Türkiye´de ağır darbeler alarak bitme durumuna gelen Devrimci Karargah terör örgütünün Alman istihbarat örgütünün koruması altında Almanya´da faaliyetlerini sürdürdüğü ortaya çıktı. Almanya´nın Türkiye´ye yönelik derin ilgisi, Ergenekon soruşturması ile Gezi olayları sürecinde sık sık somut bulgularla kanıtlanmış bulunuyor.
17.10.2013 13:53 Türkiye´de ağır darbeler alarak bitme durumuna gelen Devrimci Karargah terör örgütünün (DKÖ) Alman istihbarat örgütünün koruması altında Almanya´da faaliyetlerini sürdürdüğü ortaya çıktı. Örgüt lideri Serdar Kaya´nın Almanya´da yaşamını sürdürdüğü tespit edildi. Son dönemde ortaya çıkan en gizemli ve önemli terör örgütü olan Devrimci Karargâh´ın Almanya´da yaşayan lideri ´Adnan´ kod adlı Serdar Kaya´yı ilk kez SABAH görüntüledi. Bugüne kadar Türk basınında tek bir kare bile fotoğrafı yer almayan Kaya, uzun soluklu bir araştırma sonucunda kendisini bulan Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek ile muhabir İbrahim Evrim Ayral´ı Berlin´de karşısında görünce şaşırdı, heyecanını gizleyemedi. Görüntülenmemek için sağa sola kaçmaya çalıştı, ancak görüşmenin her ânı fotomuhabiri Serkan Bayraktar tarafından görüntülendi. Abdurrahman Şimşek daha önce de Kürt yazar Musa Anter suikastı tetikçisi Hamit Yıldırım´ı, kanlı saldırıdan 20 yıl sonra Şırnak´ta bulup görüntülemişti. Savcılık da ortaya çıkan bilgi ve belgelerden hareketle düğmeye basmış, 3 ay içinde zaman aşımından kapanacak olan Anter dosyası bu şok gelişme sonrası davaya dönüşmüştü.
Devrimci Karargah terör örgütünün lideri Serdar Kaya, İnterpol tarafından difüzyon kararı ile arandığı halde Almanya´da elini kolunu sallayarak dolaşıyor. SABAH´ın bile kendi imkânlarıyla bulduğu Kaya´yı Alman güvenlik birimlerinin bulamaması olanak dışı. Bu da Kaya´nın Alman makamları tarafından korunduğunu gösteriyor.
MİT´TE BİLE FOTOĞRAFI YOK
Serdar Kaya, lideri olduğu örgütün terör eylemleriyle ilgili bütün soruları yanıtsız bıraktı. Kaya, SABAH´ın, Lideri olduğunuz Devrimci Karargâh örgütü hakkında neler söyleyeceksiniz? şeklindeki sorusuna Bilmiyorum, öyle bir şey yok, diye cevap verdi. İstanbul´da kanlı eylemlerin emrini siz mi verdiniz? sorusunu da yanıtsız bıraktı. Devrimci Karargâh davasında hapis cezası alan polis şefi Hanefi Avcı´yı tanıyor musunuz? sorusuna da cevap vermedi. Kaya, muhabir İbrahim Evrim Ayral´ın, Lideri olduğunuz örgüt pek çok kanlı eyleme karıştı. Polis şehit etti. Siz de bir asker çocuğusunuz, bir şey söylemeyecek misiniz? sorusunu da yanıtsız bıraktı. Kaya, son olarak Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek, Bari iki cümle söyleyin, deyince İşte söylüyorum: İki cümle, dedi. Serdar Kaya, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) başta olmak üzere Türk istihbarat birimlerinde de son fotoğrafları yer almayan, adresi kimse tarafından bilinmeyen ve bu yüzden ´hayalet´ olarak anılan bir örgüt lideri. Kaya, Devrimci Karargâh´ın ana karargâhının bulunduğu Nürnberg kentinde Alman gizli servisinin gözetiminde yaşıyor. Dönerci cinayetleri olarak bilinen cinayet olayları ile de gündeme gelen Nürnberg, Hitler döneminden beri Alman derin devletinin en faal olduğu şehirlerden biri olarak biliniyor. DKÖ de bu şehirde üslenmiş durumda. SABAH Özel İstihbarat Bölümü´nün Avrupa´da üslenmiş Devrimci Karargâh Örgütü ile uzun soluklu haber araştırması yaklaşık iki yıl önce başladı. 26 Aralık 2011´de SABAH´ın manşetten yayınladığı ´Karargâh´ı MİT çökertti´ haberinden sonra araştırmalara başlayan ekip Almanya´dan İsviçre´ye, Fransa´dan Hollanda´ya pek çok Avrupa ülkesinde Karargâh´ın izlerini araştırdı ve çarpıcı sonuçlara ulaştı. Bu çalışmalar sonucu örgütün siyasi lideri konumundaki Serdar Kaya, askeri kanat sorumlusu Şemdin Şimşir ve finansörü Hakan Etyemez Avrupa´nın çeşitli şehirlerinde görüntülendi. Kaya, Nürnberg´de yaşıyor, zaman zaman Berlin´e gidiyor. 16 Haziran Örgütü kökenli Serdar Kaya´nın kod adı Adnan.
KARATAŞ´IN YERİNE DÜŞÜNÜLÜYOR
Edinilen bilgilere göre Devrimci Karargâh (DKÖ) Örgütü, Dev-Sol ve DHKP-C örgütlerinin liderliğini yapan Dursun Karataş´ın ölümünden sonra Avrupa ülkeleri tarafından Karataş´tan sonraki potansiyel birleştirici sol örgüt lideri olarak görülüyor ve bu yüzden Avrupa ülkelerinin gizli servisleri tarafından korunup kollanıyor. Öyle ki Almanya´da Türklere ait tüm işyerleri sıkı bir mali denetime tabi iken DKÖ´nün finansörü Hakan Etyemez´in şirketleri denetimden âdeta muaf tutuluyor. Örgütün bildirisinde de gizli servislerle dolaylı irtibatını ele veren ipuçları içeren ifadeler yer alıyor: Emperyalist dünyanın yeni bir yeniden paylaşım sürecine girdiği, ABD´nin tek başına diğer ülkelere politikalar dayattığı, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) gibi çalışmalara Lenin´in ´Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen hakları birleşin´ sloganıyla karşı konulması gerektiği, Türkiye´nin bölgesel emperyalist siyonist politikaların merkezlerinden biri olduğu söyleniyor. Bildiri ile, örgütü ağırlayan Avrupa ülkelerinin, ABD´ye mesaj verircesine, Tek başına diğer ülkelere politika dayatma! şeklinde mesaj verdiği belirtiliyor. Türk istihbaratının tespitlerine göre Kaya´nın Nürnberg´de Bayerische Landesbank Girozentrale isimli bankada bir hesabı mevcut. Örgüt mensupları genelde İş Bankası ve Western Union yoluyla bu hesaba para gönderiyor.
ANA KARARGÂHI ALMANYA´NIN NÜRNBERG KENTİ
Serdar Kaya 1955 İstanbul doğumlu, Ankara Polatlı nüfusuna kayıtlı. Resmi belgelerde DKÖ üyesi olarak geçen Rabia Şen Süer Kaya ile evli. Ev Adresi Nürnberg/Almanya olarak geçiyor. Bu adres örgütün karargâhı olarak kullanılan yer. Ancak Kaya Nürnberg´de başka bir adreste yaşıyor. Kaya´nın Berlin´de de bir adresi var... Babası emekli subay olan Serdar Kaya, Ankara Çankaya Lisesi´nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi´ne girdi. Burada bir yıl okudu, ardından Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi´ne geçti. İki yıl sonra bu okulu da terk etti. 1978´de ruhsatsız silah taşımak suçundan 10 ay hapis cezası aldı. 1979 yılında Hikmet Kıvılcımlı´nın görüşleri çerçevesinde kurulan Vatan Partisi´nde görev aldı. 12 Eylül´den sonra Partizan Yolu adlı örgüte yönelik operasyondan sonra 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1987´de tahliye olunca Partizan Yolu´nun devamı niteliğindeki 16 Haziran Hareketi´nin Türkiye sorumlusu oldu. Sarp Kuray ayrıldıktan sonra 16 Haziran´da etkin konuma geldi. 1998 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarınca Hakan Etyemez vasıtasıyla Almanya´nın Nürnberg kentine yerleşti. 2005 yılında, daha sonra Bostancı´da bir çatışmada öldürülen Orhan Yılmazkaya ile görüştü. Yılmazkaya´yı Türkiye askeri kanat sorumluluğuna getirdi. Serdar Kaya, Orhan Yılmazkaya ile birlikte Kuzey Irak´a giderek Zap Kampı´nda askeri eğitim aldı.
ÖRGÜTÜN LİDERİ VE TEORİSYENİ...
Örgüt kadrosuna bütün eylem talimatlarını veren isim Serdar Kaya. Selimiye Kışlası ve AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binasını bombalamak için eylemler yapan örgüt, 2008 yılından bu yana 2 emniyet görevlisi şehit etti, 11 emniyet görevlisini yaraladı. Örgütün saldırıları sonucunda bir vatandaş hayatını kaybetti, 8 vatandaş ise yaralandı. Serdar Kaya, Emniyet arşivlerindeki bilgilere göre 1989-91 yılları arasında İstanbul´da pek çok silahlı eyleme karıştı. Örgütün teorisyeni konumundaki Serdar Kaya´nın, Lenin´in ´Ne Yapmalı?´ isimli kitabından ilhamla devrimin safhalarını analiz ettiği Türkiye Bir Devrim İçin Ne Yapmalı?´ başlıklı bir yazısı bulunuyor. Kaya o yazısında, Kürt halk hareketinin egemen yapıda (Türkiye Cumhuriyeti Devleti´ni kast ediyor) yarattığı çatlağın genişletilerek devrimci İslam´ı (Alevilik kast ediliyor) ittifak gücü olarak kullanmak suretiyle emperyalizme karşı direnebilecek güçlü bir siyasal yapının oluşturulması gerektiğini, işçi sınıfını devrimci bir başkaldırıya hazırlayacak öncü bir örgüt kurulmasının şart olduğunu ve devrimci eylem çizgisinin, Türkiye devriminin karargâhını oluşturmakla yaratılabileceğini iddia ediyor. Bu görüş, DKÖ´nün ortaya çıkış amacını da gösteriyor. (Sabah)
ÖRGÜT TÜRKİYE´DE BİTME NOKTASINA GELDİ
Ergenekon Terör Örgütü´nün taşeron eylem yaptırdığı örgütlerden biri olarak gösterilen ve sol çevrelerde dahi karanlık bir yeni sol örgüt olarak nitelendirilen Devrimci Karargah Örgütü (DKÖ), Ergenekon operasyonlarının başlaması ile ortaya çıkan bir örgüt oldu. Adını ilk kez 2008 yılının Ağustos ayında Selimiye Kışlası´na yapılan havan saldırısı ile duyuran örgüt, ardından AK Parti İstanbul İl Başkanlığına bombalı saldırı yaparak bir polis memurunu şehit etti. Örgütün yöneticisi Orhan Yılmazkaya, Bostancı´da polisle girdiği şiddetli bir çatışmada ölü olarak ele geçirildi. Peşpeşe operasyonlarla darbe yiyen örgüt Türkiye´de fiilen bitme noktasına geldi. 2013 Nisan ayında düzenlenen son operasyonlarda örgütün son iki yöneticisi de yakalanmış oldu. Türkiye´de aranan yöneticisi kalmayan örgütün lideri konumundaki Serdar Kaya´nın Almanya´da yaşadığı ileri sürülüyordu.
ÖRGÜTE AÇILAN DAVADA EN AĞIR CEZALARDAN BİRİ HANEFİ AVCI´YA
Devrimci Karargah örgütüne yönelik 5 dava açıldı. 100´e yakın sanığın yargılandığı birleştirilerek görülen davaların en ilgi çeken sanığı eski emniyet müdürü Hanefi Avcı oldu. Avcı´nın, ´Devrimci Karargah terör örgütü ve mensuplarına yardım´, ´yargı görevini yapanı etkileme´, ´soruşturmanın gizliliğini ihlal´, ´terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme´, ´ikametinde ele geçirilen ruhsatsız silahlar nedeniyle 6136 sayılı yasaya muhalefet´ ve ´zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme´ suçlarından toplam 23 yıl 4 ay ile 51 yıl 9 ay arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu. 19 Temmuz 2013 tarihinde sonuçlanan davada örgüt yöneticisi Ulaş Erdoğan 17 yıl, Avcı ise 15 yıl hapse mahkum edildi.
45 sanığın çeşitli oranlarda hapis cezasına çarptırıldığı Devrimci Karargah davasında gerekçeli karar 28 Eylül 2013 tarihinde açıklandı. Kararda 15 yıl hapis cezası alan Avcı´nın Devrimci Karargah terör örgütü üyesi Necdet Kılıç ile yakın ilişkisinin olduğu, örgüte yönelik soruşturmayı etkisiz hale getirmek için Kılıç´a taktik verdiği belirtildi. Avcı´nın Kılıç´a teknik ve fiziki takipte olduğunu haber verdiği ve takibi nasıl etkisiz kılacağını anlattığı ifade edildi. Kararda, ?Sanık Avcı Necdet Kılıç ile konuşarak söz konusu soruşturmayı akim bırakmak için kendisine yol ve yöntem gösterdiği, Hanefi Avcı İl Emniyet Müdürü olmasına rağmen ve emniyet müdürlüğünün çeşitli birimlerinde istihbarat dahil görev yapmasına rağmen Devrimci Karargah örgütü mensubuna yardım ettiği vicdani kanısına varıldığından mahkumiyetine karar verilmiştir? ifadeleri kullanıldı.
KİTABIYLA TÜRKİYE´Yİ SARSTI
Avcı, Ergenekon soruşturması sürecinde yazdığı bir kitapla tam anlamıyla Türkiye´yi sarstı. Ergenekon davalarının Fethullah Gülen cemaatinin komplosu olduğunu, tüm hakim ve savcıların da bu cemaatin emrinde olduğunu ileri süren Avcı, CHP lideri Deniz Baykal´a yönelik seks kaseti olayının da yine cemaatin işi olduğunu iddia ediyordu. Adeta her taşın altında cemaat var diyen Hanefi Avcı´nın bu inanılmaz derecedeki abartılı iddiaları ileri sürmesinin arka planı çok geçmeden aydınlandı. Avcı´nın ne kadar derin bir istihbarat görevlisi olduğu da o süreçte ortaya çıktı.
Avcı´nın Devrimci Karargah örgütü üyeleriyle irtibatı vardı ve kendisine yönelik polis soruşturmasını, teşkilat içindeki irtibatları aracılığıyla haber almıştı. Örgüt üyelerine polis takibinden kurtulma taktikleri verdiği, soruşturmada kanıtlandı. Hiç bir şekilde izah edilemeyecek ve savunulamayacak şekilde derin irtibatları tespit edilen Avcı son bir hamle ile ön almaya ve kendisine yönelik soruşturmayı itibarsızlaştırmaya çalıştı. Cemaatin kendisine yönelik bir intikam operasyonu yaptığını öne sürdü. Oysa deliller çok açıktı. İşte kitap, kafa karıştırmak ve Ergenekon davaları üzerinde şüphe uyandırmak amacıyla son anda cemaat bölümü eklenerek piyasaya çıkarılmış oldu. Ergenekon davalarına karşı çok büyük bir hamle yapılmıştı. Ancak bu hamlenin kendisine yönelik Devrimci Karargah soruşturmasını baltalamak için yapıldığı da kısa sürede ortaya çıktı. Bu hamle ile aynı zamanda Ergenekon soruşturmasının da baltalanmak istendiği açıktı.
O süreçte ortaya çıkan başka ayrıntılar bunun aslında çökmekte olan Ergenekon´un can havliyle yaptığı derin bir plan olduğunu da gösterdi.
Şöyle ki, Hanefi Avcı halen Ergenekon örgütünün talimatları doğrultusunda yayın yapmakla suçlanan Odatv internet sitesine yönelik açılan davada da sanık olarak yargılanıyor. Avcı´nın kitabını Ergenekon davalarını baltalamak için yazdığı iddiası davanın konularından birisi. Bu dava henüz sonuçlanmış değil.
Bir diğer ayrıntı, Hanefi Avcı´nın 6 Mart 1993´de İstanbul Kartal´da Dev-Sol´a düzenlenen polis operasyonu yönettiğinin ortaya çıkması oldu. O olayda asıl ortaya çıkan ise operasyonda yaşamını yitiren örgüt mensupları Bedri Yağan ve arkadaşlarının yakın mesafeden başlarına ateş edilerek infaz edildikleri oldu. Adını daha sonra DHKP-C olarak değiştirecek olan Dev-Sol örgütünün yönetimi böylece Dursun Karataş ekibine teslim edilmiş oldu. Bedri Yağan örgütte liderlik kavgası veren kişi idi. Dev-Sol, Ergenekon sürecinde ortaya çıkan bu ve benzer bulgular nedeniyle derin devletin yönetimindeki anlamına gelen ´Derin-Sol´ olarak adlandırılıyor. Adını DHKP-C olarak değiştiren bu örgütün Hatay bölgesinde Özel Harp Dairesi mensuplarıyla birlikte ortak operasyonlar yaptığı, İstanbul´daki Ergenekon davasından Malatya´daki Zirve davasına gönderilen ´Akdeniz Raporu´ belgesinde belirtiliyor.
Bu derin bağlantılar ve eylemler başka bilgilerle de teyit edildi. Eski özel Harekat polisi Ayhan Çarkın, Susurluk dönemindeki faili meçhul cinayetlere dair 2011 yılında şok itiraflarda bulundu, somut bilgiler verdi. İtiraflar 17 cinayet hakkında soruşturma açılmasına neden oldu. Bu cinayetlerden birine yönelik dava geçtiğimiz günlerde açıldı. Eski İçişleri Bakanı ve Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen sanıklardan biri haline geldi. Ayhan Çarkın, itiraflarında Hanefi Avcı ve Dursun Karataş´ın ne kadar derin kişiler olduğuna dair iddialarda da bulunuyordu. Dursun Karataş´ı istihbarat minibüsünde gördüğünü söyleyen Çarkın, Avcı´nın da Ergenekon´un merkez komitesinde görev aldığını ileri sürüyordu.
ÖRGÜT GEZİ OLAYLARINDA DA ROL ALDI
Haziran ayı boyunca Türkiye´yi sarsan Taksim Gezi Parkı olaylarında Devrimci Karargah örgütünün de rol aldığı ortaya çıkmıştı. Taksim´de molotof atarak polisle çatışırken görüntülenen ve daha sonra yakalanan Ulaş Bayraktaroğlu´nun Devrimci Karargah örgütü (DKÖ) mensubu olması buna dair bulgulardan sadece birisi. Gezi olaylarına yönelik çeşitli iddianame ve soruşturmalarda bu örgütün adı sıkça geçmekte.
ALMANYA´NIN TÜRKİYE´YE DERİN İLGİSİ
Polisiye operasyonlarla Türkiye´de bitme noktasına gelen Devrimci Karargah örgütünün Almanya´da yaşamını sürdürdüğünün ortaya çıkması aslında şaşırtıcı değil. Almanya´nın Türkiye´ye yönelik derin ilgisi son Ergenekon soruşturması sürecinde sık sık somut bulgularla kanıtlanmış bulunuyor. 1990 yılında İtalya´da patlak veren Gladio skandalı, Nato bünyesindeki kontrgerilla teşkilatlarından bir örneğinin de Almanya´da bulunduğunu ülke yetkililerinin itiraflarıyla resmen kanıtlamıştı. CIA öncülüğünde NATO ülkelerinde kurulan kontrgerilla yapılanmalarında Alman Nazilerinin örnek alındığı ileri sürülüyordu. Esasen Amerikan istihbarat teşkilatı OSS´nin CIA´ya dönüşmesinde de yine Alman nazilerinin örnek alındığı, nazi yöneticilerinin CIA yapılanmasında görev aldığı biliniyor. Alman ve Türk kontrgerilla teşkilatlarının halen aktif şekilde yaşadığı ve yardımlaşmakta olduğu Alman araştırmacılar tarafından da dile getirilmekte. Türklere yönelik dönerci cinayetlerinin arkasında da bu derin yapının rol aldığı ileri sürülmekte. Almanya´nın Veli Küçük, Muzaffer Tekin gibi bazı Ergenekon sanıklarıyla çeşitli bağlantıları ve çeşitli Ergenekon sanıklarına para desteği sağladığı belgeleriyle ortaya çıkmış, bu iddia Ergenekon davasında mahkemenin dikkatini çekmişti. Ergenekon´un en önemli sanıklarından olan firari Bedrettin Dalan´a Alman istihbarat teşkilatının sahte pasaport verdiği de ortaya çıkan bir başka ayrıntı idi. Yönetiminde Almanya´nın etkin olduğu Uluslararası Polis Teşkilatı Interpol, Dalan´ın Türkiye´ye iade talebini reddederken, aynı şekilde kırmızı bültenle aranan çok sayıda diğer terör suçlusunu da Türkiye´ye iade etmeyi ya reddediyor ya da bürokratik bahanelerle işi yokuşa sürüyor. Prof. Necip Hablemitoğlu´nun Alman derin devletinin vakıf ve dernekleri aracılığıyla Türkiye´de siyasete müdahale ettiği iddiasını araştırırken Ergenekon örgütü tarafından öldürüldüğüne dair somut bulgular diğer bir kanıtı teşkil ediyor. Almanya´nın Türkiye´yi karıştıran Gezi olaylarına siyasetçileriyle, medyasıyla, vakıf ve dernekleri aracılığıyla aktif destek verdiğinin somut bulgularla ortaya çıkmış olması da bu konuda sayılabilecek diğer bir kanıt. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
KARARGAH AVRUPA´YA YAYILMIŞ
18.10.2013 12:06 SABAH, Devrimci Karargâh örgütünün Serdar Kaya dışındaki yöneticilerini de buldu. Bütün kadrolarıyla Avrupa´ya yayılmış olan örgütün hemen her önemli Avrupa kentinde bir üssü var. Sabah, aralıklarla toplam iki yıl süren uzun soluklu bir haber-araştırma süreci sonunda Devrimci Karargâh örgütünün Serdar Kaya dışındaki yöneticilerini de buldu. Örgütün, Kaya´dan sonra en önemli yöneticisi olan askeri kanat sorumlusu Şemdin Şimşir´i İsviçre´de bulup görüntüledik. Devrimci Karargâh´ın bir diğer önemli yöneticisi finansör Hakan Etyemez´i de örgütün ana karargâhının bulunduğu Nürnberg´de fotoğrafladık. Etyemez bugüne kadar hiç görüntülenmemişti. DPD adlı kargo firmasının Nürnberg bayiliğini yapan Etyemez´in B.E. Transport adlı bir şirketi bulunuyor. Alman polisinin, Türklere ait pek çok işyerine mali baskı yaptığı halde B.E. Transport´u mali denetime tabi tutmadığı öğrenildi. Hakan Etyemez, örgütün Nürnberg´deki merkezinde diğer Devrimci Karargâh üyeleriyle toplantılar yapıyor.
SABAH Özel İstihbarat Bölümü, Serdar Kaya´yı, Nürnberg´den Berlin´e geldikten sonra sabah eşi Rabia Şen Süer Kaya ile birlikte kahvaltıya giderken görüntülemişti. Berlin´de Serdar Kaya ile birlikte görüntülenen Rabia Şen Süer Kaya da Devrimci Karargâh üyesi olarak biliniyor. Rabia Şen Süer Kaya, 24 Nisan 2010 tarihinde örgütün etkin olduğu şehirlerden Zürih´te yapılan Orhan´lardan Mahir´lere kavga sürüyor konulu anma etkinliğinde Devrimci Karargâh standını temsil etmiş. Rabia Şen Süer Kaya´nın da adının yer aldığı MİT raporuna göre Devrimci Karargâh örgütünde etkin görevlerde olan isimler şunlar:
Şemdin Şimşir, Hakan Etyemez, Mehmet Güneş, Bülent Parmaksız, Hakan Soytemiz, Eser Sandıkçı, Emrol Pamuk, Mustafa Süleyman, Kudret Köksal, İbrahim Halit Elçi, Aynur Boyraz, Orhan Yılmazkaya, Cemal Bozkurt, Fatih Aydın, Özgür Dinçer, Murad Akıncılar, Kamil Cem Özatalay, Cenk Murat Ağcabay, Oğuzhan Kayserilioğlu, Semih Aydın, Tuncay Yılmaz, Süleyman Baş, Eyüp Çelik, Mehmet Şamir Altan, Mehmet Bülent Özbek, Mehmet Ali Özdemir, Emir Yusuf Emirmahmudoğlu, Gürbüz Güneş, Cevat Dökmeci, Günay Kubilay, Salih Mahir Aydın, Nail Arıkan, Özcan Kılıç, Ulaş Erdoğan, Osman Baha Okar, Önder Sönmez, Özgür Aytulum, Rauf Demir, Okan Duman, Bayram Akdoğdu, Benay Can, Vedat Yılmaz ve Volkan Karakuş. Raporda DK´nın solda birlik çalışmaları için faaliyet gösterdiği de belirtiliyor. Raporda ayrıca Hakan Etyemez´in örgütün finansörlerinden olduğu bilgisine de yer veriliyor. MİT´in tespitlerine göre örgütün askeri kanat sorumlusu Şemdin Şimşir de, İsviçre´de bahis işletmeciliği ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan çevrelerle ilişkili ve bu çevrelerden örgüte finans sağlıyor.
Berlin´de görüntülenen Devrimci Karargâh´ın lideri Serdar Kaya´dan sonra en önemli ismi askeri kanat sorumlusu Şemdin Şimşir. Dev-Sol kökenli Şimşir´in kod adı Faruk. Şimşir Erzincan Refahiyeli. İlkokul mezunu olan Şimşir´in Uzakdoğu sporlarıyla ilgilendiği, iyi silah kullandığı ve bu yüzden askeri kanat sorumluluğuna getirildiği belirtiliyor.
İstihbarat birimlerinin tespitlerine göre Şimşir, uyku bozukluğu, bayılma, karanlıktan korkma, asabiyet gibi şikâyetlerle tedavi merkezine başvurmuş. Bir başka deyişle Şimşir´in psikolojik sorunları var. Şimşir´in, örgütte Anıt Baba, Suat Bozkuş, Mehmet Şamil Altan, Cenk Murat Ağcabay, Süleyman Baş, Mehmet Güneş, Kamil Cem Özatalay, Özgür Tüzün, Bülent Parmaksız, Okan Duman, Bayram Akdoğdu, Emir Yusuf Emirmahmudoğlu, Eyüp Çelik, Mehmet Ali Bozdemir ve Raif Demir ile doğrudan bağlantısı bulunuyor.
Edindiğimiz bilgilere göre Avrupa´daki örgütsel toplantılar Almanya´dan Serdar Kaya ve İsviçre´den Şemdin Şimşir´in de aralarına bulunduğu 6-7 kişilik üst yönetim kademesi tarafından gerçekleştiriliyor. Bir başka ilginç bilgi ise SABAH´ın bulup görüntülediği Serdar Kaya´nın Suriye´de sivillere yönelik Şebiha katliamlarıyla gündeme gelen THKP-C Acilciler Örgütü´nün Lideri Mihraç Ural´la irtibatlı olması. Hatta Kaya, Suriye´de bir DK ofisi bile açmayı planlamış. MİT´e göre örgütün Almanya, İsviçre, Hollanda, Fransa, Rusya kadrosundakiler şöyle;
Almanya kadrosunda Serdar Kaya, Rabia Şen Süer Kaya, Hakan Etyemez, Cevat Dökmeci, Mehmet Ali Bozdemir.
İsviçre kadrosunda Şemdin Şimşir, Eyüp Çelik, Suphi Ağaçkesen, Nevzat Coşkun, Mehmet Akyol, Pakize Keleş, Cenk Murat Ağcabay, Rauf Demir, Şükrü Bozkurt, Süleyman Baş.
Hollanda kadrosunda Emir Yusuf Emirmahmudoğlu, Suat Bozkuş, Salih Mahir Aydın.
Fransa kadrosunda Gürbüz Güneş; Rusya kadrosunda ise Anıt Baba
PKK´NIN GÖZETİMİNDE
19.10.2013 12:02 2005 yılında kurulan Devrimci Karargâh, Avrupa´da etkin olan PKK´nın gözetiminde eylemlerini yapıyor. Örgüt, Kandil bağlantısını Serdar Kaya-Mustafa Karasu ilişkisi üzerinden sağlıyor. 2005 yılında kurulan Devrimci Karargâh örgütü, birden bire ortaya çıkıp, büyük kanlı eylemlere başlamış ilginç bir örgüt. Örgütün ansızın faaliyetlerine başlayıp, kanlı eylemler yapmış olması yabancı gizli servislerin denetiminde olduğunu gösteriyor. Örgüt ayrıca Avrupa´da etkin olan PKK´nın gözetiminde faaliyet gösteriyor. Kandil´den Nürnberg ve Berlin´e, oradan Avrupa´nın pek çok şehrine yayılan ilişki ağı içinde Devrimci Karargâh (DK), PKK desteğiyle yaşatılan bir örgüt olarak nitelendirilebilir. DK-PKK bağlantısını, Serdar Kaya ile PKK´nın Kandil´deki üst düzey yöneticilerinden Mustafa Karasu sağlıyor. Milli İstihbarat Teşkilatı´nın (MİT) tespitlerine göre Kaya, Kandil´de Karasu ile görüştü ve DK´nın Avrupa´da nasıl faaliyet göstereceğini ayrıntılarıyla konuştu. Serdar Kaya ayrıca, Bostancı´daki polis baskınında ölen Orhan Yılmazkaya ile birlikte de Kuzey Irak´taki Zap kampına gidip askeri eğitim aldı. Kaya ile Yılmazkaya´nın internet üzerinden şifreli görüşmeler yaptığı tespit edildi. Emniyet, internet haberleşmelerini şifreli yapan örgütün zaman zaman güvenlik için canlı kurye kullandığını da belirledi. Devrimci Karargâh, 2008 yılında 1. Ordu Komutanlığı´na havan mermisi ile saldırı düzenlenmesi, Karacaahmet Mezarlığı´nda zaman ayarlı parça tesirli bomba ile patlatılmasıyla gündeme geldi. Örgütün en büyük eylemi ise, Sütlüce´deki Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Başkanlığı´na bombalı paket gönderilmesiydi. Bombanın patlaması sonucu bir polis memuru şehit olmuş, 5´i polis 12 kişi de yaralanmıştı. 2009´da Beşiktaş´taki Pozitif Bank binasına bombalı saldırı düzenleyen örgütün Bostancı´daki hücre evinin basılması sırasında televizyonlardan canlı yayınlanan çatışmada emniyet amiri Semih Balaban şehit olmuş, yoldan geçen Mazlum Şeker de hayatını kaybetmişti. Bu çatışmada Serdar Kaya´nın görevlendirdiği örgüt yöneticisi Orhan Yılmazkaya öldürülmüştü.
2008 yılında adını duyuran Devrimci Karargâh örgütüyle ilgili MİT raporunda DK´nın 2011 yılı itibariyle Avrupa-Irak alanında 60-70 mensubuyla toplantılar yaptığı bilgisi yer alıyor. Raporda şöyle deniliyor: Avrupa merkezli olarak yönlendirildiği bilinen örgütün ağırlıklı olarak Almanya ve İsviçre´de faaliyet göstermekte olup, Fransa ve Hollanda´da kadro ve bağlantıları bulunmaktadır. Ayrıca Irak, Suriye, İran, Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Hırvatistan ve Saraybosna´da da irtibatlarda ve faaliyetlerde bulunduğuna dair duyumlar alınmıştır.
Örgütün lideri Serdar kaya´nın eşi Rabia Şen Süer Kaya 1961 Üsküdar doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi´nden mezun oldu. Serdar Kaya ile 1989´da evlendi. Yazarlık ve çevirmenlik yapıyor. İddialara göre, Rabia Şen Süer Kaya´nın örgütte irtibatlı olduğu diğer isimler şunlar: Eşi Serdar Kaya, Cenk Murat Ağcabay, Anıt Baba, Suat Bozkuş, Şamil Altan, Hakan Etyemez, Pakize Keleş, Hakan Soytemiz, Gürbüz Güneş, Oğuzhan Kayserilioğlu, Mehmet Güneş, Cem Özatalay, Murad Akıncılar, Mehmet Bülent Özbek, Mehmet Ali Bozdemir, Cevat Dökmeci, İbrahim Özkan, Muttalip Küçükoğlu, Mehmet Ali Yücel, Mebruke Bayram. Rabia Şen Süer Kaya, DK´nın Emir Yusuf Emirmahmudoğlu adlı yöneticisi ile de irtibatlı. Emirmahmudoğlu 2006 yılında Hollanda´dan Rabia Şen Süer Kaya ile internet üzerinden birkaç kez örgütsel bağlantı kurmuş.
Devrimci Karargâh örgütü, 2009 yılında Sabiha Gökçen Havalimanı´nda 11 Eylül tarzı bir terör saldırısı planladığı iddiasıyla gündeme geldi. Örgütün, 11 Eylül tarzı bir terör saldırısı için üs olarak seçtiği Sabiha Gökçen Havalimanı´nda uçak bakım şirketine eleman sızdırdığı, ancak polisin örgütü çökertmesinden sonra eylemin yapılamadığını SABAH daha önce yazmıştı. SABAH´ın 9 Kasım 2009´da sürmanşetten yayınladığı haberde örgütün tıpkı Sabancı suikastında Fehriye Erdal´ın Sabancı Center´da işe konulması gibi, bir şirkete eleman yerleştirerek saldırı planladığı belirtilmişti. (Sabah)
(17 Ekim 2013, 13:53), son güncel.: (19 Ekim 2013, 12:02)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz
DEVRİMCİ KARARGAH 3. İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Hanefi Avcı´ya 15 yıl hapis
Avcı´nın devrimciler içinde işi ne?
Hanefi Avcı´nın kitabında ileri sürdüğü iddiaları konulu manşetlerimiz
Avcı´nın ´Derin Sol´ infazı kesinleşti: Kafalarına sıkılmış
Avcı, Derin-Sol´un önünü açtı
Ergenekon ve Derin-Sol infazlar
DHKP-C´nin Ergenekon bağlantısı
Çarkın: Karataş, istihbaratla geziyordu
Çarkın: Avcı Ergenekon´un merkezinde
Çarkın´dan Hanefi Avcı itirafları
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Yabancı vakıflara dava açılacak mı?
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Belgeleriyle Gezi´nin Ardındakiler
O vakıflar iş üstünde yakalandı
Mısır Alman vakıflarını yargılıyor
Alman vakıfları Ergenekon davasında
Ergenekon´un Almanya örgütlenmesi konulu manşetlerimiz