Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 2007'de biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davada Cumhuriyet Savcısı mütalaasını sundu. Davanın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçunu işlediğini belirten Savcı, ancak aynı fiilden İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi'nde ceza verildiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etti. Savcı, silahlı terör örgütü yöneticisi olduğunu iddia ettiği Tolon'un, 3 kez adam öldürmeye azmettirme, 3 kez kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme ve yağma suçlarından cezalandırılmasını istedi. Savcı diğer bazı sanıklar için de hükümeti devirmeye çalışma suçlamasıyla müebbet hapis cezası talep etti. Savcı, çok önemli bilgiler vererek cinayetlerin ve örgütün çözülmesinde kritik rol oynayan gizli tanık ve sanık İlker Çınar için etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istedi. Mütalaadaki belki de en önemli ayrıntı, cinayetlerin Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda işlendiğinin ve bu eylemler için Özel Harp Dairesi subaylarının katılımıyla 1993 yılında TSK içinde Hurşit Tolon liderliğinde oluşturulan çok gizli Ergenekon hücre yapılanması TUSHAD'ın görev aldığının belirtilmesi oldu. Gerçekten de bu ayrıntı, meydana geldiği 2007'den bugüne geçen 7 yıllık soruşturma ve yargılama sürecinde olayın en önemli yanını teşkil ediyor.
25.02.2014 12:20 2007'de Malatya'da Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 92. duruşması dün görüldü.
Zirve Yayınevi’nde 18 Nisan 2007’de Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in vahşice öldürülmesine ilişkin davanın Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 16’sı tutuklu 21 sanıklı davanın duruşmasına tutuklu sanıklar eski jandarma alay komutanı Mehmet Ülger, İnönü Üniversitesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, Binbaşı Haydar Yeşil, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, Mehmet Çolak, Adil Akçay, Adem Gedik, Levent Ercan Gelegen, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Emre Günaydın ile tutuksuz sanık Hüseyin Yelki hazır bulundu. Tutuklu sanıklar Varol Bülent Aral ile emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve tutuksuz sanıklar Aykut Saka ile İlker Çınar duruşmaya katılmadı.
MAHKEMEDE SES KAYDI YAYINLANDI
Duruşmada, Binbaşı Haydar Yeşil'e ait bir harddiskten çıkan ve dinleme kaydındaki kişi olduğu belirtilen İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi eski dekanı M.Özcan Ersoy tanık olarak ifade verdi. İfade öncesi dinleme kaydının bir bölümü salondakilere dinletildi. 2008 yılındaki rektörlük seçimleri öncesi M.Özcan Ersoy'un davanın sanığı jandarma istihbarat astsubayı Murat Göktürk ile yaptığı belirlenen görüşmenin ortam dinlemesiyle elde edildiği tahmin edilen ses kaydında çarpıcı ifadeler dikkat çekti. Kayıttaki konuşmada M.Özcan Ersoy, dönemin rektörü Fatih Hilmioğlu'nun 3 dönem görev yaptığı, üniversitedeki görevi boyunca personel alımında sürekli kendi ideolojisine yakın kişileri tercih ettiğini belirtiyor. Hilmioğlu'nun üniversitede çalışacak kişileri jandarma istihbarat tarafından onaylatarak seçtiğini iddia eden M.Özcan Ersoy, ses kaydında başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: "Tıp Fakültesi farmakoloji bölümünde çalışmak için başvuran M.I.'nın alınması için Hilmioğlu önce itiraz etti. Bir süre sonra aynı kişi için 'Jandarma istihbarata sordurdum, onaylandı' diyerek M.I.'yı işe aldı."
"NASIL DİNLEME YAPILDI BİLMİYORUM"
Ses kaydını dinleyen M.Özcan Ersoy, mahkemede verdiği ifadede, bilgisi olmadan yapılan ses kaydının aday olduğu rektörlük seçimleri öncesi Murat Göktürk ile yaptığı sohbet niteliğindeki görüşme olduğunu belirtti. Görüşmenin usulsüz dinlenmiş olmasının çirkin bir durum olduğunu vurgulayan M.Özcan Ersoy, "6 yıl boyunca üniversitede dekanlık yaptım. Sonra rektörlük için adaylığımı açıkladım. Rektör Hilmioğlu 3 dönem görev yaptığı için o rektörlük seçiminde başka bir adayı destekliyordu. Sohbet şeklindeki görüşmemizde astsubay ile rektörlük seçimine ilişkin endişelerimi dile getiriyordum. Ben de antidemokratik yönetim anlayışını tasvip etmediğimi anlatıyordum. Ben ayrım yapan bir kişi değilim. Dinleme kayıtlarını yaklaşık 1 ay önce öğrendim. Nasıl dinleme yapıldığını bilmiyorum." dedi.
"MİT BİLGİ TALEBİNDE BULUNDU"
Astsubay Murat Göktürk'ün kendisini cezaevinden de arayarak maddi yardım talebinde bulunduğunu anlatan Prof. Dr. M.Özcan Ersoy, PTT aracılığıyla kendisine 200 TL gönderdiğini bildirdi.
Dekanlığı döneminde polis, jandarma ve MİT gibi istihbarat birimlerinden bilgi talebi geldiğini söyleyen M.Özcan Ersoy, bu taleplere üniversite hukuk müşavirliğinin bilgisi dahilinde cevap verdiklerini ifade etti. M.Özcan Ersoy, görevi süresince MİT'ten 2 kez bilgi talebi geldiğini, bu bilgi taleplerinden birinde gayet güzel ve alımlı bir bayanın geldiğini dile getirdi.
MAHKEME BAŞKANI: JANDARMA PERSONELİ REKTÖRLÜK SEÇİMİYLE NİYE İLGİLENDİ?
Eski dekanın bu ifadeleri sonrası söz alan sanık Murat Göktürk, ses kaydını kendisinin yapmadığını, kimin yaptığını da bilmediğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, sanık Göktürk'e jandarma personeli olarak rektörlük seçimiyle neden ilgilendiklerini sordu. Göktürk, M.Özcan Ersoy ile gündeme dair sohbet ettiklerini ifade etti.
GİZLENEN HARDDİSKTEN ÇIKTI
Duruşmaya damgasını vuran ses kaydının, tutuklu sanık muvazzaf asker Haydar Yeşil'in Kırşehir'deki kayınbiraderi H.K., tarafından gizlendiği yerde bulunarak Kırşehir Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edilen harddiskten çıkması dikkat çekti.
TANIK: SİM KART KOPYALANMIŞ
Tanıklardan Suat Er ise, sanıklardan Hüseyin Yelki ve "Şehmuz" kod isimli Mehmet Çolak'ı tanıdığını belirtti.
Mahkeme Başkanı Kısa'nın sanıklardan Emre Günaydın ile olan telefon mesaj trafiğini sorması üzerine Er, "Ben Emre Günaydın isminde birini tanımıyorum. Kullanılan numaranın sim kartı başkaları tarafından kopyalanmış ve görüşme onlar tarafından yapılmıştır" diye konuştu.
Söz alan Günaydın da Er'i tanımadığını savundu.
BAŞKAN: DAHA İYİSİNİ BULANA KADAR EN İYİSİ BU!
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki 92. duruşmanın 2. oturumunda sanık Mehmet Ülger'in avukatı Saim Tuğrul, mahkemeden soruşturmanın genişletilmesini talep ederek yeni yasanın çıkması nedeniyle bu aşamada Cumhuriyet Savcısının mütalaasını vermesinin doğru olmayacağını, duruşmanın Özel Mahkemelerinde kaldırılmasını kapsayan yeni yasa uygulaması nedeniyle 2-3 ay ertelenmesini talep etti. Bunun üzerine mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, bir otomobil reklamını hatırlatarak, "Daha iyisini bulana kadar en iyisi bu" cevabını verdi.
SANIK AVUKATLARI: SAVCI MÜTALAA VERMESİN
Sanık avukatı Şahin Evin ise, "İddianameyi hazırlayan Emniyet görevlilerinin şu anda büyük çoğunluğu görevden alındı. 21 yıllık avukatım, deliller toplanmadan mütalaanın hazırlandığını ilk kez görüyorum" dedi.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa ise, "CHP, İnternet Yasası için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yasa Resmi Gazete'de yayımlanmadığı için reddedildi. Yasa, Resmi Gazete'de yayınlanmadan yasa değildir" diyerek, yeni yasal uygulamayı beklemenin gereksiz olduğunu söyledi.
MAĞDUR AVUKATLARI: SAVCI MÜTALAA VERSİN
Mağdur avukatlarından Murat Dinçer ise, "Güncel hukuki mevzuatta bir değişiklik yoktur. Bu dava bir çok nedenden dolayı uzadı. Bugüne kadar uzamayabilirdi. Mütalaa verilmesin demek, davayı engellemektir" diyerek savcının mütalaasını vermesini istediklerini belirtti.
FLAŞ!!! 7 YILLIK SÜREÇTE SONA GELİNDİ: SAVCI MÜTALAASINI SUNDU
SAVCI, DARBE TEŞEBBÜSÜ SUÇLAMASINDAN TOLON'A DAVA REDDİ İSTEDİ!
Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin hazırladığı 569 sayfalık mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaada Ergenekon silahlı terör örgütünün Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi(TUSHAD) yapılanmasını kurmak ve yönetmek iddiasıyla yargılanan davanın bir numaralı sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon için ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçunu işlediği ancak aynı fiilden İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nde ceza verildiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etti. Mütalaada silahlı terör örgütünü yöneticisi olduğu iddia edilen Tolon’un, 3 kez adam öldürmeye azmettirme, 3 kez kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme ve yağma suçlarıyla cezalandırılması istendi.
Davada örgüt yöneticisi oldukları iddiasıyla yargılanan bir numaralı sanıkları eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve binbaşı Haydar Yeşil için de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tasarlayarak kasten adam öldürmeye azmettirmeden 3 kez, konut dokunulmazlığını ihlale azmettirmeden 3 kez, nitelikli yağmaya teşebbüse azmettirme, resmi belgede sahtecilik ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Dava kapsamında mahkemeye sunulan deliller içinde cinayeti işleyen gençler için "Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler." dediği ortaya çıkan ve örgüt üyeliği iddiasıyla yargılanan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat ile Varol Bülent Aral, Hüseyin Yelki, Mehmet Çolakve Murat Göktürk hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tasarlayarak kasten adam öldürmeye azmettirmeden 3 kez, konut dokunulmazlığını ihlale azmettirmeden 3 kez, nitelikli yağmaya teşebbüse azmettirme, resmi belgede sahtecilik ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Sanık Abdullah Atılgan’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme, kişiyi hürriyetinden yoksul kılma, nitelikli yağmaya teşebbüse yardım suçlarından cezalandırılması istendi.
Sanık Adil Akçay, Adem Gedik, Levent Ercan Gelegen için örgüt üyeliği suçlarından ceza istendi. Sanık Aykut Saka’nın örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılması talep edildi.
Cinayetleri işleyen olayın asli failleri Emre Günaydın, Hamit Çeker, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler ve Cuma Özdemir için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tasarlayarak kasten adam öldürmeden 3 kez, konut dokunulmazlığını ihlalden 3 kez, nitelikli yağmaya teşebbüs suçlarıyla cezalandırılmaları istendi.
Dava kapsamında gizli tanık ‘Deniz Uygar’ kod adıyla önemli ifadeler verdikten sonra deşifre olan sanık İlker Çınar’ın örgütten ayrıldığına dikkat çekilerek "Zirve Yayınevi ile ilgili tüm bildiklerini samimi şekilde, pişmanlık duyarak anlatması nedeniyle, hakkında TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması" istendi.
Dava kapsamında tutuksuz yargılanan sanık Kürşat Kocadağ ile Mehmet Gökçe’nin Ergenekon silahlı terör örgütünün TUSHAD yapılanmasına bilerek yardım ettiklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraatları talep edildi.
TALEPLER
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, savcının mütalaasını okumasının ardından taraflara taleplerini sordu. Sanıklar mütalaaya ilişkin savunma hazırlayacaklarını talep ederek süre istedi.
İLAHİYATÇI SANIĞIN TALEBİ
Dava kapsamında Ergenekon silahlı terör örgütünün TUSHAD yapılanması üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan araştırma görevlisi Ruhi Abat, ülke gündemindeki söylemlere benzer ifadeleriyle dikkat çekti. Dava kapsamında elde edilen ses kayıtlarında cinayetin faili gençler için ‘Şerefsizlere, vurun dedik öldürmüşler’ dediği ortaya çıkan Abat, delileri yok sayarak sahte belgeler üretildiğini iddia etti. Maddi delilleri tenkit ederek davayı itibarsızlaştırmaya çalıştığı düşünülen Abat, Hanefi Avcı’nın tanık olarak dinlenmesini talep ettiğini de belirtti.
"ÖZ'E TESLİM EDİLEN FLASH BELLEKLER SAHTE BELGELERLE DOLU"
Sanık Ruhi Abat ise, "İlker Çınar'ın 24 Aralık 2010 tarihinde Savcı Zekeriya Öz'e teslim ettiği flash bellek içinde sahtecilik ve sahte belge yapıldığı dosyada mevcuttur. İddianamede 5 tane Psikolojik Harekat Planı var. Sahte delil üretilmiştir. Flash belleğin teslim tarihinden tam 82 gün sonra belgelerin silindiği görülüyor. İlker Çınar'ın teslim ettiği 102 dosya ve klasörün oluşturma tarihleri 16 Ekim 2010 ve 21 Aralık 2010 tarihleri arasındadır. İlker Çınar'ın 24 Aralık 2010 tarihinde Savcı Zekeriya Öz'e teslim ettiği flash bellekteki belgeler için bilirkişi raporu alınması amacıyla TÜBİTAK'a gönderilmesini talep ediyorum. Birbirinden farklı olarak hazırlandığı anlaşılan Psikolojik Harekat Planı dosyalarının da TÜBİTAK'a gönderilerek bilirkişi raporu alınmasını talep ediyorum" ifadelerini ileri sürdü.
"HANEFİ AVCI TANIK OLSUN"
Hanefi Avcı'nın bir röportajında ifade ettiği "Zekeriya Öz'ün niyeti sahte delil üreterek Oda TV davasını Malatya'daki Zirve davasıyla birleştirip sansasyon yaratmaktı. 100 klasör evrak hazırlanmıştı. Bu sayede ayrı bir toplama operasyonu yapılacak ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile başka kurumlardan, üniversitelerden ve medyadan onlarca insan tutuklanacaktı. Bu olacak şey değildi. Operasyonu genişletecek, büyük dalgalarla gözaltı operasyonları yapılacaktı" şeklindeki iddiaları okuyan Ruhi Abat, Hanefi Avcı'nın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti.
PARALEL YAPI SANIKLARIN BAHANESİ OLDU
"PARALEL YAPIYI 1 YIL ÖNCE SÖYLEDİM"
Sanık Ruhi Abat, kendilerinin hükümeti yıkmaya teşebbüs etmekle suçlandığını aktararak, "3 Mart 2013 tarihli verdiğim ifademde bu iddianamenin hükümete karşı kurulmuş olan bir komplo olduğunu söyledim ve haklı çıktım. Gerçek darbecilerin, gerçek paralel yapıcıların ortaya çıkması için bu mahkeme huzurunda Hanefi Avcı'nın tanık olarak dinlenilmesini talep ediyorum" dedi.
"SABRİ UZUN ÇANTASI İLE BİRLİKTE BU MAHKEMEYE GELSİN"
Ruhi Abat, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun'un da mahkemede tanık olarak dinlenilmesini isteyerek, "Sabri Uzun 'Avcı'nın kitabında anlattıklarının hepsine harfiyen katılıyorum. Adli ve idari makamlar bu konularla ilgili beni çağırsın bildiğim her şeyi onlara anlatacağım. Bilgiler ve belgelerle her şeyi ortaya koyarım. Bu yargı ve emniyet içindeki yapılanmadan dolayı ben de çok sıkıntı yaşadım. Paralel devletin belgeleri çantamda' diyor. Çantası ile birlikte mahkemeye gelerek her şeyi anlatsın" dedi.
"MAHKEMELERE BAŞVURDUM, KABUL EDİLMEDİ"
Kendisinin Silivri'de cezaevindeyken cezaevi aracında Ergün Poyraz ile karşılaştığını aktaran Ruhi Abat, "Ergün Poyraz bana 'Misyonerlerin arasına beni Ali Fuat Yılmazer koydu' dedi. Bugüne kadar hangi mahkemeye başvurduysam kabul edilmedi. Ergün Poyraz da bu mahkemede tanık olarak dinlenmeli" ifadesi kaydetti.
Abat, Şubat 2007'de Adil Serdar Saçan'ın bir televizyon programında o dönem, Zirve Yayınevi olayı olmadan önce, "Malatya'da, Kahramanmaraş'ta, Artvin'de yeni tetikçiler bulunur" demiş. Bu iddia o zaman neden araştırılmamış. İddianamenin temeli Adem Yavuz Aslan'ın yaptığı habere dayanıyor. İlker Çınar'a haberlerle şantaj yapıldı. İddianameyi Adem Yavuz Arslan mı yazdı, savcı İsmail Aksoy mu yazdı? Davanın genişletilmesini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
REDDİ HAKİM TALEBİ
ÖZEL MAHKEMELERİN KALDIRILMASI TARTIŞMASI
Sanık avukatları duruşma esnasında özel mahkemelerin kaldırılmasına dair yasanın uygulanmasının beklenilmesi talebinin dikkate alınmadığı gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu.
Cumhuriyet Savcısı reddi hakim talebinin reddedilmesini talep etti.
Sanık avukatlarından Erdal Doğan ise "Talep hakkının kötüye kullanılması olarak kabul edilsin ve talep reddedilsin" dedi.
Savcı Zafer Hazar, zaten mahkemenin özel yetkili mahkeme olmadığını, kendisinin de genel yetkili bir savcı olduğunu kaydetti.
Mahkeme üyeleri ile kısa bir değerlendirme yapan Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, ileri sürülen yasanın Resmi Gazete'de yayımlanmadığı, HSYK tarafından her hangi bir değişiklik olacağına dair bir kararnamenin çıkartılmadığını belirterek, reddi hakim talebini reddetti.
DURUŞMA SONA ERDİ: 2 TAHLİYE
Toplam 22 sanığın yargılandığı davada, savcının mütalaasının ardından mahkeme heyeti verdiği ara kararda tutuklu sanıklardan astsubaylar Adil Akçay ile Adem Gedik'in mevcut delil durumu ve geçirdikleri tutukluluk sürelerini nazara alarak yurt dışı yasağı konularak adli kontrol kararı ile tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme, savcının tutuklama talebi istediği Hüseyin Yelki için tutuklama kararı vermedi.
Mahkeme heyeti diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşmayı 10 Nisan 2014 tarihine erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Malatya´da, 18 Nisan 2007´de, Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazı kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi´ndeki tedavisinin ardından, diğer zanlılarla birlikte tutuklanmıştı. Günaydın´ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmış, Yelki daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
Savcı İsmail Aksoy´un davayla ilgili hazırladığı 19 sanıklı ikinci iddianamede, emekli Orgeneral Tolon´un, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği ileri sürülmüştü. İddianamede, Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil´in yanı sıra astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar ile olaya ilişkin devam eden mevcut davada da sanık olarak bulunan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki sanık olarak gösterilmişti.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(25 Şubat 2014, 12:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Eymür´den Zirve´de şok iddialar
Zirve tanığı yeniden ifade verdi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve derinleşiyor: Yeni deliller
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
JİTEM´le ilgili tüm manşetlerimiz
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
ŞOK!!! İşte TUSHAD belgeleri.. Beyaz Kuvvetler.. Görmek için tıklayın
Flaş!!! Özel Harp´e dava açılıyor
Genelkurmay, Özel Harp´i yalanladı
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Tushad kimlikleri ek klasörlerde
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Şok Tushad belgesi mahkemede
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Tushad´ın ilk kez telaffuz edildiği 22.06.2012´de kabul edilen 761 sayfalık Zirve ek iddianamesi