Zaman Gazetesi ve Today's Zaman, yeni bir skandala daha imza attı. Paralel medya, Türkiye'nin angajman kuralları gereği Suriye uçağına müdahalesini, 'seçim öncesi siyasi manevra' olarak değerlendirdi. Aylar öncesinden Suriye'ye karşı angajman kurallarının değiştiği ve sınır ihlali durumunda uçak ve helikopterlerin düşürüleceği açık açık bildirilmesine, iki uçaktan birinin uyarılar üzerine geri döndüğü ancak diğerinin ilerlemeye devam ettiği, bunun üzerine de düşürüldüğünün belirtilmesine rağmen cemaat medyasında Türk hükümetinin suçlanması tepki çekti. Liderlerinin 1999'dan beri ABD'de yaşamaya başladığı cemaate bağlı medyanın son aylardaki yayın politikası vatana ihanet derecesine varmaya başladı. Suriye'ye yardım götüren TIR'ların durdurulmasında Türkiye'ye mi yoksa Suriye'ye bağlı bir medya mı şüphesi doğuran habercilik yaklaşımı gösteren bu kesim şimdi de Suriye savaş uçağının düşürülmesinde benzer bir tavır gösteriyor. Geçtiğimiz haftalarda savcı ve hakimlere yönelik şok mesajlar içeren bir ses kaydı yayınlanmıştı. Türkiye'nin gözden çıkarılabileceğinin belirtildiği, ABD'nin yanında yer almanın tercih edilmesini isteyen ses kaydı, ortaya çıkan ve sayısı giderek artan diğer somut bulgularla birlikte değerlendirildiğinde, o tercihin yapılmış olduğunu düşündürüyor.
24.03.2014 13:16 Sınır ihlali yapan bir Suriye savaş uçağının TSK tarafından dün düşürüldüğü açıklandı. Türkiye, Haziran 2012’de F-4 tipi savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesi sonucu değiştirdiği angajman kuralları çerçevesinde, dün ikinci kez bir Suriye hava unsurunu vurarak düşürdü.
Hatay’ın Yayladağı ilçesinin hemen karşısındaki Kesep kasabası yakınında dün saat 13.00 sıralarında Suriye Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş uçağı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından vuruldu. Uçağın Diyarbakır’daki 181’inci Filo’ya (Pars Filosu) bağlı F-16’lar tarafından düşürüldüğü öğrenildi. Türkiye böylece son yedi ay içinde ikinci kez bir Suriye hava unsurunu düşürmüş oldu. Eylül 2013’de de Türk F-16’ları bir Suriye helikopterini havadan havaya füzeyle vurarak düşürmüştü.
Türk Silahlı Kuvvetleri bir açıklama yaparak, iki Suriye savaş uçağının hava sahamıza yaklaşması üzerine uyarı yapıldığını, bu uyarı üzerine uçaklardan birinin geri döndüğünü diğerinin ise ilerlemeye devam ederek hava sahamıza girdiğini ve 4 kez uyarılmasına karşın ilerlemeyi sürdürdüğünü, bunun üzerine de uçağın Türk savaş uçaklarınca düşürüldüğünü bildirdi.
UÇAK SANKİ PENSİLVANYA'YA DÜŞTÜ
Cemaat yayın organı olan ve ingilizce yayın yapan Today's Zaman, 4 kez uyarılmasına rağmen sınır ihlali yapan Suriye uçağının düşürülmesini manşetine taşıdı. Gazete bu müdahaleyi "30 Mart seçim öncesi sızdırılabilecek olası bir ses kaydını örtbas etme girişimi" olarak değerlendirdi.
Cemaatin ana yayın organı Zaman gazetesi de aynı haberi 1. sayfadan gördü. Manşetin hemen solunda yer alan haber "Seçim öncesi Suriye savaş uçağı vuruldu" başlığıyla verildi. Zaman, "Seçimlere üç-beş gün kala bunun ortaya çıkması insanları şüphelendirecektir" vurgusuyla verdiği haberde, müdahaleyi açıkça "seçim öncesi siyasi manevra" olarak değerlendirdi.
İŞTE TODAY'S ZAMAN'IN HABERİ:
ANAVATAN HANGİSİ?
Liderleri Fethullah Gülen'in 1999'da Türkiye'den kaçarak ABD'de yaşamaya başladığı cemaate bağlı medyanın son aylardaki yayın politikası vatana ihanet derecesine varmaya başladı. Suriye'ye yardım götüren TIR'ların durdurulmasında Türkiye'ye mi yoksa Suriye'ye bağlı bir medya mı şüphesi doğuran habercilik yaklaşımı gösteren bu kesim şimdi de Suriye savaş uçağının düşürülmesinde benzer bir tavır sergiliyor.
Angajman kuralları, askeri anlamda bir ülkenin başka bir ülkenin hava sahasını ihlal etme veya ülke topraklarında oluşacak bir tehdide karşı yapılacak askeri tepkinin şartlarını belirlemektedir. Suriye'nin geçtiğimiz yıl bir Türk savaş uçağını düşürmesi üzerine Suriye'ye karşı angajman kurallarının değiştiği ve sınır ihlali durumunda uçak ve helikopterlerin düşürüleceği Türk yetkililerce açık açık ilan edilmişti.
Buna rağmen, sınır ihlali yapan Suriye savaş uçağının düşürülmesine cemaat medyasının yaklaşımı ilginç oldu. Türk hükümeti adeta suçlu ilan edildi. Uçağın düşürülmesinin seçim öncesi bir hamle olduğu iddia edildi. İki uçaktan birinin uyarılar üzerine Suriye'ye geri döndüğü ancak diğerinin 4 kez uyarılmasına karşın Türk topraklarında seyrini sürdürmesi üzerine düşürüldüğünün yetkililer tarafından açıklanmasına ve delillerinin uluslararası kurumlara sunulabileceğinin belirtilmesine karşın cemaat medyasının bu yaklaşımı kamuoyunda şok etkisi yaptı.
Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz haftalarda savcı ve hakimlere yönelik şok mesajlar içeren bir ses kaydı yayınlanmıştı. Şok mesajlar içeren kayıtta konuşan kişi şunları söylüyordu:
"150 devlet içinde hizmet hareketimiz ve müesseselerimiz var. MOSSAD, CIA ve diğerleri Uzun'u götürmek istiyor. Bize de onun akılsız davranışları yüzünden '159 ülkedeki okullarınızı kapatırız ya da RTE'yi götürürsünüz' diyorlar. Hizmetimizin selameti için 1 kişi veya ülke gitse ne olur. Bu hizmetin bekaası için gerekirse Türkiye feda edilir. Türkiye'deki mücadelede ABD'nin yanında yer alırsak güçlü çıkarız. Ok yaydan çıktı bir kere. Bu safhadan sonra geri dönüş 'yok olmamız' anlamına gelir. Onun için tüm imkanlar kullanılarak taarruz tek yoldur. Önümüze kim çıkarsa ezip geçeceğiz. Seçimlerde yüzde 65 ile bile gelseler, dosyalarla götürmek zorundayız. 44 yılda ördüğümüz hırkayı 'buyrun siz giyin' diyecek değiliz. Büyük bir fayda için küçük kötülük yapılabilir."
Ortaya çıkan ve sayısı giderek artan somut bulgular, ses kaydındaki tercihin yapıldığını ve cemaat yöneticilerinin Türkiye'yi değil, ses kaydında da açıkça belirtilen ülkeyi kendilerine anavatan seçtiklerini düşündürüyor. Bu konuda daha önce yapılan haberlerde daha somut belgeler de sunulmuş, örneğin iki CIA ajanının devreye girmesiyle ABD mahkemesinin 'Gülen'in ABD'nin menfaatlerine çalıştığı' görüşüne vardığı ve ona sürekli oturum izni verdiği gösterilmişti.
'Hizmet Hareketi' de denilen bu yapılanmanın ABD'ye hizmet ettiğine dair deliller üzerine Rusya yüksek mahkemesi cemaatin tüm faaliyetlerine 2011'de yasak getirdi. Yine 2011'de Özbekistan, Gülen cemaatinin okullarında çalışan Amerikalı öğretmenlerin CIA ajanı olduğunu ve diplomat pasaportuyla ülkeye girdiklerini ortaya çıkardı. 5'i ABD'li 3'ü Türk 8 öğretmen tutuklandı. Bu ülkelere son olarak geçtiğimiz günlerde Azerbaycan da eklendi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(24 Mart 2014, 13:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: