Başbakan Erdoğan, Paralel Yapı ile ilgili ilk kırılmanın 2010 referandumunda yaşandığını söyledi. 'Şimdi anlaşılıyor ki emniyet ve istihbaratın ardından yargıyı da böyle ele geçirdiler' diyen Erdoğan, bu yapıya karşı 30 Mart seçimlerinin ardından adım atılacağını belirtti: 'Pensilvanya'daki örgüt şemasında Kainat İmamı diye geçiyor. Hesaplarını Türkiye'ye Humeyni gibi dönmek üzerine kurmuşlar. Mesih diyorlar, mehdi diyorlar. Bütün bunların hepsini söylüyorlar. Örgütün şeması elimizde. Kainat imamı diye başlıyor. Altta kıta imamları. Mesleki imamlar... Aklınızın, hayalinizin almayacağı şeyler. 30 Mart'tan sonraki etaplarda atacağımız, planımızda olan birçok adımlar var.'
05.03.2014 12:11 Başbakan Erdoğan pazartesi günü Niğde ve Osmaniye’de gerçekleştirdiği mitinglerden sonra dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Fethullah Gülen’in “Cebrail parti kursa oy vermem” açıklamalarıyla itikadi manada sarsıntı geçirdiğini söyleyen Erdoğan, asıl kırılmanın 7 Şubat’ta değil 2010 referandumunda olduğunu söyledi. Erdoğan, “Gayretlerinin iyi niyetten kaynaklanmadığını, istihbarat ve emniyetten sonra yargıyı da ele geçirmek için hareket ettiklerini, bunun bugün ortaya çıktığını” belirtti. Paralel yapıya karşı adımların 30 Mart’tan sonra atılacağını söyleyen Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Savaş Ay röportajı beni sarstı
“17 Aralık’tan sonra yaşananlar ciddi manada meydanları olumlu etkiledi. Bir birliktelik dayanışma sağladı. CHP’ ve MHP’nin Pensilvanya ile olan ilişkileri de insanları tetikledi. Hele hele mesela ben şimdi rahmetli Savaş’ın (Ay) onunla olan o söyleşisini görünce doğrusu itikadi noktada çok ciddi ikilemin içine düştüm, sarsıntı geçirdim.”
İşadamlarından haraç toplandı
“Bu yapının makbuzsuz ‘himmet’ diyerek topladığı paralar ciddi sorun. Bir şey daha ortaya çıkıyor; haraçlar. Çünkü anlaşılıyor ki tüm dinlemelerini işadamlarına şantaj için kullandılar. Ülke gerçekten paralel yapı eliyle darbeyle karşı karşıya. Şimdi bu ortaya çıkmış oldu. Bundan sonrası seçimler, sonrası da, buraların dizayn edilerek temizlenmesi arındırılması.”
Bunlar ‘27 Mayıs’ın Sivil’i
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nı dinlemek Milli Güvenlik sorunudur. Bu zaten MGK açıklamasında vurgulandı. Mesele artık devlet politikası haline geldi. Çalışmalar da başladı. Bu adamlarla ben bu meseleyi birkaç yıldır görüşüyorum. Şu bölücülüğü yapmayın diyorum. Darbe yapmak istediler. Samimi olmayınca yakayı ele verdiler.”
1 numara ‘Kainat İmamı’
“Pensilvanya’daki örgüt şemasında Kainat İmamı diye geçiyor. Hesaplarını Türkiye’ye Humeyni gibi dönmek üzerine kurmuşlar. Mesih diyorlar, mehdi diyorlar. Bütün bunların hepsini söylüyorlar. Örgütün şeması elimizde. Kainat imamı diye başlıyor. Altta kıta imamları. Mesleki imamlar... Aklınızın, hayalinizin almayacağı şeyler. 30 Mart’tan sonraki etaplarda atacağımız, planımda olan birçok adımlar var. Bu adımları süratle atıp neticelerini almak olacak. Sonra biliyorsunuz Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Amacımız bu seçimlere Türkiye’yi daha huzurlu sokmak.”
REFERANDUMLA BÜTÜN YARGIYI ELE GEÇİRDİLER
“7 Şubat girişiminden bu yana değişen birşey yok. 7 Şubat işin görüntüde bir kırılmasıdır da, asıl olay son referandumla alakalıdır. 2010 referandumu, onların dikkat ederseniz onların çok çırpındığı bir referandum oldu. Sizlerden de bir adım önde gittiler. Meğerse bu iyi niyetli değilmiş. Şimdi onları düşünüyorum. Niye iyi niyetli değilmiş. Çünkü o referandumda bunların tek hedefleri vardı. İdari ve adli yargıyı ele geçirmek. Ve bunu başardılar. Az veya çok başardılar. Ve ondan sonra Şubat olayı gelir. Ondan sonra bu olaylar gelmeye başladı. Çünkü dinlersin ama dinlemenin bir de adli boyutu yargıdaki boyutu var. Onun oradan tamamlanması lazım. Tamamlanmadığı zaman bir anlamı olmuyor. Onlar orayı hallettiler. Dolayısıyla yargıya bu iş gittiği zaman, orada da biz gereğini yapacağız dediler. Hem birincil mahkemede hem üst mahkemede çözmüş oldular. Üçayağını da tamamladılar. İşin istihbarat ayağı, emniyet ayağı, yargı ayağı.” (Star)
ERDOĞAN: SEÇİMLERDEN BİRİNCİ ÇIKMAZSAK GÖREVİ BIRAKIRIM
Başbakan Erdoğan bir açıklama da AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen, "Yerel Medya ile Buluşma" programında yaptı. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
“Bir başbakanı dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz, bir cumhurbaşkanını, bir genelkurmay başkanını, bakanları dinleyemezsiniz. Savcı tamamen keyfi bir şekilde devletin mahrem telefon görüşmelerini dinlemiştir. Hukuksuzluk sadece dinlemeden ibaret değildir, gizli bir dosyada yer alan dinlemeler de birilerine servis edilmiş, bu yolla da savcı ya da bu dinleme yapan memurlar ayrıca Anayasa'yı, yasaları çiğnemiştir.
Bunları yayınlayanlar da anayasa ve yasaşları ihlal etmiştir buna CHP Genel Başkanı da dahildir. Kriptolu telefonlar dinlenmiştir. Çok vahim bir skandalla karşı karşıyayız. Türkiye'de örneği görülmeyen ihanet girişimi ile karşı karşıyayız. Bu dinlemeler gerekli izinler alınmadan yapılmıştır. Şu ana kadar sadece birkaç dosyadaki dinlemeler ortaya çıkarılmıştır. Selam örgütü adında hayali örgüt oluşturuldu 3 bine yakın kişi 3 yıl süre ile dinlendi.
MİTİNG GÖRÜNTÜLERİNE MONTAJ DİYORLAR
Ankara’ya kapanıp kalmış bir genel başkan olmadı. Hamdolsun bugüne kadar görülmemiş bir coşkuya tanık oldum. Birileri ahlaksızca çıkıp bu mitinglerdeki görüntülerin montaj olduğunu söylüyorlar. Onlar buyursun gelsin kendi gözleriyle görsün.
Bindirilmiş kıta mantığını kabul etmeyen bir genel başkanım. Meydandaki reel yapıyı görmek için teşkilatımıza bu talimatı kesin olarak vermiş bir genel başkanım.
PARTİM BİRİNCİ OLMAZSA GÖREVİ BIRAKIRIM
Niye bu partiler hep ikinciliği, üçüncülüğü kabul ediyorlar. Bir sayisi parti niye birinciliği istemez. Ben partim birinci olmazsa siyaseti bırakırım. Kılıçdaroğlu bunu diyebilir mi? MHP'nin Genel Başkanı Türkeş'ten sonra oraya yerleşti bırakmıyor. Oy oranı belli, iktidar olma şansı yok.
ADALET BAKANIMA YAKINDAN TAKİP ET DEMEKTEN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR
Dün bir tane daha yayımladılar, Adalet Bakanımla benim görüşmem, bugün malum gazete yayınlamış, çünkü kendileriyle ilgili. Dönen dolapları tabii biz biliyoruz. Benim Adalet Bakanıma 'Bunu yakından takip et' dememden daha doğal, daha tabii ne olur. Bana ilgili kuruluşumun verdiği bilgiler, SPK'nın verdiği bilgiler çok çok tehlikeli bilgiler ve paralel yapı veya paralel yapının dışında yapılar, bu kirli ilişkiler, ister istemez 'Burayı yakından takip et' dememi gerektiriyor. Bunu ben ülkem için milletim için istiyorum.
'ORTALIĞA ÇOK PİSLİK DÖKÜLECEK'
Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, Anayasa'yı, yasaları çiğneyenler göreceksiniz, kısa süre zarfında bunun hesabını vermeye başlayacaklar. Ortalığa çok pislik dökülecek şimdiden size söylüyorum. Kurban kesim faaliyetlerinden zekat toplanmasına, bankacılık faaliyetlerinden sınavlara, ajanlık faaliyetlerinden tehdit, şantaj, haraç toplamaya kadar çok geniş bir yelpazede, çok çarpıcı, çok şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkacak.
"KURALLAR İHLAL EDİLMİŞTİR"
İngiltere'de gazeteciler haber yapma adına bazı telefonları dinlediler, telefon mesajlarını elde ettiler. Bundan dolayı yapılan soruşturmada 50 gazeteci gözaltına alındı. Bunlardan bazıları mahkum oldu. Bu skandala karışan gazete ortaya çıkan skandaldan dolayı mahcup duruma düştü. Yayıncı kuruluş tarafından bu gazete kapatıldı. Ama dikkat edin hiç kimse, 'İngiltere'de gazeteciler tutuklandı, gözaltına alındı' demedi. Hiç kimse, 'İngiltere'den basın özgürlüğü yok' demedi. Bizim şu anda yaşadıklarımıza bakın, İngiltere'de yaşananlara bakın. Şu anda birçok gazete ve televizyon, birçok internet sitesi hukuku hiçe sayarak, Anayasayı, yasaları, bunlarında ötesinde insani ve vicdani değerleri ayaklar altına alarak her gün ses kayıtları ya da tapeler yayınlıyor. Ama montaj ama montajsız, aklınıza ne geliyorsa... Bazıları bu dinlemelerine 'bunlar yasal dinleme' diyerek kılıf uyduruyor. Bu yayınlanan dinlemeler yasal dinleme değildir. Türkiye'de dinleme yapmanın belli kuralları vardır ve bu kurallar ihlal edilmiştir.
Bu dinlemeler hukuk adına yapılmadı; Türkiye adına, Türkiye'nin huzuru, güvenliği, istikbali adına yapılmadı. Çok net bir şekilde görülüyor ki, bu dinlemeler bir örgüt adına, örgütün çıkarları adına, o örgütü kontrol eden devlet ya da uluslararası çevreler adına yapıldı.
Düşünebiliyor musunuz? TÜBİTAK gibi kurum merkezinde bu dinlemeleri yapıyor ve siz 'burası güvenli hattır' diye öyle zannediyorsunuz. Halbuki 'güvenli hat' diye bir şey söz konusu değil. 'Güvenli hat' diye söylenen bu kriptolu telefonlar, bunu inşa eden, tesis eden, üreten, imal eden yer tarafından merkezde dinleniyor, orada depolanıyor.
"ELLERİNDE NE VARSA DÖKSÜNLER"
Ellerinde ne varsa döksünler ortalığa diyorum. Neleri varsa sürsünler. Hatta bugün şunu da söylüyorum. Daha önce yaptıkları gibi bugün de istedikleri montajı yapsınlar, istedikleri kurguyu ve dublajı yapsınlar, piyasaya sürsünler. Biz bundan korkmuyoruz. Milletimiz de bunlara zerre kadar pirim vermiyor. Zaten meydanlar her şeyi çok açık net hamdolsun söylüyor. Şu ana kadar 14 vilayete gittim. 14 vilayetin meydanları her şeyi çok açık net söylüyor.
Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, Anayasayı, yasaları çiğneyenler göreceksiniz, kısa süre zarfında bunun hesabını vermeye başlayacaklar. Ortalığa çok pislik dökülecek şimdiden size söylüyorum. Kurban kesim faaliyetlerinden zekat toplanmasına, bankacılık faaliyetlerinden sınavlara, ajanlık faaliyetlerinden tehdit, şantaj, haraç toplamaya kadar çok geniş bir yelpazede, çok çarpıcı, çok şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkacak.
Eski Türkiye'yi özleyenler işte en son 17 Aralık darbe girişimini yaparak, son bir umutla yeni Türkiye'ye hücum ettiler. Dikkatinizi çekiyorum, eski Türkiye'yi özleyen kim varsa bu saldırının içerinde yer aldı ve yer almaya devam ediyor. Siyasi partiler, bazı medya kuruluşları, bazı işveren çevreleri, bazı STK'lar, yapılanmalar, örgütler hep birlikte yeni Türkiye'ye karşı son bir saldırıda bulunuyorlar. Bütün güçlerini topladılar, ellerindeki tüm imkanları ortaya koydular. İçeride ve dışarıda bütün müttefikleriyle biraraya geldiler. Açıkçası bu sürecin sonunda yok olmayı dahi göze alarak son bir saldırı düzenlediler. Burada şunu çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum, 17 Aralık darbe girişimi aldığımız tedbirler ve yaptığımız düzenlemeler sayesinde çuvallamıştır. Sert kayaya çarpmıştır ve tam anlamıyla başarısız olmuştur. 17 Aralık darbe girişimi hükümetimiz tarafından püskürtülmüştür.
Açıkçası bu şer girişiminden Türkiye için bir hayır doğacağına ben tüm samimiyetle inanıyorum. Bu darbe girişimiyle Türkiye içindeki son çete de deşifre olmuştur ve tasfiyesi başlamıştır.”
(05 Mart 2014, 12:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: