildiği takdirde tazminatı ödeyeceğini" duyurduğunu belirterek, ''Bizi satın alacaklarını düşünüyorlar. Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu söylüyorlar. Ama tüm yüreğimle yargının bağımsız olduğuna inanıyorum'' dedi.
YILDIRIM: SALDIRI İSKENDERUN’DA BAŞLADI
Duruşmaya verilen öğlen arasında Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde basın açıklaması da yapan Yıldırım, şunları söyledi:
“Bazı yabancılar çok ilginç bir şeyi bize hatırlattılar. Dediler ki ‘Mavi Marmara’ya saldırı Akdeniz’de olmadı. İskenderun’daki deniz askeri üssünden başladı.’ Çünkü 00.30’da önce İsrail kaynaklı bir takım kişiler biliyorsunuz İskenderun’daki Deniz Kuvvetleri’ne saldırdı, 7 kişiyi öldürdüler şehit ettiler vurdular. Saldıran kişinin Tel Aviv’le olan ilişkileri çıkıyor. Onların taşeronlarını da biliyoruz. Kadirov Çeçenistan’dan üç kere İHH dosyasını aldı İsrail’e koştu. Onlara havale etmişler.
EN GÜZEL İLİŞKİ SIFIR İLİŞKİ
İsrail’le en güzel ilişki sıfır ilişkidir. Adam bana, ‘seni Türkiye’de öldüreceğiz’ diyor. Öyle teklifler geldi ki biz yumuşasak o teklifleri kabul eder dünyanın en büyük mal varlığına sahip kuruluşu olurduk. Bize ne diyorlar biliyor musunuz ‘acaba bir takım kişiler enerji anlaşması yapmak için bu normalleşme sürecini başlatmak istiyor. İsrail de davaları şart koşuyor. Acaba mahkemeler de siyasi davranıp bu süreci uzatıp bu anlaşmalar yapıldıktan sonra bu işi rafa mı kaldıracak.’ Normalleşmede de işte efendim gelecek Konya semalarını tekrar kullanacak. Yok öyle hikaye. Konya semalarında bundan sonra asla hiç bir İsrail uçağı uçamayacak. Bunu bütün dünya bilsin.”
ÖZÜR BEKLİYORUM
Bir basın mensubunun Uğur Süleyman Söylemez’in ölümünün ardından Fetullah Gülen’in taziyede bulunmadığını belirterek, “Bunu nasıl yorumluyorsunuz? Mavi Marmara olayında paralel yapının rolü ne?” diye sorması üzerine Yıldırım, “Bugüne kadar duruşmalar uzadı ‘hep paralel yapı’ dedik. Şimdi bu paralel yapı kısmen bertaraf edildi. Bakacağız başka bir derinlik var mı bu işin içinde. İkincisi biz taziye yayınlayan herkesin kendisinin kazanacağına inanıyoruz. Aslında biz bir özür bekliyoruz. Çünkü bize denildi ki o zaman bu röpörtajda ‘Buna BM karar versin.’ BM İnsan Hakları Komisyonu yani Fetullah Gülen Bey, BM’ye havale etti işi. BM karar verdi. İnsan Hakları Komisyonu, yüzde yüz İsrail’i haksız gördü. Biz haklı olduğumuzu daha kime teyit ettireceğiz Allah aşkına. Umarım şehitlerin yakınlarının üzüntüsünü bu şekilde giderirler. Allah hepimize akıl fikir versin” diye yanıt verdi.
------------------------------------------------------------------------------
MAHKEMEYE ÇIKMALARI ŞART
27.05.2014 09:58 Mavi Marmara davasında 4 İsrailli komutan hakkında verilen yakalama kararını değerlendiren İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şen, kırmızı bülten talebinin Adalet Bakanlığı aracılığıyla İnterpol'e gönderileceğini söyledi. İnterpol'ün, talebi uygun bulmasının ardından kırmızı bülten çıkaracağını kaydeden Şen, 'Ancak İsrail sanıklara diplomatik dokunulmazlık çıkarsa, onlara birşey olmaz. Bu şahıslar turistik vaziyette yurt dışına çıkarlarsa gözaltına alınıp Türkiye'ye iadeleri yapılır' diye konuştu. Sanıkların sorgu için Türkiye'ye getirilmek zorunda olduğunu vurgulayan Şen, 'Öldürme suçlarında tutuksuz yargılama için güvence belgesi verilemez. Ancak isterse mahkeme istinabe (adli yardımlaşma) yoluyla ifadeleri alınır. İsrail kabul ederse, sorgu uzaktan, sesli ve görüntülü yapılabilir' dedi.
------------------------------------------------------------------------------
DÜNYA BASININDA NASIL YANKILANDI?
27.05.2014 11:16 Mavi Marmara Davası'nın 6. duruşması dün İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmadan, aralarında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Aluf Gabiel Ashknazi'nin de bulunduğu 4 İsrailli sanığın kırmızı bültenle aranması kararı çıktı. Davanın düşürüleceğine dair iddialar gölgesinde yürütülen duruşmadan çıkan bu karar Batı Medyası'ndan Arap Medyası'na geniş yankı uyandırdı.
İstanbul 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmadan çıkan karar dünya basınında geniş yer buldu. İsrailli üst düzey yetkililer hakkında çıkan yakalama kararı, İsrail Basınında duruşmanın hemen ardından ülkenin Haaretz, Jerusalem Post, Ynetnews gibi en büyük gazetelerinde yer almıştı. "Türk Mahkemesi'nden İnterpol'e: Yakalayın" gibi başlıklarla verilen haberlerin detayında duruşmadan sonra yapılan basın açıklaması da yer aldı.
"Mesajı gayet iyi aldık"
Akşam saatlerinde ismini vermeyen İsrailli bir yetkili AFP'ye verdiği röportajda "Türk halkının vermek istediği mesaj buysa, mesajı gayet iyi aldık" şeklinde açıklama yapması dikkat çekti.
İngiliz Basını: İsrail-Türkiye ilişkileri kopma noktasındaydı
İngiliz basınının en önemli gazeteleri The Independent, Daily Mail, The Times duruşmada verilen kararı "Türk mahkeme İsrailli komutanların tutuklanmasına karar verdi" başlığıyla duyurdu. Mavi Marmara'ya ilişkin detayların da belirtildiği haberlerde 4 yıl önce meydana gelen bu olayın 9 Türk'ün ölümüne sebep olduğu ve İsrail-Türkiye ilişkilerinin kopma noktasına geldiği belirtiliyor.
"Kritik" bir karar
Amerika basınının önde gelen gazetelerinden Washington Post'ta da "Türk mahkeme İsrailli komutanların tutuklanmasına karar verdi" başlığıyla yayınlanan haberde bu "kritik" kararın 4 yıldır ölü olan İsrail-Türkiye ilişkilerinin tam da yeniden canlanmaya başladığı dönemde alınmasına dikkat çekildi. Yine aynı başlığı kullanan New York Times, bazı İsrailli vekillerin kararı "gülünç bir provokasyon" olarak değerlendirdiklerini aktardı.
Arap Basınında büyük yankı
Arap Basınında da büyük ses getiren haberlerden biri olan duruşma sonucu manşetlerden duyuruldu. Londra'da yayın yapan Suudi Arabistan gazeteleri el-Şark al-Awsat ve el-Arab gazeteleri "İsrailli komutanlara yakalama kararı" şeklinde verildi. Mısır gazeteleri el-Ahram, el-Hayat gibi gazetelerde de haber yer aldı. Gazetelerin yanı sıra Resmi ajanslardan da duyurulan haber, büyük ilgi gördü. Kuveyt Resmi haber ajansı Kuna, Katar Resmi haber ajansı QNA, Tunus Resmi Haber ajansı TAP'da yer alan haberlerin büyük çoğunluğunda "İsrail generallerine yakalama kararı" başlığıyla verilmiş.
Ve Filistin Basını...
Filistin'de basılması ve dağıtılması yasak olan ancak geçtiğimiz haftalarda Fetih-Hamas birleşmesiyle yeniden yayına başlayan al-Quds gazetesi, duruşma kararını "İsrailli Generaller, Mavi Marmara'ya saldırdıkları için aranıyor" şeklinde duyurdu. Duruşmanın ardından açıklama yapan iHH Başkanı Bülent Yıldırım'ın sözlerine geniş yer ayrılan haberde "Davamızdan dönmeyeceğiz" ifadesi üstünde duruldu. "Filistin" gazetesinde de haber manşete taşınarak aynı detaylara yer verildi.
Alman Basını: Erdoğan'ın güçlü sinyalleri
Berlin'de yayınlanan "B.Z", "Frankfurter Rundschau" "Frankfurter Rundschau", "Berliner Morgenpost", "Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazeteleri ise kararları, "Büyükelçinin sınır dışı edilmesi İsrail'i tehlikeye sokacak ve dışlayacak", "Erdoğan'ın güçlü sinyalleri", "Türkiye, İsrail ile gerginliği arıyor" başlıklarıyla yayınladılar.
Türkiye'nin İsrail'e yönelik kararları, Alman basınında genelde "Türkiye'nin verdiği güçlü, ancak abartılı bir sinyal" olarak değerlendirildi.
Berlin'de yayınlanan "B.Z" gazetesi, "Büyükelçinin sınır dışı edilmesi İsrail'i tehlikeye sokacak ve dışlayacak" başlığıyla yayınladığı bir yorumda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ilke olarak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını kabul ettiği, ancak 4 milyondan fazla Filistinli'nin bölgede bağımsız bir devlet oluşturmasının aslında Yahudi devletinin sonu anlamına geleceği görüşüne yer verildi.
İsrail dost ülkeye muhtaç
Yorumda, Türkiye'nin aldığı yeni kararlarla İsrail'in daha da yalnızlığa sürüklendiği, İsrail'in, ABD ve Almanya gibi az sayıdaki dost ülkeye muhtaç olduğu savunuldu.
"Frankfurter Rundschau" gazetesinde "Erdoğan'ın güçlü sinyalleri" başlığıyla yayınlanan bir yorumda, Türk hükümetinin, İsrail'e karşı gösterdiği sert tepkiyle bölgedeki güç seçeneklerinden faydalandığını gösterdiği belirtilerek, "Dengeli BM raporu anlaşmak için iyi bir temel oluşturabilirdi" denildi.
Yorumda, Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliğin, istikrarsız bir bölgede istikrar sağlanmasını isteyen ABD'nin çıkarına olmadığı görüşüne yer verildi.
"Berliner Morgenpost" gazetesinde "Türkiye, İsrail ile gerginliği arıyor" başlığıyla yayınlanan bir yorumda ise, Türkiye'nin gerginliği azaltmak için daha fazla çaba harcaması gerektiği savunularak, "Ankara tarafından gerginliğin artırılması kabul edilemez ve Alman hükümeti de bunu açıkça dile getirmeli" şeklinde görüş belirtildi.
"Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazetesinde yer alan bir yorumda ise, bölgedeki gerginliğin artırılmasının ne Türkiye'nin, ne de İsrail'in çıkarına olduğu belirtilerek, Türkler'in ve Yahudiler'in Osmanlı Devleti döneminde yıllarca barış içinde bir arada yaşadığı, her iki ülke diplomatlarının en kısa zamanda bunu hatırlayarak, bir an önce soruna bir çözüm yolu bulması gerektiği ifade edildi.
İspanyol Basını: Türkiye, İsrail'in suratına kapıyı çarptı
İspanyol basınında ise yüksek tirajlı sol görüşlü gazetesi "El Pais", "Türkiye, İsrail ile ilişkileri kesme tehdidinde bulunuyor"; "ABC", "öfkeli tepki"; "La Vanguardia" ise "Türkiye, İsrail'in suratına kapıyı çarptı" ifadelerini başlığına çıkardı.
Türkiye'nin İsrail ile ilgili aldığı karar İspanyol basınında bugün birinci sayfadan verilip, geniş yer ayrıldı.
Ülkenin yüksek tirajlı sol görüşlü gazetesi "El Pais", "Türkiye, İsrail ile ilişkileri kesme tehdidinde bulunuyor" başlığını atarken, "Gazze filosuyla ilgili BM'nin hazırladığı rapor sonrasında Ankara, alınacak önlemlerde 'sadece ilk adım' diyerek, İsrail büyükelçisini sınırdışı etti ve askeri anlaşmaları dondurdu. Türkiye, İsrail'i ilişkileri tamamen kesmekle tehdit ediyor" denildi.
İsrail Orta Doğu'daki müttefiklerini kaybediyor
"İsrail, Orta Doğu'daki müttefiklerini kaybediyor" diye yazan El Pais, "Bir şey kesin: Kriz, Türkiye'ye olduğu kadar İsrail'e de zarar veriyor. Türkiye'ye zarar veriyor çünkü, İran'dan İsrail'e tüm komşularıyla olan ilişkileri sayesinde bugünkü yüksek diplomasisini elde etmeyi başardı. İsrail'e zarar veriyor, çünkü, BM'nin Filistin devletini tanıma kararı almaya yakın olduğu bir dönemde daha fazla yalnız kalma lüksüne sahip değil" yorumunda bulundu.
Sağ görüşlü "El Mundo" gazetesi de "Türkiye, İsrail ile bağları koparıyor" başlığını attı. Haberde, "Ültimatom tamamlandı. Gelecek Çarşamba günü Ankara'daki İsrail büyük elçiliğinde 2. katip düzeyinden yüksek diplomat kalamayacak" ifadeleri kullanıldı. "El Mundo", İsrail hükümeti kaynaklarının ise "İsrail, kaybedilen hayatlar için üzgün ama tamamen askerlerinin savunmasına ilişkin bir olaydan dolayı özür dilemeyecek. Türkiye gibi önemli bir müttefik ile olan farklılıklarımızı aşmayı umuyoruz" dediğini belirtti.
"Türkiye İsrail büyükelçisini sınırdışı ediyor ve askeri bağları kopartıyor" başlığını kullanan sağ görüşlü "ABC" de, BM'nin Gazze filosuyla ilgili raporundan sonra Türkiye'nin aldığı kararları "öfkeli tepki" olarak değerlendirdi. (Yenişafak)
------------------------------------------------------------------------------
O KOMUTAN: TÜRKİYE'YE GİTMEYE NİYETİM YOK
27.05.2014 16:59 10 Türk vatandaşının ölümüne yol açan Mavi Marmara baskınından dolayı İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hakkında tutuklama emri çıkartılan İsrailli yetkililerden biri olan eski İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, yargı kararını yorumladı. Yadlin karar için "Zaten Türkiye'ye gitmeye niyetim yok" yorumunu yaptı. Jewish Press’in haberine göre, halen İsrail Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanlığı yapmakta olan Yadlin, hakkındaki tutuklama kararını değerlendirirken, “Zaten Türkiye ’ye gitmeye niyetim yok, tıpkı Suriye ’ye, İran’a veya Kuzey Kore’ye olduğu gibi” dedi.Mavi Marmara davasına bakan mahkeme , dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashkenazi’nin de aralarında bulunduğu 4 sanık hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Mahkeme kırmızı bülten çıkarılmasını da istemişti. (Radikal)
------------------------------------------------------------------------------
YAKALAMA İTİRAZINA RET
16.06.2014 20:17 Mavi Marmara davasında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi ve 3 İsrailli komutan hakkında yakalama kararı çıkarılmasına yapılan itiraz reddedildi. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Mavi Marmara davasının son celsesinde mahkeme, sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar vermişti. Duruşmalara katılmayan İsrailli komutanlar için mahkeme sanıkların üzerine atılı 'kasten öldürme ve kasten öldürmeye azmettirme' suçları için yasada öngörülen cezanın alt haddini göz önüne alarak İstanbul Barosu'ndan avukat görevlendirilmesine karar vermişti. Yasa gereği barodan görevlendirilen avukat yakalama kararına itiraz ederek mahkemeden kararın düzeltilerek geri alınmasını istedi. Kararın geri alınması talebini reddeden İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı değerlendirmek üzere İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Avukatların itirazını değerlendiren İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, İsrailli komutanlar hakkında çıkarılan yakalama kararının yerinde olduğuna hükmederek itirazı reddetti.
(26 Mayıs 2014, 15:43), son güncel.: (16 Haziran 2014, 20:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: