Hükümeti hedef alan 17 Aralık kalkışmasının ardından terör savcılığının, aralarında ünlü iş adamları ve bürokratların da olduğu 30 kişiye yönelik yeni operasyon girişimi Başsavcıvekili Oktay Erdoğan'ın imzalamaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan döndü. Nöbetçi mahkemeden aldırılan gözaltı kararını Emniyet, 'başsavcılığın bilgisi olmadığı için' uygulamadı. Savcı Muammer Akkaş, bu sefer Vali ve Emniyet Müdürü hakkında soruşturma başlattı. Başsavcı Turan Çolakkadı ise Akkaş'a 'kurallara uy' mesajı verdi.
26.12.2013 11:15 Türkiye'yi sarsan 17 Aralık operasyonunun yankıları sürerken, hükümeti hedef alan bir darbe girişimi de dün meydana geldi. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. Maddesi'yle yetkili Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, yürütülen bir soruşturma kapsamında 30'u aşkın isme yönelik gözaltı kararı aldı. Savcı Akkaş'ın isteğiyle İstanbul Nöbetçi 2 No'lu Hakimlik tarafından verilen kararda, Arap işadamı Yasin El Kadı, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, İBB Genel Sekreteri Adem Baştürk, Latif Topbaş, Abdullah Tivikli, Cengiz Aktürk gibi isimlerin 'gözaltına alınmaları' istendi. Ancak kurallara aykırı şekilde çıkarılan 'korsan' karar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan döndü.
EMNİYET UYGULAMADI
Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle başsavcılığın bilgisi doğrultusunda operasyon yapılmasının önüne geçilmişti. Bu kapsamda TMK 10. Maddesi'yle yetkili büronun başında bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Oktay Erdoğan, pazartesi günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bir yazı yazarak kendi imzasının bulunmadığı soruşturma belgeleriyle ilgili işlem yapılmaması talimatı verdi. Buna rağmen Savcı Akkaş, yönetmeliğe aykırı olarak operasyon kararını Başsavcıvekili ile paylaşmadı. Kararda Oktay Erdoğan'ın imzası olmaması üzerine İstanbul Emniyeti gözaltı kararıyla ilgili hiçbir işlem yapmadı; yönetmelikte belirtildiği üzere bunu İstanbul Valisi'yle paylaştı.Emniyet'in hukuksuzluğa direnerek konuyu İstanbul Valiliği ile paylaşması üzerine soruşturmayı yürüten Savcı Muammer Akkaş'tan kritik bir adım daha geldi. Akkaş, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok ile yeni atanan Mali Şube Müdürü hakkında 'görevi kötüye kullanmak' ve 'soruşturmayı şüphelilere sızdırmak' iddiasıyla soruşturma başlattı.
'KURALLARA UY' MESAJI
Operasyon kararının basına sızması üzerine, gözaltı kararıyla ilgili bilgilendirilmediği öğrenilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, duruma el koydu. Çolakkadı'nın, savcı ve başsavcıvekilleriyle biraraya gelerek durum değerlendirmesi yapmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu tarafından yayınlanan açıklamada, 'valilerle ilgili soruşturmaların yalnızca Başsavcılık tarafından yapılacağı' vurgulandı. Böylece, devletteki 'paralel yapı' tarafından başlatılmak istenen soruşturma da çöktü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı da yeni soruşturma iddialarıyla ilgili 'Böyle bir operasyon yok' açıklaması yaptı.
Gözaltı kararı burada alındı
Aralarında ünlü isimlerin de bulunduğu 30'u aşkın kişi hakkındaki gözaltı kararı Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın 7. katında bulunan TMK 10. maddesiyle görevli özel yetkili Başsavcıvekilliği bölümünde verildi. Korsan gözaltı kararının verildiği 2. Nöbetçi hakimlik de soruşturma savcısı Muammer Akkaş'ın odası da turnikelerle çevrili bu alanda bulunuyor. Bu alana gazetecilerin girişine kısıtlama getirilmişti. TMK 10. maddesiyle yetkili soruşturma bürosu sadece silahlı suç grupları ile terör örgütlerinin işlediği suçları soruşturmakla görevli.
Emniyet'te sıcak saatler
Çağlayan Adliyesi'ndeki gelişmelerin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde sıcak saatler yaşandı. TMK'den sorumlu savcılığın hukuksuz soruşturma ve gözaltı girişimleri üzerine İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, görevli emniyet müdürleri ile toplantıda biraraya geldi. Bu süreçte operasyonel şubelerin bulunduğu B Blok'a yaklaşmak yasaklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki şubelere ise sessizlik hakimdi. Mali Şube'de görevli memurlara izin verildiği öğrenildi. Polis dahi olsa operasyonel şubelerin bulunduğu B Blok bahçesine dahi geçişi kapatıldı. A Blok'ta yer alan yaya geçidi de polis ve sivil giriş çıkışına kapatıldı. (Yenişafak)
CENGİZ İNŞAAT'TAN BASIN AÇIKLAMASI
Öte yandan, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesi ve projeyle bağlantısı bulunan Cengiz İnşaat'ın adının da medyada gündeme gelmesi üzerine Cengiz İnşaat yetkilileri basına bir açıklama gönderdi. O açıklama şu şekilde:
"Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesine ilişkin olarak şahsım ve Yönetim Kurulu Başkanı ve ortağı olduğum Cengiz İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında basında yer alan “Yüksek Hızlı Soygun” başlıklı haberdeki bilgiler tamamen asılsız, gerçek dışı ve bizi yıpratmaya yöneliktir.
Yüksek Hızlı Tren Projesinin İnönü - Vezirhan - Köseköy kesimi 2006 yılında yapılan ihale ile Cengiz-IC İçtaş ve Çinli CRCC-CMC firmalarıyla birlikte konsorsiyum olarak taahhüdümüzde kalmıştır. Bu taahhüdümüz ile ilgili bazı tamamlayıcı bilgiler vermek gerekirse;
• Çin Eximbank’tan bu projede kullanılmak üzere temin edilen 720 Milyon ABD doları tutarındaki kredi (5 yılı ödemesiz, toplam 20 yıl vadeli, %2 sabit faizli) bugüne kadar yurtdışından getirilmiş olan, maliyeti en düşük kredilerden biridir.
• Sözleşme birim fiyatları ABD doları bazında sabit olup, bugüne kadar hiçbir fiyat farkı ödenmemiştir.
• İşin yapımı süresince bilindiği gibi TL’nin ABD doları karşısında değer kazanması nedeniyle birim fiyatlarımızın ve ana malzeme girdilerimizin neredeyse tamamı güncel piyasa fiyatlarının altında kalmış, buna rağmen işin yapımına devam edilmiştir.
• Bir Yüksek Hızlı Tren Projesi için en kritik ve en zorlu güzergahlardan biri olan bu kesimde, işin zamanında tamamlanabilmesi için hiçbir maliyetten kaçınılmamış ve iş %99 seviyesinde tamamlanmıştır.
Bu kadar zor bir projeyi bu şartlarda ve bu fiyatlarda gerçekleştirdiğimiz için konsorsiyum olarak takdiri hak ettiğimizi düşünmekteyiz.
Cengiz İnşaat olarak her yıl 225 firmanın yer aldığı “En İyi Uluslararası Müteahhitler Listesi”nde (ENR Top 225 International Contractors) son 10 yıldır yer almaktayız. Yurt dışında yapılan müteahhitlik hizmetleri döviz kazandırıcı özelliğinden dolayı bir milli mesele olarak kabul edilmelidir. Bugün eğer Türk firmaları uluslararası müteahhitlik hizmetlerinde Dünya’da 2. sırada yer alıyor ve Cengiz İnşaat olarak da biz bu Türk firmaları içerisinde üst sıralarda bulunabiliyorsak, bu ülke adına bir başarı olarak kabul edilmelidir. Firmamızın siyasi kavgaların bir maşası gibi kullanılarak kamuoyunda yıpratılmasını Türk özel sektörüne yapılmış ciddi bir engelleme olarak görüyoruz.
Bugün yurt içinde ve yurt dışındaki projelerimizde gösterdiğimiz başarılardan dolayı takdir görmekteyiz. Yaptığımız işlerde ve gerçekleştirdiğimiz projelerde her zaman işin sözleşmesel yükümlülüklerine, tekniğine ve kalitesine özen gösterdik ve bu nedenle de iş yaptığımız İdarelerde ve çalışmış olduğumuz yörelerde firma olarak olumlu izlenimler bıraktığımıza inanıyoruz.
Grubumuz ülkemizin yıllarca yatırım yapılmayan fabrika ve tesislerine yaptığı modernleştirme çalışmaları ve yatırımları ile o fabrika ve tesisleri Dünya’nın en modern tesisleri ile yarışacak hale getirmiştir.
Şirketimiz yaklaşık 25.000 işçi çalıştıran büyük ve güçlü bir gruptur. Gerçekleştirdiğimiz tüm projeler fiziksel ve parasal olarak çok açık ve net biçimde ortadır. Her zaman incelenebilir ve denetlenebilir konumdadır. Verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bu tür yıldırmalar bizleri çalışanlarımızla birlikte daha çok kenetleyecek ve daha çok çalışmaya sevk edecektir.
Mehmet Cengiz Yönetim Kurulu Başkanı"
(26 Aralık 2013, 11:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: