HSYK, Savcı Zekeriya Öz hakkında aldığı inceleme kararının ardından Öz'ün görev yerini değiştirdi. Zekeriya Öz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine getirildi. Dolayısıyla Öz, 17 Aralık'ta başlattığı yolsuzluk soruşturmasından alınmış oldu. Çok gizli soruşturma bilgilerinin medyaya sızdırılması ve Dubai'de yüksek meblağlı bir tatil yaptığının ortaya çıkması nedeniyle hakkında inceleme kararı alınmıştı. Bu arada Dubai tatilini savunan Savcı Öz'e Akit gazetesinin hukukçu yazarı Ali Karahasanoğlu'ndan tepki geldi. Savcı Öz'ün iddiaları reddederken verdiği cevabı didik didik eden Karahasanoğlu, Öz'ün laf kalabalığı, laf cambazlığı yaptığını ilginç cümlelerle ortaya koydu. Öte yandan dün akşam saatlerinde AK Parti HSYK'yla ilgili değişiklik teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. 52 maddelik teklifin gerçekleşmesi halinde HSYK'nın yapısı önemli ölçüde değişecek. Kurulun yapılanmasında parlamentonun etkisi artacak.
08.01.2014 09:50 Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ü, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine atadı. Öz hakkında, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine başlatılan 17 Aralık operasyonu kapsamında ortaya atılan iddialar nedeniyle inceleme yapılması kararı alınmıştı.
HSYK 3. Dairesinin Öz hakkında aldığı inceleme kararının ardından HSYK 1. Dairesi, Öz'ün görev yerini değiştirdi. Zekeriya Öz, dün itibarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine getirildi. Dolayısıyla Öz, 17 Aralık'ta başlattığı yolsuzluk soruşturmasından alınmış oldu.
HSYK 3. Dairesi, Öz hakkında verdiği inceleme kararında, "İstanbul merkezli operasyonla ilgili soruşturmayı 6 ay önce bitirmesine rağmen işlem yapmadığı, soruşturmayla ilgili bilgileri UYAP sistemine girmediği, ülkenin en üst yöneticilerinden saklamayı başardığı çok gizli soruşturma bilgilerini medyaya sızdırdığı ve kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı, Dubai'de bir inşaat şirketinin davetlisi olarak tatil yaptığı" gibi kamuoyuna yansıyan iddiaları ele almıştı. Dubai masraflarını kendi cebinden ödediğini savunmasına karşın masrafların Ağaoğlu İnşaat tarafından ödendiği belgeleriyle ortaya çıkmıştı.
BÜYÜK RÜŞVET OPERASYONUNDAN İLİŞKİSİ KESİLDİ
Öz, hakkındaki inceleme gereği tedbiren bu göreve getirildi. Jet atama ile Savcı Öz’ün “Büyük rüşvet” operasyonuyla ilişkisi tamamen kesilmiş oldu. Mazeret kararnamesi üzerinde çalışan HSYK jet bir atama kararına imza attı.
HSYK YARIN SÜRPRİZ KARARLAR AÇIKLAYABİLİR
HSYK’nın mazeret kararnamesini yarın ilan etmesi bekleniyor. Kararnamede sürpriz kararların olabileceği de belirtildi. 25 Aralık soruşturmasını medyaya belge sızdırılması nedeniyle durduran Başsavcı Turan Çolakkadı ile Başsavcıvekili Oktay Erdoğan'la ilgili yer değişikliği kararının çıkıp çıkmayacağı da merak ediliyor.
Öte yandan Adalet Bakanlığı kaynaklarına göre Bakan Bozdağ’ın İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok ve Savcı Öz’ün de aralarında bulunduğu 9 isme ilişkin inceleme iznini henüz vermediği belirlendi.
ÖZ, KENDİNİ LAF KALABALIĞI İLE SAVUNDU
Bu arada Savcı Öz'ün Dubai tatili için Akit'te gazetenin hukukçu yazarı Ali Karahasanoğlu'nun ilginç bir yazısı yayınlandı. Savcı Öz'ün iddiaları reddederken verdiği cevabı laf kalabalığı, laf cambazlığı olarak eleştiren Karahasanoğlu, "O iddialar ispatlandığında sadece istifa mı edeceksiniz?" başlıklı yazısında şunları söylüyor:
"“İddiaları ispatlarlarsa istifa ederim. İspatlamazlarsa, onlar istifa etsinler” demiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz. Olay bu kadar basit mi?
Türkiye’nin milyarlarca dolarına mal olan, üç ayrı operasyonu, sırf sansasyon olsun diye birleştiren Başsavcıvekilimiz.. Bir tanıdığı için talepte bulunduğu Fatih Belediye Başkanı’nı, açtığı bir soruşturma kapsamında gözaltına aldıracak.. Sonrasında “Dubai tatili” ile gündeme gelecek. Tatilin parasının, soruşturduğu inşaat şirketi tarafından ödendiği ileri sürülecek.. Başsavcıvekilimiz, “O belgeler doğru değil.. İş adamı ile tanışıyorum ama.. Tatilin parasını ben ödedim” diyerek, iddiaların “tanışma” bölümünü kabul edip, “harcama” bölümünü reddedecek.. Kabul ettiği bölümde dahi, “3 günde, aylık maaşının iki misli harcama yaptığı”nı itiraf etmiş olacak.. Ne hikmetse, gözaltına aldırdığı isimlerle, bir şekilde bir “görüşmesi” olduğu ortaya çıkacak.. “İspatlarlarsa, istifa ederim” diyerek.. Konuyu kapatacak..
Bu kadar mı? İstifa ile biter mi bu iş? Türkiye’nin kaybettiği milyarlar ne olacak? Dolardaki artış sebebi ile Türkiye aleyhine emperyallerin kazandığı milyar dolarlar ne olacak?
İlginçtir, iddia ortaya çıktığında, hemen tekzip göndereceğini açıklamıştı, Başsavcıvekili.. Dün akşam itibari ile.. Meslekten ihracı gerektiren suçlamanın kendisine yapılmasının üzerinden iki gün geçmiş oldu.. Ortada tekzip yok..
Ama, eski Taraf muhabiri bir bayana, “yakın çevresine yaptığı açıklama” diyerek yaptırdığı bir haber var.. İlginç.. Taraf gazetesi.. ABD istihbaratı ile bağlantılı birilerinin, Türkiye’ye getirilip kurucu oldukları bir gazete.. AK Parti ile Cemaat arasında fitne kazanının kaynatan haberlere imza atan gazete.. İşte o gazetenin eski bir muhabiri.. Başsavcıvekili’nin tercih ettiği muhabir oluyor.. Ne diyelim, tesadüftür.. Gözaltına aldırdığı Fatih Belediye Başkanı’na gidip, “Şu arkadaşımın talebi var” demesi ve sonra onu gözaltına aldırmasındaki gibi bir tesadüf.. Gözaltına aldırdığı Ali Ağaoğlu ile, daha önce tanışıyor olmasındaki gibi tesadüf!..
Başsavcıvekilimiz, Ağaoğlu’nun gösterdiği faturalar için de demiş ki, “Bu faturalar nasıl düzenlenmiş bilmiyorum. Benim kaldığım tarih, uçak biletim belli.”
Tamam, faturalar da zaten, o belli olan tarihler arasında.. Bu konuda bir ihtilaf yok ki.. Aynı tarihleri gösteriyor, faturalar ile, sizin gidiş dönüş tarihleriniz.. Neye itiraz ediyorsunuz ki?
Şunu kabul ederim.. Ben aslında Dubai’ye hiç gitmediğim halde.. Birisi, benim adıma fatura düzenleyebilir.. Ödeme yapabilir.. Sonra da, “Bak, sen Dubai’de tatil yapmışsın. Şu kadar para harcamışsın” iftirasında bulunabilir.. Bunu kastediyorsa, Başsavcıvekilimiz! Başımız üstünde yeri var.. Kendisi, sorguladıklarına savunma imkanı vermiyor ama.. Biz, kendisinin cevap hakkını sonuna kadar kullandırırız.
Ama Başsavcıvekilimiz öyle demiyor.. “Orada bana ait olduğu belirtilen oteldeki yemek masrafını gösteren faturadaki bilgiler ve kredi kartı numarası da tarafıma ait değil” diyor.
Zaten fatura, senin kredi kartınla ödenmedi ki, Zekeriya Bey. Sorun da bu zaten.. Sen yemeği yedin, ödemeyi Ağaoğlu’nun temsilcisinin kredi kartı ile yaptırdın.. İddia bu zaten.. Bunun neyini anlamıyorsun? Ki, iki gün boyunca, kamuoyunu “tekzip” ile oyalıyorsun?
Çık söyle.. “Şu vasıta ile gittim. Şu otelde kaldım.. Parayı şu kartımla/nakit ödedim.. Dönüş biletimi şu kart/nakit ile ödedim. Ağaoğlu’nun Dubai temsilcisini tanımam.. Gösterilen faturalar sahtekarlık belgeleridir.. Suç delilleridir. Savcılığa suç duyurusunda bulunuyorum. Bir başsavcıvekiline yapılan bu iftirayı kınıyorum. Herkesi bana sahip çıkmaya davet ediyorum.”
Nokta..
Bunu söyleyemiyor Başsavcıvekili.. “Safari faturası ise benim Dubai’den ayrıldığım tarihe ait” diyor. Ne yani.. Dubai’den ayrıldığın gün, önce safari yapıp, sonra akşam üstü ayrılmış olamaz mısın?"
HSYK İÇİN YENİ TASARI HAZIR
Öte yandan dün konuyla bağlantılı önemli bir gelişme daha yaşandı. Dün akşam saatlerinde AK Parti HSYK'yla ilgili değişiklik teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.
Teklifin yasalaşması halinde HSYK'da gerçekleşecek olan değişiklikler şöyle sıralanıyor:
HSYK'nın yapısını değiştirmeyi öngören teklif 52 maddelik bir teklif.
Teklife göre, HSYK Başkanı olarak Adalet Bakanı'nın yetkileri artırılırken, HSYK Genel Kurulu'nun yetkilerinde de bir bağlamda kısıtlamaya gidiliyor.
HSYK üyelerinin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağına başkan olarak Adalet Bakanı karar verecek.
Teftiş Kurulu'nun Genel Kurul'a değil, başkan olarak Adalet Bakanı'na bağlı olacak.
HSYK Genel Kurulu ise daha önce 15 üye ile toplanıyordu. Artık 17 üye ile toplanacak.
Adalet Bakanı, Teftiş Kurulu Başkanı, başkan yardımcıları, genel sekreteri ve yardımcılarnı Adalet Bakanı atayacak.
Yine bir dairede, genel ve olağan çalışmalar içerisinde artan işlerde de, hangi dairenin hangi görevini yapacağını Adalet Bakanı belirleyecek.
Bir bağlamda, daireler arasındaki görev ve iş dağılımının kararını Adalet Bakanı verecek. HSYK Başkanı sıfatıyla bunu yapacak.
Kurul üyeleri hakkında, suç soruşturmas, disiplin soruşturması ve kovuşturma işlemlerini de yürütecek ve gerekli kararların alınmasını da yine başkan belirleyecek.
Oldukça önemli madde de şu: Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle mevcut HSYK üyelerinin dairelerdeki görevi de sona ermiş olacak. Yeni üyeleri de 10 gün içerisinde Adalet Bakanı tarafından görevlerine atanacak.
Bu teklif yürürlüğe girer girmez mevcut üyelerin üyelikleri devam edecek ancak, görev alanları değişecek. Ve 10 gün içerisinde Adalet Bakanı yeni bir atamayı gerçekleştirecek. Ve 10 gün içerisinde yeni üyeler görevlerine başlayacak.
"BİZ ONLARI VESAYETE KARŞILAR SANMIŞTIK"
AKP milletvekillerinin imzasıyla sunulan yasa teklifi ile Hakim ve Savcılar Kanunu, Adalet Akademisi Kanunu, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, HSYK Kanunu, Yargıtay Kanunu, Anayasa Mahkemesi Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'da çeşitli değişiklikler yapılıyor.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, TBMM Başkanlığı'na dün akşam saatlerinde sunulan HSYK'nın yapısını değiştirilmesini öngören düzenleme ile yargıda "normalleşmenin" yanı sıra "Değişiklikle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının temin edilmesi ile yargı aracılığıyla siyasi sonuç almak isteyen HSYK içindeki yapı ve grupların, yargıdaki paralel yapının engellenmesi amaçlanıyor" dedi.
Düzenlemede AKP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunduğu model çerçevesinde, HSYK'nın ikiye ayrılması, Hakimler Kurulu'nun 11, Savcılar Kurulu'nun 7 üyeden oluşması, güçler dengesinin gözetilmesi, Adalet Bakanlığı'nın savcı atamalarında görüş bildirmesi gibi hususlar bulunuyor.
"Yaptığımız anayasa değişikliği çerçevesinde HSYK'nın vesayetçi yapısını değiştirmek için bu düzenlemeyi yaptık. Biz HSYK'nın yapısını değiştirmek için ilk hareket ettiğimizde değişik gruplarla çalışma yaptık ve bunların vesayete karşı olduğunu düşünerek hareket ettik" diyen Şentop, şöyle devam etti:
"Ancak onlar vesayete değil vesayetçiye karşılarmış ve gelinen noktada bunu anladık. Son dönemde yargıda çıkan tablo net şekilde bunu ortaya koyuyor. Yargının, açılan soruşturmalarda siyasi sonuçlar almak için kullanıldığını gördük. Normal bir soruşturma olsa bundan siyasi bir sonuç elde edilmeye çalışılmasa bu konuda denecek bir şey yok ancak yapılan soruşturmalar örneğin herhangi bir şehirde herhangi bir sorunla ilgili yapıldığı gibi yapılmıyor. Savcılar düzenlemelere göre bilgi vermesi gereken makamlara bilgi vermiyor, soruşturma dosyasını şahsi eşyası gibi çantasında gezdiriyor. Sonra mevzuata aykırı hareket ettikleri için dosya ellerinden alınınca buna tepki gösteriyorlar."
17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk soruşturmasının ardından operasyonu yürüten savcılara eleştiriler yönelten hükümet ile HSYK arasındaki ilişkiler gergin bir seyir takip etmiş, HSYK'nın 26 Aralık'ta yargı bağımsızlığına vurgu yaptığı bildiri Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sert bir dille eleştirilmişti. Şentop, düzenleme ile HSYK'yı "tarafsız hareket edebilecek, daha iyi çalışabilecek, mümkün olduğunca çoğulcu kararların alınabildiği" bir yapıya kavuşturmayı amaçladıklarını bildirdi.
"Maalesef Türkiye 'de siyasetten tamamen yalıtılmış şekilde işleyen, siyasi amacı olmayan bir yargı yok. 'Türkiye'de yargı yok' diye bir hukukçunun yazdığı bir kitap bile var" diyen Şentop, şöyle devam etti:
"Yargı siyasi sonuçlara ulaşabilmek için bir araç olarak kullanılıyor. Bunları bir çok kanal üzerinde yapıyorlar, özel yetkili mahkemeler ya da yüksek mahkemeler aracılığıyla. Bağımsız yargıya bir müdahale etmek amacıyla düzenleme yapılmadı, bağımsız şekilde işleyecek bir mahkeme yapısının oluşturulması için böyle bir adım atıldı. Bir soruşturma ile ilgili adım uygun zaman beklenerek uygun savcı ve ortam bekleyerek adım atılması yargıyla ne kadar uygun olabilir?"
Türkiye'de paralel bir yargı bulunduğunu, bu tasarıyla bağımsız ve tarafsız çalışmayan yargının siyasi sonuç almaya çalışan yargının bu şekilde devam edemeyeceğinden hareketle yargıda normalleşme adına bir düzenleme yaptıklarını belirten Şentop, "Yurtdışından bakılınca yargıya müdahale var deniyor ancak bu bilgiler yanlış bilgilendirmeler sonucunda ortaya çıkan yanıltıcı bir tespit var" dedi.
Erdoğan, 29 Aralık'ta Manisa'da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada Adalet Bakanlığı'nın HSYK'yı denetleme yetkisini kaldırmalarının yanlış olduğunu belirterek, "Orada yanlış yaptık. Kimsenin denetimsiz kalmaması gerekir. Bu ülkede başbakan denetlenecek, bakanlar denetlenecek, parlamento üyeleri denetlenecek bu beyler denetlenmeyecek, olmaz" ifadelerini kullanmıştı.
(08 Ocak 2014, 09:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: